25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 2000 CUMA 8 DIZI ktfas, Kia'nın istpibutopluğünu sato • ANKARA (ANKA) - Ihlas Holding, Kia marka araçlann distribütörlüğünü Çelik Motor ve Ticaret AŞ'ye 3 milyon dolara sattığını açıkladı. Ihlas Holding tarafindan yapılan diğer bir açıklamada ıse Türiciye gazetesı ve Kristal Kola şırketlerinin satışı konusunda alınan bir karar bulunmadığı bildirildi. Hnansçıtardan Itaramsar tablo' • Ekonomi Servisi - Eskı Devlet Bakanı ve Akbank Yönetün Kurulu üyesi Yaman Törüner, piyasalarda yaşanan malı krizin nedeninin, ekonominin bürokratlann eline bırakılması olduğunu söyledi. Finans Yöneticileri Vakfı tarafindan düzenlenen "Ekonotnimizdeki Son Gelişmelerve200re Bakış" konulu toplantıda konuşan Törüner, bürokratlann, siyasilerin önüne geçtiğini belirterek "Kamu bankalannm denetimi bürokratlara verildi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kuruldu. Ekonomi yönetimi bakanlardan güçlü bir iradeye teslim edildi" diye konuştu. Yağlı tohumlu MtkHere prim desteği • ANKARA (Cumhurryet Bürosu) - İanm ve Köyişlen Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, 2000 yılı ürünü ayçiçeğine 6, pamuğa 9, zeytinyağına 28, soya ve kanolaya da 8'er cent destekleme primının 2001 yılında ödeneceğini açıkladı. Oreticiler ise ' pamukıçin 15 cent düzeyinde destekleme primi bekliyordu. Supiyeli Bazeteciler TGCde • tstanbul Haber Servisi - Suriyeli gazetecılerden oluşan 6 kişilik bir heyet, Türkiye Gazeteciler Cemiyetı'nı ziyaret etti. Suriyeli gazeteciler, cemiyete gelışlerinde TGC Başkanı Naıl Güreli ve Başkanvekilı Orhan Erinç tarafindan karşılandı. Güreli ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, Suriyeli meslektaşlannın ilk temasına cemiyet olarak önem verdıklennı belirttı. 'Balina' operasyonu • İZMİR(AA)- Kamuoyunda "Balina" operasyonu olarak bilinen Izmir'dekı hayalı ihracat ve naylon fatura soruşturması kapsamında Istanbul'da yakalanan hayali şirket Danca Tekstil'in yemınli malı müşaviri Nizamettin Uludağ, dün sevk edildığı îzmir DGM'ce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu gece Kadjp bwC6SI • ANKARA (AA)- Diyanet Işlen Başkanı Mehmet Nun Yümaz, Kadır Gecesi'nin Kuranıkerim'in ifadesiyle 'bin aydan daha hayırlı bir gece' olduğunu belirterek "Bu geceyi Kuran ahlakına yönelme, her türlü kötülüğü ve çirkinliğı terk etme başlangıcı kabul edelim" dedi. Yılmaz, îslam dünyası tarafindan bugün kutlanacak olan Kadır Gecesi nedeniyle yayımladığı mesajda, ramazan ayının sonuna yaklaşıldığı bu günlerde kutlu bir gece olan Kadir Gecesi'ne enşmenin hurur ve mutluluğunun yaşandığını vurguladı. BIRBAKMA bulgularluslararası Salzburg Konferansı bildirgesinde de şunlar var: "Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Birliği Konseyi'nin esas aldığı ICNIRP standartlan hem bilimsel olarak çürüktür hem de insan sağlığmı korumaktan acizdir." Ulaştırma Bakanlığı işte bu ICNIRP'nin limitlerini esas almaktadır. "zel araştırma enstitüsü olan V/ireless Technology Research'ün (WTR) başında bulunan Prof. Carlo da, 26 Amerikan şirketinin 25 milyon dolar ile finanse ettiği bir araştırmaya başkanlık etti. Bu araştırmada sonuçlar endüstrinin istediği gibi çıkmadı ve araştırma tamamlanmadan finansman kesildi ve WTR kapandı. rof. Carlo, cep telefonu kullananlarda beyin tümörü çıkma ihtimalinin 2.5 kat fazla olduğunu bulmuştu. Daha önce hep endüstrinin sözcülüğünü yapmış olan Pto£ Carlo şu açıklamayı >• yaptıc "Şirketler şimdi; ""•gerekli önlemleri alrriâk yerine beni kötülemek için milyonlar harcıyorlar." T" T"laştırma Bakanlığı'nın # / esas aldığı baz ıstasyon- V»/ lan emisyon lımıtlennı belu-leyen kurumun lağvedilmesı ıçın dünya çapında kampanya yü- rütülüyor. Sahıci ICNIRP'nın ku- rucusu Repacholi, şımdı Dünya Sağlık Örgütü'nün başlattığı bir araştırmaya başkanlık edıyor, ama bılım çevrelen şundıden bu araş- tırmayı katıyen güvenlı ve değer- li bulmuyorlar. Bu noktada, Bir- leşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'a gönderilen mektu- ba gen dönelim: Parantez içinde- kı not benim. "Dünyanm dört bir yanına her hafta dikilen binlerce baz istasyonu milyonlarca ınsanı ölümcül etkılen olan elektroman- yetık dalgalara maruz bırakmak- tadu-. (Baz ıstasyonlannda olduğu gıbı) uzun süreli düşük yoğunluk- ta elektromanyetık dalga maruzı- yetmm ölümcül etkılerine ılışlon çok sayıda bilimsel delil olduğu halde ve bırçok ınsanı ciddi şekil- de hasta ettığı bihndiği halde, baz istasyonlaruun sayısı her geçen gün artarken endüstri, standartla- nna uygun olduklannı söyleye- rek Dünya Sağlık Orgütü'nün bır alt kurumu olan ICNIRP'nın ar- kasına saklanmaktadır (Türkıye'de de olduğu gıbı). Ekonomlk çıfcarlar ICNIRP'nin kurucusu olan Prof. Repacholı, kendı araştırmasında- kıler de dahıl. bütün bu bulgulan gönnezden gelmektedır. Aynca, ICNIRP kurallarau kendi zevki- ne ve/veya ekonomık çıkarlann gereğme göre değiştirmektedir ve bu durum dünyanm önde gelen bılim adamlaruun yaptığı çalış- malann devamlı reddedıunesıyle sonuçlanmaktadır. Bazı endüstn ve polmka temsilcüen ICNIRP orga- nızasyonunun bu-parçasıdu-; bun- "lararasmda Repacholı gibı en- düstnnm damşmanlığmı ve savu- nuculuğunu yapmış olan bilim adamlan da bulunmaktadır. Sonuç olarak, Dünya Sağlık Ör- gütü. ICNIRP ve Prof. Repacho- lı dünya sağhğuu koruma görev- lennı yenne getırememektedirler. Doğamn ve uısanoğlunun sağhğı- m endüstrinin çıkarlanna feda et- mektedirler. Böylece, sağlık üze- rindeki olumsuz etkilerin drama- tik boyutlara varmasıyla dünya çapında bır skandaun yolu açılmış- ur. Şu anki kablosuz iletişim tek- nolojısıne karşı çok yakın gele- cekte bu önlem alınmazsa gide- rek büyüyecek olan dünya çapın- da bu felaket tetıklenmış demek- Prof. Hyland, düşük doz mikrodalgalann ölümcül etldleriniıı 25 yıMır biündiğini beürtiyor. ur. Bu durum karşısuıda, aşağıda ımzası olan bızler şunlan ıstemek- teyız: Bilimsel çalışmalan yanlış aktaran ve yanlış kullanan IC- NIRP lağvedilmeh. Yenne polıtık ve ekonomık olarak bağunsız ye- nı bır kurum oluşturulmah. Prof. Mıchael Repacholı'nın Dünya Sağlık Örgütü ve ICNIRP ile Uış- kıleri kesilmelı." Diğer çok önemlı ısteklerini yukanda saymıştım: Bu teknolo- jinin dünya çapında durdurulma- sı. Yukanda sözünü ettiğim Ulus- lararası Salzburg Konferansı bil- dirgesınde de şunlar var: "Dünya Sağhk Örgütü ve Avrupa Birliği Konseyi'nin esas aldığı ICMRP standartian hem biümsei olarak çü- rüktür hem de insan sağbğuu ko- rumaktan acizdir- Dünya Sağhk Örgütü, daha önce de, elektro- manyetik kuülik ve\ a hava kiriin- ği veya içme suv undaki toksiklere Oişkin limitlerini aşağıçekmek zo- runda kalmıştu." Ulaştırma Bakanlığı 'nuı lımıtı- ni (standardını) esas aldığı kurum ışte bu. Bu Batı standartlannm nasıl. nelere ragmen, kımler tara- findan ahndığma daha ıyı bakalım kı, Türkiye'deki endüstn/pohtika ışbirlığinin, hem aldığı standart- lann ve teknolojuün ne kadar gü- venılu- olduğunu hem de ulusla- rarası endüstri/polıtıka ışbırlığın- de nasıl yerh yerine otuıduğunu da- ha ıyı anlayahm. Dttzenbazlar düzeni nasıl bazıyor? Endüstrinin en önemli ikincı bı- üm adamı ve endüstrinin özel araş- tırma enshtüsü olan Wireless Tech- nology Research'ün (WTR) başın- da bulunan Prof. Carlo da, 26 Amenkan şırketinin 25 milyon dolar ile finanse ettığı bu- başka araştırmaya başkanlık etti (Prof. Carlo araştırması). Bu araştırma- da da sonuçlar endüstrinin istedı- ğı gibı çıkmadı ve araştuma ta- mamlanmadan, 1999"da Prof. Car- lo'nun bulgulannı açıklaması ve önlem almması yönündekı uyan- sı yüzünden, araştırmaya aynlan parayı kestıler ve WTR kapandı. Prof. Carlo, cep telefonu kulla- nanlarda beyin tümörü çıkma ıh- timaunin 2.5 kat fazla olduğunu bulmuştu. Daha önce hep endüst- rinin sözcülüğünü yapmış olan Prof. Carlo, 16 Ekim 1999 tarih- h tngıhz The Express gazetesme şu açıklamayı yaptı: "Şirketier şimdi gerekli önkmkri almak ye- rine beni kötülemek için milyon- lar harcıyorlar. Cep telefonu kul- laucıianna karşı tam bir ıımursa- mazhksergUediler. Bu geciktirme taktiği kullanıcılar açısuıdan iyi değil, ama ticaret açısuıdan mü- kemmeL" Bulgulan alt etme çalışmaları Endüstn/politıka işbu-hğinin ve Amerikan Savunma Bakanlığı'nın (özellikle Hava Kuvvetleri'nin), aralannda Nobel'e ıkı kez aday göstenlenler de dahil, saygın bi- lim adamlan tarafindan yürütü- len düşük doz elektromanyetık alanlarla ilgili çalışmalan bloke etme ve ölümcül bulgulannı su- men altı etme çabalanna şunlar ömek verilebüir HenryLai'nin ça- lışmalan. Ross Adey'ın çalışma- lan, Mitton Zaret'uı çalışmalan, AndrewDavidson,RobertBecker, Allan Frey Bağunsız bilimsel araştmnalar v4raştırmalarda, bazlarm bızı günde 24 saat maruz bıraktığı ölümcül etkilenn korkunçluğu an- cak kısmen görülebiliyor. Ama, üzerine uzun süreh araşunnalar ya- pıbnış olan bir başka akn var: TV ve radyo vericileri. Bunlar baz istasyonlanna da- ha paralel cihazlar olduklan, 24 sa- at bombardunanamaruz buakok- lan için daha açıkiayıcı olabilir. Gerçekte hepsı (cep telefonlan da) mikrodalga yayıyor. 1998'de Loscher ve Kas, istas- yonlara yakuı yerlerdeki inekler- de davranış bozukluklan olduğu- nu gösterdı. 1996'da Bern Üni- versitesi'nde yapdan araştjrma- da, Schwarzenberg anteninin ça- lışması durduğunda ınsanlardaki bazı semptomlann da kayboldu- ğu bulundu. Bu araştuma üzeri- ne Isviçre hükümetı anteni söktü. Polonya'da tanuımış epıdemi- olog Prof. î 15 yıl süren araştuTOasuıda, orta- lama 42 birim mikrodalgalara ma- ruz kalan genç ordu personelinde (127.800 asker) lösemi ve lenfo- mun (lenf doku kanseri) 8 kattan daha fazla arttığını gösterdi. 1987de BruceAnderson ve AUen Henderson, Honolulu'da 12 rad- yo vencısı etrafında yaşayan bin- lerce kişide kanser sıklığınuı yüz- de 37.5 arttıgmı buldu. Sydney St Vincent Hastanesı Immünoloji Direktörü ve Avustralya-Yeni Ze- landa Hücre Btyotojısı eski şefi Ffc- ter French 835 MHz 4.9 birim mikrodalgalara maruz buakılan insan ve hayvan hücre kültürierin- de büyümenin hızlandığuu, hüc- re biçiminın değıştiğüu buldu. Düşük doz mikrodalgalann ölümcül edrilerinm 25 yü<hrbilin- diğuü ve özenle ıhmal edildiğıni söyleyen Prof. Hyland de bu du- rumu büyük bir skandal olarak ta- mmlıyorve 1976'daBirleşıkDev- letler Savunma lstıhbarat Ajan- sı'mn bu alandakı Sovyet araşnr- malan üzenne raporundan şu açık- lamayı aktanyor: "Üeri Baüh ül- kelersıkımarumctstandardanuy- gıılamaanrian taviz vermezlerse, endüstriyel ve askeri fonk_si>onla- nn ale>hine etkiler olabilir." IC- NIRP dışında, endüstruun kontro- lü altında olan ve hmitlenni yük- sek tutan diğer kurumlara şunlar örnek verilebüir: NRPB (Milli Radyolojik Korunma Kurulu-In- gütere) 3300-10000 birim arası. In- dependent Onhne'ın Mart 1999 ta- rihli haberine göre: "NRPB'nin bazı kararian, yakın zamana ka- dar heyet üyesi olan Dr. Camelıa Gabnel'in araşormalanna daya- nıyor. Gabriel endüstrinin de (OVange) teknik damşmam." FCC (Federal Komünıkasyon Komisyo- nu) 580 bınm. FCC kendisi sağ- lık alanında uzman ounadığmı ıtı- raf ediyor ve standartlannı ıki en- düstn kurumundan ahyor. Mefctuplar ve sorular ANSI vc IEEE. FCC standart- lanna uymak zorunluluğu da yok ve FCC hiç kimseyı uyup uyma- dığı konusunda kontrol etmıyor. lletışun şuiceti USA Wireless bi- le, ona güvenmiyor; 22 Nısan 1999'de Senatör John McCain'e gönderdikleri mektupta FCC'yi şıkâyet ediyoriar, evet yanlış duy- madınız, bunu yapan önemlı bır endüstn üyesi. Mektupta özetie, FCC'ye mektuplar gönderdıkleri- ni ve FCC standartlannm yeterh- lıği hakkmda sorular sorduklan- nı ama cevap alamadıklanm; bı- yolojik araşürmalann uzun süre- bileceğini ama endüstn ve hükü- met birimlerüıin el ele verip hal- ka daha güvenli cep telefonlan sunmalan gerektiğim yazıyorlar. NOT: Yer darlığı nedeniyle ga- zeteye tamamı gıremeyen bu ra- porun bırçok detay ve (Web bağ- lantdanyla birlikte) kaynakça içe- ren aslı, http://come.to/EMR ad- resmden edinılebilir. Bu adreste- kı e-mektup bağlantısun kullana- rak sorularmızı, ekleyeceklerim- zi ve desteğınizi de iletebılirsiniz. Sağhk üzerindeki olumsuz etkilerin büyük boyutlara varmasryla dünya çapında bir skandahn yolu açıkh. S Ü R E C E K SERVER TANtLLt Ozelleştirme Değil, Özerkleştirme. önce, okurlanmın belleğini tazelemek isterim: La- tince "özgür" kökünden gelen liberalizm, kelime olarak 19. yüzyıldan beri kullanılsa da, işin "fikriyat"\ tâ 17. yüzyıla çıkar. Kavram da iki anlamda kullanı- lır Siyasal anlamıyla, liberalizm, önceleri mutlak mo- narşiye, onun "<ceyfi//k"lerine karşı hukuk devletini savunanlan; sonra da, modern devletin genişleme- sine karşı, birey yaranna anayasal sınırtamalar ge- tirmek isteyenleri bayrağı altında toplar. Çağımızda insan haklan bildirilerine kadar giren özgürlük ve eşitlikler bu çabanın ürünüdürler. Kelimenin, birde iktisadîanlamı var Bireyferin çı- kariannın önceligini savunur vetâ Adam Srnith'ten beri piyasanın, sosyal dengesizlikler pahasına da ol- sa, kendiliğinden sağladığı bir "ahenk"\ var sayar. Çogu kez, her iki anlam da iç içedirter. Bu biçimiyle en etkili uygulama da, 20. yüzyıl bo- yunca Amerika Birleşik Devletleri'nde olmuştur. Bu- gün, köylünün öyküsünde olduğu gibi, taşlann bağ- lanıp köpeklenn salıverildiğı bir ortamda, liberaliz- min başını çeken de odur. Ustelik arkasına, iletişim araçlanndaki büyük devrimin ürünlerini de alarak, "küreselleşme" adıyla, dünya çapında fermanını okuyor. En başta yaptığı da şudur: 20. yüzyılda uluslann en büyük kazanımlanndan biri olan "sosyal hak- lar"\a "sosyal devleHn içini boşaltmaya varan da- yatmalara gidiyor; "daha az devlet" ve "özelleştir- meler" derken istediği budur. Gelişme halindeki ül- kelerde, dizginlerini elinde tuttuğu Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu gibi kuruluşlarla atını istedi- ği gibi koşturuyor; bu ülkelerin egemen sınrflan, on- lann temsilcisi ufuksuz politikacılar, güncel sıkıntı- lan da bahane edip kendilenne dayatılanlan harfi har- fine yenne getinyorlar. Geçmışın kazanımlannı unu- tarak ve geleceği de tehlıkeye atarak... Türkiye'de olan brten bundan başka bir şey mi? Ama daha da acı olanı, aydın diye ortada dolaşıp bu değirmene su taşıyanlann variığı. Neleri sele ver- diklerinin farkında olmadan, işe bir de felsefi hava vermeye çalışıyorlar ki, gülünç olduğu kadar hazin de. , . Bereket, namuslu aydınlanmız da var. "Liberalleşelim" çtğlıklanna, bu arada elmalaria ar- mutlan birbirine kanştıranlara karşı, susturucu ya- nıtlar veriyorlar... * Profesör Baskın Oran'ın, gazetemizde 8-12 Ara- lık tarihlerinde "Küreselleşme: Ne yapmalı?" adıy- la yayımladığı yazı dizisini izlemiş olsanız gerek. Oradaki düşünceler, bana sorarsanız, dünyanın ol- duğu kadar ülkemizin de en alevli sorunlanna, öz- gün ve gerçekçi bir yaklaşımın ürünüdür. önce, küreselleşmeye getirdigi yerinde tanımla- mayla: "Batı'nın altyapısıyla ve ûstyaptsıyla tûm dûnyaya yayılması"ndan başka nedir ki o? Sonra, yazann "ûçüncü küreselleşme" dediği, şu gelip durduğumuz noktayla ilgili olarak söyledikle- ri: "Enen'ı-finans-iletışımsektörierinde tekelleşme ve yayılma; işsizleşme ve fukaralaşma ve altematifide- oloji yokluğu" değil mı gördüğumüz? Uçüncü olarak, Sevr, siyasal bakımdan değil ama ekonomik bakımdan kesinlikle hortluyor saptama- sı: "Osmanlı'nın kamu hizmetlerine parası kalma- yınca verdiği imtiyazlan Turgut Özal yeni birisim- le pazariadı: Yap-lşlet-Devret!" O olmadı mı? Dördüncü olarak, şu yaklaşımı: "Üretim biçimi değişikliğı engellenemez. Ama beyinlerini kirala- mamış politikacılar, teslim olmakyerine, sistemiçin- deyumuşak inış için ulusal önlem alabilirie'r; baba- lanmızın güç belayarattğı dev kamu bankalannı sat- tik, şimdi geri almak ve çocuklanmızın nzkını kulla- nıp borçlannı ödemekzoıvndayız. ozelleştirme bu- dur. Dev kamu kunıluşlannıparçalayıp özelleştinrıek, mafyaya peşkeş çekmek demektir. Yann bu kuru- luşlara ihtiyacıme olacak, arayacağız, ama bula- mayacağız." Sonuç olarak, çözüm ne? "Çözüm, ozelleştirme değil, özerkleştirme; çözüm, özen\ kamu kuruluş- lan ve demokrasi! Türkiye, ancak özerk dev kunı- luşlan ve demokrasiyle ayakta kalabilir." Işte, Baskın Oran'ın söyledikleri özetie! Türkiye, demokratikteşme baskılanna karşı birya- nıt bulmak zorunda; çağdaş hukuk reformuna gide- rek ve insan haklannı kabul ederek bunun üstesin- den gelebilir, gelecektir. Ama bu, devlet malını ha- raç-mezat satmayı da gerektirmiyor. Profesör Baskın Oran, içinde bulunduğumuzçık- mazdan kurtulmak amacıyla çözüm üretirken, kö- rükörüne liberalizm çığırtkanlığının maskesini de in- dirmiş; gözlere çektiği "duman perdesi'ni dağrt^ mıştır. Yurtseverce bir iştir de yaptığı... Kalıyor, dediklerini yaşama geçirmek: Kime baş- vurmalı? Şer'in düğün açıklaması 4 Kira gelirlerim bile böyle düğüne yeter' tstanbul Haber Servi- â-OğluOzanŞer'ePa- ris'te düğünyaparak dik- katleri çeken işadamı Hasan Şer, sadece kira gelırleriyle bile böyle bir düğün yapacak kadar gelire sahip olduğunu açıkladı. Kız tarafi Yazıcı aile- sinin isteği üzerine Pa- ris Plaza Athenee Ote- li'nde düğün yapan ve Türkiye'deki davetlile- ri özel uçakla Paris'e gö- türen Hasan Şer, gün- lerdir basmda yer alan haberler üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Oğ- luna yaptığı düğün baz alınarak basın kuruluş- lannda günlerdir kişili- ğini küçük düşürücü ve ticari itibanm sarsıcı ya- yınlar yapüdığına dikkat çeken Hasan Şer, 1970 yıhndan beri ticaretin içinde bulunduğunu be- lirterek yıllara göre yap- tığı işleri sualadı. Bugüne kadar Per- şembe Pazan'nda demir tüccarhğı, Doğubank Iş- hanı'nda elektronık eş- ya ticareti, kuyumculuk, müteahhıtlık, otopark işletmeciliği yaptığını açıklayan Hasan Şer, tu- valet işletmeciliği iddi- asının 1978 yılnıda üıa- le ile aldığı Topkapı Trakya Otogar Tesisı iş- letmecüığinden kaynak- landığmı da belirtti. Hasan Şer, 'İstan- btıl'un çeşitü yerlerinde sahibi bulunduğum gay- ri menkullerden de önemli ölçüde kira geü- risağlamaktavTm. Sade- ce kira gelirierinı bile bu düğünün masraflaruıı fazlasıyla karşüayacak miktardadır" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle