19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 AĞUSTOS 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DEPREM Fazilet Partisi, açıklamalanyla büyük tepki çeken Sağlık Bakanı hakkında harekete geçti Osman Durmıış'a gensoruANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Grup Başkanvekıli Bülent Annç, sorumsuz açıklamalan ve davranışla- nyla halkın da büyük tepkisini çeken Sağlık Bakanı Osman Durmuş hakkın- da gensoru önergesi vereceklerini bil- dirdi. Annç, depremle igili Meclis araştırmasının da sonucuna göre Baş- bakan ve bakanlar hakkında Yüce Di- van isteminde bulunabileceklerini ifa- deetti. Annç, dün parlamentoda düzenledi- ği basın toplannsında, Mamıara Bölge- si'nde etkili olan 7.4 şiddetindeki dep- Temin ardından kurtarma, yardım ve enkaz kaldınna çalışmalannda hükü- TSK acıkladı Donanma 545 kişiyi • FP Grup Başkanvekili Bülent Annç, Başbakan ve bakanlar hakkında da Yüce Divan isteminde bulunabileceklerini söyledi. Annç, "Millet, 'devlet nerede' diye feryat ediyor. Bazılan devlet deyince Devlet Bahçeli'yi hatırlayıp ona saygıda kusur etmeyebilir ama, millet kendisine yardım eli uzatacak devleti anyor" dedi. metin başanlı oldugunun söyleneme- yeceğini kaydetti. Hükümetin eksikliklerini ortaya ko- yan, depremin ortaya çıkardığı afeti ka- muoyuna gösteren basına karşı sansür tutumu içinde olduğunu kaydeden Annç, "Millet, 'devlet nerede' diye fer- yat ediyor. Bazılan devlet deyinee Dev- let Bahçeli"yi haürla>ıp ona saygıda ku- sur etmeyebilir ama, millet kendisine yardım eli u^tarak devleti anyor" de- di. Annç, hükümetin, depremin yarat- tığı felaketin büyüklüğü ve kurtarma ve yardım çahşmalannın yetersizliği konusunda sorumluluğu bulunduğunu belirterek, araştırma komisyonunun çahşmalannın sonucuna göre, Başba- kan ve bakanlarla ilgili soruşturma ko- misyonu kurulması ve Yüce Dıvan is- teminde bulunabileceklerini acıkladı. Annç, bakanlann sorumsuz davranış ve açıklamalannın halkta büyük bir nefret duygusu yarattığını belirtirken, Sağlık Bakanı Durmuş hakkında da gensoru önergesi vereceklerini söyle- di. Kızılay'a eleştirl Annç, *Devlet BahçeiTnin savunma- yitirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay, 17 Ağustos'taki deprem- de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) kayıplannı acıkladı. Depremde biri tü- mamiral olmak üzere 27 subay. 120 ast- subay, 6 uzman erbaş, 77 er, iki asken öğrenci toplam 545 kişi yaşamını yitir- di. Enkaz alünda TSK mensubu % ki- şi halen enkaz altında bulunuyor. Dep- rem nedeniyle 30 Ağustos Zafer Bayra- mı etkinliklen Ankara'da Anıtkabir zi- yareti. diğer illerde de anıtlara çelenk konulması ile sınırlandınldı. Genelkurmay Hasan Tahsin Basın Bilgi Merkezi'nden verilen bilgiye gö- re, merkez karargâh ve bağlı birliklerde çalışan personel taranndan düzenlenen kampanya kapsamında toplanan malze- melerin deprem bölgesine gönderildiği kaydedildi. Izmit Köseköy'de oluştunı- lan Lojistik Destek Koordinasyon Mer- kezi'ne 1.51itrelik 18 ton su, 4'lü amba- laj halinde birton 782 kilogram sabunun gönderildiği belirtilen açıklamada, baş- latılan malzeme yardım kampanyasının bugün sona erecegi kaydedildi. Açıklamada, askeri gazino ve sosyal hizmet tesislerindekı eğlencelerin ikin- ci bir emre kadar iptal edildiği de bildi- rildi. Genelkurmay açıklamasına göre, TSK'nin deprem sonucunda can kaybı ve hasar durumu şöyle: "Birisi tûmami- ral 27 subay. 120 astsubay. 6 uzman er- baş,77erbaş, 2 askeriöğrenci, 11 sivfl me- mur. 69 işçi, 233 asker ailesi olmak üze- re toplam 545 kişi yaşamını yitirdi.36su- bay, 75 astsubay, 18 uzman erbaş, 109 er/erbaş, 1 askeriöğrenci, 27 shil memur, 14 işçi. 150 asker ailesi toplam430 kişi ya- ralandL 3'ü subay. 9"u astsubav, l'i uz- man erbaş 12 er/erbaş, 2 shil memur, 69 asker ailesi toplam % kişienkazalûnda." Parrls: Ordu gecHrti ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Mark Parris, depremin donanmayı vurması- nın TSK'yi müdahalede geciktirdiğini savundu. Parris, Marmara Bölgesi'nde yaşanan depremin, ölü sayısı bakımın- dan Avrupa'da 20. yüzyılda yaşanan en büyük deprem olduğunu belirterek ne kadar hazırlıklı olsa da hiçbir hüküme- tin bununla kolayca başa çıkmasının mümkün olmadığını söyledi. Parris, Amerikan PBS kanalında önceki gece yayımlanan "Haber Saati" programma katılarak Türkiye'de yaşanan depremle ilgili sorulan yanıtladı. Parris, halkın hü- kümete yönelik eleştirileriyle ilgili bir soru üzerine, bunlann "üısani bir tepki" olduğunu söyledi. Parris, uluslararası yardımlann koordinasyonunun siviller hem de askerler tarafindan sağlandığını belirtirken Gölcük'te yaşanan ağır zara- nn Türk askeri birimlerinin bir plan oluşturmasım geciktirdiğini bildirdı. Çadır Kent - Çamur Kent AYDINENGtN Bir iki günlüğüne de olsa "deprem bölgesTnden döndük. Bunun kişisel anlamı sıcak duş, bol köpüklü sabun, emektar Golf ün tavanından epey yük- sek bir yatak odası, toza toprağa, ça- mura bulanmış uyku tulumundan da- ha rahat çarşaf ve battaniye, sonra ge- ne duş ve içinde bisküvi olmayan bir yemek... Bu işin kişisel yanı. Gelelim mesleki yanına. Olup biteni çıplak gözle saptama, gerçeğı yerinde gözle- me yerini "rejmi" açıklamalar aldı. Buyrun size resmi açıldama: "Baş- bakanhk Kriz Masası. 25 Ağustos sa- bahı itibanyla yaptığı açıklamada dep- rem böigesinde 27021 çadır kurularak ihtiyaç sahibi yurttaşlara tahsis edildi- ğini büdirdL." 27021 çadır. Yazıyla: "Yirmi yedi bin yirmi bir çadır.*' Bu çadırlar nerede kurulmuş acaba? San Fransisco? Kamçatka ? Şeref- likoçhisar? Önceki gün Yalova'dan başlayıp adım adım. evet adım adım Izmit Kör- fezi'nin güney şeridini, Adapazan'nı, Izmiti gezdik. Yani Istanbul-Avcılar hariç bütün deprem bölgesi ve adım adım. Bu gezinin tek hedefı vardı: "Çadır kent" gerçeğini yerinde gör- mek, gözlemek ve saptatnak. Buyrun size çadır kentler üstüne bir de "resmi olmayan" rapor: Yalova: Yedi merkezde toplam 4850 kişiye bannma olanağı sağlayan yedi çadır kent kuruldu. Tuvalet, su ve sı- cak yemek olanağı henüz sağlanama- dığından buralarda bannanlar haber yayına hazırlamrken 2900 kişiden iba- rem'.Gölcük ve çevTesi: Beş merkezde çadır kent kuruldu. Gözlementepe'de 602 çadır var. thsaniye Futbol Sta- dı'nda 146 çadır, Devlet Hastanesi ya- nı 223 çadır. Güvenpaşa Mahallesi 121 çadır. Anadolu Lisesi bahçesi 190 ça- dır. Toplam 1283 çadır. Her çadıra dört sahra yatağı konabiliyor. Yani 5132 ki- şilik bir bannma olanağı yaraülmış. Köseköy: 245 çadırlık bir çadırkent. Kapasitesi 980 kişi. Adapazan: Gima karşısmda 205 ça- dır, Çark mesire yerinde 330 çadır. Erenler stadyumunda 190 çadır. Tank palet sahasında 122 çadır. Kaynarca yolunda Kızılay çadır kenti 480 çadır. Toplam 1327 çadır ve 5308 kişilik ka- pasite. Izmit: Altı ayn noktada toplam 4445 kişi kapasiteli çadır kentler. Bunlar resmi olmayan ama tek tek gözlenerek derlenen gerçek saytlar. Bölgede en az iki buçuk milyon kişi yaşıyor ve bunlann hiçbiri, yıkılma- mış, hatta hasar görmemiş bile olsa kendi konutlannda bannamıyor, dep- rem gününden beri geceyı açıkta geçi- riyor. Çadırkentlerihtıyacınçokküçük bir yüzdesini karşılamakta, geri kalan- lar ise kendı kurduklan "çadırkondu kentter"de yasamaktalar. Hükümetin kurtarma çalışmalannın durdurulması karanna tepki gösterildi Enkaz altında ya caıılı varsa.•. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümetin, deprem fe- laketine ilişkin kurtarma çalış- malanna son verip enkaz kal- dınna işlemi başlatüması kara- n tepkiyle karşılandı. Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB) ve Türkiye Insan Haklan Başkanı Yavuz Önen hükümetin enkaz altındaki yurttaşlann yaşıyor ol- ma olasıhğını hiçe sayarak kur- tarma ekiplerinin çıkanlması karannı eleştirirken, insan ya- şamını hiçe sayan bir anlayışm görüntüyü kurtarmaya çalıştığı- nı söyledi. Önen. enkazın kaldı- nlması sırasında suç kanıtlan- nın yok edilebileceği uyansm- da bulundu. DYP Ordu Millet- vekili Dr. Yener Yıldınm hükü- metin ölüye de diriye de saygı- sının olmadığını söyledi. Bölgede incelemelerini sür- dürürken sorulanmızı yanıtla- yan Önen "Hükümet kurtarma faaliyetlerine son verdi*1 deme- nin bile yanlış olduğunu belir- terek hükümetin kurtarma faali- yeti yapmadığını, başından be- ri enkazı bir an önce kaldırmak, suç kanıtlannı ortadan kaldır- mak gibi bir çaba içinde olduğu- nu söyledi. Depremin geniş bir alana yayıldığını kaydeden Ö- nen, ulaşılamayan binalarda in- sanlann yaşıyor olma olasılığı- nm da bulunduğunu belirtti. 'Araytırma yapılmadı' Önen şöyle devam ettı: "A- ma hükümettaranndan canh in- san kurtarma eldplerine bölge- yi terk etme emri verildi. tş en- kaz kaldırma işidir diye bittr- mişler. Nerede canh var. böyle bir araşorma tam anlamıyla ya- pdmadL Ne yazık ki bu, sorun bi- leobnadLtnsana değiL görüntü- ye önem verihyor. İstanbui'daki bir uluslararası toplantı nede- niyle \ > alilik 'Enkazı derhal kal- dırın, yıkılma durumunda olan- lan yıkın. Çadırlan ortadan kal- dınn. Görüntüyü kurtann' em- ri veriyor. Biran önce enkazı kal- dırmak iş gibi görülüyor. İnsan yaşamı hiçe saydryor. İnsan fak- törii zaten en baştan beri yoktu. Depremle bunun dersini akuk." Kentlerde rantı ön planda tu- tan, konut edinme, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını ayaklar altına alan düzenin ölüm kule- leri dikerek yurttaşa mezarlık haline getirdiğini belirten Önen, insana değer vermeyen bu süre- cin sonunda deprem felaketinin yaşandığını söyledi. Önen. dep- remin ardından "topyekûn se- ferbertik'' ilan edilmesi gerek- tığinı, ancak bunu örgütleyecek sosyal devletin Yeni Dünya Dü- zeni'yle parçalandığını ve ka- mu kurumlannın harekete geçi- rilmediğini anımsattı. Önen "Insan göz ardı edildi- ği için Yeni Dünya Düzeni'nin Türkiye'ye hediyesi oldu bu. tlk tokadı yedik. Sosyal devlet hiç kalmadu bunun deneyini yaşa- dık. Yardıma halk koştu*" dedi. Hükümet tarafindan ılk günden itibaren kurtarma diye bir çalış- manın organize edilmediğini, çalışmalann yurttaşlann kendi çabalanyla, gönüllü kuruluşlar aracılığıyla yaptldığını kayde- den Önen "Çok sonralan bazı maidneve kamu olanaklan dev- reye girdL ama buna tam anla- mıyla bir kurtarma faaliyeti de- nemez. Bizimkilerin makineli müdahaleleri de yabancı ekip- lerle gerilimler yaşatb. Zaten maldııe ile kurtarma ohnaz"1 di- ye konuştu. 'Kanıt kalmadı' Hükümetin adeta suçluluk te- laşı içinde bir an önce enkazı kaldırmaya çalıştığını belirten Önen, delillerin yok edildiği uyansında bulunarak "İnsanlar, tespit yapnrmak durumunda. Enkaz, hukuksai olarak kanıt durumundadır. Bunlar tespit edilmeden ortadan kaldınlıyor. İnsanlann hak kayıplanna uğ- rayacaklan kesin. Kanıt kalma- dı" diye konuştu. Yener Yıldınm, enkaz altında yüzlerce insan bulunabileceği- ni ve bunlardan bir bölümünün yaşayabileceğinı belirterek "Bunlannölüyede diriyede say- gılan yok" dedi. Enkaz altında hâlâ sağ insanlann olabileceği- ni kaydeden Yıldınm "Evorta- mmdalar, belld yanlannda su var, şu anda içinde bulundukla- n koşullan bilmiyoruz. Su var- sa, aç olarak günlerce insan ya- şayabOir" dedi. Yıldınm, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Bir insan 1 hafta hiçbir şey olmadan aç ve susuz yaşayabilir. Ama 1 hafta- nın sonunda böbrekler iflas e- der. Ama bu insanlar ev orta- mında. belki yanlannda su \ur, belki hav^ alıyor. o takdirde aç olarakçok uzun süre, layda ya- şayabiür. Çünkü hangi şarüarda oiduklannı bilmiyoruz. Şimdi oraya kepçeleri sokarak, \arsa, o sağ insanlan da öldürmüş olursunuz. Kaldı ki tek bir can- h bile olmasa. insanlann ölüsü- ne saygı duymak gerekir. Mille- timiz bu konuda çok hassas, ar- nk cenazesini alınca bile se\ini- yor. hiç olmazsa ellerimle göme- yim diyor. O nedenle yapılnıası gereken. o enkazlan kepçeyle kaldumak değU,öncelikleenkaz alündaki varsa sağ insanlan, voksa ceseueritek tek çıkarmak- ur." sı parti dayanışması olabilir. ama Sağ- hk Bakanı'm sorumluluktan kurtara- maz" dedi. Annç, yüzyılın deprem fe- laketinin ardından gerçekleştirilen Kı- zılay yardımlannın küçümsenecek ka- dar az kaldığını söyledi. Annç, halk- tan ve devletten aldığı destekle trilyon- luk bütçeye sahip olan Kızılay'ın yar- dımlannın bu kadar küçük olmaması gerektiğini ifade etti. Annç, 150 kamyon yardım ve 2 sah- ra hastanesi ile depremzedelere yardım yapan lnsani Yardım Teşkilatfnın (IHH) yardım hesaplanna el konulma- sınada tepki gösterdi. Annç, "Buayıp- lanacak bir dunun " dedi. Kadrolasma Durmuş'un sağlıksız atamalan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mar- mara Bölgesi'nde yürütülen kurtarma ça- lışmalanna ilişkin sözleri nedeniyle istifa- sı istenen Sağlık Bakanı Osman Dur- muş'un göreve geldikten sonra yaptığı ata- malann, sağlık hizmetlennde aksaklıklara neden olduğu ileri sürüldü. Yeni göreve ge- len bakanlık yöneticileri ile il sağlık örgüt- lerinin eşgüdümü sağlayamadıklan iddia edildi. Cst düzey bir bürokrat, "deprem bölgesinin kadroUşma kurbanı" olduğunu söyledi. Sağlık Bakanı Durmuş tarafindan müs- teşar yardımcılığı görevine getirilen ve deprem böigesinde görevlendirilen Semih Yalçın'ın tarih Öğretmeni olduğu belirlen- di. Yöneticilik deneyimi olmadığı iddia edilen Yalçın'ın 1999 yerel seçimlerinde, MHP'den Keçiören belediye başkan aday adayı olduğu kaydedildi. Bakanlık Müste- şan HalukTokuçoğlu ve Temel Sağlık Hiz- metlen Genel Müdürü Sefer Aycan'ın da bürokrasi deneyimi bulunmadığı öne sü- rüldü. Bölgede görev yapan hekimler de, yeni atanan yöneticilerin çalışmalan yeterince koordine edemediklerini söylediler. Ba- kanlık tarafindan Kocaeli İl Sağlık Müdür- lüğü'ne getirilen Dr. Ercan lnci'nin de da- ha önce herhangi bir bürokrasi deneyinü- nin bulunmadığı belirtildi. Sağlık Bakanlıgı kadrolanna yöneticilik deneyimi olmayan kişilerin getirildiğini anlatan üst düzey bir yetkili, bölgede ya- şanan bütün olumsuzluklann tek nedeninin Bakan Durmuş'un kadrolasma çalışmala- n olduğunu söyledi. Bakanlıgın deneyim- li yöneticileri devTe dışı bıraktığını anlatan yetkili şöyle konuştu: "Ne olduğu belli olmayan birtakım in- saniar genel müdiir, musteşar yardımcısı, şube müdürü yapüdL Sağhk ocağındaki bir praüsyeni genel müdür yardımcüığına ge- tirdiler. Orada devleti tamamen kilitkdiler. Bölgede hiçbir şey yapılmıyor. dahası dev- letin tüm olanaklan boşa harcanıyor. Halk ve kurtarma ekipleri ne yapaıiarsa kendi- leri yapıyorlar. Sağlık Bakanhğu deprem deneyimi olan bütün insanlan de% re dışı bn rakü. Burada önemli olan, devletin çarkını bilmektir. Ktsacası deprem bölgesini kad- rolaşmaya kurban verdik."' Sağlık Bakanhğı'nın eski bir bürokratı da, diğer illerde yapılan atamalann dep- rem bölgesindeki sağlık hizmetlerini aksat- tığını belirtti. TTB'den uyarı 'Uç haftaya kadar cardı kalınabilir' MUTLU SERELİ ANKARA - Türk Tabipleri Birliği Mer- kez Konseyi (TTB), insan vücudunun ola- ğanüstü koşullardaki dayanma gücünün es- neklık gösterebileceğine dikkat çekerek, deprem böigesinde 3 haftaya kadar enkaz altından canh çıkabileceği uyansında bu- lundu. Ankara Tabip Odası (ATO) Genel Sekreteri Zuhal ErgönüL "Enkaz kakhrma çalışmalan yüriitülürken,enkaz altında hâ- lâ canlı kalanlann olabilecegi gerçeği göz ardı edilmemeli" diye konuştu. Başbakanlık Kriz Merkezi'nin depremin ilk haftasında çahşmalannı sonlandırarak enkaz kaldırma işlemlerine başlaması üze- rine bilimsel bir değerlendirme yapan T- TB, karann kaygı verici olduğunu bildir- di. Konuyu dünkü toplantısında gündemi- ne alan TTB yönetimi. insan vücudunun olağanüstü durumlardaki dayanma gücü- nün coğrafı koşullara, bireysel dayanıklı- lık gücüne göre esneklik gösterebileceği- ni belirterek, bu sürenin 3 haftaya kadar uzayabileceğine dikkat çekti. ATO Genel Sekreteri Ergönül, Cumhu- riyet'in konuyla ilgili sorulan üzerine, dep- rem bölgesinin ikliminin nemli olması ne- deniyle yabancı uzmanlann 10 güne kadar yaşama süresinin uzayabileceğine dikkat çektiklenni anımsattı. Hacettepe Üniversi- tesi Başhekim Yardımcısı tbrahim Cnsal da, depremin üzerinden 9 gün geçmesine karşın her zaman ekstrem örneklere rast- lanabileceğine dikkat çekti. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA 'Ah Şu MarksistlerL/ 'Durmuş ve oturmuş' Sağlık Bakanı Osman Durmuş'a önce Devlet Bahçeli, ardından Bü- lent Ecevit sahip çıktı. Bakan Durmuş da Meclis kürsüsünde 'acı olayı' canla başla kamuoyuna aktaran televizyonlara çattı: "RTÜK bunlan izlesin!" Iş bununla da bıtmedi... MHP Grup Başkanvekili ismail Köse de bekle- nen önemli açıklamasını yaptı: "Eleştiriler, Marksistlerin işi..." Ah şu Marksistler... Fethullah Gülen. 'malum kasetler' ortaya dö- külünce mesken tuttuğu ABD'den seslenmişti: "Bunları komünistler çıkanyor..." MHP'lilerde bir 'iyileşme' görülüyor... 25 yıl önce olsaydı ve 'Durmuş ve oturmuş' Sağ- lık Bakanı milletin omzuna 'talih kuşu' gibi konsay- dı, yine böyle bir acı yaşansaydı. ibrahim Köse ne söylerdi: "Eleştiriler kızıl komünistlerin işi..." Bilmem, İsmail Köse, Doç. Dr. Orhan Yavuz'u tanır mı? Tanımasa bile adını duymuştur. Yavuz. 22 yıl önce Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde eli muştalı, bıçaklı faşistlerin saldırısı sonucu öldürül- müştü. Faşistler Orhan'ı delik deşik ederken çığ- lık atıyorlardı: "Kızıl komünist! Kızıl komünist!" Binlerce aydınımızı, emekçimizi alçakça katle- denler, bugün devlet erkinin içinde değil mi? Günlerdirtartışılan konu şu: "Talan ve yağmacılık Türkiye'yi altüst etti..." Denizi doldurup, oraları imara açan belediye başkanlan, meclis üyeleri, müteahhitler. koopera- tifler... Zincirin halkalan faşistiyle, sosyal demokratıy- la, dincisiyle, liberaliyle. sağcısıyla biriikte 'rantsa- vaşımı'mn içinde... Adnan Menderes'ten Süleyman Demirel'e; Kenan Evren'den Turgut Özal'a dek uzanan 50 yıllık süreçte ormanı, Hazine alanlarını yağmala- yanlar kimler? Her halde Marksistler değil!.. • * • Uğur Dündar, önceki gece Kanal D'deki 'Are- na'da, talancıların açık fotoğraflarını kamuoyuna gösterdi. Bir belediye başkanının 'kabadayılığı'nı, Beykoz'daki Kadastro Müdür Yardımcısı'nın dev- let ormanını nasıl sattığını belgeledi... Bu talan, benim bildiğim 30 yıldır sürüyordu... Otuz yıl önce, Ege ve Akdeniz'de ormanları ve Hazine alanlarını talan edenleri anlatan yazı di- zileri hazırlarken orman bakanından omnan genel müdürüne; milletvekilinden adalet bakanına; vali- den kaymakama; savcıdan yargıca dek pek çok kişinin 'orman ve Hazine' alanları üzerine kuru- lan kooperatiflere üye olduğuna tanık oldum... O yıllarda bir genel müdür tanınm, izmir Gümül- dür'deki orman ve Hazine alanlarını 'zilliyet' yön- temiyle ele geçirerek narenciye bahçesi kurmuş, köprüsünü de devlete yaptırmıştı... Röportaj Cumhuriyet'teyayımlandı. Genel Mü- dür Naki Uner beni, "komünisttir" dıyerek, Sıkı- yönetim Askeri Savcılığı'na (1971) şikâyet etti. O kişi, 1973 seçimlerinde Adalet Partisi'nden İzmir milletvekili seçildi, sanınm bir ara (1976) birinci MC'de bakanlık bile yaptı... Yine bir emniyet müdürü tanıyorum, orman ala- nına villalar kurdu. Bakanlar, başbakanlar tanınm 'kacak inşaatlara' adları kanştı... Daha birkaç yıl önce orman ve Hazine alanları 'parababalanna' peşkeş çekilmedi mi? Bu soygun düzeni hiç de yeni değildi... Uğur Dündar, bir memurun orman alanlarını na- sıl sattığını belgelerken ben de şu soruyu sordum: "Devlet bu kişiye ne yapacak? Emekli edip, emekliaylığı mı ödeyecek? Yoksa tüm malvariığı- na el koyacak mı?" Sanınm, emekli edecek... Bay memurun sadece kendisi değil. yedi kuşak ötesi krallar gibi yaşayacak... • • • Talan ve soygun üzerine kurulmuş bir düzenin sonucudur bugün yaşadıklanmız... Halkımız bundan ders alabilir mi? Hiç sanmıyorum!.. Biz ne Lice'den ders aldık ne Gediz'den... 1976 yılıydı ve deprem evlerinde büyük bir vur- gun yaşanıyordu... Aynı vurgunu Gediz'de ve Burdur'da yaşamış- tık, 1970 ve 1971'de... 30 yıl sonra Cumhuriyet'in arşivinden bazı 'deprem sonrası' röportajlarımı çıkardım... Deprem evlerinde devleti tokatlayan müteahhit firmalan bir bir inceledim... Bir de negöreyim!.. Her biri büyümüş, holding olmuş, televizyon kur- muştu... Devteti 30 yıl önce 'deprem evleri'yle soyanlar, televizyon kanallarında, radyolarda bugün bakın ne diyorlar: "Devletin hizmetindeyiz. Izmit, Adapazan, Göl- cük ve Yalova'da kaç evyıkıldıysa maliyetine yap- maya hazırız..." Siz inandmız mı? Ben inanmadım!.. • • • Kanal 6'nın RTÜK tarafindan 1 hafta kapatılma- sını kınıyooım. Deprem yöresinde olup bitenleri ka- muoyuna yansıtan Kanal 6 çalışanlarını destekli- yorum... hikmetcetinkaya(« cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Dışişleri prefabrik ev için kredi arayışında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanlı- ği ve Hazine Müsteşarlığı. Marmara Bölgesi'nde yaşa- nan deprem nedeniyle yaşa- nan ekonomik zorluğun aşıl- masına yönelik olarak ulus- lararası kurumlardan kredi arayışında. Dışişleri, dep- remde yıkılan evlerin yeri- ne, geçici de olsa prefabrik evlerin yapılmasına yönelik olarak uluslararası şirketler- le bağlantı kuruyor. Marmara Bölgesi'nde binlerce kişinin yaşammı yi- tinnesine neden olan depre- min yol açtığı yaralann sa- nlmasına yönelik çalışmalar hızla sürüyor. Hazine Müs- teşarlığı, Dışişleri Bakanh- ğı'nın katkılanyla 20 milyar dolann üzerinde ekonomik zarara neden olan depremin ardından uluslararası kuru- luşlarla bağlantı kurarak kredi aramaya başladı. Edı- nilen bilgıleregöre uluslara- rası kuruluşlar, deprem ne- deniyle yaşanan zorluğun aşılmasına yönelik olarak kredi vermeye olumlu yak- laşıyor. ancak kesin anlaşma aşamasına henüz gelmmedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle