Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16OCAK2000PAZAR CUMHURİYET SAYFA
i l U J L \ kultur@cumhuriyetcom.tr 15
Ayşe Kulin, bu kez Türkiye'nin ilk seramik sanatçısı Füreya Koral'ın yaşamrnı anlatıyor
Sağduyulu ve dengeli bir insan
S.RAYANYİRMİBEŞ
Ayşe KuMn. Türkiye'nin ilk kadın se-
ramik sanatçısı Fürey-a Koral'ın yaşamı-
nı anlattığı ve uygarhkriryamızıngerçe-
ğe dönüşmesinde payı büyük olan Cum-
huriyefin tûm kadın sanatçılanna' ithaf
ettiği, Remzı Kıtabevi'nden yayımlanan
'Fûreya' ile yine gündemde. Kulin, kita-
bında. Füreya'yı, yalnızca sanatçı kişili-
ğiyle değil, Osmanlı'nın son ve Cumhu-
riyet'in ilk yıllanna tanıklık etmesi yö-
nünden de ele aldığını belirtiyor.
-'Adı: Aylin'dede,'Füreya'dadasoy-
faı bir Osmanlı ailesinden gelen, iyi bir
eğitim alnuş Cumhuriyet kadınlarmın
firtuıalı ve mücadekci yaşamlan anlati-
hyor. tki kadın arasında veya kendi yaşa-
muuzlaparaleUikler kurdunuz mu?
KUIJN-Aylin ile Füreya'nın güçlü ka-
dınlar olmalan dışında hiçbir ortak yan-
lannı göremedim. Aylin'de değil de Fü-
reya 'yı bitirdikten sonra kendi yaşamım-
da bazı paraleller bulmadun değil... Os-
manlı yüksek bürokrasisinin içinden ge-
len bir aile olmasına rağmen, Cumhuri-
yet hayranı babalann evinde yetişmiş kız
çocuklan, kişiliklerine hiç katkısı olma-
yan ve geride bırakılan iki evlilik ve ha-
yat mücadelesiyle geçen bir yaşam ...
-'Füreya'yı yazarken belirttiğüıiz kay-
nakiardan hangi ölçüde yararlandınız?
KÜLİN - Kaynakçadaki kitaplann ba-
züartnı baştan sona, bazılannı da yer yer
okudum. Cumhuriyet'in kuruluş yıllan-
nı ve Atatürk'e ait anekdotlan kitaplara
başvurarak yazdım. Dergiler ve bana ve-
rilen notlar ise, (bunlara teşekkür bölü-
münde 'belgder' diyorum) Füreya'nın
sanal yaşamı için ışık tuttular. Bu dergı-
lerdeki Füreya'yla yapılan röportajlarda
kendısı neyi, niçın, hangi duygular altuı-
da ürettiğıni anlabyordu. Onlardan yarar-
l
jeylcrin başında
...„ -yfian okuyabilcn.
j|çı dürtülcri çok yüksek, olağanüstü
insanlan barındıran Şakir Paşa ailesi ve
bu ailenintüm fertleri gibi Füreya'run da
dcğişjk ortamlara uyum sağlayabilme
yeteneği geliyor. Fireya'yı. sağduyulu
ve dengeli bir insan oîduğu için. Şakir
Paşa ailesinin diğcr ünlü ûye.lerinden
ayrı tutuyorum."
'Füreya'yı bitirdikten sonra kendi yaşamımda bazı paraleller buldum. Ama kitabı şekülendinnemde bu tespitin payı olmadı. Bu tespiti romanm bitHninde yaptnn.
-'Füreya'da,Osmanb'nmçökfişü,Kur-
tuluş Savaşı yıflan gibitarihsel olaylara ar-
ka plandadeğinmek sizin için kaçuulmaz
mıydı?
KÜLİN-Arka plana Kurtuluş Savaşı yıl-
lannı döşemek kaçınılmaz değildi. Sade-
ce benim tercihimdi. Romanımı okuya-
cak olanlara, o yülann gerçeklerini bir kez
daha hatırlatmak ıstedim.
-Füreya'nmçocukluğundan gelenMus-
tafa Kemalnıtkusunuyansmrken kurgu-
ya ne kadar başvurdunuz?
KU1İN - Füreya'nın kendi sesinden
Mustafa Kemarin evlerini ziyaret edişi-
ni ve onun gözlerine hayran kalışuıı din-
ledim. Bu öyküyü, Füreya bazı röportaj-
lannda da dÜe getirmiş. Ailelerin tanışık-
hğı nedeni ile, kitaptaki tüm buluşmalar,
Bursa rastlantısı dahil, olagelmıştir. Ko-
nuşmalan ben kurguladun. Mustafa Ke-
mal'in hatıra defterine yazdıklanndan
Füreya'nın çok etkılendığıni sanmıyo-
rum. Ankara yıllannda herhangi bir et-
kmlığı yok. Sanata yönelık çalışmalan çok
sonraki yıllara rastlıyor.
-' Füreya'da, ölüm döşeğindeki sanat-
çının yaşanbsına, kendidflmden, geri dö-
nüşlerle başiamışsınız. Adı: AyinVlede Ay-
lin'in cenaze töreni ile giriş yapıyordu-
nuz. Bu kurguyu özeüikle mi yeğttyorsu-
ntız?
KULİN-Aylin'e, cenaze töreni ile baş-
lamamın tek nedeni vardı. Tanınmamış
birini okumaya haztrlanan okuru, neler-
le karşılaşacağına ilişkin ipuçlan vererek
kitaba bağlamak... Füreya'da ise bu tek-
niği, tekdüze anlatımdan kaçmak için
kullandım. Pentimento'larda Füreya'nın
duygulanna, olaylan algılarna biçimine,
yorumlanna yer verdim. Bir müzik bes-
teler gibi, aynı temayı ufak değişiklerle
tekrarlayarak bir bütün oluşturmaya ça-
lıştım.
- Internet'te www.innak.eom adresin-
de Krvücım adını kullanan bir okur, Adı:
Aylin'le ilgili yaztsuıda şöyle bir saptama-
da bıüunmuş:" Sayfa 169'da Aylin, Üner
Kırdar'ın evindeki bir yılbaşı balosuna
Ömer Koç'la beraber bir rahibe kıyafeti
içinde gitmeye karar verir. Aylin, Ömer
Koç'a Nancy'nin ona rahatlıkla bir rahi-
be kıyafeu bulabüecegini söyler. Aylin bu-
rada hastası rahibe Nancy'den bahsedi-
yorohnalı. Ama parti, Aylin'in JosephCa-
tes'le evliliğinden önce ve Aylin,
Nancy'yle evliliğinden sonra tanışıyor. Bu
hatayı fark ettikten sonra, kitaptaki her şe-
yin doğruluğundan şüphe etmeye başla-
dım." Sizce gerçek ile kurgu arasındaki
smniar nerede başlayıp nerede bitiyor?
KULİN - Aylin, benim ilk roman ça-
lışmamdır. Elbette bazı acemüiklerim ol-
du. Aylin'in ilk yazdığım bölümleri Nu-
ri ve rahibe Nancy'nin öyküleridir. Her
ikisinin de New York'ta bana naklettik-
lerini, evime döner dönmez, yüz ifade-
lerini, mimiklerini unutmadan yazmak
istedim. 'Kmlcam'uı dikkatini takdirle
karşılıyorum. Olaylan su^sıyla yazsay-
dım bu hatayı yapmazdun, gözden kaçır-
mışım Kitabınönsözünde, kurgulanan bö-
lümleri belirttim. O, ister inanır ister inan-
maz. Ama, 'Kmlaın'a benden bir uyan,
yazann yaratıcılığı sınırlanırsa, roman
mahkeme tutanaklanna dönüşebiür. Ro-
man, roman-bıyografı ve biyografi ara-
sındaki farkın iyi gözetılmesi gerekiyor.
Gerçek insanlann yaşamış olduklan olay-
lar, yapıtlan, çalışmalan asla tahrif edil-
memeli. Ama kişınin karakterinın yoru-
mundan, romamn yazan sorumludur.
- flnhl hiri nhnamaana knrpn Aytin'nin
geniş okur kitksince benimsenmesinin
nedeni nedir sizce? 'Adı: Aylin'e göre
'Füreya'da daha yoğun bir roman diliol-
duğunu söyleyebflir nüyiz?
KULİN- Aylin'in çoktutulmasında,ki-
tapta kadınlara yönelik bir özgürlük duy-
gusu ve "isterseniz başarabflininiz' me-
sajı bulunmuş olmasımn payı var bence.
Almedia, Royal Shakespeare Theatre ve National Theatre'da yeni sezon oyunlan
Ünlifler tiyatro sahnesînde
• Ralph Fiennes, Almedia'da '2. Richard'da,
Vanessa ve Corin Redgrave National Theatre'da
'Vişne Bahçesi'nde, Kathleen Turner 'The
Graduate'te oynayacaklar. Arthur Miller ve Yasmina
Reza'nın yeni oyunlan sahnelenecek.
Kültûr Servisi - Kuzey Lond- ettiği yeni oyunu 'Cresâda'yı su-
ra'daki Almedia tiyatro salonu,
çağdaş Ingiliz tiyatrosunun önem-
li merkezlerinden biri olma yo-
lunda. Hitchcockun 'Bir Kadın
KayboMu' (The Lady Vanishes)
fimıini çektiği, artık kullaruuTia-
yan Gainsborough Stüdyolan'nı
devraldıktan sonra Ahnedia stan-
dartlannı yükseltti. Mart sonundan
22 Temmuz'a dek Almedia 'da yö-
netmenlığini Jonathan Kent'ın
yaptığı, başrolünü Ralph Fien-
nes'inoynadığı, Shakespeare kla-
siklerinden 'Z Richard' ve 'Coro-
nanus' sahneleniyor.
Nisanda Ahnedia, Albery'de-
ki West End'de, Michael Gam-
bon'ın başrolde olduğu, Nicboias
VVrçht'ın 1630'lannLondrasrnda
yetenekler keşfeden birini konu
nuyor. Almedia'nın Islington'da-
ki anabinasında, Haroid Pinter(bu
yıl 70. yaşgününü kutluyor), ken-
di oyununu martta sahneleyecek.
Mayısta, Richard Eyre, Jean
Paul Sartre'ın 'Kirli Efler' (Les
Mains Sales) oyununu 'TheNovi-
ce' (Çömez) başlığı altında uyar-
lıyor ve yönetiyor. Michael Blake-
more, temmuzda Arthur Miller ın
son oyununu, 'Mr Peter's Con-
nections'ı (Bay Peter'uı Bağlantı-
lan) ve Hovard Davies, Art (Sa-
nat) ile ünlenen Yasmina Reza'nın
son oyunu 'Conversations After
A BuriaTı (Cenaze Ertesi Konuş-
malan) sahneliyor.
The Royal Court, şubatta Slo-
ane Square'daki eski yerinde se-
zonu açmayı planlıyor. Ancak Bri-
an Cos'un başrolü oynadığı, Co-
nor McPherson'm yazdığı yeni
oyunlan 'DubünCarol'ı önümüz-
deki ay Old Vic'te sahneliyorlar.
Royal Court'unprömiyennı yapa-
cağı diğer oyunlar arasında Jim
Cartwright'm yazdığı 'Road'
(Yol), Martin Crimp'in yazdığı
'Attempts on her Life' (Yaşanuna
Kastedenler) ve Gary MitcheD'ın
son oyunu 'The Force of Chane'
(Güç Zinciri) bulunuyor.
National Theatre, marttan itiba-
ren Tennessee VVTIBams'ın "Babv
DoD'unu. nisanda Tim Supple'ın
yönettiği, Stephan VV'arbeck'in
(Shakespeare in Love) müzikleri-
ni yapüğı, NkkDear'ın 'Beggar's
Opera'sınm yeni versiyonu 'The
Vlllians's Opera'yı ve Trevor
Nunnın yönettiği Vanessa ve Co-
rin Redgrave'in rol aldığı 'The
Cherry Orchard'ı (Vişne Bahçe-
si) sahneliyor.
West End'deki yeni müzikaUer,
koreograf Bob Fosse'un işlerini
(Cabaret, All ThatJazz, Chicago)
içeren Broadway müzikali Tosse'
ile şubatta başlıyor. Mayıs ayında,
Cameron Macldntosh'un yönetti-
ği, John L'pdike'ın yazdığı, fıhni
çevrilen 'TheWitchesofEastwick'
(Eastvvick'in Cadılan) müzikali
ve 'Thanic' fılmi için 'My Heart
WD Go On'şarkısım yazan Win
Jennings'in tngihzce şarkı sözle-
rini yazdığı 'Notre-Dame de Pa-
ris', EJaine Page'in başrolünü oy-
nadığı 'The King and I' (Kral ve
Ben) sahneleniyor. Şubatta And-
rew Llo>d VVebber ve Ben Elton,
Kuzey Irlanda'da gençlerden olu-
şan bir futbol takımmı konu alan
yeni müzikalleri 'The Beautinıi
Game'inbir workshop*uu sahne-
liyorlar.
West End'de sahnelenen tiyat-
ro oyunlan arasında şubatta Wır-
ren Lejgh"incazmüzısyenlerini ko-
nu ettiği Tony ödüllü oyunu 'Side
Man'de başrolü Jason Priestlej-
oynuyor. Nisanda Kathleen Tur-
ner'ın Mrs. Robinson'u, Matthew
Rhys'ın Dustin Hoffinan rolûnü
canlandırdığı, Terry Johnson'm
sahne versiyonunu yazdığı Anne
Bancroft'un yapm 'TheGraduate'
(Aşk Mevsimi-Mezun) ve Peter
Nkhohs'ın modern evlilik konu-
sunda yazdığı 'Passion Play' sah-
neleniyor.
Ocak sonunda David Mamet
hayranlan WUliam H. Macy'yi
'AınericanBuEEalo'da izleyebüir-
ler. PatrickMarber'ın 'SpeedThe
Pkwv' oyununda başrollen Mark
Strong ve Kimberlev YVuüams oy-
nuyor. SamudBeckett'in 'Krapp's
Last Tape' oyununda ise John
Hurt rol alıyor.
Royal Shakespeare Theatre,
'The Throne of Kings' (Krallann
Tahtı) başhğı altmda, 2000 yılı
boyunca Shakespeare'in krono-
lojik olarak tüm tarihi (yüz yıh
kapsayan sekiz oyununu) oyunla-
ruu sahnelemeyi planlıyor. tki yü
sürecek olan tarihi oyunlar,
RSC'nin sanat yönetmenligini ya-
pan AdrianNobk'ın '2.Richard'ı
sahnelemesiyle başladı.
'Buhuımuş' diyorum, çünkü ben kitabı
böylebirmesajı vermek üzere yazmadım.
Okur kendi mesajını kendi çıkardı. 'Fû-
reya'da roman dilinin 'Adı: Ayhn'in çok
ötesinde olduğuna kuşkum yok. Arada,
tarihi gerçeklerin etrafinda kurgulanan
'Sevdafinka' var ki, hera araşnrma hem
de roman yazma konusunda, benim için
önemli bir aşama olmuştur.
- 'Füreya'da ölüm döşeghıde kendi di-
Bndensövkdiginizbölümlere'Pentımen-
to' başhğı vermişsiniz. Sizin anlatngunz
bölümkre başlarken de yer yer Shavv,
Mevlana gjbi duşûnüıierin sözleri yer
ahyor. Niçin?
KULİN - Pentimento, çünkü kelime
hem 'kazmdıkça tuvalin aHmdan çıkan ilk
eskaz' anlamına hem de 'pişmanhk' an-
lamına geliyor. Füreya'nın yan pişman-
lıklar ve nostaljı içinde geçmişi ammsa-
tnası ve sorgulamasına bundan daha uy-
gun bir başlık olabilir miydi? Alınülan,
takip eden bölümlere son derece uygun
düştüğü için yaptım.
-'Füreya'dayankarakter olarakAB-
ye Berger göze çarpıyor_
KULİN -Ailede dört
önemli isim var. Cevat Şa-
kir, ABye Berger, Fahrünis-
saZeydve Füreya. ŞünDev-
rim'ın kitabı 'Şakir Paşa Ai-
lesi', Fahrünissa'mn etrafin-
da dönüyor. Cevat Şakir'in
hem kendi yazar hem de hak-
kında yazılmış kitaplar ve
yazılar var. Bu nedenle, he-
nüz hakkmda bir kitap ya-
zümamış olan Aliye'ye da-
ha fazla yer verdim. Uma-
nm bir başka yazar da onun
yaşamını romanlaşnnr.
- 'Fureya'dan sonra bi-
yografi yazmamaya kararh
mısntız?
KULİN - Uzun bir süre
biyografi yazmayacağım.
Okur, şimdıye kadar beni,
yazı dilimi sevdiği için tut-
tu. Yazı dilimi değiştirmeye
niyetli değilim, çünkü bir
yerde kendi kişiliğimi de
yansıhyor; çetrefiüi ohna-
yan, açık secik, anlaşılabi-
lir, düz ve doğru. Sıradan
değil mi diye sorabilirsiniz.
Evet öyle, çünküben de özel
değil sıradan biriyim.
-Edebiyat dünyasuun içi-
ne
Puccini, Zeflfirelli'nin sahneye koyduğu 'Tosca' ile anıldı
Domingo yönetti, Pavarottisöyledi
Küitur Servta -Giacomo Puc-
cini, cuma günü, Roma Opera
Evi'nde sadece bir gece için
sahnelenen'Tosca' operasıile
100. doğum yrldönümünde anıl-
dı. Baş tenor olarak Luciano
Pavarotti'nin yer aldığı opera-
nm orkestra şefligini ise birçok
defa Tosca'da oynamış olan îs-
panyol tenor Placido Domingo
üstlendi. 19. yüzyıl Roma'sın-
da geçen operayı Franco Zeffi-
reffi sahneye koydu. Ressam
Mario Cavaradossi'yi canlan-
dıran Pavarotti'nin, karşısında
ise Floria Tosca rolünü üstlenen
Venezüellalı soprano Ines Sa-
lazar yer aldı. Salazar daha ön-
ceki Tosca yorumuyla birçok
eleştirmen tarafindan çok beğe-
nilrnişti. Zeffirelli bu yapmıı
"sevgüi ya da en gyınHan arka-
daş ohnayı isteyeceğiniz bir sa-
vaşçı kadmıkahŞfeTde anma"nın
bir kutlaması olarak gördüğü-
nübelirttı. 'RomeoveJûlyet've
'Mussonni ile Çay Içmek' gibi
ünlü filmlerin yönetmeni için
Tosca uzmanı denebilir. Zeffi-
relli, 1964 yıhnda, Londra'da-
ki Convent Garden'da sahnele-
nen, Maria CaDas'm Tosca'yı
oynadığı gösterileri yönetmiş-
ti.
Tosca operası ilk gösterimi
1900 yıhnda, şimdi Tearro
dell'Opera aduıı taşıyan Teat-
ro Costanzi'de yapıldı. Ro-
ma'nm Italya'nm başkenti ol-
masından tam 30 yıl sonra sah-
nelenen operanın prömiyeri,
Kraliçe Margherita'nm, aldı-
ğı tüm tehditlere karşın katüı-
mıyla oldukça heyecanlı bir bi-
çimde gerçekleşmişti. Prömiye-
re Puccini hayranlannın ve Ital-
yan'ın ünlü sanatçılannın yaru
sıra 'CavaDeria Rusticana'nın
bestecisi Pietro Mascagni de
katılmıştı.
Tosca'nın yeni gösterimi ise
tiyatro binasında halen devam
eden restorasyon çalışmalan
nedeniyle Zeffirelli'nin özel
izin alması ile gerçekleşebildi.
"Operacüann mikrofon önün-
de durup şarkı söyiediği konser
gBbiolanoperalardan nefret ede-
rim" diyen Italyan yönetmen,
yüzleri maskelerle kapalı şar-
kıcılann kırmızı bir alanda sü-
rekli hareket halinde olduklan
bir sahneleme düzenini tercih
etti
y
DeBrtiyorsunuz. Sizcebumm
kaynağı popülerngj yakala-
nuş ohnamz nu?
KULİN - Evvel zaman
içinde, edebiyat dünyasuun
içinde yer alabilmek için
edebiyat yapan kışılerin ya-
kınında yaşamak, sofrala-
nnda oturmak gerekirdi. Bu
durum artık değişti. Ama
itiraf etmeliyim ki, kitabı
çoksatan yazarlara karşı bir
antıpatı var. Kitabın çok sat-
masında, yazann rolü dışın-
da medyaya hiç mi pay düş-
müyor sizce? Sanat sayfala-
n olan gazeteler sadece bel-
li yazarlann kitaplannı öne
çıkartıyorlarsa yazar ne yap-
sm? Gazetelerin kitap ha-
bercileri, yeni çıkan ya da
ödül alan kitaplan takip ede-
rekyeterince tanıüyorlarmı?
'Neremi Neremi' adh şarkı
televizyon ana haberlerine
girebiliyor da Ayla Kut-
lu'nun 'Emir Bey ve Kızb-
n' gibi eşsiz yapıtı, piyasa-
ya çıktığında neden giremi-
yor? Aylin gazete sayfala-
nndan düşmedi, amabenim
Haldun Taner ve Sait Faik
ödüllerini kazanmış bir ki-
tabım olduğunu okur bümez
bile. Tanınmanın veya ta-
mnmamamn suçlusu ben mi-
yim şimdi?
-Yenikhabnuzneolacak?
KULİN -Erzincan dolay-
lannda geçen bir romamn
hazırkğı içindeyim. Sevda-
linka'da olduğu gibi bazı
olaylar vekışüer gerçek, ama
öykü kurgu olacak ve yine
'Sevdafinka'da olduğu gibi,
yazar arkadaştm Setaıa Fın-
dıkh ile, yaklaşık bir yüzyıl
arayla, aynı yörede bir-
bınrmzr iakip edeceğiz.
KUŞBAKIŞI
MEMET BAYDUR
Cankurtaran Istasyonu
Geçen haftanın gazetelerinde üçüncü ya da se-
kizinci sayfanın kıyısında üç-beş satırtık minik bir
haberdi tek sütun üzerinden. Eminönü Cankurta-
ran Tren Istasyonu'nda banliyö treninin önüne at-
layan iki kişi ötmüş. Sirkeci-Halkalı seferini yapan
80092 sefer sayılı banliyö treni, Cankurtaran istas-
yonuna yaklaştığı sırada, bir kadınla bir erkek tre-
nin önüne atfamış. Trenin altında kalarak can ve-
ren otuz-otuz beş yaşlanndaki iki kişinin üzerierin-
den kimlik çıkmamış. Çevre sakinleri, bu kişilerin
"Aliş ve Zeynep" adlanyla tanındıklarını ve sokak-
ta yaşad/klannı bitdirmişler.
Haber bu kadar ve tüyter ürpertici. ölüme atla-
dıklan istasyonun jsminin Cankurtaran olmasını
mı istersiniz, genç iki insanın, Aliş ite Zeynep'in bir-
likte isteyerek ölümü seçmelerini mi, kimliksiz ol-
malannı mı, sokaklarda yatıp kalkmalannı mı, ne
ararsanız var ürpermek için.
Derken aynı gazetelerde bir başka haber çarp-
tı gözüme. O da kısa bir haber, iç sayfatarda iki sü-
tundan verilmiş. MHP'li Tanm Bakanı domuz eti it-
halini yasaklamış. Türkiye'de bulunan yabancı ül-
kelerin temsilcilikleri ve turistik otellerin ihtiyacı
için 1998 yılında iki yüz kırk ton, 1999 Mayıs ayı-
na kadar da yüz elli ton işlenmiş domuz eti ithal
edilmiş. Sayın Bakan, "Göreve başladığım 28 Ma-
yıs 1999 tarihinden sonra hiçbir domuz eti ve ürü-
nûnün ithali için izin verilmemiştir" demiş.
İnsanlann inançlanna, örflerine, âdetlerine, ye-
diklerine içtiklerine kanşmak hiçbir zaman iyi so-
nuçlanmayan işlerdendir. Yemek içmek konusun-
da da kanun ya da kararname ya da bambaşka
yollarla baskı uygulamak, bir azınlık bile olsa in-
sanlann damaktadına müdahale etmek, bana pek
çağdaş, uygar bir tavır olarak gelmiyor doğrusu.
Neyse ki aynı gazetelerde, yukandaki haberin he-
men yanında yayımlanan bir başka küçük haber,
yüreğimize bir nebze olsun su serpti. Gerçi bu ha-
ber de acı başlıyor, ama tatlıya bağlanıyor sonun-
da
Istanbul Haller Müdürlüğü verilerine göre, sivri-
biber 1998 Aralık ayında kilosu 159 bin liradan, ge-
çen binyılın aralığırida ise kilosu 540 bin liradan sa-
tılmış. Böylece sivribiberfiatı biryıldayüzde 239.6'lık
artışia en büyük zammı görmüş. Sivribiberi yüzde
192.3 artışia kırmızı turp, yüzde 188'lik artışia kır-
mızı lahana ve yüzde 187.7'lik artışia patates izli-
yor. Şimdi haberin çok sevindirici ve içimizi ferah-
latan son cümlesine geliyoruz. önceki yıla göre fi-
yat inen tek ürün, yüzde 29.7'lik düşüşle armut ol-
muş.
Canlan çekenler domuz eti yiyemeyecekler, siv-
ribiberin fiatı da el yakryor, bir yılda yüzde 240 art-
mış neredeyse. Öysa armut ucuzluyor işte. Bol
bol armut yiyebiliriz hep beraber. Tann Türk'ü ko-
rusun!
Aynı gazetelerden birinde Sibel Yeşilmen'in yi-
ne tek sütunluk ilginç bir haberi de vardı. "Diplo-
mat olmak kolay değil" başlıklı bu haberi de ilgiy-
le okudum doğrusu. Dışişleri Bakanlığı'na alına-
cak diplomat adaylanna yazılı ve sözlü dil ve mes-
lek sınavının ardından iki psıkolojik test uygulanı-
yormuş. Uzman psikologlar tarafindan hazırlanan
bu testle, benzer sorular farklı ifadelerie sorularak
ve birkaç kez tekrar edilerek adayın yanrtının doğ-
rulugu sınanıyor. Sibel Yeşilmen'in haberinden öğ-
rendiğimize göre, adaylara sorulan sorular arasın-
da "Annen ile ilişkilehn nasıl?", "Baban ile ilişki-
lerin nasıl?", "Inandığın dinin peygamberi muci-
ze gerçekleştirdi mi?", "Kendi cinsine ilgin var
mı?", "Çocukkenhiçyangınçıkardınmı?", "Kim-
seyi cinsel ilişkiye zoriadın mı?", "Silah kullandın
mı?" gibi ilginç sorular var. Bu bir psikolojik test
olduğu için bunlar ve benzeri sorulann sorulması
doğaldır. Bir sınavda başanlı olmasına rağmen
kahverengi takım elbtsesinin athna beyaz çorap giy-
diği için bir adayın elendiğini, sınavda çektiği so-
ruyu "Bu soru çok güzelmiş" diye değeriendiren
adayın da "ukalalık" yaptığı gerekçesiyle sınavı
kaybettiği bildiriliyor bu haberde. Bu bilgilerin han-
gi kaynaktan alındığıysa doğal olarak bidirilmiyor.
Cumhuriyet dışında günde üç-dört gazete da-
ha okuyorum. Bu gazetelerin isimleri sürekli deği-
şiyor ve hemen hepsinde bu yazıda sözünü etti-
ğim cinsten ilginç, küçük haberler buluyorum. Bu
pazar Kuşbakışı'nda bunlardan birkaçını sizterte pay-
laşmak istedim. Gripsiz, sağlıklı, anzasız bir hafta
diliyorum size sevgili okur...
Şirîn Pancaroğlu
Babylon'da
KüttürServisi-lstanbul
Kültür ve Sanat Vakfi ile
Pozitif Tanıtım Üretim
AŞ'nin işbirligiyle Baby-
Ion'dagerçekleştirilen "17
Ağustos'u Haürtayahm"
konserlerinin 18 Ocak Sa-
lı günkü konuğu arpçı Şi-
rin Pancaroğlu.
Ekim ve kasım aylan
boyuncadayapüacak olan
bu etkinlikler uzun vade-
h rehabüitasyon çalışma-
lanna fon desteği sağlama-
nın yanı sıra depreme iliş-
kin bilincin yitirümeme-
sine katkıda bulunmayı
hedefliyor.
Klasik müziğe ve çalgı-
sınabildik kalıplann dışın-
da yaklaşımryla tanınan
Şirin Pancaroğlu, bukon-
serinde Frescobaldi, Res-
pighi, Britten. Couperin,
Faure, Schmidt ve Ro-
ta'nın yapıtlannı yorum-
layacak. Pancaroğlu, kon-
serinin programını beür-
lerken en çok zaman kav-
ramının etkisı alanda kal-
dığmı söylüyor. Depre-
min bir am yeniden ta-
nımladığı gibi zamanı yok
edişindenyola çıkan Pan-
caroğlu, müziğin zaman
içinde ve zamana karşı ya-
radıİLşımn ve duyumsan-
masının üzerine birçahş-
ma sunacak. Sanatçı, bu-
nu "dönem açısmdan bir-
birinden uzak yapıüann
bir arayagetisiyte sflinen bu
kavramın ardmda, anlaü-
nunve renklerin bağnnsız
düini hissetınek,tersakın-
nlann içinde bir yokulu-
ğa çıkmak gibi" tanımlı-
yor. Arpuı sesinin bu kez,
"kuytu köşesinde derin ve
gizenüi sorular soran,ama
onlara mutiak yanıt ara-
mayan bir duygusaDıkta,
dinleyeni daha çok yan
açık kapüann eşiğinde bı-
rakacağuu" belirtiyor.
Saü günü saat 21.30'da
başlayacak konserin bilet
Fıyatı 4 milyon lira. Bilet
satış noktalan ise Mavi
Jeans (Beyoğlu), Vakko-
rama (Taksim, Akmerkez,
Suadiye), Akusta (Nişan-
tası) ve Lale Plak.