23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 2000 PAZARTESİ ^LAYLAR VE GÖRÜŞLER [email protected] 'Öğrenci Affı'ı^Öteki Yüzü Prof. Dr. Mehmet AKÇAY Sıvas/Cumhuriyet Üniv. K amuoyunun öğrenci af- fi olarak adlandırdığı, 4584 sayılı "Yüksek Öğretim Kanunu'nun Bir Maddesinin Değiş- tirilmesi İk Bu Kanuna Geçkâ Maddder EklenmesİDe Dair Ka- mınn uD bir inat ve tepki yasası olduğu söylenebilir. Yasada af sözcüğü geçmemekle bir- likte kamuoyunun adlandırması yerinde- dir. Yasa ile nıteliksizliğe, ölçü(t)süzlü- ğe, yetersızliğe ödün verilmektedir. Bu tûr ödünlerin gelenek halıne gelmiş ol- masıyla bu olumsuzluklar adeta özendi- rilmektedir. Yasa, anlatım bozuklukla- n/bulanıklıklan ve özensiz biçimde ka- leme alınmasıyla ilk elde birtutarsızlık- lartoplamı izlenımi vermekle buiikte, va- nlmak istenen, aşağıda ortaya koymaya çahşacağım amaç için tutarlı biçimde kotanlmıştır. Yasanın neye tepki, kime inat ve saklanan amacımn ne olduğu- nuii ortaya çıkanlmasına yarduncı ola- bilecek bir dizi soru sorarak yanıtlannı okuyucuya bırakmak istıyorum. Anılan yasanın geçici 46. maddesinin 5. paragrannın ılk cümlesinde, "Smav- lara girecek öğrencüerin haklan hukuk denilmektedir. Peki, sınav hakkı hukuk dışı bir nedenle engellenebılır mi? Sınav hakkını, hukuk dışı bir nedenle kim, ni- çin ve nasıl engelleyebilir? Öyleyse bu cûmlenin gereği, devletin değiştirilemez temel nitelikleriyle kavgalannı birzaman- lar yüksek sesli meydan okumalarla, şimdilerde isf ince taktiklerle sürdûren çevrelerin (tûrbanlı) militanlanna ileti ve destek vermek değilse ne olabilir? Amaç, (artık bir inanç işi olmaktan çı- kıp siyasal sımge halıne geldiği için üni- versitelerde yasaklanan, yasaklanması- nın yenndelığı ulusal ve uluslararası mahkemeler tarafından birçok kez onay- lanan) türban yasağını, örtük biçimde hukuk dışı üan etmek değilse, nedır? Geçici 47. maddenin 6. paragrafinda ise "Yurtdışına yûksek lisans ve dokto- rayapmak üzeregönderilen, _ her ne se- beple _ çahşmanın hangi aşamasında olursa olsun Türkiye'ye döomüş veya çağnimışolanlar(a) »öğrenimlerioe de- vam hakkı tanınır" hükmü yer almakta- dır. Bir zamanlar liyakatsız yüzlerce ki- şinin siyasal tercihleri önde tutularak yurtdışına gönderildikleri ve bunlann bir bölümûnûn bilinen çevrelerin yönlen- dirmesiyle, devletin kendilerine sağladı- ğı olanaklan yine devletin temel ilkele- rine karşı mücadele için kullandıklan gerekçesiyle geri çagnldıklannı anımsa- takm. Geriye çağırmanın iki önemli ne- deni, liyakatsızlık ve devletin değiştiri- lemez nitelikleriyle kavga olduğuna gö- re, yasanın iyi alalanmış (kamufle edil- miş) amacı biraz daha netleşmiyor mu? Geçici 48. maddede "1989J-1990 eği- tim-öğretim yıta başından (günümüze) —öğrencikrin 2547 sayüı YOK ve bu ka- nuna atafyapanYÖK Disiplin Yönetme- Gğihûkûmkrine görealdüdan disiplm ce- zalan bütûn sonuçlan üe kaldınlmıştır'' denilmektedir. Bu ifade, anılan dönem- dekı kıtlesel suçlar ve suçlular göz önü- ne alınarak değerlendirildiğinde yasa- nın neyi, neleri, kimi ve kimleri gözet- mek için çıkanldığını ortaya koymuyor mu? Yasa, ön lisans, lisans ve lisansüstü öğretimde başansız(lık)lara (yani öğ- rencilere) sınırsız haklar ûretme yolun- da güzel güzel sûrüp giderken birdenbi- re bağlamını ve rotasını değiştirerek (öğ- retim üyelerine -başansızlıklanna- dö- nük olarak)"Yanhmcı doçentiik kadro- sunda görev yapan öğretim etemanlan- nın çahşma süreteriııdekisııııriama kal- dmlmıştırn diyerek yine nerede hatır- lı/yandaş meslektaşlar süontıda acaba sorusunu akla getirmiyor mu? Af yasalannın olağanüstü dönemler- de doğabilecek haksızlıklan gidermek, toplumsal banşa katkı sağlamak için ola- ğanüstü sonrası dönemlerde gerekli ol- duğu öne sürülebilir. Bu yasa için gerek- sinimlerden hangısının doğduğu ya da geçerli olduğu pek anlaşılamıyor. Daha inandıncı gerekçe ise bazı siyasilerin seçmenlerine verdikleri sözlerdir. Bu sözlerin içinde (sözde) "türban sorunu- nun çözüleceğT vaadinin de bulunduğu anımsanabılir. Biraz çekingen ve utan- gaç da olsa, bu "çözûm" yolunda iler- lendiği anlaşılmıyor mu? Bu yasanın ne olursa olsun çıkanlacağı, ama daha der- li toplu çıkması için YÖK'ten komis- yon sürecinde katkı istendiği, ama yanıt alınamadığı söylentileri dolaşmışor. Mil- li Eğitim Bakanı'nın da, kuşkusuz yasa- ma organının başka üyelerinin de bu ya- saya karşı olduğu bilinmektedir. Karşı olunca, böyle yaşamsal bir konuda kız- ma, sitem etme, ortalıktan çekilme, ala- nı başkalanna bırakarak korsanlıklara (*) olanak sağlama gibi bir hakkın olup olmadığı da aynca sorgulanmamalı mı- dır? Konunun çağnştırdığı iki soruyu daha sorarak bitirelim. trticai eylemlere katılan devlet me- murlannın tasfıyesine ilişkin KHK'nin iadesi tartışmalannda dile getırilen geri getirme gerekçelerinden biri de mevcut yasal yaptınmlann uygulanması yoluna gidılmesidir. Doğrudur. Ama binbir güç- lükle ve bilinen nedenlerle ancak kıs- men uygulanabilen söz konusu yasal yaponmlann böyle (acemi görünüşlü) us- tahkh bir yasayla işlemez (kadük) hale getirilmesi çabalanna karşı da duyarh olunmasmı beklemek hakkımız değil midir? Erdal tnönü. "Anılar\tDüşüncder'"in- de "arkasında fiziksel güç ottnadan hu- kukun uygulanamayabüdiğinden"' söz ediyor. Nitekim konumuz olan yasada ve geçmiş dönemlerde çıkarılan benzerle- rinde, üniversitelerde uygulanan, üni- versitelere reva görülen yasal (ama bize göre hukuksuz) işlemler için Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne özgü aynca- uklı hükümler bulunması, fîzikçi/feyle- sof tnönü'yü doğrulamıyor mu? (*) Yasa çıkarıhrken kapsamda ol- mayan, komisyonlarda görüşülmemiş, konuyla ilgisi de olmayan eklemelerya- pılması için E. Inönü 'nün kullandığı, kökeninin ABD Senatosu ve Türkiye 'de ilk ve başanlı uygulayıcısının özal ol- duğunu belirttiğı deyim. ARADABİR Av. HALİL İBRAHİM ŞAHtN ADD Genel Başkam Yeni Yasama Yılı Bugün TBMM çalışmalanna başlayacaktır. Yasama- yürütme-yargının gerek kendı içinde, gerekse birbirte- ri ile olan ilgi ve ilişkide dengeli çalışmalan, ülke demok- rasisi için önemli olduğu kadar. ülke geleceği için de sağlıklı toplumlar yaratılmasına neden olur. Demokrasiye giden yollan yasa çıkararak, denetim yaparak döşeyen TBMM üyeleri özgür olmalıdır. En azından özgürlüğünü, yaptığı ve yapacağı davranışlar- la belirtmeli, ülke insanına hedef vermelidir. Geleceğe umutla bakmayan bir toplum çürümeye mahkûmdur. Tıkanmıştır. Enerjisi kalmamıştır. Son 20 yılını %1 OO'e varan enflasyonla yaşayan, yil- da 800'e yaklaşan orman yangını ile topraklan çöle dö- nüşen, 150 milyon lira maaşla aile yaşatan, tüm eko- nomistlerin değer yargılannı altüst eden, 25 kg kömür için, yurtlarda çocuğunun kalması sonucu oy veren ve oyu alınan, bir yanda kendisinin ve çocuğunun yaşa- mı için çile çeken vatandaşlar dururken; devlet banka- lannı soyan, özel bankalan batıranlan takip etmeyen, bunlan vatandaşına ödettiren, IMF'yi kendisi çağıran, onun emir ve direktiflerini yerine getiren, sonra da ca- ka satan bir anlayışla günlük-mevsimlik, ülke yönetmek hiçbir ülkenin kaderi değildir... Polltika, iktidara gelmek, varolan bütçeyi harcamak sanatıdır. Ama kime-kimlere, siyasal irade ve hedefi yıllardır laik-demokratik, sosyal hukuk devleti nitelikle- rini içeren Atatürk Cumhuriyeti'nden kopmuştur. Onun için dümeni kınlmış bir gemi gibi sağa sola yalpa ya- parak yolunu çizmeye çalışmaktadır. Bu yol, yol değil- dir. Bu yolda yıllardır devam eden siyasal irade yöne- timindeyiz. Devtetçilik sosyal niteliğini tamamen yitirmiş, yandaş- lanna olanak sağlayan aracı durumuna girmiştir. Böy- lece mafya, yönetime de paraya da hâkim ve egemen olmuştur. Halkçıhk ilkesinden sapılarak holdingleşmeyeyönel- miştir. Ureterek değil, halkı ezerek rant-faiz-temettü sarmalında büyütülerek yozlaştınlmıştır. Laiklik ilkesi tamamen çiğnenmiş, rejim ithal etmek isteyenlerin elinde eğitim ve öğretim genç yavrulanmı- zın beynini ve başını bohçalayan biranlayışa bürünmüş- tür. Cumhuriyet ilkesi, niteliklerinden tamamen kopanl- mış; ulus devlet, sosyal devlet demokrasiden soyut- landınlmıştır. Demokrasi öyle hale getirilmiştir ki, kert- disini yok etmek, şeriat getirmek isteyenlerin aracı ola- rak kullanılmaya başlamıştır. Şimdı de demokrasi suç- lulan kurtarma yolunda çalıştınlmaktadır. Sanki demok- rasi, liderlerin suç işlemesinin aklanmasıdırTürkiye'de... Devrimcilik ilkesi, çağdaşlaşma ve uygarlaşma olgu- su için değil, eskiye, ümmetçiliğe, aşirete dönüş için kullanılmaya başlamıştır. Milliyetçilik ilkesi ırkçılığa, ümmet sentezciliğine dö- nüşmüştür. Bunun sonucunda ne olmuştur ; - Anadolu ağlamaktadır, • - Toplumun rejim karşıtı uzantılan zevkten dört köse eğlenmektedir, , - Rant-faiz-temettü üçgeninde küreselleşmenin em- rjnde en ilkel bir yapı doğmuştur, • - Eğitim, öğretim ve sağlık ticaret ve servetin elinde- dir. Devlette onu denetleme gücü yoktur. Çünkü dev- Ibt artık onlardır. l - Medya servetin elindedir. Onun görevi 30 kişilik ba- şn ordusu ile ev beklemektir. Televizyonlar 1-2 prog- rem dışında halkı ile dalga geçmektedir, î;- Sokak çocuklan eroin-kokaine teslim edilmiştir, l - Saygın ve soylu, sağlıklı kalemlerin yazılanna du- ^lak bükülerek bakılmaktadır, • - Üretim durmuş, üniversiteler araştırmadan yoksun felmış. Alıntılarlayapılan öğretimin öğrenilmediği birdö- fem yaşanmaktadır, J - Partiler güçlü hiziplerin elindedir. Katılımcılık+ hoş- ^örü+saydamlık hak getire. Atatürk devrim ve ilkeleri- jpn adlan caddelerden, sokaklardan, okullardan, çeşit- B kurum ve kuruluşlardan silinmekte, kaldınlmaktadır, \ - Arada sıra da sayın Milli Eğitim, Içişleri ve Kültür Çakanlanmızın aydınlık çalışmalan bu karmaşa içinde Çayıp olup grtmektedir. • Sonuç ve umut r Atatürk'ün kurduğu TBMM. bağımsızjıksavaşınıyü- ftjtmüş, devrimleri yapmıştır. Saygındır. Önemlidir. Onur fle gururludur. Bu nedenle; • - Partili milletvekili 60-70 yıllık ömür içinde yıllannı tut- •ak ye tutkal gibi başkanlannın emirlerine vermemeli- dir. (Ülkesi için-ailesi için-kendisi için bu şarttır.) \ - Halkın denetimi ve katılımı ile seçilmenin insana onur yereceğinin bilinci içinde Siyasi Partiler Yasası'nı değiş- tirmelidir. ı -Kürsü dışında dokunulmazlıklarkaldınlmalıdr. TBMM suçkiann değil, saygın ve sağlam insanlann yeri olmalıdır ] - Milli Eğitim ve sağlık servetin elinden alınmalıdır. ı - Rant-faiz-temettü vergilenmelidir. ' - Faili meçhul cinayetler, faili bilinen ama hukuken meç- hul hale getirilen banka ve ihale yolsuzluklan komisyon- lan kurulmalıdır. - Istihdam sorununun çözülmesi için uğraş veril- melidir. Cumhuriyetin hukuksal çatısı sağlamlaştınl- malıdır. Bütün bunlar için tek öneri: Atatürk devrimleri ve il- keleri yönünde, bilim ve us'un (aklın) öncülüğünde çağ- daş eğitim ve ulus devlet anlayışında aydınlanma ve kültür devrimine içtenlikle ve yüreklilikle başlanmalı, bu konuda seferberlik ilan edilmelidir. Kaynak, büyük Türk ulusudur ve onun temsilcisi TBMM'dir. Yine 'Okullu Olduk' Ayşen LAÇİNEL 'tnsanlann ortak tek şeyleri vardır: Hepsi birbirinden farklıdır.' RobertZend Beni diğerlerinden ayıran farklılıklanm; zenginliğimdir. Tıpkı diğerlerinde olduğu gibi. Kendini bilen, güçlü ve zayıf yönlerini gören birey, ayaklan üzerinde sağlam duracak ve üretmeye, yaratmaya geçecektir. Bizler bütünün parçalanyız. Bulunduğumuz her alan: tş yaşamı, özel yaşam, sosyal ortam; tûmünde bir ekip var. Ya da olmalı. Yani yaşadığımız, çalıştığuruz yerde bir takımdır kurulması gereken. Bu takımdaki yerimizi ise kendimiz belirleriz aslında. Takımdaki görevini, orada bulunma sebebini ve o takımın amacmı kavrayan, sorun değil, çözüm getiren, alternatif yaratanlar, kendine ve başaracağına inananlar, bu yaşam sürecindeki varoluşlarmı da kavrarlar. 11 Eylül Pazartesi ılköğretim ve liseler 2000-2001 eğitim-Öğretim dönemine başladı. Yani şimdi, yine okullu olduk. Neden okula gidilir? Okul bize ne verir? Ya da ne vermelidir? Seri imalat, fabrikasyon üriinler mi yaratılır okulda? Aynı kıyafetle, aynı tarzda, aynı düşüncede, aynı renkte ınsanlar mı sunulur topluma? Yanıtı biliyoruz: Hayır! Okulun amacı kişinin ilgi ve yeteneklerini kavramak, bu doğrultuda yönlendirerek özelliklerini güçlendirmek, alması gereken temel bilgiler ve temel değerleri vererek kişiyi topluma yararlı, üretken, güvenli ve paylaşmıcı olarak kazandırmaktır. Irtica ile mücadele, bölöcfi terör ile mücadele, düğüm olmuş siyasi problemler, ekonomideki sıkınb». Toplumun huzurunu bozan, bırbirine güç vermek yerine yıkmayı hedefleyen yaklaşunlar, yasayla, yönetmelikle değil eğitimle, meslek ahlakıvla önknir. Eğitimin bizzat içinde, hatta çıçeğı bumunda bir okul müdürü olan ben, yurdunun ve yurt sevgisinin bilincinde mutlu çocuklar görmek istiyorum. Mutlu, bilgilenmeye açık, kendini ve ötekileri fark eden, sevmeyi bilen, sevilen, insana, emeğe saygı duyan dünya insanlan yetiştirmek istiyorum. Akılcı yaklaşımlar, çalışkan, farkındahğı yüksek bireylerle sonnılar çözülür. Gerçek hayatın tekran yok ki. Yaratıcılığımızı harekete geçirelim. Beni ben yapan özelliklerimi seviyonım. Mükemmel değilim. Yaratabilmek, üretebilmek ve ilerlemek lazım hayatta. Bunu biliyorum. Yabıız değıliz hiçbirimiz. Sisyphos Efsanesi'ndekı gibi bazen yaşam. Tepeye çıkardığımız taş aşağı mı yuvarlandı? Olsun. Siz gene çıkanrsınız nasılsa. Herkesin gUmediği, herkesin göremediği ya da görüp gidemediği yollar var. Seçimse sizin. Bazı tercıhler inat ıster, sabır, azim ister. Ama başka bir yol görmenin, o yoldan gidebilmenin, daha da önemlisi bir yol açmanın keyfi bambaşkadır. Ne dersiniz? ADANA SULH HUKUK MAHKEMELERİ SATIŞ MEMURLUĞU'NMN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMAİLANI DosyaNo: 2000/31 Adana'mn Reşatbey mahallesinde tapunun sayfa 1804 cilt 11. ada 438 .parsel lS'te kayıtlı 611.50 m2'lik taşınmaz ızalei şüyu kararma ıstmaden sanlacakür. Parsei üzerinde iki katlı kârgır, her kaü ayn bağımsız bölûm şeklinde mesken ile a>n bir bölûmde tek katlı yığma inşaat taranda depo \ eya ardiye olarak kullanılan yapı bulunmaktadır 1b kat- lı yapının zemın kaboda 4 oda, 1 salon ve mûştemılatından ibarettır. Zemın tabanı eskitipkaro mozaık döşebdir. Duvarlân srvalı kısmen seramık döşelı kısmen plasük, kısmen yaglı boyahdır. Mutfak tezgâhı mermer. duvarlân seramık kaplamalı muttak tezgâhının altı ve üstü dolaplıdır. Bınanın kapı ve pencerelen sökülmüştür. Birincı katta da 4 oda, 1 salon ve muştemılatı bulunmaktadır Duvarlân sıvalı, kısmen seramık. kısmen boyalıdır. Zemını eski tıp karomozaik, bu katında tüm kapı \e pencereler ahşaplan sökülmüştür. Binanın iki katı da mesken olarak yapılmış ve amacına uygun olarak kullamlmıştır. Binanın dış bsmında bahçede ayn bir bölüm şeklinde olan depo binası bakımsız halde bina- nın kısmeo sıvalan, boyalan dökülmüş bu yapının da kapı ve pencerelen sökütmüş, zemın tabanı beton şaptır. Parsel üzerinde bulunan iki katlı yapının bugünkü maballi rayiçle- re göre degerinin 4.000.000.000 lira değerinde olduğu, bahçede depo olarak kullanılan yapının değen ise 500.000.000 lira değerinde olduğu, parsel üzerinde incir agacı, akasya, yenidünya, Japon gülü, ağaçlan bulunmaktadır. Bu ağaçlann tamamı 62. 500.000 lira değennde olduğu, Zemin değeri: Taşınmaz Adana'mn merkezı yennde olup tüm imkânlar mevcuttur. Taşınmazlann kullanım şeklı ve imardurumu göz önüne ahndığında 1 m2'sinin 75.000.000 lira değennde olduğu, taşınmazın zemın değenmn tamamı 45.862.500.000 lira değerinde olduğu, Taşınmazın üzerinde bulunan yapılar, ağaçlar ve zemin değeri 50.425.000.000 lira muhammen bedel üzerinden aşağıdaki şartlarda satüacaknr. lmardıı- m n : D 1 ön bahçeli beş katlı tek ev imar yoüan. Saüj şarüan: 1- Satış. 13.11.2000 günü saat 11.00'den 11.15'e kadar Adana Seyhan Beledıyesi Mezat Salonu'nda açık artnr- ma suretiyle yapılacak. Bu artnrmada tahrrun edılen kıymetın v'üzde 75'ını ve rûçhanlı alacakhlar varsa alacaklan mecmuunu ve saüş masıaflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artnranın taahhüdü bata kalmak şartıyia 23.11.2000 günü aynı yer ve aynı saatte ıkincı arttırmaya çıkanlacaktır Bu arttırmada da bu mık- tar elde edılememişse gayrimenkul en çok arttıramn taahhüdü saklı kalmak üzere artOrma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektır. Şu kadar kı art- tırma bedelının maluı tahmın edılen kjymetının yüzde 40'ını bulması ve satış ısteyenın alacağına rüçhanı olan alacaklann toplarmndan fazla olması ve bundan başka paraya çe- virme ve paylaşturna masraflannı geçmesı lazundır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artnrmaya ıştirak edeceklenn, tahmın edilen bymetın yüzde 20'si nıspetınde pey akçesı veya bu miktar kadar mıllı bir bankamn teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Sa- tış. peşin para üedır, alıcı ıstediğınde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV, ihale pulu, tapu harç ve masraflan ahcıya aittir. Bınkmış vergüer satış bedehnden ödenir. 2464 SK'nin 68. maddesi gereğince tellaliye harcı satış bedelinden ödenir. 3- lpotek sahıbi alacaklılarla dığer ılgüılenn (*) bu gaynmenkul üzenndekı haklannı hususiyle faız ve masrafa dair olan iddialannı dayanagı belgeieri ile on beş gün içinde dairemize büdırmeleri lazımdır. Aksı takdırde haklan tapu sıcılı ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- thaleye kanlıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ıhaienın feshıne sebep olan tüm alıcüar ve kefilleri, teküf ertikleri bedel ile son ihale bedelı arasmdaki fark- tan ve diğer zararlardan ve aynca temerrût faizinden müteselsılen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizd aynca hükme hacet kalmalcg^n dairemizce tahsıl olunacak. bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden aünacaktır. 5- Şartname. ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafi venldigı takdırde isteyen ahcıya bir örnegi gönderüebüir. 6- Sanşa ışürak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecaanı kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgı almak isteyenlerin 2000/31 sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan üan olunur. 22.09.2000 (*) ügililer tabirine ırüfak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 53336 90DAK KenanOnuk, Hmcal Lfloç, Haşmet Babaoğk 90Dakika CUMHURİYErTEN OKURLARA ORHANERtNÇ Hukuk Devteöne Doğra... Ecevit hükümeti politik yaşamımızın önemli ge- leneklerinden birini geçici de olsa değiştirmeyi ba- şardı. Başansızlıklardan, öngörüsüzlüklerden veyanlış- lardan bir süreden beri basın sorumlu tutulmuyor. Politikacılanmızın yeni sorumlusu Sayın Cumhur- başkanı. Seçildiği günlerde bir hukukçunun devletin başı- na getirilmesini sağlamaktan mutluluk duyduklannı açıklayanlar şimdi pişmanlıktan dem vuruyorlar. Nedeni de ortada. Sayın Cumhurbaşkanı göreve başlarken ettiği yemine sadık kalmaya özen göste- receğini vurgulayarak sıradan bir politikacı gibi dav- ranmayacağını kanıtlamayı sürdürüyor. Bunun son örnegi de üç bankanın özelleştirilme- si için hazırianan kanun hükmünde karamamenin Çan- kaya'dan geri döndürülmesi. Söz konusu karamamenin, anayasanın açık hü- kümlerine aykın üç geçici maddesi var. Birincisi, özelleştirilen bankalann hisse senetleri- nin ihraç ve satışının, kamuya ait belirli bir pay ora- nına ininceye kadar "2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 28'inci maddesindeki kesintilerden, her türiû vergi, resim, harçtan" aynk tutulması. Oysaanayasa "Vergiödevi" başlıklı 73'üncü mad- dede sınıriama getiriyor: "Vergi, resim, harç veben- zeri mali yükümlûlükler kanunla konulur, değiştirilir ve kaldınlır." 91. maddede de bu konuda kanun hükmünde karamame çıkarılamayacağı vurgulanı- yor. Ikinci nokta ise bu Dankalardaki kamu görevli- lerinin özlük haklannın da banka yönetim kurullann- ca önerilip genel kurullarca kabul edilecek yönetme- liklerle belirlenmesini öngören iki geçici madde. Bu aşamada da Bakanlar Kurulu'nun yok saydı- ğı bir başka anayasa maddesi gündeme geliyor. "Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler" üst başlıklı 128'inci maddede şu kural var: "Memuria- nn ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanma- lan, görev veyetkileri, haklan veyükümlülükleri, ay- lık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla dü- zenlenir." Bu açık hükümler karşısında, başta Başbakan ol- mak üzere kimi bakanlann, karamamelerin geri gön- derilmesi üzerine hiç de seviyeli olmayan çıkışlannı anlayabilmek mümkün değil. Başbakan'ın kullandığı "diyalog" sözcüğünün de aslında "monolog" beklentisini dile getirdiği söyle- nebilir. Sözlükler "diyalog" sözcüğünün mecazi karşılığı- nı şöyle açıklıyor "Karşılıklı konuşmayoluyla birso- nuca ulaşma çabası." Kanun hükmünde karamamenin hazırfık aşama- sında yapıldığında "diyalog" olarak nitelendirilebi- lecek bir konuşma, karamame sunulduktan sonra yapılınca monolog olmaktan öte bir değer taşımıyor. Çünkü söylenecek sözler "Siz bu kararnameyi imzalayın" isteğinden başka bir anlama gelmiyor. "Kabahat samur kürk olsa kimse üstüne almaz" atasözü bir kez daha doğrulanıyor, koalisyonun "Ben yaptıysam doğrudur" anlayışı yi^zünden alınması zora giren 3Ö0 milyon dolarlık Dünya Bankası kre- disinin faturası da koalisyon şakşakçıları tarafından Sayın Cumhurbaşkanı'na çıkanlıyor. Türkiye'yi yönetenlerin hukukla aralan hep şeker renk olmuştur. Her zaman hukuku kendi anlayışlan ya da siyasal çıkarian yönünde kullanmak istemiş- lerdir. "Hukukun üstünlûğû" kavramını da kendile- rinden yana yontan bir nalıncı keseri gibi kullanma- yı becermişlerdir. Ancak bu yolda fazla adım atamayacaklan anla- şılıyor. Onlann, Sayın Seze^i cumhurbaşkanı seçe- rek yaptığı yanlış, Türkiye'nin hukuk devleti olma aşamasındaki ilk doğrudur. 1982 Anayasası ile hukuk devletine ulaşılamaya- cağı bellidir. Ancak Sayın Sezer, TBMM'nin yeni ya- sama yılını açış konuşmasında, hukuk devleti ola- bilmenin yöntemini de dile getirmiştir. • önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla. [email protected] KEMALPAŞA İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKLILÜ1V AÇIK ARTnRMA SUREThTi: SATIŞ tLANI DosyaNo lW8 22l Tahmat Satılmasına kırar verikn gayrimenkulflB cinsi. kıymeri. evsafı: T»p« Kjydı: lzmir ili. Kemalpaşa ilçesı, Ulucak kö>ü, Taşkahve mev- kiinde kain. tapuya cilt 49, sayfa 4836. ada 493, parsel 2"de kayıtlı 2709.00 nû alanlı, aısa vasfında taşınmazdır İmar Dunımu: Izmır-Kemalpaşa Ulucak Beledi>e Başkaniıgı'ndan alınan 25.052000 tarih ve 741 sayıh yazısıyla, 1 '1000 ölçeldı unarpia- nına göre sanayi alanında kalmakta olduğu bıldınlmışür. Önemli Özel- likleri: Sabşa koou taşınmaz, Ulucak Beledıyesi sınırlan içensinde sa- nayi bölgesinde, Izrrur-Kemalpaşa karayolu ûzenndedir Taşınmaz üze- rinde zıraı mühtesat olmayan boş tarun arazısı \asfındadır. Tafiomaztn topUm b«deli: 27 09 m2x25 0OO.0OO.-TL=67.725 000.000 -TLdir. Muhımnıeıı BedeH: Taşınmazm saüşa esas değen Kemalpaşa lcra Tetkik Mercü Hâkimliği'nin 05 07.2000 tarih. 2000. 60-78 K. sa>ılı ke- sınkaranyla, Toplam= 67.725.000 000.-TL değer takdir edilmış olup, bu değer üzerinden satışa cıkanlmıştır Sıü} şırtlın: A- Taşınmazın bınnci satışı 2111.2000 gûnü olup sa- at 11 30'dan 11.40'a kadar Kemalpaşa Belediyesi İlan Salonu'nda açık aıttırma suretiyle yapüacaktır. Bu amınrıada tahmın edılen kıymetın yüzde 75'ini ve rûçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve sa- Bş ve paylastınna masraflannı geçmek şarü ile ihale olunur. Böyle bir bedelle atıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyia 01.12.2000 günü aynı yerde aynı saatte ıkincı arttınnaya çıkanlacakttr. Ikincı artnrmada iseriîçhanlıalacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve tahmin edilen kıymeün yüzde 40'ını ve saüş ve paylastınna masraflan- nı geçmesi şartıyia en çok arttırana ihale olunur. B- Arttınnaya iştirak edeceklenn, tahmın edilen kıymetın yüzde 20'si nıspetınde pey akçesı veya bu miktar kadar milli bir bankanın te- minat mektubunu vermeleri lazımdır Satış, peşin para iledir Alıcı ıste- diğinde 20 günü geçmemek üzere mehıl venlebilir thale damga \-ergi- si, KDV, tapu alım harcı ve masraflan gaynmenkulün teslun masrafla- n ahcıya aittir. Tapu satım harcı, tasıamazm aynından doğan bınkmış vergüer ile dellaliye resmı. satış bedelinden ödenir. C- lpotek sahıbi alacaklılar ile dığer ılgılilerin ve ırtifak hakkı sahip- lerinın bu gaynmenkul üzenndekı haklannı hususiyle faız ve masrafa dair iddialannı dayanagı belgeler ile on beş gün içerisınde dairemize bildumeleri lazımdır. Aksı takdirde haklan tapu sıcılı ile sabit olmadık- ça paylaşmadan hanç bırakılacaklardır D- Satış bedelı hemen veya venlen mühlet içensinde ödenmezse ItK 'nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilır. İki ihale arasmdaki farktan ve temenüd faızınden alıcı ve kefıllen mesul tufulacak ve hıç- bır hükme hacet kalmadan kendılennden tahsı! edilecektır. Bu fark var- sa öncelikle yatınlan temmattan tahsıl edilir. E- Taşınmaz, tîK m.132 gereğmce tüm takyıdatlanndan an olarak satışa çıkanlmıştır. F- tşbu satış ılanınuı gazetede yayınlanan ılanı, tapuda adresı olma- yanlar için İİK m. 127 gereğince teblığ yenne kaun ohnak üzere ilan ve tebliğ olunur. G- Şartname ilan tanhinden itibaren herkesin görebilmesi için daıre- mizde açık olup, masrafi venldigı takdirde isteyen alıcıya bir ömeği göndenlebilır. H- Satışa ıştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını ka- bul etmış sayılacaklan, başkaca bılgı almak isteyenlerin 1998/221 Ta- lımat sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olu- nur. 22 09.2000 Basın: 53618
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle