Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 1 ŞUBAT 2000 SALI
HABERLER
DUIS^ADA BUGUN
ALtSİRMEN
NeredenCesaretAhyor?
FP'nin resmi Başkanı Recai Kutan'ın öfke-
sinin nereden geldiğini anlamak kolay.
öfke Türkiye'de laik sistemi yıkmak isteyen-
lerin foyasının meydana çıkmasından ve dev-
letin nihayet bunlann üstüne gitmeye başla-
masından kaynaklanıyor.
Kimse yanılgıya kapılmasın! FP ile Hizbullah
arasındaki fark amaçta değil, araçtadırve o da
sanıldığı kadar büyük değildir.
Unutmayalım Recai Bey'in patronu, FP nin
gerçek lideri Necmettin Erbakan, hiç çekin-
meden, iktidarageleceklerini, amabunun kan-
It mı, kansız mı olacağını bilmediğini söylüyor-
du.
Yani kan dökerek iktidara gelmek, bunlar için
saf dışı edilmiş bir seçenek değildir. Hatta Şev-
ki Yılmaz gibi sureta ihraç edilmiş kimi üyele-
ri için bu alternatif daha da tercih edilir bir yol-
dur.
Üstelik, Sıvas'tan Sincan'a, devlet kadrola-
nna adam sızdırmaktan demokrasi düşmanlı-
ğına kadar, amaç ve yöntemde Hizbullah, Fa-
zilet veya onun ağababası RP arasında dirsek
teması bulunduğu da açıkça ortadadır.
Işte bir zamanlar ılımlı diye nitelenen Kutan'ı
öfkelendiren bunlar.
öfkenin hedefi ise.. gerçeği söylemek gere-
kirse doğru. Çünkü, Türkiye'de demokrasinin
çanına ot tıkamak isteyen irticaya karşı, parla-
mentoda grubu bulunan partilerde mevcut ol-
mayan iradeyi gösteren ve onlan gönülsüz de
oJsa harekete geçmeye sevk eden Silahlı Kuv-
vetler'dir.
Ve Pandora'nın kutusu açılınca ortaya çıkan
gerçekler, artık siyasi iradenin de geri adım at-
masını olanaksız kılıyor.
•••
öfkenin nedenini anlamak mümkün ama, her
zaman olduğu gibi, molla mantiğının mekaniz-
masını anlamak kolay değil.
Yüzlerce hunhar cinayetin faili bir örgüt orta-
ya çıkanlıyor, Anadolu'nun her yerinden ceset-
ler fışkınyor, toplumun karşı karşıya bulundu-
ğu büyük tehlike bütün delilleriyie gözler önü-
ne seriliyor, haber bütün dünyada bomba gibi
patlıyor ve Recai Kutan Efendi, bu konuyu su-
ni gündem olarak niteliyor.
Peki bu gündem suni ise gerçek gündem ne
oiabilir ki?
Bir ülkede demokrasinin köküne kibrit suyu
ekmek, toplumu kan ve ateşe boğmak iste-
yen; hapishaneleri, terör antrenman evine çe-
viren örgütler gündemin birinci maddesini oluş-
turmaz ise ne oluşturabilir ki?
Bir demokrasi bu tür eylem ve tehlikelere kar-
şı uyanık olmazsa, ki uzun süre olmamış oldu-
ğu da ortaya çıkıyor, nasıl yaşayabilir?
Kısacası Recai Bey'in mantğını anlamak güç
değil, olanaksızdır.
••• * '•'- "'
Bir başka soru da, Recai Kutan'ın birden böy-
tesine dellenecekcesareti nereden bulduğudur.
llk bakışta, belki de partisi hakkında çıkabi-
tecek bir karara karşı öfkenin gözünü kararttı-
ğı düşünülebilir. Ama öyle anlaşılıyor ki, bu ce-
saretin başka kaynaklan da var.
