Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7KASIM2000SAU
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Anayasanın Korunması
Prof.Dr. Zafer G Ö R E N Yükseköğretım Denetleme Kurulu Üyesi
A
nayasa basıt yasalar-
dan ortaya çıkış, de-
ğiştirme olanakları
koşullan bakımından
aynlan bir yasadır.
Demokrasilerde halk, anayasa
koyucudur. Bir anayasa, halkın ken-
disinden kaynaklandığı ve halka
zorla kabul ettirilmediği takdirde
o anayasanın demokratik meşrulu-
ğundan söz edilebilir.
Bir anayasa yaratabilmek için
halk, anayasa koyan erkini deği-
şik şekillerde kullanabilir.
a) Kendisini temsil edecek bir
organ olarak anayasayı niteliklı ço-
ğunlukla kabul edecek bir "anaya-
sa koyııcu meclis" seçebilir.
b) Kendi seçtiği temsilcilerden
oluşan kurul bir ana>asa taslağı ha-
zırlayabilir. Bu taslak sonradan
halk oylaması yoluyla ve nitelikli
çoğunlukla kabul edilebilir.
Anayasalar "üstün yürürlük gü-
cü"ne sahiptirler ve süreklidirler.
Ancak her anayasa tarihsel geli-
şimde belli toplumsal koşullar al-
tında yaratıldığından zaman için-
de toplumsal koşulların değişme-
si durumunda anayasanın bu yeni
koşullara uyumlu hale getırilmesi
içın değiştirilmesi gerekır. Anaya-
sanın değiştirilmesi kavramı altın-
da anayasa metninin anayasanın ön-
gördüğü değiştirme yöntemlerine
uyarak açıkça değiştirilmesi ve boş-
luklanmn doldurulması anlaşılma-
hdır.
Bu kavram anayasanın ihlaU kav-
ramı ile kanştırılmamalıdır. Ana-
yasanın ihlalinde anayasa metni
değişmeden anayasa metninden
sapma söz konusudur.
Anayasanın değiştiriJmesi anaya-
sanın geliştirilmesinden, yani ana-
yasanın zaman ıçınde değışıme uğ-
raması kavrarmndan da farklıdır.
Anayasanın geliştirilmesinde ana-
yasa metni değişikliğe uğrama-
makta, metin aynen korunmakla
birlikte anayasa normlan somutlaş-
nnlmaktadır.
Şu halde anayasanın geliştiril-
mesi, anayasa metni değişmeden
anlamının değiştirilmesidir. An-
lam değişikliği değer yargılannın
değişmesine ya da sosyal gerçek-
lığın değişmesine dayanabilir. Ana-
yasanın zamana ve sosyal koşulla-
ra ayak uydurması soyut ve yoru-
ma muhtaç anayasa kurallannın
somutlaştırılmasıyla sağlanabil-
mektedir. Ancak anayasanın geliş-
tirilmesi anayasanın açık sözüne
aykın obnamalıdır. Anayasalann es-
nekliği ve boşluklar içermesi meş-
ru bir anayasa geliştirilmesi için
olanak sağlamaktadır.
Anayasanın geliştirilmesi olana-
ğmın bittiği yerde yasama organı-
nm anayasanın anayasa değişikli-
ği için öngördüğü koşullar çerçe-
vesinde yerine getireceği bir yasa-
ma tasarrufu olan anayasa nın de-
ğiştirilmesi proUematiği devreye
gırmektedir.
foplumun hukuksal temel düze-
ni olarak anayasa ihlal edilerek ve
anayasa değişikliği yoluyla yerine
yenisi getirilerek kısmen ya da ta-
mamen hükümsüz kılınabilir. Ana-
yasa ihlallerinin önlenmesi ve ana-
yasa değişikliklerinin sınırlanma-
sı yoluyla anayasalar kendilerini
korumaya çalışırlar. Anayasamı-
zın değiştirilmesi yöntemi anaya-
samızın 175. maddesinde öngörül-
müştür.
Bu kural ile toplumun hukuksal
temel düzenini sağlayan anayasa-
nın genel ve kapsamlı bir şekilde
geçerliliğini şart koşan yazıh ana-
yasa hukukununüstünlüğü güven-
ce altına alınmış olmaktadır.
Böylece yürürlükte olan anaya-
sa hukukunun geçerliliği anayasa
belgesinin kendisinden kaynaklan-
maktadır. Birey, anayasa olarak ne-
yin geçerli olduğu konusunda ay-
dınlatılmıştır.
Oysa anayasa ihlallerinde ana-
yasaya şeklen dokunulmadan, onu
ûstü kapah olarak oyan girişimler
söz konusudur. Anayasanın değe-
rini düşüren, anayasanın yapısı ve
demokratik toplumun açıklığı ilke-
si ile bağdaşmayan bu tür örtülü sap-
malara göz yumulması, yazıh hu-
kukun üstünlüğü, istikrarlı etkisi
ve onun yarattığı hukuk belirgin-
liği ve hukuk güvenliğini ortadan
kaldınr.
Anayasalarda bazı önemli temel
ilkeler anayasa değişikliği dışmda
tutulabilir. Böylece anayasanın çe-
kirdek varlığı (özgün anayasa) ana-
yasa değiştiricilerin müdahalele-
rine karşı korunmaktadır. Anaya-
samızın 4. maddesi "Değistirile-
meyecek Hükümler" başlığını ta-
şımaktadır.
Bu maddeye göre anayasanın 1.
maddesındeki devletin şeklinin
Cumhuriyet olduğu hakkındaki
hüküm ile ikinci. maddesındeki
Cumhuriyetin niteülderi ve 3. mad-
desi hükümlen değıştırilemez ve de-
ğiştirilmesi teklif edılemez.
Bu kural, anayasanm özünü (öz-
gün anayasayı) ilgilendiren anaya-
sa değişikliklerini anayasanın ken-
disinin yasakladığını göstermek-
tedir.
Bu kural devletin şeklinin Cum-
huriyet olduğunun ve Türkiye Cum-
huriyeti'nin insan haklanna saygı-
lı, başlangıçta belirtilen temel ilke-
lere (Atatûrk inkılap ve ilkelerine
bağlıhk, Atatûrk medeniyetçiliği,
çağdaş medeniyet düzeyine ula$-
ma azmi, millî egemenlik, anaya-
sanın ve hukukun üstünlüğü, özgür-
lükçü demokrasi, erkler aynlığı,
Atatûrk milliyetçiliği, Türk varlı-
ğının devleti ve ülkesiyle bölünmez-
liği, laiklik, sosyal adalet ve eşit-
lik, insan onurunun ve kişinin mad-
di ve manevi varlığının korunma-
sı) dayanan Atatûrk milliyetçiliği-
ne bağlı demokratik, laiİc ve sos-
yal hukuk devleti niteliğinin, Tür-
kiye Devleti'nin ülkesi ve milletiy-
le bölünmez bİT bütün olduğu ilke-
sinin, yani TC Devleti'nin üniterya-
pısının ve anayasanın 3. madde-
sinde belirtilen diğer devlet nitelik-
lerinin değiştirilemez olduğunu
vurgulamakta ve bu temel devlet ni-
teliklerini ortadan kaldıran anaya-
sa değişikliklerinin yasak olduğu-
nu ortaya koymaktadır.
Anayasanın netliği ve açıklığı
anayasanın toplumsal değişimlere
uyum sağlamasına yetmiyorsa ana-
yasayı değiştiren orgamn yine ana-
yasada öngörülen değiştirme koşul-
lanna uyarak anayasanın değişti-
rilmesi ve boşluklanmn doldurul-
ması konusundaki yetkisi anayasa-
nın sürekliliğinin sağlanmasına hiz-
met eder. Ama aynı amaca, anaya-
sanın kimliğinin ve onun kurduğu
hukuksal temel düzenin süreklili-
ğinin ortadan kaldınlması yasağı
da hizmet etmektedir.
Anayasamız Cumhuriyetçilik il-
kesinin ve Türkiye Cumhuriye-
ti'nin insan haklanna saygıh, baş-
langıçta belirtilen temel ilkelere
dayanan, Atatûrk milliyetçiliğine
bağlı, demokratik, laik ve üniter
hukuk devleti niteliklerinin meşru
yoldan ortadan kaldırılmasını ya-
saklayarak kendi sürekiiliğini vege-
çeriiğini güvence altına almaya ça-
lışmaktadır.
Halk oylaması ile kabul edilmiş
olan anayasamız anayasayı değiş-
tirme yetkisine sahip yasama orga-
nına anayasayı sadece değiştirme
yetkisi vermiş, onu ortadan kaldır-
ma yetkisi vermemiştir.
Anayasamız sadece anayasayı
bütünüyle ortadan kaldırma yasa-
ğını içermemekte anayasanm kur-
duğu düzen kimliğini ortadan kal-
dıran her türlü anayasa değişikli-
ğini de yasaklamış bulunmaktadır.
Anayasanın kimlığı ve kurduğu
hukuksal temel düzenin ortadan
kaldınlması özgün anayasanın, ya-
ni Türkiye Cumhuriyeti'nin insan
haklanna saygıh, başlangıçta belir-
tilen temel ilkelere dayalı, Atatûrk
milliyetçiliğine bağlı, demokratik,
laik, üniter sosyal hukuk devleti
yapısının değiştirilmesi halinde söz
konusu olur.
Anayasanm demokratik hukuk
devletinin öğelerine, anayasaya uy-
gun düzeni oluşturan temel hak-
lar, anayasanın taşıyıcı organizas-
yon ilkesi olan erkler ayınmı ilke-
si de dahildir.
Temel haklar dışında çoğunlu-
ğun iradesi ile iktidann kullanılma-
sını meşru kılan, demokrasinin açık
ve serbest sürecini garanti eden
anayasanın demokratik düzeninin
tüm maddi ve usule ilişkin koşul-
lan anayasanın özünü oluşturur.
Buna seçim ilkeleri de dahildir.
Kamuoyunun oluşumuna siyasi
partilerin katıhmı, siyasi parti öz-
gürlüğü, eşit şansa sahip olmalan,
parlamenter sistem, anayasanın sos-
yal hukuk devletinin varlık koşul-
lan ve temel ilkeleri anayasa deği-
şikliği dışında tutulmuştur.
Çıkanlmalan halinde özgün ana-
yasanın zedelenmesi sonucunu do-
ğuran münferit kurallann değişti-
rilmesi de yasaktır.
Anayasanın değışmezlik yasağı-
nı koyan 4. madde kuralı da değiş-
mezlik kapsamındadır.
PENCERE
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
'Cumhuriyefi Yaşatmak...
Masal gibı gelır sıze... Turkıye'de 1 kuruşa sa-
tılan bırgazete vardı desem, inanır mısınız? Zor-
£EÖiııünanmakl Ama Türkiye'de hemen bütün ga-
zetelerin 5 kuruşa satıldığı yıllarda neden 1 ku-
ruşa gazete olmasın?
Para, kuruş, lira!.. Tarihe kanşan değerler! Şeh-
zadebaşı avlusunda 'Anne on pa, anne on pa'
diye dilenen delikanlıyı anımsıyorum. Bir kuruş
verseniz, almaz kafamıza atardı. Onun gözünde
para kuruştan daha değerliydi, on para da olsa!..
"Cumhuriyet" ikı yüz elli bin liraydı!.. Beş ku-
ruştan nerelere tırmanmışız, ya da ınmişiz! Dola-
rın seksen kuruş olduğu günlerde gazetelerin
beş kuruşa satılması doğaldı. Şimdi dolar, yedi
yüz bin TL. Elli yılda ne kadar gelişmişiz, ilerte-
mışız ya da batmışız karan sız verin...
llhan Selçuk sonundagerçeğı açıkladı... 'Cum-
hunyet'\r\ ikı yıldır türlü güçlükler içinde olduğu
tüm kamuoyunca az çok biliniyordu. Dosllar ça-
re anyorlardı. Gazete çalışanlan geçinemiyoriar-
dı. Neydi çıkaryol? Ötekilergibi, birbankaya, bir
büyük sermaye grubuna bağlanmak, son yıllar-
da korkunç paralar kazanıp patron olmuş kişiler-
le ışbirliği etmek mi?
Daha bazı adlar, şu ya da bu yoldan ortaya atı-
lınca okuriardan tepkiler gelmeye başlamıştı. Na-
sıl olur da 'Cumhuriyet' şuna buna satılır? Tele-
fonlarla, fakslarlatürlü yorumlargeliyordu. 'Cum-
huıiyetin okurian vardı, Atatûrk devriminin en güç-
lü kalesini yaşatmak her Türk devrimcisinin, Ata-
türkçüsünün görevi değil miydi?
Böyle bir şey olamazdı! Otamazdı, çünkü ne ta-
rihsel kişilıği ne de yazarlarının, çalışanlarının
onuru böyle bir şeyi içlerine sindirirdi. 'Cumhu-
riyet' ancak değerli okurlannın desteğiyle içinde
yaşatıldığımız bu çirkin çıkarlar kavgasında gü-
cünü koruyabilirdi.
Ben 1969 Eytülü'nden bu yana 'Cumhuriyet'te
'EvetHayır" köşesinde yazıyorum. Daha önce Va-
tan'üa Banş'ta 'öncü'de çalıştım, 12 Martfırtı-
nasında Nadir Bey, llhan başta olmak üzere ga-
zeteden koptuk, koparıldık. Apayn bir öyküdür
bu serüven: Dünyada ilk kez okurlannın gücüy-
le yozlaştınlmaktan kurtulan belkide tek gazete-
dir 'Cumhuriyet'. Bazı kişılerin, gazetenin kişili-
ğini değiştirmeye kalkışması, okurlarca protes-
to edilmiş, kısa sürede satış yarı yanya azalmış-
tı.
llhan Selçuk romanını da yazacaktı 'Cumhuri-
•' yet'in... Gerçek serüvenini... O yazmasa, başka
bir yazar belgelere, anılara, yaşantılara dayana-
rak bu romanı er geç yazacak...
Şimdi yeni bir dönüm yerindeyız. Aylardır. "Cum-
huriyet'e ne olacak, bızler ne yapabilinz, gaze-
te hani halka açılacaktı" diye soranlar, üzülenler
yüz bin liralık artış karşısında bakalım ne diyecek-
ler? Bana kalsa ben yüz bin liranın daha üstün-
de bir artış beklerdim. Haftada iki kitap, üçder-
gi... Kitapçıdan alsanız, o kitaplann her birine en
az bir milyon ödemeniz gerekir... "Kitap", "Pa-
zar eki", "Bilim Teknik" dergileri de piyasada yi-
ne bir milyon liradır. Bunları hesapladınız mı gun-
de yüz bin lira artış az bile gelir!
Ârna 'Cumhuriyet' okurian çoğunlukla az ge-
lirli yurrtaşlardır. Ayda 10 milyonu aşan bir öde-
me yapmak kolay değil. Ama bugünün koşulla-
rında gazeteyi yaşatabilmek, ancak okuriarın
desteğine bağlı...
Öyleyse gerçek 'Cumhuriyet' dost okurlarla
birlikte Kemalist savaşımda, el ele!..
GCF-GSM Sertifikah İlk Cep Telefonu Nokia 6210
ile Her Şey Kontrolünüz Altında!
IMOKIA
Mobil Internet
hizmetleri destekli
Uzun çalışma süreleri
Çok hızlı bilgi iletimi
Takvim
Dahili anten
Ince ve ergonomik tasarım
GSM pazarına yeni teknoloji ve çözümlerin
daha hızlı sunulması amacıyla test ve onay
uygulamalarını yürüten GSM Certification
Forum (GCF), Nokia'nın GSM 900/1800
WAP ve HSCSD (hızlı veri iletimi) destekli
en yeni modeli Nokia 6210'u GSM
Sertifikası'yla ödüllendirdi. Bu sertifikanın,
150 milyonu aşkın aboneyi temsil eden
100 operatör tarafından desteklenmesi,
Nokia 6210'un ne kadar üstün bir cep
telefonu olduğunun önemli bir kanıtı.
Etkili ve güvenilir operasyon olanağı sunan
tasarımı ve çok yönlü kullanım özellikleri,
işadamlarına yönelik cep telefonları
kategorisinde yeni bir seçenek yaratan
Nokia 6210'u benzerlerinden ayırıyor.
Nokia 6210, cep telefonundan konuşmanın
ötesinde bir şeyler bekleyen kullanıcılar
düşünülerek tasarlanmış.
Nokia 6210 ile Zaman Kontrol Altında
Operatör ve şebeke desteğine bağlı otarak
55-260 saate (11 güne) kadar bekleme
süresiyle daima elinizin altındadır. Takvimi
sayesinde önceden planlama yapmanızı
sağlar. Randevularınızı not alabilir, alarmı
sayesinde her yere tam zamanında
gidersiniz.
Nokia 6210 ile Bilgi Kontrol Altında
WAP microbrovvser'ı sayesinde mobil
IMOKIA
Internet hizmetlerine erişip işiniz ya da
hobilerinizle ilgili bilgilere istediğiniz an
sahip olabilirsiniz. Elektronik postalannızı
kontrol edebilir, bilet rezervasyonu ve
bankacılık işlemlerinizi çözümleyebilirsiniz.
Nokia 6210 ile Hız Kontrol Altında
Yapmak istediğiniz işleme göre hızınızı
kendiniz belirleyebilirsiniz. Operatör
desteğine bağlı olarak hızınızı 28.8 kbps'ye
kadar çıkarıp Internet sayfalarını
uyumlu bir PC'ye yükleyebilirsiniz.
Nokia 6210, her özelliğiyle GSM
sertifikasını hak ediyor. Kontrolü ele
geçirmek için Nokia 6210 elinizde olmalı!
MHP'deki Değişimin
Dayanılmazhğı...
Dinci kesimde MHP yüzünden çarpıcı bir tedir-
ginlik yaşanıyor.
Çünkü "kutsal ittifak" sona erdi.
MHP'nin son kongresiyle DevletBahçeii'nin ki-
şiliğinde vurgulanan bütünlük göstergesi, irtica ke-
simindeki umutlan söndürdü.
MHP'deki değişimin özü budur.
•
"Milliyetçilik" ile "dincilik" ne tarihsel kökenin-
de birieşir, ne de siyaset biliminin kuram sayfala-
nnda!.. Ancak 'ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra
"en büyük tehdit" olarak devlet gündemine yazı-
lan "komünizmtehlikesi"karşısında "şoven" par-
ti ile "irtica" partisi işbirliği, dış destekle hayatage-
çirilmişti.
Ikisi de "merkez sağ "ın şemsiyesi altında palaz-
lanıp geliştiler.
Nereye dek?..
1991 'de Sovyetler dağılınca devlet için "komü-
nizm tehlikesi" noktalandı; sis perdesi kalkınca, göz-
ler "irtica tehdidi"ni gördü; 1923'te kurulan laik
Cumhuriyet elden gttti gidiyordu.
28 Şubat dönüm noktası oldu.
MHP yol aynmına geldi.
•
Türkiye bugün ekonomisini IMF'ye havale etmiş
durumdadır; iç rejımini AB'nin isterlerine göre ayar-
lamaya çabalıyor; Küreselleşme kapsamında
ABD'nin ağırtığı ülkenin üzerinde baskısını arttın-
yor. Bu koşullann dışına çıkabilecek bir siyasal ik-
tidann oluşması kısa sürede beklenebilir mi?..
Ülkenin ekonomi ve politikası dışardan şartlan-
dınldı; iç siyaset kayıkçı kavgası...
Yıllann istiflediğı sorunlann attından kalkmakhiç-
bir partinin harcı değil!..
Ancak ülkenin içındeki partiler yelpazesinde, ir-
ticanın dışlanması, laik Cumhuriyet için hayat me-
mat sorunu gibi gündemin birinci maddesindedir.
MHP'deki değişim, dünyadaki, Türkiye'deki ve
Orta Asya'daki değişime koşuttur.
Artık hiç kimse milliyetçilik adına "komünizm
edebiyatı" yapamaz; "esir Türkler"6er\ dem vura-
maz; "Moskof" üzenne nutuk atamaz; PKK'ye kar-
şı tavır ise Anadolu'yu birleştinyor.
Aklın gereğidir MHP'deki değişim; geçmiştede-
ğil, geleceğe dönük yaşamanın zorunluluğundan
doğan bir evrimin sonuçlandır.
Devlet Bahçeli bu değişimin koşullannı partisi-
ne anlatmaya çalışıyor.
•
MHP'deki evrim, Islamcı kesimi yalnıziaştınp din-
ci partinin umutlannı sön-
dürüyor.
"Üç aylı hareketin" ma-
yasında, askere ters düş-
mek, bitip tükenmek ve
milliyetçiliğin sonunu getir-
mekle eşdeğeriidir, yobaz
takımı bu gerçeği bir türlü
anlayamıyor.
Ya merkez sağ?.. j
Merkez sağın görkemli
dönemi kapandı; geçmiş-
te merkez sağ şemsiyesi-
nin attında palazlanan din-
ci ve şoven akımlan gıdık-
lamak, artık ne ANAP'ın
değirmeninesu taşır ne de
DYP'yi canlandırabilir.
MHP'nin merkez sağa
doğru "ihtiyatla" kayma-
sı, akıllıca bir taktiğin ürü-
nü sayılmalı!..
Çünkü merkez sağ kir-
lendi, yolsuzlukJariaözdeş-
leşti; Tansu Çiller ile Me-
sut Yılma2'ın karşılıklı pa-
zarlıkla yolsuzluk dosya-
lannı kapatmalan, merkez
sağın aklanmasına yetmi-
yor ve yaramıyor.
Bahçeii'nin yolsuzluk
dosyası yok!..
VtevDyveeks i
todete I
IMOKIA
CONNECTING PEOPLE
BÜYÜKÇEKMECE
ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
EsasNo 1999/1174
Davacı Hande Ya-
vuz vekili tarafından
davalı Oktay Yavuz
aleyhine açılan boşan-
ma davası sebebıyle,
davalı adresınde bulu-
namadığından dava
dilekçesı ve duruşma
gününün Uanen tebli-
ğıne karar verilmiştir.
Karar gereğince,
davacı vekili mahke-
memize verdıği dava
dilekçesı ile müvekki-
li ile davalımn resmi
evli olduğunu, bu ey-
lilikten müşterek bir
tane çocuklannın bu-
lunduğunu, davalımn
evine bakmadığını,
evlilik birliğinin getir-
miş oldufu sorumlu-
luklan yerine getir-
mediğini, bu nedenle
taraflann aralannda
geçünsizlik bulundu-
ğunu, bu nedenle bo-
şanmalanna. müşte-
rek çocuğun velayeti-
nin davacı anne üze-
rinde bırakılmasına,
aynca tedbır nafakası-
na hükmedümesini
dava ve talep etmiştır.
Davanın duruşması
12.12.2000 saat 10'a
bırakılmıştır.
Işbu ılanın gazete-
de yayınlandiktan
sonra 10 günlük ce-
vap verme süresinin
olduğu 7201 sayılı
TK'nun29, 30ve31.
maddeleri gereğince
ılan tarihınden 7 gün
geçtikten sonra tebliğ
edilmiş sayılacağı hu-
susu ilanen tebliğ olu-
nur. 11.10.2000
Basın: 63485