18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EKİM 2000 PAZARTESİ CUMHURtYET SAYFA HABERLER Sezer'den ekonomi uyarıları milyon işsiz'ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer ekonomik prog- ramın açmazlan, cari açıktaki kaygı verici yükseliş, vergi adaletsizliği, gelir dağılımında- ki çarpıkhk ve 2001 bütçesi konusunda ikti- dar partilerine uyanlarda bulundu. Cumhurbaskanı'nın hûkümetin uyguladığı ekonomik program konusunda TBMM Genel Kurulu'nda dile getırdığı konular şöyle: Programın açmazlan: Sonbiryıibo- yunca çiftçinin sattığı ürünlerin fıyatı, enflas- yon oranmm yüzde 20-25 altında kalmaktadır. Ekonominin büyûmesi çok olumlu olmakla birlikte, bu büyümenin ûretim sektörleri açı- smdan sağlıklı olmasına ve gelir dağılımının giderek bozulmasına yol açmamasına özen göstenhnesi önem taşımaktadır. Verilerin ka- nıtladığı acı gerçek son bir yılda 2 milyon 584 bin kişinin daha işsiz kaldığıdır. İşsizlik oranı yûzde 17.4'ü bulmaktadır. Eğitimli gençler arasında işsizlik oranı yüzde 31.6 ile ülke or- talamasınm çok üzerindedir. Yüksek oranda işsizlik, gelir dağıhmında aşın dengesizlik, bölgelerarası gelişmişlik farkırun daha da art- ması, tasarruf ve yatınm yetersizliği yaşan- maktadır. Ekonomi, ulusal gelir hesaplannın düzenli tutulduğu yülann en ağır ûretim ve gelir düşüşüne tamklık etmiştır. Enflasyonla savaşunm yükûnün dengeli da- ğıtıhnasına özen gösterilmelidir. Dar ve sabit geürliler üzerindeki enflasyonbaskısının azal- tılması yerinde olacaktır. Dış ticaret açığı 2000 yılınm ocak-haziran döneminde yûzde 107.5 arnşla 11.6 milyar do- lar olmuştur. Dış ticaret açığının giderek bü- yümesi ekonominm önündeki önemli güçlük- lerden bindir. Verflller: Türkiye'nin vergi yapısı, vergi- lemenin temel ilkelerinden uzaktır. Ücretli ve maaşhlann toplam ulusal gelirden aldıklan pay en son verilerle yüzde 25-30'lar düzeyin- dedir. Buna karşılık bu kesimin vergi yükü toplam vergilerin yüzde 6O'ı dolaymdadır. Bu dengesizliğin giderihnesi gerekir. Vergiler, az gelirliden az, çok gelirliden çok oranda alınmalı, ekonomik etkileri özendir- meli, etldn ve verimh olmalıdır. Cellr UÇUriimU: Personel rejımi 30 yılı aşkın zaman içinde bozulmuş, sınıflar arasında uçurumlar oluşmuştur. Türkiye genelinde yüz- de 20'lik bölümlerden en altta yer alan grupta ulusal gelirden alınan pay yüzde 4.9, alt orta grupta yüzde 8.6, orta grupta yüzde 12.6, üst or- ta grupta yüzde 19 ve üst grupta yüzde 54.9'dur. Uçûrumun yorumu gerektirmeyecek kadar açık olinası, gelir dağılımmdaki adaletsizliği tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir. 2001 blftçeSİ: 2001 bûtçesinin geçen yı- hn düzeymde tutuiması, kamu hızmetlerinin gerçek anlamda ya da reel olarak enflasyon oranmda darahnası demektir. Enflasyonla sa- vaşım gerekçesiyle de olsa bütçe sınırlaması- mn en azından adalet, sağlık ve eğitim gibi te- mel kamu hizmetlerinde uygulanmaması ye- rinde olacakür. Ekonominin temeli üretimdir. Üretmeyen, üretirruni arttırmayan ülke eko- nomik yönden kalkınamaz. ÖZell6Ştirme: Kamu kesimi imalat sa- nayiinden el çekmekte, ancak bu boşluk özel sektör tarafından doldurulamamaktadır. Eko- nominin ûretim sektörlerinin yannm payı azal- maktadır. Kamu yaran, ülkenin uzun dönem- li gelişmesi kimi stratejik ûretim ve hizmet bi- rimlerinin kamu işletmesi olarak kalmasını ge- rektirebUir. Bölgesel gelişme ıçin gerekli giri- şimlerin de kamu işletmesi olarak kalmasında yarar olabiür. Özelleştinne gelnierinin bütçe açıklannın kapatıhnası ya da devlet borçlan- nm ödenmesi amacıyla kullanılmasmdan ka- çınılması uygun olur. Özelleştinne geliri yeni yatınmlara dönüştürühnelidir. KfireS6İie$me: Kuskusuz gelişen dünya dûzeninin dışında kalmması doğru görülemez. Ancak, ulusal egemenlik ve ulus devlet nite- liklerinden ödün verilmeden dünya uluslar topluluğunun eşit haklara sahip onurlu birüye- si gibi davrarulması, anayasal düzenin gereği- dir. Devletlerarası Uişkiler ve işbirlikleri, ba- ğımsızlığın ortadan kaldınIması ve ulusal ege- menlıkten vazgeçümesi anlamına gelmemek- tedir. Devletin geleceği üzerinde doğrudan et- kisi olan yaşamsal önemdeki kararlarda ya- bancılann kanşmasını önleyici kurallann ge- tirilmesi, bağımsızhğın korunması yönünden zorunludur. Cumhurbaskanı'nın istemi 'Eğitime katkı payı sürdürülsün' ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer, 31 Aralık 2000 tarihinde sona erecek olan eğitime katkı payı kesintilerinin, sekiz yıllık zorunlu eğitimde is- tenilen amaçlara ulaşüabilmesi için devam et- tirilmesini önerdi. Sezer, eğitim alamndaki istemlerini TB- MM'de şöyle anlattı: "Çağdaş uygarhk düze- yini yakalavabilmek için dünün değil bugünün bügüeriyle beslenen, akıktısıhktan ve bağnaz- hktan uzak, herhangi bir doğmaya saplanma- dan sorgulayan, özgür düsünen. tartışan, pay- laşmayı sevenve üreten bireyier yetiştirmekzo- rundayız. Öğretim Birtiği Yasası'nın uygulan- ması, devletin ûlkesi ve uiusuyla bölünmez bü- tünlüğünü, Türk devletinin ve cumhuriyetin varhğun korumaıun tek çıkar yoludur. Öğret- nteniermnıaddiolanaklanartnrüarakbumes- lek yeniden çekici dnruma getirilmeUdir. Öğ- rencflerimizi karanhk emelH insanlann efleri- ne bırakmamak için üniversite öğrencüerinin beslenme ve bannma sorunu çözübneüdirr TBMM, yeni yasama yılına Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in uyanlanyla başladı Hiıkıık devleti çağrısı• Baştarafi 1. Sayfa 'da üyelerine "Yasama yetkinize sahip p- kuT çağnsmda bulunurken hüküme- tin anayasaya aykın davrandığmı da üstü kapalı ifadelerle anlattı. Irticayla mücadele konusunda "anlayış birtiği'' isteyen Sezer, kendi içyapılannda de- mokrasiye uymayan partilerin demok- ratik kurallan geçerli kılamayacağını vurgulayarak "parti içi demokrasi1 ' çağnsında bulundu. Yeni yasama yılı dün Atatürk anıtma çelenk konulma- sının ardından Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in TBMM Genel Kuru- lu'nda yaptığı açış konuşmasıyla baş- ladı. Yüdınm Akbulut'un TBMM Başkanlığı görevi sona erdiği için en yaşh başkanvekili olarak FP'li Vecdi GönüL geçici başkan unvamyla genel kunılu yönetti. 