Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 ARALIK 2000 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 19
TURKIYE
Istanbul
Edime
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manısa
Aydın
Denlzli
Y
PB
Y
PB
PB
PB
PB
PB
7
4
7
6
11
10
12
8
Sinop 8 Adana
Samsun 8 Mersin
Trabzon 8 Dıyarbakır Y
Giresun
Ankara
_Y 6 Şanlıurfa
K 2 Mardin
Eskişehir K
Konya PB
Sıvas K
J_ Siirt
_3 Hakkâri
3 Van
Zonguldak Y 6 Antalya PB 12 Kars
Marmara'nın doğusu,
Karadeniz, Iç Ege, Iç
Anadolu'nun kuzey ve
doğusu, Doğu Akdenız
ıle Doğu ve Guneydoğu
Anadolu bolgeleri ya-
gışlı. dığer yerter parça-
lı bulutlu geçecek. Ya-
ğtşlar Doğu Karadeniz
kıyılan ıle Doğu Akde-
nız'de yağmur, diğer
yerterde karla kanşık
yağmur ve kar şeklinde
olacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Briiksel
Paris
Bonn
B
PB
PB
Y
PB
PB
PB
Y
0
-1
0
co
4
4
g
2
Münih Y 4 Zürih
Beriin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
B
PB
Y
Y
PB
B
PB
3
3
10
3
5
1
14
15
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
PB
PB
B
Y
B
Y
PB
-6
18
-5
-2
8
7
8
22
6 Şam Y 14
0Aç,k bututlu Bulutlu k Çok bulutlu ı Yağmurtu Kariı Sulukar b Gök gûrültûlu
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
ğında cezaevlerinin güvenliği görevinin jandanma-
ya -yani içişleri'ne- ait olduğunu söyledi.
Bu irdelemede daha çok görevini istenilen kı-
vamda yerine getiımediği savıyla İçişleri'ne yöne-
lik eleştiri kokusu vardı.
Fakat dün sabah TV ekranlanndaki Bakan Türk
bir de baktık ki, güvenlik güçlerine hem övgü hem
de cezaevlerine yapılan müdahaleyi üstlenmiş bir
hava içinde.
Hatta güvenlik güçlerinin başansını kendine yon-
tan bir izlenim veriyor. Olabilir, siyaset bu.
Içerideki terörist örgütler ölüm orucunu kimi ko-
şullan devlete kabul ettirebilecekleri sanısıyla baş-
lattılar.
llk önce F tipi cezaevi projesinden devletin vaz-
geçtiğini ilan etmesini isteyerek yola çıktılar...
Önceleri hükümetin yumuşak davranışından ce-
saret aldılar.
Medyada ilk başlarda ölüm orucunu kınamayan
yayınları destekanlamındagördülerve... Ftipi da-
yatmasına zaman içinde yeni koşullar eklediler.
Mahkûmlann kalacağı mekânlann 20 kişinin ba-
nnabileceği koğuşlar olarak düzenlenmesini, ha-
pishanelerde -tabii içlerinde bulunacaklan- izleme
komiteJeri kurulmasını dayatmaya giriştiler.
Bir avuç terörist bu dayatmalaria yetinmedi.
ölüm orucuna son vermelerini isteyen hükümet-
ten iyi niyetli davranışlar arttıkça, dayatma koşul-
larını genişlettiler.
Şu isteklere bakın; Terörle Mücadele Yasası'nın
2,8,16 ve 17. maddelerinin ve... DGM'lerin kaldı-
nlacağı güvencesinin verilmesini istediler.
Toplumdan tecrit edilmiş bir suçludan yüzsüz-
lüğün son noktasına varan istekler.. Başbakan
Ecevrt, "hiçbir devletin kabul edemeyeceği" bu
koşullan reddederken haklıydı.
Saçma sapan temellere oturtulan ölüm orucu,
kısa deyişle "cezaevindeki direnme" kanlı veya
kansız çözüm yolunda.
Ne ki; Ecevit'in başlattığı "siyasal (af) direnme"
ise sürüyor.
Ecevitler övünsün
Cumhurbaşkanı'nın geri gönderdiği af yasası
virgülüne dokunulmadan Meclis'ten geçecek!
Kuşkusuz Ecevit, bu kesin buyruğu partisine ve
ortaklanna siyaset üslubuna uygun yumuşak ifa-
delerle söyledi.
Ama, tek sözcüğünün değişmesi olasılığı iktida-
n tir tir titretiyor.
Cumhurbaşkanı'na yeni bir veto olanağı tanıya-
•cakdöğîşiklik Ecevit'i, efeette eşini perişan ede-
cek!
Turgut Özal'ın "Anayasa birkere delinirse ne çı-
kar" söylemine karşı yeri göğü ayağa kaldıran, ara-
larında Ecevit'in de bulunduğu kadrolar anayasa-
ya aykırı af yasası gündemdeyken nerelerdeler
acaba?
Özal bir kerre dedi, ama Ecevit af yasasıyla ga-
liba anayasayı bütünüyle delmek üzere.
Ama siyasetçilerde çıt yok. Hatta TBMM'de tem-
sil edilen iktidarda olsun muhalefette olsun parti-
ler, af yasasının anayasaya aykırı olduğunda birie-
şiyorlar amma:
Söylediklerine göre, iş o hale gelmiş ki efendim;
çaresiz kalmışlar. Anayasaya aykın bulduklan affı
virgülüne dokunmadan çıkarmak zorundaymışlar.
Şimdilerde, yeniden önüne gelecek yasayı Cum-
hurbaşkanı'nın Anayasa Mahkemesi'ne gönderip
göndermeyeceği tartışılıyor. Oysa, Çankaya'nın
yasanın Yüksek Mahkeme'de "genişletileceği ka-
nısında" olduğu günlerce önce yazılıp söylendi.
Üstüne üstlük, Yüksek Mahkeme'ye "yürütme-
yi durdurma" istemiyle yapacağı başvurunun da
uygulamayı önleyemeyeceğini Çankaya herhalde
herkesten daha çok biliyor.
Fakat bir vatandaşın Yüksek Mahkeme'ye git-
mesi ve oradan da bu başvuru üzerine daha ge-
niş af olanağının ortaya çıkması yeni bir olasılık.
Mübarek af yasası degil; adeta kırk katır mı kırk
satır mı?
Nereden bakarsak bakalım, olumsuz işaretler
veriyor.
Bu sonuçlardan Ecevitler ne kadar övünse yeri-
dir.
'Kendiniziyaktn
• Baştarafı 1. Sayfada
Bayrampaşa
Cezaevi 'ndeki örgüt
yöneticisi iie Bartın
Cezaevi'ndeki kişi
arasında geçen
konuşma şöyle: Bartın
Cezaevi: -Efendim.
Bayrampaşa Cezaevi: -
- Alo, merhaba.
- Merhaba.
- Sizi düşürmekte
zorlandık. Bizim diğer
aleti kapatük şimdL
Bayrampaşa'ya saldın
var. Bizde de hazırbk
var. Biüyor musun?
- Bizde de hazırlık var.
Şimdi bütün
birimlerimizde saldın
var. Niğde'de saldınya
başladılar. Ceyhan'da
saldınya başladılar.
Canakkale'de saldınya
başladılar Bizim buraya
geldiler tamam mı,
kapıda...
- Ne var sizin orada?
- Bizim burada şimdi
C Blok tarafından
başladılar. Biz
barikatlan falan
kuruyoruz.
Çanakkale'deki
arkadaşlar suyu
kesmişler. Olası
götürülme dunımunda
bütün arkadaşlar ölüm
orucuna başlayacaklar.
Ceyhan'a da aynı
dogrultuda haber
iletmeyi düşünüyoruz.
- Ölüm orucu
olan tiim birimkrimize
söyleyin o zaman.
Sakün başlayan
birimlerimizde bir
arkadaşımız kendisini
yaksın.
- Bir arkadaşımız
kendisini yaksın,
tamam.
- Sadece bir direnişci
kendisini yaksın ve
verin.
- Bir direnişçi kendisini
yaksın...
Düşmana verecegiz.
- Evet, yani bu saldın
kesibnediği sürece,
onlar bize etini
sürnıeden
biz yakacağız, bunu
bilsînler.
- Tamam, tamam.
- Görüşürüz, hoşça kaL
- Görüşûrüz, hoşça
kalın. Biz sizi bu
numaradan mı arayalım.
-Evet, evet
- Tamam oldu,
görüşûrüz.
Gülen, Bir'e okuDarı övdüANKARA (Cumhuriyet Bûro-
su) - Fethuliah Gûlen'in, 28 Şubat
sürecinde dönemin Genelkurmay
2. Başkanı Orgeneral ÇevikBir'e
mektup yazarak kendini ve okul-
lannı aklamaya çalıştığı belirlen-
di. Okul açılmasını sadece teşvik
ettiğini savunan Gülen, "Bununla
birtikte devletimiz zaten kendisi-
nin olan bu okullan dflediği zaman
devralabilir" önerisinde bulundu.
Gülen, kendisiyle ilgisi olmadığı-
nı iddia ettiği okullan, "Şahlanan
insanımızın ortaya koyduğu bir
hizmet" şeklinde övdü. Gülen,
okullarda maaş almadan çalışan
ABD yurttaşı öğretmenleri de gör-
mezlikten geldi.
trticaya karşı 28 Şubat 1997'de
başlayan sürecin ardmdan Gü-
len'in, yoğun olarak gündeme ge-
len ve yandaşlannca işleülen okul-
lar konusunda dönemin Genelkur-
may 2. Başkanı Orgeneral Cevik
Bir'e mektup yazdığı belirlendi.
Mektubunda okullann kendi adıy-
la anılmasından yakınan ve sanr
arasuıda bu kurumlan öven Gü-
len, şöyle dedi: "Bir defa, bizzat
Atatürk gibi, bir enkazm ûzerinde
büyûk bir deviet kurmuş askeri,
siyasi ve idari birdâhi bile,'Benim
naçiz vücudum elbet bir gün top-
rak olacaktır, fakat Türkiye ilele-
bet payidar kalacaktır' derken va-
tan, millet ve ülkeye hizmet aşkı
npkı tstiklal Harbimiz yıllannda
olduğu gibi şahlanan insanımızın
ortaya koyduğu bir hiznıetin be-
nim gibi ne askeri, ne idari, ne si-
yasi hiçbir dehası bulunmayan ve
naçiz vûcudu toprak ohıp gidecek
aciz bir insana mal edilmesi, o in-
sanlann hizmet aşkve şevklerinin
ve gayrederinin mahsulünü gasp
etmek manasuıa geleceği için yan-
hşhkla ismimle birükte amlan
okullar dedim."
Bu okullarla ilgisinin sadece
"teşvik ve çağn" ile suurh kaldı-
ğuıı savunan Gülen, bu kurumla-
nn "devlete hizmet adına bir kre-
di karü gibi kullanmaktan ibaret
olduğunu" savundu. Gülen, ço-
cukluğunun, Rus işgalleri nede-
niyle milliyetçilik duygulannın
çok kabarık olduğu Erzurum'da
geçtiğini anımsatarak kendini de
şu şekilde aklamaya çalıştı:
"Çocukluğumdan beri içimde
uyanan milüyetçilik ve ûlkeme hiz-
met duygulanmı resmi bir Diyanet
görevüsiolarakgörevyap&ğun he-
men her yerde ve cami kürsüfcrin-
de dile getirmeye çahştun. Fu-sat
bulduğum her defasında insanınu-
zuı ruhunda taşıdığı kabüiyetieri,
vatan ve millet sevgisini ateşleme-
ye ve onlan dünyada, hatta ahiret-
te bile hiçbir karşınk beklemeden
de\1etimizevemilktirnizehizmete
davet ettim."
Gülen, geri kalmışhğın nedeni-
nin cahillik, fakirlik olması nede-
niyle cami cemaatini çocuklannı
okutmaya. "müspetiKmleriezüıin-
lerini aydınlatıp bağnazlıktan ve
hurafelerden kurtulmaya, devleti-
mize ve kanunlara bağldık içinde
iç bütünlüğûmüzû korumaya ça-
ğırdığını" savundu. Kendisinin
teşviki sonucu cemaatten bazılan-
nın bir araya gelerek "birbirleriy-
leyanş içindeokullar kurduğunu"
itiraf eden Gülen, bu kurumlann
Türkiye adına lobi oluşturma ve
Türkiye dostluğunu mayalama
amacıyla başka ülkelerde de açıl-
dığuu iddia etti. Bir'e okullan sa-
vunan Gülen, şöyle devam etti:
"Tamamen Türkeğhim sistemi-
nebağholarakfaaliyetgosterenbu
okullarda eğer Türİdye Cumhuri-
yeti'nin laik, bağımsız ve sosyal bir
hukukdevleti özettiğinin aksine bir
faaliyet varsa devletimizden önce
ben, bu okullann açümasuu teşvik
etmiş biri olarak, kapanlmalannı
teşvik ederinL"
Gülen, okullarda maaş almadan
çalışan ABD yurttaşı öğretmenle-
ri görmezden gelerek savunusunu
şöyle sürdürdü:
u
Eğer bazılaruun iddia ertikkri
gibi bu okullarda herhangi bir dış
ülkeden veya ülkemize düşman
kuruluşlardan alınmış tek kuruş-
luk destek varsa, zaten hastahklar-
la sonuna getaıiş hayanmızı bizzat
kendi eüerimle noktalarun. Bu-
nunla birükte devletimiz zaten
kendisinin olan bu okullan diledi-
ği zaman devralabilir."
Gülen, Bir'in istediği zaman bu
okullan teftiş edip yerinde görebi-
leceğini de dile getirdi.
Susurluküteklerikısırçıktı
NtHATTIĞLI
GtRESUN - Giresun'un Dereli ilçesi
Kızıltaş köylüleri, Dünya Bankası
tarafından desteklenen Kırsal Kalkınma
Projesi adı altında dağıtılan damızlık
ineîclerin kısır çıkması üzerine Cumhuriyet
Başsavcılığı'na başvurarak
dolandınldıklannı iddia ettiler. Inekler
Susurluk'ta bir çiftlikte yetiştirilmişti. Ordu
ve Giresun illerinin umut bağladığı bir
çalışrna olan Kırsal Kalkınma Projesi'nde
ineklerin kısır çıkmasıyla başlayan
tartışmayı yargı çözecek. Orman Bakanlığı
ile Tanm ve Köy Işleri Bakanlığı
işbirliğiyle et ve süt hayvancılığuıı
geliştirmek için büyük umutlarla
başlatılan, Süt Sığırcıhğı Projesi
kapsammda dağıtılan ineklerin kısır
çıkması "fîyasko''olarak nitelendirildi.
Dereli ilçesinin Kızıltaş köyünden
projeden yararlanmak isteyen 14 aile, 18
inek almak için 5 yıl geri ödemeli yaklaşık
3 milyar lira kredi kullandı ve her inek için
570 milyon lira ödedi. Alman bu
ineklerden sadece bir tanesinın gebe
olduğu, dağıtım yapıldıktan sonra tutanakla
tespit edildi. Tutanak ve şikâyet dilekçeleri
ise Orman Bakanlığı'na gönderildi.
Tepkiler üzerine Tanm II Müdürlüğü bir
açıklama yaparak ineklerin
değiştirileceğini açıkladı. Geçen bu süre
içersinde ise inekleri kendi imkânlan ile
tohumlatan köylüler bundan da bir sonuç
alamadılar.
UDrii Ocaldarı'na saldın: 1 öKiIstanbul Haber Servisi -
Cezaevlerindeki ölüm orucu
eylemlerini sonlanduınaya
yönelik operasyonun sürdüğü
saatlerde, Zeytinburnu Ülkü
Ocaklan Şubesi'ne düzenlenen
silahlı saldında 1 kişi öldü, 3
kişi yaralandı.
Zeytinbumu Merkez
Mahallesi'nde bulunan Ulkü
Ocaklan şubesine akşam saat
16.45 sıralannda kimliği
belirlenemeyen iki kişi
tarafından silahlı saldın
düzenlendi. Saldmda yaralanan
17 yaşındaki Ş. S. kaldınldığı
Zeytinbumu Ermeni
Hastanesi'nde yaşamını yitirdi.
tstanbul Üniversitesi
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Hastanesi'ne kaldınlan 19
yaşındaki Göksal Günaydm, 17
yaşmdaki L B. ve 16 yaşındaki
H. S.'nin tedavisi ise sürüyor.
Yaralılann hastaneye
kalduılmasının ardmdan 40
kadar ülkücünün de hastanenin
önünde bekJemeye başladığı
bildirildi. Olaym ardından yaya
kaçan saldırganlar
yakalanamadı. Olayuı,
gerginleşen ortamı daha da
provoke etmek amacıyla
düzenlendigi görüşü ağırlık
kazanıyor. Ülkü Ocaklan
Istanbul Şubesi Başkanı Levent
Temiz. yaptığı açıklamada, bazı
güçlerin provokasyonla
ülkücüleri sokağa dökmek
istediğini söyledi. Temiz,
"Ülkücülertahriklere
gehneyecek, sokağa çıkmayacak.
Son olay da cezaevindeki
olaylarm devamKÜr" dedi.
Diyarbaku* kaçal
MAHMUTORAL
DtYARBAKIR - Diyarbakır Büyükşehir
Belediyesi îmar Daire Başkanlığı'nm
yaptığı saptamalara göre kentteki 105 bin
konuttan yamızca 2 bininin ruhsatı
bulunuyor. Kentteki kaçak yapılaşmanm
öncülüğünü devletin resmi kurum ve
kuruluşlan yapıyor. Ruhsatsız yapılann
başında ise başta Milli Eğitim'e bağh
okullar geliyor. Kentteki kimi okullar yol
ortasına inşa edikniş.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tmar
Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan bir
araştuma, kentteki kaçak yapılaşmanm
boyutunu ortaya koydu. Araştırma
sonuçlanna göre kaçak ve ruhsatsız
yapılaşmada, ilk suuda devletin resmi
kurum ve kuruluşlan yer alıyor.
Araştınnadan elde edilen verilere göre,
1960 yılından bu yana kentte yapılan
yaklaşık 105 bin konuttan ancak 2 bini için
ruhsat ahndı. Aralannda emniyet
müdürlüğü ve bağh karakollar, Sağlık
• Neredeyse tamamı ruhsatsız
binalardan oluşan Diyarbakır'da
çarpık kentleşmenin en güzel
öraeklerinden biri, yolun ortasına
yapılan okullar.
Bakanlığı'na ait hastane ve lojmanlar,
Maliye Bakanlığı'na ait vergi daireleri,
valilüc makamınm bulunduğu vilayet ek
binası gibi kamuya ait binalann da
bulunduğu toplam 103 bin konutun kaçak
ve ruhsatsız olduğu belirlendi. Ruhsatı
olmayan resmi binalar arasmda ise ilk sırayı
Milli Eğitim Bakanlığı'na ait okullar aldı.
Büyükşehir Belediyesi Îmar Daire Başkanı
Abdullah Sevinç, söz konusu kamu kurum
ve kuruluşlannın yapımlannm hemen
hemen tümünün imar planına aykuı
olduğunu söyledi. Özellikle Milli Eğitim
Bakanlığı'nın kaçak yapılaşmada öncülük
yaptığını belirten Sevinç, "Bazı okullar
yolun ortasma yapıhmşür" dedi. Kamu
kurumlan içerisinde bir tek askeri alanlar
ile bunlar içerisindeki tesis ve lojmanlann
ruhsatlannm bulunduguna ve imara uygun
yapıldığma dikkat çeken Sevinç, "Mifli
Eğhim'in yaptmhğı okullarda thale
Kanunu'na göre müteahhitler tarafindan
belediyeden ruhsat alma zorunluluğu şarü
olmasına karşuı bu koşıü bilinmeyen bir
nedenle yerine getirilmiyor. Dolayısıyla
kenteki okullar ruhsatsız yapıhyor" diye
konuştu.
Bugünlere küçük
ödünlerle geldik...
ÇAĞDAŞ EĞtTtM
VAKFI
Tel: 0212-276 28 99 Faks: 0212-28613 54
Vakıjbank Etüer Şb. Çev Bağış Hesap No:
• 2012776
İÜ'DE TERSANE' ETK'NLİCI
Şair ve eıriekçi
direnişi anlattı
tstanbul Haber Servisi
- Tersanelerin
özelleştirilmesinin,
Türkiye'nin
sömürgeci güçler
tarafından savunmasız
bırakılmasma yönelik
bir politika olduğu
vurgulanarak
kapitülasyonlann sona
ermediği savunuldu.
îstanbul Üniversitesi
Atatürkçü Düşünce
Kulübü'nce (ADK),
Siyasal Bilgiler
Fakültesi Konferans
Salonu'nda
düzenlenen
"Tersanekrin
ÖzeUeştirümesi"
konulu söyleşiye, şair
Sunay Akîn ve tersane
işçisi Necdet Çelen
katıldılar. Sunay Akın,
Mustafa Kemal'in
mirasının,
siyasetçilerce
sermayeye peşkeş
çekihnek istenmesinin
kabul edilemeyeceğini
savunarak emekçilerin
direnişlerinin
sonuçsuz
kalmayacağını
söyledi. "Aydm"
olarak nitelenen sanat
ve düşünce
insanlannın, işçilerle
bir araya gelmesinin
zorunlu olduğunu
belirten Akın,
"Yurtdısında, tüm
önemü tophımsal
eylemlerde bunu
gördüm. Ancak,
Türkiye de böyle bir
birükteükhenüz
yeterti öiçüde
gerçekleştirüeınedL
gençlerin desteği ve
yönlendinnesiyle
ortaktepkiyi
oluşturabilmek daha
da önemü'
1
dedi.
Günümüzde,
Atatürkçülük adına
cumhuriyet
değerlerinin yok
edihnek istendiğini
anunsatan Akın,
"Atatûrk,
Dolmabahçe'
Sarayı'nda öüneseydi,
orayı da saüp otel
yaparlaıtfa. HaMç
Tersanesi'nin
kapatılması,
kapitülasyonlann
tamamlanmasıdır.
Uluslararası Tahkim,
EVIF, Cottarelli,
mandacıhğuı,
sömürgecüiğin,
şimdiki isimkri ve
süngeleridir" diye
konuştu.
Tersane işçisi Celen
ise 50'li yülarda
uygulanan karayolcu
politikalarm
günumüze yansımış
halinin, tersaneleri
kapattığmı belirterek
"denize kör bakan bir
milfet" olduğumuzu
ifade etti. Binlerce
kilometrelik
karayoluna
milyonlarca dolar
harcayan iktidann,
bedava olan su yolumı
düşünmemesini
eleştiren Celen,
Türkiye'nin dışa
bağunlı petrol
ihtiyacmın sürekli
arttığmı ve bunun da
ulusal ekonomiye
darbe vurduğunu
söyledi. Celen,
"Ulaşun bütçemizhı
yüzde doksan beşi
karayoluna, yüzde beşi
ise demir ve denizyolu
ulaşunının ortak
kullamnuna avnhyor.
2000 yıbyla başla\an
dönemde, tüm
dünyada deniz
ulaşunuun gelişnıesi
söz konusuyken
tersanekrimizin
kapaüunası utanç
verici'' diye konuştu.
Tersanelerin
kapatılmasını,
"Siyasal iktidann
1979'daki EVIF
dayatmalaruu, 24
Ocak kararianyla,
Özal tarafindan
yaşama geçirme
planı" olarak
yorumlayan
Celen, "Biz işçfler,
gençlerle, aydmlarla
ve duyarü basın
organlanyla biıükte
mücadelemizi
sürdüreceğiz
1
' dedi.
Üniversite gençliği ile
işçi sımfı arasmda,
1968'denbuyana
önemli bir boşluk
oluştuğuna dikkat
çeken Celen,
Atatürkçü gençler ile
bu boşluğu
dolduracaklanna
inandığmı söyledi.
Celen,
"EmperyaHstter,
silahla gjremedikleri
tersanelere, ulusal
kaynaklara,
sennayeleri ile
işbirükçilerini
kullanarak
guiyorlar. Sistem
aynı, ancak
bağımsızlıkçılar
muüaka kazanacak"
diye konuştu.
Söyleşiden sonra,
C 'in işçi
arkadaşlanyla birlikte
görüntülediği ve Haliç
Tersanesi işçilerinin
direnişini anlatan dia
gösterisi büyük ilgi
gördü.
TEŞEKKÜR
16 Aralık 2000 tarihinde yitirdiğimiz değerli var-
lığımız canımız;
Ecz. VAHAP İLHAN'ın
rahatsıztığı sırasında ameliyatını gerçekleştiren
Prof. Dr. CENGİZ KUDAY
ve ekibine, cenazesi sırasında bizleri yalnız
bırakmayan, acı ve üzüntülerimizi paylaşan,
desteklerini esirgemeyen başta Türk Eczacılar
Birliği'ne, Istanbul Eczacılar Odası'na, Istanbul
Eczacılar Koop.'ine, eczacı arkadaşlanna,
akraba, dost, arkadaş ve sevdiklerine
teşekkür ederiz.
AİLESİ
(Kadın Sağlığı ve Aile
PlanlamasıA
Hizmet Sistemi
Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46