Haberleri dikkatle izlediğiniz zaman görür-
sünüz ki, Recai Bey'in cesareti içsel değil, dış
kaynaklıdır. Tarttşmalar olduğu sırada Recai
Bey'in kurmaylarının yanına gelen Amerikan
Konsolosluğu görevlisi cesaretin kaynağınt
oluşturuyor.
Acaba bu yabancı görevii, Recai Bey'e Naz-
lı llıcak gibi, "Dayanın" mı dedi, yoksa ılımlı ol-
masını mı önerdi.
Recai Kutan, talimatı doğru da anlamış olsa,
yanlış da.. fazla fark etmiyor. Cesareti, talima-
tın geldiği kaynaktan alıyor.
Recai Bey, ABD ile AB'nin, arkasında oldu-
ğunu düşünerek cesaretleniyor.
Bu da fazla önemli değil. Çünkü bu ülkede
laik rejim, ABD ile AB tarafından kurulmadı ki,
onlar tarafından kurtanlsın ya da yıkılabilsin.
Recai Kutan ile biriikte bütün çevresi bunu bir
anlayabilseler...
Hizbullahcılar cezaevinde
İdam istemiyle
yargılanacaklar
ANKARA (Cumhuriyet
Börosu) - Kanh terör örgü-
tü Hizbullah'a yönelik An-
kara'daki operasyonlarda
gözalnna ahnanlardan ara-
lannda askeri kanat sorum-
lusu Mahmut Demir, An-
kara bölge sorumlusu Sei-
man tpek ın de bulunduğu
12 kişi tutuklanarak Eski-
şehir Özel Tip Cezaevi'ne
gönderildi. Sanıklardan
4'üidamla, 8'i de "yasadı-
şı örgüt üyesi otanak" su-
çuyla yargılanacak.
Ankara'daki Hizbullah
soruşturmasuu yürüten,
Konya, Diyarbakır, Bat-
man, Mardın ve Adana'da
örgütün üst düzey yöneti-
cileri ile hücre evlerinde
incelemelerde bulunan,
yer gösterme çalışmalan-
na katılan Ankara DGM
Cumhuriyet Savcısı Nuh
Mete Yüksel, 4 saat sürey-
leDGM'ye sevk edilen 15
kişinin ifadesini aldı. Yük-
sel, Mahmut Demir'in i-
mam nikâhlı eşi Nesrin
AsJan ile Sayha Tekin ve
Nuran Aslan'ı serbest bı-
raktı. Denıir'in imam ni-
kâhlı eşi Nesrin Aslan'dan
dünyaya gelen ve dün sivil
pohslerce DGM'ye getiri-
len bebek, serbest bırakı-
lan annesi ve diğer kadın-
lar tarafindan abnarak gö-
türûldü, Başkentteki ope-
rasyonlarda gözaltına ah-
nan diğer 12 kişinin de ge-
lecek günlerde DGM'ye
çıkanlacağı bildirildi.
Nuh Mete Yüksel Kon-
ya, Diyaıbakır, Batman,
Mardin ve Adana'da örgü-
tün hücre evlerinin yerini
gösteren ve örgütün ger-
çekleştirdiği cinayetler
hakkında bilgi veren, ör-
gûtûn üst düzey yöneticisi
Mahmut Demir'in saycıhk
ve yedek hâkimlik ifade-
lerinde Adana'nın Yüreğir
ilçesindeki HADEP ilçe
teşkilatında iki yöneticiyi
öldürdüklerini, Batman'da
kendisinin işlediği cina-
yetleri de itiraf ettiğini be-
lirtti. Demir'in gerçekleş-
tirdiği eylemler konusun-
da "pişmanım" dediği ve
Pijmanlık Yasası'ndanya-
rarlanmak ıstediğı kayde-
düdi.
