Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 ¥ASM 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
tatokopi
Istanbul Anakent
Bslediyesi Atatürk
Ktaplığı'nda, bir
ı fatandaşın istek
\\ fişi doldurarak
f*<* depodan
N — ^ çıkarttığı bir
j- kitaptan (Istanbul
Darülfünunu Talebe
Re-hoeri 1928-1929)
fotokopi çektirmek
isıemesi üzerine süreli
yayınlar bölümü
ycneticisinin iki nüsha
fo:o<opi çektirme
kcşulu öne sürmesi ve
bir nüshasını
kütüphaneye istemesi
ne anlama geliyor?
Tef: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Kaçak ete yasal kılıf
hazırlanacakmış...
"Buffalolara bundan sonra
büvük kuzu divelim!"
öşe
Haldun Taner
Sahnesi'nde bir
okurumuzun tanık
oiduğu biletsiz "son
dakika satışı"yla
ilgili olarak
Şehir
Tiyatrolan
Müdürü Abdullah
Kaplan aradı...
Protokol için aynlan
kottuklardan boş
kalanlann oyunun
başlamasına on
dakika kala, kapıdaki
vatandaşa satıldığını
anlattı ve
okurumuzun tanık
oiduğu biletsiz satışın
bilgisayar
sistemindeki anzadan
kaynaklandığını
belirterek anzanın
giderilmesinden
sonra perde arasında
biletlerin kesilip
verildiğini açıkladı.
ıllardır süren bir pazarlığın sonunda yakla-
şık 1.5 ay önce imzalanan bir sözleşmeyle
Kültür Bakanlığı Antalya'nın Kale ilçesinde-
ki tarihi Noel Baba (Aya Nikola) Kilisesi'ni,
30 yıllığına TAÇ Vakfı'na kiralamıştı...
Böylesine önemli bir gelişme nedense kamuoyun-
dan 1.5 ay gizli tutulmuştu... Dünyadaki tarihi kilise-
ler sıralamasında Ayasofya ve Efes'teki Meryem
Ana'dan sonra üçüncü sırada bulunan Noel Baba'nın,
malvartığı ve yeteıii parası olmayan bir vakfa turistik
amaçla işletilmek üzere gizlice kiralandtğının açığa
çıkması üzerine Kültür Bakanı Istemihan Talay'ın
bir basın toplantısı düzenleyerek gerekli açıklamayı
yapacağı bildirilmişti. Talay, henüz bir basın toplan-
tısı düzenleyemedi. Düzenleyemedi çünkü başta Anıt-
lar ve Müzeler Genel Müdürü Alpay Pasinli olmak
üzere Kültür Bakanlığı'ndaki bürokratlann, TAÇ Vak-
fı Genel Başkanı mimarSinan Genim'le baş başa ve-
rip yaptığı düzenleme, hiç hesapta olmayan gelişme-
Açıklanamıyor!lere neden oldu...
Türkiye'yi başta UNESCO olmak üzere dünya kül-
tür çevrelerinde zor durumda bırakacak gelişme, Aya
Nikola'daki kazı çalışmalannı yürüten kazı başkanı-
nın adının, kira sözleşmesinde öngörülen "bilim ku-
rulu"na alınmasıyla başladı...
Sözleşmeye göre Aya Nikola Kilisesi'ni onanp çev-
resinde dükkân açarak bunlan işletecek olan vakrf ön-
ce bir proje hazırlayacak. Proje, bu özel bilim kuru-
lundan geçip Kültür Bakanlığı'nın onayına sunulacak...
Ne ki, bilim kuruluna üye olarak alınan kazı başkanı
aynı zamanda Antalya Kültür ve Tabiat Variıklannı
Koruma Kurulu Başkanı ve yanı sıra Kültür ve Tabi-
at VarlıklannıKorumaYüksekKuruluüyesi... İlgili ya-
sa, koruma kurulunun gündemine gelecek bir proje
çalışmasında kurul üyelerinin görev almasına izin
vermiyor... Aya Nikola için kira sözleşmesi hazırlayıp
"bilim kurulu" adıyla sözde bir kurul yaratanlar, an-
laşHan bu durumun farkında değil...
