Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8ARALJK2000CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
v
Batı Türkiye'yi
Adam Edecek'
Son kriz şimdilik atlatıldı gibi görünüyor ve her-
kes derin bir oh çekiyor.
Kamuoyu daha 2001 yılında neler çekeceğimi-
zi açıklıkla bilmiyor; ama çok beklemeyip, yaşa-
yarak görecek.
Ekononmde daralmadan herkes nasibini alacak,
ama sonunda kabak emekçinin başına patlaya-
cak, Bızım sistemimizde, yani iktidar destekli kıçı
kınk scıbest piyasa ekonomisinde, oyun budur,
hep "alavere dalavere, emekçi Mehmet nöbete"
olur.
Krizin nedenleri ve sonuçlanyla okunmasında
da davranışlar çok değişik.
Kimileri, kı aralarında Başbakan da var, IMF'nin
Türkiye'den vazgeçemeyeceğtni söylüyortar.
Ama bu vazgeçilmezliği doğuran etkenlerin vaz-
geçilmezliğınin faturasının ne olduğunu söylemi-
yotiar, söyleyemiyorlar.
Koronun dışında kalan azınlıktan kimileri de ör-
neğin llhan Selçuk, uçurumun kenanndan dönül-
müş olmasına sevindiğini söyledikten sonra ekli-
yor:
"... Kahroldum..."
Çünkü Osmanlı'nın çöküş sürecindeki zelil ta-
rih, televızyonda kısa metrajlı birfilme dönüşmüş-
tü.
Ecevit'in yerinde olmayı hiç istemezdim.
Değer miydi?
•••
llkelerini real politikten önde tutanlann Bülent
Bey'i anlamalan mümkün değildir. Bülent Bey ken-
disini iktidarda tutacak olan realpolitiği kavramış-
tır ve o doğrultuda elinden geleni yapacaktır. Son-
ra da, tarihte Mustafa Reşrt Paşa gibi anılacak-
tır.
Deneyimli bir gazeteci yazanmız ise, dünkü ya-
zısının bir yerinde "Batı, Türkiye'yi bir özgürlük
ve refah ülkesi haline getirmeye karar verdi"
diyor ve lıhan Selçuk'un TV ekranından izlediği
zelıl tarihın kısa metrajına rotatifleri de katıyordu.
Sankı 1839 yılının 3 Kasımı'nı yeniden yaşıyor gi-
biyiz.
O zan ıdn da, Mustafa Reşit Paşa öncülüğünde-
kiler, Batı'nınOsmanlıyı bir özgüriükve refah ülke-
si haline getireceğini ileri sürüyoriardı. M. Reşit
Paşa, önce Ingilizler ile 1838 ticaret anlaşmasını
imzaladı, sonra da 11 Kasım 1839 da, Tanzimat
Fermanı Gülhane'de ilan olundu.
Sonrasını hepimiz biliyoruz. 1856 Paris Anlaş-
ması ile Osmanlı'yı kendi topluluğu (concert) için-
de gördüğünü söyleyen Avrupa kısa süre sonra,
onu tarihten sildi.
Ama hiç kuşkunuz olmasın 1839 Kasımı'nda
Osmanlı'nın topraklan içinde ve dışında çok kişi,
Avrupa'nın Osmanlı'yı özgüriük ve refah ülkesi ha-
line getirmeye karar verdiğini söylüyor ve yazıyor-
Şöyle bir durup düşünelim; Batt Türkiye'yi ne-
den bir özgüriük ve refah ülkesi haline getirmeye
karar versin?
Türkiye'yi bir özgüriük ve refah ülkesi haline, an-
cak Türkler getirebilirier. Aynı şekilde Fransa'yı
Fransızlar, Ingiltere'yi Ingilizler, ABD'yi Amerikalı-
larvb...
Şu anda görünen manzara da, Türklerin ve on-
lan yönetenlerin hiç de Türkiye'yi bir özgüriük ve
refah ülkesi haline getirmeye karar verdikleri doğ-
rultusunda değil.
Bu gerçeği, bütün Avrupa radyo ve televizyon-
lan, Türkiye'yi aşağılayan sözlerie bangır bangır
bağınyoriar.
Amaçlanan, Türkiye'yi küreselleşmeye şu ya da
bu biçimde eklemlemekten ibaret.
Hepsi bu.
Son yaşadığımız krize neden olan asıl büyük
kriz de neyin ne olduğunu bile kavramaktan âciz
duruma düşmüş olmamızdır.
Bu zelil durumda, zaten bizi kimse adam ede-
mez.
Hizbullah
Teröristler duruşma
izlerken yakalandı
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Polis tarafından aranan
5 Hizbullahçı Diyarba-
kır DGM'de görülen
Hizbullah duruşmalan-
nı izlerken yakalandı.
Teröristlerin mahkeme-
lerde yargılanan örgüt
üyeleriy le ilgili üst dü-
zey yöneticilere rapor
hazırladığı açıklandı.
Kentte devam eden ope-
rasyonlarda gözaltma
alınan 15 Hizbullahçı
da gözaltı sürelerinin
bitmesi nedeniyle
DGM savcılığına sevk
edildi.
Diyarbakır Devlet
Güvenlik Mahkemesi
binasındaki çeşitli du-
ruşma salonlannda de-
vam eden Hizbullah da-
valannı izleyen 5 Hiz-
bullahçı polis tarafın-
dan yakalandı. Yakala-
nan Hizbullahçılann
polis tarafından daha
önce arandığı ve adlan-
nın DGM binası girişin-
deki polis kontrol nok-
tasında bulunan "Ara-
nanlar defteri'"nde yer
aldığı belirlendı.
Hizbullahçılann,
mahkemeleri izlemek
ûzere DGM binasına gi-
rişte nüfus cüzdanlannı
polise bıraktıklan ve
kimliklerinın defterde-
ki bilgilerle karşılaştınl-
masından sonra yaka-
landıklan açıklandı.
Uzun süredir aranan
teröristlerin yargılanan
örgüt militanlannın ör-
gütle ilgili olarak mah-
kemede anlattıklannı
rapor haline getirerek
Hizbullah yöneticileri-
ne aktardıklan belirlen-
di. DGM binasına gelen
terörle mücadele ekip-
leri, Hizbullahçılan tes-
pit ederek binanın arka
kapısından emniyete
götürerek sorguya aldı-
lar.
Yetkililer, gözaltma
alınan Hizbullahçılann
kimliklerini açıklama-
nın doğru olmayacağı-
nı, operasyonlara zarar
vereceğini belirttiler.
Diyarbakır il merke-
zinde Hizbullah'a yöne-
ük operasyonlar kapsa-
mında gnTaltuıa alınan
15 kişı, enıniyetteki sor-
gulan ve gözaltı sürele-
rinin tamamlanmasının
ardından dün DGM sav -
cılığına sevk edildi.
DGM savcıhğında sor-
gulanan Hizbullahçıla-
nn çeşitli örgüt evlerin-
de ele geçirilen belge-
lerde adlannın yazılı ol-
duğu ve kent içinde ör-
gütsel faaliyetlerde bu-
lunduğu bildirildi.
Ecevit, Avrupa Konferansı'nda yaptığı konuşmada, birliğe girmek konusundaki kararlılığa vurgu yapü
4
AB^ Türldye fle güçlenecek'NICE (Cumhuriyet) - Başbakan Bü-
lent Ecevit, 1 yıl aradan sonra ilk kez
bir Avrupa Birlıği (AB) doruğuna ka-
tıldı. AB 'nin dün başlayan resmı doru-
ğu kapsamında yapılan AvTiıpa Konfe-
ransı'na katılan Başbakan Ecevit, ka-
tılım ortaklığı belgesı (KOB) ile Tür-
kiye ile Yunanistan arasında sorun ya-
ratan Kıbns ve Ege'de çözüm için uz-
laşma ortamının sağlandıgını bildirdi.
Ecevit, Kuzey Kıbns Rum Kesımi ve
Yunanistan liderlerinin konuyu açma-
malan üzerine konferans için hazırla-
dığı konuşma metninden Kıbns ve Ege
ile ilgili ifadeleri çıkardı.
29 liderle birlikte aile fotoğrafında
yer alan Ecevit, AB'nin Türkiye ile da-
ha da güçleneceğini kaydetti.
'Türkiye zaten AvrupalT
Türkiye'nin geçen yıl adaylık statü-
sünü kazanmasının ardından ilk kez bir
AB doruğuna gelen Başbakan Ecevit.
sabah yapılan Avrupa Konferansı top-
• Konferansta kısa bir konuşma yapan Başbakan Ecevit, Türkiye'nin jeopolitik konumu nedeniyle
AB açısından öneınli olduğunu belirtti. Ecevit, katılım ortaklığı belgesiyle Türkiye ile Yunanistan
arasında sorun yaratan Kıbns ve Ege'de çözüm için uzlaşma ortamının sağlandıgını bildirdi.
lantısına katıldı. Açık tartışma şeklin-
de yapılan konferans toplantısında kı-
sa bir konuşma yapan Ecevit, Türki-
ye'nin tarihi ve coğrafik olarak zaten
Avrupalı olduguna, Avrupalı değerle-
re her zaman saygı duyduğuna dikkat
çekti. Ecevit, Türkiye'nin jeopolitik
konumu nedeniyle AB açısından çok
önemli olduğunu belirtirken "Türki-
ye'nin üyeliği yoluyla AB'nin Orta As-
ya ve Ortadoğu'ya açüımı kolaylaşa-
cakür. Türkiye bir istikrar sembolü-
dür" mesajını verdi. Türkiye'nin baş-
lattığıreformsürecini devam ettirmek-
te kararlı olduğunu belirten Ecevit,
Türkiye'nin ulusal programmı hazırla-
dığını bildirdi. Bülent Ecevit, Türki-
ye'nin ilerideki üyeliğinin AB'nin da-
ha da güçlenmesi anlamına geleceğini
kaydetti.
Avrupa Konferansı'nm ardından 15
üye ile 13 aday ülkenin liderleri toplu-
ca aile fotoğrafi çektirdiler.
îkili görüşmeler
Cem ve Ecevit'in, konferans sırasın-
da bazı AB'li ve aday ülke liderleriyle
kısa süren ikili görüşmeler gerçekleş-
tirdiği öğrenildi. Başbakan Ecevit'in
Fransa Cumhurbaşkanı JackChirac ile
kısa bir görüşme yaptığı ve Türkiye-
AB ilişkilerinin gelişmesinde oynadı-
ğı rol nedeniyle Chirac'a teşekİcür et-
tiği ögrenildi. Başbakan Ecevit ve
Cem'in Yunanistan Başbakanı Kostas
Simitis ve Yorgo Papandreu ile de kısa
bir görüşme yaptığı öğrenildi. Konfe-
ransın ardından AB üyeleri ile aday ül-
keler öğle yemeğınde bir araya geldi-
ler.
Edinilen bilgilere göre konferans sı-
rasında aday ülkeler AB'den genişleme
takviminin bir an önce açıklanmasını
istediler. AB ise takvimin açıklanma-
sından önce birliğin kurumsal düzen-
lemelerine ilişkin çalışmalann tamam-
lanması gerektiğini kaydettiler.
Başbakan Ecevit, konferansm ta-
mamlanmasının ardından Türkiye'ye
hareketinden önce kaldığı Negresco
Oteli'nde bir basın toplantısı düzenle-
di. Avrupa Konferansı sırasında
AB'nin iç reformlanyla ilgili geniş tar-
tışmalar yapıldığuıı, bunlann Türkiye
açısından çok yararh olduğunu belirten
Ecevit, bir soru üzerine toplantılar sı-
rasında Kıbns ve Ege konulannın hiç
gündeme gelmediğini kaydederek
"Bundald sorunlar aşümış gibi görü-
nüyor" dedi.
Avrupa Birliği'nin Nice'da başlayan doruğu kapsamında düzenlenen A\ rupa Konferası'na katılarak
burada bir konuşma yapan Başbakan Bülent Ecevit, 29 Kderle birlikte aile fotoğrafında yer aldı, Baş-
bakan Ecevit, konferans sırasında aralannda Fransa Cumhurbaşkanı Jack Chirac'ında bulunduğu
ban AB üyesi ve aday ülkelerin üderleriyle de ikili görüşme ler gercekleştirdL (Fotoğraf.REUTERS)
Çakmakoğlu, AGSK'de verilmek istenen görevin danışmalarla sınırh olduğunu söyledi
Yeni role itiraz ediyoruz'ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Savunma
Bakanı Sabahartin
Çakmakoğlu, yeni
oluşturulacak Avrupa
Güvenlik ve Savunma
Kimliği'nde (AGSK)
Türkiye'ye verilmek
istenen rolün
"daıuşmalarla sınırh
olduğunu*' belirterek "Işte
biz buna itiraz ediyoruz. Bu
şekfldeki bir görevi kabul
etmediğimizi kesin bir dille
ifade ettik" dedi.
NATO'nun Brüksel'de
yapılan sonbahar dönemi
savunma bakanlan
toplantısına katılan
Çakmakoğlu, Türk Hava
Kuvvetleri'ne ait bir uçakla
Ankara'ya döndü.
Etimesgut Askeri
Havaalanf na yoğun sis
nedeniyle üıiş yapamayan
Bakan Çakmakoğlu 'nun
uçağı, Esenboğa
Havalimanı'na indi.
Çakmakoğlu burada
düzenlediği basm
toplantısmda, "AB'nin
kuracağı askeri güç
içerisinde etkin rol
oynamak, diye
ozetlediğimiz konumumuzu
muhafaza edryoruz" diye
konuştu. Türkiye'nin, kendi
kuv\'etlerini vereceği ya da
NATO imkânlannın
kullanılacağı harekâtlarda
tam ve eşit haklara sahip
olmak istediğini kaydeden
Çakmakoğlu, "Washington
kararlanna dayalı olarak
NATO-AB Uişkflerinde bize
bu haklann tanınması
gerektiğini savunageldik.
Ancak bu toplanö dahil,
bize verilmek istenen yeni
rol, danışmalarla sınırh
tutulmaktadır. Işte biz buna
itiraz ediyoruz. Bu şekildeki
bir görevi kabul
etmediğimizi kesin bir diUe
ifade ettik" dedi.
AB'nin, NATO'nun
özellikle planlama ile
imkân ve kabiliyetlerini,
otomatik olarak kullanmak
istediğine işaret eden
Çakmakoğlu şöyle konuştu:
"Ama biz, 'Her konu ayn
ayn gündeme gelsin, ona
karar veririz, o şekilde
hareket edebiliriz' diye
poBtika beüriedik. Bu
Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis
'Türkiye yeni bir sayfa açtı'
NICE (Cumhuriyet) - Yunanistan Baş-
bakanı Kostas Simitis. Başbakan Bülent
Ecevit'in Nice'teki AB zirvesine katılma-
sının Türkiye açısındanyeni bir sayfa açü-
ması anlamına geldiğini söyledi.
Simitis, düzenlediği basm toplantısında
bir soru üzerine, Türkiye'nin, AB ile si-
yasi diyaloğu başlatmasırun çok önemli
olduğunu belirtirken "Katıhm ortakhğı
belgesimTürkrjedikdiğigibiyorunılasın.
Bu belge fle Avrupa'nın istediği çerçeveyi
kabullenmiştir. Herkesin beklentisi Tür-
kiye'nin bu çerçevenin içinde üerlemesi-
dir" dedi. Kıbns Rum Kesimi'nin AB'ye
üyeliğe en yakın ülke olduğunu savunan
Simitis, "Ecevit'in buradaki varhğıyla
Türkiye için yeni bir sayfa açılmış oldu"
dedi. Gelecekdönembaşkaru isveç'inDı-
şişleri Bakanı Anna Lindh Türkiye ile il-
gili bir soru üzerine, "Türkiye için gizfi
bir gündem yok. tsveç, Türkive'nin aday-
hğmıen çok desteklev en ülkelerden btrkhr
tnsan haklan ve siyasi kriterier konusun-
da Türkiye yapabiküğinin en rvisini, en kı-
sa zamanda gerçeldeştirdiğinde Türkiye
üye olacaknr" dedi.
Dini: Türkiye hazır değil
ttalya Dışişleri Bakanı LambertoDsni,
dün düzenlediği basın toplantısında "Tür-
krye, Romanya ve Bulgaristan'm AB üye-
üğine hazır olmadığun" söyledi. Fransa
Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı
Francois Loncie ise AFP'ye yapüğı açık-
lamada, Türkiye'nin AB Konferansı'na
katılmasım eleştirdi. Loncie. Tarthi ve
coğrafı nedenlerden biliyoruz ki Türkiye,
A ' katriamaz" diye konuştu.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
konudaki guişimler,
gayretler devam ediyor.
Görüşlerimiz henüz kabul
görmedL .\B'nin, Güvenceli
Erişim dediğimiz,
NATO'nun imkân ve
kabihyetlerinden, özettikle
planlama alamndan
yararlanma isteğini kabul
etmediğimizi de ifade ertik."
Etkin rol ısran
Bakan Çakmakoğlu,
AGSK'de etkin rol
alabilmek konusunda
Türkiye ile aynı pozisyonda
bulunan ülkeler ve bu
ülkelerin faaliyetlerinin
sorulması üzerine, Türkiye
ile kıyaslanabilecek 5
ülkenin bulunduğunu,
ancak AGSK'de etkin rol
için fıilen sadece
Türkiye'nin ağıriığını
hissettirdiğini ve
görüşlerini ısrarla
sürdürdüğünü söyledi.
Çakmakoğlu, bir başka
soruyu yamtlarken de
ABD'nin, NATO
vasıtasıyla etkinliğini
korumak istediğini,
AGSK'den de Türkiye'nin
dışlanmasını arzu
etmedigini düşündüklerini
kaydetti.
Türkiye'nin Yunanistan ile ilişkile-
rinde sürekli diyalog yolunu kullanma-
yı arzu ettiğini, KOB'da siyasi diyalog
getirilmesini olumlu karşıladığını be-
lirten Ecevit, küreselleşme karşıtlannın
gösterileriyle ilgili bir soruya da "Biz
bu eylemlere ahşığjz'' yanıtını verdi.
AGSKsonınu
Türkiye-AB ilişkilerinde sıkmtı ya-
ratan bir başka konu olan Avrupa Gü-
venlik ve Savunma Kimliği (AGSK)
de Dışişleri Bakanı Cem'in yemekte
yan yana oturduğu Ingiltere Dışişleri
Bakanı Robin Cook ile yaptığı görüş-
me sırasında gündeme geldi. Cem'in
Cook'a AGSK ile ilgili Türk tezlerini
birkez daha anlattığı, bu konuda olum-
lu bir adım aülmasuun tüm kıtanın gü-
venliği açısından yararh olacağını bil-
dirdiği öğrenildi. AB'nin, AGSK ile il-
gili görüşlerini birliğin doruk sonunda
yayımlanacak doruk bildirgesinde ay-
rmtılı olarak ifade etmesi bekleniyor.
KOB planı tutmadı
Fransa'dan
Atina'ya
çalım
AYHANŞÎMŞEK
ANKARA - AB Katılım Ortaklığı
Belgesi'nde, Türkiye'nin duyarlılık-
lannı dikkate alan değişiklüderin ar-
kasında Dönem Başkanı Fransa'nın
Dışişleri Bakanı Hubert Vedrine'in
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo
Papandreu
1
ya attığı "diplomatikça-
hmın" bulunduğu öğrenildi.
AB kaynaklanndan alınan bilgi-
lere göre, 20 Kasım'da KOB'nin gö-
rüşüleceği AB Genel Işler Konseyi
(GlK) toplantısına katılan Papand-
reu, çantasında çok güçlü değişiklik
istemleriyle geldi. Papandreu'nun
istemleri arasında Kıbns ile Ege'nin
belgede bağlayıcı ifadelerle yer al-
masının yanı sıra AlHM'deki dava-
lar ile azınlık haklan gibi konulara si-
yasi kriterler arasında yer verilmesi
de bulunuyordu. KOB sürecinde
Türkiye ile düzenli görüş ahşveri-
şinde bulunan Fransa Dönem Baş-
kanlığı, Ankara'nın uyanlannın ar-
dından; Türkiye'nin tutumunun cid-
di olduğu, bu aşamada alınacak bir
karann ilişkilerde geri dönüşü olma-
yan sonuçlar doğurabileceği değer-
lendirmesini yaptı.
Papandreu'yu kızdıran sonuç
20 Kasun'daki GlK otunımunu
yöneten Vedrine, AB'nin geleceği-
nin şekilleneceği Nice Doruğu yak-
laşırken kurumsal reformlar gibi
önemli bazı konulann ivediükle so-
nuçlandınlması gerektiğini vTirgula-
yarak bunlann öncelikli gündem
maddeleri olarak ele alınmasını sağ-
ladı. Papandreu'nun isteğine karşın
KOB'nin görüşülmesi gündemde
son sıraya bırakıldı. Diğer tartışma-
lann ardından KOB'nin görüşülme-
si beklenirken Vednne saatıne bakıp
"Bunun için fazla vaktimiz kalmadL
KOBŞi geiecek toplantıda göriişe-
Km" dedi. Papandreu'nun kızgınhğı-
na karşı diğer üyelerin sessiz ona-
yıyla KOB'nin görüşühnesi 4 Ara-
lık'a bırakıldı. Vedrine'in Papand-
reu'ya "dipknnatik çahmı" ile Tür-
kiye yeni girişimler, Fransa da orta
yol bulmak için zaman kazandı.
AB'li üst düzey bir diplomat,
KOB'nin son şeklinde komisyon ve
dönem başkanlığının girişünlerinin
etkili olduğunu belirtirken süreci "20
Kasun'da Fransa tek başınaydL 4
Arahk'a gelindiğinde ise Vunanis-
tan'm karşısında 14 ülkevardı'' şek-
linde özetledı.
oralcalislar@yahoo.com
Bu yazıyı yazdığım sırada Eşber
Yağmurdereli. çıkarılması düşünü-
len Af Kanunu kapsamı içinde değil-
di. Bu yazıyı yazdığım sırada ölüm
oruçlan 50. gün sınınna dayanmıştı
ve henüz bir çözüm umudu belirme-
mişti. Onlar da "terörist" kontenja-
nından Af Kanunu kapsamı dışında
tutulmuşlardı. Bu yazıyı yazdığım sı-
rada Istanbul'da puslu bir hava var-
dı. Üşümüyordum, ama içim titriyor-
du. Koşup yorulmamıştım, ama yor-
gun düşmüştüm.
Halbuki günler öncesinden, Eşber
Yağmurdereli konusunu konuşmuş-
tuk. Bir konuşması nedeniyle Eşber
Yağmurdereli'nin infazı yanmıştı. Bu
nedenle 22 yıl daha yatması gereke-
cekti. Eşber, adam öldürmefnişti.
Gözleri görmediği için silah kullan-
ması, fiziki bir şiddet eylemine giriş-
mesi de mümkün değildi. Bundan 22
yıl önce yapılan bir kuyumcu soygu-
nunun azmettıricisi olduğu gerekçe-
siyle 12 Eylül koşullarında idama
Bu Yorucu Ülkede
mahkûm edilmişti. Görmeyen gözle-
riyle 12 Eylül'ün ağır koşullannda ce-
zaevi cezaevi dolaştı. Tam 13 yıl ha-
pis yattı.
1991 yılında çıkanlan Terörle Müca-
dele Yasası'na eklenen geçici Infaz
Kanunu ile tahliye oldu. Sonra bir ko-
nuşma yaptığı için bölücülük suçla-
masıyla yüz yüze geldi ve 10 aya
mahkûm oldu. Yargılanıyor olsaydı
cezası yeni kanunla ertetenecekti. Ya-
hut kaçak olsaydı ve yargılanmasay-
dı. şimdi bu kanun sayesinde cezası
ertelenecek ve infazı yanmayacaktı.
Şimdi hazırlanan cezaların ertelen-
mesi yasası onun işine yaramıyor. Ya
da birileri öyle yorumlamayı tercih
ediyor.
Eşber Yağmurdereli kim de şimdi
koca Af Kanunu için bunu öne çıka-
nyorsun diyesorabilirsiniz. Birileri Eş-
ber için hep "kanlı, kızıl terörist" diye
yazılar yazdı. Defalarca bu köşede
gerçek durumu anlattığım halde. on-
lar da yalan yanlış yazmaya devam
ettiler. Eşber sonuç olarak bir konuş-
ma yaptığı için infazı yandı, 22 yıl ön-
ce yapılan bir eyleme dolaylı kanştığı
iddiasıyla 13 yıl yattığı yetmedi 20 yıl
daha yatması gerekecek.
MHP için son dönemde, "Geçmişi
unutalım, yeni bir sayfa açalım" de-
nip duruyor. Bu konu gündeme gel-
diği zaman MHP'nin değiştiğinden
Türkiye'nin değiştiğinden söz eden
kalemlerimizin sayısı her geçen gün
çoğalıyor. Aynı kalemler "teröristler"
için ise bir hışım halindeler. Bu hışım-
lardan birisi de Eşber için. 22 yıl ön-
ce yapılmış birsoygun için birtüriü in-
tikam alma isteği sona ermiyor. Cls-
telik bu soygunda ne silah kullanıl-
mış, ne adam ölmüş, ne de adam ya-
ralanmıştı.
MHP'ye bir sünger çekenler, iş so-
la geldiği zaman intikam hissiyle do-
luyorlar. Şimdi Eşber, Af Kanunu için-
de yok. 22 yıl daha yatacak ve "Yüce
Türk Devleti" böylece Eşber'den he-
sap sormaya devam edecek.
"Yûce TürkDevleti" cezaevlerinde-
ki "terörist^ de adam etmek için Af
Kanunu kapsamı dışında bıraktı.
Onunla da yetinmedi, onlan hücrele-
re kapatmak için Adalet Bakanlığı'nın
son yıllardaki en büyük yatınmı olan F
tipi cezaevlerini yaptı. "Vüce Türk
Devleti", 15-25 yaş arasındaki bu "te-
röristler"\e pazartık etmiyor ve onlann
ölüme doğru giden yaşamlannı bıyık
altından hafif birtebessümle karşılıyor.
Bu nasıl bir intikam hissidir, bir tür-
lü anlayamadım. Affedici olan devlet;
duvara yazı yazan, afış yapıştıran,
pankart asan, mitingde bir pankartın
ucundan tutan, evinde "yasakyayın"
bulunduran, bir arkadaşının ifadesin-
de adı geçtiği için tutuklanan genci bir
türiü affedemiyor. Cezaevlerinde on-
larca genç "terörist" çeşitli saldınlar-
da öldüler, sakat kaldılar, hastalanıp
çaresizliğe terk edildiler, yetmedi. Yü-
ce ve affedici devletin hışmı üzerlerin-
den bir türiü kalkmadı.
Bu ülke çok yorucu. Zaman zaman
insanda bıkkınlık duygusu uyandın-
yor. "Yetti artık" demeyi düşündüğü-
nöz anda yeni bir enerji kazanıyorsu-
nuz, ölüme giden insanlar gözünüzün
önüne geliyor, Eşber Yağmurdereli'yi
düşünüyorsunuz. O heybetli ve hoş-
görülü adamı. Hani yann çıksa, hiçbir
şey olmamış gibi yaşamı 20 yıl sonra
yeniden büyük bir sabırta, içtenlikle
kurabilecek adamı.
Yeniden enerji geliyor. Haydi başla
diyor içinizdeki çocuk, daha yapıîa-
cak çok iş olduğunu unutma. Kalkıp
bilgisayann başına geçiyorsunuz. Tı-
raş oluyor, banyo yapıyorsunuz... Gü-
neşdoğuyor...