27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yaym Yönetmenı: Orhan Erinç • Genel Yavın Koordinatöriı. Hikmet Çetinkava • Yazıışlen Müdürij- İbra- him.Yıldız • Sorumlu Müdür Fik- ret İlkiz • Haber Merkezi Müdünr Hakan Kara tstıhbarat Cengi7 V ıldırım 0 Ekonotnı Özlem Yüzak • Kultiır Handsn Şfnkökın • Spor Abdülkadir \ ücelman # Makaleler Sami Ksraören 0 Düzeltme \bdullah V a/ıcl 9 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu # Bılgı-Belge Edibe Bugra • \ urt Haberlen Mehmet Faraç A A\rupa Temsılcısr Gnray Öz Yayın Kunılu tlhan Selçuk (Başkan) Orhan Erinç, Hikmet Çetinka>a. Şükran Soner, tbrahim YıMn,Orhan Bursalı. Mostafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatüık Bulvan No. 125,Kaf4,Bakan)üdar-AnkaraTel.4195020(7hat). Faks 4195027* Izmır Temsılcısı Serdar Kmk, H Zıya BK 1352 S 23 Td 4411220. Faks 4419117 •AdanaTemsücısı Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S No 1 Kat 1, Tel. 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdüru Üstün Akmen 0 Koordınatör Ahmet Korulsan 9) Muhasebe Bülent Yener •) ldare Hüseyin Gürer • Satış Fazi'letKuza MED> 4 C: • Yönetım Kunılu Başkanı - Genel Mudur Cfilbia Erduran 0 Koordınatör Reha Işıtman 9 Onel MüdiırYardnncısı SevdıÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-6l.Faks 5138463 Ya>tmla)an >e Basaıt: >enı Gün Haber Ajansı, B&ın ve Vavıncılık A $ Turkocaş'ı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 lslanbu! PK 246 - Sırkecı Î4435 Istanbu! Tel IO212IM2O5 O5(2Ohal) Faks (0 2 1 2 1 i n 8^ 95 www cumhunvet.com tr 22 KASIM 2000 Imsak:5.22 Güneş: 6.53 Öğle: 11.57 tkındi: 14.25 Akşam: 16.48 Yatsı: 18.14 'Bizans tmparatorlapımn Sarayı' • İstanbul Haber Servisi - "Bizans lmparatorlannın Büyük Sarayı" sergisi Italyan Kültür Merkezı'nin desteğiyle tbrahimpaşa Sarayı Müzesi'nde açıldı. Sultanahmet'in tarihi ve turistik önemine dikkat çekmeyi amaçlayan serginin konusu, büyük saray kahntılan. Sultanahmet. Cankurtaran ve Küçük Ayasofya bölgelerinde bir kentsel arkeolojik park oluşturulması projesi. Sergi 17 Aralık tarihıne kadar açık kalacak. Biberonlarda zararlı madde • BERLtN(AA)- Almanya'da Federal ÇevTe Dairesı, kimyasal bisphenol A maddesinin bıberon ile gıda maddelerinin saklandıgı konserve kııtulann yapımında kullanılnıamasını istedi. Çevre daıresinden Andreas Gies. bu kimyasal maddenın bilinenin aksine çok az miktaTİannm bile insan sağlığını tehdit edebileceğini bildirdi. Bisphenol A kimyasalının östrojen hormonu etkisi yaratabileceği kaydedildi. Gıes. bunun da prostat büyümesı. sperm mıktannda azalma veya erken ergenlik gibi sorunlara yol açabileceğini belirtti. Yeni vipüs alarmı • ANKARA (AA)- Avrupa'da ortaya çıkan ve hızla yayılan yeni bilgisayar viriisü kullanıcılan korkutuyor. Hybns adındaki bu virüs. bilgisayarlann sıstem dosyalannı bozuyor. Virüs, e-mail ile yayılıyor Büyüklüğü 23.040 byte MicrosofVun e-mail programı Outlook Express ile gelen virüs, kendısini. Outlook'un adres defterine kopyaladıktan sonra bilgisayann wsock32.dll sistem dosyasını bozuyor. Öldü sanrian kachn911'iaradı • NEVVYORK(AA)- ABD'de intihar eden bir kadın son anda pişman olup 911 acil servis telefonunu aradı. Ancak olay yerine gelen ilkyardım ekipleri. kendinden geçmiş kadını öldü zannederek müdahalede bulunmadılar Bir süre sonra kendine gelen kadın yeniden 911 "ı aradı ve ikınci kez yardım istedi. Kansas eyaletının Soldier Township kasabasmda meydana gelen olayda, kadını kurtarmak için gönderilen ekibin "eğitımden gecirilerek acil servis göre\ lisi yapılan eski itfaiyecilerden" oluştugu ortaya çıktı ATO'dan yamhm • ANKARA (AA)- Ankara Ticaret Odası (ATO). Keçiören Aktepe ATO tlkokulu, Altmdağ 65.YılATOİlkokulu. Mamak ATO Ilkokulu ile Cebesoy tlkokulu öğrencilerinden oluşan 500 çocuğa kışlık giyecek ve kırtasiye yardımı yaptı Törende bir konuşma yapan ATO Başkanı Sınan Aygün. oda tarafindan yaptınlan okullann, 5 yıllık cğitım sistemine göre yaptınldığını ve 8 yıllık eğitım için yetersiz kdldığını ıfade ettı. Türkiye'deki üniversitelerde türban yasaklanınca, öğrenciler bir yıldır bu ülkeye akın ediyorlar Kıbrıs'a şeriat flıracıLEYLA TAVŞANOĞLU LEFKOŞA - Aylardan sonra yine KKTC'deyiz. KKTC'nin bağımsızlık ila- nının 17. yıldönümü kutlamalanna katılı- yoruz. Arada gözümüze Kuzey Kıbns'ta alı- şılmadıkgörüntülertakıhyor. Ömeğın, Dr Fazıl Küçük Bulvan'ndaki geçit törenini iz- leyen türbanh bir kadın... Kim oldugunu so- ruyoruz "Türkiyeli, FP'den bir mületveki- tinin eşT yanıtını ahyoruz. Dolaşırken gencecik kızların başlannı kapattıklannı. Kuzey Kıbns'ın 27 derece sıcağında ayak bileklerine uzanan manto- ların içinde dolaştıklan dıkkatimizi çekiyor. • Kuzey Kıbns üniversitelerinde 22 bin Öğrenci okuyor. Bunlann 3 bini tesettürlü. Çoğu da Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde. Bu durum, Kıbnslı Türk'ün geleneğinde hiç olmayan şeriatçılığın burada da yeşermeye başladığı kaygısını uyandınyor. "O da ne? Pek çok olumsuzluk gibi türba- nı da Kuzey Kıbns'a ihraç mı ettik yoksa" sorusu kafamıza takjlıyor. Keşke yanılmış olsak. Ama yanılmadı- ğımızı aldığımız yanıtlardan anlıyoruz: "Türkiye'deki üniversitelerde, özellikle de İstanbul Üniversitesi'nde türban yasak- lanınca. türbaniı öğrenctter bir yıldır bura- ya akın etmeye başladı." Peki bunlann sayısı kaç? " Kuzey Kıbns üniversitelerinde 22 bin öğ- renciokuyor. Bunlann 3 binitesettürlü. Ço- ğu da Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde.'' Türkiye"den sonra KKTC'yi de tehdit et- meye başladığı anlaşılan irticaya kim 'dur' diyecek? Türkiye'de tarikatlara. irtica odak- lanna ödün verip onlardan oy avcılığı yap- maya çalışan merkez sağ partilerin her rür- lü desteğindeki Kıbnslı Türk bazı yönetim çevreleri kim? KKTC, 17 yıllık tarihinin hiçbir dönemin- de kuşkusuz böylesine sıkışmadı, köşeye kıstınlamadı. Şimdiye kadar hiç alışılmadık tesettürlü genç kız görünriileri bakışlanmıza takılır- ken "Kıbnsh Türk'ün geleneğinde hiç mi hiç olmayan şeriatçılığın burada da mı ye- şermeye başladığına tanık olacağjz" kaygı- sı iyice güçleniyor. Batık bankalar olayından sonra hesap sa- Kış ortasındayaz keyfi Antalya'da kasun ayında yazdan kalma güneşli günler yaşanıyor. Antaha'mn dünyaca ünlii Konyaaltı sahifleri denize girip güneşknen insanlarla dolup taşı\or. Akdent/in mavi sulannın keyfini kış ortasında çıkaran tatikiler ve kent sakinieri bu durumdan oldukça memnun görünüyorlar. Antalya'da sıcakhk kasım ayuun sonlanna gekliğimiz günlerde 21 derece. Meteoroktji yetküikri Antalya'da sıcak günlerin bu hafta da süreceğini beürttiler. (AA) Toffler 'gelecekteki toplumsal düzen'le ilgili öngörülerini anlattı 4 E^ğitinıde devrim şart' • Gelecekbilimci Alvin Toffler, 9. Ulusal Kalite Kongresi'nin özel oturumunda yaptığı konuşmada, dijital devrimin üretimde. aile-iktidar ilişkilerinde ve günlük yaşamda büyük bir değişim başlattığını vurguladı. Ekonomi Senisi - Ünlü gelecek- bilimci AKin ToûTer. dünyadakı eğı- tim sistemini devrimleştırmek ge- rektiği uyansmı yaparak. "Çocuk- lan gelecekleri için okutuyoruz. An- cak bu okullardan mezun olan ço- cuklara göreişler kalma\ acak. Mev- cut eğjtim sistemi, kitfesel üretime gö- re tasarlaıımış" dedi. Toffler, 9. Ulusal Kalite Kongre- si'nin özel oturumunda yaptığı "Ge- lecekteToplumsal Düzen* konulu ko- nuşmada, yeni ekonomiyi bir dev - rim olarak nitelendirdi. Dünyayı "Üç Dalga Teorisi" ile ele alan foff- ler, 1960'lardakı sanayi devriminden sonra, yeni bir refah yaratma siste- minin gündeme geldığini belirtti Birinci dalganın tanm devrimini ya- rattığını, ikinci dalganın da sanayi devrimini ortaya çıkardığını söyle- yen Toffler. "Dijital devrimin de 3. dalganın ilkaşaması olarak karşımı- /a çıkuğını ve üretimde. aile iÛşki- lerinde,iktidar ilişkilerinde. günlük yaşamda büyük bir değişinıi başlat- üğı" görüşünü dile getırdı Toffler. dijital devrimin önemini anlama- yan ülkelerin ekonomilerinin daha da kötüye gideceğini söyledı. Toffler. Türkıye'nin de bir silikon vadisi olabilecegini belirterek. "Anah- tar keüme. imalat değil, ekonomik kalkınma için enformasyon teknokv- jisini üretmek ve kullanmaktır. Bu- nun için eğitim sistemini devrimleş- tirmeklazım'" dedi. Dünyada. alt kat- ta köylü ekonomisi, orta katta ucuz işgücü ürünleri ihracahna dayalı eko- nomi, üst katta bilgı bazlı ekonomi- lerden oluşan 3 katmanlı güç yapısı bulunduöunu belirten Toffler. "Tür- khe. tabloda nerede orurduğunu ve nereye oturmak istediğini bilnüyor- sa ilerleyemez'' diye konuştu. Toffler. 1MF ve Dünya Bankası gi- bi uluslararası finans kuruluşlan- nın büyük bir değişimden geçece- ğini belirterek, "Merkez bankalan gibi pekçokulusal ve uluslararası ku- nım ilerde varobnayacak" görüşü- nü dile getirdi. Toffler'in öngörüleri Toffler. gelecekle ilgili öngörüle- nni şöyle sıraladı: - Biyolojik olarak insan beyninin manipüle edilmesi insanhk için teh- dit oluşturuyor. Tüm bilimkurgu fantezikri olası hale geliyor. -Biyoteknolojıdekı gelışmelerin ilerlemesiyle 3. dalga tamamlana- cak. 4. dalgada insanlar uzaya git- mek üzere haziT olacaklar. -Tanmda üçüncfi dalga olacak. Tanmsal üretimi isteğe bağlı hale getirmek mümkün olacak. - Çoklu para sistemi geçerli olacak. Toffler'den AB'ye eleştiri 'Türkiye'nin üyeliğini geciktirmek aptallıktır' e-posta : tan (" prizma. net. tr Ahin Toffler. 9 Ulu- sal Kalite Kongresi'run özel oturumunda yap- tığı konuşmada Avru- pa Birliği'nin Türki- ye'nin üyeliğini gecik- tirmekle aptallık yaptı- ğını söyledi. Alvin Toffler. bir yan- dan Avrupa'nın Türki- ye'yi üyeliğe kabul et- mesi gerektiğini görü- şünü dile getirirken bir yandan da Avnıpa Bir- İiği'ni topa tuttu. 'Avnıpa bilgisayar devrimini kaçırdj' Toffler, Avrupa'nın eski sınıf sistemın kahn- tılannı yaşamakta ol- duğunu belirterek, "As- ya üçüncü dalgaya ko- şarken Avnıpa ikinci daldada. Avnıpa bilgi- sayar devrimini kaçırdı'" diye konuştu. Avnıpa"da üst düzey yetkililerin yapısal ha- ta yaptığını ilen süren Toffler, "Kıtadakitüm stratejiler hatah. Geüs- mişbir ekonominin ça- hşmasıiçin bürokrasinin azamhnası gerekirken Avrupahlar 15 bürok- rasi\i alıp üstüne 1 ta- ne daha koydular. Bu kişiler Avnıpa'da ola- cak proMemlerden so- rumludurlar" dedi. Toffler. Avrupa'nın biyoteknolojide lider ol- ması gerekirken bu avantajını kullanama- dığını belirtti. Avnıpa Birliğı "nı sert dille eleş- tiren Toffler, ABD'nin de pek çok aptallıklar yaptığını söyledı. iLO'nun 182 sayılı sözleşmesi yürürlüğe girdi Çocuklara koruyucu kalkan EIvtiNE KARAKTTAPOĞLU CENEVRE - Savaşlardan maden ocaklanna, uyuşturucu ticaretınden seks ticaretine kadar birçok kötü işte kullanılan ve sayılan 300 milyonu bu- lan çocuklann da aruk koruyucu bir söz- leşmeleri var. ILO'nun 182 sayılı son sözleşmesı. 1999 yılında üye 175 ülkenin oy- çokluğuyla kabul edilme- sinin ardından 19 Kasım "da resmen yürürlüğe gırdi. Bütün ülkelerde etkin şe- kılde uygulanması halinde çocuk işçiliğinin önlenme- si için büyük umut vaat eden sözleşmenın yürürlüğe gir- mesiyle belgeyı onaylayan 49 ülkenin sözleşmede be- lirtilen alanlarda çocuk işçi kullanılma- sını önlemek için ivedilikle önlem al- malan yasal zorunluluk haline geldi. Ancak sözleşmeyi imzalamayan ül- keler de lşyerinde Temel Hak ve Öz- gürlükler Deklarasyonu gereğince ay- ocuk İşçiliğinin Kabul Edilemez ŞekiUeri' adü sözleşme, çocuklann sömürülmesine engel olmayı amaçlıyor nı önlemleri almak ve ILCTya rapor vermekle yükümlü tutuluyor. Çocuk işçiliğinin yaygın olduğu Hindistan. Pakistan. Tanzanya ve köleliğin devam ettiği Nepal gibi ülkeler sözleşmeyi im- zalamazken Türkiye de anlaşmayı onay- lamayan ülkeler arasuıda yer alıyor. ILO Başkanı Juan So- mavia yaptığı açıklama- da. çocuklann sömürülme- sinin mümkün olan en kı- sa zamanda önlenmesi için dünyada hızlı bir mücade- le trendinin yaşandığına dikkat çektı. ILO tarafin- dan yapılan açıklamada. Türkiye'nin çocuk işçili- ğinin önlenmesıni 2001- 2005 yılı kalkınma planı- na aldığı belırtildı. 18 yaşın altmdaki bütün çocuklan kapsayan sözleşmeye göre; 18 yaşın altmdaki çocuklar, silahlı çatışmalar- da kullanılmak için askere alınamaz. pornografi ve seks aracı olarak kul- lanılamazlar. hipleri paralannın derdine düştüler. Üretim sıfıra doğru gidiyor. Konfeksiyon sanayii Türkiye'ye kaydı. Kuzey Kıbns'm bilinen birkaç şirketinden Besler Çikolata Şekerle- me Sanayii ayakta durma savaşımı veriyor. Otellerde doluluk oranı yeterli değil. Top- lam 10 bin yatak kapasitesini hafta sonla- n kumar turlan biraz olsun doyurabiliyor. Devlet memurlannın maaşlan hâlâ Türki- ye'den gidiyor. Ankara'nın Kuzey Kıbns için hazırladığı mali paket de düşündürüyor. Bir bankacıyla konuşuyoruz. Diyor ki: "Dört büyük bankayı destekleyen banka- lar batü. Şündi bazılan serumla > aşatılmak isteni\or. Bunlar da zanıanında si\asi parti- lere destek çıkmışlardL" Bulaşıcı hastahk Yanılmamışız... Hastalık "babavatan"dan sonra "anavatan"a, oradan da "yavruvatan"a bulaşmış. Ama bu yolsuzluğu yapar- ken öldürücü etkisi de iyi- ce artmış. Türkiye'de ban- kalann hortumlandığı or- taya çıkar, KKTC'de ben- zer biçimde bankalar ba- tarken BM Genel Sekrete- ri Kofî Annan'ın aracılı görüşmelerin 6. turundan sonra sunduğu Kıbns bel- gesi ile AB'nin katılım or- taklığı belgesindeki Kıb- ns dayatmasının zaman- lamalan rastlantı mı? Hiç sanmıyoruz. Bu konuda KKTC 'nin yıllarca Anka- ra Büykelçiliği'ni yapmış olan eski mücahitlerden Peker Turgut diyor ki: "Kıbns sonınunu çöz- me iradesi yok. Burada \a- şanan bunalım da çok ta- raflı olarak birilerinin ek- meğine yağ sürüyor. Ulus- lararası platformda hadi- se çok büyük oynamyor." SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 'Stratejik Ortaklık' Neden Öneriliyor? j zmir gazeteciliğim sırasında fark etmiştim, An- I kara'da gözüme batmaya başladı: Bat, -en çok da ABD- Türkiye'ye görevlerini -asker olsun, sivil olsun- çoğu zaman, Güney Amerika'da çalışmış- lardan seçip gönderıyor. Zihnıyet belli; Brezilya- Arjantin, 'gelışmekte olan ülke', Türkiye de öyle: sorunları, sosyal psikolojileri, üç aşağı beş yukarı aynıdır; birinde tecrübe sahibi ataşe, öbüründe başarılı olabilir. Olamıyorlardı. Dayanamayıp biri- sine, günün birinde demiştim ki: "-...hem 'tespit' yanlış, hem 'teşhis'! Latin Ame- rika ülkelen, yan/bağımsız, 'muz' cumhunyetleri olmadan önce, sömürgeydiler; Türkiye, tam ba- ğımsız cumhuriyet olmadan önce, yeryüzünün beş büyük devletinden biri, altı yüz yıllık koca bir im- paratorluktu; bu 'birikim', beş on yılda kaybolurmu sanıyorsunuz, siz?.." 'Soğuk Savaş'ın uydu politikacılığı. NATOtürü dış politika; NATO türevi, bir savunma idraki ge- liştirmiştir ki, bunun ne bin yıllık Türk devletinin bi- rikimiyle bir ilgisi ilişkısi vardır; ne de Anadotu ya- nmadasındaki güçlü bir ülkenin, 'muhtemel ve makbul' savunma anlayışıyla! O savunma anlayı- şt, birtarihtetasarlanmış ve uygulanmış; ancak uzun 'sıcak' ve 'soğuk savaş' yıllarından sonra, tekrar hatırlanır olmuştur: Doğu Bloku dağıldığından be- ri! Eğer Moskova Türkiye'ye, 'rekâbet değil or- taklık'; hatta, 'Stratejik Partner' olmak önerisi get'riyorsa; Ankara'daki bu 'ulusallaşma'nın, VVashington'daki 'Küreselleşmeciler'in hoşuna gitmediğini saptadığındandtr elbet! Holding basını ısrarla görmezden geliyor, oysa 'tedirginlik' gün günden somutlaşmaktadır, nere- deyse elle tutulacak 1 ABD Hava Harp Akademi- si, Türkiye Masası Şefi Albay Michael Robert Hickok'ın, bu arada yaytmladığı makale, bunun bir kanıtı; o kadar ki, aradaki uyuşmazlığı anlamak için, başlığını okumak yetiyor: "Yükselen Hege- mon -egemen- Türk Stratejisi ile Askeri Mo- dernizasyon Arasındaki Uçurum!" Albay Hickok'ın yediği naneler... A Ibay Hickok, TSK'nin modernizasyon planın- / \ d a n rahatsız, neden, iki sebepten: çünkü, bu plan 'VVashington veya Brüksel'de değil, Anka- ra'da belirieniyor'; üstelik. 'diğer NATO ülkele- rinde askeri harcamalar azalırken, Türkiye'de- kiler artıyor"; bu hem 'tedirginliğe' neden olmak- tadır. hem de 'şaşkınlığa'; zira 'ABD'nin bölgesel çıkarlarıyla, Türkiye'nin çıkarlannın çeliştiğini' gösteriyor. Şimdi bakar mısınız. neler söylemiş; ABD Hava Harp Akademisi Türkiye Masası Şefi Albay Mic- hael Robert Hickok: "...Ankara'daki kararvericiler, günümüzde, ye- ni fırsatlardan yararlanmak; ve belirsiz gelecek kar- şısında, Türk çıkahannı korumak için, dahaaktifgü- venlik poliiikalanyla ilgilenmektedir. Türkiye'n/n bölgede, bağımsız birgüvenlik faktörü olarakyük- selmesi, komşulannın dikkatinden kaçmış değil- dir. Ankara'nın post/Kemalist dış politika dene- mesi ile, Türkiye'n/n Silâhlı Kuvvetleh'ni moder- nize ederek, tüm komşulanndan daha fazla kabi- liyet kazandırması, aynı zamana denk gelmiştir..." "...Türkiye'nin güvenlik politikasının, giderek, daha fazla tahmin edilemez olması; bunun yanı sı- ra, Ankara'nın komşularına oranla artan askeri gücü, bölgesel istikrarsızlığı arttırmaktadır. Türki- ye'n/n ihtiraslı ulusal güvenlik stratejisi ve kanıt- lanmış askeriyetenekleri, tüm bölgede yeniden bir jeo/politik yapılanmayı zorlamaktadır..." "...Türkiye'n/n bölgesel hâkim (hegemon) güç olarak ortaya çıkma olasıhğı, Batı için, müsbet ve menfi taraflan olan karmaşık bir durumdur. (...) Amerika'// kararalıcılar, Türkiye'nin dış