23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 2000 PAZAR 12 PAZAR KONUĞU İoanna Kuçuradi 2003yılında îstanbul'dayapılacak 21. Dünya Felsefe Kongresi 'ni değerlendirdi 'Insanlığın amaçlan tarüşılacak' insan hakları eğitimi - Siz aynı zamanda UNESCO Onyü Eğitim Komitesi başkanısınız. Felsefeci olarak bu konudayapümış çalışmalar ve bundan sonrakilerya dayapılması gerekenler neler? - Ben, însan Haklan Eğitimi Onyılı Ulusal Komitesi'nin başkanıyım. Bu komite, Eylül 1998'de çahşmaya başladı. On ay çahştıktan sonra - durum saptaması yaptıktan ve ilgili programlar ile kitaplan inceledikten sonra- Insan Haklan Eğitimi Türkiye Programı'm hazırladı. Belki benim tarafımdan söylenmesi ayıp kaçar, ama bu program, program olarak örnek alınabilecek bir programdır. Aynntılı çalışmalar yapmak ve gerçekleştirilen çahşmalan izlemek için çalışma gruplan oluşturduk. Bu çalışma gruplan, ulusal komitenin kendisi gibi, ilgili bakanlık terrsilcilerinden, sivil toplum kuruluşlan temsilcilerinden ve uzmanlardan oluşuyor. Programın bazı kısımlan uygulamaya geçirilmiş bulunuyor, bazılannın da hazırlıklan devam ediyor. Bundan sonra yapılması gereken, bu programın daha hızlı uygulanmasıdır. Yavaş gidiyor işler. Bu programda yer alan hedef gruplarla ilgili çalışmalar iyice rayına oturunca, birkaç hedef grup daha ekleyeceğiz. Bu programı uygulamada karşılaştığımız en büyük güçlük, bu eğitimi amacına ulaştırabilecek şekilde gerçekleştirebilecek eğitici sayısırun azlığıdır. Bu az sayıdaki eğiticilere sürekli olarak yükleniyoruz. Sağ olsunlar, onlar bu çahşmalara katılıyorlar, ama yetmiyorlar. Ulusal komitemizin hazırladığı ve bütün bakanlıklann müsteşarlanndan oluşan Insan Haklan Üst Koordinatör Kurulu'nca onaylanan programı, Sayın Başbakan, 1999 ydının Ağustos ayında bütün bakanlıklara ve kamu kuruluşlanna bir genelgeyle göndermiş ve bu programın çerçevesi içinde gerçekleştirdikleri çalışmalar hakkında, Nisan 2000'den itibaren üç ayda bir bilgi vermelerini istemiştir. Böylece çeşitli bakanlıklar ve kamu kuruluşlan, hizmet içi programlanna insan haklan konusunu da ekledi. Insan haklan konusunda kamu görevlilerini bir iki saat süreyle bilgilendirmek şüphesiz yararhdır. Ama asıl ağırlık verilmesi gereken, hizmet öncesi eğitimde insan haklan eğitimidir. Bunun için yapmamız gereken çok önemli bir şey, insan haklan eğiticisi eğitimidir. Bunu şu ana kadar sistemli bir şekilde yapamadık, ama yapmamız gerekir. Insan haklannın "yaygın eğitim''i ise televizyon programlanyla, paket programlarla yapılabilir. Ulusal programımızda televizyon kanallanna bunu yapmayı önerdik. Hatta tt Özel Radyo ve Televizyon Kuruluşlannın Eğitim, Küttür, Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği Programlannda Yer Venneteri GerekB Yayın Türieri ve Oranlarma Ait Esaslar Hakkında YönetmeKk"in 6. maddesine göre programlannın 1/5'ini insan haklan programlanna ayırmalannı önerdik. Ama bugüne kadar, yani geçen bir yılda bunu yapan olmadı. Her şeye rağmen şunu söyleyebilirim: Eğer bizim hazırladığımız program, hazırlandığı anlayışla ve kesintisiz olarak uygulanabilirse -çeşitli kuruluşlar bunu böyle gerçekleştirebilirse- insan haklan konusunda şu anda gözlemlediğimiz bazı olumlu değişikliklerin daha da artacağını, geometrik bir artış göstereceğini düşünüyorum. Bunun için de her birimizin, insan olma bilinciyle, payına düşeni titizlikle ve bilgiyle yapması gerekir. LEYLA TAVŞANOĞLU Ülkemizde sonyıllarda felsefeye ilgiyeniden artmaya başladı gibi... '70'li ve '801iyıllarda özellikle ortaöğrenimde yok edilmek istenenfelsefe derslerine yeniden önem veriliyor. însanın, felsefe bilgisi olmadan doğru dürüst bir insan olamayacağının bilincine varanlar, uluslararasıfelsefe derneklerinde etkinlik gösteriyorlar. Belki defelsefe bilgisinin PORTRE / Prof.Dr. İOANNA KUÇURADİ 1936, îstanbul dogumlu. Rum asıllı bir ailenin çocuğu. Ortaöğrenimini htanbul'da Zapyon Kız Lisesi'nde, yükseköğrenimini İÜ Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümii 'nde tamamladu Asistan olarak aynıfakülteye girdi, ancak bir yıl sonra ayrıldu 1965'teyine ÎÜ'de doktorasını yaptu Bir süre Erzurum Atatürk Lisesi 'nde gö'rev aldu 1968'de Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümii Başkanlığı 'na getirildL 1970 'te doçent, 1978 'deprofesör oldu. 1980 'de Türkiye Felsefe Kurumu Başkanlığı 'na seçildi UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, İnsan ve Toplumbilimleri Komisyonu, Yunan Felsefe Derneği, Akdeniz Felsefe Derneği gibi kuruluşlann üyesi; Uluslararası Felsefe Dernekleri Federasyonu (FISP) ile İnsan Hakları Eğitimi Onyûı Ulusal Komitesi'nin başkanu yaygınlaşmasıyla ülkemizdeki yolsuzluk olaylarıyla daha etkili biçimde baş edilebileceğini düşünüyorlar. Gençliğinden beri felsefeye baş koyanların önde giden kişilerinden birisi de Prof Dr. ioanna Kuçuradi. Kuçuradi Hoca 'yla 2003 yılında Îstanbul 'da düzenlenecek Dünya Felsefe Kongresi 'nin amaçlarım, bunun felsefeciler açısından önemini, etkilerini, insan hakları sorununa katkılarını, UNESCO İnsan Hakları Eğitimi Onyılı 'nı konuştuk. - 2003 yılında düzenlenecek 21. Dünya Felsefe Kongre- si'nin amacı nedir? - 2003 yılında, Istanbul'da düzenlenecek 21. Dünya Felse- fe Kongresi, felsefe alanında her beş yılda bir yapılan, en ge- niş boyutlu kongredir. llki 1900 yılında Paris'te yapıldı. Her bilgi ve meslek alanında yapılan dünya kongreleri gibi dün- ya felsefe kongreleri de, dünya felsefecilerini bir araya geti- riyor, onlara çahşmalannı tanıtma ve tartışma olanağını sağ- lıyor; felsefenin o anda nerede bulunduğuna ılişkin toplu bir fikir edinebilmelerine yardımcı oluyor. Dünya felsefe kong- releri, aynca insanlığın o anda düşünce bakımından nereye geldiğini de yansıtıyor. Bu kongrelere sunulan bildiriler daha sonra basıhyor, bu da sonraki kuşaklara, fikirlenn izlediği gelişme çizgısini iz- leyebilme olanağını sağlıyor. Bu söylediklerim, genel olarak dünya felsefe kongreleriy- le ilgilidir. 21. Dünya Felsefe Kongresi, 21. yüzyılın ilk kong- resi olacak. Yeni yüzyılın dönemecinde insanhk, geçen yüz- yıldan miras aldığımız problemlerin muhasebesini yapmak ve üstesinden nasıl gelinebileceğıni tartışmak ihtiyacını du- yuyor. Bunun için toplantılar yapılıyor. Millennium Assamblesi de bunu yapmak için toplandı. Ama bu problemlerin arka pla- nındaki flkırler üzerinde pek durulmuyor. Bunun için biz, 21. yüzyılın ilk felsefe kongresinin bu fikirlere ilişkin bir muha- sebe yapmasını ve geleceğe yönelik bir mesaj vermesini de istiyoruz: Insanlık olarak düşünce alanında bulunduğumuz noktanın ve bunun dünya düzeyindeki oluşumlara etkileri- nin saptanmasını; 20. yüzyılda insanlık olarak kendimize koyduğumuz amaçlann değerinin gözden geçirilmesini ve yi- ne insanhk olarak kendimize 21. yüzyıl için koyduğu- muz/koyacağınuz amaçlann ve bu amaçlann değerinin tartışıl- masını istiyoruz. Bunun için kongrenin genel konusunun "Dünya Problemleri Karşısın- da Felsefe " olmasına karar ver- dik. Kongre - Birleşmiş MUletler Insan Haklan Eğitimi Onyılı bağla- mında toplanacak kongrenin etkileri ne olabilir? -21. Dünya Felsefe Kongre- si'nin düzenlenmesi ile 1995- 2004 yıllannın Birleşmiş Mil- letler İnsan Haklan Eğitimi Onyılı ilan edilmesi arasında bir ilgi yok. Bu kongre için Uluslararası Felsefe Kuruluş- lan Federasyonu'nun (FISP). Türkiye Felsefe Kurumu'nun ve kongrenin ulusal komitesi- nin yaptığı çalışmalar ile İnsan Haklan Eğitimi Onyılı Ulusal Komitesi'nin yaptığı çalışmalar da ayn ayn çalışmalardır. Bu ayn ayn çalışmalar, sanınm benim "yüzümden" sık sık ka- nştınlıyor. Ben, hem 21. Dünya Felsefe Kongresi'ni düzen- leyen Uluslararası Felsefe Kuruluşlan Federasyonu ve Tür- kiye Felsefe Kurumu'nun başkanı hem de İnsan HakJan Eği- timi Onyılı Ulusal Komitesi'nin başkanıyım. Böylece bu ça- lışmalar, benimle ilgilerinden dolayı, kendi aralannda ilgili olduğu izlenimi uyandınyor. Oysa ayn ayn çalışmalardır. Ne var ki insan haklan ve insan haklan eğitimi günümüzün çok önemli konulan olduğundan, 21. Dünya Felsefe Kongresi"nin de iki alt konusu olacak. Kongrenin dört ana oturumundan (plenary session'lardan) birinin konusu "İnsan Haklan, Dev- let ve Ühıslararası Dûzen"dir; bir sempozyumun konusu da "İnsan Haklan: Kavramlar, Sorunlar ve Geleceğe Bakış^tır Bildiri sunulacak elli-elli beş seksiyonun ikisi insan hakla- nyla ilgili. - Kongrenin felsefeciler açısından önemi nedir? - Bu kongreler, bütün dünya felsefecilerine ve felsefeyle ilgilenenlere açıktır. Katılanlar, biraz önce söylediğım gibi, felsefenin dünyada o anda nerede bulunduğunu ve en yaygın eğilimlerin neler olduğunu görme olanağını buluyor. Bildiri sunanlar, kendi çalışmalannı tanıtma ve tartışma fırsatını bu- luyor. Katılanlann birçoğu, başka türlü doğrudan doğruya dinleme fırsatını bulamayacağı kişileri -önemli olan ya da önemli sayılan filozoflan- dinleme ve onlarla yüz yüze tar- tışma olanağını elde ediyor. Katılanlann, uluslararası meslekı ilişkilerini geliştirmele- rine yardmıcı oluyor. Internet ortamı bugün bu tür ilişkilerin kurulmasını kolaylaştırmıştır belki; ama yüz yüze konuşma- nın yerini hiçbir şey alamaz, diye düşünüyorum. Bu karşılaş- malar düşünce uyancısı oluyor. Bakın size kendi deneyimi- mi anlatayım: Benim katıldığım ilk dünya felsefe kongresi. Vama'da 1973'te toplanan 17. Dünya Felsefe Kongresi'dir. O kongreden sonra, sürekli olarak başka felsefe toplantı- lanna davetler gelmeye başladı. Türkiye Felsefe Kurumu'nu kurma düşüncesi Varna'da oluştu. 1974'te felsefe kurumunu kurduk ve diğer çalışmalar yanında uluslararası toplantılar düzenlemeye başladık. Bu çahşmalan yakından gören Uluslararası Felsefe Kuru- luşlan Federasyonu, 1979'da, koşullanmız üyelığe tam uy- gun olmadığı halde, bizi üyeliğe kabul ettı. Bu uluslararası çalışmalanmızla Türkiye, uluslararası felsefe dünyasuıda ye- rini aldı. 1998'de 21. Dünya Felsefe Kongresi'nin ev sahip- liğine aday olunca, çok büyük bir çoğunlukla kazandık, çün- kü nasıl çalıştığımız biliniyordu ve takdir ediliyordu. Kongrenin pratik yararlan arasmda, birçok yenı yayını top- lu halde bulabilme ve oldukça ucuza satın alabilme olanağı- nı sağlaması da vardır. Çünkü birçok yaymevi, kitap sergile- ri açıyor ve kongreye katılanlara çok indirimlı fiyatlarla bu kitaplan satıyor. Tanıtım olanagı 21. Dünya Felsefe Kongresi'nin dünya felsefecileri için ayn bir çekiciliği de vardır:'Felsefenin beşiği sayılan ve top- raklannda altı-yedi önemli uygarlığın gelıştiğı bir ülkede ya- pılıyor. llgilenenler, birkaç saat içinde, kitaplarda okudukla- n yerlere gidebilir, Thales'in ilk güneş tutulmasını hesapla- dığı çevreyi görebilir, göğe bakarken çukura düştüğünü gö- ren köle kızının kahkahalanna kulak kabartabilir, Herakle- itos'un adalet adına Efeslilerle kavgalannı gözleri önüne ge- tirebilir; Aristoteles' in kaçıp sığındığı ve ikinci evliliğini yap- tığı yeri ziyaret edebilir. Kongrenin Türk felsefecilerine sağlayacaklanna gelince: Bütün felsefecilerimiz, çalışmalannı tanıtma olanağını bula- caktır. Bir dünya kongresine katılmak oldukça pahalı oluyor. Üniversitelerin çoğunun bu konudaki tahsisatı çok sınırh. Bu nedenle, özellikle genç felsefecilerimiz kongrelere katılamı- yor. Dikkatle hazırlanmış, dikkat çekici bildiriler sunanlara kapılar açılabilir. Kongrenin sempozyumlanndan biri de Türkiye'deki felse- fe çalışmalannın tanıtılmasına aynlmıştır. Bunun için kong- renın ulusal komitesi "2003'e Doğru" iki yıllık bir dizi çalış- ma planlıyor. Yabancı dillerde yayın yapan felsefecilerimi- zin sayısı az. Bu nedenle bu sempozyum bizim için ayn bir önem taşıyor. - Kongrede ağırlıklı olarak insan haklan eğitimi ve felse- fe konulan işlenecek. Neden? - Kongrede ağırlıklı olarak insan haklan işlenmeyecek. Kongre, genel olarak felsefeyle ilgili bir kongredir. Felsefe- nin bütün alanlan ve problemleriyle ilgili oturumlar olacak. Her felsefeci, sunmak isteyeceği konunun, altına girebilece- ği bir başhk bulabilecek. Işte bu çerçeve içinde insan hakla- nna ve eğitimine ilişkin de birkaç oturum olacak. 'Felsefekeşfedlllyor' .. ... ' i - Türkiye'nin insan hakları sorunu bakımından içinde bulunduğu durumafelsefe kongresinin katkısı sizce ne ola- bilir? - Felsefe ve felsefe eğitimi, insan haklanyla ve onlann ko- mnmasıyla birkaç bakımdan ilgilidir. Ama bu ilgiler, ulusla- rarası düzeyde yeni yeni keşfediliyor, daha doğrusu yeniden keşfediliyor. Felsefenin insan haklanyla çok önemli bir ilgisi, insan hak- lan kavramlannın içeriklerinin belirlenmesinde karşımıza çıkıyor. Bu alanda kavramlar, aynı zamanda ölçütler oluştu- ruyor. Belirli insan hakkından ne anlıyorsanız, ilgili ulusla- rarası belgeyi de yasayı da ona göre oluşturuyorsunuz. Bu- nun için, temel haklann içeriklerinin, bilgisel öncüllere da- yanarak belirlenmesi gerekiyor. Bu da felsefe işidir. Bugün ise bu tür kavramlann belgelerde temel alınan içerikleri, bu belgeleri kaleme alanlann konsensusuna dayanıyor. Belirli bir hakla ilgili belgelerin başında sık sık şöyle bir ifadeye rast- lanıyor: "Bu bîldirgenin amacı için \ terimL.. anlamında kul- lamlryor." O terime yüklenen anlam ise bazen ısabeth, çok defa da isabetsiz oluyor. Felsefenin İHsan haklanyla başka bir önemli ilgisi, insan haklan eğitiminde görülüyor. İnsan haklan eğitimi, insan haklan ihlallerini önlemeyi amaçlamalı, bunun için de şu ana noktalara yönelmeli: llkın eğitilende. ınsan haklannı koru- ma istemesinin oluşmasına yardımcı olmah. lnsanlar, kendi insanlıklanna saygıdan dolayı insan haklannı ihlal etmeme- yi istemeli. Bunu amaçlayan eğitime, insan haklannın etik eğitimi diyorum. tkinci olarak, eğitileni insan haklannın kav- ramsal bilgisiyle -ne olduklannm bilgisıyle- donatmayı he- deflemeli. Çünkü bu bilgi, aynı zamanda insan haklarını ko- ruma gerekliliğinin temelini de oluşturuyor. însan haklannın ne olduğunu, neyi talep ettiklerini -insan onuru dediğimizle ilgisini- bilenlerin, insan haklannı ihlal etmeleri olasılığı ba- na oldukça düşük görünüyor. Üçüncü olarak da. insan hak- lan eğitimi, işbaşında, bir insan hakkının belirli bir tek du- rumda gerektirdiğini bulabihne yollannı göstermeli; yani be- lirli bir durumun insan haklannın bilgisi ışığında nasıl değer- lendirilebileceğini göstermeli. Bu sayılanlann hepsi. felse- fesinin işidir. Bunlann Türkiye'de uluslararası bir platformda tartışılma- sı, bu insan haklan eğitımi anlayışmm Türkiye'de daha da yaygınhk kazanmasını sağlayabilir, felsefenin kamu yaşa- mında ne işe yaradığının somut olarak görülmesine yardım- cı olabilir, başka ülkelerden gelen ve bu konuda arayış için- de olan meslektaşlanmız için de uyancı bir rol oynayabilir. Yasalarla, cezalarla ınsan haklan ihlalleri pek az önlenebili- yor; önemli olan ihlallerin olmamasıdır. Işkence sırasında ya da bir terör eylemi sırasında ölen bir insanı hiçbir ceza geri getiremez. - Türkiye'defelsefe eğitiminin yok denecek kadar a-a in- dirilmesini nasıl karşılıyorsunuz? - Türkiye, ortaöğretımde felsefenin okutulduğu ülkelerden biridir. Bunlar da pek fazla de- ğil. Dönem dönem bu konuda bazı çalkantılar oluyorsa da. fel- sefe dersi şu anda bütün liseler- de zorunlu bir ders. Ne var ki, bir dersin programda yer alması yet- miyor. Onda neler, nasıl okutu- luyor? Felsefe eğitimi, öğrencilere komprime vererek yapılamaz; eğitilenin bir yolu yürümesı ve bazı şeyleri kendi gözlenyle gö- rebilecek duruma gelmesı gere- kir. Felsefe dersini liselerde zo- runlu ders olarak koyan sayın ba- kana müteşekkiriz. Ancak kon- ma amacım gerçekleştirme umudunu verebilmesi için. bu dersin ona aynlan süre, öğretim programı ve metodu bakımından gözden geçirilmesi ve daha er- ken yaşlarda başlaması gerekir. Etlk-felsefl eflltim - Felsefecilerin dünya gene- linde, insan haklan ve etik ko- nusunduki yaklaşımlan ve so- runlan neler? - Dünya genelinde felsefecilerin birçoğu, insan haklannın etik-felsefi eğitiminin öneminin farkmdadırlar. 1998 yılında FlSP'nin beş yıllık çalışma programını oluştururken FlSP'nin üye kuruluşlanna ve yönetim kurulu üyelerine düşünceleri- ni sordum. tnsan haklan ve bunlann eğitimi hemen hemen bütün cevaplarda vardı. Ancak benim uluslararası düzeyde gördüğüm bir sorun var. Bu da böyle bir insan haklan eğiti- mi yapabilecek felsefecilerin az olmasıdır. Bunu göz önüne alarak FlSP'de bir komite kurduk. Bu komite, bir durum sap- taması yaptıktan sonra, model bir program hazırlayacak ve bu program tartışıldıktan sonra ilgililere sunulacak. Etik de son yıllarda moda oldu, bildiğiniz gibi. Ancak, dünya düzeyinde hâlâ 'etik'ten norm bütünleri anlaşılıyor. Oysa yaşadıklanmızda etik sorunlan görebilmemizin ve çö- zümü için o belirli durumlarda neyin yapılması gerektiğini bulabihnemizin asgari koşullan felsefi değer bilgisi. değer- ler bilgisi ve doğru değerlendırmenin nasıl yapılabileceğinin bilgisıdir. Bu bilgilerle ancak, kişiler belirli bir durumda etik olarak neyin yapılması gerektiğini -her zaman değilse de, çok defa- bulabilirler. Kişinin, bu bulduğunu yapıp yapmaması ise ayn bir sorun- dur. Herkes kendi başınadır bu konuda. Sık sık söylediğim gibi, kişiler normlara göre davranmaya zorlanabilirler, ama etik olarak -değer koruyacak şekilde- davranmaya zorlana- mazlar. Etik eylemde bulunmak, her birimizin kendi kendi- siyle ilişkisinde bir sorundur. İnsan haklannı korumak da en başta etik bir sorundur. Etik konularda bugün çok sayıda çalışma yapılıyor, özel- likle "meslek etikleri"nde bir patlama var. Bu yaygın ilgi, bir bakıma olumlu bir gelişme olarak görülebilir, çünkü insan- lann etik konular üzerinde kafa yorma ihtiyacını duydukla- nnı gösteriyor; ama başka bir bakımdan da bir tehlikedir, çünkü sağlam teorik temellere dayanmadan yapılan kopuk kopuk çalışmalar, bir şeyleryapılıyor izlenimini uyandınyor- lar, ama yaşamda pek mesafe almamıyor. Kişilere, çok genç yaşta kendileriyle ilişkilerinde etik sorunlarla hesaplaşmala- nna yardımcı olmak gerekiyor - kamburlan oluşmadan ön- ce. Bunun için etik eğitiminin -normlar öğreten bir eğıtımin değil, etik sorunlar üzerinde düşündüren bir eğitimin- çok genç yaşta başlaması uygun olur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle