18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 2000 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN Popülizm ve Medya Sevgili, Hürriyet'Gazetesi Genel Yayın Müdürü Er- --tuğrul Özkök çarşamba günü "Ezen Zengin, Ezilen Yoksul" başlıklı bir yazı yazdı. Galatasaraylı Emre'nin yaptığı trafik kazasın- dan sonra, dikkatlerin bu konuya yöneldiği sı- rada yazılan yazıda ileri sürülen görüşlerin bü- yük bir bölümüne katıldığımı söylemek isterim. Gerçekten de yazıya, salt bir sınıfsal savun- rna içgüdüsü olarak bakmayıp büyük bir top- lumsal yarayı görmek zoaındayız. Türkiye'de insanlar yalnızca direksiyon başı- n a geçtiklerinde trafik canavan olmuyorlar. On- lar yaya iken de trafik canavarının tohumlarını içlerindetaşıyorlar. Yoksa direksiyon Mr. Hayd- Dr. Jaykıll çelişkisi yaratan bir yuvarlak nesne değil. Türkiye'nin otoyolları, at arabalannın, taşım hayvanlarının ve yayalann cirit attıklan nnekân- lardır. TEM'in Sultanbeyli dolayları 500-800 metre ile 1 kilometre aralıklaria üst geçitlerle kuşatıl- rnıştır. Ama yayalanmız, yine de bunlan kullanmaz, bariyerteri aşarak veya tel örgüleri delerek illa otoyolun üstünden kestirme geçmeye çalışır- lar. Çoğunda başarırlar, ama kimi zaman daTEM, kestirme ölüme götüren yol olur. . . • • • Işin garibi, otoyol üzerinde gezinen insan öl- dü mü, özkök'ün de belirttiği gibi, "ezen zen- gin, ezilen yoksul" şablonuna uygun olarak hep sürücü suçlanır. Hatta zaman zaman kazaya kanşmayan da- ha sonra oradan geçen arabalar da taşlanırlar. Yoksulun her zaman haklı ve mazlum olduğu düşüncesidir bu çarpıklığa yol açan. Yaşamımızın her alanında egemen olan po- pülizmin sonucudur bu. Türk sineması yıllaryılı bu şablona uygun üre- tim yaptı. Yeşilçam filmlerinde zenginler, patronlar hep zalim, boynuzlu, çirkin gösterildi; yoksullar zen- gin kıza âşık şoförler, marabalar ise yürekli üs- telik yakışıklı, ağzı iyi laf yapan insanlar olarak sunuldu. Bu toplumu tanımayanlar ilk bakışta Yeşil- çam'ı sınıf mücadelesini körükleyen birsinema olarak görebilirlerdi. Oysa bu bir yanılgıydı. Ne Yeşilçam'ın, çarptk yapılanmış, emeğe, üretime öncelik vermeyi sürekli reddeden dü- zende başarıya ve servete gidişin yolunu eleş- tirmek gibi bir kaygısı vardı, ne de sansür böy- le bir şeye izin verirdi. • • • 3 fcopülist Türkiye'nin, sistemîgibi sineması da gırtlağına kadar arabeske bulaşmış bir popü- lizm içinde yüzecekti elbette ki... Eskiden olduğu gibi suçlayamıyorum onlan. Bir toplantıda anlı şanlı birsolcu profesörümü- zün bile, ülkemizdeki demokrasi mücadelesini, zengin ile yoksulun mücadelesi biçiminde an- lattığını duyduktan sonra, hangi hakla onları suçlayabilirdim ki? Yalnız burada, bir noktayı da göz ardı etme- memiz gerek. Sistemin çarpıklığı yüzünden, düzenin diz- ginlerini elde tutan egemenlerimiz de, belki de toplumsal sorunlar karşısındaki umarsızlıklan yüzünden, bu popülizmi alabildiğini pohpohlu- yorlar. Sevgili, şimdi, "bu insanlar deli midirier ki, kendilerini suçlu gösteren bir düşünceye prim versinler" diyebilirsin. Ne var ki, popülizmin bir teselli ve bir afyon olarak, sınıfsal gerçekleri araştırmayı engelleyip dikkatleri acılı arabeskle saptıran biryöntem ol- duğunu anlamışlardır düzenin egemenleri. O yüzdendir ki, oldukça prim yapan bu davranışı desteklerler. Medyamızın durumu da ne yazık ki, çokfark- lı değil. O da bu furyaya katkıda bulunur, hem de en candan bir biçimde. Bana inanmıyorsan, gazetelerimize şöyle bir göz at!. TV ekranında elindeki aygıtla oradan oraya dolaş ve programlara bak! Demokrasiyi ve emeğin saygınlığını egemen kılamamış toplum, popülizmle arabeski koltuk değneği yapmış, yalpalayayalpalayageleceği- . ne doğru gidiyor. Daha uzun süre de, otoyolda yürüyenin ha- talı, hatta suçlu olmasına karşın "ezen zengin, ezilen yoksul" edebiyatı sürecek ve de yoksul- lar, bundan son irdelemede kendilerinin zarar- lı çıktıklanna da anlamayacaklar. F tîpi protestosu 15 eylemciyegözalü tstanbul Haber Servi- a- F tipi cezaevlerine karşı süren açlık grevi- nin 15. gününde protes- to gösterisi yapan tutuk- lu ve hükümlü yakınla- nndan 15'i gözaltına alındı. Polis, Galatasa- ray'da toplanan grubun. "Hücre ölümdür. gir- meyeceğiz", "Yaşasın açhk grevi direnişi- miz" sloganlannı attık- tan sonra F tipi cezaev- leri ile ilgili açıklama yapmasuıa izin verme- di. Tartaklanarak gözal- tına alınan tutuklu ve hükümlü yakınlan, sor- gulanmak üzere Vatan Caddesi'ndeki Güven- lik Şube Müdürlüğü'ne götürûldü. Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yar- dımlaşma Derneği (Öz- gür TAYAD) üyesi aile- ler tarafından yapılan yazılı açıklamada ise, 13 cezaevinde F tipi ce- zaevlerine karşı başlatı- lan açlık grevinin 15 gündür sürdüğu belirtil- di. Açıklamada, "Gün 24 saat, her gün hücre hücre eriyor evlatları- mız. Biz anayız, baba- yız. Hangi kelimeler anlatabilir size analık duygulanmızı, onlara olan sevgimizi, dire- nişlerinden duyduğu- muz onuru" denildi. Türk, istifa etmeyi düşünmediğini, cezaevlerini, yönetmeye hevesli olanlara devredebileceklerini söyledi Ergin çetesi bakanbldarı böldü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uşak'ta "Nuriş çetesfnin yarattığı kanlı olaylar Içişleri ve Adalet bakan- lıklan arasında gerilım yaşanmasına neden oldu. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, olaylann istifa etmesini gerektirmedi- ğini savunarak sorunlarının kolay ko- lay çözülmeyeceğini öne sürdüğü ce- zaevlerini yönetmeye hevesli olanla- ra devredebileceklerini söyledi. Içişleri Bakanı Sadettin Tantan, kanlı olaylan ve sonrasındaki geliş- meleri soruşturmak üzere bir jandar- raa, bir de mülkiye müfettişini görev- lendirdi. Uşak'taki kanlı olaylar Adalet Ba- kanlığı'nın cezaevlerine hâkim olma konusundaki yetersizliğini açıkça or- • Emniyetin Ergin kardeşlerin Uşak'taki çete faaliyetleri konusunda yaptığı uyanlan "Iddialar geçerli değil" görüşüyle karşılayan Adalet Bakanlığı, "doğruluğu ortaya çıkan iddialan geçersiz kılan soruşturmalan yapanlan" ortaya çıkarmak yerine, uyan yazısını basına sızdıranlar hakkında soruşturma açılmasını istedi. na bindirilip Bilecik'e götürülen Nu- ri Ergin'in "sflahhve cep telefonlu" ol- masına dikkat çekerek Içişleri Bakan- lığı'nı suçladı. taya koyarken Adalet ve Içişleri ba- kanlıklan arasındaki sürtüşmeyi de gün ışığına çıkardı. Emniyetin Ergin kardeşlerin Uşak'taki çete faaliyetleri konusunda yaptığı uyanlan "Iddialar geçerti de- ğü" görüşüyle karşılayan Adalet Ba- kanlığı, "doğruluğu ortaya çıkan id- dialan geçersiz kılan soruşturmalan yapanlan" ortaya çıkarmak yerine, uyan yazısını basına sızdıranlar hak- kında soruşturma açılmasını istedi. Adalet Bakanlığı aynca,jandarma- lar tarafından aranarak cezaevi aracı- Tfirk suçlamalan yanıtladı Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, dün düzenlediği basın toplantısında, bakanlığına yönelik suçlamalan ya- nıtladı. Içişleri Bakanlığı'nın 23 Ağustos 2000'de Adalet Bakanlığı'na gönderdiği "gjzti" damgalı yazıyla, Ergin kardeşlerin naklinin gerekli ol- duğuyla ilgili yazısma karşın hareket- siz kaldıklanna ilişkin haberlere tep- ki gösteren Türk, belgenin emniyet tarafından sızdınldığını belirterek şunlan söyledi: "Bu bakımdan gizfikaydıyla gönde- ritaniş belgelerin ve genel olarak dev- let işleriyle ilgili belgelerin açıklanma- a, hem TCK'nin 229. maddesi anla- mında, hem de Devlet Memurian Ya- sası'nm 125. maddesine göre suçtur. Şüphesizyetkili cumhuriyet savcısı bu konuda harekete geçecektir. Aynca. yasanm 125. maddesinde devlet me- muriuğundan çıkardmayı gerektiren bu suç hakkında gerekli işlemlerin ya- pılmasını bekHyonız." Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 23 Ağustos tarihli yazısmda Nuri ve Ve- dat Ergin' in nakillerinin uygun olaca- ğırun bildirildiğini anımsatan Türk, yazıyı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı'na ilettiğini söyledi. Yazıdaki ihban soruşturan savcı- hğın Adalet Bakanlığı'na 12 Eylül 2000'de gönderdiği yanıtta emniye- tin iddialannın geçerli olmadığını savunduğunu bildireıîTürk, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün emniyete gönderdiği yazıda "Ergin kardeşlerin Uşak'tan nakline şimdi- lik gerek olmadığı^nt ilettiğini an- lattı. . . Kardeşler dağıtıldı Nuri Ergin Bergama Cezaevi'nde Haber Merkezi - Karagümrük çetesinin elebaşısı Nuri Ergin, Bergama Cezaevi'ne, kardeşi Vedat Ergin ise Ödemiş Cezaevi'ne nakledildi. Nuriş kardeşlerin yaklaşık 200 tutukluyla Uşak Cezaevi'nde başlattığı ve 5 kişinin ölümü, çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan ayaklanma, önceki gün Bilecik Özel E Tipi Cezaevi'ne nakledilmeleriyle sona ermişti. tlk olarak Nuri Ergin ile 9 adamı Bilecik Cezaevi'ne konulmuş, ardından kardeşi Vedat Ergin ve beraberindeki mahkûmlar ayaklanmanın sona erdiğini açıklayarak rehineleri serbest bırakmışlardı. Ayaklanmanın sona ermesinin ardından Vedat Ergin de 5 adamıyla Bilecik Cezaevi'ne nakledilmişti. Bilecik'te de ayaklanma Adalet Bakam Hikmet Sami Türk, düzenlediği toplantıda Vedat Ergin'in Uşak'tan nakledildiği Bilecik Cezaevi dış avlusunda aranmak istendiği sırada, üzerinde bulundurduğu tabancayı görevlilere göstererek 3 arkadaşıyla birlikte direnişe başladığını belirtti. Türk, "Ancak bugün (dün) saat 10.00 sıralannda, tabancasını ve 2 cep telefonunu teslim ederek direnişe son vermiştir" dedi. Bakan Türk, Ergin kardeşlerin, Bilecik Cezaevi'ne sevk edilmelerinin bir tedbir olduğunu, asıl amacın, Ergin kardeşlerin ve onlarla birükte hareket edenlerin, ayn ayn cezaevlerine sevk edilmesi olduğunu belirtti. Cezaevlerinde önlem alındı Türk, "Bugün ikinci aşamaya geBnmiştir. Bilecik Cezaevi'nde, Nuri ve Vedat Ergin kardeşler başta olmak üzere, 17 tutuklu değişik cezaevlerine nakledilmiştir. Her iki kardeş ayn ayn cezaevlerine gönderilnüştir" dedi. tzmir Valisi Alaaddin Yüksel de dün yaptığı açıklamada, Nuri Ergin'in Bergama Cezaevi'ne, Vedat Ergin'in de Ödemiş Cezaevi'ne nakledildiğini açıkladı. Yüksel, Nuri Ergin'in saat 10.30'da Bergama Cezaevi'ne götürüldüğünü, Adalet Bakanlığı'nın aldığı önlemler doğrultusunda Izmir'deki cezaevlerinde gerekli önlemlerin alındığını belirtti. Yüksel, Izmir ll Jandarma Alay Komutam'nuı dün sabahtan itibaren Bergama Cezaevi'nde bulunduğunu, bir üst düzey jandarma yetkilisinin de Ödemiş Cezaevi'nde gerekli önlemleri aldığını kaydetti. IĞNEIİFIRÇA ZAFERTEMOÇtN mumL Uşak'ta 150 kişilik çete bütün cezaevini yönetiyordu İsyandun önceöldürdüler TAŞMNÖZLER UŞAK - 'Karagümrük çetesi'nin elebaşlan Nurive VedatErgin kardeşlerin UşakCezaevi'ni kan gölüne çevirdikleri ayaklanma sonrasmda yapılan otopsilerde yaşamını yiriren beş kişiden ikisinin, olaydan üç-dört gün önce işkenceyle öldürüldükleri anlaşıldı. Cezaevindeki olaylarda rehine alınan ve dün tahliye edilen hükümlü Sükyman Okumuş, "150 kişi, bütün cezaevine hükmedryordu" dedi. Uşak Cezaevi'nde Nuriş çetesi tarafından öldürülen beş kişiden Orhan Cemal Yeşilkaya ve Erol Ne- şet'in Kasarteks fabnkasının eski ortaklan oldu- ğu ortaya çıktı. Otopsiler sonucunda bu kişile- rin cezaevindeki isyandan üç-dört gün önce baş- lanndan şişlenereİc işkenceyle öldürüldükleri, vücutlannda kurşun yarası ise bulunmadığı an- laşıldı. Öldürülen diğer üç kişiden Reşat Taş- çı'nın kafasına kurşun sıkıldığı, Nihat Yağı ile Faik Yoğul'un ise şiş ve kesici aletlerle işkence gördüğu bildirildi. Olaya müdahale eden ceza- evi müdürü Mustafa Kurt'un da kolundan kur- şunla yaralandığı öğrenildi. Uşak Cezaevi'ndeki isyan sırasuıda, siyasi ka- dın hükümlülerin kaldığı C 8 koğuşunun önüne gelen Ergin ve adamlannın, içerden gardiyanla- n istedikleri, ancak kapılan açmayan hükümlü- lerin direnerek kadın gardiyanlan vermedikleri öğrenildi. Ayaklanma sırasında rehine tutulanve dün tahliye olan hükümlü Suleyman Okumuş, ce- zaevi önünde bekleyen gazetecilere yaptığı açık- lamada şunlan söyledi: "Ben M 1 koğuşunda kahyordum. Olaylar başladığmda üzerlerinde tabanca bulunan ve diğerleri bıçaklı çok sayıda kişi, benhnle bera- ber bütün mahkûmlan rehine aku. Onlar ne derse tstediklerini yapjyorduk." Cezaevindeki zarar 500 milyar lira Uşak Cezaevi dün akşam saatlerinde basın men- suplanna gezdirilirken Uşak Cumhuriyet Başsav- cısı Kürşat KavraL cezaevindeki zarann 500 mil- yar lira olduğunu, olaylarla ilgili üç ayn soruştur- ma başlatıldığını söyledi. tsyanın sona ermesinin ardından güvenük güçlerince.koğuşlarda yapılan aramalarda 4 tabanca, ranza ve karyola demirle- rinden yapılmış yüzlerce şiş, kesici ve delici alet- ler, 23 cep telefonu ele geçirildi. Isyancılann ce- zaevi yetkilileri ile tutuklu ve hükümlülere ait pa- ra ve değerli eşyalann saklandığı kasayı da soy- duğubelirlenirken odalardaki tümbügisayar ve gi- rişteki x-ray cihazını tahrip ettikleri görüldü. Öte yandan Uşak Valisi Ayhan Çevflc, akşam saatlerinde yaptığı açıklamada ilginç bilgiler verdi. Çevik, Nuri Ergin'in bayan arkadaşı ol- duğu söylenen Aysu Gülşen adlı bayanın geçen çarşamba günü açık görüşten yararlanarak ce- zaevine girdiğini, daha sonra rehinelerle birlik- te dışan çıktığmı söyledi. Pazarlık yapıldı' tartışması w Çete korunuyor' kıışkusu yaygın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulucanlar Ceza- evi'ndeki "sayun vermeme eytemine'' silahlı 10 tutuk- luve hükümlünün ölümüy- le sonuçlanan bir operas- yon düzenlemekten kaçın- mayan Adalet ve Içişleri bakanlıklannın Uşak'ta "5 tutuklu ve hükûmlüyü iş- kencelerle sorgulayarakce- zaevi göre\lilerİHi rehin alan" Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerin çetesuıi "pa- zarhk" yaparak H ikna et- meye" çahşması ve koşul- lannı kabul ederek eylemi sonlandırması dikkat çekti. Ergin kardeşlerin avu- katı Hikmet Boral Çarbo- ğa,pazarlık yapılmadığmı iddia ederek "Pazarnkyap- saydık, elimizde rehine var- ken, müvckkillerimin İstan- bul'da 20-25 davası \'arken tstanbul'daki cezaevlerin- den birini seçerdik" dedi. Karagümrük çetesi ola- rak bilinen Nuri Ergin ve kardeşi Vedat Ergin'in oluşturduğu çete, Afyon Cezaevi'nde Sabancı su- ikastı sanığı ve "ıtirafçı" olacağını açıklayarak tes- lim olan Mustafa Duyar'ın öldürülmesi, dolandıncı Selçuk Parsadan'ın yara- lanması eylemiyle ününü pekiştirdi. Alaartin Çakı- a'yla girdiğı ve dışandaki adamlannın silahlı çarış- masına dönüşen "agız da- laşuını'' ardından Kartal Cezaevi'nden Uşak Ceza- evi'ne nakledilen Nuri Er- gin. resmi görevlilerin an- latımlanna göre "kenti ha- raca bağladı". 'Köstebek' kuşkusu Nun Ergin, Mustafa Sa- ruhan adlı bir işadamından cezaevindeki oğlu Nafl Sa- ruhan'ın yaşamı karşılığın- da 200 bin dolar istedi. Adalet Bakanlığı'na Ener- ji ve Tabii Kaynaklar Baka- nı Cumhur Ersümer ile Çanakkale Milletvekili Sa- dık Kırbaç'ın aracılığıyla ulaşan işadamı Saruhan, şi- kâyet dilekçesini veTdikten 1 saat sonra, iddialara göre Nuri Ergin tarafından aran- dı ve "Bu işten böyle kurtn- lamazsuT tehdidine hedsf oldu. Bu gelişme Ergin'in Adalet Bakanlığı'nda *kös- tebeğT olduğu kuşkulannı gündeme getirdi. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, ük başvuru sı- rasında ifadesi alınan Sa- ruhan'm tehdit edildiğini söylemediğini, önceki ak- şam alınan ifadesinde ise "korktuğu için gizJediği- ni" söylediğini aktardı. Egebank sorusturması Murat Demirel yann yargı önüne çıkıyor tstanbul Haber Servisi - Tasarruf Mevduah Sigorta Fonu'na devredilen Ege- bank'ın eski sahibi Yahya MuratDemirel'in de arala- nnda bulunduğu 8 sanığın, bir firma adına çıkanlan 8 miryon dolar krediyi zim- metlerine geçirdikleri ge- rekçesiyle yargılanmasına yann baslanacak. tstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yann gö- rülecek ilk duruşmaya, "Egebank sonışturmasr kapsamında halen Ankara Kapalı Cezaevi'nde tutuk- lu bulunan Yahya Murat Demirel'in getirilmesi bek- lenmiyor. Demirel'in ifade- sinin alınması amacıyla Ankara Ağır Ceza Mahke- mesi'ne talimat yazıldığı, ancak henüz bu talimatın davanm görüleceği mahke- meye geri dönmediği belir- lendi. Istanbul Cumhuriyet Başsavcıhğf nca hazırla- nan iddianamede, Yahya Murat Demirel, eski Ege- bank Genel Müdür Vekili Cmit Öndeş, eski Hukuk Grup Müdürü Özgen Ta- uman, eski Egebank Bah- çekapı Şubesi Müdürü Me- riç PuUuoğlu, Egebank'm eski Kredi Izleme Operas- yon Yönetmeni MuratBu- danazh, Demirel'in eski mutemedı Şaban Yahya TatngJL eski Vanspor Baş- kanı ÖmerGülüştürve oğ- lu Hahık Gülüştür hakkın- da, 4389 Sayıh Bankalar Kanunu'nun 22. maddesi gereğince "Banka parasını zinunetine gecirmek ve bu suca iştirak etmek" suçun- dandolayı 12'şeryılakadar hapis cezası talep edüiyor. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] ROMA - Avrupa'nın güneyinde Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin ba- kanlan, bu kez insan haklarını konu- şuyorlar. Bundan 50 yıl önce Ro- ma'da 10 ülkenin imzaladığı Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi, bugün 41 ülke tarafından benimseniyor. Bu sözleşme 41 ülkede 800 milyon in- sanın ve 37 değişik dilin haklannın korunmasını amaçlıyor. Bu41 ülkenin 38'itoplantıya Dışiş- leri ve Adalet Bakanlan düzeyinde katılırken, Türkiye, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya, İnsan Haklan Bakanla- nylatemsil ediliyorlar. 4 Kasım 1950 yılında sözleşmeyi imzalayan ülke- lerden birisi de Türkiye idi. O zaman- ki Dışişleri Bakanı Prof. Fuat Köprü- lü, Roma'daki imzacı bakandı. Aradan 50 yıl geçti. Bugün Avru- pa'da hemen birçok ülkenin altına imza attığı ve aştığı bazı konular 50 însan Haklarında Yeni Arayışlar yıldan beri Türkiye'nin gündeminden düşmedi. Örneğin 50 yıl önce bu sözleşmeye imza atan Dışişleri Ba- kanı Fuat Köprülü'nün Başbakanı, Maliye Bakanı ve daha sonra onun yerine geçen Dışişleri Bakanı, idam edildiler. Avrupa'da artık idam cezası yok. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri bu- na kuvvetle vurgu yaptı ve savaşta da idam cezasının uygulanmaması- nı istedi. Bu konuşmanın en önemli muhataplarından birisi hiç şüphesiz Türkiye. Türkiye dışında bütün ülke- ler idam cezasını kaldırdılar. Kaldır- mayan Rusya ise protokolü imzala- dı. Konu Duma'nın gündeminde. Türkiye bu konuda kendisine yö- nelik sorulara "1984ten beri uygu- lamıyoruz" diyerek cevap verse de bu tatmin edici bulunmuyor. Özellik- le, Öcalan'la ilgili karar ciddi bir so- run olarak kabul ediliyor. Düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü, azınlık haklan, dil özgürlüğü gibi konular Avrupa Konseyi'nde önemli bir tar- tışma konusu. ••• "12 Nolu Protokol"ün 1. madde- si; ırk, cins, renk, dil, din, siyasi ya da başka düşünceler, milli ve sosyal kö- ken, bir milli azınhğa mensup olmak, mülkiyet, doğum ve başka statülerin güven altına alınmasını öngörüyor. Bu protokol imzaya açıldı. Bu met- ni okuyunca ve çeşitli devletlerden gelen çekincelere bakınca; insan haklan ve özgüriüklerin bütün dev- letleri zorladığı anlaşılıyor. Türki- ye'den bakan bazı gözler, Avru- pa'nın insan haklan konusunda özel olarak Türk yönetimini zorladığını sanryorlar. Halbuki, Avrupa kendisine yeni ve daha ileri ölçütler anyor. Bu konula- nn Türkiye ile özel hiçbir ilgisi yok. Uzun yıllann birikimiyle Avrupa yeni anlayışlar geliştiriyor. Bunlar hem devletlerin temsilcilerince tartışılıyor, hem de devletleri yeni sorumluluk- lar üstlenmeye zorluyor. İnsan haklan, özgürlük ölçütleri, gelir dağılımı ölçütleri büyüyen Av- rupa'da yeni boyutlar kazanıyor. Uluslararası ilişkilerin sıklaşması, dünyanın küçülmesi bir yandan mer- kezinde ABD'nin yer aldığı zengin- ler dünyasının egemenliğini arttınna riskini güçlendirirken, gelişmiş ülke- lerde kazanılmış birçok mevziyi, yoksul ve demokratik gelenekleri gelişmemiş ülkelerin de gündemine getiriyor. Roma'da yağmur yağıyor. " •" Bir tarih müzesi olan bu kent, 50 yıl sonra yeniden insan haklan ala- nında kazanılmış yeni mevzileri kay- dageçirecek, yeni protokolleri imza- layacak konukları ağırlıyor. Avru- pa'da gelişen yeni anlayışlar, dev- letlerin ötesinde, yeni sivil ilişkiler ağının da önünü açıyor. Roma'nın imparatorluktan kalan surları, yüzyıllara direnen tarihi bina- ları insanda çok çeşitli çağrışımlar yaratıyor. .,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle