Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Z 2 KASIM 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
Operasyon
adları
Meclis komisyonunda
bakanlığının bütçe
görüşmeleri sırasında
Içişleri Bakanı
Sadettin Tantan,
yolsuzluklaıia
mücadelenin devam
edeceğini bildirerek
milletvekillerinden
olası operasyonlar
için ad önermeterini
istemiş... Kasırga,
Paraşüt, Balina,
Buffalo gibi
adlarta yapılan
operasyonlar
mitli ve manevi
değerlerimizi
yansrtmıyor... Hiç
olmazsa bundan
sonraki
operasyonlarda, vefa
gösterip bizi
bugürriere getiren
değerleri
anımsamalıyız...
Katkımız olsun
istedik, kabul görürse
seviniriz, işte
önerilerimiz: "Küçük
Turgut", "Böyyük
Türkiye", "Beyaz
Sayfa", "Netekim",
"Aslan Bacanak",
"Yalı Komşusu",
"Kadayıfın Altı",
"Verdimse Ben
Verdim", "Davadan
Döneni", "Otel Ayısı",
"Papatya", "Jaguar",
"Davulcu", "Televole",
"Iki Anahtar",
"Prensler", "Meczup",
"Hocaefendi", "Yüzde
On", "Ikibuçuk
Gazete", "Benim
Memurum."
EJektronik posta: denizsomQcumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Milletvekilleri, kendilerini
de affedecekmiş...
"Bal tutan parmaâını valart"
arihi Noel Baba Kilisesi'nin, 30 yıllığına TAÇ
Vakfı'na gizlice kiralandığını yazarken yeni
skandallann patlamak üzere olduğundan söz
etmiştik... Yanılmamışız. TAÇ Vakfı Başka-
nı mimarSinan Genim, Genel Yayın Yönetmenimiz
Orhan Erinç'e bir mektup göndererek, Cumhuriyet
gazetesinin hangı ilişkiler içinde olduğunu anlamak-
ta güçlük çektiğini belirterek yazdıklanmızı esefle kar-
şılamış...
Bizim ilişkilerimiz ortada.... Sinan Genim ve TAÇ
Vakfı yöneticilerinin ilişkileri de!
Tarihi Noel Baba Kilisesi'ni Kültür Bakanlığı bize
vermedi; belki çekememezlik ediyor olabilir miyiz!
Genim'in gönderdiği açıklamada vurguladığı gibi
gerçekten haklı olduğu bir durum var; ortada bir ki-
ralama yok... Kira sözleşmesi olsa kira bedeli olur...
Noel Baba Kilisesi, vakfa bedavaya veriliyor!
Genim, TAÇ Vakfı'nın mali gücunün yetersiz oldu-
ğunu hangi bilgilere dayanarak ileri sürdüğümü so-
TAÇ Vakfı (I)ruyor. Açıklayalım:
Kilisenin TAÇ Vakfı'na verilmesi için kıyasıya bir
pazarlığın yapıldığı bilgisini ilkedindiğim eylül ayın-
da ilk yazıyı yazmak için TAÇ Vakfı'nı aradığım gün
Genim'in alelacele gazeteye gelerek bendenize yap-
tığı özel açıklamadan... Dünyanın gözünün üzerin-
de olduğu tarihi bir yapıyı baştan aşağıya onaracak
paralan olmadığını kendisi söyledi; kaynağı Noel
Baba'nın adını ve interneti kullanarak açacakları
uluslararası bir kampanyayla toplamakta güçlük
çekmeyeceklerini kendisi anlattı. Biz de o zaman sor-
muştuk, bu kampanyayı Kültür Bakanlığı niye aç-
mıyor diye...
llhan Evliyaoğlu gibi eski siyasilerin, Namık Ke-
mal Şentürk gibi eski bürokratlann bazı bakanlık-
lar ile bakanlıklann işletme ve yatınm müdürlükleri-
ni de yanlanna alarak devr-i iktidariannda kurduğu
ve sonradan bazı müsteşarlarla belediye başkanla-
nnı şeref üyesi yaptığı vakfın kuruluş senedindeki mal-
variığına gelince...
Vakıf 1976 yılında 10 bin lira ile kurulmuş...
Dolar o yıllarda 16 lira 50 kuruş...
Vakfın kuruluşunda tüm variığı 606 dolar...
Dolar bugün 687 bin lira... 1976 yılında vakfedi-
len para bugünün parasıyia 416 milyon lira...
Tüzüğüne göre vakıf, para, menkul ve gayrimen-
kullerle mal varlığını genişletebilirmiş...
Lütfen açıklasınlar... TAÇ Vakfı'nın bugünkü mal-
varlığı nedir, kasasında tarihi eserieri onarmak gibi
hayır işlerine harcayabileceği kaç lira vardır?
Bu sorunun muhataplan arasında, TAÇ Vakfı'na
şeref üyesi olarak alınan Vakıflar'ın şimdiki genel
müdüru Nurettin Yardımcı da vardır!
Bu skandal burada bitmez! - >
SESSİZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE
V-
\
Kooperatif bankaları kuruluyor!T u r k
' y e
Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı'nın önerisiyle
toplanan Türkiye Kuvayı
Milliye Meclisi,
özelleştirilerek hortumlanan
ve hortumlanmak üzere
özelleştirilecek kamu bankalarının
özerk ve demokratik bir yapıya
kavuşturulmasına karar verdi.
Yerel meclislerin temsilcilerinden
oluşan Türkiye Kuvayı Milliye
Meclisi'nin aldığı kararlar şöyle:
Halk Bankası: Ulusal Sanayici ve
Işadamları Derneği, Türkiye Esnaf
ve Sanatkârlar Konfederasyonu,
Türkiye Bakkallar ve Bayiler
Federasyonu gibi sivil toplum
örgütlerinin öncülüğünde kurulacak
Esnaf Kooperatifleri Bankası'na
devredilecek.
Ziraat Bankası: Köy Koop, Tanm
Kredi, Tanm Satış ve öteki tanm ve
hayvancılık kooperatifleri
birliklerinin, Ziraat Mühendisleri ve
Ziraat Odaları ile üretici köylü
örgütlerinin kuracağı Tanm
Kooperatifleri Bankası'na
devredilecek.
Emlak Bankası: Konut Yapı
Kooperatifleri Merkez Birliği ve
Türkiye Mimar ve Mühendis Odalan
Birliği öncülüğünde kurulacak
Konut Kooperatifleri Bankası'na
devredilecek.
Etibank, lller Bankası,
Şekerbank, Sümerbank: Bu
bankalar ilgili halk kesimlerinin ya
da yerel ve ulusal yönetimlerin
kuracağı ve halkın denetim hakkını
özgürce kullanabildiği kooperatif
bankalarına devredilecek.
(Katkılanndan dolayı Kuvayı Milliye
dergisinin yayımcısı Nezih
Gençler'e teşekkür)
GENIŞ AÇI
HÎKMET BtLA
Mümtaz Hoca'nın Sakalı Var mı?
Helsınki günlerinde Müm-
taz Soysal şöyle diyordu:
"Sevınmeyi tadında bırakın,
her şey daha yeni başlıyor."
,İ Dinleyen kim?
! Bırakın Türkiye'yi sonunda
faday" ilaa eden Helsinki ka-
rarını, daha öncesindeki ko-
misyon raporundaki ifadeler
bile düğün bayram havası ya-
ratmıştı. "İşte sonunda Av-
rupalı olduk" nidaları gökle-
re yükseliyordu.
"• Oysa Mümtaz Hoca, bü-
tün şimşekleri üzerine çek-
mek pahasına şöyle diyordu:
"Avrupa Biriiği'nin Türkiye ile
üyelik göriışmelerine hemen
-başlamaması bir avantajdır.
Bu arada kendi sorunlanmı-
zı çözelim."
. Ve soruyordu:
.: "Örneğin, Güneydoğu so-
rununu, Avrupa'nın istediği
gibi kolektif azınlık haklan ve
bölgesel-kültürel özerklik te-
melleri üzerinde çözmek mi
daha iyidir, yoksa cumhuri-
yetin ilkelerini, azınlık, etnik
farklılık diye bir şey tanımayan,
gerçek vatandaş eşitliğine ve
insan haklarının evrenselliği-
ne dayalı olarak bireysel öz-
güriükleri esas alan ve bun-
lann istenirse bihikte de kul-
- lanılmasına izin veren biran-
• layışla çözmek mi?
Bu ve buna benzer insan
haklan sorunlannı çözmüşya
da ekonomik eksikterini büyük
ölçüde gidermiş bir Türki-
ye 'nin Avrupa 'yla müzakere-
ye başı dik oturması daha iyi
değil midir?
Öylesi, tam üyeliğe giriş sü-
' recini bile kısaltmaz mı? On
beş yıl süreyle gelip giden he-
yetlerie, bilene bilmeyene dert
anlatmakla, burnu havada
küstah mösyölehe ve kokona
kılıklı cahil madamlarla uğ-
- raşmak mı daha akıllıcadır,
. önce beş yılda kendi göbeği-
ni kendisi kesip sonra da beş
yşıl adama gibi müzakere ede-
, rek haklannı söke söke ko-
parmak mı?"
Şimdi gelelim işin en can alı-
cı noktasına... Hani Katılım
Ortaklığı Belgesi'nin "Kısa
Vadede Yapılacak Işler" bö-
, lümüne son anda alınan Kıb-
i rıs konusuna.
r Ya da önceki günkü Brük-
1
sel zirvesinde aynı belgeye
, eklenmesi beklenirken 4 Ara-
lık tarihine bırakılan Ege so-
rununa. Mümtaz Soysal, da-
ha Helsinki'den çok önce şöy-
t le yazıyordu:
k "Helsinki zirvesine daha çok
'. var. O süre içinde Yunanis-
' tan'ın neler isteyeceği, nasıl
bir 'yol haritası'nda ısrarede-
ceğiya da Avrupa'dan ne gi-
bi sözler koparmaya çaJışaca-
ğı bilinmiyor. Ankara'nın ve
özellikle Istanbul'un komis-
yon raporu üzerine bayram
edip havalara girmesi, olsa
olsa Kıbns ve Ege konulann-
da istenebilecekler açısından
Atina'nın iştahını kabartır ve
heveslerini kamçılar."
Mümtaz Hoca yine haklı
çıktı.
Keşke çıkmasaydı.
Katılım Ortaklığı Belge-
si'nde Kıbns koşulu "acilda-
yatma" şeklinde yer aldı. Ar-
dından Avrupa Pariamento-
su, Türkiye'yi ezerek Ermeni
tasarısını onayladı. Sonra,
Katılım Ortaklığı Belgesi'ne
"Ege koşulu"nun eklenmesi
gündeme geldi. Bu karar şim-
dilik ertelendi, ama çok de-
ğil, iki hafta sonra yeniden
ele alınacak. Helsinki'den
sonra bayram edenler, Katı-
lım Ortaklığı Belgesi'nden he-
men sonra "O kadar da kor-
kacak birşeyyokmuş canım "
diye koşullan sineye çeken-
ler, baktılar ki kazın ayağı öy-
le değil, ne yapacaklarını şa-
şırdılar. Şimdi, "Bu kadar da
olmaz ki" diye isyanları oy-
nuyoriar.
Bu çelişki, bu tartışma sü-
recek. Çünkü kavga içimizde.
Her ne kadar bir kısım Avru-
palı itlik yaparak Türkiye'nin
burnunu sürtmeyi tarhisel po-
litika haline getirmiş olsa da
asıl sorun kendi aramızdaki
yaşamsal çatışmadan kay-
naklanıyor. O çatışma da bir
sorunun yanıtında düğümle-
niyor:
Avrupa'ya hangi anlayışla
gireceğiz:
Tanzimat kafasıyla mı?
Yoksa Cumhuriyet ilkele-
riyle mi?
Türkiye'yi uzun yıllardıryö-
netenler, onurlu Batılılaşma-
nın tek örneği Atatürk cum-
huriyeti dönemini atlayıp Tan-
zimat kafasıyla Batılılaşma
hayali gördükleri için sonuç
hep hüsran oluyor. Koca ka-
falı Tanzimat'ın Batılılaşma
değil, ama Batı'ya yaranma
uğruna koskoca bir impara-
torluğu nasıl şerefsiz bir şe-
kilde batırdığını bilmiyorlar
mı?
Biliyorlar. Ama laf din-
lemiyorlar.
Mümtaz Hoca'nın sakalı
yok ki...
hikmetb@ntv.com.tr
KİM KÎME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net
ÇlZGlLİK KÂMtL MÂSARACI
HARBt SEMİH POROY semihporoy@yahoo.com
.••6AVZİ44FI Millİ HASV&l EU
İ
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 22 Kasım
"YENİ DÜNYA'NIN YAZARL.
f96S'T£ 8U6ÜN, ÛNLÛ İNGIUZ yAZAKI ALPOÜS HUKLEY
(OUHJS HAKSU) 69 YAÇINOA ÖU3Ü. ÜNUJ BlH AlL£-
DEN &ELSK1 ALPOUC HUXLEy'NıN DG&ESİ BÜyÜK. BİR
BİYOU3G, &A8ASI l££ XA2ABDf. B/H? UASTALI*. NE-
DEKIİYLS G£NÇ YAŞTA tcöe OLMA TSHl//ees/ri£ «*«•
ŞILAŞAM HU/Ct-BY, 8İR SÜEE ÖeeEA/İMİA/E BİLB ABA
VS&/L4İŞ7İ. DAHA SOUBALAIZI ROMAM YA2MAYA £O-
YULMUÇ, BU SiBALAE. ÜULÜ YA2AB DM. lAWRBNCe
ILB POSTLüK /OJRA4UÇ7U- YAP1TLA/Z/NDA; ÇAgDAf
YAŞANTM/H EĞ&Tİ YAPlSINIf
İHSANLARIU SAHTE
YAJJLAR/A//, TEtMOLOJlNIAI OLUMSUZ ET*XL£RlNİ
ALAYCI Bİ& TAB2M \Z££MeYE ÇAUfMffTI. 'YENİ
DÜNYA "(BRAVE A/EW tUOGlÜ) EN BAŞTA GELEN BO-
MANtDtG. BUNU, "SES SSSE *CAtSŞt*ÇPOIMT
Romanlarınız ve ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel: 554 08 04
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük
Bizim Cazete
Ülke sorunlanna ilişkin raporlarıyla, araştırmalarıyla, köşe
yazılanyia, tarafsız haberleriyle sivil toplumlann gazetesi.
Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212.511 08 75
TÜRK KALP VAKFI
"Çocuk ICardiyolojisi"
Türk Kalp Vakfı
kalitesi ve titizliğiyle
hizmetinizde
79 Mayıs Cd. No: 8 Şışlı/İSTANBUL
Tel: (O 212) 212 07 07 (pbx)
Faks: (O 212) 212 68 35
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
'Vazîyetten Vazife../
Yadırganacak, beklenmedik hiçbir yan yoktu Sa-
yın Hikmet Sami Türk'ün açıklamasında... Adalet
Bakanlığı'nın uzmanlan düşünmüşler taşınmışlar,
banka soyguncularının, kara para aklayıcılannın,
hayali ihracatçıların çıkacak aftan "bedel karşılığı"
yarariandınlması sonucuna varmtşlardı... Beklenme-
dikliğinin yanı sıra, "vaziyetten vazife çıkarmak" de-
nen pratik zekâ becerisinin en anlaşılabilir ömeğiy-
di bu sonuç aynı zamanda... Uzmanlar, bir bakmış-
lar, iki bakmışlar... Görmüşler ki "vaziyet" pek ka-
nşık, bu kanşık "vaziyet"\en o anlaşılabilir "vazi-
fe"yi çıkarmışlardı... Buna göre, eğer hükümet or-
taklan aralannda uzlaşabiliıierse, Sayın Bakan'ın ter-
minolojisiyle "ekonomi suçlulan" olarak tanımla-
nacak hırsızlar, soyguncular, hortumcular, dolandı-
ncılarçaldıklan, soyduklan, hortumladıklan, dolan-
dırdıklan kadar bir "öede/"i, -faiziyle birlikte- öde-
dikleri takdirde çıkacak aftan yararianacaklardı...
Eğer bu öneri, hükümet ortaklan arasında umut
edilen yankıyı bulur da, Türkiye Büyük Millet Mec-
lisi'nde yasalaşacak olursa, bir "Türk buluşu" ola-
rak dünya hukuk literatürüne bile geçebilirdi... Çok
önemliydi bizim için!.. "Taharet musluğu"nu icadı-
mızdan yıllar sonra, bir kez daha Keşifler ve lcatlar
Ansiklopedisi'ne girme şansını yakalamıştık bu öne-
riyle!.. felevizyon haberlerinde Bakan'ı dinledikten
sonra, "Ey, yumurtaya can veren ulu Tannm..." söz-
leri dökülmüştü ağzımdan, "iyi ki yaratmışsın biz-
leri..." Bizim hukukçulanmızınki gibi birfikir, böyle
"müstesna" bir öneri, yeryüzünün başka neresin-
de gelebilirdi ki insanoğlunun aklına? Hukukumu-
za, "Ulan tırtıl, öde de kurtul!" kuralı getiriliyor, "hır-
sızlık", "dolandıncılık" adi suçlar olmaktan çıkartı-
lıyordu nihayet... Hırsızlar, soyguncular, dolandın-
cılar açısından gerçekten çok rahatlatıcı bir "şey"d\
bu buluş... Yasalaştığı takdirde, mutlaka "dızdızcı-
lar", "karmanyolacılar", "cepçiler", "canım abimci-
ler" de yararianacaklardı bundan hiç kuşkusuz... On-
lann işlediği de birer "ekonomi suçu" değil miydi
sonuçta?
•••
Bankacı, iletişimci, ressam, şoför, ekonomist,
hukukçu, bürokrat ve daha birçok meslekten on-
ca değerii insanı, "milleti soymak", "devleti kazık-
lamak" gibi sudan nedenlerle demir parmaklıklar ar-
kasında tutmak çok yanlış bir "/ş"ti zaten... Bu de-
ğerii insanlar baklavacıdan baklava çalmamışlar,
manavdan elma yürütmemişlerdi. Ne duvarlara ya-
zı yazmışlar ne de pankart açmışlardı... "At!" de-
sen, arka arkaya iki slogan bile atamazlardı doğru
dürüst... Bir an önce aramıza dönmeli, işlerinin ba-
şınageçmeliydiler... "Paraşüt", "Fırtına", "Kasırga"
gibi diğer operasyonlara da hemen son verilmeli,
polis, "asıl" görevine dönmeliydi. F tipi cezaevleri-
ni protesto eden hükümlü yakınları, yüzde 10'luk
maaş zammını protesto eden memurlar, YÖK'ü
protesto eden öğrenciler, Bergama köylüleri mey-
danlan boş bulmuşlar, ortalığadökülmüşlerdi!.. Ne-
redeydi adaletin demir yumruğu? Neredeydi...
