Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç
# Genel Yayın Koordınatöru Hikmet
Çetinkaya # Yaznşlen Müdunı tbra-
him Yüdız 0 Sorumlu Müdür Fik-
ret llkiz # Haber Merkezı Müdürü.
HakanKara
Istıhbarat Cengiz V ıldırım 6 Ekonomı Özl«m V ûzak
9 Kullıır llandan Şenköken 9 Spor Abdülkadir
V ücelman 9 Makaleler Sami Karaören 9 Duzeltme
AMullah ^ azıcı 9 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 9
Bılgı-Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberleri Mehmet
F»mç 9 Avnıpa Temsılcısı Gürıy Öz
Yayın Kurulu ilhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç,
Hikmet Çetinkaya, Şükran
Sooer, tbrahim Yıldız,Orhan
Bursalı, Mustafa Balbay,
HakanKara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No
125,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks
4195027 • lzmır Temsılcısı S«rdar Kıak, H Zıya Blv
1352 S 23Tel 4411220, Faks 4419117• AdanaTemsıkıs
Çetin Yiğenoğlu, Inonü Cd 119 S No.l Kat:l, Tel. 363
12 11, Faks 363 12 15
Müessese Mudüriı Üstön
Akmen 9) Koordınatör
Ahmet Korulsan #
Muhasebe Biilent Yener
9) Idare. Hüseyin Gûrer
• Satış: Fazilet Kuza
MEDYA C: 9 Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gfilbin
Erduratı 9 ICoordınator Reha
Işıtman 9 Genel MudurV ardımcısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
5139580-513846(^61,Faks 5138463
Ya)imla\an te Basan: \ enı Gun Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş
Türk<xağ> t ad « 4 1 Cagaloglu 34134 lstanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul
Tel (0 212) 512 05 05 (20 ha(>
Faks (0 212)513 85 95 www.cumhunyet com.tr 22 ARALIK 2000 Imsak:5.45 Güneş:7.19 Öğle: 12.10 îkindi: 14.26 Akşam: 16.46 Yatsı: 18.15
Erkek çocuklap
daha hassas
• CHICAGO(AA)-
Bilim adamlan, erkek
çocuklann daha
dayanıklı olduklan
fikrinin doğru
olmadığını belirttiler.
British Medıcal Joumal
adlı dergide
yayımlanan, Dr.
Sebastian Kraemer
imzalı yazıda, anne ve
babalann, erkek
çocuklanna, kız
çocuklanndan farklı
davranmalannın, erkek
çocuklarda hasar
meydana getırdiği ve
çeşitli riskler
dogurduğu belirtiliyor.
Bilim adamlan, erkek
çocuklann doğumun ilk
4-6 haftasında fiziksel
ve psikolojik olarak
kızkardeşten daha az
gelişme gösterdiğini,
bu yüzden erkek
çocuklara daha fazla
ilgi gösterilmesi
gerektığini
kaydediyorlar.
Uoğadaki Ayak
İzlerimiz'
• ANKARA(AA)-
Dünya Doğal Hayatı
Koruma Vakfı ve
Türkiye Doğal Hayatı
Koruma Derneği
'doğru tüketim
alışkanlıklanna' dikkati
çekmek amacıyla
'Doğadaki Ayak
izlerimiz' adlı bir kitap
yayımladı. "Herkesin
doğanın korunmas* için
yapabileceğı bir şeyler
vardır" düşüncesinden
yola çıkılarak
hazırlanan kitap, evde,
işyerinde, okulda,
tatilde, yolda, yaşamın
çeşitli anlannda
alınabilecek basit
önlemler ve farklı
uygulamalarla doğaya
verilen zaran en az
düzeye çekmenin
yollannı anlatıyor.
Tıp Aletleri;
kîtabına ödiM
• ADANA(AA)-
Çukurova Üniversitesi
Diş Hekimliği Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. tlter
Uzel'in yazdığı,
'Anadolu'da Bulunan
Antik Tıp Aletleri' adlı
kitabı, Sımavi Vakfı
Sağlık Bilimleri
Ödülü'ne değer
görüldü.
Tebrik kaım
yerine fidan
• TAŞUCU(AA)-
Içel'in Silifke llçesi'ne
bağh Taşucu Belde
Belediyesı, Şeker
Bayramı ve yılbaşı
nedeniyle tebnk kartlan
göndermek yerine,
beldeye 5 bin zeytin
fidanı dikılmesini
sağlayacak. Taşucu
Belediye Başkanı Emın
Güleç, ağaçtan üretilen
tebrik kartlannın
Tûrkiye'nin biraz daha
çölleşmesine. dünyanın
bıraz daha ısınmasına
yol açtığını ifade
ederek "Kartlann
bırçoğunun kalıcı anısı
da bulunmadığı
düşünülürse. bu kadar
ısrafa ne gerek var?"
dedi.
Madonna bugün
evleniyop
• LONDRA(AA)-
tskoçya'da evlenecek
olan Madonna'nın
evliliğinin süresi için
bahisler şimdiden
oynanmaya başlandı.
Londra'daki Ladbrokes
isimli bahis evinin
sözcüsü Andy Clifton,
Amerikalı şarkıcının
evliliğinin 5 yıl
sürmesi halinde
bahislerin 1 'e 3
vereceğini belirterek
"Bu evliliğimjzun
süreceğini
düşünüyoruz" dedi.
Clifton, buna karşılık,
damadın düğün günü
gelenek olduğu üzere
kıltınin altına hıçbır şey
gıymeyeceğıne
inanmadıklannı, tskoç
eteğinın altına mutlaka
bir şeyler giyeceğini
sandıklarını söyledi.
Marş'tan alınan fotoğraflar, gezegenin milyarlarca yıl önce ıslak ve sıcak olduğunu ortaya koyuyor
Kırmızı gezegende lıayat izleri
Marsyüzeyi
• 'Mars'ta hayat'
tartışması, ABD'deki
Malin Uzay Bilimleri
Araştırma Şirketi'nin
yayımladığı
fotoğraflarla yeniden
açıldı. ABD Jeoloji
Servisi yetkilileri de
fotoğraflann, iddiayı
güçlendirdiğini
düşünüyor.
Çeviri Servisi - ABD'lı bilim adamla-
n Michael Malin ve Kenneth Edgett'in
geçen hafta yayımladıklan yenı Mars fo-
toğraflan, kırmızı gezegende milyarlar-
ca yıl önce 'su ve hayat' olduğu yolunda-
ki iddiayı yeniden gündeme getirdi. Ma-
lin, kendisine ait uzay araştırmalan şir-
ketinin uzaya gönderdiği Mars keşifara-
cmın (Mars Globol Surveyor) kamerası-
nın çektıği fotoğraflardakı yüzlerce taba-
kadan oluşmuş kaya görüntülennin bu id-
diaya yönelik en ciddi kanıt olduğunu
savunuyor.
Newsweek dergisindeki habere göre, fo-
toğraflarda, Mars'ın ekvatorundakı kan-
yon ve kraterler ıçindeki kayalann üze-
rinde birbirine eşit katmanlar görülüyor.
Malin de, birbirlerinden 30 mil ya da da-
ha fazla uzakta olan kayalann yerinde
milyarlarca yıl önce göller bulunduğunu
iddia ediyor.
Iddiaya göre, bu göllere toz ve kum
dolmasıyla su buharlaşıyor, kayalar olu-
şuyor, göllere yeniden su dolmasıyla bu
oluşum yenılenerek eski kayalann üzerin-
de yenıleri oluşuyor. Bınlerce yıl boyun-
ca, eskinin üzenne yenılenn eklenmesiy-
le yüzlerce katmandan oluşan kayalar or-
taya çıkryor. Ve Mars bugünkü halini ah-
yor. Malin, "Biz, aynı kekin diümleri gi-
bi olan bu ince katmanlann su alünda
oluştuğuna inanıyoruz" dıyor.
ABD Jeoloji Servisi yetkilileri de bu fo-
toğraflann şimdiye kadar ele geçen en
iyi görüntüler olduğuna dikkat çekerek bu
'kaya tepeciklerinin' görüntülerinin
Mars'm bir zamanlar 'ıslak ve sıcak' ol-
duğu yolundaki iddiayı güçlendirdiğini be-
hrtıyorlar. Eğer Malin ve Edgett'ın tezı
doğruysa kırmızı gezegenin ekvatorunda
halkalanan bu göller, kırmızı gezegende
bir zamanlar hayat olduğu iddiasını da
pekiştiriyor. Görünen o ki, tezin kesin ka-
mtı içm Mars'a gönderilen başka uzay
araçlannın kayalarda yapacaklan su ve fo-
sile yönelik araştırma gerekli. Bu da, yıl-
laıdır kuru nehir yataklan ve akıntı ka-
nallannın Mars'ta bir zamanlar su bulun-
duğuna işaret ettiğini savunan biüm adam-
lannın, kırmızı gezegenin arkasındaki sis
perdesini kaldırmak için bır hayli çaba sar-
fetmelen gerektığı anlamına geliyor.
Becker çocuklara eğildi
Unlü tenisçi Boris Becker beden öğretmenliğine so-
yundu. Alman Bunte dergisinde yayımlanan habere
göre Becker, dergi ve bir şirketin işbiıüğiyle başlanlan
spor kampanyası çerçevesinde ilkoğretim çağındaki ço-
cuklarla ip atiıyor, basket ve hokey oynuyor. Pilot böl-
ge seçflen Münih'te, bu ay başlaülan 'Gelecekte sağ-
hklı ol' kampanyası çocuklara sporu sevdirmeyi ve ye-
teneklerini keşfetmeyi amaçfayor. 33 >aşındaki Alman
tenisçi, spor karnesindeki başaniann geçmişe oranla
azakhğı Almanya'da yeni başanlara imza atmak için
çocukve gençlere eğflmenin şart olduğunu düşünüyor.
Kansı Barbara'dan geçen günlerde boşanan ve ken-
di çocuklannı 'sportJF insanlar olarak yetistirmek
için çabaladığmı beürten Becker, "Spor, bu tophımun
vazgeçilmez bir parçasıdır" dryor.
Kampanyanın 250 bin öğrenciye ulaşması planlanıyor.
Önümüzdeki aydan itibaren ülke genefindeki 500 okul-
da yay gmlaşünlacak olan ve eğjtimcilerden tam not
alan kampanyanın devletten de destek gördüğü tak-
dirde genştirilmesi hedefleniyor.
Prof. Dr. Cüler Fisek
'Babalar evde
yardımcı oyuncu'
tstanbul Haber Servi-
si-Prof. Dr. GülerFişek.
erkeklerin babalık fik-
rini ancak eşlerinin ha-
mileliğiyle düşünmeye
başladıklannı belirterek
çocuğun doğumundan
sonra da evde sadece
"yardımcı oyuncu" ol-
dîıklanm savundu.
Anne Çocuk Eğitim
Vakfı'nca (AÇEV) dü-
zenlenen "Çocuğun Ya- '
şamında Babanın Rolü
veÖnemi" konulu sem-
pozyum lstanbul Dede-
man Oteli'nde yapıldı.
ABD Ulusal Çocuk Sağ-
lığı ve Insani Gelışim
Enstitüsü Sosyal ve
Duygusal Gelişim Bölü-
mü Başkanı ve araştırma
uzmanı Prof. Michael
Lamb, babalann çocuk-
lanyla ilişkilerini etkile-
yen en önemli faktörün
zaman olduğunu behrttı.
Prof. Lamb, çocuğun
yetiştirilmesinde en bü-
yük rolü annenin aldığı-
m ammsatarak babanın
da bu süreçte yer alma-
sı gerektiğını vurguladı.
Ekonomik koşullar, ev-
liliğın kalitesi gibi kav-
ramlann da çocuk geli-
şimini olumlu ya da
olumsuz etkilediğini an-
latan Prof. Lamb, ev içi
uyuma da dikkati çekti.
Prof. Lamb, çocukla ile-
tişim kurmada babanm
yardıma ihtiyacı oldu-
ğunu, bunun da babanın
bilgilendirilmesinden
geçtiğini ifade etti.
Boğaziçi Üniversite-
si Psikoloji Araştuma ve
Uygulama Merkezi Kli-
nik Psikoloğu Prof. Dr.
Güler Fişek, kadınlarda
annelik duygusunun çok
küçük yaşlarda bebek-
leriyle oynarken ortaya
çıktığım belirtti.
Anne ve babamn ebe-
veyn olmaya birlikte yü-
rümediklerini ve aynı ev-
relerden geçmedikleri-
ni anlatan Fişek, babala-
nn eş ve baba kimliği
arasındabocaladığını ifa-
de etti.
Erkeklerde babalık
fikrinin ilk olarak be-
bekleriyle göz göze gel-
diklerinde, çocuklannın
doğumlanna tanık ol-
duklannda ya da çocuk-
lanyla yakından ilgilen-
diklerinde ortaya çıktığı-
nı söyledi.
1450 yatak kapasiteli
2008'inbinicilik
tesisleri hazır
SporServisi- lstanbul
sınırlan içerisinde 2000
dönümlük arazide yer
alan ve bünyesinde ulus-
lararası standartlarla at-
hspor, golf ve tenis te-
sisleri ile 1450 yatak ka-
pasiteli bireysel bunga-
lovlarda konaklama bi-
rimleri bulunduran Tür-
kiye'nin ilk kapsamlı
country kulübü Kemer
Golf/Country Club,
2008 Olimpiyatlan için
yetkililerin büyük beğe-
nisini kazandı.
Uluslararası Binicilik
Federasyonu Genel Sek-
reteri Bo Helander, Tür-
kiye Olimpiyat Komi-
tesi Spor Dırektörü Ne-
şe Gündoğan ve Türkı-
ye Binicilik Federasyo-
nu Başkanı Sencer Gü-
nessoy tarafindan ziya-
ret edilen tesisin dünya
binicilik platformunda
önemli bir yer sahibi ol-
ması ve birebir spor tu-
rizmine uygun özgün
bungalovlarda ve apart-
larda konaklama hizme-
ti vermesi nedemyle bü-
yük önem taşıdığı vur-
gulandı.
Uluslararası Binicilik
Federasyonu Genel Sek-
reteri Bo Helander, tesi-
sin Istanbul'a yakmlık
ve standartlar olarak çok
uygun olduğunu söy-
ledi.
Politikacı soyununca
Belcika'nın Bruges kentinde belediye mecBsi üyesi
olan Phaedra Hoste'un bir erkek dergisine çıplak
pozlar vermesi ortahğı kanşOnü. Derginin, fotoğraf-
lann yer alacağı sayısı yayımlanmadan kızgın sesler
yükselmeye başladı. Muhafazakâr bir partinin üyesi
olan Hoste'a hem parti \öneticilerinden hem de ka-
muoyundan tepki geldi. Parti yönetiminin. bu sefer-
Bk kent parlamentosunun genç üyesine kırmızı kart
göstermeveceğL ancak bunun tekranm affetmeyece-
ği açıklandı. Hiçbir şeye aldırmayan Hoste ise gaze-
tecikre, "Çok heyecanhyım, birçok kişi merakla fo-
toğraflannıı ne zaman göreceklerini soruyor" dedL
AlTINKÜRE ADAYLAR1BELLİOLDU, KAZANANLAR 21OCAKTA AÇIKLANIYOR
Traffic ve Gladyatör 5 dalda aday
• Oscar ödüllerinde belirleyici olan
Altın Küre'de filmlerin yanı sıra
televizyon programlan ve
perförmanslar da ödüllendiriliyor.
BEVERLYHILLS
(AA)-Oscar
ödüllerinın belırleyicisi
olarak nitelendirilen
Altın Küre ödüllerinın
adaylan belırlendi.
Yönetmen Steven
Soderbergh'uı,
ABD'deki uyuşturucu
savaşlanm konu alan
fılmı "Traffic" ile
Roma döneminden bir
kesıt sunan
"Gladyatör" adlı
fıÜTiler, 5 'er dalda
Altın Küre'ye aday
gösterilerek en çok
dalda aday olan film
unvamnı kazandı.
Cameron Crowe'un
yönettiğive 1970'li
yıllarda genç bir şarkı
sözü yazannın
deneyimlerini anlatan
"Almost Famous" adlı
fîlmle Juliette
Binoche'un oynadığı
"Chocolat" da4er
dalda Altın Küre'ye
aday gösterildi.
Her yıl dağıtılan Altın
Küre ödüllerini
kazananlar 21 Ocak'ta
bellı olacak. Oscar
ödüllerinin aksine,
Altın Küre'de filmlerin
yam sıra televizyon
programlan ve
perförmanslar da
ödüllendiriliyor.
Bu yanşmamn fıhn
yapımcılan için asıl
önemi, mart ayında
dağıtılan Oscar
ödüllerinde belirleyici
olması.
ıl
j
1
1
i1
1
1
' ' ,
I
1
1|I•
:
T
r
\ t
J
- —•<-
1
•' t '
*• — . .
| |
1
n
V
ı '•
/
i I
1
1
1 ı
t ' 1
1
r
i
1
flJF
I i
i
e-posta: tan @ prizma. net. tr
SÖYLEŞİ
JKîüttw;
ATTİLÂ İLHAN
TRT, Nereye?..
Yanılmıyorsam, dizinin yapımcısı aramıştı:"-...
ağbiy, işi bitirdik; aramızda seyredeceğiz, si-
zin görmenizi de istiyonız!" Ankara'dayım, o ta-
rihte bu, alışılmış bir 'TRT irtceliği'; aslında diziy-
le ilgim yok; 'Drama Bölümü'nün gençleri, ilk de-
fa stüdyoda video/kamera'yla dizi çektiler, sonuç
tartışılacak; iyi kötü, ülfetirruz olduğundan, ben de
çağnlıyoaim.
Meraklısı hatırlayacaktır, dizi 'Kiralık Konak',
Yâkup Kadri Bey'in romanından uyarlanmış; uyar-
layan da, çeken de, günümüz TV dramasının, ün-
lüleri: O zaman bunlar, bir avuç sinema tutkunu,
kafaya koymuş, gittikçe daha çok 'lumpen' bir
'melo/pomo sineması'na kayan 'Yeşilçam'a al-
tematrf, sahici bir televizyon sineması yapacak-
lar: Tuna Pastahanesi'nde (Kavaklıdere) zaman
zaman kaykılıp, heyecanlı söyleşilere dolaşıyor;
Ren'e Clair'den Orson Welles'e. Eisenstein'dan
John Ford'a, ya da VVilliam Wyler'e, 'beyazper-
de'nin yaratıcı 'u/u/a/7n/'tartışıyoruz: Tasarlanacak
'altematif\n, hangi bıreysel/toplumsal nitelikleri ta-
şıması gerektiğini; sinema 'görselliği' ile, televiz-
yon 'görselliği'nn farkını, filân! Heyecanlı ve ümit-
li günler: 50'li yıllarda, Yeşilçam serüvenim, tam
bir hayal kınklığıyla sonuçlanmıştı; adeta 'rövan-
şını' yaşamaktayım.
Ankara - bütün Türkiye - toplumculuğun, birey-
sel -bireyci, hatta bencil- bir terorizm'e; devrimci-
liğin, yavaş yavaş, etnik bir bölücülüğe kayışının,
ağnlannı yaşıyor: Yaylım ateşiyle taranan öğrenci
kahveleri; fakülte kapısında vurulan öğrenci kızlar;
tenha gece asfaltlarını otomatik matkap gibi oyan
ambulans sirenleri! Bu ortamda, TRT Drama Bö-
lümü'nden beş on kişi, oturmuş 'kemaf-i dikkat-
le' 'Kiralık Konak'ın tamamını izliyoruz; bittikten,
hele 'misafirier' gittikten sonra, tatlı tatlı -ama acı-
masızca- eleştiri faslı başlıyor: Kimse kimseye kız-
mıyor, kimse kimseye küsmüyor; özeleştiri gele-
nekselleşmiş; izzet-i nefis savaşı yok, ekip çalış-
ması esas; her özeleştiri, çekilecek yeni diziler için,
nice ilginç ders içeriyor; genç yapımcı ve yönet-
menler bunun bilincindedir.
Sadece o dizilerin üretildiği, yazar ve roman ad-
lannı hatıriamak; TRT Drama dizi mantığının han-
gi düzeyde ve ne kadar sağlam tutulduğunun bir
kanıtıdır: Halrt Ziya, Hüseyin Rahmi, Reşat Nu-
ri, Hâlide Edip, Halikarnas Balıkçisı, Yakup Kad-
ri, Ahmet Hamdi Tanpınar, Peyâmi Safa, Aziz
Nesin, Tank Buğra, Tank Dursun K ve benzer-
leri... Eminim ki TV seyircisinin hafızasından silin-
meyen bu repertuvar bile, tek başına; -sözde halk
için- her türiü seviyesizliği mubah gören, günü-
müzdeki 'lumpen' drama anlayışının, hangi çirkef-
te debelendiğini göstermeye yetiyor.
'Yolunacak kaz' hangisidir?
TRT, -Yargrtay gibi, Sayıştay gibi- bir 'devlet'
kurumu; 'devlet', kayıtsız şartsız milletin sahip
olduğu 'hâkimiyet'm somutlaşmış şeklidir; o yüz-
den faaliyetinin mutlaka 'yurt bilinci, millet bilinci,
taıih bilinci' üçgenine oturması gerekiyor. 70'li yıl-
larda TRT TV Bölümü'nün, bu zorunluluğu anla-
dığı kesındir; Bolüm Başkanı'ndan, yönetmen asis-
tanlanna kadar, herkes, en azından Kemal Tahir,
Orhan Kemal, Reşat Nuri okuruydu; sağcısı sol-
cusu, o 'bilinç üçgenini' özümsemeye çabalıyor;
aynca, estetik bir ulusal sentez olarak, gerçekleş-
tirmeyi deniyordu. Çoğu Anadolu çocuğuydular,
'görse/estef;^/n'eweliyatını bilemezlerdi; çekme-
ye heveslendikleri eserierin dönem, görgü ve gö-
renek özelliklerinden habersizdiler; ama, olsun!
Sorumluluklanna, vakar ve haysıyetle sahip çıkmış;
'yönefAnen'olduklannı unutmadıklan kadar, 'yurt-
taş' olduklannı da unutmamışlardır.
Yirmi beş yıl sonra, dönüp arkanıza bakarsanız,
TRT'nin drama dizileri karşınıza bu sanatın sıra
dağlan gibi dizilirler: O zamanlar, kurum, ne 'de-
ğiştim değişiyorvm' ahkâmı kesiyor; ne Lunapari<
çığırtkanı üslubuna tenezzül ediyordu; ama, o Tür-
kiye Televizyon Tarihi'nin, en kalıcı, en etkileyici,
en sosyal ve beşeri dizilerini, -sıradan- görevi ge-
reği gerçekleştiriyordu: Çünkü TRT kadrolanna o
'bilinç üçgeni' hâkimdi; herkes 'avantasını' değil,
sorumlusu olduğu 7ş/'düşünüyordu; '/co/ay'ın de-
ğil 'zor'un; 'ucuz'un değil 'ağır'\n; 'çabuk'un değil,
'planlanmış' olanın peşindeydi; aksi takdirde, mes-
leğinin adını kirletecegıne, daha da önemlisi -bir
'aydın' olarak- başansız sayılacağına inanıyordu.
Çekmekle görevli olduğu 'eserin', 'yolunacak
bir kaz' sayılabileceği, henüz hiç kimsenin aklına
düşmemişti.
'Değişme' mi, 'yozlaşma' mı?
TRT'nin, 'iâde-i itibân' neye bağlıdır? Bugünkü
yönetim, bu vahim soruya cevap ararken, iki
şeyden uzak durmak zorundaydı: 'Piyasa Komp-
leksTnden, bir; 'Piyasa Şöhreti'nden, M TRTyi dra-
ma dizilerinde, 'özel TV' dizilerinin asla ulaşama-
yacağı doruklara çıkaran zihniyet, günümüzün ko-
şullanna uyarlanarak uygulanabilirse; seyrede sey-
rede bıktığı, bayağılık ve yavanlıklardan bîzâr ol-
muş, 'gerçek' seyirciyi; yine dizilerinin çevresine
toplayabilecekti. Tuhaftır, tam tersini yaptı; 'değiş-
me'yi. 'alçalma'; 'yenileşme'yi, 'teW/f sandı; oysa
'bayağılık'ta bile aslolan özgün (original) olabil-
mektir; 'taklid'm ise, 'taklit ettiğini' aşabildiği, as-
la görülmemiştir. Kural değişmedi: Ciddi ve kap-
samlı bir araştırma yapılsa seyircinin, bazı 'iddialı'
dizilerin adlannı bile hatırtamadığı görülecektir;
çünkü çoğunluğu, özel TV'lerin 'Yeşilçam Lum-
penliği, 'Gazino Görgüsüzlüğü', Paparazzi Gös-
terişçiliği'yle kanştınp; fast/food diye servis yap-
tığı 'dizilerin' benzeri olan 'dizi furyası', gerçekte
kimi etkileyip memnun etti ki?
Böyle ciddi bir soru, o yıllann TRT'sinde, 'öze-
leştiri' seanslarında, tamamiyle fikir ve estetik dü-
zeyinde gündeme gelir; diziler, gerçekleştirilme
oranlan, oyuncularve performanslan; 'yurt, millet
ve tarih bilinci' üçgeni içinde ele alınarak tartışılır-
dı. Öyle olması gerekmez mi? Hadi seyrettiklerini-
zi, aynı sorunun ışığında, bir değerlendirin baka-
lım! Bugün 'kimeyaradı' sorusu, -dizilerin kabul edil-
miş bütçeleriyle, gerçekleştinlmiş diziler arasında-
ki 'masraf uçurumu' hesaba katılırsa-; insanın ak-
lına ancak, o her türlü kötü niyete gebe ve açık,
'piyasa fınldaklannı' getirmektedir.
TRT, gerçekten o eski iyi zamanlarına dönmek
niyetindeyse; -atasözünün aksine- atın önüne et',
itin önüne otu koymayacak; önce, bu dönüşümü
gerçekleştirebilecek, 'yurtsever" 'kadrolara'sahip
olup olmadığını araştıracaktı.
http://wvm.prizrna.net.tr/AILHAN
rrttp://www.bilgiyayınevi.com.tr./ailhan
Faks/0-212/26019 88