Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 ARAUK 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Büyükşehir
açılışlan
• Istanbul Haber Servisi
-ISKlÜsküdarHizmet
Binası ile restore edilen
tarihı 3. Ahmet Çeşmesi,
Istanbul Büyükşehir
Belediyesi Başkanvekili
Ümit Özerol tarafindan
törenle açıldı. •
Zopunlu deprem
sigortası için
öneri
• tstanbul Haber Servisi
- Ankara Sigorta Genel
Müdür Vekili Can Başar
yaptığı açıklamada,
Doğal Afetler Sigorta
Kurumu'nun (DASK)
hedeflediği 11 milyon
konutu sigortalayabilmesi
için mutlaka bir denetim
mekanizması kunnasının
gerektiğini bitdirdi.
Şehit komando
toprağa verildi
• tstanbul Haber Servisi
- Diyarbakır'da şehit olan
jandarma komando er
Mahmut Koç'un
cenazesi, 1. Ordu
Komutanlığı yanındaki
Selimiye Camii'nde
öğleyin kılınan namazdan
sonra, Ümraniye
Kocatepe Mezarlığı'nda
askeri törenle toprağa
verildi.
jSKhten tatil
önlemleri
• tstanbul Haber Servisi
- Istanbul Su ve
Kanalizasyon
Idaresı'nden (ISKÎ)
yapılan açıklamada,
Şeker Bayramı ve yılbaşı
tatili nedeniyle önlemler
ahndığı, su, kanal, anza,
tamir-bakım hizmetlerine
24 saat kesintisiz bir
şekilde devam
edilebilmesi için nöbetçi
ekipler oluşturulduğu
belirtildi.
Ekvapur
seferleri
• Istanbul Haber Servisi
- Türkiye Denizcilik
tşletmeleri'nden(TDt)
yapılan açıklamada,
Şeker Bayramı ve yılbaşı
nedeniyle çeşitli hatlara
ek vapur seferleri
konulduğu bildirildi.
Açıklamaya göre yılbaşı
gecesi Büyükada'dan saat
23.30'dan hareketle
Heybelıada-Burgazada-
Kınalıada-Bostancı
şeklinde düzenlenen
sefer, saat 24.00'te
Büyükada'dan başlayarak
aynı hatlarda yapılacak.
Aynı akşam Karaköy'den
Haydarpaşa-Kadıköy'e,
Kadıköy'den de
Haydarpaşa-Karaköy'e
saat 23.30 ve 24.00'te ek
seferler yapılacak.
Yaşlılar için
ittaryemeği
• tstanbul Haber Servisi
- Istanbul Fener Rum
Patriği 1. Bartholomeos,
Darülaceze'de kalan
yaşlılar için iftar yemeği
verdi. Yemeğe,
Darülaceze Vakfi
Başkanı Cahit Özden ve
eşi Yakut Özden'in de
aralannda bulunduğu
yaklaşık 600 kişi katıldı.
Okullarda
bilgisayar
• ANKARA (AA) - Milli
Eğitim Bakanlığı (MEB),
Ortaöğretim Genel
Müdürlüğü'ne bağlı
liselerde okutulan
bilgisayar dersinin
programını yeniledi. Yeni
öğretim programında,
bilgisayann her alanda
yaygın kullanıldığı
vurgulanarak gençlere
ortaöğrenimleri sırasında
bilgisayan tanıtmanın ve
bilgisayarla
yapabilecekleri işleri
öğretmenin kendilerine
yön vermede yardımcı
olacağı kaydedildi.
Programda, bilgisayarla
ılgili alanlarda işsizlik
olmadığı. hatta işgücüne
ıhtiyaç duyulduğu
belirtilereİc gençlerin
bilgisayar kullanmasım
sağlamanın eğitim
kurumlannın hedefleri
arasında bulunduğu ifade
edildi. Bu çerçevede,
mternet de ders
programına alındı.