Medyadan cirkin tezgâttrO«.rrtK* ucs* i'fit_j Medya; Tarsus'ta 2 öğretmenir» dkJürulviçünü "siyasi
r..Tr=-.--Tr-rrrrrrt crnayet" gtbı göstormeye kalktşııicen, olaytn na-
mus* moseiesinden kaynakiandtğınt orta^a^ıkardıki e*rsM«n flmurunü...
Öğretmen katilleri
Hizbullahçı çıktıTarsuş'Uı Ekımde öfduaıien iKı ogret'iıenın cırayetının arciincsan Hı/buSSah
çıktı. Ğğ'etnıenieröen bımn oiduren orgu*. dfger Cfnaycte de yard
!
-iı
Şeriatçı Akit gazetesi öğretmen cinayetkri konusunda hedef sapûrarak olayı namus meselesi olarak niteledL Cinayetierin arkasında Hizbullah olduğu gerçeği fazla gizlenemedl
Fazilet Partisi-Hizbullah örgütü ve şeriatçı basın üçgeninde 'psikolojik harp'
Şeıiatçılar Hizbııflalı^ı gizLedi
MEHMETFARAÇ
Şeriatçı Akit gazetesi ve Milli Gaze-
te'nin, Tarsus'ta iki öğretmenin Hizbul-
lah tarafindan öldürülmesi olayını "na-
mus meselesT diye çarpıtarak verdi. Uz-
manlar, Hizbullah'ın eylemlerinin giz-
lenmesini yönelik yayınlan ve FP'Ulerin
takıyyelennı "taikkesimvegüv^nlikgûç-
lerinin operasyonlanna karşı psikolojik
harp" olarak değerlendırdiler.
Hizbullah eylemlerinin yoğunlaştığı
1984 yıhndan bu yana, Beklenen Vakit,
Akit, Selam ve Milli Gazete gibi şeriat-
çı yayınlar, haberlerinde örgüte ve ey-
lemlerine yer vermemekle dückat çekti-
ler Şeriatçı basının bu uygulamasına en
ilginç örnek, Tarsus'ta iki öğretmenin öl-
dürülmesi olayında yaşandı.
Tarsus İmam Hatip Lisesi Müdür Yar-
dımcısı Mustafa Özkan, 9 Ekim 1997
günü saat O7.3O'da evinden çıktığı sıra-
da kinüiği belirsiz bir kişinin ensesine 2
el ateş etmesi sonucu öldü.
Olaydan bir gün sonra Turgut Işveren
llkögretim Okulu Türkçe öğretmeni, ev-
li ve 2 çocuk babası Oktay Bulun, Amt
Mahallesi'ndeki evinin önünde 2 kişi ta-
rafindan boğazı bıçakla kesilerek öldü-
rüldü. "Atatûrkçû" olarak bilinen iki öğ-
retmenin öldürülmesi ve cinayet yöntem-
leri kentte korkuya yol açtı. Akla hemen
Batman ve Hizbullah geldi. Olayla ilgi-
li 60'dan fazla kişi gözaltına alındı
Polis soruşturmayı sürdürürken cina-
yetin ardmda Hizbullah olduğu iddiası
iyice ağu^lık kazandı. Cumhuriyet, Mft-
Byet ve Hürriyet gibi gazeteleT bu iddi-
alan ısrarla yazdı. Milliyet 12 Ekim
1997te "Tarsus'ta Hizbullah endişesi''
Yeni Yüzyıl 13 Ekim 1997'de "Hizbul-
lah kuşkusu güçleniyor", Posta gazetesi
ise 11 Ekim 1997'de, "Cinayefler rfyasr
başLguu attı. Cumhunyet ise olayın Hiz-
bullah cinayetlen olduğu üzerinde ısrar-
la durdu.
