23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 \> er SAYFA CUMHURİYET 19 KASIM 2000 PAZAR 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 'Tutuşupyanmak istiyorum' Tiyatroyla 'kendini kışkırtan' JulietteBinoche, New York'ta sahneyeçıkıyor Kültür Servisi - Çevirdiği son filmlerden umduğunu bulamayan Juliette Binoche, Fran- sa'dabu hafta gösterime giren Michael Hane- ke'nin 'Code Inconnu' adlı filminde rol aldı. Sanatçı aynı zamanda New York'ta Harold Pinter'in 'Trahisons' isimli oyununda sahne- ye çıkıyor. - Her akşam sahneye çıkıyorsunuz, oysa oyun resmi olarak henüz başlamadı. Bu durunı size garip gehniyor mu? JULİETTE BENOCHE - Evet biraz garip. Ama Amerikan sistemi böyle: Prova zamanı çok kısa tutulduğundan (sadece beş hafta), bu pre- view süresi oyuncular tarafından alıştırma dö- nemi biçıminde değerlendiriliyor. Oyunun yö- netmenı David Leveaux, oyunu bir müzik par- tisyonunu izler gibi, harfi harfine, duraklama- lan, suskunluklan ve en ufak ipuçlannı dahi de- ğerlendirerek yönetti. O yüzden yorumlamaya aynlan pay da azaldı. Böyle olunca da bir oyun- cu olarak bir haz beklemek için henüz çok er- ken. 'Emma' karakteri şimdilik karanlıkta. Iki adam aralannda konuştuklan zaman, kendi ye- rimi bulmakta zorlanıyorum. Bir de bazı komik repliklerin altını çizmeden oynamak istiyorum. Gülmelerin teşvik edilmeden, sadece o an o duygunun başka türlü ifade edilemeyeceği için gelmesini istiyorum. Hâlâ kendi yerimi aradı- ğımı söyleyebiliriz. 'Kendimi daha kınlgan hissediyprunı' - Ingflizce oynamak oyunculuğunuzu ne öJçü- de etkiledi? BİNOCHE- Ingilızce konusunda deneyim sa- hibıyım. (Londra'da, Pirandeflo'nun 'Naked' ad- lı oyununda oynamıştı.) Fakat mutlaka hatalar da yapıyorum. Bu da riskin bir parçası. Tiyat- ro her şeyden önce fiziksel bir yükümlülük. 750 kişi tarafından anlasılmak için nasıl yapa- biliriz? Balkonun son sırasında oturan seyirci ile sızden üç metre mesafede oturan seyirciye verdiğiruz karakterin gerçekliğinı nasıl aynı kı- labilıriz? Üstelik tiyatroda sinemada olduğu gibi sonradan dûzeltme olanağı yok. Tiyatro- da oyuncu kendi kendinin montajını yapar, sus- kunluklarla oynar. Teknik yönden düşünecek olursak, oyuncu kendini ifade etmek için vü- cudunu kullanır. Sinema böler, oysa tiyatroda seyirci neyı ızleyip neyi izlemeyeceğine ken- dısi karar verir. Oyuncu için bu filesiz bir de- neyimdir. Sadece bu tehlikeye atılmak bile oyuncu için önemli bir haz kaynağıdır. Sinema- da da bu oyunculuk hazını alırsınız ve canlan- dıracağınız karakter için iç dûnyanızda yapa- cağınız çalışma kesinlikle çok heyecan verir, be- raber oynamak ve ûretmek, bunlann tümü de güçlü duygulardır. Ama tiyatronun size verdi- ği seyirci ile bütünleşme, onunla tek bir yer ve zamanda duygulanmanın verdiği hisleri sine- ma size vermez. Tiyatroda yaşanamn bir daha asla geri gelmeyeceğini bilirsiniz, sinemada ise paralel dünya duygusu ağır basar: Sahnenin çevrildiği anın hatırası, çoğu zaman sahnenin kendi hatırasından daha güçlü. - New York'ta sahneye çıkıyorsunuz, Lasse Hallström fle 'Chocolat'ı Ingilizce çekiyorsu- nuz. Ağustos 1999'dan beri bir tek film. Bun- dan bir anlam çıkartabilir miyiz? BİNOCHE - Fransa'ya bır adım geriden bak- ma gerekliliği olabilir. Michaerın Cannes'da al- dığı tepkıyi pek anlayabilmiş değilim. Benim Binoche "Oyunculuk, bir karakterin diplerine kadar inip onun getişimini izJemenizi gerektirir" diyor. için üç düşkınklığından sonra gelen yeni bir kı- nklıktı. O zaman, kendi kendime 'Niçin böyle devam edeyim ki?' dedım. - Bu düş kınkhğuun nedeni sadece birtakun eleştirmenlerin tepkisiydL Eleştiriye bu kadar hassas olduğunuz bilinmiyordu. BİNOCHE - Evet bu y'enı bır şey. 'AKce ve Martin'den (Andre Techine) beri kendimi çok daha kınlgan hissediyorum. O filmin başansız- lığı beni çok üzdü, anlamadım ve bunu haksız buldum. Aynı zamanda toplumun çok daha cid- dı haksızlıklan var. - Düşkınkhklanndan söz ediyorsunuz ama.. belki de fümler başanh değildL OzeUikle' Saınt- Pierre'in Dulu'(Patrice Leconte) ve ' Yüzyılın Çocuklan' (Diane Kurys)_ BBVOCHE - Eski dönemleri yeniden kurma- da bir sorun olup olmadığından şüpheleniyo- rum. Ama en önemlisi, hiç yönetilmemiş olma hissi. Hepsi bu. Yalnız başıma kâğıdımı doldu- rup düzgün bir yazı ortaya çıkartabılirim. Ama o zaman kendimi aşmış olmam, çünkü bunu ben- den bekleyen kimse yok. Oyunculuk işi bir ka- rakterin diplerine kadar inip onun gelişimini iz- lemenizi gerektirir. Bu da yönetmenin çok ze- ki ve bilinçli olması demektir, çünkü ışığı ve netliği, ifade edilmesi gerekeni ortaya çıkara- cak olan odur. 'tngiliz Hasta'da Antfaony Ming- bella oyunculara sorular soruyordu, yanıtlan- nı buhnak da bize düşüyordu. Bizi bir yaratı- cılık unsunı gibi kullanıyordu, ama oyuncula- nn bütün sorunlan çözeceğini de düşünmüyor- du. Film, hepimizin birlikte oluşturduğumuz bir daire. Ama bu tarz zorluklar oyuncular için çok erken başlar. lyi tiyatro kurslannda kendileriy- le beraber arayış içinde olan insanlarla karşıla- şırlar ama.. hemen sonrasmda onlardan yarar- lı olmalan beklenir. Kendi sınırlannı zorlama- lan değıl. Bu da insanın dengesini bozuyor. Tu- tunacak daluuz kalmıyor. O zaman, evet tiyat- ro benim için kendi kendimi kışkırtma biçi- mim. Michael'la çalışmamda da olduğu gibi. Yeni film projesi VValter Salles'la - Onunla çahşmayı arzulamıştuuz. ÇekimJe- rin gerçeği bekkntiJerinizi karşuadı mı? BİNOCHE- Evet, onunla çalışma isteği ve- ren 'LeSeptiemeContinent'ı izlemiştim. Sine- mayı bir dil gibi kullanan ender yönetmenler- den biri o. Onun hassasiyeti inanılmaz ve ka- rakterin içinde olan bitenlerle doğrudan ilişki- li: Her hareket, her nefes ahşveriş önemli. Bü- tün hareketlerin organik bir yönleri var, karak- terin özel ihtiyaçlanndan kaynaklanıyor. Her ha- reket düşünceyle bağlantıh. Bir de Michael çok espritüel biri. Isteklerini çok kesin bir dille ifa- de etmesini de bilir, kolayhkla memnun olmaz. Benim ihtiyaç duyduğum da bu titizlik. Bir projeye kendinizi adarsanız her şey kolaylaşır. Başanh yönetmenler her şeyi kolaylaştınr. Baş- kasının size güvenmesi, daha ileri hatta gere- kenden de ileri gitmenizi sağlar. Bu mesleğe duy- duğum tutkunun nedeni de bu. 'Code Inconnu'deki metro sahnesinde, yıl- lardır tiyatroda rastlaştığım MauriceBenkbou ile beraber metroda bir gece geçiriyoruz. Zor bir sahne, çünkü hem iç dünyanızı koruyacak hem de dışardan gelenlere açık olacaksınız. Bir de orada hiçbir yerde rol almamış genç bir çocuk vardı. Beni çok şaşırttı. Bambaşka bir boyut. - Sizin asd ihtiyaç duyduğunuz yeni insanlar- la tanışmak dhebüir miyiz? BİNOCHE - Evet, olabilir. Bazen bir proje- yi konusu için seçersiniz, çünkü bu arayış sizi ilgilendiriyordur. Ve bir de bakarsınız ki diğer- leri sizinle aynı frekansta değil, onlann istek- leri başka başka yerlerde. Yine de devam etmek gerekir. Aklıma kendi isteklerine kapanan Isa- bel Adjani geliyor. Hiçbir şey onun arzu ettiği kadar iyi olamayacak.Isabeue Huppert'i düşü- nüyorum. Yıllarca olağanüstü olmayan fılmler çekti ve çekimlere devam etti. Sonunda bunla- n yavaş yâvaş değiştirdi ve bugün bulunduğu yere geldi. Benim birçok değil, tek bir tutkum var. Tutuşup bütünüyle yanmak, verebileceği- min tamamını vermek istiyorum. Işıldamak is- tiyorum. O zaman alevi sürekli canlı tutabili- rim... Ama bana yakacak odun lazım... - Yakacağuuz bir sonraki orman? BİNOCHE -Önce bu oyun, ardından da ge- lecek yıl bir film projesi. Rönesans çağında Floransa. Dört yıldır üzerinde çalışıyorum. \¥al- ter Saûes'in ('CentraldoBrasfl') eline geçtiğın- den beri proje yeni bir boyut kazandı. Bütün dün- yada o kadar iyi yönetmenler var ki, onlarla ça- İışmalı, Fransız olmalan şart değil. Michael ve Walter gibi gerçek bir tarz sahibi olan ve risk ahnaktan korkmayan insanlar bulmalı. Isabelle Adjani, 25 yıl aradan sonra 'Kamelyalı Kadın'la tiyatroya döndü 'Sanidkendiyaşamtnı oynuyor' Kültür Servisi - Sarah Bernhardt, Vıvi- en Leigh ve Greta Garbo'dan sonra 'Ka- mehah Kadın'ı şimdi de IsabelleAdjani oy- nuyor. AHredo Arias'm yönettiğı, Isabelle Adjani'nin yorumladığı, oğul AIexandre Dumas'nın melodramı 'Kamer/ab Kadın' 'ışütüı' biçimde yeniden sahnede. Du- mas'nın romanından ReneedeCecatty'nin uyarladığı oyunda Yannis Baraban. Aııro- re Ckment ve Dkner Flamand rol alıyor. Kostümlerini DommiaueBorg'un hazırla- dığı oyunun orijınal mûzığı Arturo Annec- hino'ya aıt. Temmuz ayınm ortalarında Theatre des Varietes'de yönetmen Arias, oyunu roman- dan uyarlayan Ceccatty ve Isabelle Adja- ni üç ay süren provalara gizlice başlamış. En başından basına karşı alınan tavır, oyu- nun ne kadar büyük bir disiplin içinde yü- rütüldüğüne dair bir ipucu venyor aslmda. Adjani'nın; "Oyunun prömiyerine kadar hiçbir gazeteciye röportaj verilmeyecek. Eğer prömiyerden sonra beni röportaja la- yık görürseniz o zaman vanm" sözleri sa- natçının ciddiyetinin de göstergesi. Arias ve Ceccatty'ye göre Isabelle'in bu proje- de çok emeğı var; örneğin, provalann üç ay sürmesinde onun isteği etkili olmuş. Önce tek başına, sonra Armand (Yannis Ba- raban), daha sonra babası (DidierFbmand) ve en son olarak da topluluğun tamamı ile çalışmaya da kendisı karar vermiş. Prova- ların nasıl gerçekleşeceğini planlayan Ad- jani aynı zamanda oyunculann seçiminde de hazır bulunmuş. Sanatçı çahşma orta- mının düzenine gösterdiği özeni kendi oyunculuğunda da gösteriyor. Örneğin Bo- ugival'de çay içme sahnesine hazırlanmak ve artık bugüne ait olmayan hareketleri doğru yapabilmek için, o döneme ait resün kitaplanndan faydalanmış. Baltmıs'dan na- sıl oturacağını, nasıl eğileceğini öğrenmiş. Le Nouvel Observateur'de yer alan Odile Quirot imzalı yazıda Isabelle Adjani'nin 'Kamelyah Kadın'ı oynamayı çok istediği vurgulanıyor. Yönetmen Arias ve Adja- ni'nin her şeyi tiyatroya ıthaf ettiğine de- ğınılen yazıda; "Tryatro onlann sığınağr deniliyor. Marigny'deki tiyatroda kırmızı kadife perdeler, çerçeveler, altınlar, localar, siük tüllerle Jacques RouveyroDis'in yarattığı bu şeffaf alanda. beyaz ve alevlı ışıklarla hem Arias'ın illüzyonunun hem de Adja- ni-Marguerite efsanesinin yüceltildiği vur- gulanıyor. Yorum, ince bir zarafet ve etki- leyici bir akıcılık olarak tanımlanıyor. Isabelle Adjani'nin 'MatmazelJube' sa- yıhnazsa 25 yıllık bir aradan sonra tiyat- roya geri dönüşünün Fransa'da ulusal bir olay olduğu beürtiliyor. 'Adele H' ve 'Camflk Claudel' dışında sinemada kendini gösteremediğı, bu 'çefim- siz' filmografinin yeteneğinin karşılığı ol- madığı savunulurken aynı dönemın oyun- cusu olan ve hiçbir zaman bir yıldız olma- yıp oyunculuk yapan Isabelle Huppert'in, sahnelerde ve ekranlarda rol aldığı anım- saülıyor. Yazı, Adjani ile rolünü özdeşleştiren bir yorumla sona enyor: "Adjani'yi Marigny sahnesinde bir ha- yalet gibi bembeyaz gördüğümflz zaman bu kez kendi yaşamını oynadığı duygusu- na kapıta>oruz. Kendini adanuş, kendini kaybetmiş, feda ermiş. anlaşdmanuş, top- lumun bir \ampir gibi kanını emip yargı- ladı^L. sonra da deliren Adjani'nin kendi- sLZamanoıûsnındehükümkuramadığıyü- zûnden yaşlar süzûlüyor. EUerini büküp yerlerde yuvariandığı zaman her şey ger- çeğe benzhor. Günah çıkardığı zaman, gi- zemini konıyor. Öldüğü zaman gömdüğü sanki taşunası çok ağır olan kendi efsane- si" Prodüksiyonunu Theatre Marigny-Robert Hussein'in yaptığı oyun 18 Ekim'den be- ri sahneleniyor. Yarın başlıyor l.Uluslararası Mimarlık Haftası Kültür Servisi-'TepeMt- marhk Kültürü Merkezi' tarafından düzenlenen '1. LTuslararasıMimarükHaf- taa' 20-24 Kasım tarihleri arasında Istanbul'da yapıh- yor. Bundan böyle heryıl dü- zenlenecek olan mimarlık haftasının bu yılki teması 'Değer Verme ve ÖdüDen- dinne' çerçevesinde ulus- lararası sergiler ve konfe- ranslar yer alacak. Hafta süresince Atatûrk KûltûrMerkezi'nde, üç mi- marhk sergisı açılacak. 23 Kasım-7 Aralık tarihleri arasında açık olacak olan sergiler, 'UlusbrarasıPritz- ker.MimarlıkOdülü', 'Ukıs- lararasAğaHanMnnarhk Ödflfleri've 'Tûrkive Mi- maıiar Odası Mimarhk Ödûlleri'ni kapsıyor. Haf- ta süresince aynca, 'Değer \%rmeveÖdüfler' başlığı al- tında 'Psikotojide, Edebi- yatta ve Sanatta ÖdûHen- dirme' konferansı 20 Ka- şım'da saat 16.30'da Bflgi Üniversitesi'nde. 'Tasarun Aknbrmda ÖdüDendirme' konferansı 22 Kasım'da sa- at 17.00'de Yıkfaz Üniversi- tesiOditoryumu'nda, 'Mi- mari Tasanmda Ödüfler' konferansı ise 24 Kasım'da saat 17.00'de ÎTÜMakine Fakültesi'nde gerçekleşti- rilecek. Y A P I Y O R L A R ? Susan Sontag 'a 'Ulusal Kitap Ödülü' • Susan Sontag, Amerikalı yazarlar için en prestijli ödül olan 'National Book Avvard'u OJlusal Kitap ödülü) kazandı. 67 yaşındaki Sontag, ödülünü 15 Kasım Çarşamba gecesi düzenlenen ödül töreninde 'In America' adlı kitabıyla aldı. Bilim-kurgu yazan Ray Bradbury'de 'Fahrenheit451' ve 'The Martian Chronicles'la 'yaşam boyu başan' ödülüyle onurlandmldı. En iyi şiirdalındadal988- 2000 yıllan arasmda yazdığı şiirlerden oluşan kitabı 'Blessing the Boats'la Lucille Clifton kazandı. • Ceorges Moustakl, Nazilere karşı direnen Jean Prevost'un 12 Haziran 1940'taVercors'da ölümünden önce yazdığı veda şiirini internette dolaşırken tesadüfen keşfedip, şarkı yaptı. Yeni albümünde yer alacak parçanın ismi 'Le petit Testament'. • Sting, Phil Collins ve Elton John'dan sonra yeni Disney yapımı olan 'The Emperor's New Groove'un fihn müziğine imza atacak. • Al Paclno Patrice Chereau'nun yönettiği 'Betsy and the Emperor' adlı fılmde Napolyon'u canlandıracak. • Luclano Pavarottl'yi şarkı söylemek üzere Atlantic City'deki 'Taj Mahal' adlı oteline davet eden Amerikalı emlak kralı ve playboy Donald Trump, tenorun o geceki performansmı beğenmeyerek yaptığı ödemenin iadesini istedi. Resitalden sonra çok sinirli olduğu gözlenen Trump'ın, Pavarotti'nin soyunma odasına giderek, 'hiç değilse kendisine yaptığı ödemenin yansını iade etmesini' istediği bildirildi. Pavarotti'nin o gece formunda olmadığını kendisinin de kabul ettiği ve Trump'tan özür dilediği, parayı iade etmektense başka bir akşam yeniden sahneye çıkmayı önerdigi belirtildi. • Jean Paul Belmondo, kırk yıl aradan sonra televizyona geri döndüğünü açıkladı. Fransa'nm efsane film yıldızlanndan, yeni dalga sinemasının sembolü olan aktör, 'Ferchaux' adlı bir 'George Simenon' romamnm iki bölümlük televizyon uyarlamasında, politik ve finansal bir skandala kanşmış zengin bir sanayiciyi canlandınyor. Dizi, Fransa'nın televizyon kanalı 'TFl'de gelecek hafta yayımlanmaya başlayacak. • Michael Calne, asıl adıyla 'Maurice Micklewhite' şövalyelik unvanı aldı. Kraliçe tarafından 16 Kasım'da Buckıngham Saray'ında, tiyatro sanatına yapmış olduğu hızmetlerden dolayı 'Sir' unvanıyla onurlandmldı. Michael Caıne, bunun kendisi için büyük bir onur olduğunu söyledı. 67 yaşındaki aktör insanlann kendısıni 'Michael Caine' olarak tanıdığını, kendisinin de bu ismi çok benimsediğini bu yüzden de 'Sir Michael Came' ismini kullanacağını ifade etti. • David Cronenberg, şubat aymda Sharon Stone'u 'Basıclnstinct2.' _ filminde ,-BT yöneteceğini • ^ , açıkladı. Senaryosu Henry Bean ve Leora Barish tarafından yazılan filmde Stone'un canlandırdığı "Cathenne Trameir karakteri New York'ataşınıyor ve yazarlık kariyenne orada devam ediyor. Nişanlısı ölü bulununca da cinayetle suçlanıyor. Stone 'Basıc Instinct'in ilkinde Michael Douglas ile oynamıştı. • woody Allen ve onun 'New Orleans Jazz Band' grubu, New York'taki bir gece kulübünde her pazartesi canlı müzik yapıyorlar. Woody AUen klarinet çalarken grup üyelerinden Simon Wettenhall trompet, Cynthıa Sayer piyano, Jerry Zigmont trombon, Grenn Cohen bass, Rob Garcia da davul çalıyor. Woody AUen, 1964-1968 yıllan arasında 'Woody Allen, Stand up' adh bir albûm çıkarmıştı. , • Mlchei ' Houellebecq'in, Ahnanya'da kült olan kitabı 'Les partıcules elementaires' (Temel Parçacıklar) kasım sonunda Frantz Castorf tarafından Berlin'de sahneye konacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle