Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 BCİM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15
îlhan Erşahin 'inyeni albümü 'Virgo'da ünlü rapçiSaul Williams dayer alıyor
'Daha sık albüm çıkârtnalıyım'YEŞİMAKYÜZ
Yıllardır New York'ta yaşa-
yan, sık sık da Istanbul'daki
festivallere ve kulüplere konıık
olan ÜhanErşahin ı son olarak
7. LJluslararası Istanbul Caz
Festivali kapsamında Baby-
lon'da izlemıştik. Erşahin şım-
di de yenı albümü 'YTrgo'nun
tanıtımı ıçın Türkıye'ye geldi.
Doublemoon Records etıke-
tiyle çıkan albüm, adını Erşa-
hin'in de burcu olan Başak'ın
Ingilizce karşüığından alıyor. îl-
han Erşahın'e (saksofon) bu al-
bümde Larry Grenadier (bas),
Jon Davis (keyboard), Val
(sampler) ve Brian Blade (da-
vul) eşlik ediyor.
Aynca 'Virgo'da geçen yıl
Istanbul Film Festivali'nde gös-
terilen ve Sundance Film Fes-
tivali 'nde en iyı oyuncu ödülü-
nü kazandığı 'Sbün' adlı film-
de rol alan Amenkalı rap'çı Sa-
ul WilBams da kendı yazdığı
sözlerle yer alıyor. Albümdeki
Vodoo,Jungle, My Room, Aşk,
Sahara, Emotion, New Iife,Tas-
min's Song, Virgo Vîbe ve VVkfts
for Ehin adlı 10 parçanın
9'unun bestesi Erşahın'e ait.
'MyRoom'adlı parça da Odam
Kireçtir Benim den aranje edil-
di. 'Virgo'da yıne elektronik ve
etnik öğelerin etkileri var, ama
Erşahin bu albümü caz ağırlık-
lı olarak tanımhyor ve öncekı
çahşmalan 'SheSaid', 'Home'
ve 'Three"nin bir devamı ni-
teliğinde görüyor.
New York'ta Wax Poetic'in
yanı sıra başka gruplarla da ça-
lışan cazcı Sweet Basil ve bir-
kaç değişik kulüpte çalıyor. Er-
şahin daha sık albüm çıkarmak
istiyor, ama bunun için maddi
imkânlann sağlanması gerck-
tiğini söylüyor. Özellikle kü-
çük kulüplerde çalmaktan hoş-
lanan cazcı, "Festivallerdekon-
ser vermek ayn bir heyecan.
Ama küçük mekânlarda izleyi-
ci ile daha sıcak ilişki kuruyor-
sunuz. Bence sadece müziğin
dinlenmesi önemli değfl"' diyor.
Sanatçı aynca, doğaçlamanın
cazın temeH olduğunu, her ak-
şam aynı parçalan farklı biçim-
de caldıklannı ve bunun da kon-
serler sırasında etkili olduğunu
düşünüyor.
Ühan Erşahin Quartet, albü-
mün Babylon'da yapılan tanı-
tımının ardından 29 Eylül'de
Bodrum Hadigari'de konser
verdı. Grup, 30 Eylül'de An-
kara Manhattan'da, 3-14 Ekim
tarihlen arasında ıse pazar ve
pazartesı gunleri hariç AFM
Kerem Görsev Jazz Bar'da prog-
ram yapacak. Tamtım konser-
lennde Erşahin'e basta JoeMar-
tin, piyanoda Jon Davis ve da-
vulda Mike Mazur eşlik edi-
yor.
Aynca, tanıtım konserlerin-
de dağıtılmak üzere hazırlanan
sticker'larda Erşahin ve Wtt
FVjetic'in e-mail adresleri de yer
alıyor. Erşahin kendisi hakkın-
da daha fazla bilgi edinmek ıs-
teyenlerin www.ilhanersa-
hin.com ve www.waxpoetic.net.
adresine başvurabilecelderini
söylüyor.
