27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 2000 PERŞEMBE HABERLERIN DEVAMI Doğu kesımler parça bulutlu, Doğu Karade- nız ıle Doğu ve Guney- doğu Anadolu'nun do- ğusu yağışlı Marmara ıle ıç kesımler yer yer sıslı, dığer yerter parça- lı az bulutlu geçecek Yağışlar yağmur ve sa- ğanak Doğu Anado- lu'nun doğusunda kar şeklınde olacak Hava sıcaMığt bıraz artacak DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K Y Y Y Y Y B B 3 6 6 10 11 12 11 12 Münih PB 13 Zürih Beriin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB PB PB PB PB PB PB 12 11 12 14 12 11 18 17 PB 9 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire B B PB Y B B B PB 2 8 -10 11 8 4 6 19 Y 13 Ç>Aç,k l Çok bulutlu Yağmuriu Kariı Sulu kar , Gök gürijftfflu * • GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada karşı çıkan "bilgi notu" müthiş eleştiriler aldı. Eleştirilerin odak noktast; Başbakan "dışarda görevdeyken" Genelkurmay'ın, AB ile ilişkilerde önemli yer tutan konulan içeten böylesi bir notu açıklamasına karşı çıkıyordu. Eleştirinin dozu o denli büyütüldü ki; Genelkur- may'ın yurtdışında olan Başbakan'ı "zordurum- üa bırakmak" için beklenmedık bir açıklama yap- tığını dokunduranlara da rastlandı. Üstelik; örneğin MİT'in bu konulardaki açıkla- malannı hararetle destekleyen ünlü kalemler, ay- nı konulan askerier irdelediği zaman suratı asık yazılar döktürüyorlar. Bu haftanın başına kadar "Genelkurmay açık- lamayı niçin Başbakan dışarda iken yaptı ya da bu garip rastlantının perde gerisinde başka bir o- lay varmıydı" sorulannayanıt aranmadan asker- ler suçlandı. Genelkurmay'ı suçlayanlar, iki gün önce, 12 Aralık'ta Milliyet'te yayımlanan Yön başlıklı, Fik- ret Bila ımzalı köşe yazısındaki -bir zahmet- şu satırian okudular mı acaba: "Başbakanlık çevrelerinden aldığımız bilgiye göre, Org. Kıvnkoğlu'nun Başbakan'ıziyaret ta- lebi 'yeni' değil. Org. Kıvnkoğlu, Ecevit'le görûşme isteğini, Başbakan, 'Avrupa Zirvesi için Nice'e gitmeden önce' Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Öz- kan'a iletmiş. Dün gerçekleşen ziyaret, (Nice ge- zisinden önceki) bu talebin bir sonucu." Bu bilgileri Bila'ya Ecevit'in sağ sol kolu ve ku- lağı Başbakan Yardımcısı Hüsamettin özkan'ın verdiği yadsınmaz bir gerçek... Sorulduğunda Fikret Bila; bilgilerie kaynağını duraklamaksızın yinelemekten kuşkusuz kaçın- mayacak... Ânlaşılan şu ki; Genelkurmay Başkanfnın gö- rüşme isteği, Başbakan'ın yoğun güncel progra- mı yüzünden Nice gezisinden önce gerçekleşe- medi ve iki devlet adamı 11 Aralık Pazartesi saat 10.00'da bir araya gelebildi. Son günlerin çok merak edilen, üzerinde sütun sütun yorumlaryazılan "zamanlama" konusunda- ki gerçekle ünlülerin hesapsız kitapsız irdeleme- lerinin örtüşmediği böylece ortaya çıktı. Arayanı soranı olmadığı, -ünlü yorumculann işi- ne de geldiği için- yeni olaylar arasında "bu ger- çek" kaynadı gitti. 'Ailah'ın emri değil' "Gerçek"; arkasında askerlere ters bakan çev- releri sevindiren tortular bırakarak -pek çok olay- da olduğu gibi- unutulmaya terk edildf. Oysa, Genelkurmay'ın çıkışını -Ecevit'in de ken- dileriyle aynı görüşte olduğu sanısıyla- eleştiren- lere kestirme ve hatta Genelkurmay koşutunda ol- duğunu içeren yanıtı yine Ecevit verdi. Orgeneral Kıvnkoğlu ile görüştükten sonra "Ge- nelkurmay'ın kaygılarını" soran gazeteciyi, "O kaygılarbende de var. Kaygı değil, bir gerçek" di- yen açık bir ifadeyle karşıladı. Nitekim Ulusal Program'ın içeriğini görüşen li- derler toplantısından sonra yapılan yazılı açıkla- mada Başbakan'ı doğrulayan şu satırlar yer aldı: "Ulusal Programımızın fürkiye'nin öncelikleh- ni dikkate a/an bir biçim ve uygulama çerçeve- sinde hazıhanması hususunda mutabık kalınmış- tır." Ve de "mutabık" kalınan bir başka nokta; prog- ramın aceleye getirilmemesi. Bu açıklamalardan sonraki yorumlar kimi öğe- lerin altlnı çiziyor: Kıbns ve Ege gibi Türkiye için yaşamsal değe- ri olan sorunlarta, ülkenin bütünlüğünü ilgilendi- ren duyarlı konularda AB üyeliği uğruna ödünler verilmeyeceği içe ve dışa duyuruluyor. Dışişleri Bakanı Cem'in söylediği gibi: "Katılım Ortaklığı Belgesi Ailah'ın emri değil." Cümrüklerde operasyon 'Kaçak 2 bin 320 Mercedes ve BMW sokuldu' ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu) - Devlet Ba- kanı Mehmet Keçecüer, bedelsiz ithalattan yarar- lanarak yurda kaçak ola- rak sokulan 2 bin 320 adet Mercedes ve BMW otomobille ilgilı bir ope- rasyon yapıldığını açık- ladı. Keçeciler, 30 güm- rük memunmun görevı- ne son verildiğini, 106 gümrük memurunun da açığa alındığmı söyledi. Gümrüklerde bilgisayar ağı bulunmadığı için de- netimin aksadığını belir- ten Keçeciler, "Yolsuz- luklardanancak6 ay son- ra müfettiş incelemele- riylehaberdaroluyoruz" dedi. TBMM Genel Kuru- lu'nda Gümrük Müste- şarlığı bütçesiyle ilgili görüşmeler sırasında yö- neltüen sorulan yanıtla- yan Keçeciler, 3 memur 1 müdürle çok sayıda gümrük açıldığını ve ış- levsiz olanlann kapatıl- masına yönelik operas- yonun süreceğını söyle- di. 120 gümrük idaresi- nin kapatıldığııu kayde- den Keçeciler, 2002 yıh- na kadar gümrüklerde bilgisayar ağını kurmayı planladıklarını ve böyle- likle yolsuzluklanri de- netuninin kolaylaşacağı- nı belirtti. Keçeciler, Karka- mış'ta 13 milyon dolar tutannda kaçak merci- mek, pirinç ve yağ ele geçirüdığinı ve suçlula- nn DGM'ye sevk edildi- ğıni söyledi. 18 milyon 888 bin dolarhk bir baş- ka kaçak eşya operasyo- nundan da söz eden Ke- çeciler, bu operasyon çerçevesinde 7 kişinin tutuklu olduğunu, 22 ki- şınin de görevinden uzaklaştınldığını söyle- di. Keçeciler, Birleşik Devletler Topluluğu'na gönderilmek üzere Tür- kiye'ye sokulan 2 bin 320 adet kaçak Merce- des ve BMW otomobil- leriyle ilgili operasyo- nun da tamamlandığını açıkladı. Eylemci polislere sonışturma • Baştarafi 1. Sayfada leri BakanJığı'nca dün yapılan yazılı açüdamada "Terör örgüt- leri elebaşlannın talimatlan doğ- rulrusunda sürdürülen ölüm oruçlan ve benzeri eylerrüerin e- sas amacınm terörerekiamoksi- jeni sağlamak oMuğu, bu eylem- ler karşısında devletin taviz ver- mesini kabullenmenin terörû teş- vik etmekten başka hiçbir sonu- ca yol açmayacağının biünmesin- de zaruret bulunduğu" dcnildi. 4 bin polise soruşturma tstanbul Cumhuriyet Başsavcı- sı Ferzan Çitici ile Fatıh Cumhu- riyet Başsavcısı Seyfettin Erdem arasında yapılan görüşme sonu- cu, Bayrampaşa'daki Çevik Kuv- vet Şube Müdürlüğü'nden başla- yıp sırasıyla îstanbul Emniyet Müdürlüğü, îstanbul Valiligi, îs- tanbul Emniyet Müdürlüğü'nde devam eden ve Bayrampaşa Çe- vik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde sona eren izinsiz gösteride, "De- vam eden suçun bhtiği yer" ola- rak Îstanbul Emniyet Müdürlüğü kabul edildi. Bunun üzerine, tstanbul Em- niyet Müdürlüğü kompleksinin bulunduğu bölgede yetkıli Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı, yakla- şık 4 bin polisin katılımıyla ger- çekJeştirilen yürüyüşle ilgili "2911 sayılı Toplanû ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muha- lefet" suçu yönünden soruştur- ma açtı. Soruşturmanın "şu an için'' sa- dece bu yasa kapsammda yürütü- leceği, ancak müfettişlerce yapı- lacak idan soruşturma sonucun- da ortaya başka suçlann çıkartıl- ması halinde bu suçlarla ilgili de savcıhğın soruşturma yürütebi- leceği belirtildi. Îstanbul Valisi Erol Çalur, dün tstanbul Adliyesi'ne gelerek ts- tanbul Cumhuriyet Başsavcısı Çitici'yi ziyaret etti. Çitici, Ça- kır'a soruşturma hakkında bilgi verdiğini söyledi. Üzüntünün bu şekılde tezahürüne katılmadığını vurgulayan Çitici, "Dünkü (önce- ki gün) e> kmden kamuovurahat- sızoldu" dedi. tstanbul Emniyet Müdürü Ka- zun Abanoz da önceki gün yaşa- nan olaylann hoş şeyler olmadı- ğını belirterek "Polis böyle şey yapmaz. Kamu düzenini sağlar, kamu düzenini bozmaz" dedi. Olaylann asıl nedeninin 2 polisin şehıt edilmesi olmadığını kayde- den Abanoz, "Herkes şehit olu- yor. Ben de bu kapıdan çıkarken, şehitolabilirim,düşüncesiyle çüa- yorum" diye konuştu. tzmir tzmir Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Çevik Kuvvet Şube Müdür- lüğü'nde görevli polislerin yürü- yüşü tzmir Cumhuriyet Savcıh- ğı'nca ıncelemeye alındı. tzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ilhan Mesutoğlu. adli soruşturmanuı başlatıldığını söyledi. 8 polis açığa alındı Bursa Emniyet Müdürü Aydın Genç, polis memurlan Esat Öz- Korunmayamuhtaçgençlereis S S XJ ' J O J 3 bulÜMUIiEğitimMüdüriüğübÜD- yesinde çahşünfanak üzere yapılan sınav sonucu deviet memuru obnaya hak kazanan korunmava muh- taç 62 genç, törenk görevlerine başladı. Törende konuşan tl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Nihat Erde26Eldm2000tarihindeMilüEğitimBakanlığı'ıımactı^sına\aWk^ilikkadroy runmaya muhtaç çocağun başvurdnğunu, bunlardan da 62'sinin smava girdiğini söyledL Er, gençle- rin tamamının sınarvı kazanarak çeşitli okullara yerieştirildiğini ka>detti. İl Sosyal Fİizmetler Müdü- rü Kahraman Eroğlu da 16 bin 500 korunmaya muhtaç çocuğun istihdam edüdiğini vurguladı. gürel, Kadir Keleş, Süleyman Dönmez, Murat Mot, Harun Tatuoğlu, Taner Uysal, Mete Berke ve tsmail Ergül hakkında polis başmüfettişlerince gerekli tahkikat yapılması üzere valili- ğin onayıyla açığa almdığını bil- dirdi. Bursa Cumhuriyet Başsavcıh- ğı'nda da yürüyüşe katılan polis memurlan hakkında inceleme başlatıldı. Adana Adana Cumhuriyet Başsavcı- sı Cemal Sahir Gürçay da dün Atatürk Parkı'na kadar sloganlar atarak yürüyen 300 polis hakkın- da soruşturma başlattıklannı bil- dirdi. İçel tçel Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Canpolat da Cumhuri- yet Meydanı'na kadar slogan ata- rak yürüyen yaklaşık 150 polis hakkında gerekli işlemlerin ya- pılacağım söyledi. Ölüm oruçlan AP gundeminde STRASBOURG (AA) -Avru- pa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nun bugün yapılacak "acil konular" oturumunda, Türkiye'dekı cezaevlennde de- vam eden açhk grevleri tartışı- lacak. AP'deki tüm sıyasi gnıplann konuyla ilgili Türkıye'yi kına- yan bir karar tasansı hazırlama- lanna ragmen Başkanlık Diva- nı, sadece konu hakkında genel kurul "acil konular" oturumun- da bır tartışma açılmasını karar- laşürdı. Başkanlık Divanı kara- n, oturum sonrası bir karartasa- nsı oylamaya sunulmayacak. AP Genel Kurul oturumunda bugün öğleden sonra yapılacak toplantıda, AP'ye üye parlamen- terlerden sonra, AB Konseyi ve Komisyonu temsilcilen, konuyla ilgili görüşlerinı açıklayacaklar. Bakan Tiirk: Polisi hedef almadım ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Işkence yapmaktan mahkûm olan polislerin af kapsamına alın- masına karşı çıkması üzerine em- niyetin tepkısini üzenne çeken Hikmet Sami Türk, dün Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ve tçişleri Bakanı SadertinTantan ile görüştü. "Potisler affedümesin'' di- ye bir önyargısının bulunmadığı- nı kaydeden Türk, "Ben, işkence suçlaruun affedümesi halinde, iş- kenceyi sistematik uygulayan, bu- na müsamaha gösteren bir devlet okhığumuz imajının yerieşmesin- den endişe ediyorum" dedi. Türk. güvenlik güçlerini hedef ahnadı- ğının altını çizdi. Türk, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından kabul edihnesinin ardından Başbakan- lık'a geçerek Devlet Bakanı ve Başbakar; Yardımcısı Hüsamettin Özkan ve Içişleri Bakanı Sadettuı Tantan ile bir araya geldi. 3 bakan, 1 saatten fazla süren bir görüşme yaptı. Başbakan Bülent Ecevit'in öğle yemeği için gittiği Başbakanlık Resmi Konutu"ndan tekrar Başba- kanlık'a dönmesınin ardından, Türk ve Tantan binadan aynldılar. Görüşmede. af yasasuun yanı sıra polislerin yaptığı eylemlerin de ele alındığı öğrenildı. Türk, ce- zaevlerindekı ölüm oruçlanyla il- gili de bügı verdi. Hikmet Sami Türk, polisin ey- lemlerinin onaylanamayacağını vurguladı. Türk, kendisine yöne- lik eleştirinin de haksız olduğunu belirterek şunlan söyledi: "Ben, işkence suçlaruun affedil- mesi balinde, işkenceyi sistematik uygulayan, buna müsamaha göste- ren bir devlet olduğumuz imajının yerieşmesindtn endişe edhorum. Polisler affedilmesin diye bir ön- yargım kesinlikle yok. Güvenlik güçlerini hedef amüş değüun." Türk, "Polis sizin de isüfanızı is- tedi, bunu nasıl değerlendirvorsu- nuz" sorusunu, "Emniyet, İçişkri Bakanhğı'na bağlı bir kurumdur. Konu lçişleri Bakam'nı flgüendi- rir" karşılığını verdi. TGC gazetecilere saltbnyı kmadı tstanbul Haber Servisi • Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), güvenlik güçlerinin hangı nedenle olursa olsun gazetecilere şiddet uygulamasının, görev ve yetkileri ile bağdaştınlamayacağmı belirtti. Gazetecilere yönelen son şiddet olaylan üzerine TGC tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Güvenlik güçlerinin son olaylar sırasında görev yapmakta olan gazetecilere sakürması ve iki meslektaşunıza hastaneUk edecek derecede şiddet uygulaması üzüntü vericidir'' denildi. Güvenlik güçlerinin, can güvenliklerinin ve sosyal haklaruun sağlanması, çalışma koşullanrun iyileştirilmesi için demokratik ve yasal yollardan tepki göstermelerinin doğal haklan olduğu vurgulanan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Ancak bu tepki ve istemler şiddet yohıyla ifade edilmemelidir. Hele bu istemlerini kamuoyuna iletecek olan gazetecilere şiddet uygulanması asla kabul edilemez." Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin her türlîi şiddete karşı olduğu ifade edilen açıklamada; iki güvenlik görevlisinin şehit edihnesine ve 12'sinin yaralanmasına neden olan silahh saldınnın da üzüntü ile karşılandığı belirtildi. TGS de kmadı Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Yönetim Kurulu, son dönemdeki devletin silahlı güçlennin basm mensuplarına yönelik saldınlannı "lanetkdiğim'' bildirdi. Ölüm tehlikesi altındaki Idşiye kamunımyardıtn hakkı -görevi CÛNEYTAKALIN Açlık grevlerinin 55. güne dayandığı ve saat- lerin önem kazandığı bir sırada, Prof DT Türkan Saylan aradı ve şu soruyu sordu "tnsanlarm göz göre göre ötöme gitmelerine göz yumacak mryız? Benimvicdanun ve maDbğun buna karşı çıkıyor'" Prof. Saylan, Tabıpler Bırhğı'nın bıle bu konuda net olmadığını belirttikten sonra, Fransız hukuku- nun kntik anlarda yaşam kurtarmak ıçın müda- haleyi öngördüğünü duyduğunu belirtti, konunun araştmlmasmda yardnncı olmamı istedi. Görev yaptığım üniversitede Fransız hukuku- na hâkım meslektaşlar var. Fransız bir hukukçu ile görüşmeyi özellıkle tercıh ettim. Doç. Cathe- rine Meyson - Rendus bir hukuk doçentı; Galata- saray ve Pans 1 ünıversıtelerinde anayasa huku- ku derslen venyor. Doç. Rendux. görüşmeye git- tığimde. masanın üzerinde Le Moode'un 10-11 Aralık günkü sayısuıda yer alan "Türldye'deki Açhk Grevleri'' yazısının açık durdugunu gör- düm. Doç. Rendux olayı bildığini, Fransız Tabıp- ler Büiıği'nin bu alandaki içtihadının çok sınırlı olduğunu ama konuya hâkim olduğunu söyledi. Önce şu soruyu sordum: - fransız mevzuaü, hayati tehüke alandaki bir kişiye yardun konusunda ae diyor? - Fransız me\ zuatı çok açık. Fransız Ceza Ya- sası'nın 223. maddesırun 6. fıkrası aynen şöyle: "Kendi eyiemi ile veya başkalaruun müdahaiesi- ni harekete geçinnek suretryie tehlike altındaki bir kişiye yardnn etmekten sakman idşi de aynı ceza- ya çarpanar. (5 yıl hapis, 500.000 Frank para ce- zası)" Yanı yaşamsal tehlike karşısında, bu yardı- mı yapmayan kişıler de suç ışlemış. oluyorlar. - Bo müdahalenin manöğı ne? - Toplum ölüme gıden bır kişiye yardım etme- meyı etığe aykın buluyor. -Tehlike altındaki kişi yardım istemese bile mi? - Evet, tehlike altındaki kişi yardım istemese bile... - Peki tehlike naal tanuntamyDr? - Rouen Mahkemesi'nin 1975 yıluıdaaldığı bir içtihat karan. "tehfike hah' n ni "yaşamıyitinneya da vöcotta vahkn izler bırakmariskiilekarşı kar- şıya kahna sonocunu doğnrabilecekkridkb&-du- rnm" biçüninde tanımlıyor. Öte yandan tehlıke- nın "yakm" ve "açık seçflc" ounası gerek. Bu da Yargıtay Ceza Dairesi'nin bir içtıhadından çıkı- yor. - Peki bir tehlike anmda müdahale nasri yapaı- yor? - Tehlike altındaki kişinin yaşamını kurtarmak için müdahaleden başka çare yoksa, tıbbi müda- hale yapdıyor. Bu durumda cumhuriyet savcısı olaydan mutlaka haberdar ediliyor (Fransız Ceza Usulü Yasası). - Fransa'dan bir örnek verir misnüz? - Örneğin Lady Di'nın geçırdığı ölümcül trafık kazasında, onu izleyen gazeteciler (paparazziler) gözaltma ahndılar. Hayati tehlike altındaki kişi- ye yardnncı olup ounadıklan araşonidı. Gazete- ciler fotoğraf çekmişler ama aralanndan bin cep telefonundan ilgüileri aramış, olayı duyurmuş. Mahkeme bunu yeterli saydı ve gazetecileri ser- bestbırakB. - Bir de Yefaova Şahitieri Oteyı varnuş? - Evet, bu olay bilinen bır olaydır. Yehova Şa- hıtleri televizyon seyretmeyi reddediyorlar; yasal olarak bir şey yapıiamıyor, kişisel tercihleridir deniyor. ama bir yakınlannın hayati tehlike dola- yısıyla kan almasına ya da vennesine karşı çık- nklannda kamu otoritesi müdahale ediyor. Çün- kü Fransız hukuku bunu bır kişisel tercih olayı olarak görmüyor. Kamu, yaşam kurtarmak için müdahale görevini üsüeniyor. Fransızmeslektaş bunlan anlattı. Bu konuda ül- kemizde yapılan tartışmalara katkıda bulunabüe- ceğinı düşünerek, bu görüşleri kamuoyuna yan- sıtmak istedim. G U N D E M MUSTAFA BALBAY B Baştarafi 1. Sayfada 1 - Özellikle istanbul'daki gösteriler sırasında di- le getirilen tepkiler, hem politik hem ekonomik hem de hukuksal içerik taşıyordu. Başbakan, lçişleri ve Adalet Bakanı'nın istifası isteniyor, geçim darttğı- nın had safhaya ulaştığı vurgulanıyor, ellerindeki si- lahlann yetersizliği gösterilerek anlatılıyori Bu tepkileri ortaya koyuş biçimi insanın aklına "yeniçerilerin kazan kaldırmasını" getiriyor. Polis, hukuk devletinde istemlerini bu şekilde dile getirmez, getiremez. 2- Ankara'daki gösterilerde polisin takındığı tu- tumun ayn bir anlamı vardı. Polisin iki saat, sağ- sol görüşlü kişilerin karşı karşıya gelmesini izleme- si, sağ görüşlülerin sıkıştıkça polise sığınması da akla 12 Eylül öncesini getirdi ki, böyle bir gidişin ucunun nereye varacağı belli olmaz. 3- Fitili, Istanbul'da iki polisin şehit edilmesi ateş- ledi. Polisin ilk görevi, polis katillerini bulmak mı- dır, olayı protesto etmek midir? Eğer sorunlar böy- le çözülecekse, Hazine çalışanlan bütçe açığını protesto etsin, trafik polisleri karayollanndaki de- netimlerin azlığından yakınsın, milletvekilleri ne- den yasalar çıkmıyor diye eylem yapsın! 4- Fitilin öteki ateşi: Affın tutulacak yeri yok. Top- lumun pek çok kesimi gibi polisler de kendileriyle ilgili bölume tepkili. Örneğin bir polis, sokakta adam öldürdüyse af kapsamına giriyor, karakolda kol kırdıysa girmiyor! Bu çelişki, polise işkence... Affın tutulacak yanı olmadığı için bu maddeyi tu- tanaksız bırakıp devam edelim... 5- lçişleri Bakanı Sadettin Tantan da payını alanlardan. Polis kökenli Tantan, polisin aleyhte sloganlan karşısında, sanınz yaşamının en kötü gününü yaşamıştır. Tantan'la ilgili iki boyut var: - Polisin istemlerine ilişkin tasanlann yasalaş- masını sağlayamadı. - Polisin içinde de Tantan'ın Bakanlık'tan bir an önce gitmesini isteyenler var. Zira son operasyon- lar yasal olmayan yollardan para kazanan her ke- simi uzüyor! Hem iyi tim hem iyi eğitim! 6- Ikinci bölümü, polisin genel durumuna, sorun- lanna ayıralım. Polis, 170 bin kişilik, silahlı bir ku- rum. Eğitim, her alanda olduğu gibi burada da en önemli unsur. Polis Okulu'nda Atatürk devrimleri dersi veren kişiye, polis adayı soruyor: - Harf Devrimi neden yapıldı biliyor musunuz? Polis adayı, yanıt beklemeden kendisi karşılık ve- riyor - Halk, Kuranıkerim'i okuyamasın diye! öğretmen, Kuran'ın Atatürk döneminde Türk- çeleştirildiğini söylüyor, ama boşuna. Polislige baş- vuranlar ülkemiz okullanndan mezun olup geliyor- lar. Bu kişilerin altı ayda cumhuriyetin kuruluş ilke- lerini benimsemesini beklemek, hukuku öğrenme- sini sağlamak hayal değil mi? Polis deyince akla salt, "iyi tim" gelmemeli, "iyi eğitim" de gelmeli... 7- Polis personel yasa taslağı, eğer yanılmıyor- sak tam 5 kez yenilendi. Her iktidar döneminde es- kisinden umut kesiliyor, yenisi hazırlanıyor. Birku- aımun statüsüyle bu kadar oynamak haksızlık. 8- Polis kurumunun üst yönetimi siyasallaştı. 9O'lı yılların emniyet genel müdürlerinin, büyük kent emniyet müdürlerinin çoğunun görevinden aynlıp Meclis'e girmiş olması bunun en somut ör- neği... Clnal Erkan, Necdet Menzir, Mehmet Ağar, Kemal Çelik bunlardan sadece birkaçı. Bu kişilerin siyasete girme hakkı yok mu? Elbet- te var. Ancak, emeklilıği beklemeden görevden ay- nlıp hep aynı partiden Meclis'e girmeleri normal mi? Alt kademedeki polis bunu görürse ne düşü- nür? 9- Iç kargaşanın arttığı bir ülkede bundan en çok etkileneceklerin başında polisler gelir. Hukuk devleti herkesten önce polise lazım! ankcum@ttnetnettr Şener, Ağca ve Çath'yı suçladı Haber Merkea - Mil- liyet Gazetesi Genel Ya- yın Yönetmeni Abdi Ipekçi suikastının karan- hktaki ismi Mehmet Şe- ner, Papa 2. Jean Paul'e yapılan suikastta ulusla- rarası kaçakçı Bekir Çe- lenk'in kendisine 3 mil- yon dolar verdiğini iddia etti. Ipekçi'nin katilı Mehmet Ali Ağca ile Abdullah Çatiıyı suçla- yan Şener, "bulaşık yı- kamayacaklaniçin bu iş- lere kanştıklannı" söy- ledi. Şener, Ağca ve Çat- lı'nın "pisükkri" ortaya çıkmcaya kadar konuş- mayacağmı behrtti. Star televizyonunda dün akşam yayınlanan ana haber bülteninde Mehmet Şener olduğu belirtilen kişinin yaptığı açıklamalar, Ipekçi ve Papa'ya yönelik suikast- lann bazı aynntılannı ortaya koydu. Şener kendisine yö- neltilen sorulan kısa ya- nıtlarla geçiştirdi. tyi bır adam olmadığını söyle- yen Şener, yaşadıklann- dan duyduğu rahatsızlı- ğı "Allah varsa bu işler böyle ohnamah. Bunlan ben yaşadım, hayatunda yaşadım" dedi. Aynntılı konuşmayan Şener, Mehmet Ali Ağ- ca ve Abdullah Çatlı'yı suçlayarak "Ben şu an- da, şu adamlarm pisnği ortaya çıkmcaya kadar konuşmuyorum" dedi. .Ağca ile Çath'nın "her işe kanşûğını'" belirten Şener. "Adam gibi çahş- mak istemediler. Ağca niyehapisegjrdi,dışarda bulaşık yıkama>~acağı için. Çath niçin bu işlere kanşü, dışarda bulaşık yıkamadığı için" diye konuştu. Ipekçi suikas- tmda kullanılan silahı Ağca'ya verdiği öne sü- rülen Şener, "Bunlann içinde, kendi kendimi bi- rinci derecede yok edil- miş hissediyorum. O gün bu işiniçideolanlarayak- ta, ben de avakta>ım. A- ma olacağım yerde degi- lim" dedi. Şener şöyle konuştu: "Ipekçidnayeti ardın- dan Serdar Çelebi, Meh- met Şandır, Yıhna Du- rak, 'Buradan seni yol- layalmı, 3 ay sonra geti- relim' dediler. Aradan 22 yıl geçti. Demek ki hâ- lâ 3 yıl dohnamış. Ayak- ta durabOiyorsam bula- şıkçıhk yaptığun kan du- ruyonun.''
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle