Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3/WRALIK2000PAZAR CUMHURİYET SAYFA
J V L J L J J . L J X \ kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Üç kıta sineması Nantes Film Festivali'nde bu yıl Japon ve İran filmleri ön plandaydı
Jafer Panahi sınırları zorluyor
CÖNÜL DÖNMEZ- COLJN
Her yıl dünyanın Asya, Afri-
ka ve Latin Amerika gibi üç kı-
tastnı tarayıp az tanınan yönet-
menler, fılmler arayan Nantes
Film Festivali'nin işi son yıllar-
da gçittıkçe zorlaşmaya başladı.
Bir zamanlar ızleyiciye tanıttı-
gı filmler (örnek vermek gere-
kirse Hou Hsiao-hsien, Edward
Young,WmKar-Wri, ZhangVV
moıı yapıtlan) artık normal si-
nemalardasergilenmekte. Üste-
lik festivalin mevsim sonuna
rastlaması ve sonbaharda nite-
likli bir alay festivalin birden
yapılması özgûnfilmleribir ara-
ya getirmeyi güçleştiren öğe-
ler. Ama 22 yıldır bu işi yılma-
dan sürdüren Jalladeau kardeş-
ler, Alain ve Phiüppe, bu yıl da
ilginç bir program kotarmayı
başardılar.
Festivalin en güçlü fılmlerin-
den biri açılış fılmiydi. Iranlı
Jafer Panahi'nin geçen Vene-
dik Film Festivali'nde Altın As-
lanalan "Daire" (Dayareh) fil-
mi kısır döngüye tutsak kadın-
lan olduğu gibi sergileyen ve
devrim ertesi İran sinemasında
ilk kez fuhuştan söz edebilen, ko-
nusu gibi çalışma biçemi de yü-
rekli, yaratıcı, etkileyici bir film.
Kadınlann neredeyse nefes al-
mak içın bile erkeklerden izin
almaları gereken, erkeklerin bir
sigara yakmak gibi düşünmeden
yaptıklan işler için bile kadın-
lann köşe bucak sığınacak yer
aradıklan, kız çocuklannın da-
ha doğmadan alnına kara yaz-
gı yazıldığı bir toplumda kara
çarşafa bürûnüp görünmezle-
şerek devamlı erkeklere yer aç-
maya çalışan bir genç kadının
dramı bu film. "Beyaz Balon"
ve *Ayna" filmleri ile tstanbul
Uluslararası Film Festivalf ne
-£ranlı Jafer
Panahi'nin, Altın
Aslan ödüllü
'Daire'si festivalin
açılış filmiydi.
Panahi, yürekli ve
etkileyici 'Daire' ile
tam bir olgunluğa
erişmiş. Seyyed
Reza Mir -
Karimi'nin ilk yapıtı
'Çocuk ve Asker',
Italyan Gianni
Amelio'nun
'Çalınmış Çocuklar'
fihnini iran
gerçeklerine
uygulayan yalın bir
anlatımdı.
de katkıda bulunan Panahi, tam
olgunluğa erişmiş bu filmle.
tran sinemasının kırsal bölgede.
çocuk yaşamlannda odaklaşan
ve çoğunluk birtakım insancü tö-
re derslerinden oluştuğunu sa-
nanlara duyurulur. İran sinema-
sı da Panahi gibi olgunlaştı ar-
tık ve yönetmenler anlatacakla-
nnı dolambaçlı yollardan anla-
tarak tüm enerjilerini harcamak-
tan bıkmışa benziyor ve bu film
ile Panahi sınırlan gerçekten
zorluyor. Bakalım nereye gide-
cek? Ve ne kadar zaman için?