Cumhuriyet'in Genel Yayın Kordinö-
törii Hikmet Çetinkav-a. 11 Ekim 1997
günü "PohtikaGünlüğü" köşesüıde ola-
yı irdelerken,"Cina\etin işleniş biçimli
Hizbullah adh yasadışı şeriatçı örgütün
adım gündeme getiriyor" diye yazdı. Çe-
tınkaya, Tarsus'ta Hizbullah'ın hücre ev-
leri olduğunu da vurguladıktan sonra
şöyle devam etti:
"_ Tarsus İmam HatipLisesPnde Hiz-
bullah örgürünün öğretmen militanlan
olduğu yolunda iddiaiar \ardi. sanınz 4
öğretmen bu nedenle Konya'ya sürül-
muştiL.
_ tki cinayet de Hizbullah adım bir kez
daha gündeme getiriyorJ"
Şeriatçı gazeteler ise tam aksi bir tu-
tum sergilediler. RP'ye yakınlığıyla bili-
240 tııtııJdama
Yurt Haberleri Servisj -
Şeriatçı terör örgütü Hiz-
bullah'a yönelik operas-
yonlar sürüyor. 44 kentte
gözaltına alınanbin kışıden
mahkemeye sevk edilen
461 kişiden240'ıtutuklan-
dı. Antalya'dak: operasyon-
larda 2 yıl önce kaybolan
Anmet Yalçın'ıncesedi bu-
lundu. Batman'ın Gercüş
ilçesi Baglarbaşı Mahalle-
si'nde yapılan operasyon-
larda ŞeriTYıldınm' ın bah-
çesindeki ahınn ahmda da
2 erkek cesedi bulundu. Di-
yarbakır'da önceki gün 4
cesedin çıkanldığı evde
dün bir ceset daha tespit
edildi.
Gaziantep'te, aralann-
dan örgütün Nizip, Birecik
ve Suruç bölge sorumlusu
olan 3 ögjretmen, 2 imam
ve bir TEDAŞ görevlisinin
de bulunduğu 3 kişi nıtuk-
landı. Elazığ'da mahkeme-
nin serbest bıraktığı 15
Hizbullahçı hakkında bir-
kaç saat geçmeden gıyabi
tutuklama karan verildi.
Yurt genelindeki operas-
yonlarda Hizbullah'ın hüc-
re evlerinde yapılan arama-
larda 44 adet uzun namlu-
lu silah, 298 tabanca, 11 av
tüfeğı, 2 kalem tabanca ile
silahlara ait şarjörler ve 4
bin 296 mermi, 72 el bom-
bası, 100 dinamit lokumu,
200 gram TNT kalıbı, 3 ro-
ketatar, 1 havan, 33 fîinye
ile bomba yapımında kulla-
nılan malzemeler ele geçi-
rildi. Örgüt tarafindan kaçı-
nlıp sorgulandıktan sonra
öldürülerek gömülen 52
ceset bulundu. Bu cesetler-
den 23'ünün kimliği sap-
tandı.
Gaziantep Emniyet Mü-
dürü AH Kalkan, Diyarba-
kır DGM tarafindan tutuk-
lanan Hizbullah'ın askeri
kanat sorumlusu Edip Gü-
mflş'ün, örgüte ait 2 evi
göstereceğini belirtti.
Diyarbakır'ın Mardinka-
pı Semti Savaş Mahallesi
Küçükkavas Sokak'taki 11
ve 13 Noiu evlerde yapılan
aramalarda, kuş yeminin •
bulunduğu bir bidonda, 9 el
bombası bulundu. Küçük-
kavas Sokak'taki 11 No'lu
evin kuş kümesı olarak kul-
lanılan bölümünde domuz-
bağı yöntemiyle boğularak
öldürülenve önceki gün ce-
sedi bulunan AH Çetik dün
toprağa verildi. Aynı so-
kaktaki Kavas Camii ima-
m ı MehmetAsfam da gözal-
tına alındı. Bu arada, Erga-
ni'nin Debelı Köyü'nde 4
Hizbullahçı gözaltına alın-
dı.