80 sayfahk konuşma metnini okuyan Cumhurbaşkanı, özet- le şu görüşleri dile getirdi: BakanlarKuruhıveKHKTğ 7 " Devletin amacı ve varlık nedeniyle bağdaşmayan ve belırh zamanlar için oluşan, geçici çoğunluğa dayanılarak çıkanlan yasalar kamu vıcdanında olumsuz etkiler yaratır. Yasama yetki- si asli biryetki olup TBMM'ye ilişkin- dir. Bakanlar Kurulu'na verilecek KHK çıkarma yetkisi ise kendine öz- gü, aynk, konu, amaç ve kapsam yö- nünden sınırlı ve türevsel bir yetkıdir. Bu yetki verilirken anayasada öngörü- len öğelerin bellı içeriğe kavuşturula- rak somutlaştınlması, konıınun belır- ginleştinlmesi ve verilen yetkinin açıkça smırlandınlarak çerçevenin çi- zilmesi gerekmektedir. Aynca KHK çıkarma yetkisinin önemli konular, ivedi ve zorunlu du- rumlar için verilmesi koşuldur. Hemen her konuda düzenleme yetkisi tanına- rak uygulamaya yaygınlık ve süreklilik kazandınlması yasama yetkisinin dev- ri anlamına gelir ve anayasa ile bağ- daşmaz. Bu durum yürütme organının yasamaya karşı üstün konuma gelme- sine neden olur. Anayasada KHK ıle düzenlenemeyecek konular belirtilip bir yasak alan yaratılmıştır. Yasak ala- na giren konulann yalnızca yasa ile dü- zenlenmesi olanaklıdır. Cumhurbaşkanının yetkileri Kimi yüksek mahkeme üyelerini ve özellikle Anayasa Mahkemesi üyele- rini devletin ve bu bağlamda yürütme organının da başı olan cumhurbaşka- nının seçmesi, yargı bağımsızhğı ve hukukun üstünlüğü ılkesiyle bağdaş- mamaktadır. Devletin üstün otoritesi- nin hukuka bağhlığının sağlanması- nın ilk koşulu, yargı denetiminin dev- letin tüm organlannı kapsamasıdır. Kişilerin hukuksal durumlannı etki- leyebilecek olan, anayasanın 105. maddesinde, cumhurbaşkanmm resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhi- ne yargı mercilerine başvurulamaya- cağı; 125. maddesinde cumhurbaşka- nının tek basına yapacağı islemlerin yargı denetiminin dışmda tutulacağı; 159. maddesinde Hâkimler ve Savcı- lar Yüksek Kurulu kararlanna karşı yargı mercilerine başvurulamayacağı; 129. maddesinde uyarma ve kınama cezalannm yargı denetimi dışmda bı- rakılacağı belirtilmiştir. Anayasa değişiklikleri Dileğim, Türkiye'de güçlenen sivil toplum hareketine anayasal güvence sağlanmasıdır. Türkıye, insan haklan alanında evrensel normlara uyum sağ- lamak için anayasa ve yasalannda ge- rekli değişiklikleri yapmak zorunda- dır. Özgürlükçü, katıhmcı, güvenceli, devlet organlan arasmda yetkileri den- geleyen, hukuk devleti ilkesini sözde buaİcmayıp yasama geçıren bir anaya- sa oluştunilmasına gereksınme bulun- maktadır. Yargıtay, Danıştay, Uyuş- mazlık Mahkemesi üyelerini seçmek- le görevli HSYK'nin oluşum ve çalış- ma biçiminden doğan pek çok sakınca- lar, yargıç bağımsızhğı ve dolayısıyla hukuk devleti ilkesini zedelemektedir. Hukuk devletimn, hukukun üstünlüğü ilkesinin gerçekleşmesinı zorlaştıran, anayasa yargısına ılışkın kimi sorunlar bugüne kadar hâlâ aşılamamış bulun- maktadır. Anayasanın geçici 15. mad- desinin son fıkrası bunlardan en önem- lisıni oluşturmaktadır. Anayasal bir re- jim olan olağanüstü yönetim usullerin- de de hukukun üstünlüğü ilkesi geçer- li olmak zorundadır. Laikük ve hukuk devleti Cumhuriyetimizin değiştinlemez nitelikteki temel özellikleri, başta la- iklik ilkesi olmak üzere bizlere yol göstermeye devam etmekte olup buna yönelebilecek hareketlere karşı karar- lılıkla savaşım vermemiz gerektiğinı vurgulamakta yarar görüyorum. Dü- şünce sistemleri de değişmiş; demok- rasi, hukukun üstünlüğü, insan hakla- n kavramlan, uluslann geleceğe yöne- üşlerinde belirleyici rol oynayan ev- rensel değerler olarak önem kazan- mıştu-. Bu kavramlara verilen değer, Yeni yasama yılının açıhşı için geldiği TBMM'de törenle karşdanan Cumhurbaşkanı Sezer, konuşmasına çeşitli kesimkre yönelik uyan ve eleştirilerle başladL TBMM'nin ilk gününden moûsr uygar olabilmenin temel ölçütüdür. Hukuk devleti kavramı. çağdaş de- mokrasınin belirleyici özelhğidir. Eği- tim sistemimizin de bu temele oturtul- ması gereklidir.Demokrasi ile hukuk devleti, biri ounadan diğeri düşûnûle- meyecek iki temel kavramdır. Kural- larm yönetilenler ıçin olduğu, yöne- tenlerin kurallara uymama özgürlüğü- nün bulunduğu anlayışı birçok soru- nun kaynağıdu-. Ölümcezası Bu konuda bir anayasa değişikliği- ne gereksınme bulunmamaktadır. Ay- m sonucun Türk Ceza Yasası'nın ölüm cezasını gerektiren suçlann, ölüm cezası dışında, örneğin ağırlaş- rınhnış ömür boyu hapis ile cezalan- dınlmasını sağlayacak bir gözden ge- çirmeye bağlı tutulmasıyla elde edile- bileceğini belirtmek istenm. Böyle- likle uzun yıllardan beri uygulanma- yan ölüm cezası, yasal olarak yûrür- lükten kaldınlmış olacaktır. İrtka Irtica, devlete sızma özelliği ve si- lahlı eylem yeteneğiyle ulaştığı yûk- sek tehdit düzeyi ile toplumumuzda haklı kaygılar uyandırmaktadır. Irtica tehdidinı de önlemek devletin ana görevleri arasındadır. De- mokrasilenn kendıni koruma hakkı tartışma götürmez bir ol- gudur. Dış destekli irtica faali- yetlenne karşı, anayasa ve de- mokratik hukuk düzeni çerçe- vesinde, devletin tüm kurum ve kuruluşlan ile sıvil toplum ku- ruluşlan tarafından anayasal düzenimızın temelini oluşturan laikliğin korunması ve bu bağ- lamda dimn siyasal amaçlarla kullanılmasmm önlenmesi ve ulusal eğitimın bu tür hareket- lerin etkisınden kurtanlması amacıyla toptan savaşım veril- mektedir. Bu savaşımda toplu- mun aydmlatılması özel bir önem taşımaktadu-. Karanhk düşüncelerin esin kaynağı oldugunda kuşku bu- lunmayan boşa çabalann başa- nsızlığa mahkûm obnası kaçı- nılmazdır. Bu savaşunuı, halkın dini inançlanna karşı çıkmak gibi göstenlmesi de başlı başı- na bir din sömürüsüdür. Irtica ile savaşımda başanlı olunma- sında, tehdidin boyutlan hak- kında sağlıklı tamya ve tehdidin ortadan kaldınlmasına ılışkın anlayış birlığine vanlmasına gereksinim duyuhnaktadır. v AYŞE SAYES/SEBAHAT KARAKOYUN ANKARA - Köşk ile hükü- met arasmda bir süredir y£işa- nan "KHK gerghüiğr, TB- MM'nin yeni yasama yılı açı- lış törenine de yansıdı. Cum- hurbaşkam Ahmet Necdet Se- zer, genel kurul salonuna gi- rerken milletvekilleri ve kabi- ne üyeleri tarafından ayakta karşılandı. Ancak, muhalefet sffalann- dan Sezer'e coşkulu alkışlar yükselirken iktidar sıralarının "sessizliği'' dikkat çekti. Pro- tokol kurallanna "mesafeH" duruşuyla bilmen Sezer, açı- hş töreninde de farklılığını or- taya koydu. Gelenek gereği, en genç Meclis başkanvekili- nin ayakta durarak konuşma- sı süresince, cumhurbaşkam- na "eşük" etmesi kuralına da uymayan Sezer, bu görevi üst- lenen MHP'li TBMM Baş- kanvekili Murat Sökmenoğ- hı'ndan yerine oturmasım is- tedi. Sökmenoğlu da Sezer'in konuşmasuıı komisyon lanndan izledi. TBMM'nin 21. dönem, 3. yasama yılı, Yıkhnm Akbu- hrt'un görev süresini tamam- laması nedeniyle "başkansH" açıldı. Hükümet ile Çankaya Köşkû arasındaki gerginlik, törenlere de yansıdı. Tören- lerde, Meclis Başkanlığı seçi- mi kulisinden çok, Sezer'in konuşmasıyla ilgili yorumlar yapıldı. TBMM'nin yeni ya- sama yılı açılış töreninden il- ginç bazı notlar şöyle: • TBMM'de hareketlilik sa- bah saatlerinde başladı. Cum- hurbaşkanı Sezer'in, konuş- ma metni, genel kurul toplan- tısından yaklaşık 1 saat önce dağıüldı. Kulislerde, bazı D- SP milletvekillerinin "Bu Id- tapçık, bundan sonra çıkacak anlasmazhklann, sıkınblann da belgesi olacaktır" sözleri dikkat çekti. • Yeni yasama yılı nedeniy- le ilk tören saat 14.00'te, TB- MM bahçesindeki Atatürk Anıtı'na çelenk konuhnası ile başladı. Törene ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz dışın- daki bütün liderlerkaüldı. Tö- renler sırasında Başbakan Bû- lent Ecevit'in, gergin olduğu gözlendı. Yıldınm Akbulut ise törende "milletvekili r> sı- fatıyla yer aldı. • Yaklaşık 3 aydır "saha- da" olan milletvekilleri, ol- dukça heyecanlıydı. Özellik- Meclis açıbşma Genelkunnav Başkanı Krv nkoğhı ve kuvvet komutanlan da kaukh. (Fotoğraflar: AA) leDSPveMHPmill( ^ > ri, saat 14.00'ten itit / " lisleri doldur* ' ANAP'hlann fazla ı termediği gözlendi. " nını, "Okuhunuz açuv. leriyle dile getiren DS e- nizli Milletvekili Hasan„ y, lebi, Ecevit'i kastederek, ** i de başdğretmenimize k » * tuk. Çocuklar gibi heyujMfr yun" dedi. • Genel kurula girdiğinde, milletvekilleri tarafından ayakta karşüanan Sezer'i, mu- halefet milletvekilleri, coş- kuyla alkışlarken iktidar sıra- lannın sessizliği dikkat çekti. Hükümet ortaklanndan ise yamızca Başbakan Yardımcı- sı Devlet Babçen, Sezer'i al- kışladı. • Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, Başbakan Yardımcısı Hüsa- mettin Özkan ile Cumhurbaş- lcanı'run konuşmasmdaki ba- zı kelimeleri anlamakta güç- lük çektiklenni belirterek bu- na "erim" sözcüğûnü örnek gösterdi. CUMHURBAŞKANI SEZER^N YENt YASAMA YILI AÇILIŞ KONUŞMASINA TEPKÎLER iktidar eleştirdi, muhalefet övdü ANKARA(CumhuriyetBü- rosu)-Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, konuşmasmm içeriğinden ötürü iktidar parti- leri milletvekillerince eleştiri- lirken muhalefetten övgüler al- dı. Özellikle MHP'liler Se- zer'in konuşmasında öz Türk- çe sözcüklere ağırhk vermesi- ni de eleştirdiler. Başbakan Bû- lent Ecevit, Cumhurbaşkanı Sezer'in, açış konuşmasmm içeriğini değerlendirmekten kaçmırken üstü kapalı olarak "konuşmanm uzunluğunu" eleştirdi. TBMM'nin yeni ya- sama yılında önceliklerinin, Cumhurbaşkam Sezer'in iade ettiği 2 kanun hükmünde ka- rarname taslağının yasa olarak çıkanlması olduğunu belirten Ecevit, Çankaya Köşkü ile ya- şanan gerginliği ima ederek hükümet çalışmalannda bir ak- sama ohnadığını söyledi. Başbakan Ecevit, TBMM'- nin yeni yasama yılı açılış tö- reninin ardından partisinin Meclis grubunu topladı. Ece- vit, toplantı öncesinde gazete- cilerin. "Cumhurbaskanı'nın konuşmasuu nasıl değeriendiri- yorsunuz" sorularuıı yamtsız bıraktı. Başbakan Ecevit, yeni yasama yıhndaki ilk grup top- lantısında Cumhurbaşkanı Se- zer'i kastederek, konuşmasına, "Biraz önce çok kapsamlı bir konuşma dinledik. Ben de size uzun bir konuşma yaparak vaktinizi almak istemivorum" diye başlaması dikkat çekti. Sezer'in konuşmasmm ar- dından bazı siyasilerin yaptık- lan değerlendirmeler ise şöyle: Mesut Yümaz (ANAP Hderi, Başbakan Yardmıcısı): Konuş- manm AB ile ügılı bölümleri- ni olumlu buldum. KHK ve hü- kümete yönelik sözlerine ka- tılmıyorum. Recai Kutan (FP Genel Baş- kanı): Realist ölçüler içinde Türkiye'nin fotoğrafını ortaya koydu. Bu arada devletin başı olarak ne yapılması gerektiği konusunda önerilerde bulun- du. Güzel, kapsamh bir konuş- ma yaptı. Yıldınm Akbulut (Eski TB- MM Başkanı): tleriye dönûk yapılması gereken hususlara işaret ettiler. Çoğu da hepimi- zin paylaştığı görüşlerdir. Şevket BülentYahnki (MHP Genel Başkan Yardımcısı): Çok uzun birkonuşmaydı. Ko- nuşmasının katıhnadığım tara- fı şekli bir şey ama diliydi. Herkesin anlayacağı bir dil ko- nuşuhnası gerekiyor. AH Ihksoy (TBMM Başkan- vekffi): Bilinen şeyleri söylü- yoT, çözüm önermiyor. Hükü- metle tartışmah bir konuyu Meclis kürsüsüne taşımasını yadırgadım. Uluç Gûrkan (DSP Ankara nüHetveküi): Hüİcümete mey- dan okuyan iddiası ve cümle- leri içindeki yersiz sözcüklerin elenmesiyle sayfa sayısı maku- le inebilirdi. MefametGûl(MHPİstanbul mDktvekflf): An Türkçe diye halkuı anlamakta zorlanabile- ceği bir konuşmaydı. Uzundu, uzun konuşmak değil faydalı konuşmak önemli. Bana göre biraz muhalefete koz verir gi- bi bir üslup vardı. Aydın Ayaydm (ANAP Istan- bul miUetvekfli): Beklenen bir konuşmaydı. Çok uzundu. Hü- kümet programı gibiydi. Zeki Ertugay (DYP Erzu- rum mîDetvekui): Ülke sorun- lanyla ilgili doğru teşhisler ve çözüm önerileri ortaya koydu. Ancak dilini beğenmedim. Parti içi demokrasi Siyasal partılenn etkinlikleri, çalışmalan ve özellikle parti içi düzenlemelennın demokrasi il- kelenne uygun olması anayasal gereklilikrir. Kendi iç yapılann- da ve uygulamalannda demok- rasinın gereklerine uygun dav- ranmayan, demokratik kurallan geçerli kılmayan siyasal partile- rin, demokratik devlet ilkesini tüm kurallanyla gerçekleştirme- sini beklemek güçtür. Avrupa Birtiği üyeüği Tam üyelik ıçuı aranan ko- şullan yerine getirmek üzere gerekli adımlan kararlı biçim- de atmahyız. AB Komisyonu tarafmdan hazırlanacak Katı- lım Ortaklığı Belgesi'nin bi- zim yönümüzden kabul edile- bilir öğeler içermesini bekli- yoruz. Terörün bflançosü Hiçbir devletin kendi anaya- sal dûzeninin yıkıhnasına ve ûl- kesinin bölünmesine hoşgörüy- le yaklaşmasına olanak yoktur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizm yurdun diğef bölgeleriyle her alanda bütün- leşmesinin sağlanması amacıy- la gerçekçı ve uygulanabüir ye- niden imar ve onanm önlemle- rinin harekete geçirilmesi için elverişli bir ortam yaratılmıştn-. Söz konusu önlemlerin yeterli kaynak sağlanarak ivedilikle ve başanlı bir biçımde uygulan- tnasmı, Türkiye Cumhuriye- ti'nin geleceği yönünden ya- şamsal önemde görmekteyim. Çeteler Yolsuzluk, toplumsal düze- ni ve kamu kaynaklannı aşın derecede yıptaran bir toplum- sal hastalık olarak kabul edil- mektedir. Kıt kaynaklann akıl- cı kullanımına engel olan tüm siyasal yozlaşmalan da yol- suzluk kapsamında ele alıp de- ğerlendirmek zorunludur. Rüşvet olgusunun yolsuzluk olaylannda hep ilk sırayı işgal etmesi, çoğu kez sorunu bü- yük boyutlan ile görmeye en- gel oluşturmaktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle