Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20EKİM2000CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Gazetelerden
Gazetenin eski dildeki adlanndan bin de rûz-
nâme. yani günlük.. Fransızcada da bu sözle anı-
lıyor gazete: "Journal."
Gazetelerin sütun aralannda gezerken günün,
dolayısıyla toplumun fotoğrafını çekebiliyorsu-
nuz.
Dilerseniz 19 Ekim 2000 tarihli gazeteler ara-
sında gezinelim biraz.
Yahya Murat Demirel hapishaneden bir ga-
zeteye yazdığı mektupta, "ölmek istiyorum" di-
yor ve işkenceye maruz kaldığını anlatıyor.
Doğru söyiüyorsa eger, demek artık siyasiler ile
çul çalanlar dışında, banka hortumlayanlara da
işkence yapılıyormuş. Insan haklarına aykırı, iş-
kencede eşitlik ilkesine uygun.
Bir gazeteci, Demirel soyadını taşıyan genç
kuşak vurgunculann göbek adlannın Yahya ol-
masından yola çıkarak, "Herhalde büyük baba-
larının adı Yahya idi" demiş.. eski Cumhurbaş-
kanı bu işe çok üzülmüş.
Sayın eski Cumhurbaşkanı, Yahya Murat De-
mirel bıçaklandığında, Egebank'taki haltlardan
duyduğu üzüntüyü değil de yeğenine Sıvas'ta
saldırılmasına duyduğu üzüntüyü dile getirmiş
ve "Yargısız infazın sonu böyle olur" demişti.
Şimdi iş yargıya dökülünce göbek adı olan Yah-
ya'ya üzülüyor. Ne diyelim?
* • •
Hikmet Çetinkaya'nın sütununda ise üç ti-
şört ile 450 bin lira gaspettikleri için yaşları 17 ile
21 arasında değişen üç gencin, sonradan arka-
daşlarının, "Biz bunları onlara isteyerek verdik"
yollu ifadelerine karşın, 22-30 yıl hapis cezasına
çarptınlmaları öyküsü var.
Başka bir gazetede belirtildiğine göre eski Art-
vin MHP il Başkanı Aydın, Içişleri Bakanı Tan-
tan'a mektup yazarak, kardeşinin Istanbul 7. Ağır
Ceza Mahkemesi Başkanı Adil Güreşçi'ye sü-
rekli para verdiğini, bir araba aldığını, onun da
kardeşini kovuşturmalardan kurtardığını bildir-
miş.
Tunca Özkan ise uzun yazısında Ord. Prof.
Sulhi Dönmezer'in, batık bankalar lehine mü-
talaa vermesini yadırgıyor. Tunca'nın yaşı genç
olduğu için bilmez belki de, bir de hazretin bir za-
manlar TCK 141-142 sanıkları için verdiği bilirki-
şi raporlannı ve bu konuda Yargrtay karannda
yeralan ibareyi bilse....
Bir başka habere göre Içişleri Bakanhğı, Fet-
hullah Gülen'in devletteki uzantılan için rapor
hazırlayan memurlara, "kin ve gareze dayalı" ra-
por hazırlamak suçundan disiplin cezalan venniş.
Oh olmuş! Hoca Efendi ile uğraşırlarsa, Allah
çarpmasa, devlet çarpar adamı.
• • •
VVashington Enstitüsü'nün Türkiye uzmanı
Makovsky, Ermeni soykırımı tasansına karşı çı-
karken, "Türkiye'yi kullanmanın bedeli var" de-
miş. - —"*••*
Densiz herif! Ne yani.. ABD Türkiye'yi kullanı-
yor, Türkiye kendini ABD'ye kullandırıyor mu?
Ertuğrul Özkök, ABD Komünist Partisi lideri
Guss Hall'ın ölümünü bildiriyor. Hall, hep parti-
sinin bağımsız olduğunu iddia edermiş. Ama
Moskova'da yayımlanan belgelere göre Hall'ın
partisi ya da kendisi, 1971 -90 tarihleri arasında,
40 milyon dolar para almış Sovyetler'den.
Yılda 2 milyon ediyor. Demek ki, Moskova da
kullandıklanna tam bedelini vermiyormuş.
Bu arada Hall, New York'un en zengin banli-
yölerinden birindeki kendi mülkünde oturur, ken-
te şoförlü limuzinle gidip gelirmiş. Çünkü kimse
bu komüniste ev kiralamayı kabul etmediği gibi,
New York yönetimi de kendisine sürücü belgesi
vermiyormuş.
Gözünü sevdiğiminin özgürlükler ülkesi!
Bir gazete, Meclis Başkanlığı seçimi haberine
şu başlığı atmış:
"Izgi burun farkıyla"
Yakışıksız bir yakıştırma.
Bu arada Sayın izgi'nin eşi baş Asena imiş,
kendisi de hafta sonlan, dağa bayıra, kurtlan bes-
lemek için yiyecek bırakımnış.
DSP'li bir milletvekili, eski bir milletvekili arka-
daşının TBMM başkanlığı adayları konusunda
şunları söyledığinı aktarıyor: "Ikisi de faşist. Hiç
değilse Başesgioğlu daha az faşist, bari o se-
çilsin."
Ben bu iddialar hakkında lehte aleyhte hiçbir
şey söylemiyorum.
Turizm Bakanı Mumcu, 22 Ekim sayımında,
500 bin turistin otel odasına kapatılarak sayılma-
sını "tam bir ilkellik" olarak nitelemiş. Bir gazete
de "Turiste Gâvur Eziyeti" diye başlık atmış.
Oh olsun! Hep bize gâvur eziyeti yapacak de-
ğillerya, biraz da gâvura yapsınlar....
Oktay Ekşi ise köşesinde "Bir ahlak hamlesi
gerekli" diyor.
llahi üstat!..
DTPnin kurultayı bugün
Sezgin: Demirel
siyasetin içinde
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Demokrat Türkiye
Partisi (DTP), yasal
zorunluluklardan
kaynaklanan
olağanüstü kurultayını
bugün yapıyor Eski
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'ın
siyasete dönme
beklentısini koruyan
DTP Genel Başkan
Vekilı îsmet Sezgin,
"Politikada olaylar
süratle gelişebinr"
dedi.
DTP'nın 18Nısan
seçımlerinde 179 bin
800 seçmenle binde 5
oranında oy almasının
ardından Hüsamettin
Cindoruk genel
başkanlığı bırakmıştı.
Olağanüstü kongreye
gıtmek için gereken
yasal süreyi fazlasıyla
aşan DTP, uzun süre,
Çankaya Köşkü'nden
aynlan Süleyman
Demirel'in karannı
bekledi. Bir dönem
"Sonbahan bekleyin"
diyen ve 4.5 ayda 20
binden fazla kişiyle
görüşen Demirel'e
bağlı planlan,
Egebank'a ilışkin
soruşturma ve davalar
etkiledi.
Özel işlem, özel iletişim vergileri ve eğitime katkı payı, 2001 ve 2002 yılında da sürecek
üderler, ek vergıler içm
• Bakanlar Kurulu toplantısında, 200Ö yılında bir defaya mahsus
olmak üzere konulmuş olan ek gelir, ek kurumlar, ek motorlu
taşıtlar ve ek emlak vergilerinin kaldınlması benimsendi. Zirvede,
enflasyonun düşmesine koşut olarak gecikme zammının yüzde
5'e, tecil faizinin ise yüzde 3'e indirilmesi kararlaştınldı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Liderler zirvesinde, deprem vergilerin-
den özel işlem, özel iletişim vergileri
ile eğitime katkı payının 2001 ve 2002
yıllanndada alınması benimsendi. Ba-
kanlar Kurulu'nun yetkisinde olan ek
önlemlere ilişkin düzenlemelerin de ilk
toplantıda ele aluıacağı açıklandı. Bu
kapsamda gündeme gelecek artışlann
harçlar, maktu vergiler, damga pulu gi-
bi kalemlerde olacağı belirtildi. KDV
artışı da Bakanlar Kurulu yetkisinde
bulunuyor. KDV artışına gidilmesi ko-
nusunda kesüı bir karar açıklanmaz-
ken bu yönteme başvurulacak olursa
beyaz eşyada, yani dayanıkh tüketim
mallannda KDV artışına gidilebilece-
ği kaydedildi. Zirveden sonra açıklama
yapan Başbakan Bûlent Ecevit, zirve-
de halkı rahatsız edecek bir karann
alınmadığını belirtti.
Liderler zirvesi, dün Başbakan Ece-
vit, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Ba-
kanı Devlet Bahçeli. Başbakan Yardım-
cısı Hüsamettin Özkan ile Maliye Ba-
kanı SümerOral'ın katılımıyla toplan-
dı. Başbakan Yardımcısı Mesut Yü-
maz'ın Brüksel'de olması nedeniyle
katılmadığı lıderler zırvesinden sonra
açıklama yapan Başbakan Ecevit, bu
vergilerin sanayideki üretimi aksat-
mayacağını belirtti. Ecevit, "Baahiz-
meüerin üzerine, baa işlemlerin üzeri-
ne vergi geliyor; fakat ücretiilerin üze-
rine herhangi bir vergi gelmiyor" dedi.
Zirveden sonra yapılan yazıh açık-
lamada, özel işlem, özel iletişim ver-
gileri ve eğitime katkı payının ekono-
mik program sürecince devamma iliş-
kin yasa tasansının gelecek hafta TB-
MM'ye sevk edilmesinin kararlaştı-
nldığı bildirildi. Açıklamada, "Böy-
lece2000yıhnda bir defaya mahsus ol-
mak üzere konulmuş olan ek gelir, ek
kurumlar, ek motorlu taşıtlar ve ek
emlakvergileri sona erdirilmektedir"
denıldı.
Zirvede, enflasyonun düşmesine ko-
şut olarak gecikme zammının yüzde
6'dan yüzde 5'e, tecil faizinin de yüzde
4'tenyüzde 3'e indirilmesı benimsendi.
Net olarak ortaya konulmayan ek
önlemlere ilişkin de şu açıklamalar
yapıldı: "Bakanlar Kurulu yetkisinde
bulunan diğer önlemler de 2001 yıh
bütçesinin gelir hedefleri açısmdan ek
ahnmıştır. Bu düzenlemeleıie ücretii-
ler ve dar gemüler üzerine ilave bü-
yük getirflmemesine özen gösterümiş-
tir. Bunlann ilkBakanlar Kunıhıtop-
lanbsma sımufanası benimsenmiştü:''
En çok arüş harçlar ve . . .
damga vergisinde olacak
Bakanlar Kurulu'nun yetkisinde
bulunan alanlar, özellikle harçlar,
damga pulu, KDV, taşıt alım vergisi
gibi konulardan oluşuyor. Zaten yeni-
den değerleme oramyla bu kalemler-
de en az yüzde 55 düzeyinde artış
bekleniyordu.
Hükümetin TBMM'ye sunduğu
bütçenin gelirler cetveline göre de en
çok artış beklenen kalemler harçlar
ve damga vergisi olarak görülüyor.
2001 'de taşıt alım vergisinden yüzde
120, damga vergisinden yüzde 104,
harçlardan yüzde 79 daha fazla gelir
hedefleniyor.
Taşıt alım vergisinden beklenen ge-
lir 278 trilyon liradan 610 trilyon li-
raya çıkacak. Dahilde alınan KDV
miktarmm yüzde 38'lik artışla 6 kat-
rilyon 418 trilyon lira olarak gerçek-
leşmesi hedeflendi. Dışalımda alman
KDV miktarmm da bu yıla göre yüz-
de 70'e yakm artarak 4 katrilyon 515
trilyon liraya çıkması planlandı.
Yüzlerce memurun kaüldıgı eylemde, öngörülen yüzde 10'luk zam 'sefalet ücreti' olarak nitelendirildL (Fotoğraf: UĞUR DEMİR)
KESK üyeleri, memurlara yapılan yüzde 10'luk zammı protesto etti
6
Bütçenin insani boyutu yok'Istanbul Haber Servisi - Kamu
Emekçileri Sendikası Konfede-
rasyonu'na (KESK) bağlı sendi-
kalara üye memurlar, hükümetin
2001 yıluıın ilk 6 ayı için öngör-
düğü yüzde 10 oranındaki maaş
zammını Saraçhane Parkı'nda
kitlesel gösteriyle protesto etti.
Saraçhane'de dün öğle saatle-
rinde gerçekleştirilen protesto ey-
lemıne katılan yüzlerce memur,
"EMFye Degil Emekçiye Bütçe",
"Enflasyon FarklanCktensm" ya-
zıh dövızlertaşıdılar. "Kahrolsun
IMF.bağımsızTürkiye''. "Direne
direne kazanacağız" sloganlan
atan kamu çalışanlannın eylemı-
ne DlSK Genel Başkanı Süley-
man Çetebi ve ÖDP Genel Başka-
nı l'fuk Uras da destek verdi.
Eylemde konuşan KESK Ge-
nel Başkan] Siyami Erdem. hükü-
metin memurlar için öngördüğü
yüzde 10'luk zammı "sefalet üc-
reti" olarak nitelendirdi. Bütçe
ile hükümetin kamu çahşanlanna
açlık ve yoksulluğu dayattığını
belirten Erdem,"2001 yıh bütçesi
de halktan yana değil EVTPden,
sermayeden yana hazırlanıyor. Bu
bütçedeyine sosyal boyut\ok, ka-
musal böyut yok, daha da önem-
lisi hiçbir insani boyut yok" dedi.
'Hükûmeti teşhir edeceğiz'
Hükümeti zor günlerin bekle-
diğini savunan Erdem, bundan
sonra ülkenin en ücra köşelerin-
de bile hükümeti teşhir edecekle-
nni söyledı. 2001 bütçesinin ka-
palı kapılar ardında IMF gözeti-
minde hazu-landığını vurgulayan
Erdem şöyle konuştu: "Hûkû-
met emekçüerden zorta kestiği
paralaruı üzerine yatmakistiyor.
12 yıldır bizi yasa zoruyia soyan-
lar, şimdidezorunhı tasarruflan-
mıa ödememekte direniyoriar.
Biz emeğimizle geçiniyoruz. Baok
bankalan kurtanrken, kara pa-
raya geçit verirken kaynak bul-
makta zorlanmıyoıiar. Ancak s»-
ra kamu emekçüerinin ücretkri-
ne geldiğinde, sırayannm yapma-
yagekliğinde,fedakârüknutukla-
n atmaya bayıhyoriar."
P e t r o l O f i s i A n o n i m S i r k e t i ' n d e i s t e n a t ı l m a l a r b a s l a d ı
POAŞ işvereni uzlaşmaya yanaşmıyor
Haber Merkezi - Petrol Ofisi
Anonim Şirketi (POAŞ) Yönetim
Kurulu'nun 1200 ışçinin iş akit-
lerinin 2 Ocak'tan itibaren sona
erdirileceği açıklamasına karşın
POAŞ Etimesgut Depo Müdür-
lüğü'nde çalışan 12 işçı önceki
gün işten atıldı. Izmit tesislerin-
de ise 216 kişinin işten çıkanldı-
ğı öğrenildi.
Petrol-Iş Sendikası Genel Baş-
kanı Mustafa Oztaşkm, ışverenin
yaptığı açıklamalann gerçeklen
yansıtmadığım belirterek "17
Ekhn'den bu yana tüm POAŞ iş-
yerlerinde üretim durmuş. üyele-
rimiz işjerierine kapanmış ve di-
renişlerini sürdünnektedhier"
dedi. POAŞ Genel Müdürlüp
önünde, işten çıkanlan yaklaşık
• POAŞ'ta işten çıkarmalann değil, emekliliğe sevklerin
2 Ocak 200l'e ertelenmesi üzerinde uzlaşma sağladıklannı
vurgulayan Petrol-lş Sendikası Genel Başkanı Mustafa
Öztaşkın, işverenin bu anlaşmaya uymadığını bildirdi.
POAŞ Etimesgut Depo Müdürlüğü'nden 12, Izmit
tesislerinden ise 216 kişinin işten çıkanldığı öğrenildi.
50 işçi ile birlikte dün bir basın
açıklaması yapan Petrol-lş Sendi-
kası Genel Başkanı Mustafa Öz-
taşkın, önerilerinin toplu ış söz-
leşmesi hükümlerine uyarak kar-
şılıklı anlaşmanın sağlanması ol-
duğunu ve bu anlaşmada da 2001
yıh başından itibaren önce emek-
lilerin, ardmdan da gönüllülerin
işten çıkanlabileceğinin belirtil-
diğini kaydetti. POAŞ'ta işten çı-
karmalann değil. emekliliğe
sevklerin, 2 Ocak 200l'eçekil-
mesi üzerinde uzlaşma sağladık-
lannı da vurgulayan Öztaşkın, ış-
verenin bu anlaşmaya uymadığı-
nı bildirdi.
POAŞ Insan Kaynaklan Müdü-
rü Levent Şimşek tarafmdan ya-
yımlanan tebligat, POAŞ yöneti-
minın tavnnı çok net bir biçimde
ortaya çıkardı. 18.10.2000 tari-
hinde yayımlanan tebligatta,u
Şir-
ketimizin yeniden yapdanma ca-
hşmalansonucu personefimizin iş-
lerinesonverileceğiniüzülerekbu-
du-iriz" denilerek işten çıkarma-
lann başladığı resmi olarak belge-
lenmiş oldu. POAŞ yönehmınin
"POAŞ'ın, rakiplerine göre yüz-
de 12-13 kat daha fazla işçi istih-
damı var" şeklindekı açıklaması-
nın gerçekleri yansıtmadığını di-
le getiren Öztaşkın. POAŞ yöne-
timinin bir yandan işçı çıkanrken
diğer yandan da personel aldığı-
nı ıfade etti.
Izmit muhabirimiz Ahmet
Kurt'un haberine göre, POAŞ Iz-
mit Tesisleri'nde de işten çıkar-
malar başladı. Aralannda Baş-
temsilci Turgut Sökmen, Işyeri
Temsilcisi Tahsjn Sefim, Şube Di-
sıplin Kurulu üyesı Sejyah Er-
baş'ın da bulunduğu 216 işçınin
işten çıkanldığı öğrenildi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
21 yüzyılm en önemli projesi'
Bakû-Ceyhan'da
imzalar tamam
• Azerbaycan petrollerini Türkiye " ' ?
üzerinden dünya pazarlarına taşıyacak boru
hattı için son imzalar dün atıldı. Ankara'da
düzenlenen törende konuşan Başbakan
Ecevit, projenin Türkiye ile birlikte Orta
Asya ve Kafkasya ülkelerinin de siyasal
açıdan güçlenmesini sağlayacağmı belirtti.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Azerbaycan
petrollerini Türkiye üze-
rüıden dünya pazarlarına
taşıyacak I730kilometre-
lik ana üretim petrol boru
hattı için son imzalar dün
Ankara'da düzenlenen
görkemli bir törenle atıldı.
Başbakan Bülent Ecevit,
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Cumhur Ersü-
mer'in de katıldığı top-
lantıya Dışişleri Bakanı
tsmail Cem'in katılma-
ması ve kutlama mesajı
göndermemesi dikkat
çekti.
Türkiye'nin stratejik
önemini arttırmaya yöne-
lik olarak bölgede üstlen-
meye çalıştığı "enerji
kavşağmdaki ülke" statü-
sü amacmda önemli bir
adım dün Ankara'da atıl-
dı. Bakû-Ceyhan boru
hattının yapun maliyetini
karşılayacak sponsor gru-
bun belirlenmesinin ar-
dmdan şirketlerle Azer-
baycan, Gürcistan ve Tür-
kiye arasında yapüması
gereken anlaşmalar imza-
landı. Cumhurbaşkanı
Vekili ve TBMM Başka-
nı Ömer tzgi Devlet Ba-
kam Hüsamettin Özkan,
sponsor grubu oluşturan
şirketlerin temsilcüeri ve
kalabalık bir izleyicinin
katıldığı törende, ev sahi-
bi ülke anlaşmasuıa Ener-
ji ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanı Cumhur Ersümer,
anahtar teslimi anlaşma-
sına BOTAŞ Genel Mü-
dürü Gökhan Yardım ve
hükümetlerarası garantı
anlaşmasına Hazine Müs-
teşan Selçuk Demiralp
ünzaattüar.
Törende bir konuşma
yapan Başbakan Ecevit,
imzalarla 21. yüzyıhn en
önemli projesinin yaşama
geçirildığini belirtirken
"Bu proje, Türkiye ilebir-
BkteOrtaAsya veKafl<as-
ya ülkelerinin de siyasal
açıdan güçlenmelerinde
büyük bir etken olacaknr.
Türkiye, projenin sağhkb
bir şekilde ileriemesi için
gereken her desteği ver-
meye hazmhr ve kararb-
dır" dedi.
BP: Yapdacak
daha çok iş var
Sponsor grup adına ko-
nuşan BP Azerbaycan
Başkanı David VVood-
ward, anlaşmalann hattın
gerçekleştırümesınde çok
önemli bir adım olduğu-
nu, ancak yapüması gere-
ken daha çok iş olduğunu
söyledi.
ABD Başkanı BiD Clin-
ton'ın özel temsilcisi
John Wbtf da ımzalanan
anlaşmalann önemli ol-
makla birlikte boru hattı-
nın yapımı için son adım
olmadığını bildirdi. Yaü-
runcılann geniş desteği-
nin sürmesi için çahşma-
lann hız kesilmeden de-
vam ettirihnesı gerektiği-
ni belirten Wolf, ABD
Eximbank Başkanı'ndan
proje sponsorlannı des-
teklemeye hazu- oldukla-
nnı içeren bir mektup al-
dığım anlattı.
Imza aşaması tamamla-
nan Bakû-Ceyhan petrol
boru hattımn geleceğine
ilişkin takvım beürlendi.
Buna göre 15 Kasım
2000'de 6 ay sürecek te-
mel mühendislik çalışma-
lan başlatılacak. Bu çalış-
malann tamamlanması-
nın ardından 12 ay süre-
cek aynntılı mühendislik
çalışmalan gerçekleştiri-
lecek. Sponsor gruba 120
milyon dolara mal olacak
bu çalışmalann sonucun-
da boru hattımn gerçek
maliyeti belirlenecek. Bu
sırada boru hattından ge-
çirilecek petrol konusun-
da anlaşmalann yapılma-
sı gerekiyor.
oralcalislar@yahoo.com
Televizyonu izliyorum, gazeteci
konuşuyor. Basın ahlakı üzerine, ye-
ni deyimle medya etiği üzerine. Onu
tanıyorum. Cumhurbaşkanının baş-
danışmanı mıydı, gazeteci miydi;
zaman zaman birbirine kanşıyordu.
Ahlak aşağı, ahlak yukan, konuşup
duruyor. Zengin, zaman zaman özel
uçaklarlaseyahat ediyor. Medya eti-
ğini anlatıyor, halk onu dinliyor.
Bir başka gazeteci konuşuyor.
Kendisi mi konuşuyor, yoksa bir üni-
formalıdan aldığı bilgileri mi aktan-
yor, karıştırıyorum. O hep 'devlet
düşmanlan'n\r\ peşinde oldu. Yiğit-
liği, arkasındaki güçten geliyor. Teh-
dit ediyor, korkutuyor, öfkeleniyor,
ihbar ediyor, devlet düşmanlarını
teşhir ediyor. Korkutucu. Korkutu-
culuğunu, sırtını dayadığı güçten alı-
yor. Televizyondan medya etiği der-
si veriyor. Halk onu dinliyor.
Etkili bir gazeteci. Basın mensu-
bu mu, devlet büyüğü mü belli ol-
muyor. Bir uluslararası toplantı dü-
Gazeteci Konuşuyor Etik Üzerine
zentemişti. Once Başbakan, ardın-
dan Cumhurbaşkanı konuştu. Ingi-
liz gazeteci şaşırmış, "Buraya dev-
let töreni izlemeye mi geldik, yoksa
basının sorunlannı konuşmaya mı?"
diye sormuştu. Medya etiğinden so-
rumlu gazeteci bu soruyu anlama-
mıştı.
Gazeteci, Yunanlı gazetecinin
elinden tutmuş, sirtaki oynuyor.
Türk-Yunan dostluğu şerefıne ka-
deh kaldınyor. Onun gazetesi, Kar-
dak kayalıklanna Türk bayraâı dike-
rek kampanyayı başlatmıştı. lki ülke
neredeyse savaşın eşiğine gelmiş-
lerdi. Ne yazılar yazmıştı, şimdi
unuttuğumuz. Yunanlılann düşman-
lığı üstüne. Şimdi de Ermeni sorunu
konusunda benzer yazılar yazıyor.
Yunanlının elinden tutmuş, kardeş-
liğe oynuyor. Yarın iki devlet arasın-
da sorun çıksa en önde koşanlardan
olacak, biliyorum. Dostluğu da o ku-
ruyor. Dahadoğrusu, şimdi devletin
siyaseti böyle olduğu için böyle ya-
pıyor. Yarın ne yapacağı bilinmez.
O, medya etiğinin en etkili koruyu-
culanndan.
RaufTamer olayı patlak verdiğin-
den bu yana, medya etiği yazılan
yazanları ve bu konuda konuşmalar
yapanları izledikçe, kaçıp gitmek
geliyor içimden. Nereye mi, nasıl
mı?.. Bunu bilsem hemen yapaca-
ğım, onları etikleriyle başbaşa bıra-
kıp gideceğim. Bir Ispanyol gazete-
ci bir sempozyumda, bizim halimizi
dinledikten sonra, bizi teselli etmek
için şöyle demişti: "Üzülmeyin, dik-
tatörlük ve baskı dönemlerinde ba-
sın olağanüstü yozlaşıyor. En kötü
özellikteki kişiler en öne geçiyoıiar.
Demokrasi döneminde onlar yok
olup gittiler."
Beni bu sözler hiç kesmiyor. Bütün
vurguncular, düzenin en keskin söz-
cüleri, en büyük silah onlann elinde.
Medya etiği mi söz konusu, onlar
temsil ediyorlar; Yunanistan'la dost-
luk mu, onlar yapıveriyoriar. Şaşınp
kalıyorum. Aslında şaşırmamam ge-
rekiyor. Ben onlan askeri darbe dö-
nemlerinde tanıdım. 12 Eylül sonra-
sı yazdıklan dün gibi hatınmda. O za-
man Evren'ciydiler. Ne değişti ki?..
Sonra Özal'cı oldular, sonra Çil-
ler'ci, Mesut Yılmaz'cı. Gün oldu
Necdet Menzir'i, gün oldu Doğan
Güreş'i, gün oldu Mehmet Ağar'ı
manşet yapıp destek verdiler. Ama
hep güçlüydüler, güçlü kaldılar. Pa-
ralan bol, keyifleri yerinde. Hiç sıkın-
tıya düşmediler. Bazen değişimi an-
lamayıp arabadan düşenler olduysa
da, 12 Eylül'lerin yarattığı bu gaze-
teciler bir simge oldular gazetecilik-
te. Zaman zaman 'Mehmetçik' ga-
zeteci oldular, zaman zaman devlet
büyüklerinin kahvaltı çerezleri...
Tehdit ettiler, gerektiğinde gazete-
lerine gelen yalan haberleri manşet
yapıp insanlann vurulmasına yol aç-
tılar. Birileri öyle istediği için, mes-
lektaşlannı gazetelerden attılar. Tek
ilkeleri vardı: Boyun eğmek ve boyun
eğdirmek.
Gazeteci, patronun gözlerinin içi-
ne bakarak konuşuyor. Karşı tarafın
patronunu yerden yere vurmak için
yalnızca bir küçük işaret bekliyor. Ba-
zen onu bile beklemiyor. Zengin, ik-
tidann birparçası. Gazeteci konuşu-
yor, medya etiği üzerine. Konuşuyor,
ders veriyor. Karşısındaki de onu
onayiıyor. Medya etiği yaygınlaşıyor.
Tüm Türkiye onlan izliyor.
Bozukluk bizim gibilerde mi, onlar-
da mı, anlayamıyorum. Gazeteci ko-
nuşuyor, medya etiği üzerine. Çekip
gitmek geliyor içimden. Nereye mi?
Bir bilsem...