Erzurum Emm'yet Mü-
dürü Aziz Aksoy, Hizbul-
lah'a yönelik başlatılan
operasyonlarda örgütün
"itim grubu"ndan oldukla-
n belirlenen l'i kadın 13
kişinin yakalandığını bil-
dirdj»
Isparta'nın 'Eğırdir ilçe-
sine bağlı Bağören Köyû
imamı ve Süleyman Demi-
rel Oniversitesi (SDÜ) tla-
hiyat Fakültesi öğrencisi
Reşat Arslan (21) ile Os-
man Teknak Taüp Işık,
Mehmet Zeki Koç ve Meh-
met Zengin adh inşaat işçi-
leri, Şehmus Yıktanm, Ab-
düivahap Omput ve Sıraç
Suna adlı öğrenciler Hiz-
bullah üyesi olduklan ge-
rekçesıyle gözaltına alındı-
lar.
Erzurum'da DGM'ye
sevk edilen 13 kışıden 9'u
tutuklanarak cezaevine ko-
nuldu. Ağn'da güvenlik
güçlerince Hizbullah'a yö-
nelik yapılan operasyonlar-
da 16 kişi gözaltına alındı.
ÎBDA-C operasyonu ÖZCAN GÜNEŞ
Tokat'm Turhal ilçesin-
de önceki gece şeriatçı ya-
ym organı "Furkan" der-
gisini dağıtan tBDA-C ör-
güt üyesi Orhan Metin Er-
coşkun, Sait Türk ve Hfise-
yin Türk, Terörle Mücade-
İe ekiplerince sılahlan ile
birlikte yakalandılar. Kent
genelinde yapılan operas-
yonlarda "Kadm" tarikatı
üyesi olduklan bildirilen 73
kişi gözaltına alındı.
IĞNELt FIRÇA ZAFERTEMOÇÎN
İHALESÎNPE
Sorgulananlar konuşmamakta direniyor
ŞANLIURFA - Yurt genelinde
sürdürülen operasyonlarda yakala-
nan şeriatçı terör örgütü Hizbullah
müıtanlanmn sorgulamalannda ko-
nuşmadıklan ve soğukkanlılıklanm
korumak için kjsık sesle sürekli
Arapça dualar okuduklan belirlendi.
Emniyet Genel Müdürlüğü kayıt-
lanna göre Türkiye'de faaliyet gös-
teren 30 şeriatçı örgütün en tehlike-
lisı olduğu belirtilen Hizbullah mi-
litanlannın sorguya ve her türlü şid-
dete karşı direnç gösterebilmeleri
için eğitildikleri bu nedenle güven-
lik güçlerinin PKK'lilerin aksine
Hizbullahçılan konuşturmakta zor-
landığı öğrenildi. Cumhuriyet'e bil-
gi veren kaynaklar, 1990 sonrası Gü-
neydoğu'yu kana bulayan şeriatçı te-
rör örgütü Hizbullah'tn Mahmut De-
mir ve Cemal Gülşen ile 6 itirafçı-
nın anlatımlan sonucu çözüldiiğünü
ve faili meçhul cinayetierin aydınla-
tılabildiğini öne sürdüler.
Hizbullahçı teröristlerin Iran giz-
li servisi tarafından sorgu için özel
olarak eğitildiklerini anlatan kay-
naklar, yakalanan Hizbullah militan-
lannın sorgulannda sorulara yanıt
vermek yerine sık sık Arapça dualar
okuduklannı ve böylece soğukkan-
lılıklanm korumaya çahştıklarını
söylediler.
Itirafçılann yakalanmasından ön-
ce örgütün içine sızılamadığı için
Hizbullah'la ilgili bilgilere militan-
lann ifadesinden çok, ele geçirilen
belgelerden ulaşıldığını kaydeden
uzmanlar, Hizbulah'ta başannm
"düşmana karşı direnişteki çaüş-
mayla" ölçüldüğünü, bunun da ya-
kalanan militanlardan bilgi almayı
zorlaştırdığım vurguladılar.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
STUTTGART - Baden Würt-
temberg Demokrat Esnaflar
Birliği'nin PESBİR) düzenledi-
ği, "Avrupa Birtiği ve Türkiye"
konulu bir panel için Stuttgart'a
geldik. Yeşiller Almanya gru-
bundan Avrupa Parlamentosu
Milletvekili Ozan Ceyhun, DSP
Milletvekili Rtdvan Budak,
CHP Parti Meclısi üyesi Ercan
Karakaş, Türkiye Araştırmalar
Merkezi'nden Güray Öz ve
DESBİR Başkant Bedi Avcı'yla
birlikte katıldığımız paneli Al-
manyaYabancılar Meclisi Baş-
kanı Murat Çalar yönetti.
Avrupa'da yaşayan yurttaş-
larımızla, Türkiye'nin Avrupa
Birtiği'negirişini tartışmak, Tür-
kiye'dekinden farklılıklar taşı-
yor. Buradaki yurttaşlanmız za-
ten AB'de yaşıyorlar ve bu bir-
liğin kendilerine sağladığı yasal
olanaklardan yararlanıyorlar.
Ancak bir kulaklan ve yürekle-
ri Türkiye'de olduğu için, ana-
yurtlannın durumu onlan çok il-
gilendiriyor.
Demokrat esnafın Alman-
ya'da örgütlenmesi yeni. Stutt-
gart bu konuda olumlu örnek-
Camille Pissarro ve Türkiye
lerden. Neden demokrat esnaf-
lar? Biliyorsunuz Almanya'da
özellikle Islamcılar çok örgüt-
lüler. Süleymancılar ve FP yan-
lısı Milli Görüş grubu, örgütlen-
melerini ekonomiktemelde yü-
rütüyorlar. Hac organizasyo-
nundan, cenazelerin kaldırıl-
ması ve Türkiye'ye gönderil-
mesine yönelik işlerden, alış-
veriş merkezleri kurmaya ka-
dar yayılan, etkin bir ekonomik
örgütlenmeleri var.
Bu örgütlenme, aynı zaman-
da, Jet-Pa, Kombassan gibi
grupların buradaki işçi tasar-
ruflannı Türkiye'ye transfer et-
me işlevini deyapıyor. Böyle bir
ekonomik gücün yaratılması,
Islamcıların Almanya'da yay-
gınlaşması ve örgütlenmesi için
çok elverişli bir ortamı da bera-
berinde getiriyor. Aynı esnaflar-
dan alışveriş yapan, aynı ka-
saptan "helaJet"alan, aynı ber-
bere tıraş olan ve aynı camide
namaz kılan örgütlü ve daya-
nışma îçinde bir Islamcı toplu-
luk, bu ülkedeki yalnızlaşmaya
ve kimlik bunalımına da bir ce-
vap oluşturuyor.
Islamcı örgütlenme, yıllardır
Almanya'da bu tür bir ekono-
mik motivasyonu da arkasına
aldığı için gelişti ve etkili bir güç
oluşturdular. Yani sonuç olarak
Türkiye'deki siyasi kamplaş-
malar, buraya ekonomik ola-
rakda yansıdı. Alevilerin de "Sı-
vas katliamı" sonrası Alman-
ya'da örgütlenme alanında cid-
di bir büyüme içine girdikleri
söylenebilir.
Almanya'da kimlik krizi, Tür-
kiye'den çok daha ağır yaşanı-
yor. Dilini doğru dürüst konuşa-
madığı, alışkanlıkları tamamen
farklı bir ülkede yaşamak, yurt-
taşlanmızı çaresizliğe itiyor. Al-
manlarla köklü bir ilişki gelişti-
remeyince, içlerine kapanıyor-
lar ve bir kimlik bunalımı yaşı-
yorlar.
Islamcılık, Türk müliyetçiliği,
Kürt milliyetçiliği, Alevilik bura-
da ön plana çıkıyor, kümeleş-
meler için bir zemin oluşturu-
yor. Bu kümeleşmeler aynı za-
manda ekonomik bir boyut ka-
zanıyor ve örgütlenmelere alt-
yapı sağlıyor.
Demokrat Esnaflar Birliği, bu
ortamda bir anlam kazanıyor.
Geçmiş köklere dayalı kimliği,
bir üst kimliğe dönüştürmek
için "demokrat" vurgusu dik-
kat çekiyor. Buradaki esnafla-
nn, işlerini daha iyi yapabilme-
leri, bu ülkenin ticari yaşamına
ilişkin deneyleri birbirlerine ak-
tarabilmeleri için birgrupesnaf
bir araya gelmişler, yeni bir or-
tak mekân yaratmaya gayret
ediyortar. Umanm, başanlı olur-
lar ve bu kimlik bölünmesinin
üstesinden gelebilecek adım-
lar ataıiar.
•••
Toplantının 7 katılımcısı da
en\ekti. Paneie katılmadan ön-
ce bir kaçamak yaptım. Şehir
galerisindeki Camille Pissarro
sergisini gezdim. Bir Fransız
Yahudisi olan Pissarro'nun tab-
lolanndan 100 tanesi bütün
eserlerinin özeti şeklinde bir
araya getirilmişti. Bir pazar sa-
bahı, Stuttgart'ın sokakları
bomboştu. Birçok Alman şeh-
rinde olduğu gibi, sanki şehir
terk edilmiş gibiydi.
Şehir Galerisi'nden içeri gi-
rince şaşkına döndüm. Sanki
insanlar kimselere görünme-
den, hiç ses çıkarmadan bu bi-
nanın içinetoplanmışlardı. Yüz-
lercesi sergiyi gezebilmek için
kuyruğa girmişti. Kadınlann ve
çocuklann sayısı erkeklerden
az değildi.
• • •
Pissarro'nun doğa manzara-
larıyla süslü nefis resimlerini
hayranlıkla izledikten sonra pa-
nete gittim. Konuşmacılann
hepsi erkekti. Salonda ise çok
az kadın izleyici vardı. Pissarro
sergisinin tablolanndan, o ser-
giyi izleyen temiz ve şık giyim-
li kadınlı erkekli topluluğun in-
sana huzur veren havasından
çıktp, evlerinin altından ceset
çıkanlan bir ülkenin Avrupa Bir-
liği'ne nasıl gireceğini konuş-
maya gittim. Çoğunluk erkekti.
nen Milli Gazete 12 Ekim 1997'de, "Tar-
sus'taki cinayet namus meselesi yüzfin-
den" manşetinı attı. Milli Gazete. "Hür-
riyet ne yapmak ısti>x»r" başhğıru atarken
habennde, olayı araştıran gazeteleri he-
def gösterdı. Milli Gazete, "Mustafa Öz-
kan'ın okulundaki 2 lozla ilişkisi oldu-
ğu"nu, Bulun ve Özkan'ın 'Hçki kulian-
düdannıw özd havaüannın da kanşık oJ-
duğunu" yazdı.
Gazete, polisin "cmayetler profesyo-
nefce" açıklamasına karşm "cinayet ace-
mi işi" başlığını kullanarak hedef saptır-
dı. Akit gazetesi ise 12 Ekim 1997 tarih-
li manşetinde'*Medyadan çirkin tezgâh*
başlığını kullanarak "Medya Tarsus'ta 2
öğretmenin öldünilüşünü
siyasi cinayet gibi gösterme-
ve kalkarken, olayuı namus
meselesinden kaynaldandı-
ğuu ortaya çıkardnV diye
yazdı. Gazeteleri, "Cezavir
olaylanna gönderme yap-
mak gibi tehlikeli bir tezgâ-
ha çanak tutmakla" da suç-
layan Akit şöyle yazdı:
"Cinayetin siyasi hiçbir
yönüyok. Cinavetin aynı za-
manda biyoloji öğretmeni
de olan Mustafa Ozkan'ın
bir kız öğrencisi ile otdukça
ileriye giden bir iüşkisinden
kaynaklanma ihtimaü yük-
sek." Tarsus'ta 18 Ekim
1997'de düzenlenenmiting-
de katillere nefret yağdı. 3
bın kişi, "Çeteler halka he-
sap verecek" sloganı attı.
Öğretmen cinayetlerinin
Hizbullah dışındalci bir baş-
ka bağlantısı da vardı.
Gazetelerde "Hizbıü-
lahuıBderi" diye tanıtılan
Hacı tnan. Oktay Bulun'la
aynı pkulda görev yapnıış
ve öğretmenjer odasında da
sık sık siyasi tartışmalara
girmişti. Bulun, bu tartış-
malann ardından öldürül-
müştü.
16Şubatl998günübası-
na açıklama yapan Tarsus
pohsi, iki öğretmenin katil-
lerinin Tarsus'ta zekât adı
altmda para toplayan "Ya-
kup" kod adh Mustafa
Eröğlu, Abdürvahit Kaya,
Erol Konuray ve Mehmet
Şimşek adh Hizbullahcılar
olduğunu açıkladı.
tçel Emniyet Müdürü
Tuncay Yıhnaz olayla ilgili,
Hizbullah'ın Mersin so-
rumlusu "Lokman" kod ad-
lı Mustafa Gürlüer, Hanın
Tetikve 5 örgüt üyesinin de
arandığmı açıkladı. Musta-
fa Özkan cineyetiyle ilgili
olarak daha önce de polis,
ZelihaVural,AliHaydarFı-
danoğlu ve Ali Fidanoğ-
hı'nu da gözaltına ahnışü.
Son Hizbullah operas-
yondayakalanan ve örgütün
Akdeniz sorumlusu olduğu
söylenen Mehmet Emin
Ekinci de öğretmenlerin öl-
dürülmesi talimatını verdi-
ğini itiraf etti.
Hizbullah'ı başınrfan bu
yana haberlerinde yazma-
makla ısrar eden şeriatçı ga-
zeteler, korkunç cinayetler
ortaya çıkmca tutum değiş-
tirdi. Zaman, "Hizbul Vah-
şet" başlığuıı kullandı.
FP'lilerin Hizbullah'a
yönelik tavırlan da dikkat
çektı. Mezar-evlerin ortaya
çıkmasıyla örgüte yönelik
sert açıklamlalar yapan FP
lideri Recai Kutan daha
sonra Hizbullah'ı "iyiBk-
güzeUik"" olarak tarumladı,
olaylan da "suni gündem"
diyeniteledi. Guneydoğu'da
uzun süre Hizbullah üzerine
çalışan bir emniyet yetkili-
si, şeriatçılarm bir noktada
birleşen tavTrlannı şöyle yo-
rumladı: "Hizbullah'ın giz-
lilik esasına şeriatçı gazeteler
de uydu. Hizbullah nasıl ey-
lenüni üstlenmi>orsa, şeriat-
çı gazeteler de bundan cesa-
ret alarak örgütün adım yaz-
mamakta ısrar ettikr.FP'de-
ki baa millervekiUeri de ci-
nayetieri devletin ûzerine
yıkmaya çahşarak örgütü
görmemeye çahştılar. Buna
'îslamda böyle vahşet ol-
maz' iddiasını kaynak gös-
terdiler. Bazı gazeteterin
Hizbullah'a tepkileri ise ci-
nayetkrin kendi yandaşlaıv
na yöneunesinden kaynak-
lanıyor. Avnı noktada birle-
şenbu üç ta\ir, biam operas-
yonlanmız ve laik kesime
karşı psikotojik harbi anınv-
satan, görmeme, gizteme ve
bundan yararlanma gerçe-
ğini ortaya çıkanyor."