25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 2000 PAZARTESİ HABERLER Yağmurdereli'ye Fransa'dan ödül • PARİS(AA)- "Uluslararası Ludovic Trarieux Insan Haklan ödülü"nün 6'ncısı bu yıl, TCK'nin312. maddesınden dolayı cezaevinde yatan avukat ve yazar Eşber Yağmurdereli'ye verildi. Organizasyon komitesi, "Türkiye'de Gûneydoğu Anadolu sorununun banşçıl bir biçimde çözûlmesi için gösterdiği çabalardan" dolayı bu yıl Yağmurdereli'nin 30 bin frank tutanndakı ödüle layık görüldüğünü açıkladı. Fransa'nın Bordeaux kentinde düzenlenen törende, Eşber Yağmurdereli'nin ödülünü oğluUğur Yağmurdereli'nin aldığı bildirildı. Ödül, ilk defa 1985yıhndaNelson Mandela'ya verilmişti. bfnaHCem Özbekistan'da • ÎSTANBUL(AA)- Dışişleri Bakanı Ismaıl Cem, Özbekistan'a gıttı. Cem, dün akşam Atatürk Havalimanı'ndan saat 19.00'da, THY'ye ait tanfelı uçakla özbekistan'ın başkentı Taşkent'e hareket etti. Yetkililer, Cem'in ziyaretinin, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 2 hafta sonra Özbekistan'a yapacağı zıyaret için bir ön hazırlık olacağını kaydettiler. Hrari Kzbullahçı yakalandı • ADAPAZARI (AA) - Hizbullah'ın tlim kanadına üye olduğu gerekçesiylç 3 yıl hapis istemiyle Bitlis'te yargılanan firari Mehmet Ulaşkın, Sakarya Üniversitesi'ne (SAÜ) kayıt yaptırmak ısterken yakalandı. Bir duyum üzerine harekete geçen güvenlik güçleri, Geyve Meslek Yüksekokulu. Elektronik Bölümü'ne kayıt yaptırmak isteyen Ulaşkın'ı gözaltına aldılar. Ulaşkın, çıkanldığı nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu. Dfptomat sorunu • ANKARA (AA)- Türkiye'nin Burgaz Başkonsolosu Beyza Üntuna'nm, Bulgaristan hükümetının ısteği üzerine 24 Eylül'de Ankara'ya dönmesının ardından, bu kez de Türkiye, • Bulgaristan'ın Edirne Başkonsolosu olarak atarnak istediği Stüiyan Rusinov Varbanov'a onay vermedı. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Bulgar hükümetinin Üntuna için öne sürdüğü "içişlerine kanşmama ilkesiyle bağdaşmayan faalıyetlerde bulunma" gerekçesınin kabul edilmesinin olanaksız olduğu belirtildi. Açıklamada, "Türkiye'nin Bulgaristan ile ikili ilişkıleri, doğal olarak Bulgaristan'm izleyeceği tutuma bağlıdır. Tercih ve temennimiz, bu olayın geride bırakılarak. aramızdaki iyi ilişkilerin geliştinlerek sürdürülmesidir" denıldı. LES basvuruları k(AA)-2000- Aralık dönemi Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı'na (LES) başvurular, 2-13 Ekim tarihleri arasında yapılacak. LES'e, lisans diplomasına sahip olanlar ile sınavın yapıldığı tarihten itibaren 1 yıl içinde b.ir lisans programından mezun olabilecek durumda bulunanlar gırebılecek. Baykal'a karşı olan gruplar, il ve ilçe kongreleri seçimlerinden çekiniyor CHP'de tasfiye korkusuTÜREY KÖSE ANKARA - CHP'nin 11. olağanüstü kurultayında DenizBaykal'ın genel baş- kan seçılmesinin ardından gözler, ola- ğan kurultay sürecinc çevrildi. Baykal'a karşı olan gruplar, il ve ilçe kongreleri sürecinde tasfiye beklentisi içine girer- ken mayıs ayındaki kurultayın ertene- lebileceği de kulislerde dile getirildi. Baykal'm listesini delerek parti mecli- sine gıren Mehmet Moğultay, sonuçlar belli olduğunda "Siyaseti CHP'de nok- taladun" açıklamasını yaptı. Moğultay daha sonra "örgüte danışüktan sonra karar vereceğmi" söyledi. Bu arada, başta Istanbul olmak üzere çeşitli iller- den çok sayıda partıli de istıfa düşün- cesi taşıdıklannı bildirdi. Altan Öymen ile Tarhan Erdem'in de aralarında bulunduğu eski parti yö- neticileri, bazı MYK üyeleri ve bazı il başkanlan kurultay sonuçlannı değer- lendirmek üzere bu- araya geldi. Toplan- tıda, kurultay yenilgisinin nedenleri ir- delenirken bu grubun sık sık temas ku- • Baykal'ın yeniden genel başkan olması üzerine, karşıtı gruplar birbirini suçlamaya başladı. Öymen'e destek veren gruplar, adaylıktan çekilrneyen ve ortak liste yapmaya yanaşmayan sol kanat adayı Hasan Fehmi Güneş'i hedef aldı. Sol kanatta ise "Altan Öymen, aldığı emaneti Baykal'a iade etti" yorumu yapıldı. rarak durum değerlendırmesı yapması benimsendi. Baykal'ın yeniden genel başkan olması ve listesinin de 18 firey- le seçilmesi üzerine, karşıtı gruplar bir- birini suçlamaya başladı. Oymen'e des- tek veren gruplar, son tura dek adaylık- tan çekilmeyen ve ortak liste yapmaya yanaşmayan sol kanat adayı Hasan Feh- mi Güneş'i hedef aldı. Sol kanatta ise "Altan Öymen, akhğı emaneti Baykal'a iade etti" yorumu yapıldı. Baykal'ın başansı, karşıtı gruplar arasında tasfiye korkusu yarattı. Mayıs ayında gerçekleştirilmesi gereken ola- ğan kurultaya dek yapılacak olan il ve ilçe kongrelerinde Baykalcılann, sol kanat ve Murat Karayalçın ekıpleri baş- ta olmak üzere karşıtlanm "biçeceği'' kaygısı dıle getirildi. Genel merkez, sol kanat ve Karayalçın'm bürolannı ara- yan bazı partililer istifa edeceklerini bil- dirdiler. Kurultay salonunda bazı parti- liler de, Karayalçın'a "SHP'yi kapatö- ğm gibi açarsm" çağnsında bulundu. Sonuca ilk tepkiyı Mehmet Moğultay gösterdi. Moğultay, ikınci turun sonun- da Baykal'ın kazanacağı anlaşılınca, "Siyasi havatimı CHP'de bırakryorum. Baykal'm başanh olacağına inanmıyo- rum. Çünkü bu karan halk verdi, ben değü. Kurultay konuşmasında bile mik- rofonda kavga etti. Bu sonuçlar halk ira- desine direnmektir. Halk kendine dire- neni ufalar" dedi. Moğultay,"Delege yanhş mı yapü" sorusuna da, "Delege 1998'te oluşmuş bir delege. Yanhş yap- b. Bu, halkın \erdiği karar değüdir" ya- nıtını verdi. Baykal'ın listesini delerek PM'ye giren Moğultay, daha sonra "Örgütten yoğun olarak telefonlar ah- yorum. Orgüte danışıp görüşlerini al- dıktan sonra karanmı açıklayacağun" yanıtını verdi. Sol kanat adayı olarak gırdığı seçim- leri kaybeden Hasan Fehmi Güneş ise "Benim siyasi hayaûm CHP'de başladL CHP'de doğdum, CHP'de ölürünT di- ye konuştu. PM'ye seçilemeyen sol kanat adayla- nndan Ercan Karakaş, gelışmelen dik- katli izlemek ve soğukkanlılıkla değer- lendirmek gerektiğini söyledi. Öymen'e destek veren Murat Kara- yalçın ise duygusal ve tepkisel tavırlar- la siyaset yapılamayacağını vurguladı. PM'ye gıremeyen, eski genel sekre- ter Tarhan Erdem de, kurultayla ilgili olarak "Sayın Baykal'ın kurultay ko- nuşmasmm içeriğini unutmasını temen- ni ediyorum. Böyle devam ederse parti daha da küçülecektir. Yeniden yapılan- ma sürecini reddetti, delege bunu kabul ettiğini onu seçerek gösterdi'' değerlen- dirmesini yaptı. Deniz Baykarın listesi delindi 18 kİŞİ deldl Baykal'ın PM listesini Öymen ve Erdem ve Tanla Seçİlemedİ Eski genel sekreter Güneş'in listelerinden 18 kişi deldi. Kemal Nebioğlu, Tarhan Erdem ile Baykal'ın kurmaylanndan Bülent Mehmet Moğultay, Murat Karayalçın, Yüksel Çakmur, Tanla, PM için yeterli oyu alamadı. Birkaç gün içinde Emre Kongar, Öymen'in listesinden seçildi. toplanacak olan PM'de MYK seçimleri yapılacak. AYŞE YILDIRIM ANKARA-CHP Genel BaşkanhğVna 3. turda seçilen Deniz Baykal'ın parti meclısi (PM) lıstesı delinirken sol 1 kanat ve Altan Oymen'ın listelerinden 18 isım yönetime girdi. 60 kişilik PM'de en yüksek oyu tnal Batu ile Zülfü Livaneli aldı. Eski genel sekreter Tarhan Erdem PM'ye giremedi. Baykal'ın yakın çevresinden Bülent Tanla, Erdoğan Yetenç, tsmet Atalay gibi isimler seçilemezken Altan Öymen ve sol kanat listelerinde yer alan 7 kişi Baykal'm listesini deldi. 210 adayın yanştığı PM sonuçlan dün sabah belırlendi. Kendisine yakın isımlerden oluşturduğu listeyle seçime giren CHP'nin yeni genel başkanı Deniz Baykal, PM'yi istediği doğrultuda oluşturamadı. Eski-CHP Genel Başkanı Altan Oymen ile sol kanat adayı Hasan Fehmi Güneş'in listelerinde yer alan 7 isim ile sadece Öymen'in hstesinde yer alan 11 isim Baykal'ın listesini deldi. Listeyi delen isimler şöyle: Yakup Kepenek, Mustafa Gazala, Nurettin Sözen, Aykut Oray, Murat Karayalçın, Erdal Kalkan, Berhan Şimşek, Ziya Halis, Mehmet Yula, Yiğit Gülöksüz, Emre Kongar, Kemal Nebioğlu, Haluk Koç, Haffl Çulhaoğlu, Mehmet Moğultay, Yüksel Çakmur, Yaşar Seyman ve Meral Sağn*. Baykal'ın Hstesinde yer alan şu isimler seçilemedi: İrfan Gürpmar, Hakkı Konar, CHP kurultaymda eski başkan Oymen, yeni başkan Baykal fle el ele berabetük mesajı verdiler. Baykal'ın 3. turda kazandığı seçimknk, PM'ye Öymen'in listesinden 18 kişi girdi. Kulislerde genel sekreterük için Zülfü Livaneli ile Önder Sav'ın adı geçiyor. Ufiık Özkan, Erbaşar Özsoy, Tacklar Seyhan, Orhan Sür, Bülent Tanla, Mehmet Tonanbay, Sedat Uzunbay, Erdoğan Yetenç, Hasan Akyol, Canan Antman, Şevket Arz, Ismet Atalay, AB Rıza Bodur, Nezir Büyükcengiz, Cüneyt Ceylan, Gülten Evkuran. Hasan Fehmi Güneş'e destek veren ve sol kanadın Hstesinde yer alan Fikri Sağlar ile Ercan Karakaşın da PM'ye gırememesi dıkkat çekti. Sol kanat ortak listelerde yer alan isimler dışında PM seçimlerinde başanh olamadı. Sol kanadın önde gelen ısimlennden Fikri Sağlar, 387 oyla birinci yedek olarak listede yer aldı. Ertuğrul Gunay'a yakınlığıyla bilinen Veli Aksoy, Haluk Ozdalga ve Malik Özdemir gibi isimler Baykal'ın listesinden PM'ye seçildi. Bu ekipten 3 kişinin de diğer listelerden PM'ye girdiği kaydedüdi. Genel sekreter arayışı PM birkaç gün içinde toplanarak MYK seçimleri yapacak. Kulislerde genel sekreterlik için Zülfü Livaneli ve Önder Sav'ın adlan geçilyor. Livaneli'nin genel sekreterük görevine sıcak bakmayacağı vurgulandı. Baykal'ın kafasmdaki genel sekreter adayının Önder Sav olduğu kaydedilirken kurultay öncesindeki ara dönemde bu görevi yürüten Oya Arash'nın da yerini koruyabileceği kaydedüdi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com CHP ve Baykal konusunda yazmak istemiyorum. Bu ko- nuda söyleyecek fazla sözüm olduğunu da sanmıyorum. CHP örgütünün önemli bir ke- siminin Baykalcı bulunduğunu, bu ısrarlardan vazgeçmedikle- rini bu kurultay vesilesiyle bir kez daha öğrenmiş olduk. Hal- kın Baykal'ı ne kadar istediğini bilemiyorum, ama CHP'liler is- tiyor, o zaman söyleyecek faz- la bir söz yok. Vatanımıza, mil- letimize hayırlı olsun, CHP'lile- re hayırlı olsun. Hafta sonunu CHP'den uzak bir ortamda geçirmeyi tercih ettim. Tarsus Amerikan Kole- ji'nin 1958 yılı hazırlık sınıfı öğ- rencileri bir araya geldik. Tam 42 yıl sonra. Neredeyse 30-35 yıldır görmediğim arkadaşla- nmla 40 yıl öncesine yolculuk yaptık. Asım Güngör, Mer- sin'de ğöz doktorluğu yapıyor. Onun gelişini vesife edip top- landık. Sınıfımızın Göksel Arsoy'u Nedim Aşkın, Kadıköy yaka- sında Selamiçeşme'de Kuru- kahveci Mehmet Efendi'nin konağını 10 yıllığına kiralamış. Levenfte yıllardır işlettiği "Kö- şeb&şı" kebapçısına burayı da • • 42 Yıl Oncesinin Tarsuslulan eklemiş. Dört katlı ahşap ko- nak, yüzyıla yakın süredir Sela- miçeşme'de ayakta kalan en- deryapılardan. Nedim, burası- nı restore etmiş, konak odala- nndan oluşan, bahçeli bir lo- kanta ortaya çıkanmış. Bu gü- zel lokantada, çocukluğumu- zun adanakebapları, şalgam- lan eşliğinde geçmişe uzun ve neşeli bir yolculuk yaptık. En çok Hüseyin Kurtoğul- lan'nın maceralannı dınledık. Hüseyin şimdi Istanbul'da tu- rizmcilikle uğraşıyor. Mahmut Emirmahmutoğlu'na Ma- raş'tan Tarsus'a büyük torba- larla gönderilen antepfıstıklan- nın nasıl tüketildiğine ilişkin hi- kâyeler anlatıldı. Mustafa Sa- vatlı Adana'dan gelmişti. Gençliğindeki kızıl saçlannın yerini ak saçlar almıştı. Savatlı iyi futbolcuydu. Doktor Asım, Giritliydi. On- dan, guzel Giritli hikâyeleri din- ledik. Bize Giritçe konuşmalar yapıp tercüme etti. Muzaffer Canatan'a çok evlenip boşa- nıyor diye takılanlann başında Nedim geliyordu. Muzaffer, "Sen kendine bak" diye cevap veriyordu. Sonunda sınıfı bir gözden geçirdik, kalmadan li- seyi bıtıren tek kışı vardı ara- mızda, Mustafa Öngay. Bir zamanlann, özel okullara hazırlık sınıflannın kazandıncı- sı ünlü "Vrto" Vıtali Meşulam da bizim sınıfın futbolculann- dandı. Nedim ona, "Ben sen- den daha iyi futbol oynardım" diye takılmadan duramıyordu. Geçen buluşmamızda olan Ali Cengiz Gürsoy'un, Mert Kaptan'ın, bir dahaki sefere çağırmaya karar verdiğimiz Er- kut Yucaoğlu'nun, Nejat Içöz'ün, Muhammet Ka- ra'nın, Rahmetullah Inal'ın, Süphan Kövenklioğlu'nun, Mazhar Ünsal'ın, Tanju Öz- sayar'ın, Mehmet ve Musta- fa Oanışman'ın, Demir Ö- nal'ın, Selçuk Çıngı'nın, Meh- metcan Delikliler'in kulaklan- nı çınlattık. Yitirdiğimiz arkadaşlarımız Servet Taş'ı, Ercüment Top- çu'yu, Mehmet Eskicioğlu'nu andık. Geçmişe dalıp gittik. Suphi Gözoğlu, öğretmenlik- ten emekli olmuş şimdi Tar- sus'taymış. Profesör Mehmet Şahinoğlu, Adana'nın en ünlü doktorlanndan birisı halıne gel- mişti. Kolejin kapıcısı Hüseyin Ağa da Giritliydi. Tarsus'ta önemli bir Giritli nüfus yaşıyor- du. Kocaman bir Giritli mahal- lesi vardı... O dönemde Adana ve Mersin'den çok sayıda Ya- hudi öğrenci de geliyordu. Şimdi oralarda hiç Yahudi kal- dığını sanmıyorum. Vıtali Meşulam'ın kuzenleri Vıtali Strumza ve Leon Ama- do da bizim dönemin öğrenci- lerindendi. Kayserili Ermeni Karnik Erkuyumcu iyi bok- sördü. Sınıfımızda Arap köken- li arkadaşlanmız da belli bir sa- yıya ulaşıyordu. Öldürülen es- ki Kuşadası Belediye Başkanı Lütfi'yı de özlemle andık. Okul arkadaşımız Istemihan Ta- lay'ın bakanlıktaki başarı ve başarısızlıklan üzerine herke- sin yorumu farklıydı. Mahmut, o yılki okul yıllığını getirmişti. Bizim sınıf üzerine neler yazdığımıza baktık. Ma- satenisinde sınıf şampiyonu Mahmut olmuştu. Biz Hazıriık sınıfı olarak 1 -A'yı futbolda iki kez yenmişiz. Uzun yıllar Tar- sus Amerikan Koleji'nin mü- düriüğünü yapan Mr. May- nard'ın eşi Mrs. Maynard sınıf hocamızdı. Bizim bölümle ilgi- li yazı şöyte sona eriyordu: "Bu yıl hepimiz çok mutlu olduk." Aradan tam 42 yıl geçmişti. Çocuklar gibi bir gece geçirdik. Çocukluğumuzdaki dertsizliği- miz, neşemiz, heyecanımız ye- niden ortaya çıktı. Tarsus'un kebaplanndan, o zamanın gü- zel kızlanndan, birçoğunu yitir- diğimiz hocalanmızdan söz et- tik. En çok da edebiyat hoca- mız Haydar Göfer'in kulaklan- nı çınlattık. Kendisi halen Tar- sus'ta oturuyor, Cumhuriyet'in 60 yıllık okurlanndan. Hâlâ es- ki heyecanını korur ve arada bir beni arayarak gazetenin duru- munu sorar. Ondan o kadar çok şey öğrendik ki... Keyifli, mutlu kahkahalarla dolu bir akşam geçirdik. O ak- şam Istanbul'daydım ama Tar- sus'un ara sokaklannda, tarih ve kültür mozaiği dolu sokak- lannda dolaşmış gibi oldum. Ne CHP, ne Baykal; hiçbiri umurumda değildi. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Çocuklara Sorumluluk Verelim... Insan neye karşı sorumluluk duyar? Insan neden sorumluluk duyar? Sorumluluk duygusu öğretilir mi, yoksa insanın içinde doğuştan mı vardır? Sorumlu- luk duygusu gelişmemişse nelerie karşılaşırız? Aşı- n sorumluluk nasıl bir etki yapar? Sorumluluk bir duygu mudur, yoksa bilişsel bir süreç midir? Bugün neden 'sonvm/u/ufc'konusunu sizlerie pay- laşma isteği duyduğuma gelince, toplumumuzun hem güncel hem de süreğen çok önemli bir konu- su olduğu kanısındayım. Çünkü, sorumluluk olmadığı zaman özgüriük kav- ramı başıboşluktan kurtulamaz. Sorumluluk olmadığı zaman, küçük bir çocuktan başlayarak yetişkin bir insana kadar herkes 'kendi yapması gereken işi başkasına yüklemeye kalkar'. Sorumluluk olmadığı zaman hıç kimse 'yapması gereken bir iş olduğunu' düşünmez. Sorumluluk olmadığı zaman birey olan kişi ben- cildir. Sorumluluk olmadığı zaman birey olamayan kişi başkasının kölesidir. 'Doğru bir sorumluluk', iyi yetişmenin, yetkinleş- menin, kendini yönetmenin ana eksenidir. öyleyse, 'doğru bir sorumluluk' nedir? ••• 'Doğru bir sorumluluk'; kendi değeriyle, kendi is- tekleriyle, kendi gücüyle, kendisi dışındakı her şe- yin değeriyle, istekleriyle, gücüyle kurulan ilişkiyi dengeleyen bilışsel-duygusal bir bilinçtir. 'Herkesin bana hizmet etmesini istiyorum.' Ken- di sorumluluğunu taşımayı öğrenememiş birisinin 'sorumsuz beklentisi'dir. 'Ben herkese hizmet etmek istiyorum.' Sorumlu- luk dengesini kuramamış, aşın sorumluluk görüntü- sü altında başkalannın beğenisiyle varolmaya çalı- şan yanhş bir sorumluluk örneği. Doğru bir sorumluluk: 'Ben kendi işimi biliyorum, kendi işimi yapıyorum, herkesin de kendi işini bil- mesini, kendi işiniyapmasını bekliyorum.' Dayanış- ma ve yardımlaşma 'doğru bir sorumluluk bilinci' içinde nasıl tanımlanır: Gücümün yetmedıği yerde yardım istiyorum, gücü yetmeyene yardım ediyo- rum. Ancak bu dayanışma ve yardımlaşma 'sürek- li değildir, güç kazanıncaya kadar sürecektir, amaç da insanlara kendi güçlehni kazandırmaktır'. Böyle olmadığı zaman, birisi ötekini sürekli olarak korumayı amaçladığı zaman, birisi 'koruyucu bir egemen' olur, ötekisi de 'sürekli korunmayı bekle- yen güçsüz birisi'. Ikisi arasındaki ilişki de sağlıksız bir ilişkidir ve dayanışma değildir • • • 'Çocuğum dersini çalışmıyor.' Çünkü ona kendi sorumluluğunu veremediniz, karşılaştığı her güç- lükte yardımına koşarak kendi sorunlannı çözmeyi öğrenmesini engellediniz. Şimdi, kendi görevini yap- ması gerektiğini bilmiyor. 'Kızım odasını toplamıyor.' Çünkü, kızınıza 'aynı evde yaşamanın ortak bir sorumluluk olduğunu' kü- çük yaşlanndan başlayarak öğretmediniz. Şimdi odasının dağınıklığını kendi gücünün kazandığı bir özgüriük olduğunu düşünüyor. 'Biz onu korumasak kendini koruyamayacağını biliyorum^inkş bılıyorsunuzvçünkü siz onu sürek- li korumasaydınız o kendisini korumayı öğrenecek- ti. Ona güvenmediğinız için o da kendisine güven- miyor. Şimdi gerçekten de kendini korumayı bilmi- yor. Çünkü, siz ona kendisini korumayı öğretmek ye- rine, daha kısa yol olan 'onu korumayı' seçtiniz de ondan. 'Biz söylemezsek hedefini nasıl seçecek? Mutla- ka yanhş bir hedef seçer.' Yanlışlık, onun hedefleri- ni sizin seçmenizde. Nereye kadar onun hedefleri- ni siz seçeceksiniz? Sınavlar, meslek, iş, eş, arka- daş.. daha nereye kadar onun seçmesi gereken he- defleri siz seçeceksiniz? Çocuğunuza 'nasıl hedef seçebileceğini', 'seçtiği hedeflerin doğru mu, yan- lış mı olduğunu' nasıl öğreteceğınizi biliyor musu- nuz? Dahası, bütün bunlan siz doğru olarak yapa- bildiniz mi? Işte bütün bunlar, 'doğru bir sorumluluk bilinci' toplumumuz içinde yaşayıp gelişemediği için yaşa- nıyor. 'Doğru birsorumluluk bilinci' paylaşılamadığı için- dir ki birey yetiştiremiyoruz, sosyal sorumluluk ve- remiyoruz; kendisine, ailesine, toplumuna, dünya- ya, geleceğe karşı sorumluluk duyan ınsanlar yetiş- tiremiyoruz, sonra da yakınıp duruyoruz. Başanh bir hayat süremiyorsak, üretıci, yaratıcı, örgütlü bir toplum olamıyorsak sorumlusu bizleriz, tek tek hepimiz, toplu olarak da biz. Yaşadığımız her sıkıntı, sorumluluk bilincini üretip paylaşamama sorumluluğundan kaynaklanıyor. Gerisi 'televole'. E-mail: erdal.atabek(â mynetcom.tr Fax: 0212 513 90 98 KURULTAY SONRASI Kahvalbh kutlama CANGAZALa ANKARA-CHP Ge- nel Başkanı Deniz Bay- kal, yeniden göreve ge- lişini, dün kurultaydan sonra il başkanlanyla birlikte kahvaltı yapa- rak kutladı. Baykal, kendisini kutlamak için telefonla arayan eşi Öl- cay Baykal'a, "Senbeni boşa. Ben il başkanla- runla aile sıcakhğı için- de sohbet ediyorum" dedi. CHP'nin 30 Eylül günü saat 10.00'da baş- layan kurultayı 26 saat sürdü. 1 Ekim sabahın- da sona eren kurultay da dikkat çeken bazı nok- talar şöyle: - Genel başkan aday- lannın konuşmaları sı- rasmda salonun ortasın- da oturan delegeler ara- sında atışmalar yaşan- dı. Hasan Fehmi Gü- neş'in, yönetimin parti- yi büyütemediği yö- nündeki sözlerine "Da- ha da küçüJttü" diyerek destek veren bir delege- ye ön sıradan yanıt gel- di: "Baykal küçültme ustasıdır. ona sorun!" - Kurultaya verilen arada bazı partililer ve delegeler 19 Mayıs Sta- dı'na gıderek Gençler- bırliği-Galatasaray ma- çını izlediler. - Hasan Fehmi Güneş yandaşlannın, seçım- lerden önce salonda "18 Nisan'ı unutmadık" ya- zılı pankart dolaştırma- sı Baykalcılar'ı rahatsız etti. Baykalcılar, elle- rındekı flamalan, pan- kartı dolaştıranlann üzerlerine fırlattılar. - ilk saatlerde sandal- yelerinde kısa süre kes- tirmelerle yetinen par- tililer, zaman ilerledik- çe daha rahat ortamlar aradı. Kimi partililer sandalyeleri birleştirip yatarken kimileri dıvan başkanhğmın bulundu- ğu standın altındaki boşluklan yatak olarak kullanmaya başladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle