Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 2000 SALI
HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİSİRMEN
Ceberrutluk ve
Cartcurtluk
Devletlerin topraklan üzerindeki egemenlik-
lerinin tek istisnası, yabancı diplomatik misyon-
lann arazileridir ki o da karşılıklılık ilkesine bağ-
lıdır. Yani A devletinin ülkesindeki B devletinin
diplomatik misyon sınırian içinde, B devleti ege-
mendir. Ama aynı şey B devleti için de geçerii-
din o da A devletinin misyonu sınırlan içinde
egemen olmasını kabul etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'nde ne yazık ki, böyle
değil. Türkiye Cumhuriyeti'nin kimi hapishane-
lerinde, kimi gecekondu mahallelerindeTC de-
ğil, orada borusunu öttürenler egemendir.
Üstelik Türkiye Cumhuriyeti merkezi otorite-
si güçlü bir yapılanma modelini benimsemiş
bulunmaktadır.
Hatta devletin merkeziyetçi yapısı ve onun
yanı sıra da, düşünce akımlanna demokrasiye
pek açık olmayan yapılanması, kimilerince o-
nun "ceberrut" olarak tanımlanmasına neden
olur.
Tanımlama hem doğrudur, hem de eksik ol-
duğu için iki açıdan yanlıştır.
Birincisi, ceberrut olan yalnız devlet yapılan-
ması değil, aynı zamanda toplumsal dokudur
da. Hâlâ dayağın cennetten çıktığını sanan, si-
lahlanmayı yiğitlik sayan, töre cinayetlerirji mu-
bah gören, kaba kuvvete tapan bir toplumun
demokrasiye ulaşamamasındaki kusuru, yal-
nızca devlet yapılanmasında arayıp toplumsal
dokuyu görmezden gelmek, doğru yönde iler-
lemeyi engelleyen bir tanı yanlışına neden olur.
* • *
Türkiye'de sistemin ceberrut olduğu başka
bir açıdan hem doğrudur hem de yanlış.
Sistemin ceberrutluğu kimi ailelere karşı işle-
mez; Türkiye'de kimileri çıkıp hiçbir yaptınmla
karşılaşmadan "verdimse ben verdim" diyebi-
lirler.
Okura, yazara, çizere, düşünüre karşı ceber-
rut olan sistem; çalana, talan edene, kural din-
lemeyene karşı cart curttur.
Kitap yasaklamakta etkili olan sistem, trafik
kuralını uygulatmakta acizdir.
Emekçiye vergi üstüne vergi bindimnekte ce-
berrut olan sistem, vergi yükünü hakkaniyete
göre dağrtmakta cart curttur.
Elektrik fiyatlannı dilediği gibi saptamakta et-
kili oJan sistem, kaçak elektrik kullanımını önle-
mekte son derecede etkisizdir.
Ve nihayet devletin hapıshaneleri, örgütlü
suçlar ve mafya için kurtanlmış bölge cennetti
haline dönüşmüştür.
Kısacası, bombasız bomba davasının sanığı
Pınar Selek için acımasız olan sistem, Nuri
Ergin, Allaattin Çakıcı ya da daha başka ben-
zerieri karşısında son derecede etkisizdir.
Ve bu etkisizlik öylesine doğal karşılanır ki
devletin egemenliği halkın gözü önünde her-
kesle alay edilircesine ayaklar altına alınırken
kimsenin kılı kıpırdamaz, bir tek taş yerinden oy-
namaz, herkes görevini ve koltuğunu korur.
•••
Derin devletten sıkça söz edilen bir ülkede,
aslında görünen devlete daha dikkatle bakmaz-
sak hiçbir şeyi düzeltemeyeceğimizi bilmek zo-
rundayız.
Görünen devlet güçlü olduğu ölçüde, derin
devletin etkisi azalır.
Ama tabii ki, bunun için de seçmenin derin
devletin tiplerini, görünen devletin temsilcileri
haline getirmemesi önkoşulu vardır.
Görünen devlet, gücünü yasadan alır; ne ken-
disi yasadışı bir yetki kullanır, ne de başkalan-
nın yasadışına taşmasına göz yumar.
Yok bu standart sağlanmaz da, sistem bir
rakkas gibi cebemrtlukla cart curtluk arasında
gider gelirse sonuçta o toplumda ne demokra-
si yeşerir ne de o ülke çağdaş ülkeler toplulu-
ğu arasında kendisine eşit bir yer edinebilir.
Her şey çok açık, değil mi?
TÜSİAD Yönetim Kurulu
NailKeçüi, Haysiyet
Divanı'na sevkedüdi
Ekooomi Servisi-Türk
Sanayicileri ve Işadamla-
n Derneği (TÜSİAD)
Yönetim Kurulu, Ege-
bank soruşturması kap-
samında gözaltına alınan
Cenajans Grey'in sahibi
Nafl Keçfli'ye yönelik id-
dialann araştınlrhası için
konuyu Haysiyet Diva-
nı'na sevk etti.
TÜStAD tarafından
dûn yapüan yazılı açıkla-
mada, Keçüi'ye yönelik
suçlamalann henüz mah-
keme karanyla kesinleş-
mediği kaydedildi. Açık-
lamada şu görüşlere yer
verildi: "Basında çıkan
haberter ile beyanatlar,
Keçiü'ninbuoJayiçinde-
ki konumu, soruşturulan -
olayın önemi ve yargı sü-
recinin başlanuş olması,
konunun Haysiyet Drva-
nı'nda TÜSİAD tüzüğü,
geknekleri ve iş ahlakı
açısından incelenmesini
gerekli kılmaktadır. Diva-
na sevk edilen konular
. bağunsız olarak karara
bağlanır. Bu karar ahnır-
ken bügi toplama, savun-
ma alma ve karar oluş-
turma, tamamıyla djva-
nın yetkisindedir."
'Yolsuzluklar örtülüyor'
ANKARA (Cumhuri-
yetBürosu)-Yüksek De-
netleme Kurulu'nun (Y-
DK) kamu bankalannda-
ki usulsüzlük ve yolsuz-
luklara ilişkin saptama-
lannın üstünün örtülme-
ye çalışıldığı, "YDK ve
murakıplann yetki ala-
nı" tartışmasına dönüş-
türülerek gözlerden kaçı-
nlıyor. Devlet Bakanı
Recep Önal'ın ardından
Devlet Bakanı Mehmet
Keçeciler de, özel banka-
lann YDK'nin yetki ala-
nı dışında kaldığına iliş-
kin bir açıklama yaptı.
Keçeciler, "YDK'nin
soruşturmayapma yetki-
siyoktıır.Kurulinceleme-
leri sırasında soruştunu-
ması gereken bir hususa
rastlarsa ilgiü bakanük
veya kuruluştan soruştu-
rulmasını ister" dedi.
Egebank'ın içini boşalttığı belgelenen Cenajans Grey'in sahibi 'oyuna' getirildiğini savundu
Keçîli: DemîreFden davacıyımANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Ege-
bank'ın içinin boşaltümasına katüdığı mura-
kıp raporlanyla belgelenen Cenajans Grey
Reklamcılık Şirketi'nin sahibi NaHKeçili, sav-
cıhk ifadesinde kendısini dolandırdığı gerek-
çesiyle Yahya Murat Demirel hakkında dava
açacağını söyledi. Keçili, belli ikametgâhı ol-
duğunu ve şirketlerinde birçok kişinin çalış-
tığını belirterek "Bu sene Matiye'ye 4 trflyon
vergi verdim. Bu oedenle suçsuz oktuğum ka-
naatindeyim. Serbest bırakümamı istiyorum"
dedi. Keçili'nin aleyhinde ifade verdigi Mu-
rat Demirel ile aynı koguşa konulması dikkat
çekti.
Egebank'ın içinin boşaltümasına yönelik
başlatdan "Kasffga" operasyonu çerçevesin-
de Ankara DGM tarafından tutuklanan Nail
Keçili, kendisini kurtarmak için savcılık ifa-
desinde hem Demirel'i hem de kendi şirket
yöneticilerini suçladı. Keçili'nin sorgudabu-
lunduğu sırada tansiyonundan yakınması ne-
deniyle kapıda bir ambulans ile sağhk ekibi
bekletüdi. Keçili zaman zaman sağlık kontro-
lünden geçirildi. Keçili'nin savcılık ifadesin-
de, Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutuke-
vi'nde bulunan Yahya Murat DemirePle iliş-
kısıni "Reklam ajansuun sahibi ofanam nede-
niyleflişkinıdiğer mûşterflerimle olduğu ka-
dardır. Onun ötesine hiçbir dönemde iüşkimiz
bunundışraaçıkmamışOr" diyc açıkladıgı öğ-
renikii.
Edinilen bilgiye göre, Keçili, Ankara Em-
niyeti'nde bazı belgeler gösterildikten sonra
Demirel'in kendisini "oyunagetirdiğiııi" fark
ettiğini söyledi. Keçili'nin sorgusunda, olaym
tûm boyutlannı gördükten sonra dolandınldı-
ğmı anladığını belirterek "Yahya Murat De-
mirel bizi tezgâha getirdi. Onunla hesaplaşa-
cağun. Demirel hakkında şikâyetçi olacağun"
dedi. Keçili, ifadesinde, yasalara a> kın hiçbir
işleme "bilerek'' katılmadığını öne sürdü.
Keçili, yedek yargıçlıktaki ifadesinde de
şunlan söyledi: "Demirel ile aranuzda yapı-
tancşlemler,tamamenkarşılıkbanlaşmalarge-
reği, taahhütierin yerine getirümesinden son-
ra ücretia ödenmesi şekMnde gerçekleşti. De-
mirel'inGüvenair HavacıhkŞirketivardır. Bk
Cenair Havacıhk Şirketi'nidevretmeyi düşün-
düğûmüzden Demirel ile konuştum. Benden
şirketinfizibüıte raporlannıistedL îkigün son-
ra da şirketin gayet uygun olduğunu söyleye-
rekdevralmak istediğini beürtti. Demirel, Gü-
venair HavacıhkŞirketfnden yüzde 10 hisse ile
210 nıihar lirayı bize verdL Biz de şirketi ken-
disine devrettik. Şirketin devir işlemi 15 Tem-
muz 1999 tarihinde başlamışür. Bu işlemlerin
devamı sırasında bizim haberimiz olmaksızın
CenairŞirketiadına4 milyon dolarhkkredi çı-
kanklığını ve bunun daha sonra Demirel tara-
findan kuUanıkuğım, bankaya d konulmasın-
dan sonra öğrendim. Daha önceden bu kredi-
den haberimiz yoktu."
Egebank'ın reklam işlemlerini Türkiye'de
ve yurtdışmda yürüttüğünü kaydeden Keçili,
bankanın Almanya'da yaptığı reklam kam-
panyasında, masraflann Egebank'ın sahibi ol-
duğu Universal Holding tarafından karşılan-
dığını söyledi.
Harmak şirketi adına çıkarılan 8 milyon dolar krediyi zimmetine geçirmekle suçlanıyor
Murat DemîreFe 3. tııtııklaıııatstanbul Haber Servisi - Istanbul 3.
Ağır Ceza Mahkemesi, bir şirkete ve-
rilen 8 milyon dolan zimmetine geçir-
dıği ıddiasıyla yargılanan Egebank'ın
eski sahibi Yahya Murat Demirel hak-
kında gıyabi tutukluluk karan verdi.
Mahkeme, bankanın 3 eskı yöneticisı
hakkında da aynı yönde karar aldı. Bu
kararla Demirel hakkındaki tutuklama
kararlanmn sayısı 3'e çıktı.
Eski Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel'in yeğeni Murat Demirel'in de
aralannda bulunduğu 8 sanığın, Har-
mak şirketi adına çıkarılan 8 milyon
dolar krediyi zimmetlerine geçırdikle-
n iddiasıyla yargılanmalanna başlandı.
Istanbul 3. AğırCeza Mahkemesi'nde-
kı oturuma eskı Egebank Bahçekapı
Şube Müdürü Mevlüt Meriç Pulluoğhı
katıldı. Davamn diğer sanıklan Murat
DemireL Murat Budanazh, Şaban Ay-
han TathgiL, Haluk Iürkmen. Ozgen
Tauman ile gıyabi tutuklu sanıklar
Ümit Öndeş ve OmerGülüştür ise otu-
ruma katılmadı.
Pulluoğlu, Bahçekapı Şube Müdûr-
lüğü'nü 6 Aralık 1999 tarihinde devral-
dığını anlattı. Pulluoğlu, 17 Aralık'ta
Ümit Öndeş'in kendisini telefonla ara-
yarak "Hannak'laflgüikredi hazuian-
dı, şubeye tebfiği yapacağız" dedığini
belırttı. Pulluoğlu, Harmak'a kredınin
kullandınhnasma ilişkin şubeye gön-
denlen yazıda teminat olarak 18 mil-
yar dolarhk ekspertiz raporu gösteril-
diğıni de öne sürdü. Pulluoğlu, şirkete
venlen kredmin banka yönetim kuru-
lunca onaylandığını belirterek, "Şube
olarak böyle birdurumda kredi verme-
me ihtimahm yok" dedi.
Mahkeme başkanının, "ekspertizde-
ğeri 18 milyar dolar olarak verüen ara-
zinin Harmak şirketine ait oünadığı o
yazıda görülüyor. buna dikkat etmedin
mi" sorusu üzerine Pulluoğlu, kredi
yönetim kurulunda karara bağlandığı
için detaylı inceleme yapmadığmı sa-
vundu.
Mahkeme heyetı, oturuma katılan tu-
tuksuz sanık Mevlüt Meriç Pulluoğ-
lu'nun CMUK'un 104'üncü maddesi
uyannca tutuklanmasmı kararlaştırdı.
Murat Demirel, Murat Budanazh ve
Şaban Ayhan Dilligil hakkında gıyabi
tutukluluk karan çıkaran mahkeme he-
yeti, Demirel ile Dilligü'in gıyabi tu-
tukluluklaruun vicahiye çevrilmesı için
Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Baş-
kanlığı'na yazı yazıhnasını kararlaştı-
rarak oturumu erteledi.
Ön göriişme bugün
Batık
bankalar
Meclis'te
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - FP Istanbul Milletvekili AB
Coşkun ve arkadaşlannın verdiği
bankacılık sektörüyle ilgili genel
göriişme önergesinin ön görüşme-
si, TBMM Genel Kurulu'nda bu-
gün yapılıyor. DYP'liler görüşme-
de almacak sonuca göre gensoru
önergesi verebileceklerini söyler-
ken FP'liler de soruşturma önerge-
si ya da gensoru vermeye hazırla-
myor.
Muhalefet partileri, batık ban-
kalar tartışmasını TBMM'ye taşı-
yor. FP'Ulerin verdiği genel göriiş-
me önergesi için bugün yapılacak
ön görüşmelerde iktidar partileri-
nin sert eleştirilere hedef olması
bekleniyor. Önergenin gündeme
alınmasının kabul edilmesi duru-
munda genel görüşme 14 Ka-
sım'da yapılacak.
Bu arada aym konuda bir araş-
tırma önergesi veren DYP, genel
görüşmenin sonucuna göre genso-
ru önergesini de gündeme getir-
meye hazırlanıyor. Gensoru öner-
gesi ile ilgili çahşmalar, DYP tz-
mir Milletvekili UfiıkSöylemez ve
Bursa Milletvekili Oguz Tezmen
tarafından yürütülüyor.
TBMM tatile girmeden önce ve-
rilen genel görüşme önergesinin,
gündemin arka sıralanndan öne
alınmasını sağlayan FP, batık ban-
kalar konusunda bügi ve belge
toplanması amacıyla bir komisyon
oluşturdu.
FP'nin önümüzdeki gûnlerde el-
de edilen bügilere göre bankalar
konusunda bir soruşturma önerge-
si ya da gensoru vermeyi planladı-
ğı belirtildi.
KESK eylem plaııııu açıkladı
Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederasyonu
(KESK) Genel Başkanı Siyami Erdem, kamu emekçi-
lerine day aülan yüzde 10'luk maaş artişının yetersiz ol-
duğunu hökümetm de kabul etmesini istedL Erdem,
"Kitieieri yoksullaştırarak, basia altma alarak siyaset
yapdamaz" dedt KESKGenel Başkanı Siyami Erdem,
konfederasyonun Taksim'deki binasmda, sefalet ücre-
tinekar^insanoiBinına\"akışırbirücrettalebiyleTür-
khe çapmda düznüeyecekkrieylemve etkinfikleri açık-
ladı. Erdem, topbun 750 sendikayöneticisinin bugün ts-
tanbul, tzmir, Adana, Diyarbakır ve Trabzon'dan, An-
kara'ya doğru yürüyüşe başlay acaklannı belirterek, 9
Kasun'da Ankara-Göven Parkta 2 günlük orurma ey-
kmi yapacaklarnu söyledi Erdem, 11 Kasnn'da da Kı-
zday Meydanı'nda onbinlerce kamu emekçisinin kitle-
sel bir eylem gerçekkştireceğini ifade etti.
Egebank'a ait depo bııhındu
tstanbul Haber Servisi - Kartal'da,
yönetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu'na (TMSF) devredilen
Egebank'a ait bu- depo bulundu.
Depoda ele geçirilen evraklara polis
el koydu. Kartal Rahmanlar Şehit
Ayhan Arslan Caddesi Aktı Sokak
17 numaradaki 12 katlı binamn giriş
katında, Egebank'a ait bir depo
ortaya çıkanldı. Yaklaşık 30
metrekare büyüklüğündeki depoda
Egebank'a ait herhangi bir tabela
bulunmazken pencerelerin de
perdeyle kapatıldığı görüldü.
Depoda ele geçirilen evraklar, Mali
Şube Müdürlüğü ekiplerince
incelenmek üzere kolilenip el
konuldu. Deponun önünde de bir
polis memuru nöbet tutmaya
başladı. Deponun, 8 ay önce
Egebank Kartal Şubesi'nden gelen
bir kişi tarafından Cavit Aykanat'tan
aylık 40 milyon lira karşılığında
kiralandığı ve kira sözleşmesinin
Egebank adına yapıldığı öğrenildi.
Bu arada, Egebaıik'ın yönetiminin
fona devredümesinin hemen
ardından bazı evraklann depodan
ahndığı ve son bir aydır da depoya
kimsenin gehnediği belirtildi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
ANAP
Temizerin
öne çıkması
rahatsız etti
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - ANAP, son bankalar operas-
yonunda Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kurulu Başkanı
Zekeriya Temizel'in ön plana çık-
masından rahatsız oldu. ANAP
Başkanlık Divam'nda bazı üye-
ler, bankalarla ilgili operasyon ve
alınan önlemlerin Temizel'in ba-
şarısı olarak kamuoyuna yansıtıl-
dığını savunarak Içişleri Bakanı
Sadettin Tantan' ın bu konuda bil-
gı vermesinı istediler.
ANAP Başkanlık Divanı, dün
Yılmaz'ın başkanlığmda toplan-
dı. Yılmaz, toplantı girişinde ga-
zetecilerin, bankalar operasyonu
ile ilgili olarak "Devletgeciktiıni''
sorusu üzenne,
u
Evet ama, devle-
tin bu konuda yasalardan kaynak-
lanan çarcsizüği vardır. Yasal boş-
luk doldunumuştur. Geçnüşteki
olaylan gecikme olarak değU, ya-
sal ' boşluklardan kaynaklanan
olaylar olarak değerlendirmek la-
zaa" dıye konuştu. Yılmaz, "Ba-
nk bankalann faturası vatandaşa
yansıyacakmı" sorusu üzerine de
"Yansunaması için her türlü ön-
lem ahnacaknr" dedi.
Toplantıda, bankalar operasyo-
nu değerlendınlırken bazı üyeler,
bu konudaki başanmn bir partiye
ya da bir kışiye mal edilmesinden
rahatsızhklannı, "Sadettin Tan-
tan konuşsun. bilgi \ersin, bu işle
ilgili siyasi prinı peşinde koşulma-
sın, prim de doğacaksa hak eden
alsm" sözlenyle dile getirdiler.
Tantan'm. bankalar operasyonu-
nun yanı saz, çetelere karşı yapı-
lan operasyonlar ve cezaevleriy-
le ilgili de açıklama yapması is-
tenince Yılmaz'ın, "Operasyon-
lar sürüyor, onu bekleyehm" de-
diği öğrenildi. Bırüyenin geçmış-
te, kamu bankalarının durumu ile
ilgili ayrmtılı bir Bankalar Yemin-
li Murakıplar Raporu hazırlandı-
ğım belirterek "Bu sizin başba-
kanhğnuz döneminde haznian-
raadı de^l mi" sorusu üzerine de
Yılmaz'ın, "Hayır benim başba-
kanhğım döneminde değUdi" kar-
şılığım verdiği bıldirildi.
Toplantıda bazı basın kuruluş-
lannda yer alan Karagümrük çe-
tesinin elebaşısı Nuri Ergin'in
ağabeyi Nejat Ergm'in ANAP'h
olduğuna ilişkin haberler de de-
ğerlendirildi. Genel Başkan Yar-
dımcısı Ahat Andican, bu kişinin
çok uzun süre önce ANAP'ta ol-
duğunu, daha sonra partiyle ilış-
kisinin kesildiğini ve son seçim-
lerde DYP'den milletvekili adayı
olduğunu ileri sürdü. h
.
oralcalislar@yahoo.com
Şemdin Sakık'ın sahte ifadesinin
ardındaki 'kara nokta 'yı aslında biz
gazeteciler biliyorduk. Zaman zaman
bu köşede, bu tezgâhı yapanlann or-
taya çıkanlması gerektiğini dile getir-
dim. Çünkü olay çok açıktı. Şemdin
Sakık'ın ifadesi Jandarma Ozel Is-
tihbaratı'nca alınmıştı. Burada ver-
diği söylenen ve daha sonra sahte
olduğu mahkeme belgelerinde orta-
ya çıkan Şemdin Sakık'ın ifadesini,
belli ki jandarmanın da üstünde bir
kurum gazetelere ulaştırmıştı.
Çevik Bir'in adından o zaman ka-
palı mekânlarda çokça söz edilmiş-
ti. O koşullarda kimsenin bunu dillen-
dirmesi mümkün değildi, yazıya dök-
mesi mümkün değildi. Dolaylı bazı
yazılar yazıldı. Ben de yazdım. O ya-
zılanmda üzerinde durduğum başka
bir nokta ise bu yalan haberlerdeki
gazeteci sorumluluğu idi. Çünkü bu
yalan ifade yüzünden Akın Birdal
çok ağır bir suikasta uğradı, ölümden
Zafer Mutlu ve Ertuğrul Özkök'e
döndü, sakat kaldı. iki gazeteci,
Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Bi-
rand töhmet altında bırakıldılar.
Mehmet Ali Birand ve Cengiz Çan-
dar, kendilerini bile savunma olana-
ğından yoksun hale getirildiler. Meh-
met Ali Birand işinden oldu, Cengiz
ise bukonularda yazı yazamaduOn-
lara atılan iftira, Abdullah Öca-
lan'dan para aldıklanydı. Bunun
doğru olmadığını bilmek için kâhin
olmaya gerek yoktu. Bu haberi ga-
zetelerine koyanlarda, bunu okuyan
gazeteciler de yalan olduğunu bili-
yorlardı.
Radikal gazetesi, Şemdin Sakık
mahkemesi başlamadan kısa süre
önce, yayımlanan ifadenin dosyada
olmadığını ve Şemdin Sakık tarafın-
dan böyle bir ifade verilmediğini ha-
ber yaptı. Bizlerdeyeniden bunuya-
yımlayan gazetecilerin ve gazetele-
rin sorumluluğuna dikkat çektik.
Şimdi yeni bir durumla yüz yüze-
yiz. Bu yalan ifadenin, silahlı kuvvet-
ler içinde belli merkezlerde hazırla-
nan bir projenin parçası olduğu, bel-
geleriyle ve Genelkurmay'ın açıkla-
masıyla doğrulandı. Bu noktadan iti-
baren biz gazetecilerin yapması ge-
reken bir şey var. Bu yalan ifadeleri
Hürriyet ve Sabah gazetesi yayımla-
dılar. Üstelik, Sabah gazetesinin iki
yazan da bu yalan ifadenin hedefıy-
diler.
Şimdi iki gazetenin yönetimine
açıktan soru sormanın zamanı geldi:
Bu ifadeler yayımlandığı tarihte Sa-
bah'ın başında Zafer Mutlu, Hürri-
yet'in başında ise Ertuğrul Özkök
bulunuyordu. Bu ifadeleri onlara kim
veya hangi kurum verdi? Hangi ge-
rekçelerle verdi. Onlar, hemen hepi-
mizin yalan olduğunu bildiği bu ifa-
deyi neden manşetten yayımladılar?
Bu ifadeler yayımlandığında bizim
bir itirazımız daha vardı. llk ifade giz-
lidir. Mahkeme başlayana kadar bu
ifadelerin birine verilmesi ve yayım-
lanması yasaktır. llk ifadeyi alan da
bellidir. O zaman, o ilk ifadeyi alanla
bu ifadeyi yayımlayan gazeteciler
arasında nasıl bir ilişki kuruldu? On-
lar bu ifadeleri neden yayımladılar,
yoksa yayımlamak zorunda mı kal-
dılar?.
Ertuğrul özkök'ten ve Zafer Mut-
lu'dan açıklama bekliyoruz: Hangi
meslek ilkeleri sizi bu yalan ifadeyi
manşetten yayımlamaya sevk etti?
Meslektaşlannızı ve birlikte aynı sü-
tunlan paylaştığınız gazetecileri bu
kadar ağır şekilde suçlayan yalan ifa-
de karşısında onlann da sayısız hak-
lan olduğunu düşünmediniz mi?
Bu ifadenin yalan olduğunu, mah-
keme dosyalan ortaya çıkınca her-
kes öğrendi. Bu yalanı düzeltmek
gereğini daha sonra neden duyma-
dınız?
Ertuğrul Özkök'e ve Zafer Mutlu'ya
çağrıda bulunuyorum: Bu haberin
arkasındaki oyunu en ıyi onlar biliyor-
lar. Hem kendi sorumluluklannı açık-
lasınlar hem de basın üzerinde oyna-
nan çirkin bir komplonun asıl aktör-
lerini söylesinler ki, bundan sonrası
için bir adım atılabilsin.
Bir çağn da Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti'ne yapıyorum: Zafer Mutlu
ve Ertuğrul özkök'e çağn yapılsın ve
bu haberierin arkasındaki oyunu ve
kendi sorumluluklannı Gazeteciler
Cemiyeti Basın Senatosu'na anlat-
sınlar. Meslek üzerindeki bu kara le-
ke enine boyuna burada tartışılsın.
Artık bir yerde durmamız gerekiyor.