Aslındafarkındalar... Çünkü yurtdışından bir Ame-
rikan vakfı ve yurtiçinden Vehbi Koç Vakfı'ndan bul-
duğu mali destekle kazı çalışmalarını sürdüren kazı
başkanı, Aya Nikola'nın ticari amaçla kiralanmasına
karşı çıkıyor... Kazı başkanına rağmen böyle bir kira
sözleşmesini yürüriüğe koyabilmek için ya Bakanlar
Kurulu karan ile kazı başkanının belgesini iptal etmek
gerekiyor ki bu hem çok zor bir iş hem de skandalın
boyutlarını büyütecek bir gelişme ya da kazı başka-
nını projenin içine katıp bir bakıma suça ortak etmek!
Kazı başkanı, izni olmadan adı böyle bir organizas-
yonda yer alınca yetkililere bir mektup yazarak du-
rumu protesto etti...
Talay'ın henüz açıklayamadığı kira sözleşmesi ye-
ni skandallara gebe görünüyor... Bekleyip görelim...
SESSIZ ŞEDASIZ (!) , ^ NURÎKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku/j yahoo.com
Herkesin bir öyküsü vardır; politikacılann masalı!
Amerîkalılar, pasaporfları damgalıyop
Yılbaşı tatilini Amerika Birteşik Dev-
letleri'nde geçirmeyi planlayan üç ki-
şilik bir aile, vize için Istanbul'daki
ABD Konsolosluğu'na başvuruyor...
Başvuru için kişi başına 45 dolar pa-
ra alan başkonsolosluk, aiieye vize
vermiyor...
Olabilir... Vermeyebilir...
Ama pasaporta "application rece-
ived" yazıp kişinin vize başvurusu
yaptığına dair damga vuruyorlar...
Damganın peşinden vize pulu bulun-
madığı için pasaport sahibi resmen
damgalanmış oluyor...
Amerikan konsolosluğunun vize bö-
lümündeki yetkililer bu uygulamanın
Amerikan kanunlanna göre bir uygu-
lama olduğunu söylüyor... Yani, Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin düzenledigi pa-
saportu "damgalama" yetkisini ken-
dilerinde görüyortar... Güya bu dam-
ga, yeni bir başvuru yapılırsa Ameri-
kalılann işine yanyormuş... Amerika-
lılar, vize vermedikleri kişileri bilgisa-
yar kayıtlanna geçiremeyecek denli ge-
ri kalmış olmadığına göre yalan söy-
lüyorlar... Yalan söylüyorlar çünkü,
"damgalf birpasaportu kaybedip ye-
nisini çıkarmak olası... Amerika-
lılar, vize vermediklerinin bilgi-
^sayarda kaydını tuttuklarına
göre, pasaportu damgalamak-
la insanlara hakaret etme hak-
larını kullanıyorlar... Hem öyle bir kul-
lanıyorlar ki, vize başvurusu reddedi-
lene 45 dolannı geri vermedikleri gi-
bi yeniden görüşmek için form doldur-
tup bir 45 dolar daha istiyorlar...
ÇED KOŞESI
OKTAY EKİNCt
îvedi 'başkent yasası'...
Ankara daki son gelişmeler,
daha önce de dile getirdiğimiz
"başkent yasası"nın ne denlı
"ivedi" ve "yaşamsal" birzo-
runluluk olduğunu, gıderek da-
ha da önemle kanıthyor.
Çünkü yerel yönetimin imar
^tkilerini "biHın rt akd dışı"
bir anlayış içinde kuHanması so-
nucunda. herhangı bir kent de-
ğil, "başkentimiz" tahrip olu-
yor...
Bir başkentin ise sadece o
kentte yaşayanlann değil, "tûm
ulusun" ortak değeri oiduğu
göz önüne ahnırsa, "yerel de-
mokrasi"(!) adına bu ulusal
zenginliğin ve "onur kaynağı-
nın" sıyasal tercihler altında sü-
reklı "hırpalanmasına" seyir-
ci kalmanın "demokrasiyle"
de bağdaşır bir yanı bulunmu-
yor...
•••
Bu konuyu birkaç ay önce
gündeme getirdiğimizde baş-
kentimizi yaralayan uygulama-
lara çarpıcı örnekler olarak ken-
ti Daüas'a benzeten "köprüiü
kavşaklar" ile bulvarlardaki ye-
şıl refüjleri adeta "prangalı
mahkûmlar" konumuna sokan
sayılı karanyla da bir "kentsel
ve doğal miras" olarak koruma
altına alınmasına rağmen...
•••
Yine daha önce de belirtmiş-
tik... Dünyada birçok ülke, baş-
kentlerini "ayn ve özel yasalar-
la" yönetiyor. Üstelık bu "ay-
ncaik", bizdeki gıbı "kent kül-
türü yoksunu" beledıye yöne-
ticileri olmadığı halde yapılı-
yor. Çünkü hiçbir ülke, başken-
tinin kimlığini ve geleceğini
"demokratik rastlantılara"
terk etmek istemiyor...
Örneğın Paris_. 19. yüzyıldan
ben her zaman Fransa'daki di-
ğer kentlerden ayn ve "özel bir
statü" içinde. Son olarak
1982'deki düzenlemelerle de yi-
ne farklı bir yönetimle "Paris"
olma özelliğini sürdürüyor. ör-
neğin "Paris Belediyesi" ile
merkezi hükümete bağlı "Pa-
ris Departmanı", birlikte ve
aynı "Paris Meclisi" bünyesin-
deler...
Benzer şekilde Ingiltere'de
de yerel yönetim hukuku için-
de Londra için aynca "Gre-
ater London Authority Act"
(Büyük Londra Yönetim Yasa-
\
V - i
Başkentimiz bu zincirlerden "özel yasayla" kurtulabilir...
çırkin, kaba ve "faşizan" görü-
nûmlü dev zincırlen ve "gürz-
leri" göstermiştik...
Aynı duyarsızhğa, Anıtka-
bir'in kent üzerindeki "etkisi-
ne" adeta meydan okuyan ve
üstelik "yasadışı yöntemlerle
4kat yerine 8 kat" yükselme-
sne göz yumulan "Başkent
Kastanesi" ınşaatı da eklenin-
c:, Ankara'ya artık sadece "ulu-
sıl onur" adına değil, "Cum-
huriyetin esenliği" açısmdan
<k "özel imar yasası" gerekti-
ğaıi vurgulamıştık... (Cumhu-
ryet/18 Temmuz 2000).
Uyanlanmız yetkili kesimle-
Tn bir kulağmdan girip öbür ku-
l^ından çıkarken, bu kez de ay-
r^urum Kuğulu Park'ta yaşan-
naya başladı... Başkentimize
\ne Cumhuriyetin "çağdaş
İent özlemiyle" armağan etti-
ğ bu "çok özel" parkın çevre-
sne yapılmak ıstenen "kavşak
dizenlemesi" de Ankara'nm
aygu ve zarafet yüklü bir kö-
ssine "kara bulut" gibi çök-
ıeye başladı...
Ustelik Ankara Koruma Ku-
nlu'nun 11.6.1999 gün ve 6270
sı) var. "Londra Anakent Yö-
netimi" Beledıye Başkam ve
"Londra Asamblesi"nden olu-
şuyor. Başkan ve asamble üye-
leriiseenaz 12 ay Londra'dake-
sintisiz yaşayan ve bir "işi" ya
da taşınmazı bulunanlarm ver-
dikleri "Londra oylanyla" se-
çilebiliyor...
Tokyo'da ise vali ile beledi-
ye başkanı aynı kişiler. 127
kışilik "metropolitan kent
meclisi" üyeleri doğrudan
seçiliyor. Kentin imarına da bu
meclis bakıyor ve "Anakent-
ilçe çekişmesi" gibi durumlar
hiç yaşanmıyor...
Bu örnekleri çoğaltmaya
yerimız yok. Ancak şurası kesin
ki dünyada başkentini "sözde
demokrasi" adına kurda kuşa
teslim eden "ender" ülkeler-
den bıriyız. "Ankara kent kon-
seyi" olarak örgütlenen demok-
ratik kuruluşlar artık bu gerçeği
görmeli ve hemen harekete geç-
meli. Türkiye'nin de "başkent
yasası" bir an önce devreye gir-
meli...
Yoksa Kuğulu Parkı da yerler,
hatta TBMM'nin bahçesini de...
HAYVANLAR ISVAILCÜLCEÇ igulgec@yahoo.com
KlM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK behicakm turk.net
i •'
ÇlZGÎLİK KÂMİL MASARACI
H A R B İ SEMİH POROY semihporoyuj yahoo.com
BULUT BEBEK MRAYçtfTçt bulutbebek(5 hotmail.com
Yalnız.
TARlHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 19Kasım
İNKALARIN KAY/P K£NTI 'MACHU PtCCHUT.
UfJLÜ £.fO£G S'MOt* SOCffAe'LSI iCSrLI SHt
Ğ İNKA
, •tS32'c>£,
S
OAHA ıt-e&r
Bı/e HAZINENIN DE oe/m*
. fc£tJTİ BULMAy* f&UZAB. VTEKGAf BrMGHAM, GE-
. s/>zı tcuçu/c /puçc4G<
, CUZCO 'AlUfJ KUZSYrn/OE/Z/ AtJO DAĞlARf
(OS4m)+1/*CHlJ PICCUU 7-Ef>eSİNt>E KEMTİ 9
K.EŞFeTMIfTI- • HAZİUB gULUNAMAMIfTl AMJk, tÜKAL
KA Air ÇOK İLCfNÇ 8/# KEfijr O*7M>* ÇJtG4/e/İ.Mf?r/
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
Öyleyse...
Yanımdaki masada, çevresine toplanmış ka-
dınlı erkekli bir gruba yüksek sesle bir şeyler an-
latan, şakaklanna kır düşmüş, Versace' kravatlı
adamı dinledikçe, ilkokul yıllanma uzanıyordum anı-
lanmda... Çocuklukyaşlanmdantanıyordum onu...
Cihangir'de sokak komşumuzdu... Sormagir So-
kağı'nın en lüks apartmanlanndan birinin sahibiy-
di babası... Çankın'dan gelmiş, Sultanhamam'da
sırt hamallığı yaparken, Variık Vergisi furyasında
bir han, bir de apartman sahibi olmuştu... "Para-
lanlanetlidirbunlann..."derdi annem, "evlennegit-'
me sakın!.."
Ama öyle çoklardı, öyle çoğalıyorlardı ki... Ön-
ce Cihangir'e, Talimhane'ye*, Gümüşsuyu'na; Ayas-
paşa'ya, Maçka'ya, Şişli'ye el atmışlar, sonra
1955-1975 arası, o uzun süren 'Rum göçü' yılla-
nnda Beyoğlu'nu, Kurtuluş'u, Pangaltı'yı, Tarlaba-
şı'nı ellerine geçirmişlerdi. Hiçbirinde alın teri, hiç-
birinde emek yoktu bu sahip oluşların... Çaiarak
çırparak, talan ederek, el koyarak, dolandırarak
sahıp oluyorlardı sahip olduklanna. Görüyor, ya-
şıyorduk... Anadolu kırsalını Istanbul'da burjuva-
laştırma politikası, bir 'etik felaket'e dönüşmüştü
o yıllarda. Vurguncu, vurduğuyla kalıyor; namus-
lu tüccar, namuslu sanayici, namuslu vergi mü-
kellefi namusundan pişman olur hale geliyordu.
Kapitalizmi de, liberalizmi de 194O'lı yıllann orta-
sından itibaren yozlaştıran, çürüten, kokuşturan
Saracoğlu'ndan Menderes'e, Menderes'ten De-
mirel'e, ızlenen "hükümet politikalan" olmuştu
Türkiye'de. Tan Matbaası'nın yakılması, Variık Ver-
gisi, Köy Enstitüleri'nin kapatılması, Amerika'ya
kapılanma, "Her mahallede bir milyoner!" çağn-
ları, 6-7 Eylül Olaylan, Vatan Cephesı, Milliyetçi
Cephe... Bütün bunlar birzincirin halkaları değil
miydi sonuçta?
'ÖzaVlı yıllar', daha önce ekilenlerin hasadıydı
yalnızca... Başlarda, bir toplumsal fenomen ola-
rak görülen 'kitlesel ahlaksızlık' giderek, yürütü-
len ekonomi politikalarının maddi zemini duru-
muna gelince, bir askeri darbeyle meşru bir çer-
çeveye oturtulmuş, ahlaksızlığı yasallaştırmanın
yollan da açılmıştı. Altın kaçakçılarının, uyuşturu-
cu kaçakçılarının, döviz kaçakçılannın, hayali ih-
racatçılann, vurgunculann, hırsızlann, banka soy-
gunculannın, kıyı yağmacılannın, mafya babala-
nnın 'kara paralan' nasıl aklanabilirdi yoksa? Yat
marinalan o lüks teknelerle nasıl dolar, o beş yıl-
dızlı oteller nasıl yapılır, o bankalar nasıl kurulur,
o gökdelenler nasıl yükselirdi?..
Daha önce yaşananlar olmasa, bilinmese, ör- *
nek alınmasa şimdi tanık olduklarımıza tanık ola-
bilir miydik? Bankerlerin, gece karanlıklarında
kendi bankalarının kasasını soydukları, annelenn
televızyon ekranlarında, 'kızımızorospu olamıyor'
diye ağlaştıkları, gazetecilerin milyon dolariık da-
irelerde oturdukları kaç ülke vardı yeryüzünde?
Eski sokak komşum, soluk almadan anlatıyor-
du yan masada... Sultanhamam'dakı hana iki kar-
deş daha gelmişti yıllar içinde... "özal'lapara gör-
dü cebimiz..." dıyordu, "dünyaya açıldık..." Ama
son aylarda işlerters gitmeye başlamış, Çorlu'da-
ki fabrıkalanndan bırinı kapatmıştı. "Gönül, herşe-
yisat... Çek, Florida'yagit, diyori.."Sonraekliyor-
du: "Çalışana ekmekyokbumemfekette!.." İki yıl
once bir villa satın almıştı orada... 'Deniz gören',
'bahçesiduvariaçevrili', 'iyikonımalı'... Dinleyen-
ler, başlarıyla onaylıyorlardı anlattıklannı... Artık
nasıl yaşanacaktı bu memlekette?.."
O da, birçok benzeri gibi kriminalize olmuş Tür-
kiye kapitalizminin taşıyıcılarından biriydi. Geçmi-
şi, varlığı, yaşamı ve idealleriyle aıt oiduğu sınıfın
tipik bir örneğiydi. Kara cahil, ama tuttuğunu ko-
paran, gözij dönmûş bir sırt hamalının tüm kalı-
tımsal özelliklerini, enerjisini taşıyordu benliğınde.
Ne okuduğu o 'iyi' okullar, ne geçırdiği o 'renkli'
Amerika yılları, lanetli geçmişinin izlerini söküp
atamamıştı üzerinden... Onu dinledikçe Civan'lar,
Bezmen'ler, Nadir'ler, Asittürk'ler geçiyordu göz-
lerimin önünden... Onlar da gitmişlerdi... O da gi-
decekti bir gün... Ama ne değişecekti bu gidişler--
le? Ne" değişmişti? Ne değişebilirdi?.. Düzen, gi-
denlerin yerine yenilerini üretiyor, gidenlerin yeri-
ne yenileri geçiyordu...
Öyleyse, düzeni değiştirmekten başka ne kalı-
yordu bize, geriye?.. Yoksa, önümüze sürülen,
dayatılan hayatlara razı mı olmuştuk bız? Yoksa
bizler de bir pay kapmak umudu mu taşıyorduk
içımizde, biryerlerde? Bu kadarderin miydi aldı-
ğımız yaralar? Tükenmiş miydik? Öyleyse... öy-
leyse...
Faks:0212-723 84 97
(e-posta: dkavukcuoglu<« tuyap.com)
BULMACA SEDAT YAŞAYA1S'
1 2 3 4SOLDANSAĞA:
1/ Nesli Çöl-
geçen'in bir
filmı. 2/ Yav- 2
rUjÇocuk... Is-
kambildeki
dört renkten
biri. 3/ Göre-
celi... Donuk
renkli. 4/ Vi-
zon adıyla da
anılan, kürkü 8
değerlı hay- g
van... Olum-
suzluk belirten bir
önek. 5/ Kızılırmak 1
Deltası'ndakiormana 2
venlen ad. 6/ Bir no- 3
ta... "Kahpe felek kıy- 4
ma bana yazıktır • Ay- 5
nlık elınden bağnm -
~'tir" (Karacaoğlan)
7/Içel'inSilıfkeılçe-
sinde antik bir kent...
Çamaşınn az kirli su-
yu. 8/ Kumarda ortaya sürülen para... Üzüntülü dü-
şünce.durumu. 9/ Eskiden kullanılmış bir çeşit fi-
tilli tüfe,k.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Asya'da bir ırmak... Rusya parlamentosuna ve-
rilen ad. II"— Sonu": Adalet Ağaoğlu'nun roma-
nı... Çok iri bir maymun. 3/ Ünsüzle biten bir söz-
cüğün ünlüyle başlayan sözcüğe bağlanarak okun-
ması... Üye. 4/ Fazladan kılınan namaz ya da tutu-
lan oruç... Bir zaman bınmi. 5/ Cılız, zayıf. 6/ llkel
bir sılah... Sıyasal inancını gızleyen kimse. 7/ Bir
maİın fiyatını arttırma... Borç ya da ödünç verme.
8/ Dava... Bir peygamber. 9/ Bir devletin başka bir
devlete yaptıği bildin... "Suna — " : Kemancımız.