18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 2000 SALI HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİSİRMEN Ceberrutluk ve Cartcurtluk Devletlerin topraklan üzerindeki egemenlik- lerinin tek istisnası, yabancı diplomatik misyon- lann arazileridir ki o da karşılıklılık ilkesine bağ- lıdır. Yani A devletinin ülkesindeki B devletinin diplomatik misyon sınırian içinde, B devleti ege- mendir. Ama aynı şey B devleti için de geçerii- din o da A devletinin misyonu sınırlan içinde egemen olmasını kabul etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nde ne yazık ki, böyle değil. Türkiye Cumhuriyeti'nin kimi hapishane- lerinde, kimi gecekondu mahallelerindeTC de- ğil, orada borusunu öttürenler egemendir. Üstelik Türkiye Cumhuriyeti merkezi otorite- si güçlü bir yapılanma modelini benimsemiş bulunmaktadır. Hatta devletin merkeziyetçi yapısı ve onun yanı sıra da, düşünce akımlanna demokrasiye pek açık olmayan yapılanması, kimilerince o- nun "ceberrut" olarak tanımlanmasına neden olur. Tanımlama hem doğrudur, hem de eksik ol- duğu için iki açıdan yanlıştır. Birincisi, ceberrut olan yalnız devlet yapılan- ması değil, aynı zamanda toplumsal dokudur da. Hâlâ dayağın cennetten çıktığını sanan, si- lahlanmayı yiğitlik sayan, töre cinayetlerirji mu- bah gören, kaba kuvvete tapan bir toplumun demokrasiye ulaşamamasındaki kusuru, yal- nızca devlet yapılanmasında arayıp toplumsal dokuyu görmezden gelmek, doğru yönde iler- lemeyi engelleyen bir tanı yanlışına neden olur. * • * Türkiye'de sistemin ceberrut olduğu başka bir açıdan hem doğrudur hem de yanlış. Sistemin ceberrutluğu kimi ailelere karşı işle- mez; Türkiye'de kimileri çıkıp hiçbir yaptınmla karşılaşmadan "verdimse ben verdim" diyebi- lirler. Okura, yazara, çizere, düşünüre karşı ceber- rut olan sistem; çalana, talan edene, kural din- lemeyene karşı cart curttur. Kitap yasaklamakta etkili olan sistem, trafik kuralını uygulatmakta acizdir. Emekçiye vergi üstüne vergi bindimnekte ce- berrut olan sistem, vergi yükünü hakkaniyete göre dağrtmakta cart curttur. Elektrik fiyatlannı dilediği gibi saptamakta et- kili oJan sistem, kaçak elektrik kullanımını önle- mekte son derecede etkisizdir. Ve nihayet devletin hapıshaneleri, örgütlü suçlar ve mafya için kurtanlmış bölge cennetti haline dönüşmüştür. Kısacası, bombasız bomba davasının sanığı Pınar Selek için acımasız olan sistem, Nuri Ergin, Allaattin Çakıcı ya da daha başka ben- zerieri karşısında son derecede etkisizdir. Ve bu etkisizlik öylesine doğal karşılanır ki devletin egemenliği halkın gözü önünde her- kesle alay edilircesine ayaklar altına alınırken kimsenin kılı kıpırdamaz, bir tek taş yerinden oy- namaz, herkes görevini ve koltuğunu korur. ••• Derin devletten sıkça söz edilen bir ülkede, aslında görünen devlete daha dikkatle bakmaz- sak hiçbir şeyi düzeltemeyeceğimizi bilmek zo- rundayız. Görünen devlet güçlü olduğu ölçüde, derin devletin etkisi azalır. Ama tabii ki, bunun için de seçmenin derin devletin tiplerini, görünen devletin temsilcileri haline getirmemesi önkoşulu vardır. Görünen devlet, gücünü yasadan alır; ne ken- disi yasadışı bir yetki kullanır, ne de başkalan- nın yasadışına taşmasına göz yumar. Yok bu standart sağlanmaz da, sistem bir rakkas gibi cebemrtlukla cart curtluk arasında gider gelirse sonuçta o toplumda ne demokra- si yeşerir ne de o ülke çağdaş ülkeler toplulu- ğu arasında kendisine eşit bir yer edinebilir. Her şey çok açık, değil mi? TÜSİAD Yönetim Kurulu NailKeçüi, Haysiyet Divanı'na sevkedüdi Ekooomi Servisi-Türk Sanayicileri ve Işadamla- n Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu, Ege- bank soruşturması kap- samında gözaltına alınan Cenajans Grey'in sahibi Nafl Keçfli'ye yönelik id- dialann araştınlrhası için konuyu Haysiyet Diva- nı'na sevk etti. TÜStAD tarafından dûn yapüan yazılı açıkla- mada, Keçüi'ye yönelik suçlamalann henüz mah- keme karanyla kesinleş- mediği kaydedildi. Açık- lamada şu görüşlere yer verildi: "Basında çıkan haberter ile beyanatlar, Keçiü'ninbuoJayiçinde- ki konumu, soruşturulan - olayın önemi ve yargı sü- recinin başlanuş olması, konunun Haysiyet Drva- nı'nda TÜSİAD tüzüğü, geknekleri ve iş ahlakı açısından incelenmesini gerekli kılmaktadır. Diva- na sevk edilen konular . bağunsız olarak karara bağlanır. Bu karar ahnır- ken bügi toplama, savun- ma alma ve karar oluş- turma, tamamıyla djva- nın yetkisindedir." 'Yolsuzluklar örtülüyor' ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-Yüksek De- netleme Kurulu'nun (Y- DK) kamu bankalannda- ki usulsüzlük ve yolsuz- luklara ilişkin saptama- lannın üstünün örtülme- ye çalışıldığı, "YDK ve murakıplann yetki ala- nı" tartışmasına dönüş- türülerek gözlerden kaçı- nlıyor. Devlet Bakanı Recep Önal'ın ardından Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler de, özel banka- lann YDK'nin yetki ala- nı dışında kaldığına iliş- kin bir açıklama yaptı. Keçeciler, "YDK'nin soruşturmayapma yetki- siyoktıır.Kurulinceleme- leri sırasında soruştunu- ması gereken bir hususa rastlarsa ilgiü bakanük veya kuruluştan soruştu- rulmasını ister" dedi. Egebank'ın içini boşalttığı belgelenen Cenajans Grey'in sahibi 'oyuna' getirildiğini savundu Keçîli: DemîreFden davacıyımANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Ege- bank'ın içinin boşaltümasına katüdığı mura- kıp raporlanyla belgelenen Cenajans Grey Reklamcılık Şirketi'nin sahibi NaHKeçili, sav- cıhk ifadesinde kendısini dolandırdığı gerek- çesiyle Yahya Murat Demirel hakkında dava açacağını söyledi. Keçili, belli ikametgâhı ol- duğunu ve şirketlerinde birçok kişinin çalış- tığını belirterek "Bu sene Matiye'ye 4 trflyon vergi verdim. Bu oedenle suçsuz oktuğum ka- naatindeyim. Serbest bırakümamı istiyorum" dedi. Keçili'nin aleyhinde ifade verdigi Mu- rat Demirel ile aynı koguşa konulması dikkat çekti. Egebank'ın içinin boşaltümasına yönelik başlatdan "Kasffga" operasyonu çerçevesin- de Ankara DGM tarafından tutuklanan Nail Keçili, kendisini kurtarmak için savcılık ifa- desinde hem Demirel'i hem de kendi şirket yöneticilerini suçladı. Keçili'nin sorgudabu- lunduğu sırada tansiyonundan yakınması ne- deniyle kapıda bir ambulans ile sağhk ekibi bekletüdi. Keçili zaman zaman sağlık kontro- lünden geçirildi. Keçili'nin savcılık ifadesin- de, Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutuke- vi'nde bulunan Yahya Murat DemirePle iliş- kısıni "Reklam ajansuun sahibi ofanam nede- niyleflişkinıdiğer mûşterflerimle olduğu ka- dardır. Onun ötesine hiçbir dönemde iüşkimiz bunundışraaçıkmamışOr" diyc açıkladıgı öğ- renikii. Edinilen bilgiye göre, Keçili, Ankara Em- niyeti'nde bazı belgeler gösterildikten sonra Demirel'in