Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 ARALIK 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Temizel'e destek
• ANKARA(AA)-
Tüketıcüen Koruma
Derneğı (TÜKDER) Genel
Başkanı Necatı Yentürk,
Bankacıhk Düzenleme ve
Denetleme Kurulu (BDDK)
Başkanı Zekenya
Temizel'e, yolsuzluklarla
mücadele konusunda
kendisinı destekleyen 17 bin
imzalı bır djlekçe verdı.
TÜKDER Genel Başkanı
Necati Yentürk ıle
berabenndekiler, BDDK
Başkanı Zekenya Temizel'i
makamında ziyaret ederek
bir süre görüştü.
kısmizam
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda, öğretim
üyelerinin, gece yüksek
lisans eğıtimi için
verdikleri derslerde saat
başına ücretlerinin brüt 40
milyon liraya çıkanlmasını
sağlayacak önerge verildi.
Komisyon, bu maddelere
ilişkin önergeler üzerinde
çalısma yaparak, bütçe
genel kuruİda
görüşülürken
düzenlenmesini
kaıarlaştırdı.
Yatağan yine
zetıîr soludu
• MUĞLA (Cumfauriyet)
- Yatağan'ı yine inversiyon
vurdu. Daha önce
yetkililerce sadece
ilkbahar ve sonbahar
aylannda yaşandığı
belirtilen inversiyon, aralık
ayında da devam ediyor.
Aralığın ikinci günü
yaşanan ınversiyonda,
havadaki kükürtdioksit
oranı bir anda 3500
miligrama çıkarken
çoğunluğu yaşhlar olmak
üzere, Yatağanlılar
hastanelere koşnı. 70
yaşındaki Ali Karadayı,
oksijene bağlandı.
Yatağan'da dün, dört saat
süren inversiyon sırasında
ilk anda termik santralın
üniteleri 210 megavattan
150 megavata indirildi.
Termik Santral tşletme
Müdürü Mehmet Hoşoğlu,
"Valilikten güç düşürme
yapmarruz istendi. Eğer
rüzgâr çıkmayıp
inversiyon devam etseydi
santralı devre dışı
bırakacaktık" dedi.
Kaçak işçiye sda
denetim
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Yabancı kaçak işçilerle
mücadeleyi etkin hale
getirmek için hazırlanan
yasa taslagı çalışmalannda
son aşamaya gelindi.
Önümüzdeki günlerde
Bakanlar Kurulu'nda
görüşülmesi beklenen
taslak yaşalaşırsa kaçak
yabancı işçi çalıştıran
işyerlerine büyük para
cezalan verilecek. îşlemin
yinelenmesi durumımda
ise işyerinin kapatılması
gûndeme gelecek.
FP'li başkamn
vurgunu
• DİYARBAKIR
(ANKA)-Lice
Belediyesi'nin anJaşmalı
olduğu benzin istasyonlan
yerine kendi
istasyonundan sahte fatura
dûzenleyerek beledıyeye
akaryakıt satan FP'li
Belediye Başkanı Fevzi
Çelik hakkında dava
açıldı. Içişleri Bakanı
Sadettin fantan'ın talimatı
i]e Belediye Başkanı Fevzi
Çelik hakkında başlatılan
idari sonışturmanın
aıdından, Diyarbakır 2.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde
açılan davada Çelik
tutuksuz yargılanacak.
Savcı Yılmaz, Çelik için
ü; ayn suçtan toplam 9 yıl
ağır hapis ve ömür boyu
lamu haklanndan men
cczası talep ediyor.
ATO Meclisi soygun şebekelerinin bürokratlardan destek aldığım bildirdi
'Soygıın siyasîlerle yapıldı'ANKARA (AA)-Ankara Ti-
caret Odası (ATO) Meclisi, ha-
zırladığı deklarasyonda, yasal
boşluklara vâkıf olan bazı in-
sanlann, işadamı kimliği adı
altında ilgili bürokratlar ve bir
kısım nüfuzlu politikacılardan
oluşturdukJan soygun şebeke-
leriyle devlet Hazinesı'ni talan
ettiklerini bildirdi.
ATO Meclisi 'nin hazırladığı
deklarasyonda, Türkiye'nin
"voJsuzluk kıskacT altında bu-
naldığı belirtılerek son aylarda
birbiri ardınca yapılan operas-
yonlar sonucu kamuoyuna
açıklanan olaylann, problemin
boyutlanmn sanılandan daha
geniş olduğu, anayasal düzeni,
sosyal ve ekonomik dengeleri
sarsacak bir nitelik kazandığı-
nı gösterdiği belirtildi.
Deklarasyonda bir yıldan be-
ri uygulanan ekonomik istik-
rar programına büyük umutlar-
la bağlanan, amacına ulaşması
için öngörûlen yükümlülûkle-
ri yerine getirmeye çalışan, bu
sebeple büyük sıkıntılara ses-
siz sedasız katlanan Türk top-
lumunun, hiçbir ahlaki ve vic-
dani ilke tanımayan bir soy-
guncu grubu tarafından acıma-
sızca soyulduğunun ortaya çık-
tığı ifade edildi. ATO'nun dek-
larasyonunda şu görüşlere yer
verildi:
"Kamuoyuna yansıyan ra-
kamlar, yağmalamanın kor-
kunç boyutiara ulaşüğını gös-
terroektedir. Sadece bankacıhk
alarunda sonunda devletin sır-
tına yıkılacağı aşikâr olan bata-
ğm bflançosu şimdilik 12 mDyar
dolarctvannda görüJmektedir.
Ancak bunun buzdağuun gö-
rünenyüzünden ibaret olduğu,
rakamlann çok daha artacağı
veüstelikbutabJodakamu ban-
kalanrun hizmetzarandiyeni-
tefendirdikleri 20 miryar dolar
civarmda olduğu ifade edilen
batağın yer almadığı anJaşıl-
maktadır. Soygunun faillerinin
düne kadar aramızda (sayguı
kimlik) ve sıfatlaria dolaşükla-
nru, devfet vönetiminin, bûrok-
rasinin ve kununlarm öst dü-
zey yöneticikri okluklannı ûr-
pererek haürhyoruz. Bunlann
çıkar ifiskUeri, akrabank, dost-
luk bağlan ve diğer uzanülan
öylesine yaygın ve etkiüdir ld
daha şimdiden rezaletin üzeri-
ni kapatmak, deliDeri kararOp
gizJemek, mümkün olabilirse
yasal sığuıaklar sağlamak su-
retiyle kurtuhıp tedbirteri ara-
ma peşine düşmüslerdir.''
Bu hırsızlık furyasında ülke
olarak büyük maddi kayıplann
ortaya çıktığı belirtılen dekla-
rasyonda "Olayın boyutlan,
daha etküi gırişimJeri ve tedbir-
teri gerektirmektedir. Meclis'in
köklü ve etkili tedbirler akfağı-
nı, gerekli yasal düzenlemeleri
rvediükk yerine getirdiğini gör-
mek beklentisindeyiz" denil-
di.
Banka suçları DGM'ye
'Zimmetparası' da
kara para sayılacak
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Adalet Bakanlı-
ğı'nın hazırladığı yasa tasla-
ğına göre, banka batıranlar
çete oluşturmasalar bile
DGM de yargılanacak. Ban-
ka yönetim kurulu başkan ve
üyelerinin kendi denetim ve
sorumluluklan altındaki her
türlü pararun zimmete geçi-
rilmesi "kara para" sayıla-
cak. Taslakta, bankacılık suç-
larını yabancı ülkelerde ya-
panlann soruşturma ve yar-
gılamasını yalnızca Ankara
DGM'nin yapması öngörii-
lüyor.
Adalet Bakanlığı, yürür-
lükteki bazı yasalarda banka-
cılık suçlanna ilişkin yeni
düzenlemeler getiren bir ya-
sa taslağı hazıriadı. Taslağuı
birinci maddesiyle sahibi ya
da yöneticisi olduklan banka
kaynaklannın zimmete geçi-
rilmesi, bunu bankayı alda-
tarak gizlemeye dönük hileli
faaliyette bulunarak sağla-
nan her türlü maddi çıkar ka-
ra para sayılacak.
Taslağuı ikinci maddesiy-
le bankayı zarara uğratan yö-
neticılenn DGM'lerde yargı-
lanması düzenlemesi getirili-
yor. Bankayı zarara uğratan
tek kişi bile olsa DGM'de
yargılanacak. Taslağın üçün-
cü maddesı ıse Bankalar Ka-
nunu'nun 22. maddesinin
üçüncü fıkrasında sayılan
suçlar yabancı memlekette
veya yabancı memlekette bu-
lunanlarla bağlantılı olarak
işlenmiş ise bu suçlann so-
ruşturma ve kovuşturmasımn
Ankara DGM'ce yapılacağı-
nı öngörüyor.
Adalet Bakanlığı, infaz hâ-
kimliği yasa tasansını da ha-
zıriadı. Tasan, infaz yargıç-
lıklannın ağır ceza mahke-
mesüıin bulunduğu yerlerde
kurulmasını öngörüyor. Her
infaz hâkimliğınin yetki ala-
nı, kurulduğu yer ağır ceza
mahkemesinin yargı çevresi
ile sınırlı olacak. Tasan yasa-
laşırsa, infaz hâkimlikleri hü-
kümlü ve tutuklulann ceza
infaz kurumlan, tutukevleri-
ne kabul edilmeleri, yerleşri-
rilmeleri, dışanyla ilişkileri,
çalıştınlmalan gibi işlem ve
faaliyetlere ilişkin şikâyetle-
rini ınceleyerek karara bağla-
yacak. ;uı» uım *
CİZMEDEN YUKARI MUSAKART
İLAKlt
OKUPUKIUZ G
ilan panosu
Ekonopiı
\ferece\<-
VAÛSi
aranıyor
m.kart@superonline.com.tr
Çetelerin faaliyet alanlan arasmda spor kulüpleri ve yardım dernekleri de var
Organize suç örgüderi her yerde
ALPERTURGLT
Organize suç örgütleri üyele-
ri: turizm, insaat, arazi, ihaleler,
oto kiralama, at yanşlan, şirket-
ler ve otel sektörlerinden sonra
şündi de vakıflar. spor külüple-
ri ve yardım derneklerinde fali-
yet göstenyorlar. Uzmanlar,
"hemşericilik" bağı kınlmadık-
ça, gençlere iş imkânı yaratıl-
madıkça, organize suçlann fi-
nans kaynaklan kurutulmadık-
ça, suçla mücadelede kalıcı ba-
şan sağlanamayacağnıı vurgu-
layarak "lstihbarat ve operas-
yon çok önemli, ancak daha da
önemlisi suça karşı güçlü bir
potitika oluşturulmasıdır'" di-
yorlar.
Emniyetyetkilileri, sokakçe-
telerinde "pjşen" suçlulann, or-
ganize suç örgütlerine geçiş
yaptığını; daha sonra kahveha-
nelerde, derneklerde, lokaller-
de, yardım amaçlı vakıflarda ve
hatta sporkulüplerinde kendile-
rine "yasal" görüntüsü vererek
örgütlendiklerini savhyorlar.
Karaborsa, arazi yolsuzluğu,
otopark, kara para aİdama, silah
ve mühimmat kaçakçılığı, şan-
taj, kalpazanlık, çek-tahsiîatı,
haraç alma, tarihi eser ve uyuş-
turucu kaçakçılığı gibi suçlara
kanşan söz konusu örgütlenme-
ler, adam kaçırarak, yaralaya-
rak, cinayet işleyerek toplumu
yıldırma politikasını sürdürü-
suç örgütlerinde yaşanan patla-
malar ve el attıklan alanlann gi-
derek genişlemesi nedeniyle po-
lis, gümrük muhafaza vejandar-
manın büyük özveriyle yürüttü-
ğü operasyonlann "günlük" ba-
şanlar olarak kaldığı vurgulanı-
yor.
Organize suç örgütlerinin bir
numaralı kazanç kapısı, uyustu-
nıcu kaçakçılığı... Silah kaçak-
lerine göre, organize suç örgüt-
leri ülkeyi milyarlarca sterlinza-
rara uğratırken kara para aklayı-
cılanrun arasmda Türk mafyası
da bulunuyor. Organize suç ör-
gütleri ile ilgiliraporlarda,orga-
nize suç örgütleri ile kara ve kir-
li para aklayıcılannın "55cenne-
ti" olduğu vurgulamyor. Büyük
boyutlara ulaşan ve çoğu kez
uluslararası nitelik taşıyan yol-
• Organize suç örgütleri üyeleri, turizm, inşaat, arazi, ihaleler, oto kiralama, at
yanşlan, şirketler ve otel sektörlerinden sonra şimdi de vakıflar, spor kulüpleri ve
yardım derneklerinde faaliyet gösteriyor.
yor.
Bugüne dek yapılan operas-
yonlarda, yüzlerce hatta binler-
ce tabanca, roketatar, bomba,
uzun namlulu otomotik silah,
cop, kelepçe, susturuculutaban-
ca, çelik yelek, polis kıyafeti,
sahte kimlik ve telsiz ele geçiri-
lirken suç örgütlerinin var olan
"cephanefikleri" konusundayo-
rum dahı yapılamıyor. Organize
çılığmı sollayarak birinci sıraya
oturan uyuşturucu baronlan,
dünyada yılda 500 milyar ile 1
trilyon dolar arası kâr elde edi-
yor. Türkiye bütçesinin yakla-
şık 50 milyar dolar olduğu göz
önüne ahnırsa organize suç ör-
gütlerinin tek bir kalemde
(uyuşturucu) kazandığı paranın
büyüklüğü ortaya çıkıyor. Ingil-
tere Içişleri Bakanlığı'run veri-
suzluk ve mali suçlardan sonra
dünya, giderek önemini artoran
"intemet ve biKşim suçkn" ve
"çocuk pornosu" gibi suçlarla
uğraşıyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü
Kaçakçılık ve Organize Suçlar-
la Mücadele Dairesi Başkanlığı,
1994'ten 1999'adek 18ton209
kilo eroin ele geçirildiğini açık-
larken geçen yıl yakalanan
uyuşturucu maddelerin oranla-
n şunlar: Yüzde 64.7 esrar, yüz-
de 24.5 eroin, yüzde 3 kokain,
yûzde 1.4 afyon, yüzde 1.5 baz
morfîn, yüzde 4.7 uyuşturucu
hap, yüzde 0.2 asetik anhidrit.
Daire başkanlığuun raporuna
göre, 1998 'de gözaltma aluıan 6
bin 121 sanıktan2bin85riiçi-
ci, 3 bin 270'i ise satıcı. Rapor-
da, ilginç bir nokta da extacy
haplannda yaşanan artış.
1995'te Türkiye'de hiçbir extacy
vakası görülmezken 1998'de
yüzde 62.5'lik artış yaşandı.
Kalpazanhk
1997'de 217 eski eser kaçak-
çılığı olayında 594 kişi gözaltı-
na alınırken 1998'de 237 olayda
582, geçen yılın ilk sekiz ayın-
da ise 174 olayda 460 sanık ya-
kalandı. Kalpazanlık suçunede-
niyle, 1997'de 341 olayda 827
sanık yakalarurken 1998'de 400
olayda 1140 sanık, geçen yıl ise
420 olayda 1021 sanık adalete
teslim edildi.
ttmIRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk.nettr.
SaJonun ışıklan söndü. Bütün
sahne sanatlanndaki o büyülü
an geldi çattı. Perde ağır ağır
açıldı. Bir üflemeli çalgı ağırdan
başladı. Gitgide tırmanıyor.
Murat Suyu ile Karasu'nun
buluşup Fırat olduğu noktadan
kuzeye doğru dağlara vur. Sarp
geçitler aşıp varacağın bütün
köylerde eğer düğün demek ku-
rulmuşsa bu ezgiyi duyarsın.
'Bar'üır bu. Erzurum ban, Tor-
tum ban, Aşkale ban, Hınıs ba-
n...
Önde boylu poslu, saçlan ve
gözleri birbirinden daha kara bir
delikanlı "barda baş çekerek",
ardı sıra kendi gibi delikanlılan
çekerek sahneyegirdi. 'Kaleba-
n' başladı.
Komşulanmızdılar. O baş
döndürücü halklar mozaiöi Kaf-
kasya'nın bir kavmınin Istan-
bul'a konukgelmiş çocuklanydı-
lar.
Xnephon'un, '/4A7abas/s'inde
onlardan, "Erkekleri vahşi ve iyi
savaşçı; kadınlan yiğitlikte er-
keklerinden geri kalmayan bir
kavimdir. Bir yanı uçunım dağ
yollannda kurdukianpusulardan
Konuk Gelmiş Komşulara Konuk Olduk
ûstûmüze oklaryağdırdılar. Ka-
dınlan da, koca kayalan alıp üs-
tümüze fıriatıyorlardı. Bozgun
halindegeriçekildik. Eufrat'ı (Fı-
rat)aşmıştıkama Aermialarkav-
minin toprakianna adım atama-
dık. Daha uzun ve daha zahmet-
li bir yola yöneldik..." diye söz
ediliyor. Doğu Anadolu'nun ve
Kafkasya'nın en eski halklann-
dan biri de onlar.
Komşulanmız: Ermenileri..
Ermenistan Devtet Dans Top-
luluğu 1 ve 2 Aralık günleri Istan-
bul'a konuk geldi. Neredeyse üç
saat boyunca Anadolu'nun do-
ğusundan, Karadeniz'in yalı
boylarından, Kafkasya'nın dağ
doruklanndan, koyaklanndan,
Hazar kıyılarından, Ararat Da-
ğı'nın eteklerinden IstanbuPa ez-
giler, danslar taşıdılar.
Başımız döndü.
Ermeni, Laz, Çerkes, Çeçen,
Azeri, Türk, Abaza, Kürt, Gür-
cü... Akraba, hısım, kardeş,
komşu halklann danslan, müzik-
leri birbirini izledi, birbirinin içine
geçti, birbiriyle yanştı, birbiriyle
buluştu.
Başımız döndü.
Erzurum bannın ikiz kardeşi
kale banndan girdik, kıyıda ho-
ron tepen Laz uşaklanyla selam-
laşıp Siirt'in ırmak boyu köyleri-
nin halayına katıldık; demeye
katmadı, Çerkeslerin (yoksa
Abazalann mıydı, yoksa Gürcü-
lerin miydi, yoksa Çeçenlerin
miydi, yoksa Azeriler mi oynar-
dı, yoksa kökü kökeni Ermeni
miydi?) 'Lezginka' dansında er-
kek egemen kavimlere özgü sa-
vaş ve dayanıklılık anlatan dans-
la kıpırdandık.
Soluklanmaya fırsat bulama-
dan 'Koçan' başladı; yaşamlan
'kışlak'\a 'yazlak' arasmda sürek-
li bir göçten ibaret önasya halk-
lannın ortak dilini yakalamak zor
olmadı: 'Koçar' yani 'göçer'.
Yum gözünü, 'kalkıp göç eyle-
yen'Avşar ellerinin yazgısını an-
latan Dadaloğlu yanı başında
duaır sanırsın; aç gozlerıni Kaf-
kas çoban kavimler bir sağa, bir
sola salınıp 'doğa-Tann'dan iş-
lerinin rast gitmesini dilemek için
dans ediyorlar. Ha Toroslar'da-
sın, ha Kafkas dağlannda, ha
Ararat'ın yüksekyaylalannda, ha
Cudi'nin dağ çayıriannda... Ba-
şımız döndü. Kimilerimizin göz-
leri ıslandı; çaktırmadan silindi.
•••
Farkında mısınız, Ermenistan
Halk Danslan Topluluğu'ndan
söz ettim ama, hep erkeklerini
anlattım. Erkeklerin erkeksi
danslannı. Erkek dediğin, hele
Kafkas kavmiyse at biner, kılıç
kuşanır, ok atar, olmadı güreşir,
yanşır, sık sık da savaşır.
Bu kadar 'edre/r'anlatısı yeter.
Bana sorarsanız, geceye
damgasını vuran Kafkas dağla-
nnın Ermeni gelinleri, gelinlik kız-
lanydı. Bale eğitimi görmüş, halk
danslannı balerin zarafetiyle taç-
landırmış Ermeni kızları, önceki
gece Lütfü KırdarSalonu'nu ne-
redeyse son koltuğuna kadar
dolduran Istanbullulara barışın
dayanağının neden önce ve ille
kadınlar olduğunu bir kez daha
ve danslanyla anlattılar.
Erkeklersavaş dansı, kale ba-
n, kılıç horonu tepe dursunlar,
Ermeni kadınlan sahneye 'Çiçe-
ğe durmuş vişne ağaçlan' taşı-
dılar; 'Işık Tapmağı'nda banşı
aradılar; 'Bahar düşleri' deyip
banşı düşlediler, düşlettiler;
'Analık' dansı yaptp yavrusunu
yrtirmiş ana acıstnı önümüze ser-
diler; 'Artsaklı' dansında, şiirin
dans biçimine girebileceğini ka-
nıtladılan 'Enzeli'de Kafkas sa-
raylanndan esintiler getirdiler;
sonunda da Ermeni halkının en
iyi çocuklanndan Haçadur-
yan'ın müziğiyle erkekleri de
aralanna katıp geceyi doruğuna
ulaştırdılar.
•••
Gazeteci, Istanbul'a konuk
gelmiş komşulanmıza bir gece-
liğine konuk oldu. Paragrâflar
düzüp nafile yere salondaki yü-
rekler coşturan sevinci okurla
bölüşmeye çalıştı.
Mutluluğun resmini ressamlar
bile çizemedi, gazeteci n'ap-
sın?..
Elinden gelen işte bu...
POLtTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Yıldc Çiçekleri...
Önce perdeleri çektim...
Ay gökyüzüne dönüyordu susuz toprakların üs-
tünde...
Federico Garcia Lorca'nın tez solan mercan-
lan, titremenin sarmaşığında çocuk gözlerimi bü-
yütüyordu...
Yıldız çiçekleri ve gülleri, yaşamın çoğaldığı sa-
atlerde gölgeli ve serin örtüyü anımsatıyordu...
Birodanın içinde sabaha dek geçmişten konuş-
mak, yrtik iklimlerde sevgiyi aramak artık çok
geç...
Kanat dolu bakışlann isteksiz!..
Neredesin, kimse bilmiyor!..
Cezaevinde ölüm oruçları karşısında duyariı ol-
mak için salt insan yüreği taşımak yeter de ar-
tarbile!..
Eğer korkusuz kentler kapılannı çoğaltırsa, ölüm-
süzlük kuşatacak dört bir yanımızı bilmelisin!..
Otuz yıldır çektiğimiz acıları belki de ölene dek
yaşayacağız!..
özgürlük âşığı genç kızların ve delikanlılann,
avuçlannda sakladıklan sevdalan arayıp avunaca-
ğız!
Zaman zaman da yıldızlara uzanıp kibrit çöp-
lerinden alevler yakacağız!
Bakıyorum gülümsüyorsun güzel çocuk siyah
gözlerinle...
Dryorsun ki:
"Ben artık büyüdüm!"
Sonra mavi perdelere dokunup "bendeki rüz-
gârfaranason kokuyor" deyip ekliyorsun:
"Sen uzaklardayken seni özleten şeyin ne oldu-
ğunu düşünüyorum. Orada gözyüzüne bakmanı,
o kentin kahvelerinde oturmanı, martılaha konuş-
manı kıskanıyonım.
Ama sen kalkıp başka bir şehre gittiğinde ben
biraz hüzünleniyorum..."
• • •
O anda bir şarkı başlryor ahşap evde...
Yerde bir kilim, bir de divan...
Gramofon dönüyor, çok eski bir şarkı seni alıp
çok uzaklara götürüyor:
"Birçok kere yitirdim denizde kendimi
Yeni kesilmiş çiçeklerle dolu kulaklanm
Dilim sevgiyle, acıyla dolu
Birçok kere yitirdim denizde kendimi
Bazı çocuklann kalbinde yitirdiğim gibi."
• • •
Yeşil rüzgâr ve yeşil dallar damar gibi akan ırma-
ğın çevresinde kış çiçekleriyie buluşurken sen
yaşanmamış aşkları anlatıyorsun hep!..
Diyorsun ki:
"Bir güvercin gibi ak
Ogizli kıyıda
Susadık öğle üzeri;
Ama tuzluydu sular."
O saatlerde Yorğo Seferis'le buluştuğunu bili-
yordum lyonya'da...
Yaralarla dönmüştük yurdumuza, elimiz kolu-
muz tutmuyordu, ağzımız tuz pas içindeydi...
Kuzeye doğru yol almıştık uyandığımızda; leke-
siz kanatlarıyla bizi sislere salan kuğulann yara-
ladığı yabancılardık...
Şimdı ellerimiz böğrümüzde...
Sen ve ben, umutları, kışları bölüşüp işi sonuna
vardırmıştık...
Pablo Neruda'dan hüzün içinde aceleci bir gü-
nü ödünç alıp sandalcının türküsünü dinlemiştik...
Deniz ilkbaharının kışkırtıcı öpücüğü, zindanlar-
da ölümü bekleyen çocuklanmızın tutkulanna
dönüşmüştü...
Kendimizden utanıyorduk, elimiz kolumuz bağ-
lı olduğu için...
Susmuştuk...
Sanat yapıtlan, kurşun tablolar, iplikten kederii
heykeller korkunç oldular...
Kendini aydınlığı berbat etmeye adadı kitaplar;
büyük işler pirinçliklerin çamurunda kan lekesiy-
le kendilerini kabul ettiler...
Bizse olup bitenleri sadece seyrediyorduk!..
• • •
Yıllar hiç temiz değildi...
Hele uzakta kalan acılar, günün telaşı, uzak ada-
mın kanı köpüğe dönüşünce iyice şaşınp kal-
dıkl..
Denizin dalgaları lekelendi; ay ve yıldız lekelen-
di; mevsimler lekelendi...
Hani ezilenlerin direnci gönlümüzün parçasıydı?
Sonra, bir yerlere gittik gizlice...
Yaşamımız altüst oldu...
Kurbanlannın başını Erebos'a döndürdüklerin-
de, bizim hiçbir şeyimiz yoktu; banşı, sevgiyi, aş-
kı öğretmekten başka...
Yolda yürürken yıldızlarla konuştuk...
Dedikki:
"Işıkta üç kırmızı güvercin
alınyazımızı çiziyortar ışıkta,
renkleriyle, davranışlanyla
sevdiğimiz kişilerin."
Arkamıza bakmadan koşmaya başladık!..
Yıllara gömülen taşlara hiç bakmadan!..
Gerçekleri görmekten kaçıyor.. ölüm orucunda-
ki 140 genç insana kefen hazıriıyorduk!
hikmet.cetinkaya(acumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
ANAP lideri Mesut Yılmaz
'Afta mutabıkız
9
BtRECtK - ANAP
Genel Başkanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Me-
sut Yıhnaz, koalisyon lı-
derleri olarak, "af tasa-
nsı esaslan üzerinde
mutabık kaldıklannı"
söyledı.
Yılmaz, piyasalarda-
ki kriz için de "Aşddıdi-
yemem. Ama tamamen
psikolojik bir krizdi"
dedi. Yılmaz, Fırat
Nehri üzerinde yapılan
dördüncü baraj olan ve
antik Zeugma kentini
sular altında bırakan Bi-
recik Barajı 2'nci ünite-
sinin açılış törenine ka-
tıldı. Burada gazeteci-
lerin sorulannı yanıtla-
yan Yılmaz, bir gazete-
cinin, tt
AB Komisyo-
nu'ndan PKK'ye mek-
rup göoderildiği haber-
leriyer aldı. Buna ilişkin
değerlendirmeniz ne-
dir" sorusu üzerine, bu
konuda bilgi istedikleri-
nı belırterek "AB'yi ne
kadar bağlayıcı bir va-
zışma olduğu konusun-
da bilgiye ihtiyacunız
var. Ama, her haJükâr-
da, komisyonun biigisi
dahüinde ve>a biigisi dı-
şında, yapılan iş tam bir
rezalet" dedi.