DSPAydın Milletvekili Sema Pişkinsüt, polis ve eylemlerini Cumhurîyet'e değerlendirdi
'Polis siyasallaştınldı'
DUZYÂZI
• 12 Eylül öncesi emniyet güçleri toplumdaki
sağ-sol çatışmasında, bu çatışmanın bir tarafi
gibi davranmaya, çatışan taraflardan sağ
görüşlülerle açık bir işbirliği içinde olmaya
zorlanmıştır. Toplum, bu işbirliğinin ne
boyutlara ulaştığını Susurluk kazasında aralanan
perdede bütün açıklığı ile görmüştür.
TÜREYKÖSE
ANKARA -Eski TBMM tnsan
Haklannı Inceleme Komisyonu
Başkanı, DSP Aydın Milletveki-
li Sema Pişkinsüt, polisin tarihsel
süreç ıçensınde siyasallaştınla-
rak baskı, şiddet ve işkence uygu-
lamalannın aracı yapılmak isten-
diğine dikkat çekti. Emniyet güç-
lerinin sağ- sol çatışmasında taraf
gibi davranmaya zorlandıklannı
belirten Pişkinsüt, "Polis kitlesi
tophunumuzdayaygın olan şiddet
kültürûnden besiendi, 12 Mart ve
12 Eylûl gibi ild mudahate ve dar-
beyle şiddete yönlendirildi. siya-
saDasbnkh ve 12 Eylül Anayasası
ile bu davranışlanna yasal daya-
naklar ohışturuldu" diye konuş-
tu. Sema Pişkinsüt, Emniyet Ge-
nel Müdürü Turan Genç'ın afla
ilgili parlamentodaki kulis faali-
yetlerinin ve açıklamalannın ey-
lemleri teşvik ettiğını bildirdi.
Pişkinsüt, polisin tarihsel geli-
şünini ve Çevik Kuvvet ekipleri-
nin eylemlerini Cumhuriyet'e de-
ğerlendirdi. Sorulanmıza Pişkin-
süt'ün verdiği yanıtlar şöyle:
- Kamuoyu poBs teşkilatı ve h u-
kuk devktinin sorunlannı aşarak
getişmesini beklerken geçen hafta
tedirgin edkri baa olaylar yaşan-
dı. Son getişmeleri nasü değeıîen-
diriyorsunuz?
- Ülkemizde bu sonınu ele alır-
ken günümüze uzanan bir çelişki-
ye dikkat çekmek gerekiyor.
Cumhuriyetimizin kuruluşundan
çok partili sisteme geçtiğimiz
1946 yılına kadar yani tek parti
yönetiminde, çağdaşlaşma ve uy-
garlık yolunda önemli adımlar
atümasına karşın çok partili sis-
teme geçişle birlikte biçimsel,
yalnız seçime indirgenmiş bir de-
mokrasi uygulanmaya başlanmış,
demokrastnın özünü güçlendire-
cek reformlarda ise yavaşlamalar
meydana gelmiştir.
Çellglclnln nedenlerl
Bu çelişki iki nedenden kay-
naklanmaktadır: Bunlardanbirin-
cisi, cumhuriyetimizin ulusal kur-
tuluş hareketine dayanmasının bir
sonucu olarak başlangıçta olağa-
nüstü bir dinamizme ve toplumu
ileriye götürecek radikal kararla-
n alma ve uygulama şansına sa-
hip olmasıdır. Ancak her devrim-
ci harekete karşı zamanla bir tep-
ki meydana gelir ki bu da son de-
rece doğaldır. Kemalist uygula-
malara tepkiler de kendisini çok
partili dönemde göstermiştir.
Ddnci olarak ise Ikinci Dünya Sa-
vaşı'ndan sonra ortaya çıkan So-
ğuk Savaşuı yarattığı olumsuz ko-
şullardan kaynaklanmıştır. Soğuk
Savaş boyunca Türkiye, Batı Blo-
ğu içinde bir kanat ülkesi konu-
munda yer almıştır. O koşullarda
demokrasiden çok Batı Blokunun
Sovyet sistemine karşı kendisini
koruması, askeri ve ekonomik
gücünü geliştirmesi stratejisi da-
ha önemli görühnüştür. Nitekim
bu süreçte Ispanya ve Portekiz'de-
ki faşist rejimlerden çok fazla ra-
hatsızlık duyulmamış, Yunanis-
tan ve Türkiye'de gerçekleştirilen
darbeler ise hoşgörüyle karşılan-
mıştır.
Kadrolaşma
1961 Anayasası, toplumsal ge-
üşmemiz açısından yeni bir aşa-
ma oluşturmuştur. Gelişmeye
başlayan özgürlük ortamı top-
lumda açılımlara olanak sağla-
mışür. Bu dönemde toplumcu ve
eşitlikçi sol düşünceler büyük bir
yayguüık kazanmışür. Ancak So-
ğuk Savaş koşullannda bu düsün-
celer sağ iktidarlar tarafindan ül-
ke için bir tehdit unsuru olarak
görülmüş ve şiddetle bastınlma-
ya çahşıhnıştır. Yine toplumsal
muhalefette yer alan ve şiddeti
yöntem olarak benimsemeyenler-
İe benimseyenler arasında her-
hangı bir aynm da gözetilmemiş-
tir. Bu yaklaşımlardan etkilenen
kurumlanmızın başında Emniyet
Teşkilatı gelmektedir. Toplumda-
ki siyasi ve ideolojik aynşmalar
bu kuruma da yansımış. 12 Mart
1971 müdahalesi ve 12 Eylül
1980 darbesi ile teşkilattaki tek
yönlü siyasi ve ideolojik kadro-
İaşma büyük bir yaygınuk kazan-
mıştır. Aynca MSP ve RP'nin ik-
tidarda olduğu dönemlerde siya-
sal Islamcı kadrolaşmalar da
mevcut durumun üzerine eklen-
miştir.
-PoBsin şiddete egüimti ounası-
nın atbnda ne yaoyor?
-12 Eylül 1980 öncesi emniyet
güçleri toplumdaki sağ-sol aynş-
Pişkinsüt, polis eylemini destekkyen açıklamalann bukuk devletinin gelişimini engeDeyeceğini söyledi.
ması ve çatışmasında, bu çatış-
manuı bir tarafi gibi davranmaya,
çatışan taraflardan sağ görüşlü-
lerle açık bir işbirliği içinde olma-
ya zoıianmıştır.
Susurluk kazası
Toplum, "devlete yardnncıgüç-
ler" olarak tanımlanan bu kesim
ile yapılan işbirliğinin ne boyut-
lara ulaştığını Susurluk kazasın-
da aralanan perdede bütün açık-
lığı ile gprmuştür. Günümüzde
Susurluk gizlerini bünyelerinde
banndıranlann, mevcut yapılann
devamından yana olmalan ve za-
rar görecekleri endişesi ile yeni-
liklere karşı çıkmalan, bu bağ-
lamda siyaset alanında yer alma-
ya devam edenlerin ya da ilişki-
lerini devam ettirenlerin bu ey-
lemlere destek ohnalan son dere-
gösterilmesi ve görülmesi olgu-
sudur. Işte toplumda şiddet kültü-
rünü yaratan ve besleyen bu du-
nımdur. Şiddet kültürü, devletin
zorkullanma yetkisine sahip olan
başta emniyet güçlerini bu yönde
teşvik etmekte, hukuk devleti ve
demokrasinin güçlenmesinde ve
insan haklan uygulamalannda ise
ciddi sorunlar yaratmaktadır.
Bir başka sorun, ülkemizde
toplumsal olaylann olağanüstü
boyutlara ulaşması nedeniyle po-
lis gereksiniminin artmasından
kaynaklanmaktadır. Bu gereksi-
nimin karşılanabihnesi için eği-
timleri, nitelikleri yeterli olma-
yan, ancak siyasi eğilimleri çok
belirgin birçok kişi, kısa süreli
kurslardan geçirilerek emniyet
kadrolanna ahnmıştır. Bu perso-
nelin özellikle toplumsal olayla-
ra müdahalede kullanılan Çevik
• Hiç kimse "Hükümet al affını başına çal, Polisler
içerde katiller dışarda" gibi sloganlann yanında
kamuoyuna silahlann gösterilmesini sosyo-ekonomik
koşullara tepki gibi gösteremez. Kimi siyasilerin,
eylemleri destekleyici değerlendirmeleri ise hukuk
devletinin gelişimini engelleme yönünden önemlidir.
ce anlamlıdır. Yine Susurluk ka-
zası, 1984'te silahlı eyleme baş-
layan PKK ile yürütülen müca-
dele gerekçe gösterilerek krrni za-
man yasalann dışına çıkıldığı, hu-
kuk devletinde olmaması gereken
uygulamalann gerçekleştirildiği-
ni de ortaya koymuştur. Bu ne-
denle "Yeşil, Çath, Bucak*,gibi
adlann Susurluk dosyasında sık-
ça geçmesi rastlantı değildir. Son
polis eyleminde dile getinlen ki-
mi sloganlann hukuk kurallartnı
hiçe sayar nitelikte olması hem
geçmiş uygulamalan hatırlatma-
sı hem de geleceğe yöneük kuş-
kular doğurması açısuıdan dü-
şündürücüdür.
Toplumun en büyük örgütü
devlettir. Devletin. uygulamalan
bütün topluma örnek ohnaktadrr.
Karakolda, kışlada, okulda yay-
guı olarak yaşanan şiddet, aileye
ve bireylere de yansımaktadır.
Ancak asıl üzerinde duruhnası
gereken, devletten başlayan bu
şiddetin toplumun büyük çoğun-
luğuna dalgalar halinde yayüma-
sı ve olağan karşılanarak meşru
Kuvvet'te görevlendiriknesi ise
mevcut sonmlan daha da ağırlaş-
tınnaktadu".
şiddet Kültürü
Özetle, pohs kitlesi toplumu-
muzda yaygın olan şiddet kültü-
rûnden besiendi, 12 Mart ve 12
Eylül gibi iki müdahale ve darbe
ile şiddete yönlendirildi, siyasal-
laştınldı ve 12 Eylül Anayasası
ile bu davranışlarma yasal daya-
naklar oluşturuldu. Böylece de-
mokrasi, hukuk devleti ve insan
haklanmn geliştirihnesinde son
derece önemü bir işlevi olabile-
cek polisler, neredeyse bunlan
tehdit eden, demokratik açıhmla-
ra karşı koyan ve tepki gösteren
bir noktaya getirildi. Son yıllarda
teşkilat içerisinde gerek eğitim,
gerek teknik ve gerekse uygula-
ma alanında pek çok iyileştirme
yapılmasına rağmen yeterli olma-
dığı bir kez daha görüldü. Bu ko-
şullarda polis teşkilannın yeniden
ele almarak toplumsal istekler
doğrultusunda yapılandınhnası
• Son yıllarda teşkilat içerisinde gerek
eğitim, gerek teknik ve gerekse uygulama
alanında pek çok iyileştirme yapılmasına rağmen
bunun yeterli olmadığı bir kez daha görüldü. Bu
koşullarda polis teşkilatının yeniden ele alınarak
toplumsal istekler doğrultusunda
yapılandınhnası zorunlu hale gelmiştir.
muamele ve işkence suçundan
yargüanan ve mahkûm olan po-
lislere sahip çıkması, meydana
gelen eylemleri teşvik edici ol-
muştur. Herhalde bir kamu görev-
lısinın siyasi nitelikteki bu tür gi-
rişimleri ve açıklamalan sorum-
lu bir davranış olarak göriilemez.
Emniyet Genel Müdürü'nün
bu girişimleri ve açıklamalan
karşısında Içışlen Bakanı'nuı
mutlaka gereğini yapması gerek-
mektedir. Tepkisini ortaya koyan
Içişleri Bakanı'nnı eylemleri yo-
rumlarken provokasyondan, çı-
karcılardan vb. söz etmesine kar-
şın sloganlann siyasi içenğıne de-
ğınmemesi dikkat çekicidir.
-İşkenceileilgilikomisyon baş-
Ifanhgı çahynalannrz çwypvp«in-
de son genşmeJeri irdeled^mizde
dikkat çeken bir gözleminiz ya da
değeriendirmenİ2 var mı?
iskencecl polisler
- Eylemler akla şu soruyu da
getirmektedir: Kötü muamele ve
işkence suçundan yargüanan ve
mahkûm edilen polisler, bu suçu
işleyenlerin küçük bir azınlığı nu-
dır ve bu eylemlere amirlerinin
baskılan ile mi yöneltihTÜşlerdir?
Yetkililer bu sorumluluklan ne-
deniyle kötü muamele ve işken-
ce suçunun af kapsamuıa girme-
si yönünde söz mü vermişlerdir?
Bu hassas noktaya TBMM İnsan
Haklannı Inceleme Komisyonu
tarafindan hazırlanan "Soruştur-
ma ve Kovuşturma Istanbul Ra-
poru 2000"de de "Tutukevi, ce-
zaevi, karakol gibi adhye ve emni-
yet birimlerinde zaman zaman
görülen kötü muamete ve işkence
gjbi insan haklan sorunlannın çö-
zümü ashndaçokzordeğildir. Bu-
nun için,uygulamalardaki gerçek
sorumluları doğru teşhis etmekve
saldamadan kamuoyuna teşhiret-
mek yeterli olacaknr. Gerçek so-
nımluiartseşundhe kadar genei-
tilde samkhğı gibi,emni>etamir ve
memurlan De cezaevi amir ve in-
faz memurlan gibi orta ve ait ka-
demegöreviiler değB; mülldvead-
li idarenin en ûst kademekri, ya-
ni Valilik ve Başsavcıhk makam-
laruur. Çünkü bu ild makamın
bütün sistemi denetleme ile yönet-
me görevteri ve yetldteri varthr"
biçimindeki ifadelerle dikkat çe-
kihneye çahşıbnışür.
Slyasl Içeritcll eylemler
Bu eylemlerin siyasi içerikli ol-
duğu kabul edihnelidir. Bu ey-
lemler siyasi nitelikte olduklan
gibi aynı zamanda organizedir.
Nitekim bu durum Içişleri Baka-
nı'nuı açıklamalannda da yer al-
mıştır. Hiç kimse "Kana kan, in-
tikam", "Hükümet istifa", "Hü-
kümet al affinı başına çal", "po-
Bsler içerde katiller dışanda",
-YaAûahbismfflahAUahüekber''
gibi sloganlann yanında kamu-
oyuna silahlann gösterilmesini
sosyo-ekonomik koşullara tepki
gibi gösteremez. Kimi siyasile-
rin, eylemleri destekleyici değer-
lendirmeleri ise hukuk devletinin
gelişimini engelleme yönünden
son derece önemlidir.
- Başbakan Ecevıt, son olayta-
nn, bir yerierden düğmeye basıl-
nuş obbfleceği kuşkusunu günde-
megetirdiğmi söyledL Sizinbu ko-
nudaki değenendirmeniz nedir?
- Tabii üzerinde durulması ge-
reken bir başka boyut, olaylann
meydana geldığı koşullann ban-
kalar operasyonuna, Türkiye'de
yaşanan ekonomik krize, AB ile
olan ilişkilerinde sorunlann ya-
şandığı ve bunun tartışmalara ne-
den olduğu bir döneme denk gel-
mesidir. Bütün bunlar, olaylann
"bir yerierden düğmeye basıfaı-
rak" yönlendirildiği kuşkulannı
da gündeme getirmiştir. Ancak
bu varsayımlann tümü doğru ol-
sa bile eylemlerin istihbaraünın
önceden yapılamamasuun hiçbir
biçimde mazereti olamaz.
- Size göre, Türidye'nin karşı
karsıya bulunduğu sorunlann çö-
zûmü nedir?
- Türkiye temel toplumsal so-
runlan yanmda jeopolitik konu-
mu nedeniyle de birçok kez kriz
ile karşılaşmışUr. Kimi zaman de-
mokratik gelişmesi kesintiye uğ-
ramışör. Türkiye bu krizi de aşa-
caktır. Bunun için herkese, en
başta da devletimize büyük gö-
revlerdüşmektedir. ŞefTafbiryö-
netim, toplumsal talepleri dile ge-
tiren ve bunun takipçisi olan sivil
toplum ile bunlan dikkate alan bir
yasama ve hızlı, etkin işletilen bir
yargı bu krizin aşıhnasmın hem
gereği, hem koşuludur.
zorunlu hale gehniştir.
- Polis otosuna >apılan sakunyı
siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Kuşkusuz üzerinde pek çok
bUimsel çahşmanın yapıldığı, da-
ha da yapılması gereken polisi-
mizin sosyo- ekonomik koşulla-
nnın elbette irdelenmesi, gereği-
nin yapılması ve izlenmesi gerek-
mektedir. Daha çok alt- orta gelir
gruplannın temsilcileri olan po-
lisler, toplumun geniş çoğunlu-
ğunun değer yargılannı temsil et-
mekte ve bu değer yargılan ile
hareket etmektedirler. Ekonomik
sorunlan fazla, çahşma koşullan
ise son derece ağirdır.
Eylemlerin yorumu
Bununla beraber böyle geniş
değerlendirmeden sonra Istanbul
Gaziosmanpaşa'da Çevik Kuvvet
otosuna 11.12.2000 tarihınde ya-
pılan, iki pohsin öldürülmesi ve
çok sayıda polisin yaralanmasuıa
neden olan silahlı salduınm ateş-
ledığı, ülkenin değişik illerinde i-
ki gün devam eden polis eylem-
leri doğru olarak yorumlanabüir.
Eylemden sonra basında polis
araçlanna silahh saldınlann yapı-
lacağma dair iki ay önce değişik
kaynaklardan bilgüer alındığuun
yer ahnası ise son derece düşün-
düriicüdür. Değişik varsayımlar-
la açıklanmaya çalışılan bu son
derece önemli konunun çok iyi
araşnnhnası gerekmektedir.
- Emniyet Genel Müdürü Tu-
ran Genç, af görüşmeleri sırasın-
da TBMM'ye gelerek işkenceci
poUslerin affedilmesi için kulis
yapo. Bu konunun gündeme gel-
mesinin eylenuerdeki rolü nedir?
- Emniyet Genel Müdürü'nün
afla ilgili olarak parlamentoda
kulis faaliyetlerinde bulunması
ve yasanın kabulünden sonra da
"herkes affedüdi Türk polisi affe-
dflmedi'', "bu tepki doğurur" yö-
nündeki ifadelen, böylece kötü
ORHAN BÎRGtT
Ara Rejim mi
Para Rejim mi? l
Istanbul Ticaret Odasrnın, 77 meslek grubuna
bağlı 300.000 üyesinin delege sistemi ile temsil
edildiği oda meclisinde, Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin tüm seçilmiş üyelerini aşağılayan bir
çözüm yolu olarak MGK'nin kurdurtacağı
teknokratlar hükümeti önerisi, acaba cezaev-
lerindeki ölüm oruçlanna yapılan müdahalede
atılan sis bombalan ardında mı kaldı da yeterli tep-
kiyle karşılaşmadı?
Yerini, teknokratlardan oluşmuş bir başbakan ile
bakanlara bırakması öğüdünü alan 57. hükümetin
başkanı, dün öğle saatlerinde gazetecilere
Mehmet Yıldınm'ın sözlerini sorumsuzluk ifade-
si olarak nitelendiriyor ve "Hele hele iş çevrelerinin
buna gereken tepkiyi göstereceklerine inanıyo-
rum" diyor.
Diyor ama, başbakanın bu beklentisini yanıt-
layan sadece iki işadamı var. Bunlardan birincisi
Müstakil Sanayici ve Işadamlan Birliği Başkanı Ali
Bayramoğlu. Bayramoğlu, Yıldırım ile konuyu
görüşerek sözlerinde düzeltme isteyeceğini
söylüyor.
Otekisi, devletin haber ajansı AA'nın ekonomi
bülteninde yer alan habere göre, Yıldınm'ı darbe
çağnsı yaptığı için istifaya çağıran, ama adının
açıklanmasına nza göstermeyen ülkenin büyük bir
holdinginin başkanı! Öyle anlaşılıyor ki, sayın
holding başkanı, utanç verici diye nitelendirdiği
bu konuşma için kimliğini açıklarsa, Mehmet
Bey'in hışmından çekiniyor.
Demek ki, Başkan Yıldırım işadamlannı bayağı
sindiren bir doğaya sahip. Bu yüzden de, önceki
gün İTO'nun bütçe görüşmelerinin ele alındığı
meclis toplantısındaki demokrasi dışına çıkma
önerisini, televizyonlardan izleyebildiğimiz kadan
ile cılız bir iki alkış ile karşılayanlar oluyor, ama sı-
ra kapağına vurarak söz isteyip açıklama isteyen
meclis üyesine pek rastlanmıyor.
Ama Yıldınm'ın sözlerine bu tür ara rejimler sı-
rasında başlanna pişmiş tavuğun başına gelme-
yenin kalmadığını yaşayarak saptayan işçilerden,
özellikle DİSK Genel Başkanı Süleyman Çele-
bi'den tepki geliyor. Celebi, İTO Başkanı'na ve yö-
netimine "demo/cras/ye düşman o/up olmadıkla-
n" sorusunu yöneltiyor.
Celebi bu sözleriyle 12 Eylül teknokratlar hükü-
metinin sessiz seyredişi karşısında, cezaevinde
geçen günlerinin birikimi ile konuşurken aynı gün-
lerde Yıldınm ve arkadaşlannın hangi resepsiyon-
larda kımlere kadeh kaldırdığını elbette unutmuş
olmadığını da ortaya koyuyor.
Tesadüf bu ya? fTO Başkanı'nın kendi meclisi-
nin resmi toplantısında seçilmiş parlamentonun
bütün üyelerini yetersiz ve yeteneksiz görerek Tür-
kiye'de ivedilikle bir teknokratlar kabinesinin işba-
şına getirilmesi için çağn yaptığı haberleri ile aşa-
ğıda özetle değineceğim iki başka haber, aynı ta-
rihli gazetelerde yer alıyor.
Birinci haber öylesine bir ara rejimin işbaşına
getirdiği bir teknokratlar-sözde seçilmişler karma-
sının hükümet etme görevine çağnldığı 12 Mart ara
rejimi sırasında, hiçbir ölüm eylemine kanşmadık-
lan hakje ölüm cezasına çarptınlan Deniz Gezmiş,
Hüseyin Inan ve Yusuf Aslan için, Milliyet gaze-
tesine konuşan Süleyman Demirel'e ait. Döne-
min çoğunluk partisınin genel başkanının, "Deniz
Gezmiş'e yazık oldu" diye başlığa çıkartılan söz-
leri, 30 yıl sonra bile süregelen bir vicdan azabının
tepkisi ile söylenmiş olmalı.
O Meclis'te bulunan, özellikle Dilekçe Komisyo-
nu'nun ikinci başkanı kimliği ile bu üç cezanın in-
fazını önlemek için ordan oraya koşan birisi ola-
rak kulağımdaki "üç, üç" haykınşlannı ve oylama-
larda kalkan elleri elbette unutmam olanaksız.
Ama, şayet Sayın Demirel ve onun gibi o ara re-
jimin emir ve komutası doğrultusunda oy kullan-
mış olanlar, şimdi samimi bir pişmanlık ve vicdan
azabı duyuyorlarsa, bundan da sadece sevinmek
ve Türkiye'nin aradığı banş döneminin kalıcı olma-
sı için Mehmet Yıldınm'lann saytlannın prototip
hale inmesini beklemek gerekiyor.
İkinci haber de dünkü Akşam gazetesinden. 12
Mart'ın askeri savcısı Hâkim Yüzbaşı Baki Tuğ'un,
1970 de öldürülen Dr. Necdet Güçlü'nün katili
olarak gösterdiği bir kimse ile ilgili. Savcı, "TRT, Dr.
Güçlü'yü askeri öp öğrenctsi Erkan Dirik'/n öldür-
düğünü yayınladı. Askeri Tıp Okulu Komutanı,
TRT Genel Müdürü ile görüştü. Haberin bir daha
yayınlanması önlendi. Sanık, tanık oldu" diyor-
muş!
Ara rejimin saymakla bitmeyen erdemlerinden
bir örnek değil mi Baki Tuğ'un içine sindirerek an-
lattıklan. Bir okul komutanı, cinayetle ilgili haberi
sansürieyecek güçte ve bu sayede adam öldür-
düğünü bildiği kişinin tanık olduğunu yıllar sonra
açıklayan bir eski otorite..
Ara rejimlerin öyküleri saymakla ve anlatmakla
bitmez.
O rejimlerin kuruluşuna kimi iş çevrelerinin na-
sıl yardımcı ve destek olduklannı günü gününe ya-
kından izlemiş, dönemin önde gelen bir politika-
cısı olarak bana, "Niçin böyle yaptılar" diye sorar-
sanız, vereceğim tek kelimelik yanıt şöyle olur.
Çünkü onlar para rejiminden çok mutluydularL
Faks:0212-677 07 62
E-mail:obirgit(fl e-kday net
izmir
Lise öğrencisi
okulda intihar etti
İZMİR (AA) - Iz-
mir'in Çiğli ilçesinde bir
lise öğrencisi, okulda ta-
bancayla intihar etti.
Alınan bilgiye göre,
Evka 2 semtindeki Na-
ime Tömek Ticaret
Meslek Lisesi son sınıf
öğrencisi S. B. (15), sa-
at 11.30 sıralannda,
muhasebe dersinden
yapılan sınav sırasında
suııfta, yanmda getirdi-
ği tabanca ile havaya i-
ki el ateş etti. Korkuya
ve paniğe kapüan öğret-
men ve öğrencilerin
arasuıdan dışan çıkan
öğrenci, koridorda da
bir el havaya ateş etti.
Silah sesini duyan okul
müdürü ve bazı öğret-
menlerin müdahalesine
rağmen S.B., merdiven-
lerde bu kez 7.65 mm.
çapmdaki tabancayı ba-
şına doğrultarak ateşle-
di. Ağır yaralı olan S.B,
yapılan tüm müdahale-
lere rağmen kurtanla-
madı.
Olaydan sonra
S.B.'nin sınıfındaki öğ-
renciler dışan çıkanl-
mazken kimse de içeri
sokulmadı.