Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 2000 ÇARŞAMBA
8 DIZI
Mesut Yılmaz
tazminat kazandı
• ANKARA <AA)-
ANAP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz, açtığı iki
ayn davada toplam 5
milyar lira manevi
tazminat kazandı. Yılmaz,
Yeni Şafak gazetesinde FP
Milletvekili Nazlı
Ilıcak'ın kaleme aldığı bir
yazıda kişilik haklanna
hakaret edildiği
gerekçesiyle açılan davada
2 milyar lira manevi
tazminat almaya hak
kazandı. Star gazetesi de
15 Şubat 2000 tarihinde
yayımladığı bir haber
dolayısıyla Ankara 3.
Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde görülen
davada Yılmaz'a 3 milyar
lira manevi tazminat
ödemeye mahkûm edildi.
Kaymakam
Iıaza geçiiMü
• VAN(AA)-Van"ın
Çatak llçesi Kaymakamı
Ahmet Altıntaş'ın makam
otomobilinin sis ve
buzlanma nedeniyle
, şarampole yuvarlanması
sonucu kaymakam, sürücü
ve koruma memunı
yaralandı. Van Valisi
Durmuş Koç, Kaymakam
Ahmet Altıntaş'ın kol ve
bacağında kınklar
nedeniyle Yüzüncü Yıl
Üniversitesi Araştırma
Hastanesi'nde tedavi
altma alındığını belirtti.
YargıçKoçak
kalp krâi geçirdi
• ANKARA (AA)-
"Bahçelievler Davasfna
bakan Ankara 3. Ağır
Ceza Mahkemesi'nin
Başkanı Mehmet Koçak,
adliyede geçirdıği kalp
krizi nedeniyle hastaneye
kaldınldı. Yüksek Ihtısas
Hastanesi'ne kaldıran
Koçak, yoğun bakım
ünitesınde tedavı altına
alındı. Hastane yetkilileri,
Koçak'ın kalp
damarlannda tıkanma
olduğunu, gerekli
müdahalenin yapıldığını
belirttıler.
aypılıgı
• EDREMtT(AA)-
Edremit Körfezi'ndeki 14
belediyenin, hizmet
üretebilmek amacıyla
oluşturduğu Körfez
Belediyeler Birliği'nden 4
belediye başkanı aynldı.
Körfez Belediyeler
Birliği'nden istifa eden
Balıkesir'in Edremit ve
Havran ilçeleri ile
Havran'a bağh Kadıköy
ve Büyükdere beldelerinin
belediye başkanlan,
aynlma gerekçeleriru, "10
yıllık bir geçmişi olan
birliğin somut bir yatınm
yapmamasına" bağladılar.
Toplanan üyelik
ödentilerinin, bırlik ve
Altınoluk Belediye
Başkanı Ismaıl Aynur'un
siyasi yatınmlannda
kullanıldığmı savunan
belediye başkanlan, bu
nedenle birlikten
aynldıklannı söylediler.
Sezer'den af
• ANKARA (AA)-
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in bir
mahkûmun kalan
cezasmı, sürekli hastalığı
nedeniyle kaldırdığı
büdirildi.
Cumhurbaşkanlığı Basın
Merkezi'nden yapılan
yazıh açıklamada şöyle
denildi: "Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer,
hükümlü Yüksel
Akyüz'ün Adli Tıp
Kurumu'nca tespit olunan
sûrekli hastalığı
nedeniyle, Tûrkiye
Cumhuriyeti
Anayasası'nın 104.
maddesi uyannca kalan
cezasını kaldırmıştır."
I j ^ _ 1 f^-f% Cep telefonlarından ve onların baz istasyonlanndanyayılan
I J (\y \(\\ mikrodalgalar, hücreleri, DNA 'yı tahrip ediyor, genleri bozuyor
düzenbazlarve büyük kıyım
£»•ünyada, cep
telefonu baz
istasyonlannın
ölümcül etkileri
bilimsel olarak
bilindiği halde,
endüstri, politika ve
onlann güdümündeki
kurumlar kazanç
uğruna tarihin en geniş
çaplı ve en uzun süreli
insanlık kıyımını
uyguluyorlar.
JL.alp atışı, beyin
dalgalan, hormonal ve
sinirsel faaliyetlerin
çoğu elektriksel
olduğu için harici
elektromanyetik
radyasyon bu
mekanizmayı bozuyor.
Bazlardan aldığımız
dalgalar sağlıklı bir
çocuğun kalp ilacı
almasına benziyor.
C
ep telefonlan ve onlann
baz istasyonlanndan yayı-
lan mikrodalgalann bü-
yük katkıda bulunduğu elektro-
manyetik kırlilik, dünyanın ve in-
sanlığın karşı karşıya olduğu en bü-
yük tehlıkelerden bın; rengi, gö-
rüntüsü, kokusu, sesı yok. Çok
yoğun maruz kalmıyorsanız etki-
sı de hemen anlaşılmıyor. X ışın-
lannın küçük kardeşı olan mikro-
dalgalar elektromanyetik radyas-
yonun (alanlar da deniyor) birkat-
manı. Elektromanyetik radyasyon
bir ışınım yelpazesi. Değışikkat-
manlan van bu katmanlar frekj*ns-
larla tanf edıliyor ve ölçü bıriın-
lenHz.
Sız buradakı her bir harfı okur-
ken, etrannızda bulunan cep tele-
fonu baz istasyonlan cep telefon-
lanna sürekli sinyal göndermek
içın havayı işte bu mıkrodalgalar-
la bombardımana turuyorlar. Ha-
vaya yayılan mikrodalgalar nesne-
lenn içınden geçebıldıkleri gıbi,
vücutlanmıza, çocuklanmızın vü-
cutlanna gırmeye ve orada ölüm-
cül tahribatlar yapmaya hiç ara
vermiyorlar. Geçen her bir sani-
yede sizin ve daha çok çocuklan-
nızın ömründen katkat dahauzun
bir zamanı alıp götürüyorlar.
Hücreler tahrip oluyor
AraştuTnalar, cep telefonların-
dan ve onlann baz istasyonlann-
dan yayılan mikrodalgalann şun-
lan yaptığuu ortaya koyuyor:
Hücreleri, DNA'yıtahrip ediyor,
genleri bozuyor, hücreler arası ha-
berleşmeyi etkiliyor; kan kımya-
sun bozuyor, bazı zarariı madde-
lenn beyne gitmesini engelleyen
beyin-kan duvannı bozuyor, beyin-
de ve kandakı bazı önemh enzim-
len, hormonlan (melatonin, sera-
tonin gıbi) etkiliyor ve böylece
kanserlere ve psikolojik hastahk-
lara neden oluyor; intıhara sebep
oluyor; bağışıkhk sısteminı bozu-
yor; lenf bezı kansen, ben kanse-
n. beyin kansen, kan kanseri, er-
bezı tümörü, çocukluk kanserle-
n, alzheuner, parkinson, depres-
yon, kalp hastahklan, kısırhk, âdet
bozukluklan, hormonal dengesiz-
likler, stres, uykusuzluk, baş ağ-
nsı, elektrohassasıyet ve daha bır
sürü melanete neden oluyor.
Kanserojen etfcl
Kanserojen etkısıni şu üç yolla
yapıyor: Kanserbaşlatıyor; başla-
yanı üerletıyor; dığerkanserojen-
lerle bu-lıkte çahşarak arttınyor.
Hepsıne ek olarak, msanlan bu
felaketler nedeniyle korku, endi-
şe ve stres ıçınde bırakıyor ki bu
hıç azımsanmayacak bir etkı; ni-
tekim Dünya Sağlık Örgütü'nün
sağhkh durum tarumı, sadece has-
tauk ohnamasına değil ınsanlann
rahat ve huzurlu bir ortamda ya-
şamalanna işaret ediyor.
En korkunç korkuyu yaratan da
şu: Bütün bu ölümcül etkılere kar-
şı en büyük risk altındakiler çocuk-
lar. çünkü beyınleri daha küçük ve
gelışmekte, hormonal sistemleri
hızla değişiyor, hücreleri çok da-
ha sık bölünüyor, bağışıkhk sıstem-
len daha zayıf (bu, yaşhlar ıçin
de geçerlı) ve küçük gövdeleri baz
istasyonlanndan yayılan mikro-
dalgalarla rezonans yapıp onlan
daha çok çekıyor. Çoculdar maruz
kaldıklan radyasyonun yüzde
70*ını, yetışkuılerse yüzde 40'ını
Hangi frekans ve yoğunluklarda olursa olsun elektromanyetik radyasyon, yani bazlar ölümcüldür ve tamamen terk edilmelidir.
emıyorlar. Cep telefonlanndan
yayılan mikrodalgalar daha kısa sü-
reli, ama daha yoğun bir elektro-
manyetik maruziyete neden olur-
ken baz ıstasyoıüanndan yayılan
mikrodalgalar da daha az yoğun,
ama sürekh(24 saat) maruzıyetya-
ratıyorlar.
Bu tahribatlardan korunmak
ıçuı bu teknolojının tamamen terk
edihnesı gerekıyor. En azından,
bütün dünyanın, bilım çevreleri-
nin mutabık kalacaklan bir sonu-
ca vanhncaya kadar. Nıtekim,
mektupta ıstenenlerden bın şu *FV
ber optikkabk) gibiyeni temiztek-
nolojfler geliştirflene kadar, (baz is-
tasyoaiannın dikünıesi gjbî) kab-
losuz iletişinı tesisatlannın inşası
tfim dünyada durdurulmau.'"
Blllmsel çalışmalar
Bu mektuba bılunsel delıl ola-
rak eklenen referanslar bölümün-
de 142 tane bıhmsel çalışma var.
Bu teknolojınin neden tama-
men terk edihnesi gerektiğıne iliş-
yatermı tedavısmde, cerrahıde,
akupunkturda vb. gıbi.
Bu durumda, bazlardan yayı-
lan mıkrodalgalara maruzıyetı-
mız, sağhklı bir çocuğun kalp ıla-
cı almasına benziyor. Aynca, dün-
yanın kendısı 10 Hz cıvanndakı
çok düşük frekanslarda elektro-
manyetik dalgalar yayıyor ve bü-
tün canlılar gibı ınsan da bu dal-
galarla kompleks bir uyum ıçin-
de; biyontmımız, uyuyup uyanma
devrelerimiz, melatonin gıbiönem-
li hormonal üreturumız ve hücre
• Baz istasyonlan cep telefbnlanna
sûrekli sinyal gönderraek için havayı -•
işte bu mikrodalgalarla
bombardımana tutuyorlar. Bu
mikrodalgalar vücutlanmıza,
çocuklanmızın vücutlanna girmeye ve
orada ölümcül tahribatlar yapmaya hiç
ara vermeden devam ediyorlar.
elektromanyetik kiriilığe karşı sa-
vaşan gruplardan Isvıçrelı Grup-
pe Hans-U Jakob 15 Ekım 2000'e
kadar 21 ülkeden topladığı ımza-
larla birlikte Birleşmiş Mılletler
Genel Sekreteri Kofi Annan'a ko-
nuyla ilgilı bu" mektup gönderdı.
Imzalayanlar arasında sıradan ın-
sanlar yanında çok sayıda bılım
adamı, kurum ve kuruluş var. Bu
kin bilimsel açıklamalan şöyle
özetleyebiluız: Insanlar elektrik-
sel varlıklar; kalp atışı, beyin dal-
galan, hormonal ve sinirsel faali-
yetlerin çoğu elektnksel olduğu
için harici, suni elektromanyetik
radyasyon bu mekanizmayı bo-
zuyor. Nitekim, telekomünikas-
yon teknolojisinde kullanılan fre-
kanslar tıpta da kullanüıyor: Dı-
bölünmesının bazı önemh saflıa-
lan bu dalgalann kontrolünde dü-
zenlenıyor. Beyın dalgalaruruz da
10 Hz cıvannda faaliyet gösteri-
yor. Bazlardan yayılan hancı, su-
nı elektromanyetik radyasyon bu
uyumu, bu üişkiyi bozuyor; aynı
zamanda dünyanın önemh birözel-
liğını de çarpıtıyor.
Bütün bunlardan çıkan sonuç
şu: Hangi frekans ve yoğunluklar-
da olursa olsun elektromanyetik
radyasyon, yani bazlar ölümcül-
dür ve tamamen terk edümehdır.
Artık, fren sistemını bozar dıye
belediye otobüslerinde bile yasak-
lanancep telefonlanrun kapalı yer-
lerde yasaklanmamasının ve baz-
lann yasaklanmamasuun skandal
bir çelişkı olduğu daha iyı anlaşıl-
malıdır.
Hücreler ve dofcular
Nitekim, 1980'lerde Amenkan
donanması içinçalışan bılım ada-
mı EMonByrd'ın bulgulanyla il-
güi şu açıklaması neyle oynandı-
ğını bir kez daha vurguluyor:
"Hücreterin, dokulanu, organla-
nn \« kompk organizmalann dxv-
ranışlannı değtştirebiliriz... hor-
mon sevryelerini değistirebiünz_
canhbirhücrenin kinryasını ve ge-
ri döndürülemeyen kinrvasal is-
femlerin reaksryon zamanınıdeğtş-
tirebüiriz... insanlarda \e hay-van-
larda zaman algılanıasını değişti-
rebiliriz; ha^A-anlan uyutabiliriz;
kemikleri bü> ütebiür. büyüwn ke-
miklerin büyümesini durdurabi-
iiriz; bir şeyi yapmaya programh
bir hücreye başka bir şe> yapOr*-
bfliriz. Insan bevin dalgaİarrvlaoy-
na\ abihriz. Tespit edemev ccefiniz
kadar zajıf elektromanvetik alan-
larla laboranıvar hayvanlannda-
ki doğum sakatuklarını ve fetal
ölümleri atb kabna çıkarabifiriz.
Bunlar; zayıf, darbeli. genellikle
çokdüşük frekansh dektromanye-
tik alaniarla canlılar arasmdaki
etkileşimlerin sadece bazıları."
(1930'lardan beri Rusya \e
1940'lardan ben de Amenka, mık-
rodalgalan zıhın kontrolü ama-
cıyla da kullandılar.)
Cep telefonu satışlan
Diğer yandan, TuneCanada ha-
bennegöre: 1 Ekim 2000 itibany-
la dünvada 400 milyondan fazla
cep telefonu kullanılıyor ve üre-
ticiler bu sene bu o kadar daha
satmayı beklıyorlar. Birbaşka ka>-
nağagöre: Avrupa'da hükümetler
ıhalelerden 100 milyar Euro elde
ettiler. 13 Ekim 2000 tanhli Re-
uters haberine göre: Hükümet bı-
nmlerinnı FCC (Federal Komünı-
kasyon Komisyonu) ve özel sek-
törle el ele vererek üçüncü kuşak
iletişim teknolojısinın adaptasyo-
nunu hızlanduınalarmı ısteyen
Clinton şöyle dıyor: "Son beş \Tİ-
da enformasyon teknolojisi sektö-
rü ekonomik büyümemizinüçtebi-
rini sağladı ve özel sektör ortala-
masından vüzde 85 daha fazla üc-
ret ödeyeniş alanı yararn. Bu adım,
Amerikak yüksek teknolojigirişim-
cüeriıün düm^ pazannda rekabet
gücünfl armracak ve onlann ka-
zanmasına vardımcı olacakür."'
Amenkan Institute for Pubhc
Accuracy'nın 28 Temmuz tanhli
bültenine göre: "Cumhuriyetçi-
lerie Demokraüann seçim kam-
panyalan için harcadığı toplam
para 85 milyon dolar; bunun 26.6
milyondolannıfederal fonlar kar-
şüıyor, geri kalanını ise büyük şir-
ketler karşıla>acaklar ve bunlann
arasında telekomünikasyon şir-
ketkri de var." Bültende hangi şır-
ketın ne kadar vereceğı detaylı
olarak bıldırilıyor.
Baz istasyonlanndan yayılan mikrodalgalar, uykusuzJuk ve başağnsı gibi rahatsızfaklara yol açryor. SÜRECEK
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
Bir Hatıra Detteri
Almanya'nın eski başbakanı, Türkiye'nin yeni
dünürü Heimut Kohl geçen günlerde Hıristiyan De-
mokrat Parti CDU'daki arkadaşlanna kızgınlığını,
1998-2000 yıllan arasını kaydettiği bir hatıra def-
teri ile açığa vurdu. Daha sonra bunu hızla kitap
haline getiren Kohl'ün hatıraları fazla satmadıysa
da basında ilgi gördü. Aynı zamanda hatıralannı
yazma ve yayımlama heveslerini de arttırdı. Ben
de o günlerde elime geçen bir hatıra defterinden
bazı bölümleri Cumhuriyetokurlannın ilgisinesun-
maya karar verdim. Hatıraların yazan bizim he-
veskârarkadaşlarımızdan birisi. Bakalım beğene-
cek misiniz?
15 Kasım 2000: Moralim çok bozuk. Bir hatıra
defleri tutmaya karar verdim. Olanı biteni, olduğu
gibi yazacağım. Yazdıklanmın gazeteye zarar ve-
receğini bile iddia edebilirler. Ben de bu gazeteye
yıllarca emek verdim. Birilerinin canı sıkılacak, sı-
kılsın; hep benim canım sıkılacak değil ya! Geçen
hafta, Alman "leight kültürü" üzerine yazdıklanmı-
zı bütün gazeteler kullandılar. Hiçbiri de bizden
söz etmiyor. Haksızlık bu. Herhalde bizim gazete-
yi okuyoriar, sonra da okumamış gibi yazılanlan ik-
tibas ediyorlar. Olsun. Önemli olan gerçeklerin açı-
ğa çıkmasıdır. Tabii üslup bakımından çekici yazı-
lar da yazamadık. Ben yazsaydım...
17 Kasım 2000: Hatıralanmı yayımlamaya ka-
rar verdim. Gerçi hatıra defteri yayımlanmak için
tutulmaz, iç muhasebesi yapmak için, kendi ken-
dine içini dökmek için tutulur; ama madem artık
politikanın bir aracı olarak da kullanılabiliyor, ben
de kendi kariyerim için ya da en azından kariyeri-
min başa ağı gitmesini önlemek için hatıralanmı
yayımlayacağım.
18 Kasım 2000: Bugün otobüste bana kötü kö-
tü bakan, saçlan dökülmüş ihtjyann biryabana düş-
manı olduğuna karar verdim. Italyan pizzacı da Al-
man leight kültüründen, yönlendirici kültüründen
aşın bir şekilde etkilenmişti. Bu nedenle pizza ye-
mekten vazgeçtim. Yabancı düşmanlığı artık çok
yayıldı. Türklerin pek çoğu da yabancı düşmanı düş-
manı oldular. Felsefe takılan bir arkadaşım, "ken-
di kendimize yabanalaştık" dedi, her ne demek-
se. Bahnhofta bana "du Auslaender!", "hey ya-
bancı!" diye seslenen dazlağa, "du Auserirdisc-
he", "hey uzaylı!" diye cevap verdim.
19 Kasım 2000: Yazıişleri Müdürü odama ge-
lerek, hatıralarımın gazetede yayımlanmasının söz
konusu olamayacağını söyledi. Yazdıklanm leight
değil, uttra leight'mış. Alman kültürü konusunda
da öyle olur olmaz yazmamalıymışım. Mümkün-
se, Sözden Yazıya diye tuhaf bir köşede yazan ar-
kadaşın yazılannı okumalıymışım. Çıkarken de
"Böyle devam edersen, bir daha bu odaya adı-
mımı atmayacağım " diye gözdağı verdi. Sanki ça-
ğıran var. Yoksa odaya adımını atamayacak olan
ben miydim? Her neyse, beni hatıra defteri tutmak-
tan hiç kimse alıkoyamaz. Yazdıklanmı yayımlama-
mı engelleseler bile, tarihe kalmalannı engelleye-
mezler.
20 Kasım 2000: Hatıralanm epeycej>irikti. Bel-
W onlan kitap yapanrn. lyi bir gazete ve yayınevi
bulmam gerekecek. Die Welt ilgi gösterir mi aca-
ba? Gerçı benim dünya gorüşume uymaz, ama şim-
diki devirde bunun fazla önemi yok. Lafontaine
de "Yürek Çırpıntısı" kitabını önce orda yayımla-
madı mı? Kendini yazar zanneden bir arkadaş,
"Yürek Çırpıntısı" değil, "Yürek Solda Atar" diye
beni düzeltmeye kalktı hemen. Nerde atarsa at-
sın. Ince mizahtan anlayan kalmadı zaten bu ga-
zetede.
21 Kasım 2000: Hatıralanmı arkadaşlarfotoko-
pi ile çoğaltıp kendi aralannda dağıtmışlar. İlgi gö-
receğimi biliyordum, ama neden gülerek okuduk-
lannı anlamış değilim. Fikirfukaralığından olsa ge-
rek. Kültür düzeylerinin çok yüksek olmadığını bi-
liyoruz, ama bunlar da sözde okumuş yazmış
adamlar. Bir de bana söz ederier; yok leight kül-
tür ile ilgili tartışmalan anlayamamışım, yok kültür-
ler arası etkileşimden, ulusal kültür öğelerinden,
alt kültürden, üst kültürden haberim yokmuş. He-
le lügat paralayıp Goethe'den falan söz etmeden
önce iyi düşünmelıymişim. Kıskançlıktan başka
bir şey değil. Ben Goethestrasse'de oturuyorum.
İki sokak ötesi de Beethovenstrasse. Dün gece otur-
dum Goethe'den şiirter okudum. Beşinci Senfo-
ni'nin o coşku dolu koro bölümünü de huşu için-
de dinledim, dokuzuncu muydu yoksa?
22 Kasım 2000: Şaşkın Yazıişleri Müdürü, oda-
ma adım atmama karannı bozup yine geldi. Beni
Münih'teyapılacak bir gösteriyi izlemeye gönder-
meyi düşünüyormuş. Eli yüzü düzgün bir haber ge-
çersem iyi olacakmış. Arkadaşlann elindeki çoğal-
tılmış hatıralannı da toplamış, elime tutuşturdu.
Daha kitap olmadan toplatıyoıiar. Faşist kafa iş-
te, ne olacak.
23 Kasım 2000: Hatıralanma şimdilik ara veri-
yorum. Münih'e gidip haber nasıl yazılınmış gös-
tereyim şu andavallılara.
İbrahim sahin ve Korkut Eken
tkinci kııyıp süahlor
davasına devam edildi
ANKARA(AA)-Hosp-
ro Şırketi'nce, Emnıyet
Genel Müdürlüğü'ne hi-
be edilen silahlar ile bu
silahlara ait susturucular
ve bir roketatann kaybol-
ması ile ilgili olarak hak-
lannda dava açılan eskı
Emnıyet Genel Müdürlü-
ğü Özel Harekât Dairesi
Başkanvekih tbrahim Şa-
hin ile eskı Emniyet Ge-
nel Müdür Danışmanı
Mehmet Korkut Eken'in
de aralannda bulunduğu 6
sanığm yargılanmasına
devam edildi.
Ankara 5. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen
davannî dünkü duruşma-
suıa, tutuksuz^amk Lût-
fî Eraslan ve 2 sanık avu-
katı ile müdahıl tçışlen
Bakanlığı 'nm avukatı ka-
tıldı. Eraslan, Hospro Şu-
ketı'nce Emnıyet Genel
Müdürlüğü'ne hibe edi-
len sılahlar ile ılgısuıın
bulunmadığını öne sürdü.
Eraslan, beraatmı istedi.
Mahkeme Başkanı Nec-
det Yaman, sanık İbrahim
Şahın'ın adresinin, sanık
Şemsettin Ozcan'ın ise ad-
resinde ohnadığmm bil-
dirildiğini kaydetti. Ya-
man, sanık Şahin'in ha-
pis cezasma çarphnldığı,
Ankara 6. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde görülen
ilk kayıp silahlar davası-
nın Yargıtay'dan dönme-
dığinı de ifade etti. Eras-
lan'ın avukatı, müvekki-
limn duruşmalardan va-
reste tutuhnasını talep et-
ti. Yaman, Eraslan'ın du-
ruşmalardan vareste tu-
tubnasına, Şahin'in bildi-
rilen ev adresuıde ifadesi-
nın ahnması ıçin talimat
yazıhnasuıa karar verdi.