Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 2000 CUMA
8 DIZI
ktfas, Kia'nın
istpibutopluğünu
sato
• ANKARA (ANKA) -
Ihlas Holding, Kia marka
araçlann
distribütörlüğünü Çelik
Motor ve Ticaret AŞ'ye 3
milyon dolara sattığını
açıkladı. Ihlas Holding
tarafindan yapılan diğer
bir açıklamada ıse
Türiciye gazetesı ve
Kristal Kola şırketlerinin
satışı konusunda alınan
bir karar bulunmadığı
bildirildi.
Hnansçıtardan
Itaramsar
tablo'
• Ekonomi Servisi - Eskı
Devlet Bakanı ve Akbank
Yönetün Kurulu üyesi
Yaman Törüner,
piyasalarda yaşanan malı
krizin nedeninin,
ekonominin bürokratlann
eline bırakılması
olduğunu söyledi. Finans
Yöneticileri Vakfı
tarafindan düzenlenen
"Ekonotnimizdeki Son
Gelişmelerve200re
Bakış" konulu toplantıda
konuşan Törüner,
bürokratlann, siyasilerin
önüne geçtiğini belirterek
"Kamu bankalannm
denetimi bürokratlara
verildi. Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme
Kurulu kuruldu.
Ekonomi yönetimi
bakanlardan güçlü bir
iradeye teslim edildi"
diye konuştu.
Yağlı tohumlu
MtkHere prim
desteği
• ANKARA
(Cumhurryet Bürosu) -
İanm ve Köyişlen
Bakanı Hüsnü Yusuf
Gökalp, 2000 yılı ürünü
ayçiçeğine 6, pamuğa 9,
zeytinyağına 28, soya ve
kanolaya da 8'er cent
destekleme primının
2001 yılında ödeneceğini
açıkladı. Oreticiler ise '
pamukıçin 15 cent
düzeyinde destekleme
primi bekliyordu.
Supiyeli
Bazeteciler
TGCde
• tstanbul Haber Servisi
- Suriyeli gazetecılerden
oluşan 6 kişilik bir heyet,
Türkiye Gazeteciler
Cemiyetı'nı ziyaret etti.
Suriyeli gazeteciler,
cemiyete gelışlerinde
TGC Başkanı Naıl Güreli
ve Başkanvekilı Orhan
Erinç tarafindan
karşılandı. Güreli ziyaret
sırasında yaptığı
konuşmada, Suriyeli
meslektaşlannın ilk
temasına cemiyet olarak
önem verdıklennı belirttı.
'Balina'
operasyonu
• İZMİR(AA)-
Kamuoyunda "Balina"
operasyonu olarak
bilinen Izmir'dekı hayalı
ihracat ve naylon fatura
soruşturması kapsamında
Istanbul'da yakalanan
hayali şirket Danca
Tekstil'in yemınli malı
müşaviri Nizamettin
Uludağ, dün sevk edildığı
îzmir DGM'ce tutuksuz
yargılanmak üzere
serbest bırakıldı.
Bu gece Kadjp
bwC6SI
• ANKARA (AA)-
Diyanet Işlen Başkanı
Mehmet Nun Yümaz,
Kadır Gecesi'nin
Kuranıkerim'in
ifadesiyle 'bin aydan
daha hayırlı bir gece'
olduğunu belirterek "Bu
geceyi Kuran ahlakına
yönelme, her türlü
kötülüğü ve çirkinliğı
terk etme başlangıcı
kabul edelim" dedi.
Yılmaz, îslam dünyası
tarafindan bugün
kutlanacak olan Kadır
Gecesi nedeniyle
yayımladığı mesajda,
ramazan ayının sonuna
yaklaşıldığı bu günlerde
kutlu bir gece olan Kadir
Gecesi'ne enşmenin
hurur ve mutluluğunun
yaşandığını vurguladı.
BIRBAKMA
bulgularluslararası Salzburg
Konferansı bildirgesinde
de şunlar var: "Dünya
Sağlık Örgütü ve Avrupa
Birliği Konseyi'nin esas
aldığı ICNIRP
standartlan hem bilimsel
olarak çürüktür hem de
insan sağlığmı
korumaktan acizdir."
Ulaştırma Bakanlığı işte
bu ICNIRP'nin limitlerini
esas almaktadır.
"zel araştırma
enstitüsü olan V/ireless
Technology Research'ün
(WTR) başında bulunan
Prof. Carlo da, 26
Amerikan şirketinin 25
milyon dolar ile finanse
ettiği bir araştırmaya
başkanlık etti. Bu
araştırmada sonuçlar
endüstrinin istediği gibi
çıkmadı ve araştırma
tamamlanmadan
finansman kesildi ve
WTR kapandı.
rof. Carlo, cep
telefonu kullananlarda
beyin tümörü çıkma
ihtimalinin 2.5 kat fazla
olduğunu bulmuştu. Daha
önce hep endüstrinin
sözcülüğünü yapmış olan
Pto£ Carlo şu açıklamayı
>• yaptıc "Şirketler şimdi;
""•gerekli önlemleri alrriâk
yerine beni kötülemek
için milyonlar
harcıyorlar."
T" T"laştırma Bakanlığı'nın
# / esas aldığı baz ıstasyon-
V»/ lan emisyon lımıtlennı
belu-leyen kurumun lağvedilmesı
ıçın dünya çapında kampanya yü-
rütülüyor. Sahıci ICNIRP'nın ku-
rucusu Repacholi, şımdı Dünya
Sağlık Örgütü'nün başlattığı bir
araştırmaya başkanlık edıyor, ama
bılım çevrelen şundıden bu araş-
tırmayı katıyen güvenlı ve değer-
li bulmuyorlar. Bu noktada, Bir-
leşmiş Milletler Genel Sekreteri
Kofi Annan'a gönderilen mektu-
ba gen dönelim: Parantez içinde-
kı not benim. "Dünyanm dört bir
yanına her hafta dikilen binlerce
baz istasyonu milyonlarca ınsanı
ölümcül etkılen olan elektroman-
yetık dalgalara maruz bırakmak-
tadu-. (Baz ıstasyonlannda olduğu
gıbı) uzun süreli düşük yoğunluk-
ta elektromanyetık dalga maruzı-
yetmm ölümcül etkılerine ılışlon
çok sayıda bilimsel delil olduğu
halde ve bırçok ınsanı ciddi şekil-
de hasta ettığı bihndiği halde, baz
istasyonlaruun sayısı her geçen
gün artarken endüstri, standartla-
nna uygun olduklannı söyleye-
rek Dünya Sağlık Orgütü'nün bır
alt kurumu olan ICNIRP'nın ar-
kasına saklanmaktadır (Türkıye'de
de olduğu gıbı).
Ekonomlk çıfcarlar
ICNIRP'nin kurucusu olan Prof.
Repacholı, kendı araştırmasında-
kıler de dahıl. bütün bu bulgulan
gönnezden gelmektedır. Aynca,
ICNIRP kurallarau kendi zevki-
ne ve/veya ekonomık çıkarlann
gereğme göre değiştirmektedir ve
bu durum dünyanm önde gelen
bılim adamlaruun yaptığı çalış-
malann devamlı reddedıunesıyle
sonuçlanmaktadır. Bazı endüstn ve
polmka temsilcüen ICNIRP orga-
nızasyonunun bu-parçasıdu-; bun-
"lararasmda Repacholı gibı en-
düstnnm damşmanlığmı ve savu-
nuculuğunu yapmış olan bilim
adamlan da bulunmaktadır.
Sonuç olarak, Dünya Sağlık Ör-
gütü. ICNIRP ve Prof. Repacho-
lı dünya sağhğuu koruma görev-
lennı yenne getırememektedirler.
Doğamn ve uısanoğlunun sağhğı-
m endüstrinin çıkarlanna feda et-
mektedirler. Böylece, sağlık üze-
rindeki olumsuz etkilerin drama-
tik boyutlara varmasıyla dünya
çapında bır skandaun yolu açılmış-
ur. Şu anki kablosuz iletişim tek-
nolojısıne karşı çok yakın gele-
cekte bu önlem alınmazsa gide-
rek büyüyecek olan dünya çapın-
da bu felaket tetıklenmış demek-
Prof. Hyland, düşük doz mikrodalgalann ölümcül etldleriniıı 25 yıMır biündiğini beürtiyor.
ur. Bu durum karşısuıda, aşağıda
ımzası olan bızler şunlan ıstemek-
teyız: Bilimsel çalışmalan yanlış
aktaran ve yanlış kullanan IC-
NIRP lağvedilmeh. Yenne polıtık
ve ekonomık olarak bağunsız ye-
nı bır kurum oluşturulmah. Prof.
Mıchael Repacholı'nın Dünya
Sağlık Örgütü ve ICNIRP ile Uış-
kıleri kesilmelı."
Diğer çok önemlı ısteklerini
yukanda saymıştım: Bu teknolo-
jinin dünya çapında durdurulma-
sı. Yukanda sözünü ettiğim Ulus-
lararası Salzburg Konferansı bil-
dirgesınde de şunlar var: "Dünya
Sağhk Örgütü ve Avrupa Birliği
Konseyi'nin esas aldığı ICMRP
standartian hem biümsei olarak çü-
rüktür hem de insan sağbğuu ko-
rumaktan acizdir- Dünya Sağhk
Örgütü, daha önce de, elektro-
manyetik kuülik ve\ a hava kiriin-
ği veya içme suv undaki toksiklere
Oişkin limitlerini aşağıçekmek zo-
runda kalmıştu."
Ulaştırma Bakanlığı 'nuı lımıtı-
ni (standardını) esas aldığı kurum
ışte bu. Bu Batı standartlannm
nasıl. nelere ragmen, kımler tara-
findan ahndığma daha ıyı bakalım
kı, Türkiye'deki endüstn/pohtika
ışbirlığinin, hem aldığı standart-
lann ve teknolojuün ne kadar gü-
venılu- olduğunu hem de ulusla-
rarası endüstri/polıtıka ışbırlığın-
de nasıl yerh yerine otuıduğunu da-
ha ıyı anlayahm.
Dttzenbazlar düzeni
nasıl bazıyor?
Endüstrinin en önemli ikincı bı-
üm adamı ve endüstrinin özel araş-
tırma enshtüsü olan Wireless Tech-
nology Research'ün (WTR) başın-
da bulunan Prof. Carlo da, 26
Amenkan şırketinin 25 milyon
dolar ile finanse ettığı bu- başka
araştırmaya başkanlık etti (Prof.
Carlo araştırması). Bu araştırma-
da da sonuçlar endüstrinin istedı-
ğı gibı çıkmadı ve araştuma ta-
mamlanmadan, 1999"da Prof. Car-
lo'nun bulgulannı açıklaması ve
önlem almması yönündekı uyan-
sı yüzünden, araştırmaya aynlan
parayı kestıler ve WTR kapandı.
Prof. Carlo, cep telefonu kulla-
nanlarda beyin tümörü çıkma ıh-
timaunin 2.5 kat fazla olduğunu
bulmuştu. Daha önce hep endüst-
rinin sözcülüğünü yapmış olan
Prof. Carlo, 16 Ekim 1999 tarih-
h tngıhz The Express gazetesme
şu açıklamayı yaptı: "Şirketier
şimdi gerekli önkmkri almak ye-
rine beni kötülemek için milyon-
lar harcıyorlar. Cep telefonu kul-
laucıianna karşı tam bir ıımursa-
mazhksergUediler. Bu geciktirme
taktiği kullanıcılar açısuıdan iyi
değil, ama ticaret açısuıdan mü-
kemmeL"
Bulgulan alt etme
çalışmaları
Endüstn/politıka işbu-hğinin ve
Amerikan Savunma Bakanlığı'nın
(özellikle Hava Kuvvetleri'nin),
aralannda Nobel'e ıkı kez aday
göstenlenler de dahil, saygın bi-
lim adamlan tarafindan yürütü-
len düşük doz elektromanyetık
alanlarla ilgili çalışmalan bloke
etme ve ölümcül bulgulannı su-
men altı etme çabalanna şunlar
ömek verilebüir HenryLai'nin ça-
lışmalan. Ross Adey'ın çalışma-
lan, Mitton Zaret'uı çalışmalan,
AndrewDavidson,RobertBecker,
Allan Frey
Bağunsız
bilimsel
araştmnalar
v4raştırmalarda, bazlarm bızı
günde 24 saat maruz bıraktığı
ölümcül etkilenn korkunçluğu an-
cak kısmen görülebiliyor. Ama,
üzerine uzun süreh araşunnalar ya-
pıbnış olan bir başka akn var: TV
ve radyo vericileri.
Bunlar baz istasyonlanna da-
ha paralel cihazlar olduklan, 24 sa-
at bombardunanamaruz buakok-
lan için daha açıkiayıcı olabilir.
Gerçekte hepsı (cep telefonlan
da) mikrodalga yayıyor.
1998'de Loscher ve Kas, istas-
yonlara yakuı yerlerdeki inekler-
de davranış bozukluklan olduğu-
nu gösterdı. 1996'da Bern Üni-
versitesi'nde yapdan araştjrma-
da, Schwarzenberg anteninin ça-
lışması durduğunda ınsanlardaki
bazı semptomlann da kayboldu-
ğu bulundu. Bu araştuma üzeri-
ne Isviçre hükümetı anteni söktü.
Polonya'da tanuımış epıdemi-
olog Prof. î
15 yıl süren araştuTOasuıda, orta-
lama 42 birim mikrodalgalara ma-
ruz kalan genç ordu personelinde
(127.800 asker) lösemi ve lenfo-
mun (lenf doku kanseri) 8 kattan
daha fazla arttığını gösterdi.
1987de BruceAnderson ve AUen
Henderson, Honolulu'da 12 rad-
yo vencısı etrafında yaşayan bin-
lerce kişide kanser sıklığınuı yüz-
de 37.5 arttıgmı buldu. Sydney St
Vincent Hastanesı Immünoloji
Direktörü ve Avustralya-Yeni Ze-
landa Hücre Btyotojısı eski şefi Ffc-
ter French 835 MHz 4.9 birim
mikrodalgalara maruz buakılan
insan ve hayvan hücre kültürierin-
de büyümenin hızlandığuu, hüc-
re biçiminın değıştiğüu buldu.
Düşük doz mikrodalgalann
ölümcül edrilerinm 25 yü<hrbilin-
diğuü ve özenle ıhmal edildiğıni
söyleyen Prof. Hyland de bu du-
rumu büyük bir skandal olarak ta-
mmlıyorve 1976'daBirleşıkDev-
letler Savunma lstıhbarat Ajan-
sı'mn bu alandakı Sovyet araşnr-
malan üzenne raporundan şu açık-
lamayı aktanyor: "Üeri Baüh ül-
kelersıkımarumctstandardanuy-
gıılamaanrian taviz vermezlerse,
endüstriyel ve askeri fonk_si>onla-
nn ale>hine etkiler olabilir." IC-
NIRP dışında, endüstruun kontro-
lü altında olan ve hmitlenni yük-
sek tutan diğer kurumlara şunlar
örnek verilebüir: NRPB (Milli
Radyolojik Korunma Kurulu-In-
gütere) 3300-10000 birim arası. In-
dependent Onhne'ın Mart 1999 ta-
rihli haberine göre: "NRPB'nin
bazı kararian, yakın zamana ka-
dar heyet üyesi olan Dr. Camelıa
Gabnel'in araşormalanna daya-
nıyor. Gabriel endüstrinin de
(OVange) teknik damşmam." FCC
(Federal Komünıkasyon Komisyo-
nu) 580 bınm. FCC kendisi sağ-
lık alanında uzman ounadığmı ıtı-
raf ediyor ve standartlannı ıki en-
düstn kurumundan ahyor.
Mefctuplar ve sorular
ANSI vc IEEE. FCC standart-
lanna uymak zorunluluğu da yok
ve FCC hiç kimseyı uyup uyma-
dığı konusunda kontrol etmıyor.
lletışun şuiceti USA Wireless bi-
le, ona güvenmiyor; 22 Nısan
1999'de Senatör John McCain'e
gönderdikleri mektupta FCC'yi
şıkâyet ediyoriar, evet yanlış duy-
madınız, bunu yapan önemlı bır
endüstn üyesi. Mektupta özetie,
FCC'ye mektuplar gönderdıkleri-
ni ve FCC standartlannm yeterh-
lıği hakkmda sorular sorduklan-
nı ama cevap alamadıklanm; bı-
yolojik araşürmalann uzun süre-
bileceğini ama endüstn ve hükü-
met birimlerüıin el ele verip hal-
ka daha güvenli cep telefonlan
sunmalan gerektiğim yazıyorlar.
NOT: Yer darlığı nedeniyle ga-
zeteye tamamı gıremeyen bu ra-
porun bırçok detay ve (Web bağ-
lantdanyla birlikte) kaynakça içe-
ren aslı, http://come.to/EMR ad-
resmden edinılebilir. Bu adreste-
kı e-mektup bağlantısun kullana-
rak sorularmızı, ekleyeceklerim-
zi ve desteğınizi de iletebılirsiniz.
Sağhk üzerindeki olumsuz etkilerin büyük boyutlara varmasryla dünya çapında bir skandahn yolu açıkh. S Ü R E C E K
SERVER TANtLLt
Ozelleştirme Değil,
Özerkleştirme.
önce, okurlanmın belleğini tazelemek isterim: La-
tince "özgür" kökünden gelen liberalizm, kelime
olarak 19. yüzyıldan beri kullanılsa da, işin "fikriyat"\
tâ 17. yüzyıla çıkar. Kavram da iki anlamda kullanı-
lır Siyasal anlamıyla, liberalizm, önceleri mutlak mo-
narşiye, onun "<ceyfi//k"lerine karşı hukuk devletini
savunanlan; sonra da, modern devletin genişleme-
sine karşı, birey yaranna anayasal sınırtamalar ge-
tirmek isteyenleri bayrağı altında toplar. Çağımızda
insan haklan bildirilerine kadar giren özgürlük ve
eşitlikler bu çabanın ürünüdürler.
Kelimenin, birde iktisadîanlamı var Bireyferin çı-
kariannın önceligini savunur vetâ Adam Srnith'ten
beri piyasanın, sosyal dengesizlikler pahasına da ol-
sa, kendiliğinden sağladığı bir "ahenk"\ var sayar.
Çogu kez, her iki anlam da iç içedirter.
Bu biçimiyle en etkili uygulama da, 20. yüzyıl bo-
yunca Amerika Birleşik Devletleri'nde olmuştur. Bu-
gün, köylünün öyküsünde olduğu gibi, taşlann bağ-
lanıp köpeklenn salıverildiğı bir ortamda, liberaliz-
min başını çeken de odur. Ustelik arkasına, iletişim
araçlanndaki büyük devrimin ürünlerini de alarak,
"küreselleşme" adıyla, dünya çapında fermanını
okuyor.
En başta yaptığı da şudur: 20. yüzyılda uluslann
en büyük kazanımlanndan biri olan "sosyal hak-
lar"\a "sosyal devleHn içini boşaltmaya varan da-
yatmalara gidiyor; "daha az devlet" ve "özelleştir-
meler" derken istediği budur. Gelişme halindeki ül-
kelerde, dizginlerini elinde tuttuğu Dünya Bankası,
Uluslararası Para Fonu gibi kuruluşlarla atını istedi-
ği gibi koşturuyor; bu ülkelerin egemen sınrflan, on-
lann temsilcisi ufuksuz politikacılar, güncel sıkıntı-
lan da bahane edip kendilenne dayatılanlan harfi har-
fine yenne getinyorlar. Geçmışın kazanımlannı unu-
tarak ve geleceği de tehlıkeye atarak...
Türkiye'de olan brten bundan başka bir şey mi?
Ama daha da acı olanı, aydın diye ortada dolaşıp
bu değirmene su taşıyanlann variığı. Neleri sele ver-
diklerinin farkında olmadan, işe bir de felsefi hava
vermeye çalışıyorlar ki, gülünç olduğu kadar hazin
de. , .
Bereket, namuslu aydınlanmız da var.
"Liberalleşelim" çtğlıklanna, bu arada elmalaria ar-
mutlan birbirine kanştıranlara karşı, susturucu ya-
nıtlar veriyorlar...
*
Profesör Baskın Oran'ın, gazetemizde 8-12 Ara-
lık tarihlerinde "Küreselleşme: Ne yapmalı?" adıy-
la yayımladığı yazı dizisini izlemiş olsanız gerek.
Oradaki düşünceler, bana sorarsanız, dünyanın ol-
duğu kadar ülkemizin de en alevli sorunlanna, öz-
gün ve gerçekçi bir yaklaşımın ürünüdür.
önce, küreselleşmeye getirdigi yerinde tanımla-
mayla: "Batı'nın altyapısıyla ve ûstyaptsıyla tûm
dûnyaya yayılması"ndan başka nedir ki o?
Sonra, yazann "ûçüncü küreselleşme" dediği, şu
gelip durduğumuz noktayla ilgili olarak söyledikle-
ri: "Enen'ı-finans-iletışımsektörierinde tekelleşme ve
yayılma; işsizleşme ve fukaralaşma ve altematifide-
oloji yokluğu" değil mı gördüğumüz?
Uçüncü olarak, Sevr, siyasal bakımdan değil ama
ekonomik bakımdan kesinlikle hortluyor saptama-
sı: "Osmanlı'nın kamu hizmetlerine parası kalma-
yınca verdiği imtiyazlan Turgut Özal yeni birisim-
le pazariadı: Yap-lşlet-Devret!" O olmadı mı?
Dördüncü olarak, şu yaklaşımı: "Üretim biçimi
değişikliğı engellenemez. Ama beyinlerini kirala-
mamış politikacılar, teslim olmakyerine, sistemiçin-
deyumuşak inış için ulusal önlem alabilirie'r; baba-
lanmızın güç belayarattğı dev kamu bankalannı sat-
tik, şimdi geri almak ve çocuklanmızın nzkını kulla-
nıp borçlannı ödemekzoıvndayız. ozelleştirme bu-
dur. Dev kamu kunıluşlannıparçalayıp özelleştinrıek,
mafyaya peşkeş çekmek demektir. Yann bu kuru-
luşlara ihtiyacıme olacak, arayacağız, ama bula-
mayacağız."
Sonuç olarak, çözüm ne? "Çözüm, ozelleştirme
değil, özerkleştirme; çözüm, özen\ kamu kuruluş-
lan ve demokrasi! Türkiye, ancak özerk dev kunı-
luşlan ve demokrasiyle ayakta kalabilir."
Işte, Baskın Oran'ın söyledikleri özetie!
Türkiye, demokratikteşme baskılanna karşı birya-
nıt bulmak zorunda; çağdaş hukuk reformuna gide-
rek ve insan haklannı kabul ederek bunun üstesin-
den gelebilir, gelecektir. Ama bu, devlet malını ha-
raç-mezat satmayı da gerektirmiyor.
Profesör Baskın Oran, içinde bulunduğumuzçık-
mazdan kurtulmak amacıyla çözüm üretirken, kö-
rükörüne liberalizm çığırtkanlığının maskesini de in-
dirmiş; gözlere çektiği "duman perdesi'ni dağrt^
mıştır.
Yurtseverce bir iştir de yaptığı...
Kalıyor, dediklerini yaşama geçirmek: Kime baş-
vurmalı?
Şer'in düğün açıklaması
4
Kira gelirlerim bile
böyle düğüne yeter'
tstanbul Haber Servi-
â-OğluOzanŞer'ePa-
ris'te düğünyaparak dik-
katleri çeken işadamı
Hasan Şer, sadece kira
gelırleriyle bile böyle
bir düğün yapacak kadar
gelire sahip olduğunu
açıkladı.
Kız tarafi Yazıcı aile-
sinin isteği üzerine Pa-
ris Plaza Athenee Ote-
li'nde düğün yapan ve
Türkiye'deki davetlile-
ri özel uçakla Paris'e gö-
türen Hasan Şer, gün-
lerdir basmda yer alan
haberler üzerine yazılı
bir açıklama yaptı. Oğ-
luna yaptığı düğün baz
alınarak basın kuruluş-
lannda günlerdir kişili-
ğini küçük düşürücü ve
ticari itibanm sarsıcı ya-
yınlar yapüdığına dikkat
çeken Hasan Şer, 1970
yıhndan beri ticaretin
içinde bulunduğunu be-
lirterek yıllara göre yap-
tığı işleri sualadı.
Bugüne kadar Per-
şembe Pazan'nda demir
tüccarhğı, Doğubank Iş-
hanı'nda elektronık eş-
ya ticareti, kuyumculuk,
müteahhıtlık, otopark
işletmeciliği yaptığını
açıklayan Hasan Şer, tu-
valet işletmeciliği iddi-
asının 1978 yılnıda üıa-
le ile aldığı Topkapı
Trakya Otogar Tesisı iş-
letmecüığinden kaynak-
landığmı da belirtti.
Hasan Şer, 'İstan-
btıl'un çeşitü yerlerinde
sahibi bulunduğum gay-
ri menkullerden de
önemli ölçüde kira geü-
risağlamaktavTm. Sade-
ce kira gelirierinı bile bu
düğünün masraflaruıı
fazlasıyla karşüayacak
miktardadır" dedi.