Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 KASIM 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA
M3hmet@cumhuriyet.com.tr
enter
.net-3* ,
MEHMET
SliCU
Dünden bugüne Dersaadet
W~Z I 995 sonlannda ABD'de
tP^ I yaşayan bir grup arkadaş
k. I I "Merhaba" adı altında
-~mm nitelikli bir Web sayfası
oluşturmaya karar verip işe
koyuldular. Merhaba, görece olarak
nitelikli olmakla birlikte oldukça çoksesli
ve popûlistti. Süreç içinde daha özgün bir
sayfa oluşturmanın gerekliliği ortaya çıktı..
Dersaadet böyle bir kaygı ile oluşturuldu.
Doğal olarak ziyaretçi sayısında önemli bir
düşüş yaşandı.
Üstüne üstlük Dersaadet'i yayımlayan
âdem anayurda döndü ve kaldığı yerden işe
koyuldu...
Bir yandan uzun süren aynhktan sonra
tekrar anayurda uyum sorunlan, diğer
yandan interaetin Türkiye'de henüz
emekleme çağını yaşaması Dersaadet'i
yeterince yaygınlaştıramadı.
Ama o inatla yoluna devam etti, hiç
ilkelerinden ödün vermedi. Evde tamamen
arnatörce, tecimsel kaygı duymadan
yayınım sürdürdü... Ama sonunda savaşımı
kazandı. Birçok güzel insan ve dost,
Dersaadet'i bulup bağnna bastı. Destekte
bulundu.
Dersaadet şu anda iki adresten aynı anda
yayımlanmakta.
http://dersaadetonline.tripod.com
http://www.anaserve.com. dersaadet
Gerçek bir virüs öyküsüE-Posta ile bulasıyor
Virüs
saldırılarının
maliyeti
ağır
— - | ÇSA (Internafional
m I I Computer Security
i y j I Association)
•^«,««1 tarafından
yayınlanan rapora göre, geçen
yıl virüs enfeksiyonundan dolayı
felaketle karşılaşan şirketlerin
sayısında yûzde 20 oranında
artış olmuş.
KSA raporuna göre virûs
saldınlan, şirketlerde büyük
zararlara malolmakta ve neden
olduklan masraflar da her yıl
artıyor. Tahminlere göre, tipik
bir şirket her yıl
küçümsenemeyecek tutarlar
olan 100.000 USD ile ı
990.000 USD zarara
uğrayabiliyor. Enfeksıyoıun
yüzde 80'i e-posta aracriğıyla
yayılıyor. Bu da, virüs
programcılannın yüksfk
teknolojinin sağladığı,oütün
enfeksiyon gereç ve
yöntemlerini kullandklannı .
doğrulamaktadır.
Geçen yıl, ankete kıtılan
şirketlerin yüzde 4J'ınm bir
virüs saldınsına ıgramış
olduklan saptannış. Bu, bir
önceki yıla göreyüzde 23
oranında bir artg anlamına
gelmektedir.
Geçen hafta Aydın Engin
bilgısayanna bulaşan bir
virüsten yakındı. Köşesinde
uzun uzun bu hain virüsün
nelere sebep olduğunu yazdı.
Sadece yazmakla da
kalmadı, gazetede yakaladığı
herkese yeni baştan anlattı.
Gerçi ben, Aydın Abi bu
virüsü anlatırken kimi
zaman, başka şeyler de ima
ettiğini sandım. Ama yine de
Aydın Engin batık bankalarla
çeteleri yazmak için bir
bilgisayar virüsünden yardım
isteyecek bir kişi değil.
Zaten bizim konumuz da bu
değil. Eğer böyle bir ironi
yaptıysa da onun bileceği iş.
Ancak ben yazıyı yazdığı
gün. hatta ondan sonrakı iki
gün içinde, bu hain mikrobu
bilgisayanndan atmak için
neler yaşadığını çok iyi
biliyorum. Aldığı dış
mihraklı yardımlar da bir işe
yaramayınca, başta bızim
Muhalif olmak üzere bizim
gazetenin bilgisayar
ulemalanndan bir ışık
alabilmek için umutla
gözlerine baktı, elindeki diz
üstü bilgisayarı gazete içinde
bir ona, bir ötekine gösterdi.
Sonunda bunca
konsültasyondan sonra
hastanm durumunun
umutsuz olduğunu
öğrenince bilgisayannın hard
diskini formatlamak zorunda
kaldı.
Kısacası Aydın Abi
bilgisayanna bağımlı
yaşamaya ahşmış bir insanın
başına gelebilecek en kötü
durumu yaşadı. On binlerce
adres ve telefon numarasının
yanı sıra burada
sayılamayacak kadar çok
yazı ve başka bilgiler de uçtu
gitti.
Aydın Engin bilgisayanna
bağımlı yaşadığını ise
sistemine virüs bulaşınca
anladığını söylüyor. (Bana
sorarsanız daha önceden
biliyor, ama kendine bile
itiraf etmeye çekiniyordu.)
Benim gençlik dönemimden
beri yazdığı günlük
yazılanyla bizlere
haftada 5 gün iyıyi doğruyu
gösteren Aydın Abi, aslında
çok önemli bir ihmalin
faturasını ödedi.
(Bu arada sanınm benim
kendisinden genç olduğumu
anladınız.) Aydın Engin'in
bilgisayanna elektronik
posta ile bulaşan virüs,
aslmda hemen hepımizin
başına her an gelebilecek
tehlikelerden biri, hatta en
önemlisi. tntemeti ve
bilgisayannı bu kadar çok
kullanan bir kişinin doğal
olarak bir antivirüs programı
kullanması gerekiyordu. Eski
bir söz vardır; "Hocanın
söykdiklerini yap
yapnklannı yapma" diye.
Ben de Aydın Engin'in
yaptığı gibi yapmayıp yeni
bilgisayanma (bu hafta
geliyor) öncelikle lisanslı bir
antivirüs programı
yüklemelerini istedim.
Kıssadan hisse: Siz siz olun
her şeyin en kötüsûnü
dûşünün ve mutlaka bir
antivirüs programı
kullanın.
M U H A L
Penüum IV'ler geldi, V'lere hazırlanıyoruz
f
BİLGİ-SAYARIU
Süreklı gelişen bilgisayar sek-
|» 1 töründe lşlemci (CPU) hız treni-
J | nin başını çekiyor. Artık lşlem-
ci 'lerderbahsederken MHZ yerine GHZ'Ier-
den bahediyoruz.
Bu k;dar hızla gelişen Işlemci'lere kulla-
nıcı ol^ak yetişmekse elbette mümkün ve de
gerekl değil. Sızlere tavsiyemiz, bilgisayan-
nızdaj beklentiniz doğrultusunda lşlemci seç-
menı;. Bunun ıçın lcullanacağınız program-
lan, langi hızda performanslı çahşabileceği-
nızi /e orta vadedekı ihtıyacınızı göz önüne
almınız uygun olur. Diğer taraftan seçim ya-
parten marka bazında pek sıkıntı çekmeye-
celsiniz.. zira fazla alternatifiniz yok.
flk CPU üreticilennden olan AMD firma-
sı. Intel'e yerini kaptırana kadar piyasada ön-
de koştu. Bir müddet piyasayı geriden takip
eden AMD şu sıralarda yanşa kaldığı yerden
devam ederek ön sırada yerini aldı. Piyasayı
önde yakalayan AMD'nın fıyatı da rakipleri-
ne göre hayli uygun. Şu günlerde lşlemci al-
mayı düşünüyorsanız AMD'yi incelemenizi
tavsiye ederiz.
Bir diğer önemli parçaya, bilgisayann açı-
hrken bazen 1 bazen 3 kere sayarak hakkın-
da bilgi verdiği RAM'e (belîek) gelelim. RAM
hem fiziksel olarak hem de konu olarak biraz
daha dikkat gerektiren bir parça. Piyasaya uy-
gun olarak sürekli gelişen ve çalışma hızının
sürekli arttığı RAM'ler bir de fiziksel deği-
şiklik yaşadı. Pentium H'lere kadar EDO
REM'lerle çalışırken, PII ile birlikte EDO
REM yerini SD REM'e kaptırdı. Dolayısıyla
eski RAM'leri yeni bilgisayannızda ne yazık
ki kullanamıyorsunuz. Çünkü PII seri bılgi-
sayarlarda her iki tip RAM için slot mevcut-
sa da EDO RAM'lerle SD RAM'leri bir ara-
da kullanmak ne yazık ki mümkün değil.
Dikkat etmeniz gerekenlere gelınce, dedi-
ğimiz gibi RAM fiziksel olarak hassas bir
parça. Değiştirirken, incelerken hassas olan
ayak bölümüne ıslak, nemle dokunulmamah
ya da üzerine ağırlık bırakılmamalı. Aynca ka-
sanızdaki RAM slotlan sınırlı sayıda (3 ya da
4) olduğu için, mümkün olduğunca, yüksek
hızda ve tek parçadan oluşan RAM almak da-
ha uygun. Daha sonra RAM arttınmma gitti-
ğinizde kasanızda yeterince boş slot bırakmış
olursunuz. Örneğin, 2 adet 64 MB'lık RAM
yerine 1 adet 128 MB RAM almak daha sağ-
lıklı.
Yüksek performanslı bilgisayarlarda gö-
rüşmek dileğiyle.
Hoşca ve sağlıcakla kalın.
h.kartalfo cumhuriyet. com.tr
Türkiye interneti tartışacak
Internet kamuoyu, 9-
11 Kasım'da tstanbul,
Harbiye Kültür Site-
sı'nde "Türkiye inter-
netini" tartışacak. Bu
yıl altıncısı yapılacak
olan "Türkiye'de inter-
net" konferanslan di-
zisi ülkemizdeki inter-
netle ilgili tüm kesim-
leri bir araya getirip tec-
rübe ve bilgi paylaşı-
mı, ortak akıl üretme,
sorunlara ortak çözüm
arama ve toplumun dikkatini çekmeye yö-
nelik bir etkinlık.
3 gün 7 paralel salonda sürecek konferans
sırasında toplam 72 oturum yapılacak. Bun-
lann 19'uaçık oturum çalışmagrubu, 18eği-
tim semineri, 22 bildiri, 4 forum ve 10 fir-
ma sunum oturumu yapılacak; toplam 55 bil-
diri sunulacak.
Konferansın ana teması "E-Türkiye: Tür-
kiye'yi tnternete Taşımak" olarak seçihniş.
Avrupa Bırlığı'nden HorstForster, E-Avru-
pa misiyatifıni anlatacak, Nortel Network
Genel Müdür Yarduncısı ise "Dünyadaki
internet kullanun eğüimleri ve Tûrkiye için
sonuçlan" başlıklı bir konuşma yapacak.
Sıyası partı temsılcılerinin katılacağı, "Par-
tilerin tnternete BaktşT paneli ve kapanış otu-
rumunda sivil toplum
örgütleri ve toplum ön-
derlerinın katılacağı,
"E-Türkiye Fonımu"
olacak.
"Telekom Sektörö
ve tnternet", "tnter-
net KuDamcdanForu-
mu", "RiskSennaye-
si ve tnternet Civciv-
leri", "Ekonomisüer
Yeni Ekonomiyi Tar-
üşryor" panelleri ya-
pılacak önemli etkin-
lıkler arasında.
Kışisel bilgilerin korunması konulanmn
tartışılacağı "Mahremiyet(Privacy)" pane-
linde ise EPIC'den DavkJ Banister, Privacy
Internationaldan Simon Davies ve Cyber
Rights & Liberties'dan Yaman Akdenizka-
tılacak.
"İnternet ve Hukuk: Öncekfler ve Eyfcm
PlanlarT paneli hukuk konusunda nelerin
hangi sırayla yapılması gerektiğinin tespi-
tine çalışılacak bir oturum olacak. MEB
eğitim portallan ile "tnternetin Eötimde
Knlhnımı" bir panelde tartışılacak. fiıteraet
Üst Kurulu, çalışmalan konusundabilgi ve-
recek kuruluş sürecinde olan internet vak-
fını anlatacak; aynca yeni oluşmakta olan
DNS çahşma Grubu da bilgi verecektir.
Son Kullanıcı ENDER NET endernet_20009yahoo.com
efideı ıMlOLxır.cofn
J
-mail aareslerinde dolaşan se-
vimli öyküler var. Onlardan bi-
rini seftim bu hafta. Hoş biröy-
kü anatılıyor. Ben sevdim.. ba-
kalırn siz de sevecek misiniz?
Microsoft, tenizlik işçisi anyormuş. iş-
sizin biri baş^urmuş. Bir ön görüşme
yapmış ve beğenilmiş. Yetkili demiş ki:
"Seni işe alınz. Bize uygun görünuyor-
sun. Ama tazı formaliteler var. Sen
bize e-mailadresini bırak. Sana baş-
vuru formı göndereceğiz. Aynı za-
manda işebaşlama tarihini de yaza-
nz." Adarr"Üzgünüm.. ama benim ne
bikjisayarm ne e-mail adresim var" de-
Ders alınacak hikâye
yince şu karşılığı almış: "Hangi devirde
yaşıyoruz. E-mail'i olmayan insan olur
mu? E-mailin yoksa sen de yoksun
demektir. Kusura bakma ama, bu du-
rumda seni işe alamayız."
Hikâye bu ya. Adamımız ne yapacağı-
nı düşünürken aklına cebindeki son 10
dolarla bir iş çevirmek gelmiş. Bir mar-
kete girerek 10 kiloluk bir kasa domates
almış. İki saat içerisinde iki katı kârla sat-
mış. Bakmış bu iş iyi bir iş.. hemen iki ka-
sa daha domates alıp satmaya başla-
mış. Neyse uzatmayalım.
Bu işten iyi para kazanmış günün so-
nunda. Artık her sabah bu işi yapar ol-
muş. Öyle bir para kazanmaya başlamış
ki kentin domates kralı olmuş neredey-
se.
El arabasıyla başladığı işe kamyonla,
kamyonla devam ettiği işe TIR filosuyla
devam etmiş. Aradan yıllar geçmiş.
ABD'nin en büyük gıda nakliye şirketle-
rinden birinin sahibi olmuş.
Şirketiyle çalışan sigorta şirketi bir gün
adamımıza telefon açmış ve artık yazış-
maların daha çabuk yapılabilmesi için e-
mail adresi istemiş.
Adamımızın e-mail adresi yok biliyor-
sunuz. Tabii ki "Benim e-mail adresim
yok" demiş. Sigortacı çok şaşırmış, de-
miş ki: "E-mail'iniz yoksa bu hanedan-
lığı nasıl kurabildiniz peki? Düşünün,
ya bir de e-mail adresiniz olsaydı."
Adamımız hemen yanıtlamış: "Evet. E-
mail adresim olsaydı bugün Micro-
soft'ta temizlikçiydim."
Bu hikâyeden alınacak dersler:
1 - Intemet, hayatın çözümü değildir.
2- Eğer Microsoft'ta temizlikçi olmak
istiyorsan e-mail adresi edin.
3- Eğer e-mail'in yoksa ve çok çalışı-
yorsan, zengin olabilirsin.
4- Eğer bu hikâyeyi e-mail aracılığıyla
aldıysan, temizlikçi olma şansın milyoner
olma şansından fazla.
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Mafya Moral
Kazanmamalı..
Uşak Cezaevi'nde olup bitenteri, olaytn başlıca kah-
ramanları Nuriş kardeşleri Bergama ve Ödemiş'te
tek kişilik hücrelere kapatarak başarı ile sonuçlan-
dırdığımızı sanırsak yanılınz.
57. hükümete kamuoyunda artı puan getiren olay-
lann arasında, mafya karştsında sürekli mücadele eden
tutumu da önemli bir yer tutuyor. Bırbın arkasına da-
ğıtılan çeteler, güvenlik güçlerinin arasında süklüm
püklüm yürüyen kabadayılar, çevreyi haraca kestik-
leri için yargı önüne çıkartılanlar ve elbette onlann
kravatlı, okumuş, aristokrat kesimdeki devamı olan
banka soygunculan, ihale dalaverecileri, hayali ih-
racatçılar...
üsteyi başka birçok ömekle uzatmak da müm-
kün, ama kısaca, yaşamlannı kara paradan kazanan
kesim diyerek noktalamak da...
Evrensel dil, bu kesimi mafya olarak nitelendiri-
yor. önce Sicilya'da başgösteren, daha sonra Ital-
ya'dan Amerika'ya yapılan göçler ile dünyanın en bü-
yük devletinde en azılı sektör haline gelen mafya,
özellikle 12 Eylül sonrasının o özel koşullan içinde
artık bizim ülkemizde de hatın sayılır bir güç haline
geldi. Önceki gün geçmişi ile bağlannı, ister degi-
şim isterse gelişme kalkanı ardında kopartma ge-
reğini duyan MHP'nin eski ülkücü takımının, ideolo-
jik kulvardaki gözüpek kavgalarda yetişrniş, ama
daha sonra meşgalesiz kalmış kimi bireyleri de çek
senet tahsilatı sektöründe boy göstermişlerdi.
Türkiye Alaattin Çakıcı'yı o sektörün önde gelen
yöneticilerinden birisı olarak tanıyordu. Ama Nuri ve
VedatErgin'lerletanışmamız, Çakıcı'nın Fransa'dan
getirilerek Maltepe Cezaevi'ne konulmasını izleyen
günlerde oldu.
Nuriş kardeşlerin, 'mafya argosunun bu kısalt-
masına demek ki hepimiz alışmışız' uzaktan uzağa
meydan okuyarak Çakıcı'nın çevresindeki güç hal-
kasını ele geçinme planları, kapatıldıklan Uşak Ce-
zaevi'ni uzun bir süreden beri kendi yönetimleri al-
tına almalan ile eyleme dönüşmüş. Kamuoyu, Uşak
esnafının haraca bağlandığından başlayarak ceza-
evi yönetimini fiilen onlann ele aldığını; cezaevi mü-
dürü, ailesi, yardımcıları ve bazı tutuklu ya da hü-
kümlülerle ilgili rehin haberi medyaya yansıyınca
öğrenebildi. Yani geçen haftanın son günlerinde.
Oysa yine geçen hafta cumartesi günü Hürriyet
gazetesinde çıkan bir belge, bu fiili el konuluşun en
az üç ay önceye kadar uzandığını gösteriyordu.
Çünkü Içişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'nün 23 Ağustos 2000 tarihli bir yazısıyla Adalet
Bakanlığı'na, hiçbir kanun devletinde kolay kolay eşi-
ne rastlanamayacak bu durumu yazılı olarak bildir-
mişti.
Elbette, dünyanın birçok ülkesinde hükümlü ve tu-
tuklular da cezaevi yönetimine baş kaldınr, hatta
yöneticilerin bir bölümünü de rehin alıriar. Ama o ül-
kelerde kanun gücü derhal harekete geçer ve tıpkı
bir kentin meydanında ya da dağbaşında kendisini
devletin üstünde ilan ederek çevreye meydan oku-
yan adama ne yapıyorsa, onu yapar.
Kapısında 'TC Adalet Bakanlığı Ceza ve Tutuklu-
evleri Uşak Cezaevi' yazması gereken binada bu yı-
lın ağustos ayı ortalannda başlayan ve kasım ayının
ilk haftasında katıllerin yeni kurbanlan ile biten baş-
kakjında, devlet maalesef uzun süre suskun ve se-
yirci kalmıştır.
Bu suskunluğun ve seyirciliğin hiçbir biçimde te-
vili ve açıklaması olamaz. Sorumlusu ya da sorum-
lulan kim ise hesabını verir.
Vatandaş, böyle olaylarda devleti sorumlu tanır.
Devlet, kendi birlikteliği içinde siyasal erke döner ve
sorar:
Içinizde kimdir bu işin sorumlusu ya da sorumlu-
lan. Onlar için ne yapıyorsunuz?
Sayın Adalet Bakanı, önce o bildirim yazısını ka-
muoyuna sızdıran gazeteciler için soruşturma açı-
lacagını söyleyerek, bence olayı saptırmıştır. Daha
sonra sorumluluğu 'F' tipı cezaevlerinin yapımının
tamamlanmasına, savcılann yetkilerine, cezaevi yö-
neticilerinin özlük haklannın yetersizliğine kadar
uzatmıştır.
Söylediklerinde, gazetecilerin görevlerini sınırla-
maya kalkışmak dışında, haklı olduğu yönler elbet-
te vardır. Ama Sayın Prof. Türk insaf etsin. Bir ce-
zaevinde, müdürün makam odasında mafya lider-
leri karargâh kurar da, o olay kamuoyundan ve bel-
ki de hükümetin öteki üyelerinden de gizlenerek
sessizce 'ne yapsak acaba' diye düşünmeye terk
edilirse, kısa zamanda kangren haline dönüşür ve
o kangren Adalet Bakanlığı'na kadar uzanır.
Mahkûm, bin dereden getirilen su ile ikna ediliyor
ve cezaevi otomobiline bindiriliyor; üzeri aratılmıyor.
Yolda yüzlerce kilometre silahlı ve cep telefonlu gö-
türülüyor, götüren güvenlik güçlerinin kılı bile kıpır-
damıyor. Ne zaman ki 'Haydi yeni evine geldin' de-
niliyor, silahın ve telefonun varlığı kamuoyundan
saklanamayacak hale geliyor.
Kimdir bunun sorumlulan. Uşak C.Savcısı mı, Jan-
darma Komutanı mı? Herkimlerse, haklanndaki ko-
vuşturma acaba hangi aşamadadır?
Ve, sırtında böyle bir olayın ağıriığı ile Sayın Ada-
let Bakanı, yakında başlaması beklenilen af yasası
görüşmelerini yönetebilecek moral gücüne ve sağ-
lam sinire sahip midir?
Gerçekten merak ediyorum.
Faks: 0212 - 677 07 62
E-mail: obirgit(a e-kolay net
Özgür TAYAD'dan açıklama
Tutuklulann yaşam
koşullan düzeltilsiıf
tstanbul Haber Seni-
si - Tutuklu ve Hükümlü
Aileleri Yardımlaşma
Derneği (Özgür TA-
YAD), Bergama'dan Bu-
ca Hapishanesi'ne sevk
edilen tutuklulann insan-
ca yaşam koşullannın
sağlanmasını istedi.
Ozgür TAYAD'dan ya-
pılan yazılı açıklamada.
29 Temmuz tarihinde
Bergama'dan Buca Ha-
pishanesi'ne sevk edilen
tutuklulann yaşam ko-
şullannda hemen hıçbir
iyileştirme yapılmadığı,
Buca Hapishanesi'nde
hak gasplannın devam et-
tiği belirtildi. "Sorunla-
rm daha da derinleşme-
den çözülmesi için evlat-
lanmızın talepleri kabul
edilnıeli'" denilen açıkla-
mada özetle, koğuşlann
ihtiyacı olan eşyalann te-
min edilmesi, tutuklula-
ra hepatit B ve tüberkü-
lozu kapsayan genel bir
sağlık taraması yapılma-
sı, elbıseler üzerindeki
renk sınırlamasının kal-
dınlması ıstendı. Açık-
lamada aynca. toplu ye-
mek hazırlanan yerlerin
sağlıksızhğı, yemeklerin
kalıte düşüklüğü ve yo-
ğun sağlık sorunlan göz
önünde bulundurularak
birçok hapishanede uy-
gulandığı gibi yiyecek
malzemelennin pışiril-
meden verılmesi talep
edıldi.