politika ve güvenlik konulannda, giderek daha da aktif olma- sına hazıriıksızdır. (...) Türkiye'n/n müttefık olarak gerçek değen artarken Ankara daha az güvenilir birgüvenlik ortağı olmuştur..." "...silâh transferieri, Kürtlerie ilgili politikalar ve demokratikleşme konusundakı anlaşmazlıklardan dolayı; ortak bölgesel güvenlik çıkarlannın ortadan kalkmasıyla, Washington'/n da daha karmaşık bir ortak olduğu (Türklerce) anlaşılmıştır. Bu para- doks, her tür siyasi görüşten sivil ve asker lideri, yeni politikalar denemeye teşvik etmiş; ve bu du- rum, Ankara'nın uluslararası ilişkilerde, tek taraf- lı daha büyük riskler alma yolundaki isteğini orta- ya koymuştur..." (Aydınlık, 29 Ekim 2000). Tarafsız' olarak da baksan... ( T a r a t e ' bir gözlemci, eğer Rusya Dışişteri Ba- I kanı I. S. Ivanof'un, yeni Rus dış politikası- nın ne yönde gelışeceğini açıklayan konuşmasını ve Albay Hickok'ın bu ilginç makalesini aynı za- manda okursa, acaba ne düşünür? VVashington'ın son derece usturuplu iki darbe ile, 'demokratik' ola- rak iktidara yerleştirdiği Boris Yeltsin ve Turgut Özal'ın, tutunamayıp koltuklarından kaymalanyla, Moskova'nın da. Ankara'nın da. 'Sistem'in on- lar için uygun gördüğü dış politikalardan uzaklaş- tığını mı? Rusya'nın YeMsin'den, 'eski konsepti terk ettiğini' bildirmek için söz etmesi de; Türkiye't/z- manı' Albay Hickok'ın Ankara'nın yeni politika- lar denemeye heveslendiğini yazması da; Asya'lı iki 'ctev'in. muhtemel bir Avrasya platformunda 'stra- tejik partner' olmalanna, bir işaret sayılamaz mı? Çünkü bakınız Adnan Akfırat haberinde ne di- yor: "... Pentagon'un Türkiye uzmanı, Ankara'nın gelecek yüzyıl için ulusal güvenlik stratejisi oluş- turma çabalannda, Genelkurmay'/n etkisinin ta- yin edici olmasından rahatsız: 'Türk Genelkurma- yı ile hâkim siyasi görüşler arasındaki uzlaş- ma hâlâ yapaydır'... "...Albay Hickok, en büyük rahatsızlığını ise 29 Nisan1997'deGenelkurmay'ınkamuoyunaaçık- ladığt, yeni 'Miltî Askeri Strateji Kavramı' (MASK) oluşturuyor. Amerikan albayı MASK'fa, 1985te ABD /7e biriikte belirienen genel çerçevenin de- ğiştirildiğini; ve NATO ve Amerikan inisiyatifine bırakılan konulann da, yeniden ele alındığını ya- zıyor..." "...Albay Hickok, Bat ve NATO ile ilişkilerde te- mel bırdeğişıklığe gitmeden; Türkiye'nin gelece- ğinin sadece Batı'da olduğu yolundaki sözle- rini 'yumuşattığını' saptıyor..." (Aydınlık, 29 Ekim 2000). 'Sistem'in, benzer zamanlarda, benzer duygu- suzluklaria itip kaktığı, bu iki Avrasya 'dev'inin; ben- zer tarihlerde, benzer davranışlarda bulunması ne kadar ilginç! Belki durumu daha da ilginç kılan, bu mertebe önemli gelişmelerin, ülkemizin Media'sın- da esrarengiz şekilde kaybolup gitmesı!.. http^/www.prizma.net.tr/AILHAN http://www.bilgiyayır»evi.com.tr./ailhan Faks/0-212/26019 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle