Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 KASIM 2000 ÇARŞAMBA
HABERLER
Sezep, Çeliker'i
kabul etti
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer. dün Türk
Parlamenterler Birliği
Genel Başkanı Zeki
Çeliker ve beraberindeki
heyet ile görüştü.
Anayasa ile Siyasal
Partiler Yasası ve seçim
yasasında değişildik
yapılmasını istediklerini
anlatan Çeliker.
Cumhurbaşkanı
Sezer' in, dile getirdikleri
görüşlerin onayladığını
kaydetti. Sezer'in bu
konuda önerilerini
beklediğini söylediğini
belirten Çeliker.
çalışmalan sonucu
hazırlanacak raporu
Cumhurbaşkanı'na
sunacaklanm vurguladı.
Erbakan: Af
çıkmalı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kapatılan RP'nin 14
Ocak 2001 'de cezaevine
girmesi beklenen siyasi
yasakh genel başkanı
Necmettin Erbakan, dün
sözcülüğünü Şanar
Yurdatapan'ın yaptığı ve
çeşitli uluslararası insan
haklan kuruluşlannın
temsilcilerinden oluşan
'Düşünce Suçuna Karşı
Girişim Grubu'
üyeleriyle görüştü.
Erbakan, af yasasının bir
an önce çıkmasını
isterken. Anayasa
Mahkemesi'nin. RP'nin
devamı olduğu
gerekçesiyle kapatılması
istenen FP'yle ılgili
davayı reddedeceğine
inandığını belirtti.
Erbakan, Avrupa Insan
Haklan Mahkemesi'ni
de(AlHM)
beğenmeyerek '"Hantal
çalışıyor" eleştirisinde
bulundu.
Milletvekillepine
tepki
MUĞLA
(Cumhuriyet) - Yatağan
halkının termik
santraldaki inversiyon
nedeniyle hayati tehlike
yaşadığı günlerin
ardından geçen pazar
günü düzenlediği
mitinge hiçbir Muğla
mületvekilinin
katılmaması tepki çekti.
Muğla Milletvekillerini
Izleme Komıtesi
(MUMlKOM) tarafından
yapılan açıklamada,
Muğla siyasi tarihinde
ilk kez seçmenlerden
milletvekillerinin
tamamına tepki geldiği
belirtilerek
"MUMÎKOM'a bu
konuda sayısız başvuru
yapıldı" denildi.
Bankacılar
yemin etti
• İstanbul Haber Servisi
- Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu'na
de\Tedilen bankalardan
8'i için oluşturulan ortak
yönetim kurulu üyeleri,
dün mahkemede yemin
ederek göreve başladı.
İstanbul Adliye
Sarayf na gelen Yönetim
Kurulu Başkanı Tevfik
Altınok, Yönetim Kurulu
Üyeleri Tanju Polatkan.
Hasan Ulukanlı, Adlan
Özen ve Hasan Eken,
İstanbul 9. Asliye Ticaret
Mehkemesi'nde
"bankanın işlerini dikkat
ve dürüstlükle idare
edeceklerine, kanun
hükümlerine aykın
hareket etmeyecek ve
ettirmeyeceklerine
yönelik namus ve
vicdanlan üzerine"
yemin ettiler.
DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, aynmsız af istedi
'Tiim suçlara 10 yıl ındırim'ORAL ÇALJŞLAR/TÜREY KÖSE
Adalet Bakanı Hikmet Sami Tûrk'ün
hazırladığı af taslağı, hükümet ortaklan-
nın yanı sıra DSP içinde de rahatsızlık
yarattı. DSP Genel Başkan Yarduncısı
Rahşan Ecevit'in Adalet Bakanı Türk'le
görüşmediği ve taslağa tepki gösterdiği-
ne dikkat çekilirken Başbakan Bülent
Ecevit'in de yeni bir taslak hazırlanması
talimatı verdiği öğrenildi. DSP yönetimi,
banka batıranlann "borcun tamanunıtek
kalemde ödemeteri" koşuluyla af kapsa-
mına alınması istiyor. DSP taslağında, Eş-
ber Yağmurdereİi'nin de af kapsamına
alınması öngörülüyor. Adalet Bakanı
Türk, "horhımcuya af"la ilgili sorular
üzerine, "Teknik düzeyde hazırlanan 5
taslaktan birinde bu var" dedi. Türk,
u
Rahşan Ecevit'in taslaktan memnun ol-
madığuıuT anımsatılması üzerine. "Ben
de memnun değüim** açıklamasını yaptı.
DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan
• Kamuoyuna yansıyan aftaslağınınDSP'nin
görüşlerini yansıtmadığım belirten Rahşan Ecevit,
"Çıkartılabilecek en adil af, aynmsız bütün suçlara 10 yıl
indirim getirilmesiyle sağlanabilir" dedi.
Ecevit, gazetemize yaptığı açıklamada
yapılacak af kanununun en doğrusunun,
aynm gözetmeksizin her suçun af kapsa-
mına alınarak eşitlikçi bir çözüm getiril-
mesi olduğunu belirterek, "Siyasi amaçb
cmayetişleyenlerinteksuçtanolursa, 10yı)
indirinıden yararlanması makuL ancak
çok sayıda adam öldürmüş ve ayn ayn ce-
za alniış olanlann bu afla dışan çıkması-
na karşıyun. Şu anda çıkartılabilecek en
adil af, aynmsız, bütün suçlara 10 yıl in-
dirim getirilmesiyle sağlanabilir'' dedi.
Basında yer alan ve " Af Taslağı'' diye
adlandınlan taslakla. kendilerinin bir il-
gilerinin olmadığını söyleyen Rahşan
Ecevit, başından bu yana afta indirim ta-
raflısı olduklarını kaydederek, "Bunun
gerçekkşmesi için destek isthoruz. Çok
sayıda siyasi cinayct işjemiş mahkûmlan
ve çete suçlannı kapsam dışı bırakmakta
ısraruyız" diye konuştu. Rahşan Ece-
vit'in, Adalet Bakanı'yla doğrudan gö-
rüşmeyi kabul etmediği bildirildi. DSP
kulislerinde, Türk'ün istifaya zorlandığı
değerlendirmeleri de yapıldı.
Başbakan Bülent Ecevit'in önceki gün
Rahşan Ecevit ve partili hukukçularla
yaptığı değerlendirme toplantısında, ay-
n bir taslak hazırlanarak Adalet Bakanı
Türk'e verilmesi kararlaştınldı. Cumhu-
riyet'in edindiği bilgiye göre, taslaktay-
er alan bazı öneriler şöyle:
Hortumcuya koşullu af: DSP içinde ya-
pılan değerlendırmelerde, banka batıran-
lann "Borcun tamamının bir kalemde
ödemesi" koşuluyla ceza indiriminden
yararlanması benimsendi. EşberYağmur-
dereli'veözgürlük: DSP taslağında, Eşber
Yağmurdereli'nin de af kapsamına alın-
ması öngörülüyor. RahşanEcevit'tenKır-
cı ödününe hayır: Rahşan Ecevit'in ülkü-
cü katil Haluk Kıra ile benzer durumda-
ki 40 kişi konusunda ödün verilmesini is-
temediği bildirildi. DSP'nin, 70 yıl yata-
cak olan Kırcı'nın toplam cezasından 10
yıl düşühnesini yeterli gördüğü kaydedil-
di. Kapsam daramlacak: DSP'nin yeni
taslağında. Türk'ün taslağındaki kapsam
dışı suçlara ek olarak; Atatürk aleyhine
işlenen suçlar, Orman Yasası yla ilgili ba-
zı suçlar, tarihi eser kaçakçıhğı, mal bil-
dirimi ve rüşvetin önlenmesine ilişkin ka-
nun ile 4422 sayılı çıkar amaçlı suç örgüt-
leriyle ilgili yasanın da kapsam dışında
kalinasının istendiği öğrenildi.
Meclis cezaevlerini görüştü
Affa'F tipi'
gerekçesi
• Cezaevlerinin, tarihinin en
kalabalık günlerini yaşadığıru
belirten Bakan Türk, afta ısrarlı ol-
masının bir gerekçesini de, F tipine
ilişkin inşaat çahşmalanna bağladı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cezaevle-
rındeki olaylar konusunda TBMM Genel Kuru-
lu'nda genel görüşme açılması istemi, hüküme-
tin çoğunluğuyla reddedildi. Adalet Bakaıu Ifik-
met SamiTürk, değişik cezaevlerinde 857 tutuk-
lu ve hükümlünün açlık grevinde bulunduğunu,
F tipi cezaevine dönük altyapının tamamlanma-
sı için affın çıkması gerektiğını söyledi.
Cezaevi sorununa ilişkin genel görüşme açıl-
ması istemiyle DYP grubunun verdiği önerge-
nin öngörüşmeleri, dün TBMM Genel Kunı-
lu'nda yapıldı. Adalet Bakanı Türk, 556 ceza ve
ıslahevindeki tutuklu ve hükümlü sayısının,
, cumhuriyet döneminin
en yüksek rakamına u-
lastığını belirtti. Kapasi-
telerini çok aşan cezaev-
lerindeki mahkûm sayı-
sının ayda ortalama 372
kişi arttığmı kaydeden
Türk, "Cezaevleri ide-
oiojik eğitim için alan
olarak kullanıhnakta-
dır" dedi. "Cezasının
beşte ikisini çeken hü-
kümlünün şartia salrve-
rilmesi, caydıncüığı or-
tadan kaldırmaktadır"
diyen Adalet Bakanı, di-
ğeryandan afta ısrarh ol-
masınm birgerekçesini, F tipine ilişkin inşaatça-
hşmalanna bağladı. "Açhkgrevierininölümoru-
cuna dönüşmesi tehlikesi var" diyen Türk, ey-
lemdekı mahkûmlara çağnda bulundu.
Öngörüşmede DYP Antarya Milletvekili Ke-
malÇeffik'in suçlamalan üzerine tartışma çıktı.
Çelik'ın. "Bir mafyatideri,bir bakanla işbirliği
ya{Hyor" demesi üzerine sataşma olduğu gerek-
çesiyle söz alan ANAP Grup Başkanvekili Bey-
han Aslan. "Sayuı Çefik, Sayın Mesut Yümaz'ı
mafyayla irtibam göstermeye çahşmışnr. Herke-
si,asılSHSuçlamalar\6nettmekyermenebflryor-
sa ihbar etmeye davet ediyorum" dedi.
DYP Genel" Başkan Yardımcısı Hayri Kozak-
çıoğhı da cezaevlerinin mafyanın eline geçtiği-
ni, suç örgütleri tarafmdan parsellendiğini söy-
ledi. FP Adıyaman Milletvekili Dengir Fırat,
devletin cezalandırma yetkisinin af düzenleme-
leriyle "hor kuUaıuldığıtu"
7
kaydetti. Fırat, "Bir
tercihte bulunnuışsunuz, adli hizmetleri değüpo-
lisi>e tedbirleri öne çıkanmşsuuz. Siz bataklıkta
sivrisinek avlamakla meşgulsünüz" dedi.
tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
'Çocuklarımız bizimle görüşerek ölüm orucuna başladı'
Ölüm onıçlan üçüncii gününde
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Türkiye'nin çeşitli cezaevle-
rinde yatan yaklaşık 1300 tutuklu-
nun başlattığı açlık grevleri ölüm
orucuna dönüştürülürken, süren
ölüm oruçlannda 3'üncü güne gi-
rildi.
Tutuklu yakını aileler, hüküme-
tin F tipi cezaevi uygulamasından
vazgeçmesi için her gün Ankara
Sakarya Caddesi'nde toplanarak
protesto gösterisi düzenliyorlar.
Türkiye genelindeki 17 ceza-
evinde yaklaşık 1300 tutuklunun
başlattığı açlık grevlerini "Tutuk-
lulan örgütler yönkndiriyor" şek-
linde yansıtanlara karşı çıkan tu-
tuklu yakınlan, "Çocuklanmız
ölüm oruçlanna birimle görüşerek
karar verdiler" görüşünü dile ge-
tirdiler. Çankın Cezaevi'nde tu-
tuklu bulunan ve ölüm orucuna
başlayan Özgür Soner'in babası
Abdullah Soner, ölüm oruçlanna
yatan tutuklulann kendi kararlan
ile bu eyleme başladıklannı belir-
terek "Çocuklarimız kendi irade-
lerinin de ötesinde bizlerle görüşe-
rek bu karan aldüar" dedi.
^Ifim oruçlan çarprtılryor'
Tutuklu yakmı aileler, ölüm
oruçlannın 1996 ölüm oruçlannda
olduğu gibi çeşitü çevreler tarafin-
dan çarpıtılmaya çalışıldığma dik-
kat çekerek, tutuklulann "Hücre-
de öhnektense kendi irademizle öl-
meyitercih ederiz" yaklaşımı için-
de bulunduklannı dile getirdiler.
Ulucanlar Cezaevi'ndeki olaylar
ile 1996 ölüm oruçlannın bazı çev-
reler tarafından yanlış aktanldığı-
nı belirten tutuklu yakını Suhan
Mercan, kendi oğlunun Ulucanlar
Cezaevi'nde çıkan olaylarda gö-
zünü kaybettiğini ve bu nedenle
açlık grevine başlamadığını söy-
ledi. Mercan, "Arkadaşlan başla-
masına izin vermedi. Sağhk sorun-
lan nedeni üe rahatsız olan çocuk-
lanmız açhk gre\ lerine katdmıyor-
lar. Bu işin örgütierle ilgisiyok" de-
di.
Aileler, F tipi cezaevleri ile ilgi-
li olarak yapılan bazı yayınlann
gerçekleri çarpıtma amacım taşıdı-
ğını savundular. Cezaevi inşaatmı
yürüten müteahhitlerin bile "Beni
buraya koyun 5 dakika dayana-
mım" dedikleri belirtildi.
SlFIR NOKTAS1 /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Açftk grevini ölüm orucuna dö-
nüştürmeye hazırlanan Bayram-
paşa Cezaevi'ndeki tutuklu ve
mahkûmların aileleri her gün ga-
zeteye geliyor. Dün bir baba gel-
di. Sessizdi ve ne yapacakları
konusunda çaresiz bir yüzle ba-
ı ıa bakıyordu. Eşinin Maraş olay-
lannda dedesini, 12 Eylül'de de
cezaevlerinde hastalanan kar-
deşini yitirdiğini söyledi. Acılar
bir aile geleneğiydi.
Görüştengelmişti. "Cumarte-
si günü 10 genç ölüm orucuna
başlayacak" dedi. Yani ölümün
sınınna yaklaşılıyordu. Sordu:
"Birşeyleryapamaz mısınız?"...
! lafta başında Ankara'day-
dım. Meclis'te milletvekillerine
anlattım, tepkilerimi dile getir-
dim. Ben de onlara "Bir şeyler
yapamazmısınız" sorusunu sor-
dum.
Türkiye, çeteleıin cezaevinde
neleryaptığını öğrendikçe şaşkı-
na mı dönüyor, yuksa normal mi
karşılıyor? Müdürün odasından
küfürier ederek konuşan çete
başları, gittikleıi ner cezaevinde
istediklerini yapabilıyorlar. Her-
kes bu ürkfıtücü manzaraya ba-
Bir Babayla Ölüm Sohbeti...
karak "Ne olacak bu cezaevleri-
nin hali" sorusunu sorarken çö-
züm bulunuyor: F tipi cezaevleri.
Kabak sonunda siyasi tutuklu
ve mahkûmlara patlayacak gibi
görünüyor. Çünkü onlar F tipini
reddetmek uğruna ölüme gidi-
yorlar. Aileler çaresiz, bir oraya
bir buraya koşturuyorlar. Bizler
çaresiziz, konuya duyarlı insan-
lann sayısı o kadar az ki!
Af kanunu kapsamına siyasi-
ler ginmeyecek. MHP bunu iste-
miyor. Ama banka hortumlayan-
lar girecek, katiller girecek. Ce-
zaevlerinde siyasi tutuklu ve
mahkûmlann ölüme yolculuğu
sürüyor. Yann çok geç olacak,
ölümler başlayacak.
Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk'e buradan çağn yapıyo-
rum. Ölüm oruçlannı durdurabi-
lecek bir çözüm bulmak gereki-
yor. Tutuklu ve mahkûmlann ta-
leplerini dikkate alıp bir çözüm
üretmek için zaman geçirmeden
harekete geçilmeli. fnsanlar sa-
kat kaldıktan, öldükten sonra
bulunan çözümler ne işe yaraya-
cak?
Bilgisayann başına oturuyo-
rum, farklı bir yazı yazmak istiyo-
rum. Ya bir aile anyor ya da ge-
len bir mektubu okuyorum ve
yeniden cezaevleri dışında bir
yazı yazmaya elim varmıyor. Af
kanunu için hazırlanan taslak si-
nirimi bozuyor, cezaevindeki
genç insanlann ölüme doğru
yolculuklan yüreğimdeki acıyı
arttınyor. Ailelerin çaresizlikleri
karşısında kendi çaresizliğime
kızıyorum.
Sonra yeniden bilgisayann ba-
şına geçip yazıya başlıyorum.
Banka hortumlayanlar, Öca-
lan'ın Strasbourg'da görülen
davası, bu arada büyük gazete-
lerimizin birinci sayfasını süsle-
yen güzeller. Bu güzellerin incir
çekirdeğini doldurmayan öykü-
leri, danışıklı tartışmalan arasın-
da kaybolup gidiyorum. Banka
hortumlayan medyada açlık
grevlerine ilgi yoktu.
Ahmet Kaya'nın yurtdışında
ölümüne yamyorum. Onun kade-
rini Nâzım Hikmet'e benzetiyo-
rum, bir grup okuyucu bu yoru-
muma kattırken bir kısmı "tâmet
vatan hainiydi, Nâzım Hikmet'e
benzetemezsin" diyerek kızgın
mektuplar yazıyor. Sanki bu
memlekette Nâzım Hikmet'e va-
tan haini denmemiş gibi. Nâzım,
"Vatan hainliğine devam ediyo-
rum hâlâ" diye şiir bile yazdı.
O gün Nâzım'a kızıyoriardı,
dün Yılmaz Güney'e bugün de
Ahmet Kaya'ya. Isimler değişti
ama, ne yazık ki anlayışlar değiş-
medi. Dün Nâzım'a yapılanları
eleştirenlertepki görüyordu, bu-
gün Ahmet Kaya'ya. Zannedili-
yor ki, Nâzım masumdu, ama
Ahmet değildi.
Aslında, bu ülkenin şanssızlı-
ğı herzaman yönetenlerin yöne-
tilenleri istedikleri gibi yönlendir-
me yeteneğine sahip olmalan.
Her üikede yönetimler bir ölçü-
de toplumunu manipüle ederler,
ama bizimki farklı. Muhalif olanı
cadı kazanına atmak ve sonra-
dan toplumu onlara taşlatmak
her ülkenin harcı değil. Bizimki-
ler bunu becerebiliyorlar.
•••
Karşımda bir baba oturuyor.
Yann-bir gün çocuklan ölüme yü-
rüyecek. Yüzüme bakıyor, ben
de onun yüzüne. Meclis, hırsız-
lan, banka soyanları affetmek
için hazırlık yapıyor. Bir grup
genç insan ölüme hazırlanıyor.
Sorunlannı ölümle çözeceklerini
söylüyorlar. Baba bana bakıyor,
ben ona.
Yanımdan ayrılırken, "Aman
Oral Bey, bir şeyler yapın. Ada-
let Bakanı'yla konuşun, aydınlar
bir araya gelip harekete geçin"
diyor. Sonra çantasını alıp gidi-
yor. Nereye gidiyor. Çocuklan ce-
zaevinde ölümün yanıbaşında
iken nereye gidebilir. Çaresiz, kı-
sık sesiyle dertlerini anlatıyor.
Eşinin sinir krizlerinin eşiğinde ol-
duğunu söylüyor. El sıkışıyoruz.
Ben yeniden yazının başına
geçiyorum. Yüreğim sıkışıyor.
Ankara'ya telefonlar ediyorum.
Ulaşabildiğim insanlara bir şey-
ler yapın diyorum. Baba, gaze-
tenin kapısında kayboluyor.
GLOBALPOLTltKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Barış
Savaş
I
Sürecinden
SürecineşIsrail pazartesi gecesi Filistin hedeflerine havadan
ve denizden yoğun bir saldın düzenledi. Saldın okul
otobüsüne yönelik, iki ögretmenin ölümüne ve 35
ögrencinin yaralanmasına yol açan bombalı saldm-
ya misilleme olarak yapıldı. İlk haberiere göre saldı-
nda iki kişi öldü, en az 60 kişi de yaralandı. Aralann-
da Arafat'ın bürosunun da bulunduğu birçok bina
ağır hasar gördü. Böylece yaklaşık iki aydır süren ça-
tşmalarda ölenlerin sayısı 250'ye ulaştı. Ölenlerin ço-
ğu Filistinli gençler ve çocuklar. Uluslararası Af Ör-
•gütü'nün, basında ilgi görmeyen bir araştırmasına
göre Filistin ve Israil kayıplannın oranı 15'e 1.
Çatışmalann son günlerde yoğunlaşmasının salt ni-
celiksel bir artıştan öte bir anlamı var. El Aksa inti-
fadasının, tarafların belirgin bir şekilde taktik değiş-
tirmeye başlamasıyla biriikte yeni bir aşamaya girdi-
ğini, "banş sürecinin" bir "savaş sürecine dönüş-
tûğünü" söyleyebiliriz.
Pazar günü The Observer gazetesinde yayımla-
nan bir araştırma, her ne kadar hem Filistin hem de
Israil tarafının, intrfada başlamadan çok önce, böyle
birsüreci planlamakta olduklarını ileriye sürdüyse de
eğer gerçekten bir hazırlık var idiyse bunun Israil ta-
rafından yapıldığı ve olaylann planlı bir şekilde baş-
latılaraktırmandınldığını düşündüren kanıtlarçok da-
ha güçlü. Hatırlanırsa El Aksa intifadası, Barak hü-
kümetinin, olay çıkacağını bilmesine ragmen, Ariel
Şaron'un 1000'den fazla Israilli polis nezaretinde Ha-
ram ül Şerif'i ziyaret etmesine izin vermesiyle baş-
ladı. Filistin halkı özellikle gençler ve çocuklar aracı-
lığıyla, ziyareti protesto ettığinde, Israil, sokaklarda taş
ve sapanlarla gösteri yapan çocuklara, ateşli sHah-
larla, keskin nişancılann nokta atışlanyla cevap ver-
di.
Bu konuya ilişkin bir önceki çarşamba yazımda, in-
tjfada ilerledikçe her iki tarafta da radikal unsurlann
güçlenmesinin beklendiğine değinmiştim. Gerçekten
de ölü sayısının artmaya ve Israil'in uluslararası plat-
formda yalnız kalmaya başlamasına paralel olarak,
Filistin tarafında daha radikal unsurlann etkinlikleri
arttı. Bunlar Arafat'ın talimatlarına karşın Israil hedef-
lerine saldınlar düzenlemeye, intifada sırasında za-
man zaman ateşli silahlan da kullanmaya başladılar.
2 Kasım'da Kudüs'te bir otomobile konulan bomba
iki Israilliyi öldürdü. 13 Kasım'da Israilli yerleşimcile-
rin bir konvoyuna düzenlenen saldında üç kişi öldü.
13 ve 19 Kasım'da Israil hedeflerine saldınlar sürdü.
İlk intrfadanın liderlerinden ve halen Fatah'ın askeri
kolu Tanzim'in örgütçülerinden Tefik Ebu Kosa, ge-
lişmelere ilişkin olarak Le Monde'a verdiği bir de-
meçte "Intifada yetmiyor, mücadeleyi Israil'e ta-
şıyacağız" diyordu. (20/11)
Israil kamuoyunda da bir değişiklik yaşandı. Düne
kadar banş sürecinden yana ve askeri çözüme kar-
şı olan liberal-demokrat çevrelerden intifadaya yöne-
lik "askeri çözüm" talepleri gelmeye başladı. Liberal
Ha'aretz gazetesinin 9 Kasım'da yayımladığı bir yo-
rumda "Bu sorunun mutlaka askeri bir çözümü
vardır" deniliyordu. 13 Kasım'da Danny Rubinste-
in imzalı bir başka yorum, "Adını koymak gerekir,
bu bir intifada değil savaştır" diyerek buna uygun
bir tepki gösterilmesini istedi. Ha'aretz'in 15 Ka-
sım'daki bir başka yorumunda da, israil'in bu güne
kadar hep savunmada kalmasından yakınılıyordu.
Israil liberal kamuoyunda bu değişiklik yaşanırken
Israil ordusunun da taktik değiştirdiği görüldü. Israil
ordusu artık bir taraftan Filistin yerieşim bölgelerine
roketle ve top ateşiyle saldınlar düzenleyerek bilinç-
li bir tahribat yaratıyor, diğer taraftan da intifadada
önemli rol oynadığını düşündüğü bazı kişilere yöne-
lik olarak infaz eylemleri gerçekleştiriyordu. 9 Ka-
sım'da Gazze'de bir Fetih görevlisi ve arabasındaki
iki kadın helikopterden atılan bir roketle öldürüldüler.
The Economist'in bildirdiğine göre Israil daha son-
ra iki Fetih görevlisini daha öldürdü (18/11). The Eco-
nomist'e göre Israil "Lübnan taktiğini" uygulama-
ya sokmuştu; direnişi bastırmak için liderlerini yok et-
meyı amaçlıyordu. Haftalık El Ahram'ın yorumu da
The Economist'in yaklaşımına benziyordu. Helikop-
ter saldınsı sırasında Gazze'de olan Graham Us-
her'e göre "Israil intrfadayı ezmek için ikinci aşa-
maya geçmiş, Güney Lübnan'da yaptığı gibi lider-
leri öldürmeye başlamıştı" (Al Ahram 16-22/11).
Çok farklı siyasi eğilimdeki yorumcular bir konuda bir-
leşiyorlar: Israil'in kendi istediği koşullarda masaya
oturmasını sağlamak için Arafat üzerinde askeri bir
basınç oluşturmaya çalışıyor. Filistin tarafı ise Israil'in
kayıp vermeye ve taş atan çocuklan öldürmeye da-
ha fazla devam edemeyeceğini hesaplıyor. Her iki ta-
raf da yanılıyor olabilir.
önümüz ramazan, Arap dünyasında ve diğer Müs-
lüman ülkelerde dini duyarlılıklar bu dönemde daha
da artacak. Geçen intifadadan farklı olarak bu kez
Arap ülkelerinin, Filistin yönetimi de dahil, bölgede
çok sayıda tetevizyon muhabiri ve uydu yayını var in-
tifada tüm Arap ülkelerinde yakından izleniyor. Ru-
binstein'in Ha'aretz'deki yorumunda saptadığı gibi
yeni bir Arap ve Müslüman kuşağı özellikle El Aksa
bağlamında Filistin sorunuyla tanışıyor. Bu koşullar-
daîsrail-Rlistin çatışması hızla "Islamlaşabilir" (20/11)
Bu süreç içindeki olası gelişmelere ilişkin en kor-
kutucu yorum ise Israil Genelkurmay Başkanı Şaul
Mofaz'dan geldi. Mofaz, başına verdiği bir demeç-
te "çatişmalann bir yıl içinde herkesi kapsayan
bir bölgesel savaşa dönüşmesini" beklediklerini,
"buna hazırlandıklannr söyledi (Ha'aretz 9/10)
Adalet Bakanlığı butcesi görüsüldü
6
Terörle Mücadele
Yasası değişmeli'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Adalet Ba-
kanı Hikmet Sami Türk.
F tipi kapalı cezaevleri-
nin yakında hizmete açı-
lacağını söyledi.
Türk. TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda
bakanlığının bütçesiyle
ilgili görüşmeler sırasın-
da F tipi cezaevlerinde
tutuklu ve hükümlüleTİn,
biriikte etkinliklere katı-
labilecekleri mekânlar
bulunduğunu, ancak Te-
rörle Mücadele Yasa-
sı'nın (TMY)bumadde-
den hüküm giyenlerin bir
araya gelmelerine olanak
vermediğini vurguladı.
Türk, "TMYDecezaevle-
rinin mimarisi arasında
çeöşki var" dedi.
TBMM İnsan Hakla-
nnı tnceleme Komisyo-
nu'nun MHP'li Başkanı
Hüseyin Akgül de basın
önündeki ilk açıklama-
sında F tipi cezaevini sa-
vundu. Alman Yeşiller
Partisi'nden Oandia
Roth başkanlığındaki
AP insan hakları heyeti
dün TBMM komisyonu-
nu ziyaret etti. Roth, gö-
rüşmede, Avrupa tnsan
Haklan Sözleşmesi'ne
ek 6. protokolde ölüm
cezası nedeniyle Türki-
ye'nin koyduğu çekince-
ye ilişkin kaygılannı ilet-
tiğini bildirdi.