Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 2000 PERŞEMBE
HABERLERIN DEVAMI
Doğu kesımler parça
bulutlu, Doğu Karade-
nız ıle Doğu ve Guney-
doğu Anadolu'nun do-
ğusu yağışlı Marmara
ıle ıç kesımler yer yer
sıslı, dığer yerter parça-
lı az bulutlu geçecek
Yağışlar yağmur ve sa-
ğanak Doğu Anado-
lu'nun doğusunda kar
şeklınde olacak Hava
sıcaMığt bıraz artacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
K
Y
Y
Y
Y
Y
B
B
3
6
6
10
11
12
11
12
Münih PB 13 Zürih
Beriin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
12
11
12
14
12
11
18
17
PB 9 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
B
B
PB
Y
B
B
B
PB
2
8
-10
11
8
4
6
19
Y 13
Ç>Aç,k l Çok bulutlu Yağmuriu Kariı Sulu kar , Gök gürijftfflu
* •
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
karşı çıkan "bilgi notu" müthiş eleştiriler aldı.
Eleştirilerin odak noktast; Başbakan "dışarda
görevdeyken" Genelkurmay'ın, AB ile ilişkilerde
önemli yer tutan konulan içeten böylesi bir notu
açıklamasına karşı çıkıyordu.
Eleştirinin dozu o denli büyütüldü ki; Genelkur-
may'ın yurtdışında olan Başbakan'ı "zordurum-
üa bırakmak" için beklenmedık bir açıklama yap-
tığını dokunduranlara da rastlandı.
Üstelik; örneğin MİT'in bu konulardaki açıkla-
malannı hararetle destekleyen ünlü kalemler, ay-
nı konulan askerier irdelediği zaman suratı asık
yazılar döktürüyorlar.
Bu haftanın başına kadar "Genelkurmay açık-
lamayı niçin Başbakan dışarda iken yaptı ya da
bu garip rastlantının perde gerisinde başka bir o-
lay varmıydı" sorulannayanıt aranmadan asker-
ler suçlandı.
Genelkurmay'ı suçlayanlar, iki gün önce, 12
Aralık'ta Milliyet'te yayımlanan Yön başlıklı, Fik-
ret Bila ımzalı köşe yazısındaki -bir zahmet- şu
satırian okudular mı acaba:
"Başbakanlık çevrelerinden aldığımız bilgiye
göre, Org. Kıvnkoğlu'nun Başbakan'ıziyaret ta-
lebi 'yeni' değil.
Org. Kıvnkoğlu, Ecevit'le görûşme isteğini,
Başbakan, 'Avrupa Zirvesi için Nice'e gitmeden
önce' Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Öz-
kan'a iletmiş. Dün gerçekleşen ziyaret, (Nice ge-
zisinden önceki) bu talebin bir sonucu."
Bu bilgileri Bila'ya Ecevit'in sağ sol kolu ve ku-
lağı Başbakan Yardımcısı Hüsamettin özkan'ın
verdiği yadsınmaz bir gerçek...
Sorulduğunda Fikret Bila; bilgilerie kaynağını
duraklamaksızın yinelemekten kuşkusuz kaçın-
mayacak...
Ânlaşılan şu ki; Genelkurmay Başkanfnın gö-
rüşme isteği, Başbakan'ın yoğun güncel progra-
mı yüzünden Nice gezisinden önce gerçekleşe-
medi ve iki devlet adamı 11 Aralık Pazartesi saat
10.00'da bir araya gelebildi.
Son günlerin çok merak edilen, üzerinde sütun
sütun yorumlaryazılan "zamanlama" konusunda-
ki gerçekle ünlülerin hesapsız kitapsız irdeleme-
lerinin örtüşmediği böylece ortaya çıktı.
Arayanı soranı olmadığı, -ünlü yorumculann işi-
ne de geldiği için- yeni olaylar arasında "bu ger-
çek" kaynadı gitti.
'Ailah'ın emri değil'
"Gerçek"; arkasında askerlere ters bakan çev-
releri sevindiren tortular bırakarak -pek çok olay-
da olduğu gibi- unutulmaya terk edildf.
Oysa, Genelkurmay'ın çıkışını -Ecevit'in de ken-
dileriyle aynı görüşte olduğu sanısıyla- eleştiren-
lere kestirme ve hatta Genelkurmay koşutunda ol-
duğunu içeren yanıtı yine Ecevit verdi.
Orgeneral Kıvnkoğlu ile görüştükten sonra "Ge-
nelkurmay'ın kaygılarını" soran gazeteciyi, "O
kaygılarbende de var. Kaygı değil, bir gerçek" di-
yen açık bir ifadeyle karşıladı.
Nitekim Ulusal Program'ın içeriğini görüşen li-
derler toplantısından sonra yapılan yazılı açıkla-
mada Başbakan'ı doğrulayan şu satırlar yer aldı:
"Ulusal Programımızın fürkiye'nin öncelikleh-
ni dikkate a/an bir biçim ve uygulama çerçeve-
sinde hazıhanması hususunda mutabık kalınmış-
tır."
Ve de "mutabık" kalınan bir başka nokta; prog-
ramın aceleye getirilmemesi.
Bu açıklamalardan sonraki yorumlar kimi öğe-
lerin altlnı çiziyor:
Kıbns ve Ege gibi Türkiye için yaşamsal değe-
ri olan sorunlarta, ülkenin bütünlüğünü ilgilendi-
ren duyarlı konularda AB üyeliği uğruna ödünler
verilmeyeceği içe ve dışa duyuruluyor.
Dışişleri Bakanı Cem'in söylediği gibi:
"Katılım Ortaklığı Belgesi Ailah'ın emri değil."
Cümrüklerde operasyon
'Kaçak 2 bin 320
Mercedes ve
BMW sokuldu'
ANKARA(Cumhuri-
yet Bürosu) - Devlet Ba-
kanı Mehmet Keçecüer,
bedelsiz ithalattan yarar-
lanarak yurda kaçak ola-
rak sokulan 2 bin 320
adet Mercedes ve BMW
otomobille ilgilı bir ope-
rasyon yapıldığını açık-
ladı. Keçeciler, 30 güm-
rük memunmun görevı-
ne son verildiğini, 106
gümrük memurunun da
açığa alındığmı söyledi.
Gümrüklerde bilgisayar
ağı bulunmadığı için de-
netimin aksadığını belir-
ten Keçeciler, "Yolsuz-
luklardanancak6 ay son-
ra müfettiş incelemele-
riylehaberdaroluyoruz"
dedi.
TBMM Genel Kuru-
lu'nda Gümrük Müste-
şarlığı bütçesiyle ilgili
görüşmeler sırasında yö-
neltüen sorulan yanıtla-
yan Keçeciler, 3 memur
1 müdürle çok sayıda
gümrük açıldığını ve ış-
levsiz olanlann kapatıl-
masına yönelik operas-
yonun süreceğını söyle-
di. 120 gümrük idaresi-
nin kapatıldığııu kayde-
den Keçeciler, 2002 yıh-
na kadar gümrüklerde
bilgisayar ağını kurmayı
planladıklarını ve böyle-
likle yolsuzluklanri de-
netuninin kolaylaşacağı-
nı belirtti.
Keçeciler, Karka-
mış'ta 13 milyon dolar
tutannda kaçak merci-
mek, pirinç ve yağ ele
geçirüdığinı ve suçlula-
nn DGM'ye sevk edildi-
ğıni söyledi. 18 milyon
888 bin dolarhk bir baş-
ka kaçak eşya operasyo-
nundan da söz eden Ke-
çeciler, bu operasyon
çerçevesinde 7 kişinin
tutuklu olduğunu, 22 ki-
şınin de görevinden
uzaklaştınldığını söyle-
di. Keçeciler, Birleşik
Devletler Topluluğu'na
gönderilmek üzere Tür-
kiye'ye sokulan 2 bin
320 adet kaçak Merce-
des ve BMW otomobil-
leriyle ilgili operasyo-
nun da tamamlandığını
açıkladı.
Eylemci polislere sonışturma
• Baştarafi 1. Sayfada
leri BakanJığı'nca dün yapılan
yazılı açüdamada "Terör örgüt-
leri elebaşlannın talimatlan doğ-
rulrusunda sürdürülen ölüm
oruçlan ve benzeri eylerrüerin e-
sas amacınm terörerekiamoksi-
jeni sağlamak oMuğu, bu eylem-
ler karşısında devletin taviz ver-
mesini kabullenmenin terörû teş-
vik etmekten başka hiçbir sonu-
ca yol açmayacağının biünmesin-
de zaruret bulunduğu" dcnildi.
4 bin polise soruşturma
tstanbul Cumhuriyet Başsavcı-
sı Ferzan Çitici ile Fatıh Cumhu-
riyet Başsavcısı Seyfettin Erdem
arasında yapılan görüşme sonu-
cu, Bayrampaşa'daki Çevik Kuv-
vet Şube Müdürlüğü'nden başla-
yıp sırasıyla îstanbul Emniyet
Müdürlüğü, îstanbul Valiligi, îs-
tanbul Emniyet Müdürlüğü'nde
devam eden ve Bayrampaşa Çe-
vik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde
sona eren izinsiz gösteride, "De-
vam eden suçun bhtiği yer" ola-
rak Îstanbul Emniyet Müdürlüğü
kabul edildi.
Bunun üzerine, tstanbul Em-
niyet Müdürlüğü kompleksinin
bulunduğu bölgede yetkıli Fatih
Cumhuriyet Başsavcılığı, yakla-
şık 4 bin polisin katılımıyla ger-
çekJeştirilen yürüyüşle ilgili
"2911 sayılı Toplanû ve Gösteri
Yürüyüşleri Kanunu'na muha-
lefet" suçu yönünden soruştur-
ma açtı.
Soruşturmanın "şu an için'' sa-
dece bu yasa kapsammda yürütü-
leceği, ancak müfettişlerce yapı-
lacak idan soruşturma sonucun-
da ortaya başka suçlann çıkartıl-
ması halinde bu suçlarla ilgili de
savcıhğın soruşturma yürütebi-
leceği belirtildi.
Îstanbul Valisi Erol Çalur, dün
tstanbul Adliyesi'ne gelerek ts-
tanbul Cumhuriyet Başsavcısı
Çitici'yi ziyaret etti. Çitici, Ça-
kır'a soruşturma hakkında bilgi
verdiğini söyledi. Üzüntünün bu
şekılde tezahürüne katılmadığını
vurgulayan Çitici, "Dünkü (önce-
ki gün) e> kmden kamuovurahat-
sızoldu" dedi.
tstanbul Emniyet Müdürü Ka-
zun Abanoz da önceki gün yaşa-
nan olaylann hoş şeyler olmadı-
ğını belirterek "Polis böyle şey
yapmaz. Kamu düzenini sağlar,
kamu düzenini bozmaz" dedi.
Olaylann asıl nedeninin 2 polisin
şehıt edilmesi olmadığını kayde-
den Abanoz, "Herkes şehit olu-
yor. Ben de bu kapıdan çıkarken,
şehitolabilirim,düşüncesiyle çüa-
yorum" diye konuştu.
tzmir
tzmir Emniyet Müdürlüğü'ne
bağlı Çevik Kuvvet Şube Müdür-
lüğü'nde görevli polislerin yürü-
yüşü tzmir Cumhuriyet Savcıh-
ğı'nca ıncelemeye alındı. tzmir
Cumhuriyet Başsavcısı Ilhan
Mesutoğlu. adli soruşturmanuı
başlatıldığını söyledi.
8 polis açığa alındı
Bursa Emniyet Müdürü Aydın
Genç, polis memurlan Esat Öz-
Korunmayamuhtaçgençlereis S S XJ ' J O J 3 bulÜMUIiEğitimMüdüriüğübÜD-
yesinde çahşünfanak üzere yapılan sınav sonucu deviet memuru obnaya hak kazanan korunmava muh-
taç 62 genç, törenk görevlerine başladı. Törende konuşan tl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Nihat
Erde26Eldm2000tarihindeMilüEğitimBakanlığı'ıımactı^sına\aWk^ilikkadroy
runmaya muhtaç çocağun başvurdnğunu, bunlardan da 62'sinin smava girdiğini söyledL Er, gençle-
rin tamamının sınarvı kazanarak çeşitli okullara yerieştirildiğini ka>detti. İl Sosyal Fİizmetler Müdü-
rü Kahraman Eroğlu da 16 bin 500 korunmaya muhtaç çocuğun istihdam edüdiğini vurguladı.
gürel, Kadir Keleş, Süleyman
Dönmez, Murat Mot, Harun
Tatuoğlu, Taner Uysal, Mete
Berke ve tsmail Ergül hakkında
polis başmüfettişlerince gerekli
tahkikat yapılması üzere valili-
ğin onayıyla açığa almdığını bil-
dirdi.
Bursa Cumhuriyet Başsavcıh-
ğı'nda da yürüyüşe katılan polis
memurlan hakkında inceleme
başlatıldı.
Adana
Adana Cumhuriyet Başsavcı-
sı Cemal Sahir Gürçay da dün
Atatürk Parkı'na kadar sloganlar
atarak yürüyen 300 polis hakkın-
da soruşturma başlattıklannı bil-
dirdi.
İçel
tçel Cumhuriyet Başsavcısı
Mustafa Canpolat da Cumhuri-
yet Meydanı'na kadar slogan ata-
rak yürüyen yaklaşık 150 polis
hakkında gerekli işlemlerin ya-
pılacağım söyledi.
Ölüm oruçlan
AP gundeminde
STRASBOURG (AA) -Avru-
pa Parlamentosu (AP) Genel
Kurulu'nun bugün yapılacak
"acil konular" oturumunda,
Türkiye'dekı cezaevlennde de-
vam eden açhk grevleri tartışı-
lacak.
AP'deki tüm sıyasi gnıplann
konuyla ilgili Türkıye'yi kına-
yan bir karar tasansı hazırlama-
lanna ragmen Başkanlık Diva-
nı, sadece konu hakkında genel
kurul "acil konular" oturumun-
da bır tartışma açılmasını karar-
laşürdı. Başkanlık Divanı kara-
n, oturum sonrası bir karartasa-
nsı oylamaya sunulmayacak.
AP Genel Kurul oturumunda
bugün öğleden sonra yapılacak
toplantıda, AP'ye üye parlamen-
terlerden sonra, AB Konseyi ve
Komisyonu temsilcilen, konuyla
ilgili görüşlerinı açıklayacaklar.
Bakan Tiirk: Polisi hedef almadım
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Işkence yapmaktan mahkûm
olan polislerin af kapsamına alın-
masına karşı çıkması üzerine em-
niyetin tepkısini üzenne çeken
Hikmet Sami Türk, dün Başbakan
Yardımcısı Hüsamettin Özkan ve
tçişleri Bakanı SadertinTantan ile
görüştü. "Potisler affedümesin'' di-
ye bir önyargısının bulunmadığı-
nı kaydeden Türk, "Ben, işkence
suçlaruun affedümesi halinde, iş-
kenceyi sistematik uygulayan, bu-
na müsamaha gösteren bir devlet
okhığumuz imajının yerieşmesin-
den endişe ediyorum" dedi. Türk.
güvenlik güçlerini hedef ahnadı-
ğının altını çizdi.
Türk, Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer tarafından kabul
edihnesinin ardından Başbakan-
lık'a geçerek Devlet Bakanı ve
Başbakar; Yardımcısı Hüsamettin
Özkan ve Içişleri Bakanı Sadettuı
Tantan ile bir araya geldi. 3 bakan,
1 saatten fazla süren bir görüşme
yaptı.
Başbakan Bülent Ecevit'in öğle
yemeği için gittiği Başbakanlık
Resmi Konutu"ndan tekrar Başba-
kanlık'a dönmesınin ardından,
Türk ve Tantan binadan aynldılar.
Görüşmede. af yasasuun yanı
sıra polislerin yaptığı eylemlerin
de ele alındığı öğrenildı. Türk, ce-
zaevlerindekı ölüm oruçlanyla il-
gili de bügı verdi.
Hikmet Sami Türk, polisin ey-
lemlerinin onaylanamayacağını
vurguladı. Türk, kendisine yöne-
lik eleştirinin de haksız olduğunu
belirterek şunlan söyledi:
"Ben, işkence suçlaruun affedil-
mesi balinde, işkenceyi sistematik
uygulayan, buna müsamaha göste-
ren bir devlet olduğumuz imajının
yerieşmesindtn endişe edhorum.
Polisler affedilmesin diye bir ön-
yargım kesinlikle yok. Güvenlik
güçlerini hedef amüş değüun."
Türk, "Polis sizin de isüfanızı is-
tedi, bunu nasıl değerlendirvorsu-
nuz" sorusunu, "Emniyet, İçişkri
Bakanhğı'na bağlı bir kurumdur.
Konu lçişleri Bakam'nı flgüendi-
rir" karşılığını verdi.
TGC gazetecilere
saltbnyı kmadı
tstanbul Haber Servisi • Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti (TGC), güvenlik
güçlerinin hangı nedenle olursa olsun
gazetecilere şiddet uygulamasının,
görev ve yetkileri ile
bağdaştınlamayacağmı belirtti.
Gazetecilere yönelen son şiddet olaylan
üzerine TGC tarafından yapılan yazılı
açıklamada, "Güvenlik güçlerinin son
olaylar sırasında görev yapmakta olan
gazetecilere sakürması ve iki
meslektaşunıza hastaneUk edecek
derecede şiddet uygulaması üzüntü
vericidir'' denildi.
Güvenlik güçlerinin, can
güvenliklerinin ve sosyal haklaruun
sağlanması, çalışma koşullanrun
iyileştirilmesi için demokratik ve yasal
yollardan tepki göstermelerinin doğal
haklan olduğu vurgulanan açıklamada
şu ifadeler yer aldı:
"Ancak bu tepki ve istemler şiddet
yohıyla ifade edilmemelidir. Hele bu
istemlerini kamuoyuna iletecek olan
gazetecilere şiddet uygulanması asla
kabul edilemez."
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin her
türlîi şiddete karşı olduğu ifade edilen
açıklamada; iki güvenlik görevlisinin
şehit edihnesine ve 12'sinin
yaralanmasına neden olan silahh
saldınnın da üzüntü ile karşılandığı
belirtildi.
TGS de kmadı
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS)
Yönetim Kurulu, son dönemdeki
devletin silahlı güçlennin basm
mensuplarına yönelik saldınlannı
"lanetkdiğim'' bildirdi.
Ölüm tehlikesi altındaki Idşiye
kamunımyardıtn hakkı -görevi
CÛNEYTAKALIN
Açlık grevlerinin 55. güne dayandığı ve saat-
lerin önem kazandığı bir sırada, Prof DT Türkan
Saylan aradı ve şu soruyu sordu "tnsanlarm göz
göre göre ötöme gitmelerine göz yumacak mryız?
Benimvicdanun ve maDbğun buna karşı çıkıyor'"
Prof. Saylan, Tabıpler Bırhğı'nın bıle bu konuda
net olmadığını belirttikten sonra, Fransız hukuku-
nun kntik anlarda yaşam kurtarmak ıçın müda-
haleyi öngördüğünü duyduğunu belirtti, konunun
araştmlmasmda yardnncı olmamı istedi.
Görev yaptığım üniversitede Fransız hukuku-
na hâkım meslektaşlar var. Fransız bir hukukçu
ile görüşmeyi özellıkle tercıh ettim. Doç. Cathe-
rine Meyson - Rendus bir hukuk doçentı; Galata-
saray ve Pans 1 ünıversıtelerinde anayasa huku-
ku derslen venyor. Doç. Rendux. görüşmeye git-
tığimde. masanın üzerinde Le Moode'un 10-11
Aralık günkü sayısuıda yer alan "Türldye'deki
Açhk Grevleri'' yazısının açık durdugunu gör-
düm. Doç. Rendux olayı bildığini, Fransız Tabıp-
ler Büiıği'nin bu alandaki içtihadının çok sınırlı
olduğunu ama konuya hâkim olduğunu söyledi.
Önce şu soruyu sordum:
- fransız mevzuaü, hayati tehüke alandaki bir
kişiye yardun konusunda ae diyor?
- Fransız me\ zuatı çok açık. Fransız Ceza Ya-
sası'nın 223. maddesırun 6. fıkrası aynen şöyle:
"Kendi eyiemi ile veya başkalaruun müdahaiesi-
ni harekete geçinnek suretryie tehlike altındaki bir
kişiye yardnn etmekten sakman idşi de aynı ceza-
ya çarpanar. (5 yıl hapis, 500.000 Frank para ce-
zası)" Yanı yaşamsal tehlike karşısında, bu yardı-
mı yapmayan kişıler de suç ışlemış. oluyorlar.
- Bo müdahalenin manöğı ne?
- Toplum ölüme gıden bır kişiye yardım etme-
meyı etığe aykın buluyor.
-Tehlike altındaki kişi yardım istemese bile mi?
- Evet, tehlike altındaki kişi yardım istemese
bile...
- Peki tehlike naal tanuntamyDr?
- Rouen Mahkemesi'nin 1975 yıluıdaaldığı bir
içtihat karan. "tehfike hah'
n
ni "yaşamıyitinneya
da vöcotta vahkn izler bırakmariskiilekarşı kar-
şıya kahna sonocunu doğnrabilecekkridkb&-du-
rnm" biçüninde tanımlıyor. Öte yandan tehlıke-
nın "yakm" ve "açık seçflc" ounası gerek. Bu da
Yargıtay Ceza Dairesi'nin bir içtıhadından çıkı-
yor.
- Peki bir tehlike anmda müdahale nasri yapaı-
yor?
- Tehlike altındaki kişinin yaşamını kurtarmak
için müdahaleden başka çare yoksa, tıbbi müda-
hale yapdıyor. Bu durumda cumhuriyet savcısı
olaydan mutlaka haberdar ediliyor (Fransız Ceza
Usulü Yasası).
- Fransa'dan bir örnek verir misnüz?
- Örneğin Lady Di'nın geçırdığı ölümcül trafık
kazasında, onu izleyen gazeteciler (paparazziler)
gözaltma ahndılar. Hayati tehlike altındaki kişi-
ye yardnncı olup ounadıklan araşonidı. Gazete-
ciler fotoğraf çekmişler ama aralanndan bin cep
telefonundan ilgüileri aramış, olayı duyurmuş.
Mahkeme bunu yeterli saydı ve gazetecileri ser-
bestbırakB.
- Bir de Yefaova Şahitieri Oteyı varnuş?
- Evet, bu olay bilinen bır olaydır. Yehova Şa-
hıtleri televizyon seyretmeyi reddediyorlar; yasal
olarak bir şey yapıiamıyor, kişisel tercihleridir
deniyor. ama bir yakınlannın hayati tehlike dola-
yısıyla kan almasına ya da vennesine karşı çık-
nklannda kamu otoritesi müdahale ediyor. Çün-
kü Fransız hukuku bunu bır kişisel tercih olayı
olarak görmüyor. Kamu, yaşam kurtarmak için
müdahale görevini üsüeniyor.
Fransızmeslektaş bunlan anlattı. Bu konuda ül-
kemizde yapılan tartışmalara katkıda bulunabüe-
ceğinı düşünerek, bu görüşleri kamuoyuna yan-
sıtmak istedim.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
B Baştarafi 1. Sayfada
1 - Özellikle istanbul'daki gösteriler sırasında di-
le getirilen tepkiler, hem politik hem ekonomik hem
de hukuksal içerik taşıyordu. Başbakan, lçişleri ve
Adalet Bakanı'nın istifası isteniyor, geçim darttğı-
nın had safhaya ulaştığı vurgulanıyor, ellerindeki si-
lahlann yetersizliği gösterilerek anlatılıyori
Bu tepkileri ortaya koyuş biçimi insanın aklına
"yeniçerilerin kazan kaldırmasını" getiriyor.
Polis, hukuk devletinde istemlerini bu şekilde
dile getirmez, getiremez.
2- Ankara'daki gösterilerde polisin takındığı tu-
tumun ayn bir anlamı vardı. Polisin iki saat, sağ-
sol görüşlü kişilerin karşı karşıya gelmesini izleme-
si, sağ görüşlülerin sıkıştıkça polise sığınması da
akla 12 Eylül öncesini getirdi ki, böyle bir gidişin
ucunun nereye varacağı belli olmaz.
3- Fitili, Istanbul'da iki polisin şehit edilmesi ateş-
ledi. Polisin ilk görevi, polis katillerini bulmak mı-
dır, olayı protesto etmek midir? Eğer sorunlar böy-
le çözülecekse, Hazine çalışanlan bütçe açığını
protesto etsin, trafik polisleri karayollanndaki de-
netimlerin azlığından yakınsın, milletvekilleri ne-
den yasalar çıkmıyor diye eylem yapsın!
4- Fitilin öteki ateşi: Affın tutulacak yeri yok. Top-
lumun pek çok kesimi gibi polisler de kendileriyle
ilgili bölume tepkili. Örneğin bir polis, sokakta
adam öldürdüyse af kapsamına giriyor, karakolda
kol kırdıysa girmiyor! Bu çelişki, polise işkence...
Affın tutulacak yanı olmadığı için bu maddeyi tu-
tanaksız bırakıp devam edelim...
5- lçişleri Bakanı Sadettin Tantan da payını
alanlardan. Polis kökenli Tantan, polisin aleyhte
sloganlan karşısında, sanınz yaşamının en kötü
gününü yaşamıştır. Tantan'la ilgili iki boyut var:
- Polisin istemlerine ilişkin tasanlann yasalaş-
masını sağlayamadı.
- Polisin içinde de Tantan'ın Bakanlık'tan bir an
önce gitmesini isteyenler var. Zira son operasyon-
lar yasal olmayan yollardan para kazanan her ke-
simi uzüyor!
Hem iyi tim hem iyi eğitim!
6- Ikinci bölümü, polisin genel durumuna, sorun-
lanna ayıralım. Polis, 170 bin kişilik, silahlı bir ku-
rum. Eğitim, her alanda olduğu gibi burada da en
önemli unsur.
Polis Okulu'nda Atatürk devrimleri dersi veren
kişiye, polis adayı soruyor:
- Harf Devrimi neden yapıldı biliyor musunuz?
Polis adayı, yanıt beklemeden kendisi karşılık ve-
riyor
- Halk, Kuranıkerim'i okuyamasın diye!
öğretmen, Kuran'ın Atatürk döneminde Türk-
çeleştirildiğini söylüyor, ama boşuna. Polislige baş-
vuranlar ülkemiz okullanndan mezun olup geliyor-
lar. Bu kişilerin altı ayda cumhuriyetin kuruluş ilke-
lerini benimsemesini beklemek, hukuku öğrenme-
sini sağlamak hayal değil mi?
Polis deyince akla salt, "iyi tim" gelmemeli, "iyi
eğitim" de gelmeli...
7- Polis personel yasa taslağı, eğer yanılmıyor-
sak tam 5 kez yenilendi. Her iktidar döneminde es-
kisinden umut kesiliyor, yenisi hazırlanıyor. Birku-
aımun statüsüyle bu kadar oynamak haksızlık.
8- Polis kurumunun üst yönetimi siyasallaştı.
9O'lı yılların emniyet genel müdürlerinin, büyük
kent emniyet müdürlerinin çoğunun görevinden
aynlıp Meclis'e girmiş olması bunun en somut ör-
neği... Clnal Erkan, Necdet Menzir, Mehmet
Ağar, Kemal Çelik bunlardan sadece birkaçı.
Bu kişilerin siyasete girme hakkı yok mu? Elbet-
te var. Ancak, emeklilıği beklemeden görevden ay-
nlıp hep aynı partiden Meclis'e girmeleri normal
mi? Alt kademedeki polis bunu görürse ne düşü-
nür?
9- Iç kargaşanın arttığı bir ülkede bundan en çok
etkileneceklerin başında polisler gelir.
Hukuk devleti herkesten önce polise lazım!
ankcum@ttnetnettr
Şener, Ağca ve
Çath'yı suçladı
Haber Merkea - Mil-
liyet Gazetesi Genel Ya-
yın Yönetmeni Abdi
Ipekçi suikastının karan-
hktaki ismi Mehmet Şe-
ner, Papa 2. Jean Paul'e
yapılan suikastta ulusla-
rarası kaçakçı Bekir Çe-
lenk'in kendisine 3 mil-
yon dolar verdiğini iddia
etti. Ipekçi'nin katilı
Mehmet Ali Ağca ile
Abdullah Çatiıyı suçla-
yan Şener, "bulaşık yı-
kamayacaklaniçin bu iş-
lere kanştıklannı" söy-
ledi. Şener, Ağca ve Çat-
lı'nın "pisükkri" ortaya
çıkmcaya kadar konuş-
mayacağmı behrtti.
Star televizyonunda
dün akşam yayınlanan
ana haber bülteninde
Mehmet Şener olduğu
belirtilen kişinin yaptığı
açıklamalar, Ipekçi ve
Papa'ya yönelik suikast-
lann bazı aynntılannı
ortaya koydu.
Şener kendisine yö-
neltilen sorulan kısa ya-
nıtlarla geçiştirdi. tyi bır
adam olmadığını söyle-
yen Şener, yaşadıklann-
dan duyduğu rahatsızlı-
ğı "Allah varsa bu işler
böyle ohnamah. Bunlan
ben yaşadım, hayatunda
yaşadım" dedi.
Aynntılı konuşmayan
Şener, Mehmet Ali Ağ-
ca ve Abdullah Çatlı'yı
suçlayarak "Ben şu an-
da, şu adamlarm pisnği
ortaya çıkmcaya kadar
konuşmuyorum" dedi.
.Ağca ile Çath'nın "her
işe kanşûğını'" belirten
Şener. "Adam gibi çahş-
mak istemediler. Ağca
niyehapisegjrdi,dışarda
bulaşık yıkama>~acağı
için. Çath niçin bu işlere
kanşü, dışarda bulaşık
yıkamadığı için" diye
konuştu. Ipekçi suikas-
tmda kullanılan silahı
Ağca'ya verdiği öne sü-
rülen Şener, "Bunlann
içinde, kendi kendimi bi-
rinci derecede yok edil-
miş hissediyorum. O gün
bu işiniçideolanlarayak-
ta, ben de avakta>ım. A-
ma olacağım yerde degi-
lim" dedi. Şener şöyle
konuştu:
"Ipekçidnayeti ardın-
dan Serdar Çelebi, Meh-
met Şandır, Yıhna Du-
rak, 'Buradan seni yol-
layalmı, 3 ay sonra geti-
relim' dediler. Aradan
22 yıl geçti. Demek ki hâ-
lâ 3 yıl dohnamış. Ayak-
ta durabOiyorsam bula-
şıkçıhk yaptığun kan du-
ruyonun.''