Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24KASIM2000CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALt SİRMEN
AmanDoktop
Derdime Çare...
Televizyon ekranında gördüm, kırsal kökenli
ya da varoşlarda oturan orta yaşlı kadını. Boy-
nunu bükmüş, çaresiz.. doktoriarın eyleminin
bitmesini bekliyordu.
Pek hoşnut olmadığı, yüzünün ifadesinden,
meramını tam anlatamayan konuşmasından da
belli oluyordu.
Oysa doktorlann eylemi salt bir meslek dalı-
nın haklı taleplerini dile getirmek için yapılmıyor-
du. Aslında korunmak istenen, aynı zamanda
hastalann haklanydı.
Her zaman doktorluğun güç ve çok özveri is-
teyen bir meslek olduğunu düşünmüşümdür..
ülkemizde tıp doktorunun parmakla gösterildi-
ği, itibannın dorukta olduğu dönemlerde bile...
Son zamanlarda ise mesleğin kendi özellik-
leri dolayısıyta zaten güç olan, büyük özveri is-
teyen doktoriuk artık tam bir felakete dönüştü.
Üstelik, çarpık düzenden mağdur olan hasta
veya hasta yakını bu düzenin mimarlannı değil,
karşısında gördüğü kişiyi suçluyor, hatta horiu-
yor, hakarete varan çıkışlarla zedeliyor.
Hasta veya hasta yakını, kendi sağlık sorun-
lanyla hortumlanan bankalar, haksız kayınlan
şirketler ile onları "ekonomik suçun cezası da
ekonomik olmalıdır" diyerek affetmeye çalışan-
lar arasındaki doğrudan bağlantıyı gömnüyor.
Amca Bey'i baba sanan biçare, karşısında
hasım gibi gördüğü sağlık personelı ve doktor
ile aynı gemide olduğunun bile bilincinde değil.
• • •
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi
Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu, önceki günkü
Milliyet'te yayımlanan yazısında, kamuda çalı-
şan doktorlann ortalama ayda 300 bin lira ile ge-
çinmek zorunda kaldığını belirtiyordu.
Yanlış okumadınız.. 300 bin lira, yani 500 do-
lar bile değil.
Bu koşullaraltında, bugün sayılan 80 bini bu-
lan doktorlann hepsinin full time çalışmalannı
nasıl isteyebilirsiniz ki?
Türkiye'de aralarında dünya çapında yetkin
isimlerin de bulunduğu bir avuç doktorun mu-
ayenehane kazançlarına (yanlış anlaşılmasın..
haklandır) bakanlar, doktorianmızın hangi koşul-
lar altında geçinmeye çatıştıklarını, meslekleri-
ni hangi yoksunluklar içinde icra etmeye çaba-
ladıklannı anlamıyorlar.
Yukanda verdiğimiz 80 bin sayısı da yalnızca
istatistiki bilgidir ve yanıltıcıdır. Son yinmi yılda
sayılan 17 den 47 ye fırlamış olan tıp fakültele-
rimizin bir bölümü henüz çalışmaya başlama-
mıştır ve başlayanların çoğunda da altyapj ve
eğitim de yetersizdir. Bu durumda vann siz ka-
rar verin.. kimi genç çocuklann eğitim eksiklik-
lerinin kendilerinde ve hastada oluşturduğu
tahribatın dercesine...
Rakamsal verilere düşkün olan ve nitelikten
çok, mezuniyet sayısıyla başarı saptayan
YÖK'ün zihniyetini de ekleyin üstüne ve 80 bin
rakamının anlamını bir daha düşünün.
• • •
Bütün bu gerçekleri görürsek eğer, boynu bü-
kük hastanın düştüğü yanlışa düşmemiş olu-
ruz. Çünkü, mesleklerinin gerektirdiği bilincesa-
hip olan doktorlar ile onlann kuruluşlan, hasta ile
doktorun aynı kaderi paylaşmakta olduğunu da
haykınyorlar, duymak isteyenlere.
Onlar yalnızca haklı bir bencillikle kendi koşul-
lannı dile getirmiyorlar.. aynı zamanda hastayı
müşteri olarak gören zihniyete karşı çıkarak, in-
sana paradan önde bir yer vererek, herkese pa-
rası kadar sağlık hizmeti veren bir düzenin yeri-
ne, sağlığın bir hak olduğunu, herkesin bu hak-
tan yararianması gerektiğini kabul eden rejimi is-
tediklerini söylüyor ve eylemlerinde bu noktaya
dikkati çekiyorlar.
Ezici birçoğunluğun ve birbirini izleyen iktidar-
lann günü kurtarmaktan; köklü, kalıcı çözümle-
reeğilmediği bir ülkede, doktorlann feryatlanna
kim kulak verecek?
Üstelik küreselleşmenin kutsallaştınldığı bir
ortamda bu olgunun mabedi Dünya Ticaret ör-
gütü, sağlığın kamu hizmeti olmaktan çıkanl-
masını, yani bir hak olmaktan bir ihtiyaca çev-
rilmesini savunurken, bilen bilmeyen, anlayan
anlamayan herkesin bu çağrıya koro halinde
tempo tuttuğu bir dönemde, TTB'nin feryatlan-
na kim kulak verecek dersiniz?
Ama onlara kulak vermeyenler yann, öbür gün
"Aman doktor derdime bir çare" türküsünü de
nafile çığıracaklannı bilmelidirier.
Yargıtay tarafından onandı
Ziraat sanıklarından
3'ü için beraat karan
Haber Merkezi - Re-
fahyol hükümeti döne-
minde uygulanan be-
delsiz otomobil ithalatı
konusundaki ilanlar ne-
denıyle yargılanan Zira-
at Bankası yöneticileri-
ne verilen beraat karar-
lanndan 3'ü onanırken
7 sanık hakkındakı ka-
rar bozuldu. Sanıklar
Ankara 1 No'lu
DGM'de yargılanmış.
verilen beraat karan
temyiz edilmiştı.
Yargıtay 8. Ceza Da-
iresi, temyiz inceleme-
sinde bankanın halkla
ilişkıler müdürü Oya
Muüu Olgun ile Hayri
Kurşun ve Seyfettin Oz-
tûrk hakkında verilen
beraat karannı oybırliği
ile onadı.
Yargıtay karannda
yönetim kurulu üyeleri
Osman Akkuzu, Cemil
Koç, Y. Cevat Eroğlu ile
Metin Tunçcu'nun gö-
revı savsaklama, genel
müdür vekili S. Şevld
Doruk ve yardımcılan
Metin Akpınar ile Ek-
rem Aydemir'in görevi
kötüye kullanma suçla-
n dikkate alınarak yar-
gılanmalan gerektiğine
karar verildi.
İki işçinin yaşamını yitirdiği Hunca Kozmetik Fabrikası'ndaki olayın nedeni araştınlıyor
kuşkusu
L P 1 h Hunca... İki elin sesi var!
Hunca... Helena Rutonsteın... Ve Fiüstin'deki kattiam
B
Adnan Hunca, Akit tarafindan hedef gösteriliyordu.
Yiırt Haberleri Servisi - Te-
kirdağ'ın Çerkezköy ilçesin-
de faaliyet gösteren ve önceki
akşam çıkan yangında 2 kişi-
nin yaşamını yitirdiği Hunca
Kozmetik Fabrikası şeriatçı
Akit gazetesi tarafından hedef
göstenliyordu. Fabrikanın sa-
hibi Adnan Hunca, "Fabrika-
ya üzülnıüyorum. İki zavalh in-
san öldü. Isürap çekiyorumr>
dedi. Hunca, yangında sabotaj
olasılığı olmadığını söyledi.
Hunca Kozmetik'te çıkan
yangın dün sabah kontrol altı-
na alındı. Yangında iki işçinin
yaşamını yitirdiği, yarahlar-
dan dördünün ayakta tedavi
gördüğü. bir işçinin de Istan-
bul SSK Samatya Hastane-
si'ne sevk edildiği belirtildi.
Çerkezköy Kaymakamı Saffet
Karahisaıiı, fabrikada. alkol
ve yanıcı maddelerin bulun-
duğunu belirterek yangının çı-
kış sebebinin söndürme çalış-
malanndan sonra yapılacak
soruşturmayla belli olacağmı
söyledi. Yangında iki işçinin
öldüğünü belirten Karahisarlı,
"Ölen işçilerimizden Nazlı
Acar'ın 4 aylık hamile olduğu
mesai arkadaşlan tarafindan
söyleniyor. Ölen kişiierin otop-
sisi devam ediyor" diye konuş-
tu. Hunca Kozmetik'in kuru-
cusu Adnan Hunca'nın gaze-
temizde 22 Eylül'de yayımla-
nan "Azgınlaşan Şeriatçıhk"
başlıklı yazısının ardmdan, şe-
riatçı Akit gazetesi Hunca fır-
masına karşı kampanya baş-
latmıştı.
Truva benzetmesi
Karakaya yazısında şöyle
demişti: "Bir 'saldın' ile kar-
şı karşıyayız. Hem de' dört ko1-
dan' ve 'topyekûn' bir saldın
buL Bir yandan 'dış' taamız,
bir yandan da içünizdeki' Tru-
va atlan'nın saldınsıyla karşı
karşıyayızL Peki bu' saldın'la-
nn hedefl olan bizler ne yapı-
yoruz? Hadi, 'topyekûn dire-
nış'ten vazgectim, acaba 'fer-
di tavır' alabihyor muyuz?
Mesela, 'Şampuanlan' başta
ohnak üzere 'Hunca'nın bü-
tün ürûnleri'ne karşı 'ekono-
mik boykot' uygulayabiliyor
muyuz?"
Karakaya, birkaç gün son-
raki yazılannda da Hunca fir-
masuıa karşı büyük tepki doğ-
duğunu öne sürüyordu.
Karakaya, Hunca fumasının
kurucusu olmasının yani sıra
Atatürkçülük üzerine yaptığı
çalışmalarla da tanınan Adnan
Hunca'yı "roteryan" ve "no-
son" olarak nıtelemışti.
Demirel'i bıçaklattıran Ekenler ve avukatı Çelebi gözaltına alındı
Kasırga operasyonu genişliyor
ANKARA/lZMtR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Yahya Murat Demirel'in
sahibi olduğu Akdeniz
AŞ'nin Egebank'tan
usulsüz aldığı kredıler ne-
deniyle şirketin ortakla-
nndan olan, aynı zaman-
da avukatlığını yapan Su-
atÇelebi, gözaltına alındı.
Egebank'tan usulsüz bi-
çimde 60 milyon dolar
kredi alan Berdan Teks-
til'in sahibi Muhteşem
Ekenler de Mersin'de gö-
zaltına alınarak Anka-
ra'ya getirildi. Suat Çele-
bi'nin avukat olması ne-
deniyle sorgusu, soruştur-
mayı yürüten DGM Sav-
cısı Nuh Mete Yüksel ta-
rafindan yapılacak. Eski
Cumhurbaşkanı Sûley-
man Demirel, "Kanunla-
nn uygulanmasında hiç
künseye ayncahk tanın-
maz. Yalnız kanunlar hu-
kukun içinde uygnJanır.
Kanunlar Uygulanırken
keyfüik obnaz" dıye ko-
nuştu.
Edinilen bilgiye göre,
Bankalar Yeminli Mura-
kıplan, Egebank'ın içinin
boşalülmasına ilişkin ye-
nı bir rapor hazırladı. Ra-
porda, Demirel'in sahibi
olduğu Akdeniz AŞ'nin
Egebank'tan usulsüz kre-
di aldığı belirtildi. Demi-
rel'in avukatlığını yapan
Suat Çelebi'nin de ortağı
olduğu Akdeniz AŞ'nin
Egebank'tan usulsüz ah-
nan ve geri ödemesi ya-
pılmayan kredilerin De-
mirel'in kasasına girdiği
vurgulandı.
Murakıp raporlannın
Ankara DGM Başsavcılı-
ğı'na ulaşmasının ardın-
dan soruşturmayı yürüten
savcı Yüksel, Demirel'in
avukatı Çelebi ile Berdan
Tekstil'in sahibi Muhte-
şem Ekenler'in gözaltına
alınması için talimat ver-
di. Suat Çelebi dün büro-
sunda gözaltına alınırken
Mersin'de gözaltına alı-
nan Ekenler de Anka-
ra'ya getirildi. Olayla il-
gili olarak güvenlik nede-
niyle adı açıklanmayan 4
kişinin daha arandığı bil-
dirildi.
Soruşturmayı yürüten
savcı Yüksel, Akdeniz
AŞ'nin gemi pazarlama-
alığı yapan bir şirket ol-
duğunu, Demireİ'in sahi-
bi olduğu dönemde Ege-
bank'tan usulsüz kredi al-
dığının belirlendiğinı,
Çelebi'nin de bu usulsüz
krediyle ilgili olarak gö-
zaltına alındıgıru söyledi.
Demirel'in avukatı Su-
at Çelebi, Ankara Emni-
yet Müdürlüğü Mali Şube
ekiplerince dün bürosun-
dan gözaltına alındı. Gö-
zaltına alınan Muhteşem
Ekenler'in, sahibi olduğu
Berdan Tekstil'in, Demi-
rel'in sahibi olduğu dö-
nemde Egebank'tan usul-
süz 60 milyon dolar kredi
aldığı belirtildi.
Süleyman Demirel:
Yıpranmadım
Özel bir uçakla tzmir'e
gelw wkr cumhurbaşka-
nı Süleyman Demirel, bir
gazetecinın "Çavit Çağ-
lar'ın yakalanması için
DGM karar çıkardı. Bu
konuda ne düşünüyorsu-
nuz, yorumunuz ne?" so-
rusuna, "Benim ne yoru-
mum olabilir" yanıtını
verdi. Demırel, bir gaze-
tecinin "Bu konularda çok
yıprandınız" demesı üze-
rine, "YıpranmadnmnÂe
yıpranayun? Türkiye'de
yargı, kanunlar vardır. Bu
kanunlar uygulanir. Ka-
nunlann uvgulanmasuıda
hiç künseye ayncahk ta-
nınmaz" diye konuştu.
tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇlN
Baliııa'da vergi müdürüne tııtııklaıııa
NECATİAYGaN
tZMİR- "BaHna operasyonu"
kapsamında gözaltına alınan tzmir
Defterdar Yardımcısı Mustaf Ak-
kaya ile vergi daıresi müdürlen
Erol Doğan ve Tahsin Koca
çıkanldıklan îzmir DGM'de sorgu-
landı. Sanıklardan Koca tutuklanır-
ken, diğer iki kişi serbest bırakıldı.
Koca'nın sorgusunda, Maliye Ba-
kanlığı Müsteşar Yardımcısı Hasan
Huseyin Şener'in kardeşi Şerif Şe-
ner'in baskısı ve kendisini sürdüre-
bileceği kaygısıyla belgeleri onay-
ladığını söylediği öğrenildi. Sanık-
lar, önceki gün îzmir DGM Savcı-
sı Cevdet Ulu'nun talimatıyla
gözaltına alınmışlardı.
tzmir Defterdar Yardımcısı Mus-
tafa Akkaya'nın Yeşer Tekstil'in
tüm belgelerinin ıncelenmeye alın-
ması için mayıs ayı başlannda ba-
kanlığa yazı yazdığını ve bakanlık-
tan haziran ayı içinde gelen yanıtta
inceleme ısteminin yerinde bulun-
duğunu, bu yazıyı temmuz ayı ba-
şmda Hasan Tahsin Vergi Dairesi
Başkanlığı'na gönderdiğini ve öde-
me yapılmamasını istediğini söyle-
diği öğrenildi. Akkaya'nın aynca,
tutuklu bulunan Basmane Vergi
Dairesi Müdürü AhmetAöş'ı Yeşer
Tekstil Firması'nm belgelerini
onaylamaması için uyardığını, bu-
na karşın bu fırmaya ödeme yapıl-
dığını söylediği de bildirildi.
Erol Doğan'ın ifadesinde hayali
ihracat yapan firmalann beyninin
Buca Çezaevi'nde tutuklu Yeminli
Mali Müşavır Gahp Hahcı olduğu-
nu, birkaç kez kendisini uyardığını
ancak bu kişinin Oska Firması'nın
KDV ıadesi işlerini takip ettiğini
söylediği öğrenildi.
Sümerbank sorusturması
EskiGenelMüdür
Biçergimltında
tstanbul HaberServisi -Yönetimi, Tasarruf Mev-
duatı Sigorta Fonu'na devredilen Sümerbank'la il-
gili soruşturma kapsamında ifadeleri alınması ka-
rarlaştınlan 40 kişiden Özel Şimşek Okullan'nın
sahibi Ahmet Şimşek ile Esbank'ın eski sahibi Ya-
vuzZeytinoğhı, lstanbul DGM Cumhuriyet Savcı-
lığı'nda ifade verdi. Hakkında gıyabi tutuklama
karan çıkanlan bankanın eski genel müdürü Cen-
gjz Biçer de tstanbul'da gözaltına alındı.
tstanbul DGM'ye saat 10.00 sıralannda gelen
Ahmet Şimşek'in ıfadesi, soruşturmayı yürüten
DGM Cumhuriyet Savcısı Ercan Ceogiz tarafından
alındı. Şimşek, DGM'den aynlırken yaptığı açık-
lamada Sümerbank'ın eski sahibi Hayyam Gari-
poğlu ile aralannda bir gayrimenkul alışverişi ol-
duğunu ancak bankadan kredi almadığını belirtti.
Zeytinoğiu ifade verdi
Öğleden sonra DGM'ye gelen Yavuz Zeytinoğ-
lu'nun yaklaşık 1 saat süren ifadesi de savcı Ercan
Cengiz tarafından alındı. Yönetimleri TMSF'ye
devredilen Esbank ve Sümerbank arasında karşı-
lıklı kredi kullandınlmasına ilişkin ifadesi alınan
Zeytinoğiu, daha sonra DGM'den aynldı.
" Sümerbank sorusturması kapsamında, îstanbul
'6 No'hı DGM'Ce hakkında gıyabi rutukiama kara-
n çıkanlan Sümerbank'ın eski genel müdürü Cen-
giz Biçer, önceki gece geç saatlerde gözaltına al-
tına alındı. , .
Kayseride 11 gözaltı
Postirmalar
Buffalo kokuyor
KAYSERİ (Cumhuriyet)- "Buffalooperasyonu"
soruşturmasını derinleştiren pohs, Kayseri'de pas-
tırma-sucuk imalatı yapan Başyazıcıoğlu Besi Et
AŞ'nin 11 yöneticisini gözaltına alarak Ankara'ya
götürdü. Şirkete ait 2 depo da mühürlendi. 5 depo-
dan alınan örnekler de Ankara'ya gönderildi.
Buffalo operasyonu soruşturmasını sürdüren An-
kara DGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk'uı tali-
matıyla Türkiye'nin en önemli sucuk ve pastırma
imalat merkezi olan Kayseri'de II Sağlık Müdürlü-
ğü'nün 6 kişiden oluşan ekibi dün kent merkezin-
deki tüm market ile büyük kasaplardan et ve et
ürünleri numuneleri aldılar. Yapılan incelemelerin
ardından Başyazıcıoğlu Besi-Et Kombinasf ndan
11 kişi gözaltına alınarak sorgulanmak üzere An-
kara'ya gönderildi. Şirket yetkililerinin gözaltına
alınmasının ardından Karpuzatan'daki 5 soğuk ha-
va deposundan numune alındı, içerisinde dondu-
rulmuş etler bulunan iki soğuk hava deposu ise
mühürlendi.
Başyazıcıoğlu Besi-Et AŞ'de görevli müdür ve
veterinerler, konuyla ilgili açıklama yapamayacak-
lannı, şirket sahiplerinin, Ankara'dan döndükten
sonra açıklama yapacaklannı bildirdiler. Şirket ça-
hşanlan da, gazetecilerin kombinaya girmelerine
izin vermediler.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislardyahoo.com
Adalet Bakanı HikmetSami Türk,
bakanlığının bütçesi komisyonda
görüşülürken Adalet'e aynlan bütçe-
nin komikliğine dikkat çekti. Türk,
son 20 yıl içinde Adalet Bakanlığı'nın
genel bütçe içindeki payının yüzde
3'ten yüzde 0.77'ye düştüğünü ve
bu bütçeyle hiçbir soruna çözüm
üretmelerinin mümkün olmadığını
söyledi.
Günlerdir Meclis'te bütçe görüş-
meleri sürüyor. Ülkenin kaynaklan-
nın nereye ne kadar harcanacağı gö-
rüşülüyor. Ortaya çıkan manzarayı
başka bir yazıda degeriendirmek is-
tiyorum. Ancak Diyanet Işleri Baş-
kanlığı bütçesiyle, Adalet Bakanlığı
bütçesi arasındaki dengesizlik dik-
katimi çekti. Diyanet Işleri Başkanlı-
ğı'nın bütçesinin Adalet Bakanlığı
bütçesinin kat kat üstünde olduğu
bu bütçe ile bir kez daha gözler önü-
ne serildi.
Geçen günlerde infaz koruma me-
muriarı, düşük ücretlerini protesto
için cezaevleri önünde gösteri yap-
tılar. Hâkimler, sayılan ve yerieri ye-
terii olmadığı için bir günde onlarca
dosyayı doğru dürüst incelemeden
Adalet'i Diyanet'e Havale Edelim
karar vermek zorunda kaldıklanndan
şikâyet ediyorlar.
Bir ülkenin bütçesinde din kuru-
mu, Adalet Bakanlığf ndan dahafaz-
la kaynağa sahipse bu ne anlama
gelir? Bu ülkenin laik olduğu söyle-
nebilir mi? Diyanet Işleri Başkanlı-
ğı'nın Sünniliğin Hanefi koluna men-
sup bir anlayış içinde örgütlendiğini
biliyoruz. Halbuki bu ülkede Alevi,
Şafi, Şii yurttaşlar var, onlar vergi ve-
riyorlar. Onlann verdikleri vergilerin
karşılığında devlet, Sünni- Hanefi ör-
gütlenmesi ve propagandası yapı-
yor.
Bu büyük dengesizlik, aslında büt-
çenin tümüne yansıyor. Ülkenin
önemli kaynaklannın önemli bir kıs-
mı güvenliğe, savunmaya ve din ku-
rumuna harcanıyor. Kültüre, eğitime,
sağlığa ve adalete ise para kalmıyor.
Böyle bir ülkede, hangi soruna nasıl
kalıcı bir çözüm üretilebilir?
Af Kanunutartışılıyor. Siyasileri içi-
ne almayan bir af çıkarmak için tas-
laklar hazırianıyor. DSP Genel Baş-
kan Yardımcısı Rahşan Ecevit tep-
ki göstermese, kamuoyundan eleş-
tiriler gelmese, banka hortumlayan-
lar, siyasi cinayet işleyenler çıkacak,
afiş yapıştıran, konuşma yapan, du-
vara yazı yazan ise içeride kalacak.
Manisa'da işkence yapan polisler
affa uğrarken, işkence gören liseli
öğrenciler "terör örgütü üyesi" ol-
dukları gerekçesiyle af dışı kalacak-
lar. Birisi işkenceci, diğeri ise duva-
ra muhalif yazı yazmış bir genç öğ-
renci. Türk devletini yönetenler iş-
kenceciyi affa katarken, muhalif gen-
ci yıllar boyu cezaevinde tutmayı iç-
lerine sindirebiliyoriar.
Bu ülkede habire cami ve hapisha-
ne yapılıyor. Ülkenin kaynaklannın
önemli bir kısmı bu kurumlann inşa-
atlarında harcanıyor. Diyanet Işleri
Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, her
6 saatte bir cami yapıldığından ya-
kınmıştı. Hapishaneye yatınlan pa-
ralann da bundan kalır bir yani yok.
Adalet Bakanı, çok yüksek parala-
ra mal olan F tipi cezaevlerini çoğal-
tarak soruna çözüm bulabileceğini
söylüyor. Cezayı ve hapishaneyi art-
tırarak bugün içinden çıkılmaz bir
noktaya geldiğimiz ortada değil mi?
Yıllardır Türk Ceza Yasası değişiklik
taslağı hazırianıyor, ama bir türiü bu
önemli konu Meclis'in gündemine
gelemiyor. Meclis, habire kanun çı-
karıyor, ama bu kanunlann hiçbirisi
Türkiye'nin demokrasiye yönelmesi-
ne hizmet eden kanunlar olmuyor.
"Avrupa, iç işlerimize kanşamaz"
diye efelenip duranlara sormak ge-
rekir. Siz bütün parayı din işlerine,
güvenliğe, savunmaya yatırarak bu
ülkeyi nasıl demokratikleştirebilirsi-
niz ki! Af konusu da benzer bir anla-
yışla çıkmaza doğru sürükleniyor.
Bu sinirbozucu manzarayı izledik-
çe, insanın aklına "O zaman Adalet'i
Diyanet'e havale edelim " demekten
başka çözüm gelmiyor. Cezaevinde
çetelerin cirit atmasını engellemek
için her cezaevine bir mescit açılsın,
oraya gardiyan yerine imam atansın.
Imamlar dua ederek, çeteleri yola
getinmeye çahşsınlar.
12 Eylül darbesinin başında böyte
bir formül uygulanmak istenmişti.
Komünistleri imana getirmek için,
kapıdan girince bir imamı karşımıza
dikiyorlardı. Şimdi de benzer bir yo-
la başvurulabilir. Birokusunlar, birüf-
lesinler.. şu cezaevi sorunu çözül-
sün. Bir de fetva çıkanlırsa hiç sıkın-
tı kalmaz.
•••
Cezaevlerinde insanlarölüyor, F ti-
pini istemediklerini söylüyorlar. Di-
yanet Işleri Başkanlığı bütçesi oyla-
nıyor. Yeni 19 bin imam daha alınma-
sı isteniyor. Türkiye'nin Avrupa Birii-
ği'ne girmesinden söz ediliyor. Ko-
penhag kriterleri, bu ülkeyi yörteten-
lerin canını sıkıyor. En iyisi imamlann
öncülüğünde duaya duralım. Her ge-
çen gün bu ülkenin işleri daha çok Al-
lah'a havale ediliyor.
En iyisi Adalet'i Diyanet'e devrede-
lim de bu iş sorun olmaktan çıksın.
Aminüü