Uç kuşaktan kadın
Yine Iran'dan ikı film yanş-
malı bölümde gösterildı. Moh-
sen Makhmalbaf ın eşi Marzi-
eh Meshkininın ilk filmi "Ka-
dın Olduğum Gün" (Rouzi Ke
Zan Shoudam) üç kuşaktan üç
kadını ele alan üç bölüm gibi çi-
zemsel bir çerçeve içinde kadın
açısından irdeliyor Iran'da kadın
olmanın anlamını. Birinci bö-
lümde küçük Hava dokuz yaşı-
na geldiği gün acı bir sürprizle
karşılaşır. Artık sokağa çıkma-
sı günahtır. Ikincisinde bisiklet
yanşlarına katılan bir genç kız
bu ışten vazgeçmezse evden atı-
lacağmı öğrenir. Üçüncü bö-
lümde ise tekerlekli sandalyeye
tutsak yaşlı bir kadın, yaşam
boyu alamadığı televizyon, bu-
laşık makinesi gibi şeylerin tü-
munü satın alarak kumsalın bir
köşesine yerleşmeyi amaçlar.
Sözcüklerden çok imgelerin ko-
nuştuğu duygulu bir çalışmay-
dı "Kadın CMduğum Gün".
Iran'dan ıkıncı yanşma fibni,
Seyyed Reza Mir- Karimi'nin
ilk yapıtı "Çocuk ve Asker"
(Koudak Va Sarbaz), Italyan Gi-
anniAmeüo'nun "ÇahnmışÇo-
cuklar" (11 ladro di bambini)
filmini İran gerçeklenne uygu-
layan gerçeğe yakın, yahn bir an-
latımdı.
Kalari'nin yapıtian
Kazakistan'da yeniden
yapılanma ve izleyen yıllarda
doruğa ulaşan *yeîü dalga'nın
öncülerinden SerikAprimov'un
"Üç Kardeş" (Tri Brata), Çinli
Jia Zhang-Ke'nin ikinci uzun
konulu fıhni, 1979 yılında ül-
ke pazar ekonomisinin eşiğin-
deyken köy köy dolaşıp propa-
ganda dinletileri vermeye çalı-
şan bir topluluğun pop müzigi
ve televizyona yenilgisini hi-
civleyen "Platform" (Zhantaı),
Hintli BuddhadebDasgupta'nın
"Gûreşçfler" (Uttara) yapıtı ya-
nşan diğer filmler arasındaydı.
Afnka kjtasından Mali'nin
en yetenekli yönetmeni Cbeick-
Oumar Sissoko, 1989 yapımı
"Finzan'' ve son fılmi "Yaradı-
hş" da (Genesıs) içinde olmak
üzere tüm filmleriyle, Brezilya
*yeni sinema' akımının önemli
isimlennden.. oysa ölümünün
ardından kimsenın sözünü etme-
dığı Gkuber Rocha da yine tüm
yapıtlanyla anıldı.
Tarihinde ilk kez önemli bir
film kışisine carte blanche ver-
mişti festival. Yıllardır Japon-
ya'da yaşayan Amerikalı film
uzmanı Donald Richienın bu
bölüm içın seçtıği ytrmı filmın
arasında Ozu'dan, Mizoguc-
hi'den, Imamura'dan başyapıt-
lann yanı sıra daha önce Japon-
ya dışında ızleyicı ile buluşma-
mış bir alay ilginç yapıt da ız-
leme olanağımız oldu.
Yine ilk kez, bir yönetmen, ya-
puncı ya da oyuncu yenne film-
lerin en önemli öğesinden so-
rumlu olup da adından pek az
kişinın söz ettığı meslekten bı-
rini, Kiarostami, Makhmalhaf,
Mehrjui gibi Iran'ın en yete-
nekli yönetmenlerinın görüntü
yönetmeni Mahmoud Kalari'yı
merceğe getirdi festival. Kala-
ri'nin kamera ardına geçtiği
filmler arasında Makhmalbaf'ın
Istanbul'da çektiği "AşkNöbe-
ti" de vardır. Bu fılmi izledi-
ğim zaman Istanbul'u en güzel
görüntüleyen yapıt olduğunu
düşünmüştüm. Festıvalde yeni-
den izlediğimiz "Sara" (Dari-
ush Mehrjui), "Gabbeh" (Moh-
sen Makhmalbaf). "Reyhaneh"
(Raissian), "Bad Mara, Kha-
had Bord-Rüzgâr Bizi Sürükle-
yecek" (Abbas Kiarostami) gi-
bi yapıtlar kadar Kalari 'nin ya-
pıtlannı yakından tanıdığımız
yönetmenlerin çalışma biçem-
leri üzerine verdiği aydınlatıcı
bılgiler ve fıkralar az ele geçer
bir deneyimdi bizler için.
Birinci Çin filmi oldu
Festivalin binncı ödülü Altın
Montgolficre, Çinlı Jia Zhang-
Ke'nin "Platfonn" (Zhantai)
yapıtına, Gümüş Montgolfiere
ise tranlı Seyyed Reza Mir-Ka-
rimi'nin "Çocukve Asker" (Ko-
udak ve Sarbaz) filmıne veril-
di. Jüri Özel Ödülü'nü Kazak Se-
rik Aprimov'un "Üç Kardeş"
(Tn Brata) fıhni ile Iranlı Mar-
zieh Mesbkini'nin "Kadın Ol-
duğum Gün" (Rouzu Ke Zan
Shoudam) filmi paylaştı. "Üç
Kardeş" ve "Çocukve Asker"
Genç Jüri ödülünü de alırken
Hindistan'dan Buddhadeb Das-
gupta'nın "Güreşçiler" (Utta-
ra) filmi Halk Ödülü kazandı.
Bülent Erkmen, Fransadakl serglde yaşantısı ve yapıtlanyla yer alıyor
'Yetyüzüriden Grafik Sana
Kültür Servisi - Bülent Erk-
men, Fransa'nın Echirolles
kentinde düzenlenen " Yeryü-
zünden Grafik Sanatçılan"
sergisinde hem yaşantısı hem
de yapıtlanyla yer alıyor. Ec-
hirolles kentı, her yıl gerçek-
leşen 'Echirolles Grafik Sa-
natiarAyı'etkinlıklerinin 10.
yılında, 22 grafik sanatçısı-
nın katıldığı uluslararası bir
sergi düzenlendi.
Her ülkeden bir tasanmcı-
nın ya da tasanm grubunun
davet edildiği sergiye katılan-
Uluslararası sergjde 22 grafik sanatçısı yer alıyor.
lar arasmda, Türkiye'den çağınlan
Bülent Erkmen'in yanı sıra, Ingilte-
re'den Nevflle Brody, Israil 'den David
Tartakover, ABD'den Paula Scher,
Japonya'dan Keizo Matsui, Polon-
ya'dan Lech Majemki, Fildişi Sahi-
li'nden Idrissa Diara, Hollanda'dan
Rick Vermeulen, Avustralya'dan Ken
Cato, Çin'den Wang Xu, Rusya'dan
Andrej Logvin, Paraguay'dan Celes-
te Prieto, Zimbabve 'den Saki Mafun-
dikwa, Meksika'dan German Mon-
talvo. Güney Afrika'dan Gartfa Wal-
ker, Almanya'dan Cyan, Brezilya'dan
Rafic Farah, tspanya'dan Peret, Vene-
züella'dan NancyAquino. Arjantin'den
£1 Fantasma de Heredia. Kore'den
Ahn Sang-Soo, Isviçre'den Werner
Jeker yer alıyor.
" Yeryûzûnden GrafikSanatçılan"
sergisi, tasanmcılan yaşadıklan ül-
keler üzerinden ele alıyor. Böylece
tasanmcılann grafik üretimlerinin
içinde yer aldığı bağlam tüm yönle-
riyle, ekonomik. siyasal, toplumsal,
külrürel ve coğrafi boyutlanyla sergi-
ye katıhyor. Bunu gerçekleştirebil-
mek için de çağnlı sanatçılardan kap-
samlı bir çalışma talep edilmiş ve her
katılımcı kendi çevrelerini, kentleri-
ni fotoğraflar aracılığıyla aktarmış,
ülkelerini temsil eden gazete, bilet,
kibrit kutusu gibi günlük yaşam nes-
nelerinden bir derleme yapmış. Ayn-
ca tasanmcılardankendi kişisel yaşan-
tılannı da belgelemeleri istenmiş. Ça-
lışma mekânlan ve arkadaşlan, ajan-
dalanndan bir s^rfanın kopyası, bir ça-
lışma gününün öyküsü genel bağla-
ma katılan öğeler ohnuş. Sergide yer
alan tüm bu genel ve özel öğeler ara-
cılığıyla, grafik ürünün içine katıldı-
ğı bütün, toplumsal yaşamdan kişisel
ve mesleki yaşama uzanan gidiş ge-
lişler içinde yer verilmiş.
Bülent Erkmen'in tasanm çahşma-
lan da sergide kendi tanımladığı bağ-
lam içinde yer alıyor. Her tasanmcı-
dan istenen, kendi ülkelerini temsil
eden anonim nesne için Erkmen'in
seçimi 'gözboncugu' olmuş.
Erkmen'in günlük yaşam-
dan taşıdığı diğer nesneler
arasında ise İETT biletleri,
bir günlük gazetenin ilk say-
fası ve bu" kibnt kutusu bu-
lunuyor. Tüm bu nesne gö-
rüntülerine ise Istanbul'u ak-
taran fotoğraflar eşlik ediyor.
Erkmen kendi mesleki ya-
şam çevresini, ajandasının
"29 Haziran" tarihli sayfa-
lanyla, yöneticisi olduğu
BEK Tasanm ve Danışman-
lık'ın bir çalışma gününü
aktaran görüntülerle ve BEK çalışan-
lannınfotoğraflanylabelgeliyor. Erk-
men'in sergide yer alan çok sayıda
grafik çalışması arasmda, Kudüs'ün
Paylaşımı afişi, Duo başlıklı kitap ça-
lışması, Brecht'in 100. doğum yıldö-
nümü afişi, Inside/ Outside afışleri,
AJDS Savaşım Demeği afişi ve ISBN
975-342-142-7 başlıklı, kendi logo
çalışmalannı soyutladığı kitabı yer
ahyor. Aynca her katıhmcıdan istenen
"meslek fdsefenizi kısaca tannnlaym"
sonısuna Erkmen'in verdiği yanıt da
sergilenen öğeler arasına katılıyor.
" Yeniformlar,yeni görüntü bicimleri
üretme yerine, yeni anlama, yeni algn
lama bicimleri ûretmek."
"Yeryüzönden GrafikSanatçuan"
sergisi, önsözünü Marc Ferro'nun
yazdığı bir katalogla kalıcılık kazan-
mış. 18 Kasım'da açılan sergi 9 Ara-
hk'a kadar açık kalacak. Aynı sergi,
2001 yıhnın ekim ayında, Paris'te "Al-
lience Graphique Internatk>nale"in
50. yıl etkınlıklenne de katılacak.
Her tasanmcıdan
istenen, kendi
ülkelerini temsil eden
anonim nesne için
Erkmen'in seçimi
'göz boncuğu' ohnuş.
Erkmen'in sergide
yer alan çok sayıda
grafik çahşması
arasmda ise
Kudüs'ün Paylaşımı
afişi, Duo başlıklı
kitap çahşması,
Brecht'in 100. doğum
yüdönümü afişi,
Inside/ Outside
afişkri, AIDS
Savaşım Derneği afişi
velSBN 975-342-142-
7 başhkh, kendi logo
çahşmalannı
soyutladığı kitabı
yer ahyor.
c/esean *
<
.
Jacques
Schuhl'un,
kabare
şarkıcısı ve
oyuncu
Ingrid
Caven'in
yaşamını
yazdığı
roman
Goncourt
ödülünü
kazandı.
IngridCaven
yinegündemdeKültür Servisi - Ünlü şarkıcı- akt-
rist Ingrid Caven, kendi adını taşıyan
ve uzun sürelı arkadaşı Jean Jacqu-
es Schuhl'un yazdığı 'Ingrid Caven'
adlı romanın, Fransa'nın en prestijli
edebiyat ödülü olan Goncourt'u ka-
zandığı ödül törerunden bu yana ilk
kez Paris'te şarkı söyledi.
'IngridCaven', Schuhl'un otuz yıl-
da yazdığı üçüncü roman. Romanda
Caven'in yaşamı, yazann kendisine
de çok benzeyen yan hayali bir ka-
rakterle birlikte edebi-
yata özgü bir sunumla
anlatılıyor. Schuhl, bu
romanla 25 yıldır ilk kez
bir ödül (Goncourt) ka-
zandı. 1944'te Saarbru-
ecken'de doğan Caven,
savaş yıllannı anımsa-
mak için çok küçüktü.
Fakat Schuhl, Caven 4
yaşındayken Hitler'in
resminin altında Nazi as-
kerlerine verdiği mini
konseri aynntılanyla
anımsaması gibi aynntı-
lara da yer vermiş. Ca-
ven, ailesindeki tek sanatçı değil. Ab-
lası Irudebese, opera şarkıcısı olarak
kariyer yaparken kendisi önce kilise
korosunda şarkı söylemiş sonra da
politik ideallere ve oyunculuğa me-
rak sarmış. Kabare kariyeri 1980'de
sona erdi, oyunculuğu ise ara sıra
yapmayı sürdürdü. Son olarak bir Ra-
ul Ruiz uyarlaması 'Time Regained'
adh filmde rol aldı. Şimdılerde ara sı-
ra fılmlerde oynayan ve sahneye çı-
kan Caven, 1970'liyıllannbaşındaPa-
ris'te yaşayan ve 1982 yılında ölen ün-
lü film yönetmeni Rainer VVerner
Fassbinder'le bir evlilik yapmıştı.
1974'te boşandıktan sonra fırtınalı
iki evlilik daha yapan ve Yves Saint
Lauren'le kısa süreli bir ilişki yaşa-
yan Caven'ın, Fassbinder'le daima
iyi iki dost olarak kaldığı ve hatta bu-
gün bile pasaportunda onun soyadı-
nı taşıdığı biliniyor.
mgrid Caven, yıllarca bir çok film-
de, Oscar Wflde ve James Joyce'un
metınlerini şarkılarla seslendirdı ve
uzun süreli ütopik idealizmini paylaş-
tığı ünlü yönetmen Fassbinder'in bir-
çok fihninde oynadı. Caven'm kaba-
re tarzı ise en belirgin
biçimde sanat yaşamı-
mn dönüm noktası ol-
duğunu belirttiği,
1974'te Isviçreli yönet-
men Daniel Schmid'in
yönettiğı 'LaPaloma'da
fark edildi. Romanın, il-
ginç bir yaşam öyküsü
olan bu Alman kabare
sanatçısıyla ilgili olma-
sı ve ödül kazanması hal-
kın ödüle olan ilgisini
yoğunlaşrırdı. Caven. ki-
tabın kesinlikle kendisi-
ni anlattığını, romanda
her şeyiyle kendi ruhunu bulduğunu
söyledi.
Kitabm yayımlanmasından sonra
fihn tekliflerinin ardı arkası kesihne-
yen Caven'in, şarkı sözlerinin çoğu-
nun Schuhl tarafından yazılmış Fran-
sızca ve Ahnanca şarkılannm bir ara-
ya getirildiği 'Chambre 1050' adlı bir
albümü çıktı. Kısık sesi ve Mariene
Dietrich'in geleneksel melankolik
aşk şarkılannı andıran tarzıyla Ca-
ven, bu ay Odeon Tiyatrosu'nda şim-
diden tüm biletlerin tükendiği bir kon-
ser verecek. Bu arada organizatörler
Caven'in ocak aymda beş konser da-
ha vermesini istiyorlar.
KUŞBAKIŞI
MEMET BAYDUR
Abbey Lincoln,
Feyza, Tuna
Adnan Benk'in iki ciltlik Eleştiri Yazılan'nı büyük
bir keyifle okurken ikinci kitabın ortalarında ilginç ve
irkiltıci biryazı çıktı karşıma. 625. sayfada "DizzyGil-
lespie Orkestrası veya Düşkünler Müziği" başlıklı ya-
zı. 2 Mayıs 1956 yılında yayımlanmış. Şimdi, bu kö-
şeyi okuyanlar bilirter, ben Adnan Benk hayranı bir
okurum. Öte yandan yukanda andığım yazının ise tu-
tar yanı yok! Engin kültürüne, usta kalemine ve mi-
zah duygusu güçlü eleştirici gözüne saygı duyduğum
Adnan Benk bu yazıda (hayrettir) hiç bilmediği yazı-
dan anlaşılan bir konu üstüne konuşuyor: Caz mü-
ziği. Bakın neler demiş...
"Içkili gazinolarda söylenen piyasa şarkılanyla caz
müziği, sanat değeri bakımından aynı seviyededir ve
aynı seviyede kişiler tarafından benimsenir. Doğnı-
dan doğruya zenci folklonına bağlanan New Orie-
ans cazını bu yargının dışında tutmalı tabii. Cazın yur-
dumuzda yayılmasına sebep, ekinsiz (kültûrsûz) yı-
ğınlann anlayabileceği kadarbasit oluşudur. (...)Aşa-
ğılık duygusundan kurtulamayan düşkünler, zevkai-
dıklan bu müziği üstün bir müzik olarak göstermek
isteher, bu sayede kendilerini de düşkünlükten kur-
taracaidanna inanıriar. Cazhakkında kitaplaryazılma-
sı, caz hakkında ih in sözleredilmesi çogunluğu elin-
de tutan bir sınıfın asağılık duygusundan kurtulma-
sı, bilgisizliğini ve ekin yoksulluğunu duymaması için-
dir."
Vay vay vaay! Demek New Orteans cazına benze-
meyen Dizzy Gillespie nın, Chariie Parker'in, Du-
ke Ellington'un, Monk'un, Lennie Tristano'nun
Bill Evans'ın, John Coltrane'in, Olrver Nelson'un,
Coleman Hawkins'in, Gerry Mulligan'ın ve Chet
Baker'ın müzığinı sevmemızın asıl nedenı asağılık duy-
gumuzmuş! Bu müzik kültürsüz ve asağılık duygu-
sundan kıvranan insanlann seveceği basit birmüzik-
miş! Olacak şey değil doğrusu, Adnan Bey'in bu ya-
zısında ipe sapa gelir tek doğru yok. Ben editörün
yerinde olsaydım, birbirinden güzel, sağlam yazılar-
la dolu olan bu iki cilde almazdım bu yazıyı. Neyse
söz cazdan açılmışken gelin biraz 2000 yılının caz plak-
lanndan söz edelim.
Abbey Lincoln bir büyük caz şarkıcısı. Chicago
doğumlu, on iki çocuklu bir ailenin onuncu çocuğu.
Efsanevi caz davulcusu Max Roach ile evli kalmış
uzun yıllar. Kırk beş yıl içinde Booker Uttte, Eric
Dolphy, Kenney Dorham, Sonny Rollins, Clark
Terry, Stan Getz, J.J. Johnson, Roy Hargrove ve
Chariie Haden gibi ustalarla çalışmış. Abbey'in ge-
çen hatta çıkan son plağı Over The Years enfes bir
yapıt. Yedi usta müzisyen eşliğinde kendi besteteri-
ni de söylüyor, Michel Legrand, Leonard Berste-
in, Armando Manzanero bestelerini de. Saksofon-
da Joe Lavano, trompette Jerry Gonzales harika-
lar yaratyor. Cazı bilip sevenlerin edineceği bir ya-
pıt.
Bir başka güzel sürpriz ise Feyza: l'm New adlı plak.
Yeni, taze bir ses Feyza. Emin Fındıkoğlu üçlüsü eş-
lik ediyor kendisine. Bir de bir dizi usta cazcı. Bu ya-
pıtı edinmek için çeşitli nedenler var ama bence bi-
rincısı Elvan Aracı'nın, Imer Demirer'in ve Tuna
Ötenel'ın soiolannı dinlemek için olabilir. Bu üç bü-
yük müzisyen dudak uçuklatıcı derinlikte çalmışlar.
Öte yandan plaktaki IVV1II, A Day in the Life of a Fo-
ol ya da l'm New gibi Beatles, Luiz Borrfa ya da Ste-
vie Wonder parçaları da son derece keyifli çalınıp
söylenmiş. Tıpik olmayan bir west coast (batı kıyısı)
cazıyla karşı karşıyayız. Emin Fındıkoğlu yönetimin-
de diğer müzısyenler de iyi çalıyoriar. Feyza'ya bu gü-
zel yapıt için teşekkür ediyor, hoş geldin diyorum.
Üçüncü önemli yapıttan daha önce söz etmiştim.
Tuna Ötenel'in Fransa'da Jazzenvilşirketinden çıkan
Voyageur/Yolcu adlı plağı. Sayın Otenel bu yapıtın-
da Pierre Michelot ve Philippe Combelle gibi iki
ustayla oluşturduğu üçlüsüne trombon sihirbazı Bre-
zilyalı Raul de Sauza'yı da eklemiş. Sonuç muhte-
şem. Birbirinden ilginç, özgün ötenel kompozisyon-
larının arasına ikı standart kanşmış armaâan olarak.
Jobim'den Estrada Blance ve ünlü Laura.lşte bu pa-
zar asağılık duygusundan mustarip olmayan cazse-
verler için üç plak teklifı. Bu plaklan edinip dinleyin
ama Sayın Adnan Benk'in kitaplannı da muhakkak
edinip okuyun. Daha iyi bir insan olacaksınız o za-
man. Caz yazısını attayabilirsiniz ama tiyatro üstüne
yazdıklannı satan kaçırmayın derim. Ne demişler, her
güzelin bir kusuru olurmuş, bu ustanın kusuru da
caz müziğinden anlamaması. önemli değil. Ben elli
yaşıma gelene kadar daha neler gördüm, cazın 'düş-
künler müziği' olarak adlandınlması dahil. iyi pazar-
lar sevgili okur.
Paris'te bir caddeye Maria
Callas'ın adı veriKfl
• Kühür Servisi - Opera sanatçısı Maria Callas'ın
adı Paris'in batı yakasında bir caddeye verildi.
Cuma akşamı yapılan açılış töreni öncesinde
Drouot-Montaıgne müzayede salonunda sanatçıya
ait 2000'den fazla parça satışa sunuldu. Belediye
Başkanı Jean Tiberi'nin katıldığı açılışta Comedie
Française Tiyatrosu oyunculanndan Ludmılla
Mıkael, Callas ile Itaryan yönetmen Pasolini'nüı
birbirlerine yazdıklan mektuplardan pasajlar okudu.
Malcom Bradbury öldü
• LONDRA (AFP) - 'The History Man' adlı
kitabın yazan, romancı ve eleştirmen Malcom
Bradbury 68 yaşında öldü. Romancı arkadaşlan Ian
McEwan ve David Lodge, Bradbury'nin ölümüyle
edebiyat dünyasının gerçek bir değeri kaybettiğini
ve Bradbury'nin edebiyat tutkusuyla başta kendileri
olmak üzere birçok romancıya örnek olduğunu
söyledi. Bradbury, 'The History Man', 'Stepping
Westwards', 'Doctor Criminale', 'TotiıeHermitage'
adlı kitaplara imza atmıştı. 1998'de 'Edebiyat
Ödülü' kazanan Malcom Bradbury, aynca 1970
yılında 'University of East Anglia'da (UEA) verdiği,
yaratıcı yazma kurslan ile de büyük ilgi toplamıştı.
BUGÜN
• OSMANLIBANKASIKARAKÖY
BtNASI'nda 'Osmanh'dan Gûnümûze Voyvoda
Caddesi' sergisi kapsamında saat 11 .OO'de Banş
Altan'ın rehberlik ettiği 'Cadde Gezisi'
gerçekleştirilecek. (233 21 61)
• tŞSANAT'ta saat 19.30'da BBC Filarmoni
Orkestrası'mn konseri izlenebilir. (316 00 00)
M CEMAL REŞİT REY KONSER
SALONU'nda saat 20.30'da VL Uluslararası
CRR Pryano Festivah* kapsamında Gübin
Onay'm piyano konseri yer alacak. (232 98 30)