Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22ARAUK2000CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Ş.S.Gürel Haklı ım?
Şükrü Sina Gürel, son günlerde adından sık-
ça söz ettiren bir bakan. Devlet Bakanı, TÜSİAD
toplantısında, hükümeti topa tırtan işadamlarına,
kârlarının çoğunu ranttan elde ettikleri yanrtını ve-
rip "Şimdi siz sorun kendinize, devletçi misiniz
yoksa liberaJ mi?" çıkışıyla, kamuoyunun dikka-
tini çekti.
Olay, Türkiye'nin çalkantılı gündemi yüzünden
hak ettiği ilgiyi yine de bulamadı diyebiliriz. Oysa
Eczacıbaşı ile Yücaoğlu'nun yaptıkları çıkışı,
söyledikleri sözleri, hükümete yönelttikleri eleşti-
ri ve uyarıları Genelkurmay Başkanı yapmış olsay-
dı, kıyamet kopar, "Türkiye 'yi kimin yönettiği" so-
rusu gündemin başına gelir oturur, demokrasimi-
zin eksiği, gediği, ayıbı olarak sunulurdu bu dav-
ranış, hem içerde, hem de dışarda...
Dikkat buyurursanız, Sayın Eczacıbaşı ile Sayın
Yücaoğlu'nun sözlenndeki haklılık payını tartışmı-
yoruz. Konunun o yanı başka; ayrıca unutmaya-
lım ki, 28 Şubat'ta MGK'de öne sürülen tehlike-
nin gerçek olduğunu da kimse yadsıyamıyor. On-
lann tartıştıkları, ülkeyi kimin yönettiği.
Askerler söz konusu olunca, "Ülkeyi kim yöne-
tiyor?" diye feryat edenler, TÜSİAD söz konusu
olunca kıllarını bıle kıpırdatmıyorlar.
Çünkü dönem, artık devletlerin küçülmesi, ka-
rar mekanizmalarının bir bölümünün hükümetler-
den sermayeye kayması dönemidir.
Yalnız Türkiye'de değil, tüm dünyada geçerti bu
gerçek.
• • •
Bu gerçeği Devlet Bakanı Gürel de biiir, bilmek
zorundadır. Aynı zamanda değeıii bir bilim adamı
olan Sayın Gürel, tahkim yasası çıkarken de hü-
kümetin bu doğrultuda davrandıgını da bilir.
Aslında, daha birinci yılında tökezleyen üç yıllık
istikrar programının da salt enflasyonu düşürme-
ye yönelik olmadığını, enflasyonun düşmesinin
programın gerçek amacı yolundaki bir vasıta ol-
duğunu da hükümetin bütün üyelerinin bildikieri-
ni sanıyorum. İstikrar programının amacının Türk
ekonomisini küreselleşmeye eklemlemek oldu-
ğunu hâlâ bilmeyen kaldıysa eğer, öğrenmeleri-
nin zamanı gelmiştir.
Küreselleşme, uluslararası sermayenin önün-
deki bütün engellerin yıkılması, kamu yaran kav-
ramının yerini piyasaya bırakması anlamını taşryor.
IMF'nın Türkiye'ye yardım musluğunu açmak
için koşul olarak Türk Telekom ile THY'nin özel-
leştirilmesini öne sürmesindeki neden budur.
Hangi aklı başındaki iktisatçı, Türkiye'yi içinde
bulunduğu badireye Türk Telekom ile THY'nin sü-
rüklediğini söyleyebilir.
Bu iki kuruluşun acilen özelleştirilmesinin öne-
mi, devletin ekonomiden elini çekme iradesinin
açıkça beyan edilmesidir.
• • •
Şükrü Sina Gürel, bu hafta hükümet içinde yap-
tığı bir çıkış ile de dikkatleri çekti ama bu çıkışı da
olaylar arasında kaynayıp gitti. Devlet Bakanı,
stratejik bor madenlerinin işletilmesi işini de yü-
rüten Eti Holding'in özelleştirilmesinin ek niyet
mektubunda yer almastna karşı çıkıyor, bor ma-
denlerinin işletilmesi ile üretiminin yasayla devle-
te verildiğini, bu durumda özelleştirilme kapsamı-
na alınmasının söz konusu olamayacağını, böyle
bir girişim için evvelemirde yasanın değiştirilme-
si gerektiğini, bu özelleştirmenin "amaca uygun
olmadığını" söylüyor.
Amaca uygunluk, olaya baktığınız yere göre de-
ğişir. Eğer amaç bunların, polttikacılann yemliği
haline geldiği için onların elinden alınıp rantabl iş-
letilmesi olsaydı, o zaman Şükrü Sina Gürel hak-
lı olabilirdi.
Ama gerçek amaç, ne şekilde olursa olsun, dev-
letin elini ekonominin her alanından, hatta daha
ileri aşamada sağlık ve eğitimden çekip, her şeyi
sermayenin kurallanna terk etmek ise ki, olayla-
nn da gösterdiği gibi odur, o zaman Sayın Gürel
haksızdır.
Bize sunulan gerekçelerin ardındaki gerçek
amacı gördüğümüz zaman, her şey daha da net-
leşiyor.
Sayın Bakan kendi açısından ne kadar haklı
olursa olsun, fazla direnemeyecektir. Bor da gi-
decektir, ormanlar da...
Acı gerçek budur.
Diyarbakır
Süryonipapaz
312'denyorgı önünde
• Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği
iddiasıyla hakkında açılan davanın ilk
duruşmasında söz alan Süryani Meryam
Ana Kilisesi Papazı Akbulut, "Bunlar benim
büyüklerim ve kiliseyi ziyaret edenlerden
duyduklanmdır" dedi.
DÎYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu)-
Bazı gazetelerde "Yalnız
Enneniler değiL Sürya-
niler de katledildL katii-
amda Kürtler kullanıt-
dı" yönünde demeçleri
çıkan, Diyarbakır'daki
Süryani Meryem Ana
Kilisesi Papazı Ynsuf
Akbulut hakkında
TCY'nin 312. maddesi
uyannca "Halkı km ve
düşmanlığa tahrik et-
mek" iddiasıyla açılan
dava başladı.
îlk duruşmada söz ko-
nusu demeci yazan ga-
zeteciler tanık olarak
dinlendi. Gazeteciler
sözleri doğrularken Ak-
bulut, "Bunlar benim
büyüklerim vekübevizj-
yaıtt edenlerden duy-
dukanmdır. benim ken-
di düşüncelerinı değil-
dir
T
dedi.
Akbulut hakkında ha-
zırlanan iddianamede,
sanığın gazetelerde çı-
kan demeçlerinde şu
sözleri kullandığı belir-
tildi: "Mezopotamya
Süryanflerin, Erzincan,
Erzurum, V'an ve Sıvas
ise Ermenikrin toprağı-
dır. Yalnızca Ermeniler
değil, Süryaniler de kat-
ledildi kaüiamda Kûrt-
ler de kuUanıldı. Bölgede
buna 'kafle' denüiyor,
kafle ne demek büfyor
musunuz?"
3 yıl hapsi istendi
İddianamede, bu söz-
lerle Papaz Akbulut'un,
"halkı, din, dil ve ırk ay-
nmı gözeterek kin ve
düşmanlığa açıkça tah-
rik ettiği" belirtilerek
TCY'nin 312. maddesi
uyannca 1 yıldan 3 yıla
kadar hapisle cezalandı-
nlması istendi.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, 1 ay içinde 35 bin kişinin tahliye edileceğini bildirdi
Sezer'den
4
zonınhı' imzaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer,
hukuka aykın ve çelişkilerle dolu ol-
masına karşın hükümetin ısranyla
TBMM'den hiçbir değişiklik yapıl-
maksızın geçirilen şartlı salıverme ve
ceza ertelemesini öngören Af Yasa-
sı'nı onayladı. Sezer'in olası bir iptal
karannm geriye yürümeyeceği ve
kapsamın genişleyeceği çekinceleriy-
le affin iptali için Anayasa Mahkeme-
si'ne dava açmayacağı belirtiliyor.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, 4
hafta içinde yaklaşık 35 bin kişinin dı-
şan çıkacağım bildirdi.
Sezer'in geri gönderilen yasanın
TBMM'ce aynen kabul edilmesi ha-
linde Cumhurbaşkanı'nca yayımlan-
masını zorunlu kılan anayasanın 89.
maddesi gereğince Af Yasası'nı yeni-
• Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, veto etmesinin ardından 5 gün sonra tekrar önüne
gelen yasayı bekletmeden onayladı. Başbakan Ecevit, yasanın onaylanmasının ardından,
vicdanımz rahat mı sorusuna, "Benim vicdanım kesinlikle rahat" yanıtı verdi. Adalet Bakanı
Türk de yaptığı açıklamada, Sezer'in gereğini yaptığını söyledi.
den iade hakkı bulunmuyordu. Sezer,
veto etmesinin ardından 5 gün sonra
virgülüne dokunulmadan önünde bul-
duğu yasayı bekletmeden onayladı.
Yasanın onaylanmasının ardından
açıklama yapan Başbakan Bülent
Ecevit, düzenlemenin bir af değil şart-
lı salıverme olduğunu yineledi. Ece-
vit, "Hükümlüler veya tutuklular er-
teleme süresi içinde suç işledikleri tak-
dirde her iki suçun cezalannı çekmek
zorunda kalacaklardır. Böylece yasa
ile yeniden suç işlenmesinin caydınl-
ması amaçlanmıştır'' dedi.
Ecevit, tahliyelerin Şeker Bayra-
mı'na yetişip yetişmeyeceğinin so-
rulması üzerine, "Sanmıyorum. O
zor olabflir" dedi. Cumhurbaşkanı ile
görüşmesinde af konusunun günde-
me gelip gelmediğinin sorulması
üzerine Ecevit, "TabiL TBMM'den
kendisine ulaştmldığı takdirde der-
hal imzalayaeağınj söyledi" diye ko-
nuştu. Ecevit, "Af Yasası ile gelinen
noktada vicdanımz rahat mı" sorusu-
nu, "Benim vicdanım kesinlikle ra-
hat" diye yanıtladı.
Adalet Bakanı Türk, Sezer'in yasa-
yı hiç bekletmeden gereğini yaptığı-
nı söyledi.
Cezaevieri boşalacak
Uygulamanın en geç 30 gün içinde
sonuçlanabileceğini bildiren Türk, 4
hafta içinde bu yasadan ilk aşamada
yararlananlann çıkacağım söyledi.
Türk, ilk aşamada yaklaşık 35 bin ki-
şinin dışan çıkacağım belirtti. Adalet
Bakanı, cezaevleriyle ilgili savcılan-
n yoğun çalışma içine gireceklerini,
buna hazır olduklannı kaydetti.
Cezaevlerinin kapasitelerinin üze-
rinde ve amaçlannı gerçekleştireme-
yecek bir durumda hizmet verdiğini
kaydeden Türk. "Bu bir şarth sabver-
medir. Yani yeni bir suç işkdiğitakdir-
de hem bu suçun cezası hem de önce-
ki suçtan kalan cezasuu çekecefeür. Af-
tan farkı budur" diye konuştıij
Çeşitli kişilerin yasayı Anayasa
Mahkemesi'ne götürebileceğini be-
lirten Türk, "Ama ana muhalefet par-
tisinin götüreceğmi pek tahnün etmi-
yorum. Çünkü orada ana muhalefet
partisinin çok önem verdiği bir ildnci
maddevar. Sayın Erbakan'm da yarar-
landığı bir maddedir veya o kapsam-
da olan insanlar vardır. Ama karşı
olanlar vardır. 110 imza toplanabüir.
Uygulamanm dışında bıraküanlar, ko-
nuyu yargrya intikal ettirebüir" diye
konuştu. , ,
CHP Genel Başkanı Baykal
'Ülke alev
alev yanıyor'
ADANA(AA)-CHP Genel Başkanı De-
nizBaykal, Türkiye'de yaşanan çarpıklık-
lar sonucu ülkenin yangın yerine dönüş-
tüğünü belirterek "llke alev alev yanıyor.
Tarla, dûkkân, fabrika, borsa, hukuk, ce-
zaevieri, dürüsttük, namuslu yaşam yanı-
yor. Sokaklar işgal albnda, bunaom ûst
noktada" dedi. Ulkenin içinde bulundu-
ğu durumdan ıstırap duyduklannı, ancak
Türkiye'nin bu görüntüye teslim olmaya-
cağını anlatan Baykal."Bu sorunlan hep
birlikte, el eJe vererek aşacağız" dedi.
Baykal, dün açılış törenine katılmak
için geldiği Adana'da gazetecilere yaptı-
ğı açıklamada, "Hayata Dönüş" operasyo-
nunu değerlendirdi. Baykal, "Cezaevle-
rinde mahkûm organizasvonlannın hâkt-
miyeti kesinlikle kabul edüemez. Cezaev-
lerinde devletin, idarenin kontrolünü kay-
betmişolması çokıstırap vcricibir obydır"
diye konuştu. Cezaevlerine yıllardır mü-
samaha gösterildiğini, olaylann en gergin
anmda ise müdahale yapılarak 20'ye ya-
kın can kaybına yol açıldığmı savunan
Baykal, "Bu noktaya gelinmeden tedbir
ahnmabydı" diye konuştu.
Şarth sahverme
Baykal, TBMM'de kabul edilen, şarth
salıverme ve ceza ertelemesini öngören
yasanın, Cumhuriyet tarihinin en kötü af-
fını içerdiğini öne sürerek "Af konusun-
da, siyasal amaçlarla adalete müdahale
edflnüştir"dedi.
tĞNELt FIRÇA ZAFERTEMOÇtN Af Yasası
Oylamada en büyük
fire ANAP'ta oldu
ANKARA(Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Genel
Kurulu'nda dün sabah sa-
atlerinde 85 redde karşılık
283 oyla kabul edilen Af
Yasası'nın oylamalanna
katılım önceki oylamaya
göre düşerken, en büyük
fire ANAP'ta oldu.
TBMM Genel Kuru-
hı'ndaki dünkü oylamalar-
da, önceki oylama sonuç-
lanna göre ANAP ve D-
SP'de "firenin artuğı" göz-
lenirken MHP'de azaldı.
DSPcklHeksik
DSP'den aralannda
Şükrü Sina Gürel ile Rıd-
van Budak, Ali lhksov, Ta-
hir Köse. Ranıts Savaş, Ha-
sanMetin'in de bulunduğu
16 milletvekili oylamaya
kaUİmazken Uluç Gürkan
ile Mustafa Düz ret oyu
kullandı.
ANAP'ta Enerji Bakanı
Cumhur Ersümer, Turizm
Bakanı Erkan Mumcu,
Içişleri Bakanı Sadettin
Tantan, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Yaşar
Okuyan, Devlet bakanlan
Edip Safter Gaydah, Rüş-
rü Kâzun Yücelen ile
Mustafa Taşar, Ahat Andi-
can, Ali Doğan, Işn Çele-
bi'nin de bulunduğu 66
milletvekili oylamaya ka-
tılmadı. Mehmet AH lr-
temçetik ile Şükrü Yürür
ret oyu kullandı.
MHP'de geçen oylama-
da ret oyu kullanan Sadık
Yakut, Hüseyin Kalkan,
Hakkı Duran, Ali Güngör,
Edip Özbaş, Mehmet Cey-
lan, Mesut Türker, Sadi So-
muncuoğlu. tavırlannı ko-
rurken Mejek DenB Kara-
ca, Ersov Ozcan oylamaya
katılmadı. Geçen oylama-
da "hayır" diyen Hamdi
Bakûr ise kabul oyu kul-
landı.
FP fldye bölündfi
FP grubu ise afta ikiye
bölündü. Gelenekçi kanat,
kapatılan RP'nın Genel
Başkanı Erbakan'f ceza-
evinden kurtarabibnek için
affa destek verirken yeni-
ükçiler "ret" oyu kullana-
rak ya da katılmayarak af-
fin karşısında yer aldı. 22
yenilikçi milletvekili "ret"
cephesinde yer aldı.
Memurlann haklannın iyileştirilmesini öngören yasa, Cumhurbaşkanı Sezer tarafindan onaylandı
Kamu çahşaıdaruıa kısıth iyileştirme• Başbakan Bülent Ecevit, çıkanlan yetki yasası ile
ücret dengesizliklerini gidereceklerini belirterek
'*Onun dışında biz ekonomik durumumuzu, mali
durumumuzu sağlamlaştırdığımız oranda kamu
görevlilerinin parasal haklarında eşitsizliği
olabildiğince gidermeye çahşacağîz" dedi. ->
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-Hükümet, TBMM'den al-
dığı yetki yasası doğrultusunda
kamu çalışanlannın maaşlan
arasındaki dengesizliğin gide-
rilmesi yönündeki düzenleme-
leri bugün yapılacak Bakanlar
Kurulu toplantısma getirmeyi
planlıyor. Başbakan Bülent Ece-
vit çıkanlan yetki yasası ile üc-
ret dengesizliklerini giderecek-
lerini belirterek "Onun dtşında
biz ekonomik durumumuzu,
maU durumumuzu sağlamlaş-
ünhğumz oranda kamu görevn-
lerinin parasal haklarında eşit-
sizüği olabildiğince gidermeye
çahşacağız" dedi.
Hükümet, daha önce çıkan-
lan yetki yasasının Anayasa
Mahkemesi'nce bürtin sonuçla-
nyla birlikte iptal ediuTiesinin
ardından yeni bir yasa çıkardı.
Kamu çalışanlannın mali, sos-
yal ve idari haklannda iyileştir-
me öngören yasa dün akşam
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Senertarafindan onaylandı. Ece-
vit, dün gazetecilerin bu yönde-
ki sorulannı yanıtladı. Ecevit,
"Kamu çahşanlaruun man du-
rumunu düzehmek için ne gibi
bir çahşma yapacaksunz" soru-
suna şu yanıtı verdi: "Kamu gö-
revülerinin ncretferi ve sosyal
haklan arasmda birtaknn ada-
letsizükler var. Bu yetki yasası
bunlan gidermevi amaçhyor. **
Temsil tazminatı
Hükümetin, yetki yasasına
dayanarak daha önce yapmayı
planladığı sınırlı düzenlemeleri
gerçekleştirmeyi planladığı öğ-
renüdi. Başbakanhk Müsteşan
Ahmet Şağar tarafindan hazırla-
•nan düzenleme uyannca daha
önce polislere getirilen ek zam
ve bazı üst düzey görevlilere
temsil tazminatı verihnesi öne-
rilerini kapsadığı kaydedildi.
Anayasa Mahkemesi'nin iptal
etmesi nedeniyle polislere veri-
len sınırlı orandaki zam uygula-
maya sokulamamıştı.
Genel müdür ve üstündeki
görevlilere verilen temsil tazmi-
natı genel müdür ve daire başka-
nı unvanlannda görev yapanlar
arasında huzursuzluğa neden ol-
duğu, bunun için bir düzenle-
menin yapılabüeceği kaydedil-
di. Genel müdür ve daha yuka-
nsı için verilecek temsil tazmi-
natı 30 bin çarpı katsayı esasına
göre belirlenirken genel müdür
yardımcısı ve daire başkanı dü-
zeyindeki çalışanlara da 20 bin
çarpı katsayı oranında temsil
tazminatı önerisinin bugün ya-
pılacak Bakanlar Kuruhı'na su-
nulabileceği kaydedildi.
Başbakanlık Müsteşan Ah-
met Şağar'ın yaptığı çalışmada,
Bankacüık I>üzenleme ve De-
netleme Kurumu _ (BDDK),
Radyo Televizyon Üst Kurulu
(RTÜK), Sermaye Piyasası Ku-
rulu (SPK) gibi kurumlardaki
yüksek maaşlann makul düzeye
indirilmesi önerisinin yer aldığı
kaydedildi. Diğerkamu çalışan-
lanndan bu kurumlarda çalışan-
lann yüksek maaşlanna yöne-
lik tepki geknesi üzerine bu yo-
la gıdildıği bildirildi.
SlFIR oralcatislar#yahoo.com
Cezaevlerinde sürdürülen
ve 20'nin üzerinde insanın ca-
nına mal olan operasyonla ilgi-
li bilgileri Içişleri Bakanı Sadet-
tin Tantan'dan, Adalet Baka-
nı Hikmet Sami Türk'ten ve
Sağlık Bakanı Osman Dur-
muş'tan alıyoruz. Onlann ver-
diği bilgiler ve istihbarat güç-
lerinin gazetelere yaptığı ser-
visler, toplumda 'makul olma-
yan' bir hava yaratıyor. Tabip-
ler Birliği üretilen yalan yanlış
bilgilerle topa tutuluyor. fstan-
bul Barosu hedef alınıyor. Bir
uzlaşma olması için çaba sarf
eden herkes, toplu bir bom-
bardımanın hedeftahtalan ha-
line getiriliyor.
Neden bunca öfke? Bu ül-
kenin düşünen insanlan, de-
mokrasiyi savunan insanlan
bu kritik günlerde neden sus-
turulmak isteniyor? Bu hınç,
bu kampanya neden? Bu ül-
kede muhalif ses çıkmayacak
mı? Hep birlikte bando mızıka
eşliğinde yapılanlara alkış tut-
mak ve evet demek dışında bir
seçenek kalmayacak mı?
Ulucanlar'da 10 siyasi tutuk-
lu ve mahkûm öldürüldüğünde
Gazeteci Arkadaşlanma Uyarı!..
operasyonu yapaniar ve Ada-
let Bakanlığı, içerisinin silah
deposu olduğunu, mahkûm-
lann güvenlik güçlerine saldır-
dıklannı söylemişlerdi. Ancak
yapılan araştırmalar gösterdi
ki, Ulucanlar'da mahkûmlar si-
lah kullanmamışlardı ve onlan
topluca öldüren ve sakat bıra-
kan bir vahşi operasyon yapıl-
mıştı. Bu araştırma, Meclis In-
san Haklan Komisyonu tara-
findan da bir rapor haline ge-
tirildi.
Şimdi yine toplum tek taraf-
lı bir bombardıman attında. içe-
ride ne olup bittiğini yalnızca
operasyonu yapanlar anlatı-
yorlar. Herkes de buna inana-
rak yorum yapıyor. Bazı mes-
lektaşlanm, eski sağduyulannı
yitirmiş bir şekilde yazılar yazı-
yortar. Iki gün bekleseler, içeri-
de neler olduğunu tutuklu ve
mahkûmlann ağzından da din-
ledikten sonra bir hükme var-
salar daha doğru olmaz mı?
Unutmayın, bu ülkede sah-
te Şemdin Sakık ifadelerinin
üzerinden insanlar vuruldu,
gazeteciler kovuldu. O zaman
da aynı hava yaratılmıştı. De-
mokrasiyi savunan güçler to-
pa tutulmuştu. Benzer bir ha-
va bugün de var. Cezaevi so-
rununun bu boyutlara gelme-
den çözülmesi için çaba sarf
eden insanlar şimdi bazılarına
göre 'kötü adam' oldular.
• • •
Herkes, operasyonun hede-
fi olan şiddet örgütlerinin nite-
likleri üzerine yorumlar yapı-
yor, onlann ne kadar korkunç
olduklannı anlatıyor. Bu örgüt-
ler yıllardır varlar ve hâlâ varlık-
larını sürdürüyorlar. Peki ne-
den hâlâ taraftarlan var? Bu
gücü hangi koşullar yaratıyor?
Bir grup genç insan neden
kendisini yakacak kadar çılgın
ve çaresiz hale geliyor?
Işte size küçük bir örnek:
Dün operasyon haberleri ara-
sında gürültüye giden bir ha-
bervardı. Basında Ikinci Mani-
salı Gençler Davası olarak bi-
linen davada karara vanlmıştı.
DYP Izmir II Binası'nı işgal et-
mekten yargılanan gençler 15
yıla kadar varan cezalara çarp-
tınlmışlardı. Onlariçerideler ve
çok uzun yıllar içeride yatacak-
lar. F tipi cezaevinin hücreleri-
ne kapatılacaklar. Cezalannın
diğer mahkûmlardan farklı ola-
rak yüzde kırkını değil yüzde
yetmiş beşini yatacaklar.
Türk yargı sistemini, ceza-
landırma mantığını değiştinne-
den, mahkemeler sürekli ola-
rak bu örgütlere taraftar yarat-
maya devam edecekler. Ikinci-
si, şiddet bu toplumun temel
çözüm yollanndan birisi. Dev-
let güçleri için birçok temel so-
runu zorla çözmek bir gelenek.
Çeteler, şiddet yoluyla güç
toplayıp, para kazanıyorlar.
Şiddet, bu toplumun asli bir
öğesi olarak yaşamımızın içine
yerleşmiş durumda. Böyle ol-
duğu için MHP ülkenin ikinci
büyük partisi haline geldi. Işte
örgütsel şiddet bu koşullarda
boy veriyor.
Olümü ve öldürmeyi hangi
ideoloji adına olursa olsun, ya-
şamı boyunca savunmamış in-
sanlan, hedef olarak görüp
susturmaya çalışmak ne anla-
ma geliyor? Bugün operasyo-
nu devlet güçleri yapıyor. Bü-
tün bilgiler operasyonu yapan
güçlerden geliyor ve tek taraf-
lı bir kamuoyu oluşturuluyor.
Yaşadığımız onlarca deney, bu
konuda dikkatli olmayi gerek-
tirmiyor mu? Daha dün Şem-
din Sakık olayını yaşamadık
mı? Daha dün Ulucanlar'da
operasyonu yapanlann yalan
haber ürettiklerini öğrenmedik
mi? Ne çabuk unuttunuz?
Gazeteciler, sizin göreviniz
gerçeği yazmak. Hangi mes-
leki etik, sizin tek taraflı kamu-
oyu oluşturmanızı doğru bula-
bilir... Bu ülke çok kötü yerie-
re götürülüyor. Bedelini yann
hep birlikte ödeyeceğimiz teh-
likeli bir yere doğru yol alıyo-
ruz. Aklınızı başınıza toplayın.
Üç gün sonra pişman olacağı-
nız yazılar yazmayın. öfke ve
kini kışkırtmanın kimseye bir
yaran yok... Demokrasi ve in-
san haklan size de gerekli. He-
pimize de...
İsmail Cem
'KOB
göz ardı
edüemez'
ANKARA (Cumhuri-
yetBurosa)-Dışişleri Ba-
kanı Isntafl Cem, katılım
ortaklığı belgesinm
(KOB) içerdiği konulann
göz ardı edilemeyeceğini
belirterek "Biz siyasetçi-
kr, olavlan bölünroe, ay-
nşma ve kavga konusu
yapmakta mahiriz" dedi.
Dışişlen Bakanı Cem,
dün Avrupa-Türk îşa-
damlan Derneği ve Zon-
guldak Fonnenler ve
Teknisyenler Derneği
temsilcilerini kabul etti.
KOB'nin kabul edilme-
siyle Türkiye'nin AB
adayhgında somut ve hu-
kuki adımlar atıldığım
anımsatan Cem, Türki-
ye'nin hazırlamakta ol-
duğu Ulusal Prograrn'ın
AB ile müzakereler ön-
cesinde nihai aşama ol-
duğunu belirtti. Cöm,
şunlan kaydetti: "Ulusal
Program'ı, bütünleşme-
nin bir ifadesi olarak ya-
pabüh-iz. KOB'deki bazı
hassas konulanefcahyor,
sonra da bu hususlan Ba-
nh dev letierde bile olma-
yanşekiBerde.enaşınoc-
larda algdayarak bir dev
yaraöyoruz. Biz siyaset-
çüer, olav lan bölünme,
parçalanma, aynşma ve
kavga konusu yapmakta
çok mahiriz. Ümanz.
Uhısal Program'ı kavga.
aynşma değil, bütünleş-
me vesâesi olarak aünz."