23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24KASIM2000CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Telekom'da KKK'li avı Satılmak üzere yeniden yapılandınlan ve MHP'Iİ Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı Türk Telekom'un Istanbul Acıbadem'deki L gökdeleni andıran binasında, ^^SP"" Anadolu Yakası ll J - Telekom Müdüriüğü'ne getirilen Trfan Yıldız, sözleşmeli personelin yeni yapılandırmaya göre sözleşmelerini yeniliyor ya da yenilemiyor... Sözleşmesini yenilemediği personele de açıkça, "Burada KKK'lere yer yok!" diyor... KKK, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın kısattması değil... Çevresindekilere "Bana Irfan Yıldız derier, ben Ofluyum" diyen ve titreyip kendiyle büyük gurur duyan Anadolu Yakası ll Telekom Müdürü'ne göre K'ler şöyle... Birinci K: Kürt. Ikinci K: Kızılbaş. Üçüncü K: Komünist. Doğum yeriniz Tunceli ve Alevi iseniz ve üstüne bir de eğer Cumhuriyet gazetesi okuyorsanız, "Bana Irfan Yıldız derler"den üç kere K damgası yediniz demektir. Etektronik posta: denizsom©cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Hasan Mezarcı, Mesih oimuş... "Büvük aecmis olsun!" - Saç modelinize hayran kaldım doğrusu, Mi- ami'deki kuaförde mi kestirdiniz? - Yok canım... Koğuşta bir arkadaş vardı, eli iyi ma- kas tutarmış, değişiklik yapiim dedim... - Valla çok güzel kesmiş... - Brt sorunu da olmuyor... - Doğru valla... - Sizin elinizdeki tespih de çok hoş, antika gali- ba, Londra'dakı müzayededen mi aldınız? - Geçenlerde Ulucanlar'daydım... Ağaç ustası bir kader mahkûmu zeytin çekirdeklerinden tespih ya- pıyormuş... Bizi aynı koğuşa vermesinler mi... He- men sekreterime söyledim, iki kilo kalamata zeyti- ni getirttim koğuşa... Bilirsin kalamatanın çekirdeği iri olur... - Kalamata bana dokunuyor... Bir keresinde Istan- bul'dan Bursa'ya nakledilirken Gemlik'te durmuş- tuk. Oranın da selesi pek güzel oluyor. Bilirsin tan- siyonum var, tuz yaramıyor; jandarmadan rica et- Sosyete miştim, eksik olmasın beni kırmadı, bi koşu gidip al- mışt. Çekirdeğinden tespih yaptrmak hiç aklıma gel- medi. - Beyefendiyi çıkaramadım... Sizınle şeyde mi ta- nışmıştık, geçen yılbaşı Parıs'teki baloda mı? - Ben de sizi bir yerden hatırlıyorum ama... - Mayorka'dan mı, Havai'den mi, Kanarya Adala- n'ndan mı, yoksa Seylan'dan mı? Katmandu'dan ol- masın? - Yok hayır, yurtdışına çıkmak nasip olmadı... So- nunda pasaportu almış tam çıkıyordum, havaalanın- dan hem de uçağa binmişken först klastan aldılar... - Tamam, tamam.... Şimdı hatırladım... Sizinle Sağmalcılar'ın karantinasında beraberdik... - Evet, evet ben de sizi hatırladım... - Isviçre'ye gidiyordunuz galiba, gazetelere man- şet olmuştunuz... Üstünüzde kaşmir bir palto vardı. - Ne demek manşet... Ben hiç manşetlerden inme- dim ki. Herşube açışımda, açıiışa gelen eski yeni ba- kanlann sayısı, bakanlar kurulundakilerden fazlaydı... - Haksızlıkyapmayın şimdi... Yatımdan indirip gö- zaltına alındığımda nasıl manşet atacaklannı bileme- mişlerdi. öyle değil mi Rüstem Bey? - Haklısınız dostum... Dokuz sütun yetmemişti de sayfayı yan çevirip on sekiz sütun yapmıştık... - Niye, silahlı çatışma mı çıkmıştı? - Siyasi çatışma! Yatın güvertesinde parti veriyor- dum, partiden sekiz milletvekili, iki müsteşar, üç ge- nel müdür, altı daire başkanı vardı... - Biz de ne güzel manşet atmıştık ama... - Ama sonunda size de attılar... - Atacaklar tabii... Modadan geri kalacak halimiz yok ya... Yoksa adamı sosyeteden atarlar valla... Kimse yüzümüze bakmaz... Ele güne rezil oluruz... SESSİZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE Yüksek Yerilim Hatta erdincutku@yahoo.com Bana bir harf öğretenı 40 yıl köle gibı çalıştınnm! Bulgaristan'daki diplomatik kaza! Bulgaristan, Türkiye'nin Burgaz baş- konsolosunun ülkeyi terk etmesini is- tiyor... Bu istek, diplomatik gelenekle- re uymuyor... Uluslararası kurallara gö- re Bulgaristan'ın, başkonsolosumuzu "persona non grata" yani istenmeyen kişi ilan etmesi gerekiyor... Bu durum- da Türkiye de örneğin Istanbul'daki Bulgar başkonsolosunu istemeyen ki- şi ilan edecek... Ama Bulgaristan, ge- çen eylülde "persona non grata" ilan et- meden başkonsolosumuzun ülkeyi terk etmesini bildiriyor... Türkiye, bu bildiri- mi alıp kabul ediyor ve başkonsolosu- muz 24 Eylül'de sessizce geri çekiliyor. Olay, "Bulgaristan'la konsolos krizi" başlığıyla kısa bir haber olarak kamu- oyunayansıyor... Aradan iki ay geçiyor... Türkiye, Bul- garistan'ın Istanbul'daki başkonso- losuna aynı yaptınmı uygulamıyor... Bu arada, Burgaz başkonsolosumu-' zun Türkiye'ye geri çekilmesinden 10 gün sonra Burgaz'daki konsolos yar- dımcımız, otomobilinde eşiyle biriikte giderkenbir otomobil tarafından sıkış- tınlıp kaza yapıyor. Otomobil tarlaya yuvarlanıyor ve konsolos yardımcımız- la eşi yan baygın yatarken siyah eldi- ven giymiş kişiler tarafından üzerteri- ne gaz dökülerek yakılmak isteniyor. Konsolos yardımcımız apar topar Türkiye'ye getiriliyor ve hastanede te- davi altına alınıyor... Bu olay, Türkiye'de kısa haber olarak bile duyulmuyor. Bulgaristan'da neler oluyor ve Bul- garistan'la neler oluyor sorusu iki ay- dır yanıt bekliyor! Yolsuzluklar Onlenebilir mi? Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Yıllardır yurdumuzda öyle gelişmeler oldu ki artık kimler yolsuzluk yapıyor, rüşvet alıyor, haksız kazanç ediniyor, Hazi- ne'yi soyuyor diye sormak ye- rine, kimler dürustçe alın teri ile, emeğı ıle çahşârafc'kâzanı- yor diye sormak daha doğru olacak. Herzaman, herdevir- de var olan sahtekârlık, do- landıncılık kara para son yıllar- da iyıden iyiyeyaygınlaştı. Az- gın bir kanser metastazı gibı yurdu sardı sarmaladı. Açıkça- sı çok sayıda Türk vatandaşı bir epideminin yayılışı gibi kü- çüklü büyüklü yolsuzluklara bulaştı, bulaştınldı. Hatta kü- çümsenemeyecek sayıda yurt- taşımızdan kafsında helal pa- ra, kara para anlayışının büyük değişıkliğe uğradığını söyle- yebilirız. Başlıca geçim yolu budur, başkatüriü ayakta kal- mak, yaşamı sürdürmek müm- kün değildir gibi bir inanç oluş- tu toplumda. Gerçekleri saklamanın hiç- bir yaran yok, trilyonluk, kat- rilyonluk vurgun ve soygunla- n birbiri ardı sıra duyan, öğre- nen dar gelirli Türk vatandaş- ları ortalama 200-300 milyon- luk aylık gelirieri ile geçinme öz- verisini içlerine sindiremezler, bunun erdemine varamazlar. Bu insanlarda, yurdumda na- sıl olsa bir gun hakça bir dü- zen kurulacaktır, biz de böyle- ce hak ettiğimiz huzura ve re- faha kavuşacağız beklentisi olamaz, olmadığı çok açık. Sergilenen tüm örnekler kaçı- nılmaz bir şekilde onu da, o sa- de vatandaşı da yolunu bulma- ya, işini bilmeye, fırsatlan de- ğeiiendirmeye, türlü çeşitli zik- zaklar çizmeye doğru süruklü- oyr. Aylardır her gün hemen her alanda çeşit çeşit vurgun, soy- gun haberlerinin gazete baş- lıklarına çıktığı bir memleket- te din, ahlak, namus, dürüst- lük kaygılan da yazık ki insan- ları rüşvetten, haksız kazanç- lardan, yasadışı yollardan uzak tutamaz. Çok kaygı verici bir saptama, ama bugün çok sa- yıda vatandaşımızın eğer gü- cü yetiyorsa yasal olmayan kazanç yollarına başvurduğu ve bunların sayısının artmak- ta olduğu kuşku götürmez. Bu nedenle Tantan ve Temizel ne denli'4jmut verici ve öncü ısimler olursa olsun Türkiye'de- ki yolsuzlukları kovuşturmak ve bundan olumlu sonuç almak çok zor görünüyor. Ama onla- rın halkımızdan göreceği des- tek de o derecede bnem taşı- yor. Vurgunun, soygunun köşe dönmenin ortamı özellikle son 20 yıl içinde yağmayı amaçla- yan politikacının büyük deste- ği ile hazırlanmıştır. Büyük yurt- sever, buyük yazar Lğur Mum- cu yıllar boyu bunları ne kadar güzel, ne kadar açık sergitemiş- ti. O çok kullanılan örnekle, öncelikle toplumun kanını emen, bu yagmacılan üreten bataklığı kurutmak gerekiyor? Yolsuzluklara elverişli bu or- tamı değiştirmek, yok etmek. Büyük soygunlaria baş etme- ye uğraşırken bir yandan da yö- netıme olan güveni iyiden iyi- ye sarsılmış olan vatandaşa bu memlekette hırsızlık yapma- dan rüşvet almadan yasalara aykırı davranmadan da yaşa- ma şanslarının olduğunu is- patlamak lazım. Yıllardır enflasyon canavan- nın pençesinde kıvranan in- sanlara inandırıcı bir çıkış yo- lu göstermek lazım. Halka açık yüreklilikle hitap edecek; ça- lışan, emeği ile geçinen insan- lara bu memlekette büyük hak- sızlık yapılmakta olduğunu iti- raf edecek yöneticilere, politi- kacılara ihtiyacımız var. Ancak, bu haksızlık ve eşit- sizlıklerle mücadele etmek ka- rariılığında olduklannı duyura- cak ve halkı bu savaşım için iş- birliğine çağıracak, yolsuzluk- larla biriikte ülkedeki her türlü yanlışlığa, haksızlığa, hukuk- suzluğa karşı duracak; onları bu yeni kurtuluş savaşına ka- tılmaya davet edecek yürekli, dürüst yöneticiler ufkumuza bir aydınlık getirebilir. HAYVANLAR ISMAİL GÜLGEÇ lgulgec@yahoo.com KtM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(cLturk.net r> j,-..\ < • J ÇtZGtLÎK KÂMtL MASARACI KEDl LEVO APTVÜKA DÜAT İ979 TÜRK KALP VAKFI ; Çocuk Kardiyolojisi' Türk Kalp Vakfı kalitesi ve titizliğiyle hizmetinizde 79 Mayıs Cd. No. 8 Şışlı/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) Faks:(0 212)212 68 35 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Gazete Ülke sorunlarına ilişkin raporlarıyla, araştırmalarıyla, köşe yazılarıyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumların gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75 TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 24 Kastm ÖĞREfMENLER GUNU.. 198f'P£ BUGUN, GÜNÖ S J Ş 8 , TN £fNlN BUL. £PtLM£SlMDeN SOA/f&f, SUNUN TÜM ÜLKC- IÇIM ĞAZI AsfuST*K4 /Z-EM/H. ÖAJCULJJĞÛNOE Su- 8İ/S KAtjfPAA/yA BAŞlAT/d.MrŞT7. YENİ HAGF- MİLLET MEKTEP-LE& NİN MUS774FA KEMAt. 'E MfŞTT. O t>A BUNU 24- KAStM r328'DE £~TM/ÇTf. /Ş7S, 4331 'OE AYNI SÛN, â '/VO4, HEG Wi- ^ , 193i'de,lzmır I//US- L- SĞ/7TM ANKARA...ANKA MÜŞERREF HEKİMOCLÎT Doğal üzantı Posta geldi, mektuplar arasında koyu kırmızı, şık bir kart. Paris'in seçkin marka gelinlik ve gece giy- silerini beğenime sunuyor. Bir bu eksikti! Ama bit- medi, TV'lerden biri de bir havyar haberi yayımlıyor. Gramı 1 milyona gerçek Rus navyan! Afiyet olsun • diyebilir miyim? Bankalan hortumlayanlar canlanıyor gozümde. Halka halka soygunlar. ••• Yıllardır Cinnah yokuşunda oturuyorum, eski bir apartman, kimi dairelerde işyeri var, kimi dairelerde eski sahipler ama varsıl kişiler değil, dar geliriiler, emekliler. Ben de onlardan biriyim. Ama daıiıga kar- şın mutlu azınlıkta yerim..Varsıl da değilim, yoksul da! Daha neler var, kimler nasıl yaşıyor başkentimiz- de. Apartmanın önünde bir çöp kutusu duruyor. Günde birkaç kez denetimden geçiyor. Yıyecek ar- tıkları topluyor'insartlar! Kediler, köpeklerie yarış ediyor! Kimi zaman gözlerimden utanıyorum doğ- rusu. Çöplüklerden kömüriüğe uzananlar da var. Ma- mak'ın ötesindeki gecekonduda oturan bir arkada- şımın evinden yanm ton kömür çalındı geçen akşam! Soğuk bir başkent gecesi, ısı srfınn altındayken ya- şanıyor bu olay! Ev buz gibi, yatakta bir çocuk, bir hasta var bel- ki de... Hırsız yakalandı mı, bilmem. Yakalanır, ce- zalanırelbet. Başka hırsızlar, çeteler, mafyaiardaaf bekliyor değil mi? Dahası yenileri oluşuyor durma- dan! Bir gün .onlar da affedilir belki. Ülkemtzin en önemli sorunu bu son günlerde. Partitefde grup top- lantıları, Bakanlar Kurulu'nda doruk toplantılanyla kişiler de kurumlar da şaşkınlığı sergiliyor ancak. Er- bakan nasıl korunacak, Haluk Kırcı aftan nasıl ya- rarianacak, bankalan hortumlayanlar için nasıl bir ço- züm oluşacak, başka bir deyışle ekonomi olumsuz etkilen'ıyor, önlem alınmalı derken soygun düzeni rva- sıl korunacak? Temizleme çabalanna, dahası karar- hlığ'ına karşın yozlaştırma çabalan da çarpıcı boyut- larda. üderlerin sözlüğü hızla değişiyor, Avrupa Bir- liği'ne dönuk yorumlar da çelişkiler sergiliyor ancak. Aynca sormak gerekiyor, Avrupa nerededir, Avrupa- lı kimdir, Avrupalılık ne anlama gelir? Belki de kuşağım nedeniyle bu sorulan rahat ya- nıtlayamıyorum artık. Ancak yanıtlanması gereki- yor. AB'Iİ kimi üyeleri dinlerken vatandaşlık onurum örselenıyor doğrusu. Kim onlar, nasıl boyle konu- şuyoriar! Rahmetli Hasan Işık'ın bir sözünü antmsıyorum. Dış politika iç polrtikanın uzantısıdır, derdi. Bu söz giderek anlam kazanryor. Içerdeki bunalımlar dtsa da vuruyor ister istemez. Belli ılkelerden ödün ve- ren, çelişkili politikalaria bıriıktelik oiusamıyor, ödün politikası da güçsüzlük oluşturuyor ancak. Nereden nereye geldik bakın! Seçeneksizolmak- la övünenler nasıl ters düştü birbirine. ödün politi- kası nasıl geri tepti? Toplumdaki beklentiter nasıl tep- kiye dönüştü. Bu değişimden kim sorumlu acaba? Cumhurbaşkanı Sayın Sezer mi, Temizel mi, Tan- tan mı? Kimi zaman özümle alay ederim, iytmsedtğimi aşı- n bulurum, ama bunca kirienmeye, yozlaşmaya kar- şın temizlik özlemi ağır basıyor toplumda. Soygun, vurgun, ama en çok saygısızlığı affetmiyor insanlar, bilmeyenleri uyanyor, temiz bir ülkeye uyanacakia- n sabahları bekliyor. Soygunlann, hortumların fatu- ralarını ödemek istemediğini açıklıyor halkımız. Kı- yılardan dağlara, kentlerden köylere kadar. Kuşat- ma politikaları başanya ulaşamıyor artık. Temizliği öngören kişiler de dokunulmazlık kazanryor kamu- oyunda. ' • • • TV'yi açtım, CNN ekranındâ Bütent Gûttekin çık- tı karşıma. Merkez Bankası eski başkanı, Ameri- ka'nın ünlü üniversitesi Pensilvanya'nın VVharton School of Economy öğretim üyesi. Ekranda da ol- sa kavuşma sevinciyle selamladım, ilgiyle dinledim sonra. Yavuz Baydar'ın programında sorulan ya- nrtlıyor. Çok sevdiğim bir kişi. özü, sözü, biri'ığiyle, bilimsel düzeyiyle yer alan bir kişi yaşamımda. Ona Özal'ın prensi diyenlere katılmadım hiçbir zaman. Dostlarım arasında yer aldı, arada bir konuşur, sev- gimi, saygımı yinelenm. Bu kez de ilgiyle izledim, sa- de sözcükler, kısa tümcelerie çarpıcı resimler oluş- furdu düşüncemde. Bılimin ışığıyla aydınlattı trfku- mu. Sorunlan, çözümleri, önlemteri ışığa çıkanver- di. Bankalarla ilgıli sözlen kulaklara küpe niteliğin- de. Kimler takacak acaba, ya da takacaklar mı? Izlerken düşünüyorum, ekranlarda çok uzman görünüyor, bilim adamlan, ünrversitelerin öğretim üye- leri de sık sık konuşuyor, ama bellı boşluklar aşıla- mıyor doğrusu. Hiçbir dalda üretkenlik yok, tersine tıkanma, aşınma var. Içe dönük yaşamın doğal uzantısı belki de... B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4. 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ "Günlük, günce" anla- mırida eski sözcük. 2/ Bir 3 göz rengi... Harflere sayı- saldeğerlerve- rerek gelecek- tenyadagaip- -. ten haber ver- meyöntemı.3/*8 ABD halkın- 9 dan olan kim- se... Kumaz, açıkgöz. 4/ Düşünceden çok canlı duygulara ve aş- 2 ka dayanan sanat ya- 3 pıtı.5/Halkabiçimin- 4 demercanbalığıkaya- 5 lığı...Borusesi. 6/Ça- Q resiz... Birmeyve. II 7 Vilayet..Yinelemeso- g nucu kazanılan yat- Q kınlık. 8/ Zonguldak yöresine özgü bir halk oyunu... Parola. 9/ Eskiden harman ürünlerinden onda bir oranmda alınan ver- gi... Yapraklan salata mbi yenen kokulu bir bitki. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Arap abecesiyle yazılan bir yazı türü. 2/ Muğ- la'nın bir ilçesi... Testereyle biçilen bir şeyden dö- külen kınntılar: 3/ Kilise hizmetini gören ve çan ça- lan kimse... Eski dilde su. 4/ Eti yenen bir cins mü- rekkepbalığı. 5/ Bir şeyi kiraya veren... "Şimdi uzun karlıklarda bir Lapon kızağV önünde — ge- yiği" (B. Necatigil). 6/ Bir soru eki... Satrançta bir taş... Kaynağı mitolojik çağlara dayanan kirişli bir çalgı. 7/ Kadmsı davranışlan olan erkek. 8/ "ölüm- dür yaşanan tek başına/ Aşk — kişiliktir" (A. Beh- ramoğlu)... Bir süs taşı. 9/ Tarunda kullanılan azot- lu gübre... Bir çeşit yumurtalı süt tatlısı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle