Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TKASIM2000SAU CUMHURİYET SAYFA
i l U.K. kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Beyoğlu'nun doğusunda açüan tiyatro kapısı: IstanbulSanatMerkeû2. Kat
Mahir GÜrtŞİray: Burada
farklüılüann bir araya gelip, belki
de uzlaşmadan tartışmasını,
kendilerini geliştirmesini istiyoruz.
şahlka Tekand: Bu beş
tiyatronun bir arada varolmak
üzere verdiği karar keşke
Türkiye'de her alanda verilebilse..
Ahmet LevendOğlU: Birbirini
etkileme yoluyla da daha cazip bir
ortam oluşacaktır. Rekabet olursa
ateşleyici bir unsur olacaktır.
Şerlf Erol: Birkaç tiyatronun bir
arada olması belki, azalmaya yüz
tutan seyircinin ayağım bir mekâna
alıştırmak için işlevsel olabiJir.
MUStafa Avkiran: Aym mekam
paylaşmak çok zor, ama çok keyiflL
Yapılan işlerinfarkltlığı bu mekânı
çok daha zenginleştirecek.
Bir çatı altında beşi biryerde!MELTEMKERRAR
Tarlabaşf nda bulunan îstanbul Sa-
nat Merkezi, 30 Kasun'da 'İSM 2. Kat'ı
açtı. TiyatroOyunevi ve 5. Sokak Tiyat-
rosn'nun ev sahiphğı yaptığı mekânda
aynca Bilsak Tiyatro Atöhesi, Tiyatro
Stüdyosu ve Stüdyo Oyunculan bir ara-
ya geliyor
'KM 2. Kat' farklı anlayışlardaki beş
tiyatroyu aynı çatı altında toplayarak
gerek tiyatrolar, gerekse izleyicı açısın-
dan farklı bir tiyatro ortamı yaratmayı
amaçhyor. Değişık anlayışlarda olma-
lanna rağmen, hepsi çağdaş tiyatrodan
ömekler sunan beş üyatro,'Beyoğhrnun
doğusunda şeytanın bacağını kırmak
için açdan bir kapt' olarak gördükleri me-
kânda bırbınndcn bağımsız olarak oyun-
lannı sahneleyecek.
Mekâna ev sahiplıği yapan Mahir
Günşiray, etkinlıklerini yaz aylanna ta-
şımayı planladıklannı ve giderek ya-
bancı tiyatrolan da aralanna katarak
mekâna uluslararası bir nıtelık kazandır-
mayı amaçladıklannı söylüyor
- Böyle bir girişimde amaçladığınız
Beydi?
MAHİR GÜNŞİRAY (Tiyatro Oyu-
nevi) - Tiyatro Oyunevi, 5. Sokak gıbı
nyatrolardan bırçok sayıda var, ama hep-
sı salonsuzluk ıçınde ya da şehnn bellı
yerlennde parçalanmış şekilde duruyor-
laT. Bu, aslında ilk başta onlann kendı
kimlıklennı oluşturmada çok yararh ol-
muştur, ama kimlikJerinı bozmadan ay-
nı çatı altında oynandığında. farklı işle-
rin aynı yerde olmasıyla aslında bekle-
diğimiz, işlenn çarpışması ve bizım bun-
lar üzerine tartışabılmemiz... Tiyatro
Oyunevi olarak buraya davet ettığimiz
bütün tiyatrolann tiyatro anlayışları ve
yaptıklan ışle, bizim tiyatro anlayışı-
mız ve yaptığımız ış arasında hiçbır bağ
yok, taban tabana zıt olanlar var. Ama
kısırhk varortamda, taruşma yok, buyüz-
den herkes kendı kabuğunda yok olmak
tehlikesinde. Burada farklıhklann bir
araya gelip, belki de uzlaşmadan tartış-
masını, kendilenni geliştirmesini istiyo-
ruz. Aynca bu tiyatrolann bir araya gel-
mesi izleyici açısından da büyük bir
avantaj.
- Bu mekânda bir araya gelen tiyatro-
lann belli bir kimliği taşunalan açısuı-
dan baküırsa. bir\andan da benzerözel-
likleri olduğunu düşünüyor musunuz?
GÜNŞtRAY - Bu tiyatrolann hepsı,
çok uzun süre prova yaparak, çok kafa
yorarak, kendilerine özgû işler yarat-
mak isteyen tıyatrolar. Tiyatronun tüm
bu kısır ortamı içinde, gişe kaygısı duy-
maksızın yine de riyatro yaparak yaşa-
mak isteyen tıyatrolar.
- Birden fazlatiyatronunaynı mekân-
da toplanması, Türkiye'de pek alışık ol-
madığunız bir durum.
ŞAHtKA TEKAND (Studıo Oyun-
culan) - Buradakı olay, Türkiye'de bel-
ki çok az gördüğümüz bir şey. ama yurt-
dışında bızım gıbı çalışan tıyatrolann ta-
mamı bu tarz merkezlerde toplanıyor-
lar. Böyle bir girişim bu anlamda çok
önemli. Beş tiyatronun çok farklı tiyat-
ro yapmalan da aynca çok güzel bir şey.
Çağdaş tiyatrodan ömekler sunuyorlar,
ama anlayış olarak bırbırlerinden son
derece farklılar Buna rağmen bu beş ti-
yatronun bir arada var olmak üzere ver-
diği karar keşke Türkiye'de her alanda
verilebilse dıye düşünüyorum.
- Birtiyatrocu vetiyatrosahibi olarak
aynı mekânı başka uŞatrotaria payiaşma-
nın ne gibi artılan var?
TEKAND - Açıkçası bunun çok bü-
yük artılan var. Sadece nıcelık anlamın-
da, seyircinin sayısının artmasında de-
ğıl, çünkü bütün bu tıyatrolar seyircıle-
nne zaten ulaşıyorlar. Öncelikle hepünı-
zin ulaştığı seyircı kıtlesı neredeyse ay-
ruydı. Çünkü Türkiye'de bu seyirci kit-
lesi çok yavaş büyür. Burada hoş olan
şey, beş tiyatronun aynı mekânda top-
lanması ve bu anlamda bir kültür mer-
kezınin oluşması, sayılan belli olan,
daha önceden yerleşık olan seyırcımiz-
de belki bıraz daha merak uyanmasını
ve sayısını artmasını sağlayacaktır.
AHMET LEVENDOGLÜ (Tiyatro
Bülent Erkmen'in Kumpanya için yaptığı çalışmalar sergileniyor
6
Afişler ve EHğer Şeyler'Kültür Senisi - Bülent Erkmen'in
'Afışler ve Diğer Şeyier'i
Kumpanya'da sergileniyor.
'Afişler ve Diğer Şeyler' sergisi
Bülent Erkmen'in tasanmcı olarak,
Tiyatro Devran'dan bugüne,
Kumpanya için yaptığı işkr'in
bütününü kapsıyor.
Sergi, Kumpanya oyunlan için
yapümış afışlerin yanı sıra bu
oyunlar için tasarlanmış broşür, bilet,
kartpostal, davetiye, çıkartma, basın
bülteni, küçük ilanlar, video film gibi
işlerden oluşuyor.
'Diğer Şeyler'le, yapılan ama
'görühneyen' şeylerin kurumsal bir bütünlüğu
sağlamadaki fark edilmeyen önemı vurgulanıyor.
Erkmen, Kumpanya oyunlan için
yaptığı afışlerin büyük bir
bölümünde kullandığı el, ağız, yüz
ve göz görüntülennın 'o' oyunlarda
yer alan 'o' kişilere ait olma
özelüğine dikkat çekiyor. Bu afışler
o oyunlann metinlerinın değil,
o zamanda o kişılerle gerçekleşen
'o oyunlann' afişleri. Sergide aynca
10 yıl sürecinde tasarlanmış,
değişmiş, eklenmiş logolar ve
kurumsal yapıyı oluşturan basılı
malzemelerin tümü de yer alıyor.
Kumpanya'nın 10. yılı kapsamında
'İSM 2. Kat' etkinlikleri içinde
Kumpanya Sahnesı'nin fuayesinde açılan sergi
sezon boyunca izlenebilir.
WIM WENDERS'E\ BEKf İN FITM FESTtVAf J'NDEN Ö7FJ. TTIBİÖDÜLLÜ FİLMİ SIRLAR OTFT,î OÖ8TERİMDE
AmerikadekorundahüzünUibtşarkı
CUMHUR CANBAZOĞLU
Wim VVenders'ın Berlin Film Festiva-
li'nin açılışını yapmış, organizasyondan
en iyi yönetmen dalında özel jün ödülü
çıkarmış yapıü 'Sniar Oteli (The Milhon
Dollar Hotel)' bu beklenmedik' başany-
la, son on yılda kendini anlatmakta zor-
lanmış biri için çok ilginç bir açılım ol-
du. Son dönemde 'Buena Vista'nın se-
vimli ihtiyarlanyla tarihe sıcacık bir bel-
ge bırakan Wenders, bu kez de sistemin
dışında kahnışlarla ilgili buruk bır masa-
h yansıtıyor beyazperdeye. Avrupa sine-
masınm en özgün isimlerinden olan ve ken-
di yazdıkJannı çekmeyi seven Wenders,
kameranın ardındaki bu yirminci serüve-
ninde, ABD'nin farklı yüzünden çarpıcı
bir fotoğrafı, kaybedenlerin, marjmalle-
rin dünyasına yararlı son derece rafine ve
güzel bir müzik eşliğinde getiriyor gün-
deme.
Ancak bu kez anlattığı bir başkasırnn,
U2 grubunun lideri Bono'nun öyküsü.
Los Angeles 2001 'den bir sahne; kulak-
lannda cep telefonlanyla işadamlan. avu-
katlar, bir dolu hırslı insan büyük işler
çevirme peşinde. Sokaklarkalabalık; ya-
şam çılgınca akıyor. Ancak karanlık inin-
ce farklı bir gerçek kol gezmeye başlıyor
kentte. İyi ve üretken yurttaslann yerine
geceleyin farklı grup çüayor sahneye; fa-
hişeler, hırsızlar, uyuşturucu satıcılan ve
her alanda sistem karşısında kaybetmiş ga-
ribanlar...
Bunlann birlikte nefes aldıklan me-
kânlardan biri de kentin taşrasında hızmet
veren 'mutevazı' Million Dollar Hotel.
Müşterilergenelükle birbirleriyle pek ala-
kadar olmayan, köşelerinde yaşamayı ter-
cih eden marjinal tipler. Her şey görülme-
yen düzende akıp gidiyor; ta ki Izzy Gold-
kiss'in (Tim Roth) damdan atlayıp intıhar
edişine dek. Oteldekiler sıradan insanlar,
ama Izzy bir zenginin oğlu; medya pat-
ronu baba, Yahudilerin intihar etmeyece-
ğini ileri sürerek intihann ardındaki ger-
çeğin ortaya çıkanlmasını istiyor.
Araştınnayı üstlenen FBI ajanı Skinner
(Mel Gibson) işe Izzy'nin en iyi arkada-
şı Tom Tom'dan (Jerenry Davies) yardım
enders, bu
kez de sistemin
dışında
kalmışlarla ilgili
buruk bir masalı
yansıtıyor
beyazperdeye.
ABD'nin farklı
yüzünden çarpıcı
bir fotoğrafı,
kaybedenlerin,
marjinallerin
dünyasına yararlı
son derece rafine
ve güzel bir
müzik eşliğinde
getiriyor
gündeme.
alarak başlıyor. Tom Tom çocuk ruhlu bir
yetişkin; otelde yaşayan genç fahışe Elo-
ise'a (Milla Jovovich) âşık. Birçoİc araş-
tırmayı bir ikı günde çözmesıyle ünlü de-
dektif, bu kez zor durumda. Tanımadığı,
psikolojisini bilemediği bir gerçeğin için-
de görevde. Wenders, 'ParisTexas'tan 15
yıl sonra yine Amerika dekoru içinde hü-
zünlü bir şarkı mınldamyor. Filminin tıp-
leri. seksenlı yıllarda 'Reagan poütikala-
n' sonucu sokakta kendi halıne bırakıl-
mış milyonlann temsilcisi bir grup insan.
Ancak daha ilk kareden, bu ilişkinın VVen-
ders'ın olmadığı, yönetmenin o çok ke-
yif veren şiirsel dilini kurmakta zorlan-
dığı anlaşılıyor. Yer yer basit espriler, ken-
di bölümlerinde iyi işlenen temalarm fıl-
min bütünü içinde birbirinden kopuk hal-
leri, bir usta işi füm izlemeye gelenleri hay-
h' rahatsız edebilecek düzeyde. Polisiye üe
aşk öyküsü arasma sıkışmış fılmin söz-
süz bölümlerinde Wenders'ın bakışı şöy-
le bır gözüküp kaybolurken diğer bölüm-
lerde oyuncular yönetmene hiç yardımcı
olamıyor. Bir otelin dört duvan içine hap-
Stüdyosu) - Burada on yıldır devam
eden, kendine özgü bir çizgı yakalamış
bir çatı var. Şımdi bu çatıyı başka katı-
lımlan da açarak daha zengın bır nok-
taya getirmek ıstemeleri olumlu bır şey.
Birbirini etkileme yoluyla da daha ca-
zip bir ortam oluşacaktır
- Aym mekânı paylaşmak olumlu bir
rekabet ortamı getirecek mi sizce?
LEVENDOĞLU - Rekabetin olum-
lu yanı da var tabii kı. Öyle bir ateşle-
me gücü de olacaktır. Ama burada bu-
luşan insanlar birbırlerinı çok yakından
tanıyan insanlar. Birbölümü eskı öğren-
cim, bır bölümü geçmışte çeşitli alan-
larda birlikte işler yaptığım insanlar, bu
bakımdan da rekabet söz konusu olacak-
sa o ateşleyici bir unsur olacaktır.
-Böyle birgirişimtiyatroortamma ne-
ler getirecek sizce?
ŞERİF EROL (Bilsak Tiyatro Atöl-
yesi) - Bırkaç tiyatronun bır arada olma-
sı belki, artık azalmaya yüz tutan seyir-
cinin ayağını bır mekâna alıştırmak için
işlevsel olabilir. Dağınık faaliyet göster-
diği için yeten kadar tanınmamış grup-
lann bır arada tanınmasını daha kolay
hale getırebılır. Bır de işın kulis tarafi-
nı düşünürsek, arayış ıçınde olduklan ıçın
biraz küçük kalan bu gruplann da, bır-
birlerinden faydalanma, bir şeyler öğ-
renme ve kendı estetik anlayışlannı ta-
şuna, aktarabılme, örnek alma gibi fır-
satlan olabilir diye düşünüyorum. Tiyat-
ro seyircisıni kaybediyor derken sürek-
li, bir yandan da tiyatro seyircisıni ye-
niden tanımlıyor aslında. Bu seyircinin
de kendisıne hıtap edecek tiyatrolan bir
arada bulabilmesi büyük bir avantaj.
MUSTAFA AVTORAN(5. Sokak Ti-
yatrosu) - Yıllardır alternatif tıyatrolar
üst başhğı altında toplayabileceğimiz
tıyatrolann en büyük problemi bir me-
kân problemiydi. Bu mekân ise, yıllar-
dırbütüntiyatroculann içinde olmayı ar-
zuladıklan bir mekândı. Tek
olumsuz tarafı Beyoğlu'nun
diğer tarafında oluşu, ama
11 yıldır Îstanbul Sanat
Merkezi var ve Kumpanya
on yıldır burada tiyatro ya-
pıyor. Çok sayıda oyun bu-
rada doğdu. Onun için bu
hareketi ve bugüne kadar
yapılanlan hiç küçümse-
meden yan yana duran in-
sanlann gücünün ne kadar
büyük olduğunun farkma
varmalıyız. Bu sefer başka
bırşey tabiıki...
Buhan No: 120-122 Be-
yoğlu (254 96 96)
Pekin Operası Fransa'da
• PARİS (AFP) - Pekin Operası, Fransa'da
perdelerini açıyor. Bir ay sürecek turlan
çerçevesinde Fransa'da perde açan 'Ulusal Pekin
Opera Evi', Chen Kaige'nın Cannes Festivali
birincisi 'Farevvell to my Çoncubıne'yi sergiliyor.
Grup 3 Kasım'da Pans'te repertuvanndaki
yüzlerce oyundan bin olan 'The Woman Generals
of Yang Family'yi sunduktan sonra Çenevre ve
Monaco'ya gidecek. Masklar, müzik, dans,
akrobasi ve kung-fuvari aksiyon sahneleriyle
harmanlanmış olan 'The Women Generals of the
Yang Family', 10. yüzyılda yabancılann istilasını
kadınlannın öncülüğünde püskürtmeye çalışan,
kuzeyli aristokrat bır aile olan Yang Hanedanı'nı
anlatıyor. 200'den fazla aktör ve tasanmcıyla
bırçok yazar ve tasanmcıyla çalışan Pekin Operası
iki yüzyıldan bu yana varlığmı sürdürüyor ve Çin
kültürünü dünyaya tanıtıyor. Operanın bir aylık
turu Fransa'da şubat sonuna kadar geleneksel Çin
müziğinin sergilendiği workshoplar ve sergilerle
sürecek.
Lülian Hellman'ın öyküsü
• Kültür Senisi -
Tiyatro Stüdyosu
'Lillian' adlı
oyunu bu haftadan
itibaren çarşamba
ve cumartesi
günleri saat
21.00'deîSM2.
KAT'ta
sahnelemeye
başlıyor Lillian
Hellman'ın
özyaşamöyküsel
yapıtlanna dayalı
tek kişilik oyunun
yazan William
Luce, çevirmeni ve aynı zamanda yönetmeni ise
Ahmet Levendoğlu, oyunda Lillian karakterini
Aliye Uzunatağan canlandınyor. Lillian Hellman,
20. yy Amenkası'nın önde gelen oyun
yazarlanndan, özyaşamını anlattığı anı kıtaplanyla
'en çok satan1
kitaplann yazan, sol eğilımli bir
eylemci, siyasal örgütlenn destekçisi. Polisiye
roman türünün öncüsü Dashiel Hammett'la
sürdürdüğü çalkantılı aşksa Hellman'ın
yaşamöyküsünün öteki ekseni. Tiyatro Stüdyosu,
bugünkü dünyanın egemeni ABD'nin 20. yy'da
içinden çıkardığı hem eylemci, hem yazar hem de
kişilik olarak toplumda yer edinmiş Lillian
Hellman'ın öyküsünü sahnelerimize taşıyor.
'Sanat ve İnanç' sempozyunuı
I Kültür Senisi - Mımar Sınan Üniversitesi Türk
Sanatı Tarihı Uygulama ve Araştırma Merkezi ile
Sanat Tarihi Bölümü'nün düzenlediği 'Sanat ve
İnanç' sempozyumu 13-15 Kasım tarihlen
arasında gerçekleşecek. Sempozyumda
ortaçağlardan modera topluma sanat ve inanç
ilışkısi, farklı alanlar ve bakış açılan ile ele
alınacak. Değişik dönemlerde din, mitos ve
gelenek olarak sanatla ılişki içinde olan inanç
kavramı, çeşitli üniversitelerden sanat
tanhçilerinin yapacağı konuşmalarda resimdeki
ikonografik aianlan, mımari düzenlemelen,
mekân tasanmlannı, eşyalar arası lirurji ve örtük
anlamlan ile ele alınacak. Sempozyum süresınce
aynca 'Istanbul'da İnanç ve Mekân' adlı bir
fotoğraf sergisi düzenlenecek. Etkinlikler
üniversitenin Fındıklı'daki oditoryumunda
gerçekleşecek.
ASALONU
• 15.00-17.00 Panel: 'Polisiye Roman ve
Geüşimi'
• 18.00-19.30 Panel: 'KüreseUeşme Sürecinde
Toplum, Sanat ve Bire>'
• 19.30-20.00 ÖdülTöreni: 'Dünya Kitap Ödül
Töreni'
BSALONU ' • J--
• 14.30-16.00 Panel: 'KüreseUeşme ve
Ülkemizde Satranç Eğitimi'
• 16.00-18.00 Panel: Sanatçı Haklannm
Korunması ve Meslek Birlikleri'
• 18.00-20.00 Panel: 'KüreseUeşme ve
Özgüriük'
sedılmış fılmde başrol ve tüm sihir biz-
ce müzikte; diğer oyunculardan Jeremy
Davies, daha önce Sean Penn için düşü-
nülmüş rolünde, 'ForrestGump' ile 'Ra-
in Man' arası bir tipi, biraz abartılı da ol-
sa iyi oynuyor. Mel Gibson ise 'Robo-
cop', 'Supennan', 'Frankenstein'den ız-
ler taşıyan, karikatürize edilmiş tipleme-
siyle farklı bir boyut getiriyor filmogra-
fisine.
Yapım notlan
- Bono ile VV'enders arasmda özel bır
dostluk var; U2'nun birkaç vıdeoklibini
yöneten Wenders'a borcunu. onun 'Ber-
hn Üzerinde Gökyüzü', 'Dünyanın Sonu-
na Kadar' gibi filmlenne müzik yaza-
rak ödeyen Bono, dostuna kafasındaki
senaryoyu anlatmış. Dk etapta amacı Holly-
wood'dâ böyle bir konuyu kımin çekece-
ğıni sormakmış, ama Wenders'ın dedığı-
ne göre gözlenyle 'Bu filmi senden baş-
kası çekemez' der gibıymış.
- İki dost, altı yıl boyunca, zaman za-
man senaryo üzerinde tartışnyslar ve so-
nunda kaba malzemeyi Nkrholas Klein'a
teslım etmışler. Gündelığı çok yüksek
olan Mel Gıbson'ı sette fazJa tutamadık-
lan için onun bölümlerini 15 günde bitir-
mişler. Çekımler, toplam altı hafta sürmüş.
- Bono'nun öyküsü aslında 2050 yıhn-
da geçıyormuş: ancak 'sanal bir otel' ya-
ratmamn çok pahahya geleceğıni gören
ekıp, öyküyü günümüze çekmeye mec-
bur kalmış.
- Bono ve Wenders ilginç bir otel bu-
labilmek ıçın Los Angeles'ta çok gez-
miş; ancak kafalanndaki binaya bir türlü
rastlayamayınca 1917'den beri açık olan,
eski adıyla The Millon Dollar Hotel, ye-
nı tabelasıyla Frontıer Hotel 'ı seçmişler.
Daha önce. U2'nun'WhenTheStreeteHa-
ve No Name' adh parçalanrun klibi için
bu otelin damını kullanan Bono, iki ya-
pıt arasında bir gönderme yapmak da is-
temiş.
- Bono ve U2'nun beş yeni parçasmın
yer aldığı filmin müzik albümü Türkiye
pazannda da Universal etiketiyle uzun
süredir satışta.
Kasım
Sall 2000, ,aat 18:30
Beyoğlu'nda
Beyoğlu'nu Konuşmak
Yöneten: Artun Cnsal
Tasula Mubayacıoglu
üdıgıdn)a Rum llinkulu rnıeLJı ögretnıeni
UİyDBLU'JJüJJ ••'•'•'-.•
J1İD2İJİ 3 ! İ i D UİJJJ raUZIRUSÖYUŞİlER
Kasını
Perşenıbe 2000, saat 18:30
Beyoğlu'nda
Türk Tangosu
Erdener Ko^*utürk
Yapı Kredı Kultur Merkezi Sermet Çiftçı Kütüphanesi
Istıklal Cad No 285. Kat 1, Beyoğlu
KR
KÜLTÜR SANAT
YAY1NCIUK