Bu arada kimileri de, "fırsat bu fırsat!" deyip ka-
lemlerine sarılmışlar, dilleri pabuç olmuş, döktürü-
yorlardı... "Temiz toplum" diye diye batıracaklardı
memleketi hainler! Bunları okudukça, "devlet, dev-
let neredesin?" diye bağırmak geliyordu insanın
içinden. Protestocu hükümlü yakınları, memurlar,
öğrenciler, Bergama köylüleri ile birlikte bu "ihanet
şebetes/"nin de üzerine gidilmeliydi bir an önce. Ha-
zır, daha ölüm cezası kalkmamışken, biri ikisi "ib-
ret-iâlem" için asılmalı, geride kalanlann analann-
dan emdikleri fitil fıtil burunlanndan getirilmeliydi...
Getirilmeliydi ki, "ihanet" ne demekmiş, görsünler,
anlasınlardı... Yalçın Bayer, UmurTalu, Aydın En-
gin, Hikmet Çetinkaya he kadar da yakışırlardı
"Ulucanlar"a, sözgelimı...
Sayın Adalet Bakanı, açıklamasıyla çarpıtılmış
gerçekleri düzeltmiş, her şeyı yerli yerine koymuş-
fu yeniden... Yahya Murat Demirel çıkacak, Eş-
ber Yağmurdereli içerde kalacaktı. Bu kadar basit-
ti "gerçek". Hukukumuz da bu "gerçek"\n üzerin-
de kurulacaktı doöal olarak... Yahya Murat Demirel
de götürülürken "Tçine ederim ben böyle hukukun!"
diye bağırdığında, Eşber Yağmurdereli'yi kastet-
memişti zaten. Bir yanlışa işaretti onunkisi, yalnız-
ca... Yalnızca bir işaret... Vaziyetlerden vazifeler
nasıl çıkar, çıkartılırdı ki yoksa?..
Faks:0212-723 84 97
(e-posta: dkavukcuoglu(a tuyap.com)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7SOLDANSAĞA:
1/ Osmanlılar-
da padişahın
hizmetinde bu- 2
lunan yüksek 3
düzeydeki gö- .
revlilerin bir
bölûmüne ve- 5
rilen ad. 2/ Id- 6
dia, bahis, la- 7
des... "Kral -- '
-":Shakespe- 8
are'in oyunu. g
3/ Demiryo-
lu... Avrupa'da bir baş-
kenL 4/Harmankal- 1
dınldıktan sonra yer- 2
dekalantoprak,çöpve 3
samanla kanşık tahıl 4
taneleri. 5/ Istihsal... 5
Japon lirik dramı. 6/Ö-
gi eki... Bir tarafa yö-
nelme,dönme. 7/Üze-
rine iplik, tel, şerit gi-
bi şeyler sarılan silin-
dir. 8/" Şu bağnm kül oldu hep yana yana/Onu sön-
dürmeğe — gerek bana" (Karacaoğlan)... Patlayı-
cı bir madde. 9/ Genellikle sevecen ve hüzünlü bir
konu işleyen küçük lirik şiir... Kakım da denilen
kürk hayvanı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Koku vermek amacıyla turşulara ve tarhana ha-
muruna katıldığı için tarhanaotu da denilen, çalı-
yı andırır bitkı... Tavlada "üç" sayısı. 2/ Kuyruk-
sokumu kemiği... Kirpik boyası. 3/ Binek hayvanı-
nın eyeri üzerine geçirilen ya da omuzda taşınan iki
gözlü torba... Ingiltere'de çok sevilen bir bira çeşi-
di. 4/ Yemek... Çabuk davranan, çevik. 5/ Tifo gi-
bi bazı hastalıklara eşlik eden kas zayıflığı. 6/ îs-
panya'da, tarih öncesi dönemlere ait duvar resim-
leriyle ünlü mağara. II Küçük tekne kaptanı... Da-
dı. 8/ En kısa zaman süresi... Olumsuzluk belirten
bir önek... Sahip. 9/ Sert bir gereç üzerine mekanik
yolla oyularak kaydedilmiş sesleri yeniden üretme-
ye yarayan aygıt.