Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 LASIM 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET
EKONOMİ /
SAYFA
ekonomi(2 cumhuriyet.com.tr 13
Koiperatfflere
üst kurul
• ,4Z\KARA(ANKA)-
Sanryi Bakanı Ahmet
Kenın Tannkulu,
kooperatifçiliğin
sonnlannın çözümü için
özerc bir kooperatifçilik
kurunu oluşturulması
gerdctiğini bildirdi.
TannJculu yaptığı
açıkamada,
kooperatiflerin mevcut
yapiîinın kimseye güven
vemediğini söyledi.
Şeker sektörü
sdontifla
• KONYA(AA)-
PANKOBlRLlK Genel
Başkanı Recep Konuk,
şeker sektöriinde ciddi
sıkıntılar yaşandığını,
buncan da 10 milyon
dolayında insanın direkt
olarak etkilendiğini
bildırdi. Konuk, şeker
üretiminin 3-4 kat
arttınlması gerektiğini
belinerek "AB'de tanm
ürünleriyle yanşacaksak.
bunun başı şeker
sektörüdür" dedi.
Daevvoo işçileri
kararlı
• SEÜL(AA)-Güney
Kore'nin ikinci büyük
otomotiv üreticisi
Daewoo'da örgütlü işçi
sendikası, şirketin iflastan
kurtulması için bazı
işçilerin işten
çıkanlmasına nza
gösterilmesi isteğini geri
çevtrdi. Daevvoo'nun 13
bin çalışanını temsil eden
sendikadan yapılan
açıklamada işten
çıkarmalann kabul
edilmesinin söz konusu
olmadığı belirtildi.
Daewoo'yu satm almakla
ilgilenen Ford ve General
Motors gibi dev otomotiv
şirketleri, mevcut
yapısıyla devralmanın
kârlı olmayacağı
gerekçesiyle tekliflerini
geri çekmişlerdi.
Pentiıım-4'lerde
yazılım hatası
• NE\\ YORK(AA)-
Erken sevkedilen
Pentium-4 yongalannın
bir bölûmünün yazılım
kodunun yanlış olduğu
anlaşıldı. Yongalan üreten
Intel firması bu
yongalann geri
çekilmekte olduğunu
bildirdi. Pentium-4'ler,
kişisel bilgisayarlarda
kullanılmak üzere üretilen
en hızlı yongalar.
Almanya'da
vergi suçu anttı
• BERLİN(AA)-
Almanya'da vergi kaçırma
ve kaçakçılık suçlannın
1999yılında, 1998yılına
göre 3'te 1 oranında arttığı
bildirildi. Maliye
Bakanlığı bu konuda
yaptığı açıklamada, vergi
kaçırma ve kaçakçılık
suçlanndan geçen yıl
toplam 6 bin 140 yıl hapis
cezası verildiğini belirtti.
AçıkJamada, para
cezalannın da 1999
yılında, 1998 yılına göre
yaklaşık yüzde 70
oranında artarak 186
milyar 700 milyon marka
ulaştığı kaydedildi.
AB'den 'deli
dana' kararı
• BRÜKSEL(AA)-
Avrupa'da sığır etinden
insanlara geçebildiği
sanılan ölümcül 'deli
dana' hastalığıyla ilgili
korkulann yeniden
canlanması üzerine
Avrupa Birliği tanm
bakanlan, "Fransız
kaynaklı sığır etine daha
fazla yasak getirmeden
önce, hastalığın ortaya
koyduğu gerçek riski
saptayabilmek için
daha fazla hay\ an
üzerinde test yapılması"
karanna \ardılar.
Vakıfbank'ın özelleştirilmesine ilişkin yasa onaylandı. Ziraat, Halk ve Emlakbank incelemede
Bankalarda gözler Sezer'deANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, onayına sunulan
kamu bankalannın 3-4.5 yıl
içınde özelleştirilmesine ilişkin
yasayı hukukçulanna inceletti-
riyor. Sezer'in, aynı gün Köşk'e
gönderilen Vakıfbank'ın özel-
leştirilmesini sağlayacak yasayı
dün akşam saatlerinde onayla-
ması ise dikkat çekti.
Yasaya göre Ziraat, Halk ve
Emlak bankalannın 3-4.5 yıl
boyunca kamuda kalacak olma-
sına karşın, bu bankalan YDK
ve TBMM'nin denetimi dışına
çıkaran hükmün anayasaya ay-
İLAÇLI TOHUMLAK
Zehirli
buğday
alarmıANKARA (AA) - Doğal afetler-
den zarar gören çiftçilere dağıtılan
ilaçlı tohumluklann un fabrikala-
rına satıldığı belirlendi. Bu arada
bugdaydaki mantan hastalıklara
karşı kullanılan ılacın, kullanım
dozuna bağlı olarak insanlan ölü-
me kadargötürebileceğı belirtildi.
Tanm ve Köyişleri Bakanlığı
yetkililerinden alınan bilgiye göre,
doğal afetlere uğrayan çiftçilere, 1
yıl vadeli faizsiz kredi ile dağıtılan
buğday tohumluklan bazı çiftçiler
tarafından. nakit para ihtiyacını
karşılamak amacıyla düşük fiyat-
tan un fabrikalanna satılıyor.
Bakanlığın. 1 yıl vadeli faizsiz
Ziraat Bankası kredisi ile kilosu-
nu 180-195 bin liradan verdiği
buğday tohumluklan, özellikle
Doğu ve Güneydoğu'da, un fabri-
kalanna 140-150 bin liraya satılı-
yor. Bu, hem Türkiye'de zaten az
miktarda üretilen sertifikalı to-
humluğun ekilmemesine, amacı
dışında kullanılmasına neden
olurken bir taraftan da insan sağ-
lığı büyük bir riske atılıyor.
Tanm Işletmeleri Genel Mü-
dürlüğü'nce çiftçilere dağıtılan
tohumluk buğdaylarda, mantari
hastalıklara karşı kullanılan RA-
XÜL 2 DS maddesi içeren ilaçla-
nn zehirli olduğu ve kullanım do-
zuna bağlı olarak insanlan ölüme
kadar götürebildiği belirtildi. Ba-
kanlık, dağıtılan tohumlukJann
amacı dışında kullanımının ön-
lenmesi için her yıl il müdürlük-
lerini uyanyor. Buna karşm özel-
likle Doğu illerinde dağıtılan to-
humluklann un fabrikalanna sa-
tışı olaylanna sık sık rastlandığı
belirtiliyor.
Denetimlerte gelen sonuç
Bakanlık il müdürlükleri de,
emniyet teşkilatlan ile birlikte son
dönemlerde yaptığı denetimlerde
Ağn, Bitlis ve Van'da ilaçlı tohum-
luklann fabrikalara satıldığını tes-
pit etti. llgililer haklanda yasal iş-
İem yapılırken ilaçlı tohumluklar-
dan üretilen unlara el konuldu. Bit-
lis'te bir un fabrikasında 11 ton
tohumluktan üretilmiş un, Van'da
bir un fabrikasında 50 çuval to-
hum, 300 çuval un, Ağn'nın Tutak
ilçesinde ise 15 ton buğday tohum-
luğuna el konuldu.
• Yasaya göre Ziraat, Halk ve Emlak bankalannın 3-4.5 yıl boyunca
kamuda kalacak olmasına karşın, bu bankalan YDK ve TBMM'nin
denetimi dışına çıkaran hükmün anayasaya aykın olduğu belirtiliyor.
kın olduğu belirtiliyor.
Anayasanın 165. maddesin-
de, "Sermayesinin yansından
fazlası doğnıdan doğruya veya
dolaytıolarakdevlete aitolan ka-
mu kuruluş ve ortakuklannın
TBMM'ce denetienmesi esasla-
n kanunla düzenlenir* hükmü
ihlal edilmiş oluyor.
FP'nin de, Cumhurbaşka-
nı'nın onaylaması durumunda
yasayı iptal edilmesi istemiyle
Anayasa Mahkemesi'ne götü-
receği öğrenildi. Kamu banka-
lanyîa ilgili soruşturma istemle-
rini araştıracak yetkili merci bu-
lamayan Yüksek Denetleme
Kurulu (YDK) üzerinde "çeşit-
Byöntemlerie" baskı uygulanır-
ken kamu bankalannın özelleş-
tirilmesine ilişkin yasayla Zira-
at, Halk ve Emlak bankalan
YDK ve TBMM'nin denetimi
dışına çıkanlıyor. Cumhurbaş-
kanı, kamu bankalannın özel-
leştirilmesine ilişkin kanun hük-
münde karamameyi, "vergiyle
ilgili duzenlemelerin ancak ya-
sayla yapılabileceği ve yönetim"
gerekçeleriyle geri göndermiş-
ti.
Cumhurbaşkanı 'nın iade etti-
ği KHK'de yer almamasına kar-
şın yasa tasansına eklenen bir
nükümle, kamu bankalan KİT
kapsamı dışına çıkanlırken
Sanayicfler, bûkûmeti batan bankaJann zarannı kendflerine yüklemekle suçlach.
'Batığınfatıırası özelsektöre'
Ekonomi Servisi - Istanbul Sanayi Odası
(ÎSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hûsamettin
Kavi, özel sektörün rekabet gücünü kaybet-
tiğı bir dönemde, devletin batık bankaJann
zarannı vergilerle özel sektörden çıkarmaya
çalıştığuu söyledi. Kavi, "Halkın vergisinin
dürûstçekuüanıldığının ispan devletin şeffaf-
laşmasıfleoJur" dedı. TÜSİAD Başkanı Er-
kutYücaoğftı da banka boşaltanlann af kap-
samma alınınaması gerektiğini belirtti.
Türkiye'deki üretim koşullannı uluslarara-
sı standartlar düzeyine çıkaraıak amacıyla
tasarlanan "Sosyal Sorumluluk Şartnamesr,
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD)
ile ISO tarafından düzenlenen toplantıyla ta-
nıtıldı. Kavi, fondakı 10 bankamn açığının 20
milyar dolann altmdaolmadığını belirtti. ISO
Başkanı, stopaj oranının yüzde 27.5'ye çı-
kanlması ve yannm indirimine stopaj getir-
ilmek istenmesini eleştirdi.
TGSD Yönetim Kurulu Başkanı Güngör
Kesçi, uluslararası arenada tehditleri fırsatla-
ra çevirmeyi amaçladıklanna dikkat çekerek
bu fırsatlara giden yolun da çalışma koşulla-
nnı iyileştinnekten geçtiğini vurguladı. Kes-
çi bu şartnamenin, tartışma yaratan iş güven-
cesi yasa tasansından daha ileri düzeyde ol-
duğunu, ancak tasanda çok ağır ekonomik
yükümlülüklerin yer aldığını ifade etti.
'İflasla dolandırıcıhk aynlmah'
TÜSİAD Başkanı Yücaoğlu ise banka bo-
şaltanlann af kapsamına ahnmaması gerekti-
ğini belirterek "Para cezası ödemeyi göze ala-
nın dolandıncınğa özendirilebileceği bir or-
tam yaranlmamaJT dedi. Erkut Yücaoğlu,
kötü yönetim nedeniyle şirketlerin zararve if-
lasına yol açmak ile yasalara aykın davranma
ve dolandıncılığm birbirinden aynlması ge-
rektiğini kaydetti.
YDK ve TBMM'nin denetimi
ortadan kaldınldı. KHK'de yer
almamasına karşın yasaya ekle-
nen bu hüküm şöyle: "_3346
sayüı KTT ile Fonlann TBM-
M'ce Denetlenmesinin Düzen-
lenmesi Hakkında Kanun ban-
kalar haktonda uygulanmaz."
Böylece, kamu bankalan sa-
nlana kadar geçecek 3-4.5 yıl-
lık süre içerisinde kamunun ve
TBMM'nin denetiminin yürür-
lükten kaldınlmasına yönelik
Plan ve Bütçe Komisyonu üye-
lerinin eleştirileri komisyon ra-
porunda şöyle yer alıyor:
"Ziraat, Halk ve Emlak ban-
kalarnun özeUeştirme sûrecinin
3 yıl olarak beliıiendiği, bu sûre
içinde bankalann denetimleri-
nin nasıJ olacağı hususunda bir
dûzenkmeye tasanda yer verfl-
mediği, öncelikle özerkleştirile-
rek özelleştirilmesi planlanan 3
kamu bankasının, 3 yıllık yeni-
den yapılandırma sürecinde yü-
rütmenin denetiminde kalaca-
ğmdan TBMM KTT Komisyo-
nu'nün denetiminden de çıkar-
tümaması gerektiğL"
Kamu bankalannm denetim
dışı bırakılmalan, anayasanın
"KtTlerin denetimi" hükmüne
açık şekilde "ihlal" oluşturur-
ken personelle ilgili düzenleme-
lerde de anayasanın eşitlik ilke-
sine aykın davranıldığı belirtili-
yor. Devlet Bakanı RecepOnal,
Ziraat Bankası kokteylinde ga-
zetecilerin kamu bankalannın
denetimiyle ilgili sorulan üzeri-
ne, kamu paymm yüzde 50'nin
üzerinde olduğu birkaç kuru-
mun da TBMM denetimi dışın-
da olduğunu söyledi.
Ziraat Bankası Genel Müdürü
Osman Tunaboyhı ise, kamu
bankalannın TBMM denetimi
dışına çıkanlanbu hükümle ilgi-
li gazetecilerin sorulan üzerine,
"Yasanm amacı kamu bankaa-
nı çağdaş bankacıhğıngerekleri-
ne göreçalıştırmak. Bir özel ban-
ka nasıi çaİışryor, nasıl yönetiB-
yor, nasıl denetkniyorsa öyle ça-
hşmantz gerekir. Onun için özel-
leştirme amaçh yasada piyasa-
iaria bütünkşmevardır. Herhan-
gj bir özel banka nasıl denetieni-
yorsa Ziraat Bankası da öyle de-
netknecektir" dıye konuştu.
Tunaboylu, anayasaya aykın-
lık sorununun anımsatılması
üzerine, "Bir özelbankanasdde-
netfeniyor? Paıiamento da hû-
kümeti deneder" yanıtını verdi.
Bursa Merinos kapatılıyor
LEVENTGENCELLİ
BURSA-Özelleştirme Yük-
sek Kurulu'nun Sümer Hol-
ding'i tasfıye karan çerçeve-
sinde Atatürk'ün kurduğu
Bursa Merinos'un kent dışuıa
taşmması karan büyük tepki
görürken işletmenin, taşınma
gerçekleşene kadar kapab ka-
lacağı bildirildi.
Merinos çahşanlan, fabrika-
nın belediyeye devredilmesini
eylemlerle protesto ederken
Bursa Büyükşehir Belediyesi
Başkanı DSP'li Erdoğan Bi-
lenser, "Merinoskentdışma çı-
kacak. Çataşanlar alacaklan
tazminada hissedar olarak ku-
rulacak şirkete kaûlabilirler"
diye konuştu.
• İşletmenin belediyeye devredilmesi ve kent
dışına taşınmasınınplanlanması tepMyle
karşılandı. îşçiler, Atatürkpostetieriyleyürüdü.
TMMOB Bursa tl Koordi-
nasyon Kurulu'nun oluşturdu-
ğu Merinos Çalışma Gru-
bu'nunsözcüsü LütfüKırayoğ-
lu da Merinos'un Milli Savun-
ma ile Içişleri Bakanlığı'na
bağlı güvenlik birimlerinin
yünlü giysi ihtiyacını karşıla-
dığını ammsatarak "Bu güze-
Bm işietmeyi çe\Tede yapılan
yaonmlara,örneğin kaçak To-
wer Plaza'ya ve abşveriş mer-
kezi yapılması düşünülen
Ipek'earkabahçe yapacaklar"
değerlendirmesinde bulundu.
ANAP Bursa Milletvekili lur-
han Tayan da, karan eleştırerek
"Bu, ver kurtul' manüğı ile
alınmış bir karantar" dedi.
İşçiden protesto
Teksif Bursa Şubesi yöneti-
cilerinin işçilerin fabrikayı ter-
ketmeme eylemi de dahil bir
dizi eylem planladığım duyur-
masının ardrndan Merinos ça-
lışanlan fabrikanm Beledi-
ye'ye devrini protesto etmek
amacıyla eylem yaptı.
Merinos'a, özelleştirilmesi
durumunda çalışanlann tüm
haklannı koruyarak tekstil ens-
tıtüsü kurma amacıyla talip
olan Uludağ Üniversitesi'nin
pazarlık su^sında devre dışı bı-
rakıldığı da öne sürülürken ça-
lışanlar, Atatürk posterleriyle
anakapıya kadaryürüdüler. Po-
lis işçilerin toplu telgraf çek-
mek için dışanya çıkmasma
izin vennedi.
"Atam iyi ki gönnedin",
"Atatürk kurdu, Bflenser iha-
netetti"yazılıpankartlar taşı-
yan işçiler, "Ecevit, Yılmaz,
Devlet hallet" slogam attüar.
TepkileT üzerine ANAP Bursa
Milletvekilleri lurhan Tayan
ve Kenan Sönmez'in Başba-
kan Yardımcısı Mesut Yıl-
maz'la görüştüğü ve insiyati-
fin tekrar özelleştirme Idare-
si'ne alındığı bildirildi.
BtLGt
ÇİFTÇt DOSTU
SADULLAH USUMİ
60 Bin Tekel İşçisine
Yemek İşkencesi...
Ne garip bir ülkeyiz.
Tekel gibi Türkiye'nin en büyük bir devlet kuru-
luşunda çalışan 60 bin işçi ve memur "Yemek boy-
kotu" yapıyor.
Ama, kimsenin haberi yok...
Tekgıda-lş Sendikası, Tekel'in Edirne'den
Kars'a, Izmir'den Van'a, Samsun'dan Antalya'ya
kadar yayılan tüm işyerlerinde örgütlü.
Bu işyerlerinde on binlerce işçi ve memur, Te-
kel'in uygulamalannı protesto etmek amacı ile ye-
mekhanelere girmiyor. Sendika bildıriler yayımlıyor.
Gazetelere fakslar çekiliyor.
Ama, ne yazık ki Cumhuriyet'in dışında hiçbir
gazetede tek bir satır haber yok. Televizyontar ise
60 bin insanın yaşadığı bu faciadan sanki haber- •
siz.
Yerli ve yabancı sermaye işte böyle bir Türki-
ye'nin özlemi içindeydi. 12 Eylül darbesinden son-
ra bu amaçlarına ulaştılar.
Devlet ezecek, büyük sermaye ezecek. Ama ga-
zeteler gerçeği yansıtmayacak. Halkın bu tür sı-
kıntılardan haberi olmayacak. Hatta, ezılen insan-
lar suçlanacak ve haklannı arayamayacak...
• • •
Nitekim, 60 bin Tekel çalışanı hakkını aramak için
tepki gösteriyor ama, halkımızın bu tepkiden ha-
beri bile yok.
Eğer, bu arada hükümet dahil çeşitli kuruluşlar-
dan yemek boykotu yapan Tekel çaîışanlarını suç-
layan açıklamalar gelirse hiç şaşmayın.
Gazete ve televizyonlar yayımlamadığı için Türk
halkının haberi yok ama, Başbakan Bülent Ece-
vit biliyor... Tekel'den sorumlu Devlet Bakanı Rüş-
tü Kâzım Yücelen biliyor. Hatta, Yücelen yemek
boykotuna neden olan gelişmelerin sorumlusu. Iş-
çilerle konuşmaya bile yanaşmıyor.
Tekel, tütün üreticilerinden, halktan ve çalışan-
lardan gelen sert tepkilere rağmen özelleştirmeyi
gerçekleştirebilmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Nitekim, Tekel yönetimi bu arada yemek işini de
özelleştirmeye kalktı. 60 bin işçi ve memura ye-
mek hazırlayan mutfaklar özel sektöre devredildi.
Çahşmalar yönetimin aldığı bu karara karşı çık-
tı. Ama dinleyen olmadı. İlgili bakanlığa ve genel
müdürtüğe yapılan başvurular da sonuçsuz kalın-
ca, özel firma yemekleri yapmaya başladı.
Hiç kimseye derdini dinletemeyen 60 bin işçi de
yemekleri boykot kararı aldı. 13 Kasım 2000 tari-
hinden bu yana, Türkiye'nin neresinde olursa ol-
sun Tekel'e bağlı tüm işyeıierindeki işçiler ve me-
muriar, özel sektörün yaptığı yemekleri yemiyor.
Yemekleri yiyecek olanlarTekel çahşanlan. Hep-
si Tekgıda-lş Sendikası'nın üyesi. Burada çalışan-
ların görüşü alınmadan, hele sendikanın izni alın-
madan yapılacak bir iş insanlık dışıdır... 40 binden
fazla üyesi olan bir sendikaya... 60 bine yakın ça-
lışan insana hakarettir... 60 bin insanı hiçe sayrhak
insan haklanna aykındır.
Avrupa Biriiği'ne girme hazırlığı sürdüren bir hü-
kümet, bir devlet kuruluşu olan Tekel'deki bu key-
fi uygulamaya izin vermemeliydi.
•••
Tekgıda-lş'in Marmara ve Trakya bölgesi baş-
kanı Ozcan Mete "Işçilerimizin geleceğini ve sağ-
lığını düşünmek bizim öncelikli görevımizdir" di-
yor: "Piyasalarda kaçak ve hastalıklı etlerin satıl-
dığını gazeteleryazıyor, televizyonlarilk haber ola-
rak veriyor. Bu nedenle yemeklerimizin bizim dı-
şımızda hazırlanmasına şiddetle karşıyız. Yemek-
lerikendimizyaparsak alımlarda dikkatli oluruz ve
yemekleri gönül rahatlığı ile yeriz. Karanmız so-
nuna kadar direnmektir."
Tekgıda-lş'in Ege Bölgesi başkanı Doğan Yılan-
kıran da istekleri yenne getirilene kadar dırenecek-
lerini belirterek şunlan söylüyor:
"Asılamaç Tekel'i ve ona bağlı kuruluşlan özel-
leştirmektir. Yemeklehn birözelkuruluşa devribir
özelleştirme provasıdır. Bü anlayışa asla izin ver-
meyeceğiz."
60 bin işçi ve memur, özel sektör firması tara-
fından hazırlanan yemekleri yememeye karartı. Hü-
kümetin ve Tekel Genel Müdürlüğü'nün de bu gö-
rüşe saygı duymaları gerekir.
Hükümet en son ramazan ayına kadar karann-
dan vazgeçmelidir. Aksi halde, yöneticilerden olu-
şan iki veya üç bin kişilik bir grup yarın saat:
13.00'te Tekel Genel Müdürlüğü'nün önünde bir
basın toplantısı yapacak, gene sonuç alınamazsa
yeni eylemler düzenlenecektir.
Eğer, bu eylemler sırasında tatsız gelişmeler
yaşanırsa bunun sorumlusu hükümet ve Tekel
Genel Müdürü olacaktır...
TOPLUMUNA DOGRU/ÖZLEMYÜZAK ozlemyu(« yahoo.com
Küreselleş-
me süreci
ile birlikte
giderek de-
rinleşen "sosyal
uçurum", bilgi
teknolojilerindeki
baş döndürücü gelişmelerin özellikle de
internetin günlük yaşamlann içine girme-
ye başlaması ile beraberinde "sayısal
uçurum" diye tanımlanan kavramı da ge-
tirdi. internet ağı sayesinde artık istenilen
her türiü bilgiye en hızlı ve en kolay yol-
dan erişilebilme, "kalkınma ve gelişim"
açısından sözcüklerle ifade edilemeye-
cek kadar büyük birfırsat. Ancak, yalnız-
ca bu fırsatı kullanabilme şansına sahip
olabilenler için...
Bugün için internet belli bir refah sevi-
yesine erişmiş kişiler için ayrıcalık. Bir-
leşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın
1999 verileri de bunu doğruluyor. Bugün
internet kullanıcılannın yüzde 88'i dün-
ya nüfusunun yalnızca yüzde 17'sini
oluşturan gelişmiş ülkelerde yaşıyor.
Farklı bir tanımla toplam internet kulla-
nıcılannın yarısı, dünya nüfusunun yüz-
de 5'ini oluşturan Kanada ve ABD'de ya-
şamını sürdürüyor.
Buna karşılık dünya nüfusunun yüzde
13'ünü banndıran Afrika'nın siber dünya
üzerindeki ağırlığı yüzde 1 bile değil. Son
birkaç ay öncesinin verilerine baktığımız-
da internet ağının dünya nüfusunun yal-
Sayısal uçurumun kalbine yolculuk
nızca yüzde 6'sına hizmet ettiğini görü-
yoruz. Bu teknolojik uçurum yalnızca
zengin ülke-fakir ülke çizgisi arasında
değil, en gelişmiş ülkelerin zengin ve
yoksul vatandaşları arasında bile variığı-
nı sürdürüyor. "Insanlann avuç içi bilgi-
sayahara değil, öncelikle ekmeğe ve te-
miz suya ihtiyaçlan var" diyen Micro-
soft'un patronu Bill Gates'in birkaç haf-
ta önce yaptığı "büyük keşif" gibi...
Aslında, ülkelerarası eşitsizlikten ziya-
de ülke içindeki eşitsizlikleri de körükle-
diği için son yıllann en moda deyimi hali-
ne geldi "dijital uçurum".
Zenginler Kulübü diye tanımlanan G-8
ülkeleri bu yüzden bu yaz Okinawa'da dü-
zenledikleri zirvelerini bu temaya ayırdılar.
Bu yüzden IMF ve Dünya Bankası'nın
Prag toplantılannda bu konu ele alındı.
Bu yüzden hükümetler programlannda
"sayfsaTa yer verip kaynak ayırmaya baş-
ladılar. Ömeğin son yıllarda bu alanda bü-
yük bir atağa kalkan Avrupa Birliği 5. Cer-
çeve Programı için aynlan 15 milyar Eu-
ro'nun yaklaşık dörtte biri kısaca IST di-
ye tanımlanan Bilgi Toplumu Teknolojile-
ri alanına tahsis edildi.
Ancak zengin bütçe kaynaklanna kar-
şın gelişmiş ülkelerde bilgi toplumuna
yatınm yalnızca hükümetlerden beklen-
Türkiye için de fon var ancak proje üretilmiyor
Yüksek iç ve dış borç faizleri, yüksek enflasyon ve ülkeyi
neredeyse bütün kurumlan ile saran yolsuzluk ekonomisi
ile mücadele içinde olan Türkiye'nin, henüz bütçesinden
"Bilgi toplumu" yaratmak için belli bir pay ayırma lüksü
bulunmuyor. Ancak göz ardı edilen bir husus var. O da
Türkiye'nin de bir kısmından yararianma hakkının.
bulunduğu Avrupa Birliği'nin çeşitli fonlan. Bunlardan birisi
de Avrupa Komisyonu'nun Avrupa Birliği'ne üye olmayan
Akdeniz ülkeleri için başlattığı Eumedis programı.
Eumedis, bilgi toplumu pilot projelerini desteklemek üzere
sağlık, kültürel miras ve turizm, sanayi teknolojileri, eğitim
ve elektronik ticaret att başlıkları altında proje karşılığı
kaynak sağlıyor. Her konu başlığı için 7 milyon Euro olmak
üzere toplam 35 milyon euro bütçe aynlmış bulunuyor.
Onaylanan her projeye ise en az bir milyon Euro verilmesj
öngörülüyor. Ancak işin en üzücü yanı son başvuru tarihî
22 Ocak 2001 olan Eumedis programı için Türkiye'den şu
ana kadar herhangi bir proje başvurusunun yapılmamış
olması. Eumedis programı ile ilgili her ülkede
"Focal Point" diye adlandıntan koordinatörler bulunuyor.
Programla ilgili aynntlı bilgiye ise
www.ispo.cec.be/eumedis adresinden ulaştlabiliyor.
Türkiye'nin tek yararianabileceği fon bu değil.
Avrupa Komisyonu ve TÜBİTAK arasında imzalanan
anlaşmaya göre 5. Çerçeve Programı'ndaki koşullan
yerine getirebilecek proje bazında katılacak sanayi
kuruluşlan, AR-GE kurumlan ve üniversiteter
TÜBlTAK'tan AR-GE yardımı alabilecekler.
miyor. Işçinin ya da fakirin intemetten
yoksun olmasının kendileri için de bir
dezavantaj olduğunun çok iyi ayırdında
olan şirketler bu konuda "kendi çıkarla-
n" için bazı masraflar yapmaları gerek-
tiğini iyi biliyorlar.
Birkaç örnek verelim: Dünyanın önde
gelen otomotiv şirketlerinden olan Gene-
ral Motors ve Daimler Chrysler, American
On Line ile sayıları 3 bini aşan işçilerini
internette ucuz erişim sağlamaları için
ortak bir anlaşma imzaladılar. Anlaşma-
ya göre ayda 3 dolar karşılığı sınırsız eri-
şim sağlanacak. Hatırlatmakta yarar var.
ABD'de internete aylık ortalama erişim
ücreti 22 dolar civarında.
Bir diğer örnek de Ford Motorfirmasın-
dan. Ford şirketi 2001 Şubatı'nda çalı-
şanlanna bedava bilgisayar ve yazıcı ve-
receğini şimdiden açıkladı. Bunun yanı sı-
ra Ford çalışanlannın internete erişimleri
de ayda 5 dolardan sağlanmış olacak.
Ancak bu noktada başkan Clinton'ın da
dev şirket yöneticilerine "Ülkede sayısal
uçurumun azaltılması için sizler de des-
tek verin" diye ültimatom çektiğini de söy-
leyelim. Dolayısıyla Türkiye gibi sanayi
devrimini kaçıran ülkelerin internet devri-
mini bir noktada yakalama şansları hâlâ
var. Bir bilgi toplumunun yaratılması, üs-
telik ulusal değerlerin korunarak yaratıl-
ması ise hiç de kolay değil. İş ne yalnız hü-
kümetlerde ne de özel sektörde. Baş ba-
şa vererek ortak atılacak adımlarda...