Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3ARAUK2000PAZAR
8 HABERLERIN DEVAMI
Istanbul B 14 Sınop B 13 Adana B 20
Edime B 11 Samsun PB 14 Mersin B 21
Kocaeli B 14 Trabzon PB 14 Diyarbakır B 12
PB 14 Şanlturfa B 14
B 12 Mardin B 10
Çanakkale B 13 Gıresun
Izmir B 16 Ankara
Manisa
Aydın
_B 15 Eskışehir B 10 Siirt B 12
Denizli
B 17 Konya B 10 Hakkâri
B 16 Sıvas B 10 Van
Zonguldak B 13 Antalya B 14 Kars
Yurdun kuzeydoğL.
kesımlen parçalı bulut-
lu, ötekı yerier az bu-
lutlu ve açık geçecek.
Marmara ile yurdun ıç
ve doğu kesımlennde
yer yer sıs gorulecek.
Hava sıcaklığı doğuda
bıraz azalacak, batıda
önemlı bır değıştklık
olmayacak. Ruzgâr
değışik yönlefden ha-
fif olarak esecek.
S MERKEZLER
Osto
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
K
PB
PB
Y
Y
Y
Y
Y
2
5
5
10
10
11
10
9
Beriin PB 6 Moskova B 0
Budapeşte PB 10 Aşkabat
Madrid
Y 10
8 Astana K -5
Viyana
Belgrad
_B 4 Taşkent
PB 9 Bakû PB 10
Sofya PB 8 Bişkek
Roma PB 17
Bişke
Tiflis PB 8
Atina B 18 Kahire PB 22
Münih YK 4 Zürih K 1 Şam B 22
0Açık Parçalı bulutlu Bulutlu k Ç<* bulutlu B f c Yağmuriu
•MW
Kariı , Gök gürüftülü
GUNCELıCÜNEYT ARCAYÜREK
H Baştarafi 1. Sayfada
de telaşa gerek olmadığını" söylüyor, sözü de ic-
raatı da Merkez Bankası ile Hazine Müsteşariığı'na
bırakarak sahneden çekiliyor.
Ya sonra? Devlet kademelerinden açıklamalar
başlıyor:
Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp, "Durum
geçicidir" diye başladığı sözlerini, "önümüzdeki
haftalarherşey tekrareski haline gelecek" diye ta-
mamlıyor.
Başka bir yerde bir başka sahne:
DYP Grup Başkanvekili Ali Rıza Gönül, ekono-
mik bunalıma neden gösterdikleri hükümet hakkın-
dagensoru vereceklerini açıklarken: "Işleriyiyegi-
diyor diyen vicdansızdır" diyor.
Krizin söylentilerle başladığı sürekli irdelenirken
hükümet programını da tehdit eden gelişmelere
tepki ANAP'lı Devlet Bakanı Mehmet Keçeci-
ler'den geliyor:
"Dedikoduyla borsayı dibe vurdurdular. Millet,
hükümete güvensin."
Evet ama, 17 Kasım'dan itibaren piyasalan sar-
san fırtınanın elbette "sorumlulan" olmalı ve icra-
nın başı hükümet, sorumlulan veya sorumluyu bul-
malı.
Bu arayışın işaretleri görülmeyince; yavaşyavaş
yeni olasılıklar, varsayımlar veya senaryolar orta-
ya atılıyor.
Parasal kriz nasıl başladı? Örneğin şöyle: Bir kü-
çük banka likidite sıkıntısı çekmiş, bir büyük ban-
kadan sıkıntıyı giderici oranda para istemiş, alama-
mış. Kimine göre bir büyük banka bir küçük ban-
kayı yüzde 800-1000 faizle borçlandırmak istemiş.
Oysa, likidite sıkıntısı çekildiği sırada büyük ban-
kalar, kasalan "ağzına kadar dolu olduğu halde
para satmamış".
Hükümet bu duruma gelmemizde -Keçeciler'in
söylediğine göre- "temel nedenin dedikodular"
olduğunu düşünüyor(muş).
Ne var ki; hükümet, herhangi bir araştırma için
parmağının ucunu oynatmıyor.
Hükümet, sadece yorum yapmakla yetiniyor
Ekonomik olayları sürekli izleyen yazar Bilal Çe-
tin; Ankara'nın "büyükbankalann davranışlanyla"
ilgili yorumunu yazıyor:
"Geçmişte yüksek faizleıie Hazine'ye para sa-
tarak tatlı kâriarelde etmeye alışmışlardı. Şimdi fa-
izlerin yüzde 35'e inmesini hazmedemiyoriar."
O yana, bu yana
Gelecek haftadan itibaren "parasal olaylann es-
ki haline dönmesi için" Türkiye'nin "umudu ve gö-
züdışanda".
Umut dışanda; zira, para piyasalan, borsa ne
Başbakan'ın ne de hükümet üyeleriyle ekonomi
bürokratlannın söyledikJeri ile tatmin oluyor.
TV ekonomi programlannda"hükümet söytetn-
lerinin borsada etkili olmadığı, piyasanın IMF'den
gelecek haberiere kulak kabarttığı" birinci haber.
Türkiye'nin çilesi ekonomik darboğazlaria sınır-
lı değil.
Başbakan ve Adalet Bakanı en az iki aydır der
ki; af, bu hafta tamam!
Dün cumartesi, bugün pazar. Af tasansı mey-
danda yok!
Gazete yazar ki: Rahşan Hanım 'kendi' affında
direniyor. Nedenmiş direnme? Rahşan Hanım,
şartlı salıverme istiyor, bu koşulda bakanlıkla uz-
laşma sağlanamıyor.
Tam bu sırada; başka bir skandal. Telekom'un
özelleştirilmesine Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz,
"bir iki firmaya peşkeş çekileceği savıyla" direni-
yor(muş).
Sonunda Ecevit'in sağ sot kolu, sağ sol ayağı,
sağ sol gözü ve kulağı Başbakan Yardımcısı Hü-
samettin Özkan patlamış, "Siz kimsiniz? Sizin
Türkiye'nin önünü tıkamaya ne hakkınız var" diye
bağırdıktan ve de (merak buyurmayınız; uyumlu
hükümetle ilgili haber-öyküler tükenmiyor) lider
Bahçeli devreye girip, Oksüz'ü -herhaide- MHP
yöntemleriyle "ikna ettikten " sonra... Telekom ola-
yı tamammış!
Istifa mı dediniz? Ne Adalet, ne de Ulaştırma
bakanlannın sözlüğünde böyle bir sözcük yok ki,
kullansınlar!
Ama maşallahı var, bu biçimsellikte hükümet
"tam biruyum içinde". Gün dolduruyor!
Erçel: Ateş topunu soğutacağız
• Baştarafi. 1. Sayfada
sonlanır. En alt ve en ûst
faiz ahnır, ortalaması bu-
lunur. Onemü olan bu or-
talamadır. Perşembe gün-
kû ortalama yüzde 202,
cuma gûnkû yüzde 223 i-
di. Küçücük bir banka
yüzde 450'den işlem yap-
mış. Bunu yıllandınnca
rakam yüzde binlerin üze-
rine çıkryor. Olay bu. Biz
faiz arbşını bekfiyorduk,
adunlannuzı da buna gö-
re atük."
Programdan ödün ver-
memek için her türlü çaba-
yı harcadıklannı vurgula-
yan Erçel, bu konudaki
görûşlerini de şöyle açık-
ladı:
"Düşünün, 30 yühk bir
geleneği kmnaya çahşıyo-
nız. Herkes yüksek faize,
yüksek enflasyona, bunun
beraberinde rant getirine
ahynış. Bunun kuıhnasuu
istemeyenler var. Düşük
enflasyonda arük yüksek
kazanç yok. Dişiyle nrna-
ğıyla çabalayarak kazan-
ma var. Ya da üretime dö-
nük gnişimler var. İşte biz
bunu yerleştirmeye çaüşı-
yoruz."
Özünde makro ekono-
mik hedeflerin tuttuğunu
söyleyen Erçel, "Büyüme
hızı yüzde 6.9. Enflasyon
ocak-şubat ayındaki olay
dışında bekknen seviyede
gidryor. Kamudaki göster-
gekrilkdefaiyidurumda"
değerlendirmesini yaptı.
Merkez Bankası'nın dö-
viz rezervi üzerinde spe-
külasyon yapılmasını da
eleştiren Erçel, "18.8 mfl-
yar dolar kaynağımız var.
Bunun tümü kuliaıulabi-
lir. Kimileri, kaynağm kü-
çükbir diliminin kuflaıula-
bilir olduğunu söylüyor, a-
ma yanhş. Bunun içine al-
ün rezervimizi de katmı-
yorum. 1 milyar dolaruk
da altm rezervi var" diye
konuştu.
Erçel, "Hafta başından
bu yana Türitiye'yi tedir-
gin eden gelişmelerin faili
kün" sorusuna şu karşılı-
ğı verdi: "Yabancılann
spekülatif hücum dedikle-
ri bir olay vardır Bunu ya-
şadık. Para piyasalan kâr
yeri arar. Bunu Latin
Amerika'da çok yapmış-
lardır. Kâr amacının oluş-
ması için şartlara bakar-
lar. Zamaıu ona göre ayar-
larlar. Kısa sürede kâr el-
de etmek isterler. Ankkn
girer ve çeküuier, çeküir-
ken para kazanuiar. Tür-
kiye'de bu oldu. Bunu ya-
parken de zayıf nokta ara-
dılar. Bankacılık fazla kâr
getiıme> ince. biriki banka
üzerine gidildi, sistem için-
de birbirini çekemeyenler
oldu, bu noktaya geldi Biz
gelişmelerin böyle olduğu
kamsuıdayTz."
Bu ortamdan çıkış için
üçlü bir hedef saptadıkla-
nnı belirten Erçel, bunu
şöyle açıkladı: "Birincisi,
kendimizi sağlam tutma-
mız gerekir. GlobaUeşen
süreçte bu tür ataklara ha-
zn- otanak gerekir. tkincîsi,
IMF"nin arkanuzda oldu-
ğunu hissetmemiz gerekir.
Bu. açıklamalaıia olur, pa-
rasal desteklerle olur. Or-
neğin, bu akşam (dün ak-
şam) LMF'nin Avrupa Bö-
lümü Başkanı geliyor.Tür-
kiye'ye bir heyeüe gefanesi
ve programmuzı destekle-
diğinisöykmesi önemH bir
mesajdır. Cçüncüsü, ulus-
lararası flnans çevreleriy-
le yoğun temas. Bunu ben
sürekli yapıyorum. Dişki
hafinde oMuğumuzbüyük
bankalann, merkez ban-
kalarnun başkanlanm an-
yorum. Hemen telaşa ka-
püarak karar vermemele-
rini söylüyorum. Ateş to-
pu soğutmaya çahşıyoruz.
Önümüzdeki hafta çok
önemli."
Erçel bu tür ortamlann
her türlü dedikoduya ze-
min yarattığını belirterek
devalüasyon söylentileri-
ni yalanladı.
E\IF kredisinin yolu ıızıuı
ANKARAAVASHINGTON
(Cumhuriyet) - Türkiye'deki bu-
nalımla ilgili olarak ABD yöneti-
minin de devreye girdiği ortaya
çıkarken IMF'den gelecek 4-5
milyar dolar civanndaki tutarın,
Türkiye'den çıkan parayı karşıla-
yacak düzeyde olmadığı gibi, bu
paranın girişinin de 2001 'e sarka-
bileceği belirtiliyor.
IMF heyetinin Türkiye'de ya-
pacağı incelemelenn arduıdan,
ancak bu ayın 3. haftasında kay-
nağın tutan ve ne zaman gelebi-
leceği kararlaştınlacak. Araya gi-
recek resmi tatil ve Noel tatilleri
nedeniyle, bu kaynak yılbaşından
önce girse bile piyasalarda olum-
lu etkisini hemen yaratmayacak.
Bu durum, yaklaşık 1 aylık süre-
de piyasalarda dalgalanmanın de-
vam edeceğini gösteriyor. ABD
Başkanı BiD Clinton yönetımınin.
Türkiye'de piyasalarda yaşanan
sorunun atlatılması için Uluslara-
rası Para Fonu (IMF) ve aralann-
da büyük bankalann da bulundu-
ğu finans kuruluşlannın yönetici-
leriyle görüştüğü bildinldi. Ya-
bancı bankalann Türkiye'den pa-
ralannı çekmeleriyle bunalımın
derinleştiği, para kaçışının önlen-
mesinin istendiği belirtiliyor.
IMF Başkanı Horst Köhler'in
Türkiye'ye ek kaynak aktanlaca-
ğına ilişkin açıklamasının da
ABD'nin girişimlerinin ardından
yapıldığı ifade edıliyor.
Türkiye'deki mali bunalımın,
IMF'nin politikalannın başansız
olduğu eleştirilerine karşı dura-
bilmesi ve etkinliğini sürdürebil-
mesi için önemli olduğu belirtili-
yor.
Aynca, gelişmekte olan diğer
piyasalann etkilenmesinden de
korkulduğu ifade ediliyor.
ABD'nin, Türkiye'nin kendisine
olan borçlannın ödenebilirliğinin
sürdürülmesi için de bunalımı at-
latmasını istediği kaydediliyor.
IMF'den gelecek kaynağın 4
milyar dolar düzeyinde olacağı
yönünde beklentiler bulunuyor.
Bu rakam IMF yönetimince kabul
edilse bile, Türkiye'deki çıkışı
karşılamıyor. Aynca 4 milyar do-
lann Türkiye'ye giriş tanhinin
200l'e sarkabileceği, sarkmasa
bile piyasada en az 20 gün boyun-
ca para olmaması nedeniyle yaşa-
nan sıkışıklığm, yüksek faizler ve
dalgalanmanın süreceği belirtili-
yor. IMF'den, biri bankacılık, di-
ğeri Avrupa bölümü sonımlusu-
nun da yer aldığı bunalımla ilgili
olmak üzere iki ayn heyetin dün
Türkiye'ye geldıği belirtildi.
IMF Dışilişküer Direktörü Tom
Dawson, Türkiye'ye verilecek ek
kredi türünün de henüz belirlen-
mediğini belirtirken, bu tip du-
rumlarda Suplemental Reserve
Fascility (SRF-llave Rezerv Me-
kanizması) ve biraz daha pahalı
olan Contingency Credit Line (C-
CL-Acil Kredi Hatö) tipi kredile-
rin kullanılabildiğini bildirdi.
Tom Dawson, Türk hükümetiy-
le görüşmelerin olumlu sonuçlan-
ması durumunda, ek kredinin yıl-
başından, hatta 24 Aralık'taki No-
el'den önce IMF îcra Kurulu'nda
onaylanabileceğini söyledi.
Türkiye sunulan önerileri değerlendiriyor
• Baştarafi 1. Sayfada
veç'in dönem başkanlığına kala-
cağuıı öngörüyor. Dışişleri Ba-
kanlığı Müsteşan Faruk Loğoğ-
lu, BM Kıbns özel Temsilcisi Al-
varo De Soto'ya Kıbns'ta iki eşit
siyasi varlık olduğunu anımsattı.
Dışişleri Bakanı tsmail Cem.
geçen hafta boyunca AB başkent-
lerini dolaşan Müsteşar Loğoğlu
ve Müsteşar Yardımcısı Akm Alp-
tuna ile bir araya geldi. Diplomat-
lann Cem'e, yaptıklan temaslar
ve edindikleri izlenimler hakkın-
da bilgi verdikleri ve katılun or-
taklığı belgesi için gündeme geti-
rilen önerileri değerlendirdikleri
kaydedildi. Edinilen bilgilere gö-
re diplomatlann, temaslannda,
Türkiye'nin belgeyle ilgili tezle-
rini aktardıklan ve "Helsinki so-
nuçlanna bağh kalmanm Türkiye
açısından önemine dikkat çektik-
leri" öğrenildi. AB ülkelerinin de
Türkiye'yi anladıklan, tezlerine
önem verdikleri ve 4 Aralık'ta çı-
kacak sonucun bu temelde oluş-
ması olasılığına vurgu yaptıklan
kaydedildi.
Üst düzey bir diplomat. Brük-
sel'den sonuç çıkması olasıhğının
yüzde 51 olduğunu, bu sonucun
da Türkiye'nin istemlerine göre
şekillenmesi umudunda oldukla-
nnı söyledi. 15 'lerin anlaşamama-
sı durumunda konunun tsveç'in
dönem başkanlığına kalacağını
belirten diplomat, bunun da iste-
nen bir gelişme olmadığını söyle-
di.
Fransa'nın, Kıbns ve Ege ile
maddelerin, kısa ve orta vadeli
beklentilerin sıralandığı bölümün
altına "Geliştirilmiş Siyasi Diya-
log" başlığıyla yerleştırilmesi is-
temini değerlendiren diplomatlar,
bununla ilgili son karann hükü-
met tarafından verileceğini bildir-
diler. Bu önerilerin olumlu ve
olumsuz yönleri alt alta konularak
hükümetin takdirine sunulacak.
Bir üst düzey diplomat, 4 Ara-
lık'ta çıkacak sonuca göre Türki-
ye'nin 7-8 Aralık Nice Zirvesi'ne
katılımının değerlendirileceğini,
ancak çahşmalann Başbakan Bü-
lent Ecevit'in gidişine göre hazır-
landığım belirtti. Başbakan'ın 6
Aralık gecesi Nice'e hareket et-
mesi bekleniyor.
De Soto-Loğoğlu
görüşmesi
AB ile yaşanan gelişmelere ko-
şut olarak gündeme gelen Kıbns
sorunu da Ankara'da 2 gündür te-
maslarda bulunan BM Kıbns
Özel Temsilcisi De Soto ile de-
ğerlendirildi. De Soto, dün Dışiş-
leri Bakanlığı Müsteşan Loğoğlu
ile bir araya geldi. Görüşmenin ar-
dından bir açıklama yapan De So-
to, BM Genel Sekreteri Kofi An-
nan'ın, ocak ayında yeniden do-
layü görüşmelere katılmalan için
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş ile Kıbns Rum yönetımi
lideri Glafkos Kkrides ı davet et-
tiğini anımsattı. Denktaş'ın, du-
rumu değerlendirerek karanm
doğrudan Annan'a ya da kendisi-
ne ileteceğini bildiren De Soto,
"Adaya ghtiğnnde Denktaş ile bu
konuyu görüşeceğun" dedi.
Diplomatik kaynaklardan edi-
nilen bilgilere göre, görüşmeler-
de De Soto'ya, iyi niyet görevinin
bir yere varmast isteniyorsa, ada-
da iki egemen varhğın ve 1960
garanti düzeninin kabul edilmesi
gerektiği mesajı iletildi. Görüş-
melerde aynca, Kıbns'taki banş
gücünün süresinin uzatılmasımn,
iki tarafın da nzasına uyan biçim-
de yapılmasırun önemli olduğu
vurgulandı.
PKK'ye mektup AB'yi ba^ar
• Baştarafi 1. Sayfada
kanı Romano Prodi'den, Servantie'nin
Türkiye masasından alnımasının isten-
mesi kararlaştınldı. Bu istemin karşılan-
ması durumunda Türkiye, sorunu daha
fazla büyütmeme yolunu seçecek.
Türkiye'nin işini zorlaştıran ise Ser-
vantie'nin "Türk dostu" olarak bilin-
mesi ve hatta bir Türk kadını ile evli ol-
ması. AB Genel Sekreteri Büyükelçi
Vural da aynı noktaya dikkat çekerek
"Kasıt yok, dikkatsizlik var" dedi. Vu-
ral, Cumhuriyet'e şunlan söyledi:
"AB'nin bir yapısı var, kim mektup
yazarsa yamthyorlar. Ola>in özü bu. Ta-
bii bunu söylerken olayı kapatahm da
demiyorum. Gereken şekilde uyan ya-
pddL Olay kan davası haline getirilecek
bir durum değü. Ben mektubu yazan
Türkiye Masası Şefı Alain Servantk'ji
tamyorum. İyi Türkçc konuşur. Eşi
Türktür. Türk dostudur. En zor zaman-
larda bile bizünk olmuştur. Bir yanlış-
hk yaptı, düzeltüir."
Dışişleri Bakanhğı'ndan üst düzey
bir yetkili ise Servantie'nin bu tutumu-
nun "densizük" olduğunu ileri sürerek
u
Bu mektup bizi değil AB'yi bağlar. Bu
sorunu da kendileri çözeceklerdir" di-
ye konuştu.
Ancak Ankara'daki genel hava, soru-
nu daha fazla büyütmeme şeklinde ge-
lişti. Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler
açısından çok önemli bir süreç içinde
olunduğunu değerlendiren Ankara,
özellikle katılım ortaklığı belgesinin
açıklanması öncesinde ilişkilerdeki
gerginliği tmnandırmanm hiçbirtarafa
yarar sağlamayacağı görüşünde. Gerek-
li tepkilerin AB nezdinde yapılacağı,
söylenecek ne varsa söyleneceği ancak
bunun ilişkilerin geleceğini zedeleme-
yecek şekilde yapılması konusunda gö-
rüş birliğine vanldığı bildirildi. Servan-
tie,mektubunda, "Türkiye tanısadata-
mmasa da kültürel khnUk ve ortak ge-
leneklere sahip etnik gruplan ulusal
olarak kabuDenmehdir" de-
mişti.
Fogg: Kâğrt parçası
AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi
Karen Fogg, dün akşam Avrupa Genç-
lik Festivali'nin açıhşmda Servan-
tie'nin PKJC'ye yazdığı mektubu de-
ğerlendirirken "Kimizamanlar,üişkfle-
rimizde ivüiğünizi istemeyenler tarafin-
dan karşmnza pürüzter çıkanlabüir. ör-
neğin bir kâğrt parçası gibi. Ancak ina-
myorum ki, ikrieme yolunda genel bir
irade bulunuyor ve de özellikle genç ne-
siüer bizkrden başanh otmamızı bekB-
yorlar" dedi. Avrupa Birliği-Türkiye
ilişkilerinin zaman zaman inişli-çıkışlı
bir yol izleyegeldiğini kaydeden Fogg
şunlan söyledi:
"Ancak. Türkiye'nin Hetsinki doru-
ğunda resmen aday ülke olarak tanın-
masından bu yana Avrupa Komisyonu,
Türk hükümetinin işbirüğiyle, bir kaö-
lım stratejLsi geUştirflmesine kendisini
yoğunlaşürmıştır. Bunu başarmanın y-
olu, karşjhkh bir güven iüşkisi kurmak-
tan geçmektedir. Bunun için her
ikimizin de kararhhk, enerji, yarabcıhk
ve iyi niyete ihtiyacı vaı^
Özürlülerle ilgili yasayı geciktiren hükümet protesto edildi
Türkiye'de 7.5 milyon özürlü var
tSTANBUL / ANKARA (Cumhuriyet) - Türki-
ye'nin ihmal edilen sağhk sorunlanndan biri olan
özürlüler, yine bir 3 Aralık Dünya Özürlüler Gü-
nü'nde anımsanacak. Dünya Özürlüler Günü önce-
sinde, Körler Federasyonu'na bağh dernekler, ken-
dileriyle ilgili yasayı geciktiren hükümeti protesto et-
tiler.
Türkiye'de nüfusun yüzde 12'sini oluşturan 7.5
milyon özürlü yurttaş yaşıyor. Sadece özel günlerde
hatırlanan engelliler, hâlâ iş bulamıyor, eğitim hak-
kmdan tam olarak yararlanamıyor, alt-
yapı yetersizlikleri yüzünden sinema,
tiyatro gibi en basit sosyal aktivitelere
bile katılamıyor. TBMM raporlanna
göre engellilerin genel nüfiısa oranlan
şöyle: "Gönne engelliler yüzde 0.2,isit-
me engeffikr yüzde 0.6, bedensel engel-
BTer yüzde 24, zihinsel engelliler > üzde
23 veuyumsuzlar yüzde 0.1."
'Ozûrlûye barikat, hırsızlara aP
özürlüler, Meclis'te bekleyen "Muh-
taç Özürlü Türk Vatandaşlanna Aybk
Bağlanması Hakkjnda Kanun Tasla-
ğı"mn bir an önce yasalaşması için dün Başbakan-
lık'ta bir gösten düzenledi. Körler Federasyonu Baş-
kanı Turhan Içii, Devlet Bakanı Hasan Gemki tara-
fından hazırlanan yasanın IMF ile yapılan görüşme-
ler nedeniyle hükümet tasansı olamadığını belirte-
rek, Meclis'te bekleyen yasanın bir an önce yasalaş-
masını istedi.
Içli'nin konuşmasıntn ardından gorme engelliler
Vekâletler Caddesi ile Başbakanlık Şeref Yolu'nun
• Türkiye'de
nüfusun yüzde
12'sini oluşturan 7.5
milyon özürlü
yurttaş yaşıyor.
Yalnızca özel
günlerde anımsanan
engelliler, hâlâ iş
bulamıyor, en basit
sosyal aktivitelere
bile katılamıyor.
kesıştiğı köşede oturmaya başladı. "Özünukrbura-
da. sosyal devlet nerede", "Herkese kredi, özüriüyeba-
rikat", "Özüriuye barikat, hırstziara a P sloganlan
atan özürlüler, "Biz sizi duynyoruz, ama siz bizi gör-
müyorsunuz",'*Susmasustukçayasagünıegidecek'',
"MecHs'te şov değil, yasa istiyoruz" gibi pankart ve
dövizler açtılar.
Özüriülenn Başbakan BütentEcevk ile görüşme is-
teği kabul edilmezken oluşturulan bir heyeti Başba-
kanlık Müsteşan Ahmet Şağar kabul etti. Turhan Iç-
li, görüşme çıkışında, Ecevit'in Şağar
aracıhğıyla kendilerine mesaj ilettiği-
ni kaydetti. Içli, Ecevit'in yasa taslağı
ile ilgilenme sözü verdiğini ve aralık
ayı içensinde kendilerini kabul edece-
ğini dile getirdi.
İstanbul'daki etkinBkfer
- Sosyal Hizmetkr tstanbul Ü Mâ-
dürtüğü, tophım biMncinin sağlanmaa
için bugün bir yürüyüş gerçekleştire-
cek. Engeüi kuruluşlann da katılacağı
yürüyüş için saat 10.00'da Galatasaray
lisesi önünde toplanılacak. Taksim
Cumhuriyet Anıü'na kadar devam edecek yürüyüş
sonunda burada tören düzenlenecek
- 12.30'da Erol Sabancı Spastik Çocuklar Gençler
Eğitim Rehabilitasyon ve Üretim Merkezi Çorap
Atölyesi'nin açılışı yapılacak.
- Balarköy Belediyesi'nin etkmlilderi kapsamında
bugün saat 11.00'de Balarköy Özgürlük Mey-
danı'nda toplanılacak. Yunus Emre Kültür Mer-
kezi'nde sağhk taraması yapdacak.
••
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
örülü, çayır-çimenlik bir alandı. Toplu oyunlar bi-
tince sırtüstü yere uzandım. Dallan birbirine dolan-
mış çam ağaçlannın rüzgâria biriikte çıkardıklan
ses hâlâ kulaklanmda. Bir de o igne yapraklann
arasından çizgi çizgi görünen gökyüzü...
Ne zaman bir çam ağacı görsem, hemen attına
uzanasım gelir...
4-5 yıldır ağaçlarta dostluğu daha da ciddiye
alıp onlardan öğrendiklerimi, onlar hakkında öğ-
rendiklerimi aynca not ediyorum. Her ağacın ayn
günlüğü var. Sayılan onu geçti. Seyrek de olsa ara-
da bir onlara bakmak beni çalışma odamdan alıp
o daldan bu dala götürüp getiriyor. Aynlma zama-
nı geldiğinde söylenmeden edemiyorum:
Nereye gidiyorsun budala,
Biraz daha kon bu dala...
Geçen mayısta günlüğe uzun uzun gördüMeri-
mi yazmışım:
"Son 20 gündür en az on kez çam ağaçlanyla
gönjştüm. Her çamın ayn yaprak üretme yöntemi
var. Şaşınp kaldım... Kısa yapraklı çamlann uçla-
nndaki tomurcuklar nisan sonunda bir bir içlerin-
deki yapraklan çıkarmaya başladı. En dıştakikah-
verengi sarmal usul usul uca doğru gitti. Onu, alt-
taki yapraklar itiyor olmalı... En uçtan yere düştü
ve taptaze yapraklan dallann ucuna kondurup git-
ti.
Yeni açık yeşil yapraklaha eski koyu yeşil yap-
raklararasında öylesine büyük fark varki, neredey-
se s/yah/a beyaz kadar. Hayır, abartmıyonım. Sa-
bah aydınlığında açık yeşil yapraklar ampul gibi
duruyordu. Dal uçlannda gücünü ölçemediğim
yüzlerce ampul. Hey gidi doğa, açık yeşille koyu
yeşilin bu kadar farklı olabileceğini dûşünemez-
dim...
Iğne yapraklan 10-15 santim uzunluğundaki bir
başka grup çam ise bambaşka biçimde yaprak-
landı... Ince uzun tomurcuk uzadı uzadı, ortasına
yakın bir yerden sanki özel bir fermuar yöntemi
vanvış gibi usul usul açıldı. Açılan bölüme usulca
dokundum... Bir santim kalınlığındaki demetin
içinde onlarca yaprak birbirine sanlmış, gözleri
açık uyuyor. Doğal fenvuar tümüyle açılınca, on-
lar da açılıp yayılacaklar..."
Yetişkin doğan bebekler
Haziran ayında ise kafayı kozalaklann oluşumu-
na takmışım:
"Yaşasın, kozalaklann ilk oluştuğu anı gördüm.
Uzun zamandır gözlediğim çam ağaçlannda bir-
denbire çıkmış buluyordum onlan. Bu kez gözü-
me kestirdiğim alt dallardan birine birkaç günde
biruğradım. Haziran başında inceciiik birdüğüm.
Kırmızımsı da yeşilimsi gibi... Haftada birkaç gün
uğradım. Arada çaktımnadan dokundum. Nere-
deyse dalın öteki uçlanndaki eski kozalaklar kadar
sert. Daha doğuşta işisağlama alıyorolmalılar. Bi-
razcık daha büyüyüp üzerindeki çizikler ortaya çı-
kınca, bir kez daha dokundum. Uçlanndaki mili-
metrelik çıkıntılar bile neredeyse en sert darbeye
dayanacak sağlamlıkta. Seslendim:
Bu nasıl oluyor anlat kozalak, senden biraz koz
alak...
Bunlariçin ne demeli?
Belki de önce büyüyoriar, sonra doğuyoriar...
Ya da bütün organlan oluşmuş biçimde yetişkin
bebek olarak doğaya gözlerini açıyorlar... Yaşama,
bakıma muhtaç başlayan insanoğluna göre ne bü-
yük avantaj!"
Günlük bitecek gibi değil, burada keselim...
Bu yaz Anadolu gezilerinde de pek çok çam
ağacıyla tanıştım. Fazla sohbet edemesek de ta-
nıdım onlan. Çünkü hemcinslerinin dışandan hiç-
bir şey olmuyormuş gibi görünse de içten içe ya-
şadıklannı biliyorum...
Bir Anadolu köylüsüyle çam ağacıyla ilgili uzun
uzun sohbet ettik. O kadar güzel bilgiler aktardı ki,
biri beni aynca etkiledi, uzun süre düşündürdü...
Çam ağacı kendi kendisini budarmış. Sürekli yu-
kan doğru yükselirken alt dailanndan bazılannı fe-
da eder, kuruturmuş.
Köylü ekledi:
"Çam ağacının kendisinin kurutmadığı dalını
kestin mi, ağaç küser, büyümez..."
llahi çam ağacı, yapraklann kadar ders yüklü-
sün...
balbay@cumhuriyetcom.tr
SoyısalLoto'yu
bir kişi tutturdu
ANKARA (AA)-Milli
Piyango İdaresi'nce
düzenlenen Sayısal Lo-
to'nun bu haftaİci çekilişi
dün yapıldı. Kuponunda
6, 19, 28, 32, 35 ve 47
rakamlannı işaretleyen
bir kişi 447 milyar 388
milyon 845 bin lira
ikramiye kazandı. Talih-
linin loto kuponunu Es-
kişehir'de yatırdığı belir-
lendi.
Çekilişte 5 bilen 437
kişi, 955 milyon 530 bin-
er lira; 4 bilen 24 bin 392
kişi, 8 milyon 650 biner
lira ve 3 bilen 480 bin 170
kişi 865 biner lira
ikramiye kazandı.
BEYOĞLU 3. ASLİYE HUKÜK
HÂKİMLİĞl'NDEN
1999/811
Davacı Ramazan Türköz tarafından davahlar Ray Sigorta
A.Ş. Fedail Karpuz ve Mustafa Şentürk aleyhlerine açılan
tazmınat davasında:
Davalı Fedail Karpuz'a Huzur Mah. Cad. 58 Eslrişehir ad-
resinde tebligat yapılamadığından 5.7.2000 tatihli duıuşma-
da davahya ilan yolu ile tebligat yapılmasına karar verüdiğin-
den,
Davalı Fedail Karpuz'un duruşma günü olan 05.12.2000
günü saat 10.30'da duruşmada hazn bulunması veya kendisi-
ni bir vekille temsil ettınnesi, esasa 10 gün içinde cevap ver-
mesı, HUMK'nin 213/2 maddesi uyannca duruşma günü ve
saatınde mahkememizde hazrr bulunması, bulunmadıgı tak-
dirde duruşmalara yokluğunda devam edıleceğı bususu dave-
tıye yerine kaim olmak üzere ilanen teblığ olunur.
24.11.2000. Basın: 72797