Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 EKİM 2000 PAZARTESİ CUMHURtYET SAYFA
HABERLER
Sezer'den ekonomi uyarıları
milyon işsiz'ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet Sezer ekonomik prog-
ramın açmazlan, cari açıktaki kaygı verici
yükseliş, vergi adaletsizliği, gelir dağılımında-
ki çarpıkhk ve 2001 bütçesi konusunda ikti-
dar partilerine uyanlarda bulundu.
Cumhurbaskanı'nın hûkümetin uyguladığı
ekonomik program konusunda TBMM Genel
Kurulu'nda dile getırdığı konular şöyle:
Programın açmazlan: Sonbiryıibo-
yunca çiftçinin sattığı ürünlerin fıyatı, enflas-
yon oranmm yüzde 20-25 altında kalmaktadır.
Ekonominin büyûmesi çok olumlu olmakla
birlikte, bu büyümenin ûretim sektörleri açı-
smdan sağlıklı olmasına ve gelir dağılımının
giderek bozulmasına yol açmamasına özen
göstenhnesi önem taşımaktadır. Verilerin ka-
nıtladığı acı gerçek son bir yılda 2 milyon 584
bin kişinin daha işsiz kaldığıdır. İşsizlik oranı
yûzde 17.4'ü bulmaktadır. Eğitimli gençler
arasında işsizlik oranı yüzde 31.6 ile ülke or-
talamasınm çok üzerindedir. Yüksek oranda
işsizlik, gelir dağıhmında aşın dengesizlik,
bölgelerarası gelişmişlik farkırun daha da art-
ması, tasarruf ve yatınm yetersizliği yaşan-
maktadır. Ekonomi, ulusal gelir hesaplannın
düzenli tutulduğu yülann en ağır ûretim ve
gelir düşüşüne tamklık etmiştır.
Enflasyonla savaşunm yükûnün dengeli da-
ğıtıhnasına özen gösterilmelidir. Dar ve sabit
geürliler üzerindeki enflasyonbaskısının azal-
tılması yerinde olacaktır.
Dış ticaret açığı 2000 yılınm ocak-haziran
döneminde yûzde 107.5 arnşla 11.6 milyar do-
lar olmuştur. Dış ticaret açığının giderek bü-
yümesi ekonominm önündeki önemli güçlük-
lerden bindir.
Verflller: Türkiye'nin vergi yapısı, vergi-
lemenin temel ilkelerinden uzaktır. Ücretli ve
maaşhlann toplam ulusal gelirden aldıklan
pay en son verilerle yüzde 25-30'lar düzeyin-
dedir. Buna karşılık bu kesimin vergi yükü
toplam vergilerin yüzde 6O'ı dolaymdadır. Bu
dengesizliğin giderihnesi gerekir.
Vergiler, az gelirliden az, çok gelirliden çok
oranda alınmalı, ekonomik etkileri özendir-
meli, etldn ve verimh olmalıdır.
Cellr UÇUriimU: Personel rejımi 30 yılı
aşkın zaman içinde bozulmuş, sınıflar arasında
uçurumlar oluşmuştur. Türkiye genelinde yüz-
de 20'lik bölümlerden en altta yer alan grupta
ulusal gelirden alınan pay yüzde 4.9, alt orta
grupta yüzde 8.6, orta grupta yüzde 12.6, üst or-
ta grupta yüzde 19 ve üst grupta yüzde 54.9'dur.
Uçûrumun yorumu gerektirmeyecek kadar açık
olinası, gelir dağılımmdaki adaletsizliği tüm
açıklığıyla gözler önüne sermektedir.
2001 blftçeSİ: 2001 bûtçesinin geçen yı-
hn düzeymde tutuiması, kamu hızmetlerinin
gerçek anlamda ya da reel olarak enflasyon
oranmda darahnası demektir. Enflasyonla sa-
vaşım gerekçesiyle de olsa bütçe sınırlaması-
mn en azından adalet, sağlık ve eğitim gibi te-
mel kamu hizmetlerinde uygulanmaması ye-
rinde olacakür. Ekonominin temeli üretimdir.
Üretmeyen, üretirruni arttırmayan ülke eko-
nomik yönden kalkınamaz.
ÖZell6Ştirme: Kamu kesimi imalat sa-
nayiinden el çekmekte, ancak bu boşluk özel
sektör tarafından doldurulamamaktadır. Eko-
nominin ûretim sektörlerinin yannm payı azal-
maktadır. Kamu yaran, ülkenin uzun dönem-
li gelişmesi kimi stratejik ûretim ve hizmet bi-
rimlerinin kamu işletmesi olarak kalmasını ge-
rektirebUir. Bölgesel gelişme ıçin gerekli giri-
şimlerin de kamu işletmesi olarak kalmasında
yarar olabiür. Özelleştinne gelnierinin bütçe
açıklannın kapatıhnası ya da devlet borçlan-
nm ödenmesi amacıyla kullanılmasmdan ka-
çınılması uygun olur. Özelleştinne geliri yeni
yatınmlara dönüştürühnelidir.
KfireS6İie$me: Kuskusuz gelişen dünya
dûzeninin dışında kalmması doğru görülemez.
Ancak, ulusal egemenlik ve ulus devlet nite-
liklerinden ödün verilmeden dünya uluslar
topluluğunun eşit haklara sahip onurlu birüye-
si gibi davrarulması, anayasal düzenin gereği-
dir. Devletlerarası Uişkiler ve işbirlikleri, ba-
ğımsızlığın ortadan kaldınIması ve ulusal ege-
menlıkten vazgeçümesi anlamına gelmemek-
tedir. Devletin geleceği üzerinde doğrudan et-
kisi olan yaşamsal önemdeki kararlarda ya-
bancılann kanşmasını önleyici kurallann ge-
tirilmesi, bağımsızhğın korunması yönünden
zorunludur.
Cumhurbaskanı'nın istemi
'Eğitime katkı
payı sürdürülsün'
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet Sezer, 31 Aralık 2000
tarihinde sona erecek olan eğitime katkı payı
kesintilerinin, sekiz yıllık zorunlu eğitimde is-
tenilen amaçlara ulaşüabilmesi için devam et-
tirilmesini önerdi.
Sezer, eğitim alamndaki istemlerini TB-
MM'de şöyle anlattı: "Çağdaş uygarhk düze-
yini yakalavabilmek için dünün değil bugünün
bügüeriyle beslenen, akıktısıhktan ve bağnaz-
hktan uzak, herhangi bir doğmaya saplanma-
dan sorgulayan, özgür düsünen. tartışan, pay-
laşmayı sevenve üreten bireyier yetiştirmekzo-
rundayız. Öğretim Birtiği Yasası'nın uygulan-
ması, devletin ûlkesi ve uiusuyla bölünmez bü-
tünlüğünü, Türk devletinin ve cumhuriyetin
varhğun korumaıun tek çıkar yoludur. Öğret-
nteniermnıaddiolanaklanartnrüarakbumes-
lek yeniden çekici dnruma getirilmeUdir. Öğ-
rencflerimizi karanhk emelH insanlann efleri-
ne bırakmamak için üniversite öğrencüerinin
beslenme ve bannma sorunu çözübneüdirr
TBMM, yeni yasama yılına Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in uyanlanyla başladı
Hiıkıık devleti çağrısı• Baştarafi 1. Sayfa 'da
üyelerine "Yasama yetkinize sahip p-
kuT çağnsmda bulunurken hüküme-
tin anayasaya aykın davrandığmı da
üstü kapalı ifadelerle anlattı. Irticayla
mücadele konusunda "anlayış birtiği''
isteyen Sezer, kendi içyapılannda de-
mokrasiye uymayan partilerin demok-
ratik kurallan geçerli kılamayacağını
vurgulayarak "parti içi demokrasi1
'
çağnsında bulundu. Yeni yasama yılı
dün Atatürk anıtma çelenk konulma-
sının ardından Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in TBMM Genel Kuru-
lu'nda yaptığı açış konuşmasıyla baş-
ladı. Yüdınm Akbulut'un TBMM
Başkanlığı görevi sona erdiği için en
yaşh başkanvekili olarak FP'li Vecdi
GönüL geçici başkan unvamyla genel
kunılu yönetti. 80 sayfahk konuşma
metnini okuyan Cumhurbaşkanı, özet-
le şu görüşleri dile getirdi:
BakanlarKuruhıveKHKTğ
7
"
Devletin amacı ve varlık nedeniyle
bağdaşmayan ve belırh zamanlar için
oluşan, geçici çoğunluğa dayanılarak
çıkanlan yasalar kamu vıcdanında
olumsuz etkiler yaratır. Yasama yetki-
si asli biryetki olup TBMM'ye ilişkin-
dir. Bakanlar Kurulu'na verilecek
KHK çıkarma yetkisi ise kendine öz-
gü, aynk, konu, amaç ve kapsam yö-
nünden sınırlı ve türevsel bir yetkıdir.
Bu yetki verilirken anayasada öngörü-
len öğelerin bellı içeriğe kavuşturula-
rak somutlaştınlması, konıınun belır-
ginleştinlmesi ve verilen yetkinin
açıkça smırlandınlarak çerçevenin çi-
zilmesi gerekmektedir.
Aynca KHK çıkarma yetkisinin
önemli konular, ivedi ve zorunlu du-
rumlar için verilmesi koşuldur. Hemen
her konuda düzenleme yetkisi tanına-
rak uygulamaya yaygınlık ve süreklilik
kazandınlması yasama yetkisinin dev-
ri anlamına gelir ve anayasa ile bağ-
daşmaz. Bu durum yürütme organının
yasamaya karşı üstün konuma gelme-
sine neden olur. Anayasada KHK ıle
düzenlenemeyecek konular belirtilip
bir yasak alan yaratılmıştır. Yasak ala-
na giren konulann yalnızca yasa ile dü-
zenlenmesi olanaklıdır.
Cumhurbaşkanının yetkileri
Kimi yüksek mahkeme üyelerini ve
özellikle Anayasa Mahkemesi üyele-
rini devletin ve bu bağlamda yürütme
organının da başı olan cumhurbaşka-
nının seçmesi, yargı bağımsızhğı ve
hukukun üstünlüğü ılkesiyle bağdaş-
mamaktadır. Devletin üstün otoritesi-
nin hukuka bağhlığının sağlanması-
nın ilk koşulu, yargı denetiminin dev-
letin tüm organlannı kapsamasıdır.
Kişilerin hukuksal durumlannı etki-
leyebilecek olan, anayasanın 105.
maddesinde, cumhurbaşkanmm resen
imzaladığı kararlar ve emirler aleyhi-
ne yargı mercilerine başvurulamaya-
cağı; 125. maddesinde cumhurbaşka-
nının tek basına yapacağı islemlerin
yargı denetiminin dışmda tutulacağı;
159. maddesinde Hâkimler ve Savcı-
lar Yüksek Kurulu kararlanna karşı
yargı mercilerine başvurulamayacağı;
129. maddesinde uyarma ve kınama
cezalannm yargı denetimi dışmda bı-
rakılacağı belirtilmiştir.
Anayasa değişiklikleri
Dileğim, Türkiye'de güçlenen sivil
toplum hareketine anayasal güvence
sağlanmasıdır. Türkıye, insan haklan
alanında evrensel normlara uyum sağ-
lamak için anayasa ve yasalannda ge-
rekli değişiklikleri yapmak zorunda-
dır. Özgürlükçü, katıhmcı, güvenceli,
devlet organlan arasmda yetkileri den-
geleyen, hukuk devleti ilkesini sözde
buaİcmayıp yasama geçıren bir anaya-
sa oluştunilmasına gereksınme bulun-
maktadır. Yargıtay, Danıştay, Uyuş-
mazlık Mahkemesi üyelerini seçmek-
le görevli HSYK'nin oluşum ve çalış-
ma biçiminden doğan pek çok sakınca-
lar, yargıç bağımsızhğı ve dolayısıyla
hukuk devleti ilkesini zedelemektedir.
Hukuk devletimn, hukukun üstünlüğü
ilkesinin gerçekleşmesinı zorlaştıran,
anayasa yargısına ılışkın kimi sorunlar
bugüne kadar hâlâ aşılamamış bulun-
maktadır. Anayasanın geçici 15. mad-
desinin son fıkrası bunlardan en önem-
lisıni oluşturmaktadır. Anayasal bir re-
jim olan olağanüstü yönetim usullerin-
de de hukukun üstünlüğü ilkesi geçer-
li olmak zorundadır.
Laikük ve hukuk devleti
Cumhuriyetimizin değiştinlemez
nitelikteki temel özellikleri, başta la-
iklik ilkesi olmak üzere bizlere yol
göstermeye devam etmekte olup buna
yönelebilecek hareketlere karşı karar-
lılıkla savaşım vermemiz gerektiğinı
vurgulamakta yarar görüyorum. Dü-
şünce sistemleri de değişmiş; demok-
rasi, hukukun üstünlüğü, insan hakla-
n kavramlan, uluslann geleceğe yöne-
üşlerinde belirleyici rol oynayan ev-
rensel değerler olarak önem kazan-
mıştu-. Bu kavramlara verilen değer,
Yeni yasama yılının açıhşı için geldiği TBMM'de törenle karşdanan Cumhurbaşkanı Sezer, konuşmasına çeşitli kesimkre yönelik uyan ve eleştirilerle başladL
TBMM'nin ilk gününden moûsr
uygar olabilmenin temel ölçütüdür.
Hukuk devleti kavramı. çağdaş de-
mokrasınin belirleyici özelhğidir. Eği-
tim sistemimizin de bu temele oturtul-
ması gereklidir.Demokrasi ile hukuk
devleti, biri ounadan diğeri düşûnûle-
meyecek iki temel kavramdır. Kural-
larm yönetilenler ıçin olduğu, yöne-
tenlerin kurallara uymama özgürlüğü-
nün bulunduğu anlayışı birçok soru-
nun kaynağıdu-.
Ölümcezası
Bu konuda bir anayasa değişikliği-
ne gereksınme bulunmamaktadır. Ay-
m sonucun Türk Ceza Yasası'nın
ölüm cezasını gerektiren suçlann,
ölüm cezası dışında, örneğin ağırlaş-
rınhnış ömür boyu hapis ile cezalan-
dınlmasını sağlayacak bir gözden ge-
çirmeye bağlı tutulmasıyla elde edile-
bileceğini belirtmek istenm. Böyle-
likle uzun yıllardan beri uygulanma-
yan ölüm cezası, yasal olarak yûrür-
lükten kaldınlmış olacaktır.
İrtka
Irtica, devlete sızma özelliği ve si-
lahlı eylem yeteneğiyle ulaştığı yûk-
sek tehdit düzeyi ile toplumumuzda
haklı kaygılar uyandırmaktadır. Irtica
tehdidinı de önlemek devletin
ana görevleri arasındadır. De-
mokrasilenn kendıni koruma
hakkı tartışma götürmez bir ol-
gudur. Dış destekli irtica faali-
yetlenne karşı, anayasa ve de-
mokratik hukuk düzeni çerçe-
vesinde, devletin tüm kurum ve
kuruluşlan ile sıvil toplum ku-
ruluşlan tarafından anayasal
düzenimızın temelini oluşturan
laikliğin korunması ve bu bağ-
lamda dimn siyasal amaçlarla
kullanılmasmm önlenmesi ve
ulusal eğitimın bu tür hareket-
lerin etkisınden kurtanlması
amacıyla toptan savaşım veril-
mektedir. Bu savaşımda toplu-
mun aydmlatılması özel bir
önem taşımaktadu-.
Karanhk düşüncelerin esin
kaynağı oldugunda kuşku bu-
lunmayan boşa çabalann başa-
nsızlığa mahkûm obnası kaçı-
nılmazdır. Bu savaşunuı, halkın
dini inançlanna karşı çıkmak
gibi göstenlmesi de başlı başı-
na bir din sömürüsüdür. Irtica
ile savaşımda başanlı olunma-
sında, tehdidin boyutlan hak-
kında sağlıklı tamya ve tehdidin
ortadan kaldınlmasına ılışkın
anlayış birlığine vanlmasına
gereksinim duyuhnaktadır.
v
AYŞE SAYES/SEBAHAT
KARAKOYUN
ANKARA - Köşk ile hükü-
met arasmda bir süredir y£işa-
nan "KHK gerghüiğr, TB-
MM'nin yeni yasama yılı açı-
lış törenine de yansıdı. Cum-
hurbaşkam Ahmet Necdet Se-
zer, genel kurul salonuna gi-
rerken milletvekilleri ve kabi-
ne üyeleri tarafından ayakta
karşılandı.
Ancak, muhalefet sffalann-
dan Sezer'e coşkulu alkışlar
yükselirken iktidar sıralarının
"sessizliği'' dikkat çekti. Pro-
tokol kurallanna "mesafeH"
duruşuyla bilmen Sezer, açı-
hş töreninde de farklılığını or-
taya koydu. Gelenek gereği,
en genç Meclis başkanvekili-
nin ayakta durarak konuşma-
sı süresince, cumhurbaşkam-
na "eşük" etmesi kuralına da
uymayan Sezer, bu görevi üst-
lenen MHP'li TBMM Baş-
kanvekili Murat Sökmenoğ-
hı'ndan yerine oturmasım is-
tedi. Sökmenoğlu da Sezer'in
konuşmasuıı komisyon
lanndan izledi.
TBMM'nin 21. dönem, 3.
yasama yılı, Yıkhnm Akbu-
hrt'un görev süresini tamam-
laması nedeniyle "başkansH"
açıldı. Hükümet ile Çankaya
Köşkû arasındaki gerginlik,
törenlere de yansıdı. Tören-
lerde, Meclis Başkanlığı seçi-
mi kulisinden çok, Sezer'in
konuşmasıyla ilgili yorumlar
yapıldı. TBMM'nin yeni ya-
sama yılı açılış töreninden il-
ginç bazı notlar şöyle:
• TBMM'de hareketlilik sa-
bah saatlerinde başladı. Cum-
hurbaşkanı Sezer'in, konuş-
ma metni, genel kurul toplan-
tısından yaklaşık 1 saat önce
dağıüldı. Kulislerde, bazı D-
SP milletvekillerinin "Bu Id-
tapçık, bundan sonra çıkacak
anlasmazhklann, sıkınblann
da belgesi olacaktır" sözleri
dikkat çekti.
• Yeni yasama yılı nedeniy-
le ilk tören saat 14.00'te, TB-
MM bahçesindeki Atatürk
Anıtı'na çelenk konuhnası ile
başladı. Törene ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz dışın-
daki bütün liderlerkaüldı. Tö-
renler sırasında Başbakan Bû-
lent Ecevit'in, gergin olduğu
gözlendı. Yıldınm Akbulut
ise törende "milletvekili
r>
sı-
fatıyla yer aldı.
• Yaklaşık 3 aydır "saha-
da" olan milletvekilleri, ol-
dukça heyecanlıydı. Özellik-
Meclis açıbşma Genelkunnav Başkanı Krv nkoğhı ve kuvvet komutanlan da kaukh. (Fotoğraflar: AA)
leDSPveMHPmill( ^ >
ri, saat 14.00'ten itit / "
lisleri doldur* '
ANAP'hlann fazla ı
termediği gözlendi. "
nını, "Okuhunuz açuv.
leriyle dile getiren DS e-
nizli Milletvekili Hasan„ y,
lebi, Ecevit'i kastederek, ** i
de başdğretmenimize k » *
tuk. Çocuklar gibi heyujMfr
yun" dedi.
• Genel kurula girdiğinde,
milletvekilleri tarafından
ayakta karşüanan Sezer'i, mu-
halefet milletvekilleri, coş-
kuyla alkışlarken iktidar sıra-
lannın sessizliği dikkat çekti.
Hükümet ortaklanndan ise
yamızca Başbakan Yardımcı-
sı Devlet Babçen, Sezer'i al-
kışladı.
• Milli Savunma Bakanı
Sabahattin Çakmakoğlu,
Başbakan Yardımcısı Hüsa-
mettin Özkan ile Cumhurbaş-
lcanı'run konuşmasmdaki ba-
zı kelimeleri anlamakta güç-
lük çektiklenni belirterek bu-
na "erim" sözcüğûnü örnek
gösterdi.
CUMHURBAŞKANI SEZER^N YENt YASAMA YILI AÇILIŞ KONUŞMASINA TEPKÎLER
iktidar eleştirdi, muhalefet övdü
ANKARA(CumhuriyetBü-
rosu)-Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, konuşmasmm
içeriğinden ötürü iktidar parti-
leri milletvekillerince eleştiri-
lirken muhalefetten övgüler al-
dı. Özellikle MHP'liler Se-
zer'in konuşmasında öz Türk-
çe sözcüklere ağırhk vermesi-
ni de eleştirdiler. Başbakan Bû-
lent Ecevit, Cumhurbaşkanı
Sezer'in, açış konuşmasmm
içeriğini değerlendirmekten
kaçmırken üstü kapalı olarak
"konuşmanm uzunluğunu"
eleştirdi. TBMM'nin yeni ya-
sama yılında önceliklerinin,
Cumhurbaşkam Sezer'in iade
ettiği 2 kanun hükmünde ka-
rarname taslağının yasa olarak
çıkanlması olduğunu belirten
Ecevit, Çankaya Köşkü ile ya-
şanan gerginliği ima ederek
hükümet çalışmalannda bir ak-
sama ohnadığını söyledi.
Başbakan Ecevit, TBMM'-
nin yeni yasama yılı açılış tö-
reninin ardından partisinin
Meclis grubunu topladı. Ece-
vit, toplantı öncesinde gazete-
cilerin. "Cumhurbaskanı'nın
konuşmasuu nasıl değeriendiri-
yorsunuz" sorularuıı yamtsız
bıraktı. Başbakan Ecevit, yeni
yasama yıhndaki ilk grup top-
lantısında Cumhurbaşkanı Se-
zer'i kastederek, konuşmasına,
"Biraz önce çok kapsamlı bir
konuşma dinledik. Ben de size
uzun bir konuşma yaparak
vaktinizi almak istemivorum"
diye başlaması dikkat çekti.
Sezer'in konuşmasmm ar-
dından bazı siyasilerin yaptık-
lan değerlendirmeler ise şöyle:
Mesut Yümaz (ANAP Hderi,
Başbakan Yardmıcısı): Konuş-
manm AB ile ügılı bölümleri-
ni olumlu buldum. KHK ve hü-
kümete yönelik sözlerine ka-
tılmıyorum.
Recai Kutan (FP Genel Baş-
kanı): Realist ölçüler içinde
Türkiye'nin fotoğrafını ortaya
koydu. Bu arada devletin başı
olarak ne yapılması gerektiği
konusunda önerilerde bulun-
du. Güzel, kapsamh bir konuş-
ma yaptı.
Yıldınm Akbulut (Eski TB-
MM Başkanı): tleriye dönûk
yapılması gereken hususlara
işaret ettiler. Çoğu da hepimi-
zin paylaştığı görüşlerdir.
Şevket BülentYahnki (MHP
Genel Başkan Yardımcısı):
Çok uzun birkonuşmaydı. Ko-
nuşmasının katıhnadığım tara-
fı şekli bir şey ama diliydi.
Herkesin anlayacağı bir dil ko-
nuşuhnası gerekiyor.
AH Ihksoy (TBMM Başkan-
vekffi): Bilinen şeyleri söylü-
yoT, çözüm önermiyor. Hükü-
metle tartışmah bir konuyu
Meclis kürsüsüne taşımasını
yadırgadım.
Uluç Gûrkan (DSP Ankara
nüHetveküi): Hüİcümete mey-
dan okuyan iddiası ve cümle-
leri içindeki yersiz sözcüklerin
elenmesiyle sayfa sayısı maku-
le inebilirdi.
MefametGûl(MHPİstanbul
mDktvekflf): An Türkçe diye
halkuı anlamakta zorlanabile-
ceği bir konuşmaydı. Uzundu,
uzun konuşmak değil faydalı
konuşmak önemli. Bana göre
biraz muhalefete koz verir gi-
bi bir üslup vardı.
Aydın Ayaydm (ANAP Istan-
bul miUetvekfli): Beklenen bir
konuşmaydı. Çok uzundu. Hü-
kümet programı gibiydi.
Zeki Ertugay (DYP Erzu-
rum mîDetvekui): Ülke sorun-
lanyla ilgili doğru teşhisler ve
çözüm önerileri ortaya koydu.
Ancak dilini beğenmedim.
Parti içi demokrasi
Siyasal partılenn etkinlikleri,
çalışmalan ve özellikle parti içi
düzenlemelennın demokrasi il-
kelenne uygun olması anayasal
gereklilikrir. Kendi iç yapılann-
da ve uygulamalannda demok-
rasinın gereklerine uygun dav-
ranmayan, demokratik kurallan
geçerli kılmayan siyasal partile-
rin, demokratik devlet ilkesini
tüm kurallanyla gerçekleştirme-
sini beklemek güçtür.
Avrupa Birtiği üyeüği
Tam üyelik ıçuı aranan ko-
şullan yerine getirmek üzere
gerekli adımlan kararlı biçim-
de atmahyız. AB Komisyonu
tarafmdan hazırlanacak Katı-
lım Ortaklığı Belgesi'nin bi-
zim yönümüzden kabul edile-
bilir öğeler içermesini bekli-
yoruz.
Terörün bflançosü
Hiçbir devletin kendi anaya-
sal dûzeninin yıkıhnasına ve ûl-
kesinin bölünmesine hoşgörüy-
le yaklaşmasına olanak yoktur.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu
bölgelerimizm yurdun diğef
bölgeleriyle her alanda bütün-
leşmesinin sağlanması amacıy-
la gerçekçı ve uygulanabüir ye-
niden imar ve onanm önlemle-
rinin harekete geçirilmesi için
elverişli bir ortam yaratılmıştn-.
Söz konusu önlemlerin yeterli
kaynak sağlanarak ivedilikle ve
başanlı bir biçımde uygulan-
tnasmı, Türkiye Cumhuriye-
ti'nin geleceği yönünden ya-
şamsal önemde görmekteyim.
Çeteler
Yolsuzluk, toplumsal düze-
ni ve kamu kaynaklannı aşın
derecede yıptaran bir toplum-
sal hastalık olarak kabul edil-
mektedir. Kıt kaynaklann akıl-
cı kullanımına engel olan tüm
siyasal yozlaşmalan da yol-
suzluk kapsamında ele alıp de-
ğerlendirmek zorunludur.
Rüşvet olgusunun yolsuzluk
olaylannda hep ilk sırayı işgal
etmesi, çoğu kez sorunu bü-
yük boyutlan ile görmeye en-
gel oluşturmaktadır.