- 'Virgo' nasıl oluştn?
tLHAN ERŞAHİN - Aslın-
da albümün öyküsü bir buçuk
yıl öncesine dayanıyor. Yani o
zamanki hissettiklerimi bu yıl
stüdyoya girip kaydettik. Her
parçayı bir kez çaldık, bu yüz-
den de canlı bir albüm oldu.
Funk ve elektronik renkler yer
alıyor albümde.
Aynca ünlü rapçi Saul Wil-
liams'ın katılımı da çok önem-
li oldu. Aynca bazı parçalarda
etnık öğeler de var. örneğin,
'Aşk'ı yazarken Istanbul 'u dü-
şünmüştüm. 'Sahara'da da Türk
motiflerini kullandım.Etnik
öğeleri kullanmalıyım diye dü-
şünmüyorum. Ama yaptığım
parçalarda bu kendilığınden or-
taya çıkıyor. Bunun dışında
elektronik ve caz parçalan da
yer alıyor.
- Türkiye'de yapılan caz nıü-
ziğj ve dinleykisi hakkında ne-
ler düşünüyorsunuz?
ERŞAHİN - Tûrkiye'de iyi
bir caz dinleyicisi var. Her yıl
daha çok insan bu müziğe alı-
şıyor gibi geliyor bana. Ancak
bırçok insan da korkuyor. As-
lında caz arük yanlış bir isim.
Çünkü çok geniş ve farklı bir
alan. Içinde rock da, etnik de,
elektronik de var. Bence bu mü-
ziği anlamaya çahşmamak,
uzun uzun düşünmemek gere-
kiyor, sadece oturup dinleme-
li. Aynca, burada yapılan caz
müziğinin de iyi olduğunu dü-
şünüyorum. Babylon, Roxy gi-
bi kulüplerdeki konserlere in-
sanlar çok alıştüar ve her yıl
caz dinleyicisi daha da artıyor.
Ama gençler bu konuda daha
fazla ve özgün şeyler yapabi-
lirler.
CD Avrupa'da da çıkacak
-Müziktekişiliğin çokönem-
li olduğunu söylüyorsunuz-.
ERŞAHİN - Sadece müzik-
te değil, sanatın her alanında
kişilik olması çok önemli. Ben
caz klasik bestelerini fazla yo-
rumlamıyorum. Çünkü cazm
babalannı dinleyerek ve taklit
ederek müziği öğreniyorsunuz.
Ama daha sonra yeni bir şey-
ler üretmek ve kendi yerinizi
bulmanız gerekiyor. Bu da çok
zor.
- Çoğunlukla ABD ve Türki-
ye'de konser veriyorsunuz. Av-
rupa'da neden program yap-
mıyorsunuz?
ERŞAHİN-Geçmiş yıllarda
Fransa, Ispanya, Isveç ve Al-
manya'da değişik caz gruplany-
la konserler verdım. Ama
CD'lerim şu anda sadece ABD
ve Tûrkiye'de çıkıyor. Avru-
pa'da da piyasaya çıktığı za-
man orada da çok iş yapacağı-
mı düşünüyorum.
- Diğer Türk caz gruplanyla
büiikte çauşmayı düşünüyor
musunuz?
ERŞAHİN-Bunu hep konu-
şuyoruz, ama fırsat olmadı. As-
lında Istanbul'da daha çok iş-
ler yapmamız gerekiyor. Eski-
den müzisyenler daha çok bir-
likte çalarlardı. Daha sonra her-
kes kendi grubunu kurdu ve
yalnız çalmaya başladı. Tarihi
değiştirmezsiniz belki, ama ben
yine de böyle bir projenin ger-
çekleşeceğini düşünüyorum.
• rm # #1> _
resım cuınyasın
Yaşam coşkusunu dizginleyemeyen karamsar manzaracı, usta bir desenci: Saim Özeren
ESRA AÜÇAVUŞOĞLU
O; unutulmuş, sisler ardında kalmış
bir ressam... Şanssız, çünkü Türk res-
mirün yapı taşlanndan bin olacak-
ken taşrada öğretmenliği seçip ken-
di içine dönmeyi yeğlemiş; şanslı,
çünkü resimleri yıllarca ailesı tarafın-
dan korunup bugünlere kadar gelmiş.
Saim Özeren adı, çoğumuza tanıdık
gelmiyor kuşkusuz. Tanıyanlar ise
çoktan aranuzdan göçüp gitti. Ama
o, Akademi'nin idolü, tbrahim Çal-
h'nın vârisıydi. Milli Reasürans Sa-
nat Galerisi, cumhuriyet sonrası ilk ku-
şak ressamlar arasında yer alan, an-
cak bugün yeterince tanınmayan, unu-
tulmuş bir sanatçıyı, Saim Özeren'i,
doğumunun 100. yılında bir sergi ile
anıyor. Saim Özeren'in Milli Reasü-
rans'taki sergismde sanatçmm bir-
çok yapıtı sergileniyor ve unutulmuş-
luktan kurtuluyor.
Sanatçının bugün geniş kapsamh bir
sergi ile hatırlanması yine birtakım
şanslarabağlı olarak gelişmiş. 1985'te
ailesi tarafından yapıtlan Ferit Ed-
gü'ye getirilen Ozeren'üı şansımn
bundan sonra döndüğünü söylemek
sanınz yanlış olmaz. 80'li yıllann or-
talannda îstanbul, Ankara ve Izmir
Vakko Sanat galerilerinde sergileri
açılan Özeren'in yapıtlan her ne ka-
dar geniş kitleler tarafından görülse
de yaşamı hâlâ sisleriçindeydi. 1994'te
Müli Reasürans Sanat Galerisi'nin
başma geçen Ameue Edgü'nün 15
kişilik sergi listesinin en başında Sa-
im Özeren ismi yer alıyordu. Ancak
sanatçının geniş kapsamh sergisi an-
cak bu yıl, doğumunun 100. yıldönü-
mimde gerçeîdeşebildi.
'Bir yüdızm kayışı'
Ibrahim Çalh'mn ilk öğrencileri
arsında yer alan, Akademi 'de oku-
du|u yıllarda yeteneği ve zekâsıyla
arladaşlan arasında parmakla gös-
terien Saim Özeren 'in kaderi. 1924 'te
yapılan Avrupa sınavını kazanamayın-
cabelirleniyor bir bakıma. O. Avru-
pa ya 'gözkri bozuk oJduğu için' gön-
deilmediğüıi söyleyerek bu olayı ge-
çişirmeye çalışırken dönem arkadaş-
laı bu durumu 'bir yıldızm kayışı"
olirak tanımlıyor ve bu sonuçta ka-
sıtı bir yan anyor.
îaim Özeren, Avrupa'ya gideme-
yiıce, on bir yıl çalıştığı Akademi 'den
çılışını alır ve ortaokul resim ögret-
rnsnliğine atanır. Bu karar aslında
Ö^ren'in sanat yaşamının çizgisini
d-ebelirler. 1926'daErzurum'dabaş-
'aim Özeren'in tüm sınıf
arkadaşlan bugün Türk resminin
önemli bir dönemini oluşturuyor.
Özeren'in kendine özgü bir çizgisi
var. 0nun için resim bir yaşam
biçimi. Taşrada yaşıyor, ama o
dünyanın içinde resim var.
ladığı öğretmenlik yaşamı, 38 yıl son-
ra, 1964'te ölümüyle noktalanır. Mab-
mut Cuda onun sanat yaşamını "Bo-
ğuian nice büyük isridadı o temsil et-
ti" sözlenyle dile getiriyor. Henûz
öğrenciyken arkadaşlanyla birlikte
cumhuriyet sonrasının ilk plastik sa-
natlar topluluğu olan 'Yeni Resim Ce-
miyeti'nin kuruluşunda yer alan, ya-
pıtlan dönemin önemli sanat etkinli-
ği olan Galatasaray sergilerine seçi-
len Saim Özeren'in ilk ve tek sergi-
si ise 1928'de Erzurum'da olur. Bir ba-
kıma yine şanslıdır sanatçı, çünkü o
dönemde Erzurum'da bulunan Milli
Eğitim Bakanı NecatiBey sergiyi ge-
zerek beğendiği birresmibakanlik adı-
na satın alu-. Bu resim bugün Anka-
ra Devlet Resim ve Heykel Müze-
si'nde bulunuyor.
Erzurum'dan sonra Trabzon'da gö-
rev yapan Özeren'den on yıl boyun-
ca bir ses duyulmadı. Ancak onun
için resim, içten gelen ve akıldan sü-
zülen bir içgüdüydü, yaşamın anla-
mıydı, dünyayla ilişki kurmanın bir
yoluydu.
Keskin bir gözlem gficü vardı
Ancak tstanbul bir zamanlann 'Bü-
yük Saim'ıni daha unutmamıştı.
1938'de başlayan 'YurtGezileri' için
seçilen ilk on ressam içinde yer alan
sanatçı Konya'ya gitti. 1942'de Yurt
Gezisi'ne ikinci kez seçildi ve Hak-
kâri'ye gitti. Saim Özeren'in zorun-
lu taşra yaşamı 1939'da îstanbul'a
gelince bitti. Arkadaşlan geçen yıl-
lar içinde resim sanatının önde gelen
isimleri arasına girmişti. îstanbul'da
Müstakil Ressam ve~ Heykeltıraşlar
Birliğı'nin sergilerinde yapıtlan ser-
gilendi. 1945-1950 yıllan arasmda
Devlet Resim ve Heykel sergilerine
katıldı. Ancak daha sonra adı duyul-
maz oldu. Oysa hep ressam olarak
kaldı.
Saim Özeren'in doğumunun 100.
yılında açılan sergi dolayısıyla hazır-
lanan kitap için biyografik çalışma-
yı Murat Ural yürüttü. Levent Çah-
koğhı ise Saim Özeren'in sanatını ve
sanatçı kişiliğıni yorumladı ve Türk
resmi içindeki yerini sorguladı. Öze-
ren'i, ışığı dilediği gibi kullanan bir
yan izlenimci olarak tanımlayan Le-
vent Çalıkoğlu; "Fonnun bütünlü-
ğünü koruyan ve modele etme pren-
sibini her daim canlı tutan bir inşacı;
içine kapah, sakk kalnıa>ı yeğlf>en. fa-
kat arada bir yaşam coşkusunu diz-
ginkyeme>en karamsar bir manzara-
cı, yaşamı boyunca teksergisini Erzu-
rum'da açan,yahuz, unutulmuş birres-
sam ya da keskin bir gözlem gücüne
sahip usta birdesenci Kanımca bu ben-
zetmelerin hepsi Özeren'in kişiliğine
ve ardında bıraknğı yapıtiara karşı-
hkgefiyor" şeklinde dile getiriyor sa-
natçı hakkındaki düsüncelerini.
Çalıkoğlu, Özeren ile hocası Çallı
arasındaki ortak noktanın, karşılann-
da duran konuya göre çeşitlenen bir
renk ve ışık tercihi olduğunu söylü-
yor. Çalıkoğlu'nun üzerinde durdu-
ğu nokta, Özeren'in Müstakıller ya da
D Grubu'nun biçimciliğine ve strük-
tür anlayışma bağlandığı kollann bi-
raz daha dayanaksız olduğu ve onun
Cezanne'ın temel öğretisine, ilk ağız-
dan söylediklerine sadık kalmış gibi
olduğu.
"Özeren, kendi doğrulanna doğa-
daki resimsel gücü beiuieyerek ulaş-
ma>iyeğliyor. Oncelikle doğadaki yi-
tik uyumun ruhunda oluşturacağı
yansımalan keşfeder, ardmdan güzel
buktuğu parçalan resmimk yeniden
kompoze ederek çözüme ulaşu*."
Kendi dünyası içinde son derece
tutarlı olduğunu dile getiren Çalıkoğ-
lu'nun vurguladığı bir nokta ise öze-
ren'in büyük hamlelerin ressamı ol-
madığı.
"Türk resmi için dönemeç işler de
üretmemiştir. Taşıdığı iddia tek bir
vaprta değfl, mütevazı bir şekâde tüm
yaşanunavayıhmşür. Buna karşdık,gö-
rür görmez, evetbu SaimOzeren'e ait-
tir diyebileceğimiz beiirgin bir biçem
duygusuna sahiptir. Ve her şeyden
önemlisi de çağdaşı pek çok ressamın
beceremediği, biçemle içerik arasuı-
dald organik iliskiye doğru bir kanal
bularak ne izkykiyi ne de kendini al-
datnuştir."
Ömtir boyu saf bir ilişki ~
Erzurum'dan Trabzon'a dek Saim
Özeren'in yaşadığı her yere ulaşma-
y_a çahştıklannı söyleyen Murat Ural,
Özeren'in yapıtiarmı koleksiyonun-
da banndıran Sayian Karasu'nun yar-
dımlannm altını çiziyor ve hâlâ Tür-
kiye'de bir sanatçmm ayakta kahna-
suıın şanslara bağlı olduğunu ifade edi-
yor. "Saim Özeren'in tüm sınıf arka-
daşlan bugün Türk resminin önemli
bir dönemini oluşturuyor. Özeren'in
kendine özgü bir çizgisi var. Kendi
dünyası içinde son derece tutarh. Sa-
im Özeren için resim bir y aşam biçi-
mi. Taşra yaşamı insanı yiyip bitiren
bir şey kuşkusuz. Bir fotoğrafinda,
örneğin 'Sıkıntıdan patlamak üzere-
yım' yazıu, ama kendine aitbir resim
dünyası kunnayı yeğliyor. Taşrada ya-
şıyor, ama o dünyanın içinde resim
var. Türk resmi içinde çok önemli bir
yere sahip divemeyiz, ama saf bir iliş-
ki kurmuşve bunuömürboyu sürdür-
müş."
Saim Özeren'in sergisi 26 Ekim'e
dek Milli Reasürans Sanat Galeri-
si'nde görülebilir.
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
Yazanmızın rahatsızlığından dolayı bu haftaki
yazısını yayımlayamıyoruz.
Yiınanlı şair için tzmir'de etkinlikler düzenleniyor.
Giorgios Seferis
lOOyaşında ;
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Urla do-
ğumlu, Nobel Ödüllü Yu-
nanlı şaır Giorgios Sefe-
ris'in 100. doğum yılı
Yunanıstan Kültür Ba-
kanlığı, Seferis Cahşma
Grubu ve Ege Oniversi-
tesi'nin ortaklaşa düzen-
lediği etkinlıklerle kut-
lanacak. "Giorgios Sefe-
ris. Doğu ile Baü Arasm-
da Bir Şair" adı altında
yapılacak etkinlikler,
bugün Atatürk Kültür
Merkezi'nde "Seferis Iz-
nür'de" konulu ulusla-
rarası kongre ve multi-
medya gösterisi ile baş-
lıyor.
3-4-5 Ekim tarihlerin-
de de "Seferis Izmir'de"
konulu konferans EÜ
Edebiyat Fakültesi Kon-
ferans Salonu'nda ger-
çekleşecek. Konferansa,
Türkiye'dcn Cevat Ça-
pan, Ataol Behramoğlu.
Nedim Gürsel, Cengiz
Bektaş, Gertrude Duru-
soy, Yunanıstan'dan D.
N.Maronitis, EnzoCrea
gıbı ısımlenn yanı sıra
A\Tupa'dan pek çok sa-
natçı katılacak.
Etkinliklerde şairin ya-
şamı, sanatçı kişiliği,
eserlerı, Doğu ile Ba-
tı'nm sanatçının yaşa-
mındaki yeri multimed-
ya gösterisiyle anlatıla-
cak. Seferis'ın şiirlerin-
den oluşan klasik ve po-
püler şarkılann seslen-
dirileceği müzik bölümü
ve sergiler de etkinlik
kapsamında yer alıyor.
Yunanistan'ın ve Avru-
pa'nın en önemli şairi
olan Seferis'ın bu kim-
lığini dünyaya tanıtmak
amacıyla ûluslararası or-
ganizasyon yaptıklannı
belirten Organizasyon
Komitesi Başkanı Yu-
nan filozofu Dimitrioi
Maronitis, Yunanistan
hükümetinın bu ûluslara-
rası etkinliğe çok önem
verdiğini kaydetti. Sefe^-
ris'in hem Doğu hem de
Batı kültürünûn bir par-
çası olmasından yola çir
karak etkinliğe "Giorgk
os Seferis. Doğu fle bafl
Arasmda Bir Şair" adir
nı verdıkierini kaydeden
Maronıüs, ikı ülke arasın-
da ilk kez böyle bır ulu»-
lararası organızasyonun
gerçekleştirildiğini söy-
ledi.
Maronitis, etkinlik
kapsamındaki konserler-
de Seferis'in şiirlerindeo
esınlenılerek oluştunıl-
muş parçalann da ses-
lendirüeceğini belirterek
«Etkinliğin konferans bö-
lümünde, Seferis'in D»>
ğuikBaû arasındaki bir-
kştirici rolü incelenecek.
Konferansa Avrupa'dan,
ABD'den, Kanada'du
ve Avustralya'dan pek
çokkonuşmaa katdacak.
Aynca Türkiye'den sa-
natcılar ve ayduılar da
etkndflderimBdeyerab-
cak" dedi.
Kutlamanın salt tz-
mir'de yapılacağını ve
Yunanistan'da yinelen-
meyeceğini belirten Ma-
ronitis, kasım aymdaAti-
na'da bir sergi açacakla-
nnı da sözlerine ekledi.
Öte yandan, Urla Be-
lediyesi tarafından da Se-
feris'in 100. doğum yüı
için etkinlikler düzenlen-
di. Seferis'in evinde ger-
çekleşen anma töreninin
ardından Seferis Resi-
dance'ın açılışı yapıldı.
6. Avrupa Filmleri FestivaH
• ANKARA (AA) - Ankara Sinema Derneği
tarafından 3-29 Kasım günleri arasında yapılacak
'6. Avrupa Filmleri Festivali' sansûre uğrarnış
Türk filmlerini izleyiciyle buluşturuyor. Festival
kapsammda yer alan 'Türk Sinemasında Sansür'
adlı bölümde Padişah Abdülhamid'ce 1908
yılında uygulanan ilk sansürden bu yana .
gösterimine izin verilmeyen fılmler gösterilecek.
Kültür Bakanlığı ve Avrupa Komisyonu Türkiye
Temsilciliği'm'n de dûzenlenmesine katkı
sağladığı festival, Ankara, Eskişehir, Izmir ve
Bursa'da gerçekleşecek. Aynca Atıf Yılmaz, Aziz
Nesin. Onat Kutlar, Vedat Türkali, Tuncel Kurtiz,,
Agah Özgünç, Hasan Bülent Kahraman, Burçak
Evren, Atilla Dorsay ve Yavuz Özkan'ın da
aralannda bulunduğu 22 sanatçının sansûrle ilgili
deneyimlerinin yer aldığı bir kitap da yayına
hazırlanıyor.
Alain Deton biyografisi
Fransa'da yayımlandı
• PARİS(AFP)-•
Fransız oyuncu r
Alain Delon'un
Bernard Violet
tarafından yazüan ;
biyografisi, aktörüo
yasagının kalkmast
üzerine geçen cuma
günü yayımlandı. •
Violet'in iki yıl
önce yazmış olduju
kitabuı ;
yayımlanması,
Delon'un avukatlan
tarafından açılan ,
dava sonucu
engellenmişti.
Kitabm
yayımlanmasında
sorun olan, Delon'un geçmişinde yer alan kirli
yeraltı dünyası ile ilişkilerinin anlatıldığı ve bazı
arkadaşlannın adlannm geçtiği bölümlerdi.
64 yaşındakı yıldızm geçen günlerde yaptığı bir
açıklamayla kıtap konusunda tavnnı
değiştirdığıni belirtmesi üzerine kitap
piyasaya çıktı.