Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 2000 PERŞEMBE
HABERLER
Perinçek, Batfyı
suçladı
• ANKARA(AA)-tP
Genel Başkanı Doğu
Perinçek, "Türkiye
ekonomisinin
çökertilmesi, F tipi
cezaevine karşı çıkma
gerekçesiyle başlatılan
ölüm oruçlan, çevik
kuvvet otobüsüne yapılan
silahlı saldın, Türkiye'ye
karşı Batı operasyonunun
parçasıdır" dedi.
Perinçek, Töıkiye'ye karşı
bir operasyon
yürütüldüğünü ve bunun
arkasında ABD
patronluğundaki Batı
devletlerinin bulunduğunu
belirtti.
EmekPlattormu
topiandı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -1
Aralık eylemi ve son
günlerde yaşanan sosyal
ve ekonomik gelişmeleri
değerlendinnek amacıyla
bir araya gelen Emek
Platformu Başkanlar
Kurulu, hükümetten iç
borç ödemelerinin
ertelenmesini talep ederek
önceki gün Ankara'da
yaşanan şiddet olaylannı
kınadı. Platform, aynca
hükümetin, emekçilerin
istemlerini dikkate
almaması durumunda 1
Arahk eylemini aşacak
yeni eylemler yapma
karan aldı.
RTÜK'ten F tipi
uyartsı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu (RTÜK) bir
açıklama yaparak, F tipi
cezaevlerini protesto
etmek amacıyla yapılan
ölüm oruçlanna ilişkin
haberlerin "devleti zaaf
içinde gösterecek" bir
kurguyla verildiğini ileri
sûrerek yayın
kuruluşlanndan yasalara
uygvm davranmalannı
istedi. Açıklamada terör
örgütünce planlanıp
uygulamaya konulduğu
iddia edilen ölüm orucu
ve benzeri eylemlerin bazı
görsel ve işitsel medyada
gereğinden fazla yer
aldığı savunuldu.
EskiDP'li
Sayımer öldü
• lstanbul Haber Servisi -
Eski Demokrat Parti
milletvekili Fahrettin
Sayımer, böbrek
yetmezliği nedeniyle
tedavi gördüğü Marmara
Üniversitesi Hastanesi'nde
vefat etti. Sayımer'in
cenazesi, bugün Erenköy
Galip Paşa Camii'nde
öğleyin kıhnacak namazın
ardından, Karacaahmet
Mezarlığı'nda toprağa
verilecek. Sayımer, evli ve
3 çocuk babasıydı.
Gençlep
tarih yaztf
• İSTANBUL (ANKA) -
Tarih Vakfı'nca
düzenlenen 'Toplumsal
Tarih Dergisi Üniversite
Öğrencileri Tarih
Yanşması' sonuçlandı.
Birincilik Ömer Turan'ın,
"1930'lardakiŞehircilik
Tartışmalan" çahşmasına
verildi. 360 öğrencinin
başvurduğu yanşmada,
dereceye giren diğer
öğrenciler şöyle: "2.
Servet Yanatma: 1957
Fethiye Depremi, 3.
Melissa Biîal, Lerna
Ekmekçioğlu, Belinda
Mumcu: Feminist Yazar
Hayganuş Mark'ın Hayatı,
Düşünceleri ve
Etkinlikleri, 4. Asiye
Yılmaz: 16. Yüzyılda
Zengin Bir Üsküdarlı:
Dellak Hızır Ağa'nın
Terekesi, 5. Salih
Budakoğlu: Mersin Soda
Fabrikası Işçilerinin Grevi
(1978-79)".
Ülkeyi kargaşaya itebilecek olayları kendi anayasasıyla çözdü
• Türkiye'nin,
Peru'nun başkenti
Lima'da
büyükelçiliği
bulunmuyor.
Santiago (Şili)
Büyükelçimiz
Peru'ya da
akredite durumda.
Şu aşamada
Türkiye ve Peru
karşılıklı olarak
büyükelçilikler
açma konusunda
iradelerini
belirttiler. Pasifik Okyanusu'nda buhınan Peru'nun bağunsızhk savaşnnında özeüikle iki kişinin adı geçmektedir. Jose de San Martin ve Simon Bolivar.
Peru'da 'banşçıdevrim9
Prof.Dr.SUNAKİLt
P
eru Diplomatik Akademi-
si'nin davetı üzerine dış po-
litıka konusunda bir bıldın
sunmak üzere kasım ayının son haf-
tasında Peru'ya gittım. Böylece,
gitmeden önce edindiğim bilgileri
yerinde de gözlemleme olanağını
buldum. Birçok kişi, son aylarda-
ki gelışmeler doğrultusunda, ülke-
de daha fazla kargaşa çıkacağı, bel-
kı de askeri bir müdahale olacağı
görüşünde idi. Ancak böyle olma-
dı. Bir müdahale olmadan. aşın bir
kargaşa çıkmadan Peru bazı önem-
li değişildikleri gerçekleşnrdi. Bu
nedenlerle yazımın başlığını "Ba-
nşçı thtüaT olarak tanımlamayı
uygun buldum. Peru'daki bu geliş-
meleri daha iyi anlamak için bu ül-
kenin konumuna, tarihsel bırikimi-
ne kısaca bir göz atmanınyaıarü ola-
cağı kanısındayun.
Batı'da Pasifik Okyanusu, gü-
neyde Şili, doğuda Bolivya ve Bre-
zifya ve kuzeyde Kolombiya ve
Ekvador ile sının olan Peru, 1.28
milyon kilometre karelik yüzölçü-
mü ile geniş bir araziye sahip. Ilı-
man iklimden, üzerinde sürekli kar
bulunan Ant Dağlan'ndan Amazon
ormanlanna kadar uzanan değişik
iklimlere, 12.000 göle ve 262 de-
ğişik nehir yatağına sahip. Doğal
kaynaklar, balıkçılık ve tanmsal
ürünler açısından zengin bir ülke.
Ancak yeterince ekonomik gücü ol-
madığından bu kaynaklan ham-
madde olarak ihraç edip onlann
başka ülkelerde işlenmesını sagla-
mak zorunda. Ülke ıçindeki zen-
ginlik ise adil bir dağılım göster-
mıyor. Zengıni çok zengin fakat
buzenginükküçükbir grubun elin-
de. Fakirlik ise yaygın. Tüm bu ve-
rilere ve ülkedeki siyasal gel-git-
lere karşın, Peru halkı güler yüzlü
ve sevecen. Peru halkı genç bir
halk. 23 milyon nüfusun yaklaşık
yansı 21 yaşın altında. Peru'da ırk-
lar, Şili'nin aksine, birbirine ka-
nşmış durumda. Nüfusun ancak
ufak bir kesimi "Avrupahhğını''
korumuş. Peru'daki "yüzferin" ço-
ğunluğu oranın ilk sahıplen olan
ırklann, özellikle Inkalann çizgi-
lerini taşıyor.
1990 sonrası ve
bugün Peru
Peru'nun bağımsızhk savaşımm-
da özellikle iki kışinin adı geçmek-
tedir. Jose de San Martin ve Simon
Bolivar. San Martin 1821 yılında
Peru'nun bağımsızlığını ılan etti.
Bu tarihten itibaren Peru Cumhu-
riyeti, çalkantılarla geçen, sivil ve
askeri hükümetlerarasında gelıp gı-
den bir tarih yaşadı. l980yılından
beri seçimle gelen sivil hükümet-
ler tarafindan yönetilmesinekarşm,
Peru 1990 yıllanmn başlanna ka-
dar ekonomik ve çeşitli terörist ey-
lemlernedeniyle de toplumsal kriz-
ler yaşadı.
1969-1980 döneminde Peru'da
askeri yönetim vardı. Askeri yöne-
timin sona ermesınden sonra Pe-
ru'da terörist eylemler güçlendi.
•Bu gruplann en önde geleni Guz-
man önderliğindeki Maoist-Mark-
sist-Leninist "AydmkkYoTdu. Goz-
man fakir yörelerdeki bir üniver-
site de ekonomi profesöriyken ül-
kedeki fakirliğe ve bu fakirliğin
neden olduğuna inandığı sisteme
başkaldırdı. Yakan, yıkan, yıldı-
ran birterönst eylem içine girdi. Fa-
kir, zengin herkesi korkuttu. "Tu-
pac Amanı Hareketi"ne bağlı te-
rörist eylemcılenn ise belirli bir
programı yoktu. Onlann tek hede-
fi sistemi yıkmaktı. Bu doğrultu-
da adam kaçınnaktan tutun, her
türlü terönst eylem içine girdiler.
1990 yılında
a
Cambk>90" (Deği-
şim-90) sloganıyla devlet başkanı
olan Fujimori, tüm terörist eylem-
leri sona erdirdi. Guzman'ı yaka-
lattı ve Guzman 1992 yıiından be-
Peru'daki "vüzterin" çoğunluğu oranın ilk sahipleri olan ırklann, özeDikle tnkalann çizgfleriııi taşıyor.
ri hapishanede. Fujimon oldukça
başanlı bir ekonomi politika güt-
tü. Peru bir ölçüde toparlandı. Fu-
jimori güttüğü bazı polıtıkalarla
fakir halkın da desteğinı aldı. Köy-
lere ulaşım olanaklannı kolaylaş-
tırdı; yollar yaptırdı; fakir halka
yönelik sağlık hizmetlerini çogalt-
tı; onlann eğitim olanaklannı art-
tırdı. Son aylarda ülkede olanlar
fakir halkı şaşırtmakta çünkü es-
kiden "başta oianlarT en çok fa-
kir halk istemezken, şimdilerde
Fujimori'ye karşı gelen güçler ge-
neîde toplumun daha üst kademe-
lerinden.
Fujünori'nin başdanışmanı ve
Milli Istihbarat Servisi Başkanı
VTadJmiro Montesinos'un bir rüş-
vet olayında suçüstü yakalanmasın-
dan sonra Peru'da olaylar birbirini
izliyor. Montesinos ABD'den sağ-
ri darbe sözleri yaygın olmasına
karşın Peru Silahh Kuvvetleri ana-
yasal düzenin değiştirilmesine ta-
raftar ohnadıklannı açıklamışlar-
dır. Bu açıklamanın arkasında ya-
tan gerçek kanımca şudur: Monte-
sinos ordudan gelmektedir. Ancak
yüzbaşı iken disiplinsizlik nede-
niyle ordudan atılmıştır. Öte yan-
dan Montesinos ile işbirliğı ıçın-
de olan subaylann tümü süreleri
dolmadan. yeteneklen konusunda
kuşku varken terfı ettirilmiş, üst
rütbelere atanmışlardır. Fujimo-
ri'den sonra kurulanyeni hüküme-
tin ilk icraatı Montesinos ile işbir-
liği içinde olan 12 generali emek-
hye sevk eünesi ohnuştur. Bunla-
rın arasında Genelkurmay Başka-
nı General Walter Chacon da var-
dır. Böylece bir üst rütbeye atan-
malan, oynanan oyunlarla engel-
cumhurbaşkanı yanfamcılan ve hü-
kümet de istifalannı sunmuşlardır.
Bu arada Peru'da muhalefet parti-
leri, görevinden azledilen eski Pe-
ru Milli Istihbarat Servisi Başka-
nı Montesinos için narkotrafik, si-
lah kaçakçılığı, rüşvet ve yasal ol-
mayan yoÜardan zenginleşme sav-
larmı soruşturmak üzere bir ko-
misyon kurulmasına ılişkın ortak
bir öneri hazırlamışhr. Ancak Fu-
jimori yanhsı Kongre Başkanı Mar-
ta Hildebrandt söz konusu komis-
yonun kurulmasına izin vermemiş
ve bunun üzerine muhalefet parti-
leri bu kez, görevini suüstünal et-
tiği gerekçesi ile bir gensoru sun-
muş ve bu gensorunun 13 Kasım
tarihinde kongrece kabulü üzerine
Peru tarihinde ilk defa kongre baş-
kanı görevinden azledilmiştir. Hil-
debrandt'm görevinden ahnmasın-
• Türkiye dış politikada AB'ye karşı 'alternatifler' üretmek zorundadır.
Bu altematifler AB'ye girme çabalanmızı aksatmadan Türkiye'nin,
dünyanın birçok yöresinde, 'ben de vanm' demesini sağlayacaktır.
• Peru'nun zengin doğal kaynaklan, deniz ürünleri ve Türkiye'nin
birçok ürünü iki ülke arasında ticaretin artmasına neden olmalıdır.
Peru'nun Pasifık'teki konumu nedeniyle bu ülkeyle ilgili bir stratejik
anlayışa gidilmesi kaçınılmazdır.
ladığı 30 günlük turist vızesi ile
suç ortağı bazı subaylarla Pana-
ma'ya iltica ediyor. Bu subaylann
Silahlı Kuvvetler'den izin ahna-
dan bu girişimde bulunmalan ay-
n bir skandal konusu ohnuştur. Pa-
nama yetkilileri iltica eden subay-
lardan 7'sinin 24 saat içinde ülke-
yi teıketmelerini istediğinden Mon-
tesinos Peru'ya geri dönmüştür.
Montesinos'un Peru'ya döndüğü
söylentileri Lima'da halkı sokak-
lara dökmüş, hükümet binasını iş-
gal etmek isteyen halk ile polis ara-
sında çatışmalar ortaya çıkmıştır.
Tüm bu geüşmeler ışığinda aske-
lenmiş olan subaylara "rahaüa-
ma" olanağı sağlanmıştır. Öte yan-
dan Fujimori tarafindan emekliye
sevk edilmiş olan General Carİos
Taftır yeniden bu göreve getiril-
miştir.
APEC zirvesine katıhnak üzere
13 Kasım'da Bnınci'ye giden Cum-
hurbaşkanı Alberto Fujimori (gi-
derken yanuıda 36 bavul götürdü-
ğü ve bu bavulların içinin paralar-
la dolu olduğu söylentiler arasın-
da), zırve sonrasında ülkesine dön-
memiş, Tokyo'ya geçmiş ve 19
Kasım günü görevinden istifa ede-
ceğinı bildirmıştır. Bunun üzenne
dan sonra Montesinos olayını so-
ruşturmak için komisyon kurul-
ması önerisi tekrar gündeme gel-
miş ve kabul edilmiştır. Üyeleri
behrlenen komisyon 45 gün için-
de, Peru'da ve yurtdışında Monte-
sinos'ayöneltilen suçlar hakkında
soruşturmasını tamamlayacaktır.
21 Kasun tarihli oturumunda
Peru Kongresi, Fujünori'nin isti-
fasını kabul edeceği yerde, cumhur-
başkanının "daimi manevi gûç za-
fiyeti" gösterdiği gerekçesiyle gö-
revinden alınmasına ve cumhur-
başkanlığı makamının münhalli-
ğine karar vermıştır Bu arada kong-
re başkanhğına getınlmış olan Va-
kntinPaniagua. her iki cumhurbaş-
kan vekilı ıstıfa etmiş ve istifalan
kabul edilmiş olduğundan, anaya-
sa gereğince 22 Kasım günü geçi-
ci cumhurbaşkanı olarak görevüıe
başlamıştır. Yeni cumhurbaşkanı-
nin mesleği avukatlık olup eski
cumhurbaşkanlanndan Belaun-
de'ninbaşkanı olduğu "Acrion Po-
puiar" Partisi'nin sekreterlıği gö-
revini yürütmektedir.
25 Kasım "da yeni hükümeti ku-
ran Cumhurbaşkanı Paniagua, Baş-
bakanhk ve Dışişleri Bakanlığrnı
eski BM Genel Sekreten JavierPe-
rez de Cudbr'a vemuştr. Yeni hü-
kümet Peru'daki siyasal eğilimle-
rin tümünü kapsayan plüralist bir
yapıya sahiptir. Cuellar ülkede de-
mokrasinin tekrar yürürlüğe gire-
ceğinı ve bu bağlamda Fujimori
döneminde Peru'nun çekihniş ol-
duğu "Amerikalararas lnsan Hak-
lan Mahkemesi"ne döneceğini
açıklamıştır.
Tüm bu gelişmeler sürecinde
Fujimori, annesi ve babası Japon-
ya doğumlu olduğu için, Japonya
yurttaşlığına getirihniş, bu ülkede
oturacağını açıklamış ve hakkında-
ki tüm yolsuzluk ıddıalanm reddet-
miştir. Ote yandan Montesinos hak-
kındasuç kanıtlan büyüyor. 29 Ka-
sım'da Lima'daki tsviçre Büyükel-
çiliği'nin yaptığı açıklamaya göre
Montesinos'un muhtemelen Rus-
ya ile yaptığı sılah ahşverişinden
sağladığı 48 milyon dolar, Isviçre
bankalanndadır. Peru'da yeni seçim-
leri Nisan 2001 tarihinde yapmak
konusunda partıler arasında görüş
birliği sağlanmıştır. Tekrar çıft mec-
lis sistemme dönmekkonusunda bir
anayasal değişıklik de gündemde-
dir. Yaşam normale dönmektedir.
Peru'da bulunduğum süre içinde
tek gördüğüm başkanhk sarayı
önünde toplanmış olan ve şikâyet-
lerini dile getiren küçük ışçı grup-
lanydı. Peru zoru başarmıştır. Ola-
ğanüstü koşullann belki de anaya-
sal düzen dışında arayışlara itebi-
leceği olaylar zincirini anayasal
çerçeve içüıde çözmüştür. Onun
için Peru bir "banşçı ihtibdT ger-
çekleştirmiştir.
Peru ve Türkiye
Türkiye'nin Lima'da büyükel-
çiliği yok. Santiago (Şili) Büyü-
kelçimiz Peru'ya da akredite. Sa-
yın Büyükelçi Tûrd Özkarol Pe-
ru'daki gelişmeleri yakından izli-
yor. Lima Fahri Başkonsolosumuz
Elias Mendoza Habersperger'ın
mesleği avukatlık ve Peru pohtıka-
sında ismi olan bir kışi. Şu aşama-
da Türkiye ve Peru karşıhklı ola-
rakbüyükelçilikler açma konusun-
da iradelerini belirtmişlerdır.
Peru'nun zengin doğal kaynak-
lan, deniz ürünleri ve bizim birçok
ürünümüz ülkelerimiz arasında ti-
caretin artmasını sağlamalıdır. An-
cak dış polıhka açısından Peru'nun
Pasifık'teki konumu nedeniyle bu
ülkeyle ilgili birstratejik anlayışa gı-
dilmesı kaçınılmazdır kanısında-
yun. Nitekim bu konuyu "PeruDip-
lomatik .\kademia"nde gündeme
getırdığımde öğrencıler, öğretün
üyeleri ve Peru Dışişleri Bakanhğı
mensuplan ılgıyle karşıladılar. Tür-
kiye dış politikada "alternatifkr"
üretmek zorundadır. Bu alternatif-
ler Avrupa Birliği'ne girme çaba-
lanmızı aksatmadan Türkiye'nin,
dünyanın birçok yöresinde, "ben
de vanm* demesini sağlayacaktır.
Türkiye coğrafi konumu, tarih-
sel bırikimı ve karşılaştığı bazı so-
runlar nedeniyle "gtobal" düşün-
mek zorundadır. Bu global düşün-
me dış polıtıkadakı bazı öncelikle-
rimizi göz ardı etmeden yavaş ya-
vaş ülkemıze bazı alternatıfleri de
kazandıracaktır. Gelişen teknoloji-
nın ışığında Pasifik o kadarda uzak
değil. Peru, uzak olduğu kadar ya-
kın da olan bü" ülke.
•. -J
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Bu Sahneleri Biliyoruz
Birkaç gündüryaşadıklanmız, rastlantılann arka
arkaya gelmesi mi, yoksa arka arkaya getirilmesi
mi; kestirmek güç. Rastlantılara bakıp gerçekle
bağıntısı olmayan teoriler kurmak (komplo!) işin en
kolayı. Böyle bir teori, bizi, yakından tanıdığımız,
demokrasinin iyice rafa kaldınldığı süreçlerin baş-
ladığı gibi bir yargıya götürebilir.
• • •
Türkiye gerilimli günler yaşıyor.
Bugünlere damgasını vuran başlıca gelişmeleri
anımsayalım:
a) Ekonomik kriz: Türkiye ekonomisi periyodik
dibe vuruşlanndan birini yaşıyor. Bu krizin esas
olarak üretimsizlikten kaynaklandığını anlayacak ve
buna yönelik önlemler alacak, her bir kuruşu üre-
time yönelik harcayacak siyasi kadrolann işbaşı-
na gelmesine kadar periyodik krizimizi yaşayaca-
ğız. Bu, dünyanın krizi değil, Türkiye'nin üreteme-
me, gereksinimlerini sadece dışandan durmadan
akacak dövizlerie karşılama alışkanlığı krizidir. Tür-
kiye bir ulusal kalkınma stratejisi ve planı düşün-
mediği sürece bu krizler kroniktir.
Bu son krizde çok önemli yapısal bir dönüşüm
yaşıyoruz. Türkiye'nin paralannın har vurulup har-
man savrulmasını önleyecek, mali bir yeniden ya-
pılanma/kurumsallaşmanın ilk adımlan atılmakta-
dır. Bu kurtuluş değildir, ama mutlaka yapılması ge-
rekir. Siyasi organlan da etkileyen bu dönüşümün
sancılannı daha yaşayacağız. Bütün iç ve dış ana
dertlerimizin kaynağında, bu üretememe, zengin-
likler yaratamamanın sonucu olarak parasızlık ya-
tıyor.
Ancak Türkiye, dışandan parayı bulduğunda da
bunu çoğaltamıyor ve daha büyük ekonomik de-
ğertere dönüştüremiyor. Çünkü bunu gerçekleşti-
recek bir siyasal-bürokratik-ekonomik anlayışa,
mekanizmaya, yapıya, yetenege ve her şeyden
önemlisi geleneğe sahip değil.
b) Avrupa Birliği: Türkiye, başka bir büyük ya-
pısal dönüşümün eşiğinde. Avrupa Biriiği'ne üye-
lik pazarlıklannın, hatta üyeliğin kendisinin getirdi-
ği iç siyasi gerilimleri yaşıyoruz. Bunun sarsıntısız
atlatılacağını kimse sanmasın. Daha çok sert tar-
tışmalar ve kapışmalar yaşayacağız. Türkiye, Av-
rupa Biriiği'ne hiçbir zaman üye bile olmayabilir. Bu
koşullarda, bir mucize gerçekleşmezse eğer, biz-
den sonraki nesillerin de bugünkü sorunlar içinde
debeleneceğini kestirmek için büyük öngörü sa-
hibi olmak gerekmiyor. Avrupa Birliği'ni isteme-
yenler, boş laf ve kof gevezeliklerin ötesinde, Tür-
kiye'ye başka bir çağdaşlaşma, zenginleşme, üre-
tebilme vizyonu, bunun stratejisini, plan ve prog-
ramını koyabilmelidirler. Ortada böyle bir şey yok-
tur.
c) Yönetim krizi: Baktığınızda ortada güçlü bir
hükümet var gibidir. Ekonomik krizi kısa dönem-
de atlatacaklardır, ancak Türkiye'yi cezaevlerinde
ölüm orucu ile miiletin büyük çoğunluğunun karşı
olduğu böyle bir af çıkmaztna sokmalannın anla-
mı, tamamen yanlış politikalardır. •••<.n.A
Af, sadece siyasi olmalıydı. Hükümet, birtopkım-
sal banş ilan edebilmeli, bütün siyasal görüşleri ku-
caklayabilmeliydi. Ülkücü de çıkmalıydı, demok-
ratı ve solcusu da. Hatta, aynlıkçı terör örgütünün
en masumlan bile salıverilmeli, diğerlerine de ile-
ride bırakılma perspektifi hissettirilmeliydi.
Tabii, böyle bir adımın, ancak, "Birtikte yeni bir
Türkiye yaratıyonız" gibi bir slogan altında, eko-
nomik, siyasal, sosyal plan ve programla birlikte
düşünüldüğünde bir anlamı vardır.
Bunu planlayacak ve gerçekleştirecek siyasi
kadrolar, siyasi bakışlar, yönetim cesareti, gelece-
ği düşünme yetisi nerede?
• • •
Gelelim bugünkü tabloya: Afişçiler sivil polis ta-
rafindan vuruldu; uzun zamandır böyle bir olay ya-
şamıyorduk. Bu kasıtlı mı? Arkasından sivil olma-
yan resmi giysili polisler hedef seçildi. Bu da ka-
srtlı, beklenen tepki miydi? Ankara'da polise des-
tek güçleri olarak bir ülkücü grup ortaya çıktı. Bu
da beklenen ve istenen veya programlanmtş bir ge-
lişme mi? Çevik Kuvvet yürüdü. Düne kadar hak
arayanlann üstüne yürütülürdü. Bu defa iki arka-
daşlannın alçakça tuzağa düşürülerek öldürülme-
lerine tepki olarak kendi haklan için yürüdüler. Slo-
ganlannı belirieyen, Türkçü-lslamcı ideolojiydi. Hü-
kümetin, Tantan'ın kellesini istediler. Bu da hazır-
lanan bir eylemin anında devreye sokulması mıy-
dı?
Siyasal bunalımlar, yönetimsel yanlışlıklar eko-
nomik krizle bütünleştiğinde daha hangi feci tab-
lolann ortaya çıkacağını bilemeytz, ama düsüne-
biliriz...
obursali© bilimmerkezi.org.tr ,.
Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu
'Boğadardagüvenük
önlemiarttirüacak'
lstanbul Haber Servi-
si - Denizcilikten sorum-
lu Devlet Bakanı Rama-
zan Mirzaoğlu, Türki-
ye'nin boğazlarda can,
mal, seyir ve çevre gü-
venliği için gerekli ön-
lemleri arttırmaya de-
vam edeceğini söyledi.
Bakan Mirzaoğlu, dün
Crowne Plaza Oteli 'nde
düzenlenen Karadeniz
Liman Devleti Kontrolü
Memorandumu 1. Ko-
mite Toplantısı'nın açı-
üşmda yaptığı konuşma-
da, Karadeniz'in, kıyı
devletleri açısnıdan stra-
tejik ve ekonomik öne-
mi olduğunu söyledi.
Karadeniz'e sahildar
ülkeler tarafindan, Ka-
radeniz'de seyir, can, mal
ve çevre güvenliğini sağ-
lamak amacıyla 7 Nisan
2000 tarihinde İstan-
bul'da Karadeniz Liman
Devleti Kontrolü hak-
kındakı memorandumun
imzalandığını anımsa-
tan Mirzaoğlıv bu me-
kanizma ile hem gemi-
lerin seyir, can, mal ve
çevre güvenliğini tehdit
eden faktörlerin en aza
indirilmesinin hem de
limanlardaki haksız re-
kabetin önlenmesinin
amaçlandığını kaydetti.
Devlet Bakanı Mirza-
oğlu, Türkiye için bü-
yük öneme sahip olan
Karadeniz'in her geçen
gün kirlendiğini ve
bunun büyük ölçüde Tu-
na Nehri'nden kaynak-
landığmı anlattı.
Mirzaoğlu, her yıl Ka-
radeniz'e giren 110 bin
ton petrolün yüzde
48'inin de Tuna yoluyla
taşmdığını, lstanbul ve
Çanakkale boğazlarm-
dan da yılda ortalama 50
bin geminin geçtiğini,
bunlarm 5 bin 504'ünün
tehlikeli yük taşıdığım
söyledi.