kendisini "oyunagetirdiğiııi" fark ettiğini söyledi. Keçili'nin sorgusunda, olaym tûm boyutlannı gördükten sonra dolandınldı- ğmı anladığını belirterek "Yahya Murat De- mirel bizi tezgâha getirdi. Onunla hesaplaşa- cağun. Demirel hakkında şikâyetçi olacağun" dedi. Keçili, ifadesinde, yasalara a> kın hiçbir işleme "bilerek'' katılmadığını öne sürdü. Keçili, yedek yargıçlıktaki ifadesinde de şunlan söyledi: "Demirel ile aranuzda yapı- tancşlemler,tamamenkarşılıkbanlaşmalarge- reği, taahhütierin yerine getirümesinden son- ra ücretia ödenmesi şekMnde gerçekleşti. De- mirel'inGüvenair HavacıhkŞirketivardır. Bk Cenair Havacıhk Şirketi'nidevretmeyi düşün- düğûmüzden Demirel ile konuştum. Benden şirketinfizibüıte raporlannıistedL îkigün son- ra da şirketin gayet uygun olduğunu söyleye- rekdevralmak istediğini beürtti. Demirel, Gü- venair HavacıhkŞirketfnden yüzde 10 hisse ile 210 nıihar lirayı bize verdL Biz de şirketi ken- disine devrettik. Şirketin devir işlemi 15 Tem- muz 1999 tarihinde başlamışür. Bu işlemlerin devamı sırasında bizim haberimiz olmaksızın CenairŞirketiadına4 milyon dolarhkkredi çı- kanklığını ve bunun daha sonra Demirel tara- findan kuUanıkuğım, bankaya d konulmasın- dan sonra öğrendim. Daha önceden bu kredi- den haberimiz yoktu." Egebank'ın reklam işlemlerini Türkiye'de ve yurtdışmda yürüttüğünü kaydeden Keçili, bankanın Almanya'da yaptığı reklam kam- panyasında, masraflann Egebank'ın sahibi ol- duğu Universal Holding tarafından karşılan- dığını söyledi. Harmak şirketi adına çıkarılan 8 milyon dolar krediyi zimmetine geçirmekle suçlanıyor Murat DemîreFe 3. tııtııklaıııatstanbul Haber Servisi - Istanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi, bir şirkete ve- rilen 8 milyon dolan zimmetine geçir- dıği ıddiasıyla yargılanan Egebank'ın eski sahibi Yahya Murat Demirel hak- kında gıyabi tutukluluk karan verdi. Mahkeme, bankanın 3 eskı yöneticisı hakkında da aynı yönde karar aldı. Bu kararla Demirel hakkındaki tutuklama kararlanmn sayısı 3'e çıktı. Eski Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel'in yeğeni Murat Demirel'in de aralannda bulunduğu 8 sanığın, Har- mak şirketi adına çıkarılan 8 milyon dolar krediyi zimmetlerine geçırdikle- n iddiasıyla yargılanmalanna başlandı. Istanbul 3. AğırCeza Mahkemesi'nde- kı oturuma eskı Egebank Bahçekapı Şube Müdürü Mevlüt Meriç Pulluoğhı katıldı. Davamn diğer sanıklan Murat DemireL Murat Budanazh, Şaban Ay- han TathgiL, Haluk Iürkmen. Ozgen Tauman ile gıyabi tutuklu sanıklar Ümit Öndeş ve OmerGülüştür ise otu- ruma katılmadı. Pulluoğlu, Bahçekapı Şube Müdûr- lüğü'nü 6 Aralık 1999 tarihinde devral- dığını anlattı. Pulluoğlu, 17 Aralık'ta Ümit Öndeş'in kendisini telefonla ara- yarak "Hannak'laflgüikredi hazuian- dı, şubeye tebfiği yapacağız" dedığini belırttı. Pulluoğlu, Harmak'a kredınin kullandınhnasma ilişkin şubeye gön- denlen yazıda teminat olarak 18 mil- yar dolarhk ekspertiz raporu gösteril- diğıni de öne sürdü. Pulluoğlu, şirkete venlen kredmin banka yönetim kuru- lunca onaylandığını belirterek, "Şube olarak böyle birdurumda kredi verme- me ihtimahm yok" dedi. Mahkeme başkanının, "ekspertizde- ğeri 18 milyar dolar olarak verüen ara- zinin Harmak şirketine ait oünadığı o yazıda görülüyor. buna dikkat etmedin mi" sorusu üzerine Pulluoğlu, kredi yönetim kurulunda karara bağlandığı için detaylı inceleme yapmadığmı sa- vundu. Mahkeme heyetı, oturuma katılan tu- tuksuz sanık Mevlüt Meriç Pulluoğ- lu'nun CMUK'un 104'üncü maddesi uyannca tutuklanmasmı kararlaştırdı. Murat Demirel, Murat Budanazh ve Şaban Ayhan Dilligil hakkında gıyabi tutukluluk karan çıkaran mahkeme he- yeti, Demirel ile Dilligü'in gıyabi tu- tukluluklaruun vicahiye çevrilmesı için Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Baş- kanlığı'na yazı yazıhnasını kararlaştı- rarak oturumu erteledi. Ön göriişme bugün Batık bankalar Meclis'te ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - FP Istanbul Milletvekili AB Coşkun ve arkadaşlannın verdiği bankacılık sektörüyle ilgili genel göriişme önergesinin ön görüşme- si, TBMM Genel Kurulu'nda bu- gün yapılıyor. DYP'liler görüşme- de almacak sonuca göre gensoru önergesi verebileceklerini söyler- ken FP'liler de soruşturma önerge- si ya da gensoru vermeye hazırla- myor. Muhalefet partileri, batık ban- kalar tartışmasını TBMM'ye taşı- yor. FP'Ulerin verdiği genel göriiş- me önergesi için bugün yapılacak ön görüşmelerde iktidar partileri- nin sert eleştirilere hedef olması bekleniyor. Önergenin gündeme alınmasının kabul edilmesi duru- munda genel görüşme 14 Ka- sım'da yapılacak. Bu arada aym konuda bir araş- tırma önergesi veren DYP, genel görüşmenin sonucuna göre genso- ru önergesini de gündeme getir- meye hazırlanıyor. Gensoru öner- gesi ile ilgili çahşmalar, DYP tz- mir Milletvekili UfiıkSöylemez ve Bursa Milletvekili Oguz Tezmen tarafından yürütülüyor. TBMM tatile girmeden önce ve- rilen genel görüşme önergesinin, gündemin arka sıralanndan öne alınmasını sağlayan FP, batık ban- kalar konusunda bügi ve belge toplanması amacıyla bir komisyon oluşturdu. FP'nin önümüzdeki gûnlerde el- de edilen bügilere göre bankalar konusunda bir soruşturma önerge- si ya da gensoru vermeyi planladı- ğı belirtildi. KESK eylem plaııııu açıkladı Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Siyami Erdem, kamu emekçi- lerine day aülan yüzde 10'luk maaş artişının yetersiz ol- duğunu hökümetm de kabul etmesini istedL Erdem, "Kitieieri yoksullaştırarak, basia altma alarak siyaset yapdamaz" dedt KESKGenel Başkanı Siyami Erdem, konfederasyonun Taksim'deki binasmda, sefalet ücre- tinekar^insanoiBinına\"akışırbirücrettalebiyleTür- khe çapmda düznüeyecekkrieylemve etkinfikleri açık- ladı. Erdem, topbun 750 sendikayöneticisinin bugün ts- tanbul, tzmir, Adana, Diyarbakır ve Trabzon'dan, An- kara'ya doğru yürüyüşe başlay acaklannı belirterek, 9 Kasun'da Ankara-Göven Parkta 2 günlük orurma ey- kmi yapacaklarnu söyledi Erdem, 11 Kasnn'da da Kı- zday Meydanı'nda onbinlerce kamu emekçisinin kitle- sel bir eylem gerçekkştireceğini ifade etti. Egebank'a ait depo bııhındu tstanbul Haber Servisi - Kartal'da, yönetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilen Egebank'a ait bu- depo bulundu. Depoda ele geçirilen evraklara polis el koydu. Kartal Rahmanlar Şehit Ayhan Arslan Caddesi Aktı Sokak 17 numaradaki 12 katlı binamn giriş katında, Egebank'a ait bir depo ortaya çıkanldı. Yaklaşık 30 metrekare büyüklüğündeki depoda Egebank'a ait herhangi bir tabela bulunmazken pencerelerin de perdeyle kapatıldığı görüldü. Depoda ele geçirilen evraklar, Mali Şube Müdürlüğü ekiplerince incelenmek üzere kolilenip el konuldu. Deponun önünde de bir polis memuru nöbet tutmaya başladı. Deponun, 8 ay önce Egebank Kartal Şubesi'nden gelen bir kişi tarafından Cavit Aykanat'tan aylık 40 milyon lira karşılığında kiralandığı ve kira sözleşmesinin Egebank adına yapıldığı öğrenildi. Bu arada, Egebaıik'ın yönetiminin fona devredümesinin hemen ardından bazı evraklann depodan ahndığı ve son bir aydır da depoya kimsenin gehnediği belirtildi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR ANAP Temizerin öne çıkması rahatsız etti ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - ANAP, son bankalar operas- yonunda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel'in ön plana çık- masından rahatsız oldu. ANAP Başkanlık Divam'nda bazı üye- ler, bankalarla ilgili operasyon ve alınan önlemlerin Temizel'in ba- şarısı olarak kamuoyuna yansıtıl- dığını savunarak Içişleri Bakanı Sadettin Tantan' ın bu konuda bil- gı vermesinı istediler. ANAP Başkanlık Divanı, dün Yılmaz'ın başkanlığmda toplan- dı. Yılmaz, toplantı girişinde ga- zetecilerin, bankalar operasyonu ile ilgili olarak "Devletgeciktiıni'' sorusu üzenne, u Evet ama, devle- tin bu konuda yasalardan kaynak- lanan çarcsizüği vardır. Yasal boş- luk doldunumuştur. Geçnüşteki olaylan gecikme olarak değU, ya- sal ' boşluklardan kaynaklanan olaylar olarak değerlendirmek la- zaa" dıye konuştu. Yılmaz, "Ba- nk bankalann faturası vatandaşa yansıyacakmı" sorusu üzerine de "Yansunaması için her türlü ön- lem ahnacaknr" dedi. Toplantıda, bankalar operasyo- nu değerlendınlırken bazı üyeler, bu konudaki başanmn bir partiye ya da bir kışiye mal edilmesinden rahatsızhklannı, "Sadettin Tan- tan konuşsun. bilgi \ersin, bu işle ilgili siyasi prinı peşinde koşulma- sın, prim de doğacaksa hak eden alsm" sözlenyle dile getirdiler. Tantan'm. bankalar operasyonu- nun yanı saz, çetelere karşı yapı- lan operasyonlar ve cezaevleriy- le ilgili de açıklama yapması is- tenince Yılmaz'ın, "Operasyon- lar sürüyor, onu bekleyehm" de- diği öğrenildi. Bırüyenin geçmış- te, kamu bankalarının durumu ile ilgili ayrmtılı bir Bankalar Yemin- li Murakıplar Raporu hazırlandı- ğım belirterek "Bu sizin başba- kanhğnuz döneminde haznian- raadı de^l mi" sorusu üzerine de Yılmaz'ın, "Hayır benim başba- kanhğım döneminde değUdi" kar- şılığım verdiği bıldirildi. Toplantıda bazı basın kuruluş- lannda yer alan Karagümrük çe- tesinin elebaşısı Nuri Ergin'in ağabeyi Nejat Ergm'in ANAP'h olduğuna ilişkin haberler de de- ğerlendirildi. Genel Başkan Yar- dımcısı Ahat Andican, bu kişinin çok uzun süre önce ANAP'ta ol- duğunu, daha sonra partiyle ilış- kisinin kesildiğini ve son seçim- lerde DYP'den milletvekili adayı olduğunu ileri sürdü. h . [email protected] Şemdin Sakık'ın sahte ifadesinin ardındaki 'kara nokta 'yı aslında biz gazeteciler biliyorduk. Zaman zaman bu köşede, bu tezgâhı yapanlann or- taya çıkanlması gerektiğini dile getir- dim. Çünkü olay çok açıktı. Şemdin Sakık'ın ifadesi Jandarma Ozel Is- tihbaratı'nca alınmıştı. Burada ver- diği söylenen ve daha sonra sahte olduğu mahkeme belgelerinde orta- ya çıkan Şemdin Sakık'ın ifadesini, belli ki jandarmanın da üstünde bir kurum gazetelere ulaştırmıştı. Çevik Bir'in adından o zaman ka- palı mekânlarda çokça söz edilmiş- ti. O koşullarda kimsenin bunu dillen- dirmesi mümkün değildi, yazıya dök- mesi mümkün değildi. Dolaylı bazı yazılar yazıldı. Ben de yazdım. O ya- zılanmda üzerinde durduğum başka bir nokta ise bu yalan haberlerdeki gazeteci sorumluluğu idi. Çünkü bu yalan ifade yüzünden Akın Birdal çok ağır bir suikasta uğradı, ölümden Zafer Mutlu ve Ertuğrul Özkök'e döndü, sakat kaldı. iki gazeteci, Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Bi- rand töhmet altında bırakıldılar. Mehmet Ali Birand ve Cengiz Çan- dar, kendilerini bile savunma olana- ğından yoksun hale getirildiler. Meh- met Ali Birand işinden oldu, Cengiz ise bukonularda yazı yazamaduOn- lara atılan iftira, Abdullah Öca- lan'dan para aldıklanydı. Bunun doğru olmadığını bilmek için kâhin olmaya gerek yoktu. Bu haberi ga- zetelerine koyanlarda, bunu okuyan gazeteciler de yalan olduğunu bili- yorlardı. Radikal gazetesi, Şemdin Sakık mahkemesi başlamadan kısa süre önce, yayımlanan ifadenin dosyada olmadığını ve Şemdin Sakık tarafın- dan böyle bir ifade verilmediğini ha- ber yaptı. Bizlerdeyeniden bunuya- yımlayan gazetecilerin ve gazetele- rin sorumluluğuna dikkat çektik. Şimdi yeni bir durumla yüz yüze- yiz. Bu yalan ifadenin, silahlı kuvvet- ler içinde belli merkezlerde hazırla- nan bir projenin parçası olduğu, bel- geleriyle ve Genelkurmay'ın açıkla- masıyla doğrulandı. Bu noktadan iti- baren biz gazetecilerin yapması ge- reken bir şey var. Bu yalan ifadeleri Hürriyet ve Sabah gazetesi yayımla- dılar. Üstelik, Sabah gazetesinin iki yazan da bu yalan ifadenin hedefıy- diler. Şimdi iki gazetenin yönetimine açıktan soru sormanın zamanı geldi: Bu ifadeler yayımlandığı tarihte Sa- bah'ın başında Zafer Mutlu, Hürri- yet'in başında ise Ertuğrul Özkök bulunuyordu. Bu ifadeleri onlara kim veya hangi kurum verdi? Hangi ge- rekçelerle verdi. Onlar, hemen hepi- mizin yalan olduğunu bildiği bu ifa- deyi neden manşetten yayımladılar? Bu ifadeler yayımlandığında bizim bir itirazımız daha vardı. llk ifade giz- lidir. Mahkeme başlayana kadar bu ifadelerin birine verilmesi ve yayım- lanması yasaktır. llk ifadeyi alan da bellidir. O zaman, o ilk ifadeyi alanla bu ifadeyi yayımlayan gazeteciler arasında nasıl bir ilişki kuruldu? On- lar bu ifadeleri neden yayımladılar, yoksa yayımlamak zorunda mı kal- dılar?. Ertuğrul özkök'ten ve Zafer Mut- lu'dan açıklama bekliyoruz: Hangi meslek ilkeleri sizi bu yalan ifadeyi manşetten yayımlamaya sevk etti? Meslektaşlannızı ve birlikte aynı sü- tunlan paylaştığınız gazetecileri bu kadar ağır şekilde suçlayan yalan ifa- de karşısında onlann da sayısız hak- lan olduğunu düşünmediniz mi? Bu ifadenin yalan olduğunu, mah- keme dosyalan ortaya çıkınca her- kes öğrendi. Bu yalanı düzeltmek gereğini daha sonra neden duyma- dınız? Ertuğrul Özkök'e ve Zafer Mutlu'ya çağrıda bulunuyorum: Bu haberin arkasındaki oyunu en ıyi onlar biliyor- lar. Hem kendi sorumluluklannı açık- lasınlar hem de basın üzerinde oyna- nan çirkin bir komplonun asıl aktör- lerini söylesinler ki, bundan sonrası için bir adım atılabilsin. Bir çağn da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne yapıyorum: Zafer Mutlu ve Ertuğrul özkök'e çağn yapılsın ve bu haberierin arkasındaki oyunu ve kendi sorumluluklannı Gazeteciler Cemiyeti Basın Senatosu'na anlat- sınlar. Meslek üzerindeki bu kara le- ke enine boyuna burada tartışılsın. Artık bir yerde durmamız gerekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle