Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 1999 PERŞEMBE
DEPREM
DimADA BUGU1N
ALt SİRMEN
Ne Olacak Samyordunuz ki?
Ne olacak samyordunuz ki?
Yabancı düşmanı, hatta ırkçı tavn, insan sağ-
lığını hiçe sayan davranışı yüzünden Devlet
Bahçeli, Sağlık Bakanı Ösman Durmuş'tan
vaz mı geçecekti?
Devlet Bey, kaç kez söylemedi mi, MHP'nin
değişmediğini?
Eımeni kurtarma ekibini, Yunan kanını ve so-
ğukhava gemisini, bütün doktorlann "Hasta-
neye, ilaca, araç gerece, doktora ihtiyacımız
var" diye feryet etmelerine karşın, Amerikan yü-
zer hastanesini geri çevirdiği için, MHP, Osman
Durmuş'a kızacak mıydı?
Bir sivil toplum kuruluşu olan AKUT'a MHP
selam mı çakacaktı?
Yardım malzemelerinden gümrük isteyip bun-
lan geciktiren, kurtarma ekiplerini zamanında
yerine intikal ettirmeyen ya da onlan gönderip
arkalarından malzemelerini geciktirenlerden
devlet erkini ellerinde tutanlar hesap mı sora-
caklardı?
Bülent Bey, açıklamaları ve tavırları, kamu-
oyunda skandal yaratıyor, en büyük felaketimiz
sırasında, Türkiye'yi dünyaya ırkçı bir ülke ola-
rak gösteriyor, bu ırkçılığı her türlü mülahazayı
bir yana bırakarak, yardımımıza koşanlann su-
ratına suratına indiriyor da olsa, bir Sağlık Ba-
kanı Osman Durmuş için ahir ömründe eline ge-
çen başbakanlığı riske atmak sonucunu doğu-
racak bir bunalım mı yaracaktı MHP'li ortağıy-
la?
Bülent Bey artık eskiden kızdıklanna kızmıyor,
eskiden sevdiklerini sevmiyor.
Adamcağız bunu "Ben değiştim" diyerek
açık seçik söylemedi mi? - .
•••
Bundan sonra ne olacak sanıyorsunuz ki?
Bundan sonra çürük bina yapılmayacak, böy-
lelerine izin verilmeyecek mi?
Büyük kentlerimizdeki binaların sahiplerinin
kaçta kaçı izin istiyor ki inşaat yapmak için?
Istenmeyen izni versen ne olacak, vermesen
ne olacak?
Çürük çank bina yapanlar cezalannı alacak-
lar mı?
Yalova'daki Yüksel ve Aydın sitelerini kimler
yaptılar, oralarda kimleri konuk ettiler, bunlann
ilişkileri nerelere kadar uzanıyor?
Eğer bunlan bilmezseniz, hesap sorulacağı-
nı sanabilirsiniz? Onlardan hesap sorulacak mı?
Hangi partinin hangi belediye başkanı imar
müsaadesinde dürüst davrandı ki, o parti çıkıp
hesap soracak?
Temeli avanta ve talana dayalı bir sistemde,
insanın değeri, emeğin onuru ne kadar saygı
görebilir ki, lüpçüden, dızdızcıdan, zarfçıdan
hesap sorulsun?
Bu kaçıncı deprem, bunlar kaçıncı açıklama-
lar?
öncekilerden sonra ne oldu ki, bundan son-
ra da bir şey olsun?
•••
Susurluk'tan sonra, çoğunluk "Bir daha hiç-
bir şey eskisi gibi olmayacak" demekte ağız
birliği etmişlerdi.
Susurluk'tan sonra, söyler misiniz ne değiş-
ti?
Bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı-
nı söyleyenlerden ya da onlann temsilcilerinden
kaçı parlamentoya girebildi?
Bu durumda neden bir daha hiçbir şey eski-
si gibi olmasın ki?
Siz Çankaya'da çektirilen aile fotograflannı
görmüyor, görüyorsanız da onun gönderdiği
mesajı alıp yorumlayamıyor musunuz ki, bir da-
ha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söyle-
yebiliyorsunuz?
Adapazan'ndaki deprem, ilk miydi, ikinci mi,
onuncu mu?
Yüzü aşkın depremden sonra Adapazan'nda
ne değişti söyler misiniz?
Evet birgün hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Ama o güne varabilmemiz için çok çaba, çok
değişim gerekli.
O günlere varabilmek için, ya da evlatlanmı-
zın varabilmeleri için, her şeyden önce, kendi-
mizi boş avuntulaıia aldatmamamız gerekiyor.
Bolu'rJa çalışmalar sürüyor
Karaborsacılar
halkı sömürüyor
DtLEKAKIRMAK
BOLU - Boiu'da depre-
min etkilediğı ilçelerde en-
kaz kaldırma ve hasar tes-
pit çalışmalan devam edı-
yor. Çilımli ve Cumayeri
ilçe merkezlerinde hasar
tespit çalışmalan tamam-
landı. Bolu'ya bağlı ilçe-
lerde ölü sayısı 263'e. ya-
ralı sayısı ise 1144'e ulaş-
tı.
Depremden etkilenen
Bolu'nun Düzce ve Göl-
yaka ilçelerinde esnaf
dûkkânlannı açarken, Mu-
durnu Tavukçuluk yurttaş-
lara tavuk döner dagıtma-
ya başladı. Yurttaşlann
acil ihtiyacı olan 28 adet
portatif ruvalet, ilçelere
gönderildi. Bu tuvaletler
ayru zamanda banyo ola-
rak da kullanılıyor.
Halkın haberleşmesini
ücretsız sağlamak ıçın
Düzce merkeze 15 adet,
Gölyaka'ya 10 adet tele-
fon kuruldu. Depremden
zarar gören ilçelerde anke-
sörlerle de ücretsiz olarak
görûşme sağlanıyor. Tûrk
Telekom Bolu Başmüdür-
lüğü, depremden zarar gö-
ren abonelerin Ekim 1999
dönemi dahıl önceki dö-
nernlerde haberleşme
araçlarına tahakkuk ettin-
len ücretleri ödemeleri için
31.12.1999 tarihine kadar
ek sûre verileceğini, bu ta-
rihe kadar borçlannı öde-
meleri halinde gecıkme
bedeli tahakkuk ettirilme-
yeceğini açıkladı. Yetkili-
ler, hastanede yatmakta
olan her depremzedeye
100 kontörlük telefon kar-
tı verileceğini belırttiler.
Deprem bölgelerinde en
önemli sıkıntı, haksız ka-
zanç elde etmeye çalışan
fırsatçılar. Afeti fırsat bi-
len ve mağdur durumdaki
ınsanlara çadır, muşamba,
branda gibi malzemelen
yüksek fiyatla satmaya ça-
lışan kışilerle mücadele
sürüyor. Bu tür kişilerin
valilik knz merkezine ih-
bar edilmesi istendi.
Ölümleri, 1980'den bu yana beldenin yönetimine egemen politikacıların hazırladığı öne sürülüyor
Çmarcık'ta ratıtnı boyudarıLEVENTGENCELLİ
YALOVA/ÇINARCIK-Arsa komıs-
yoncusu Veli Göçer'm müteahhit olma-
sına yardım eden ve Çınarcık'taki tartış-
malı ımar izınlenni verdiğı bildirilen
1980-1994 dönemınin belediye başkanı
Turgut Kurt'un "yasadışı imar izni ver-
diği" gerekçesiyle suçlu bulunduğu, ce-
zaevinde 2 yıl yattığı ve seçilme yeterlı-
lığinın elinden alınması nedeniyle 18 Nı-
san seçimlerine katılamadığı ortayaçık-
tı. Kurt ile birlıkte MHP'nin önde gelen
isimlerinden, 1989-1994dönemininbaş-
kan yardımcısı Namık Öz de aynı suça
ortaİc olduğu gerekçesiyle cezaevinde
yattı.
Veli Göçer'in çok sayıda kişıye mezar
olan konutlanyla gündeme gelen Çınar-
cık'taki ılişkilenn "Susuriuk'u aratma-
yacak" boyutta olduğu, "sabıkalT bele-
diye ba§kanı Turgut Kurftan sonra 2 dö-
nemdir koltuğa oturan ANAP'lı Ahmet
Yaşar Birinci'nın ilişkilennin de mutla-
ka sorgulanması gerektiği belirtiliyor.
Cumhurıyet'ın Çınarcık'taki güvenılir
kaynaklardan derlediği bılgilere göre 12
Eylül 1980'den sonra hızla rant paylaşı-
mı için parsellenen beldedeki ilişkiler
ağı ve bunlann aktörlen şöyle:
Turgut Kurt: 1977 yılında AP'nın
adayı oldu, seçimı kazandı. 12 Eylül'de
görevden kısa süreli alındı, ardından Çı-
narcık'ta yazlığı bulunan emekli paşala-
nn desteği ıle 12 Eylûl'ün belediye baş-
kanı olarak görevinı sürdürdü. 1984'te a-
day oldu ve kazandı. 1989-1994 döne-
rainde de koltuğu bırakmadı. Bu sürede
Veli Göçer'm Çınarcık'taki hâkımvyeti-
nin kapılannı ve yollannı açt. Dönemin-
de Çınarcık'taki rant alanlan büyüdü.
1994 yerel seçimlerini ANAP'lı Ahmet
Yaşar Binnci'ye karşı kaybetti. 1999'da
yeniden aday olacaktı, ancak 1989-1994
dönemindekı bır imar yolsuzluğu ortaya
çıkanldı. Yargılandı. 2 yıl hapıs yatınca
seçilme yeterliliği elinden alındı. Dolay-
h olarak inşaat işlerine girdi. Damadmın
yaptığı ve ailesinin de oturduğu lüks bi-
na son depremde çöktü.
Ahmet Yaşar Birinci: ANAP'lı bele-
diye başkanı. Çmarcık'takı son dönem-
de meydana gelen rant paylaşımında
olaylannda çok aktif rol oynadı. Müte-
ahhit kökenli. Kendinden önce görev ya-
pan Turgut Kurt'un Veli Göçer'e açtığı
yolu tıkamadı. Göçer'e venlen aynca-
lıklı izinlerin uygulanmasma göz yum-
du. tddialara göre çok sayıda dairesi var.
Son dönemde Çınarcık'ta, belediyeye ait
benzınlik, çay bahçesi gibi rant merkez-
lerinin el değiştirmesine göz yumdu. Ta-
rikat - siyaset - ticaret üçgeninde önem-
li rol oynadı. Belediyeye an sahildeki 2
çay bahçesinin, eskı ışleticıleri Kemal
Partakve Ömer Ozer' in üzennde olma-
sına karşın Sedat Bucak'ın yeğenleri ol-
duğu iddia edılen bazı kışılere fiılen dev-
redilmesine göz yumdu. Devir hakkı ol-
mamasma karşın yıne belediyeye ait il-
çe girişindeki benzinliğin, eski sahibi
'Benrinci Hayri' olarak bilinen kışinin
elinden alınmasına ses çıkarmadı. Ben-
zinliğin altındakı ahşveriş merkezıni ta-
rikatçı olduğu öne sürülen BİM şırketı-
ne verdirdi.
Mehruet Nusret Oruçln: Çınarcık'ta
"HacT olarak tanınıyor. Diyarbakır Sil-
vanlı. Evınde Kaleşnikof yakalandı.
DGM'de yargılandı, cezaevinde yattı.
Minibüs işletmecıliği yapıyor. Oruç-
lu'nun onayını alamayanlar Yalova - Çı-
narcık hattında yolcu taşımacılığı yapa-
mıyorlar. ANAP'lı başkan Ahmet Yaşar
Birinci'nin işlerini takip ediyor.
Hüseyin Kurt: 18 Nisan seçimlerinde
ANAP'lı Ahmet Yaşar Birinci'nin finan-
sörlüğünü yaptığı ıddia ediliyor. Beledi-
yeye ait benzin istasyonunu seçimlerden
sonra fıilen devraldı. Benzin istasyonu
olarak kullanılan yerin. eski sahibi Ben-
zinci Hayri'nin üzerinde gözüktüğü, ya-
sal engel nedeniyle kâğıt üzennde de\ ir
yapılamadığı, fiılen istasyonu çalıştırdı-
ğı biliniyor. Kartal'da da benzin istasyo-
nu var.
Suat Yüksel: ANAP'tan bır dönem be-
lediye meclıs üyeliğı yaptı. Çınarcık'ta-
ki ilişkiler ağında önemli rolü olduğu
öne sürülüyor.
NamıkÖz: MHP'nin çok önemli ismı.
Çınarcık'ta seviliyor. DYP'lı Turgut
Kurt'la birlikte yasadışı imar izni verdi-
ği gerekçesiyle cezaevinde yattı. Turgut
Kurt'un oyununa geldıği, yargılanmala-
nna neden olan imar izniyle ilgıli ımza-
yı bır yurtdışı dönüşünde Kurt'un diret-
mesi üzerine attığı öne sürülüyor.
Veli Göçer: Denız kumu kullanarak
inşaat yapan ve onlarca insanın yaşamı-
nı karartan kaçak müteahhit. Çınarcık'ta
her dönem işini yaptırdı. Çamlık Sıtele-
ri ıle Kocadere'deki siteleri de malzeme-
den ve işçilikten çalındığı için içindeki-
lere mezar oldu. Her yerde aranıyor.
İĞNELİ FIRÇA • ZAFER TEMOÇİN
0»
rV\W I >
»•#»••#•••#•#••••••• ••#••KKONIK •#••#••#••
Emre y
nin sesi192 suatsonrcu.ÖZLEM YÜZAK
İHSANtYE (GÖLCÜK) - Göl-
cük'ün thsaniye ılçesınde. ana cad-
de üzerinde Gökkuşağı Sıtesı'nm ka-
lnvnlan önündeyiz. Saat 14.00'ten bu
yana, 12 yaşındaki Emre'yi kurtar-
ma mücadelesi veriliyor. Dozerin
kepçesi havada...
DoktorCengizKalkan. "Ben keo-
dfandeduvdumsesini.Canlıo"' diyor.
Enkazın altında 8 gün. Yaklaşık 192
saat. Kurtarma çalışmalannı yürüten
ekip Sivil Savunma. Çorlu Devlet
Hastanesi'nin bir haftadır bölgede
görev yapan doktorlan da enkazın
başında umutlubekleyişlerinı sürdü-
rüyor. Artık mucize denebilecek
"kurtuluş" için bekleme saatleri ya-
şanıyor. Telsız anonslanndan enkaz
altında canlı olduğunu duyan diğer
ekipler de gelmeye başhyorlar. Mek-
sikahlarköpekleriyle. ardından Kır-
gızistan ekibi ve Malezyalılar geli-
yorlar.
Saat 16.15. "Sesler kesUsiıı" tali-
matı geliyor. Jandarma, trafîğı kesi-
yor. bütün kontaklarkapatılıyor. Ar-
tık ana caddede çıt yok.
Yakınlannrn bu yıl ortaokula baş-
layacağını söyledikleri Emre, içeri-
de yaşam savaşı verirken dışanda
bizler tek soluk halindeviz. Açılan
tünelin başında "Emre buradayız.
Elinle duvara vurmaya calış" diye
bağınyorlar.
Tüyler ürpertici bir bekleyiş. Sa-
dece birkaç "Okdk"5
sesıyle canlı ol-
duğunu sandığımız, belki de inan-
mak istediğimiz Emre'yi kurtarma
mücadelesi. Sonra çalışma yeniden
başhyor.
Emre tlbay'ın dayısı da kurtarma
çalışmalannı izliyor. Kımı zaman
evin odalannın nerede olduğunu
söyleyerek ekıbı yönlendinyor. Bir
ara Doktor Cengiz yanımıza geliyor
ve dayının kendisine anlattıklannı bi-
ze aktanyor. Depremden birkaç gün
önce Emre. evınden kaçarak dayısı-
na gitmiş ve evınde huzurlu olmadı-
ğını, bir rüya gördüğünü, rüyasında
annesınin, babasının, kız kardeşinin
ve kendisinin öldüğünü gördüğünü
anlatmış. Dayı, Emre'yi sakmleştir-
miş, hatta boğazına bıraz düşkün
olan çocuğu lahmacun alarak evıne
götürmüş.
Dinliyoruz. Hâlâ enkazlann altın-
da başka Emre'lerin de yaşam müca-
delesi verdiğini ve herbirinin kendı-
ne özgü bir öyküsünün olduğunu dü-
şünüyorum.
Yine derin bir sesizlik. Termal ka-
mera enkaz arasına yerleştiriliyor.
Ardından Meksikalı ekip köpekleri-
nı salıyor. Tatmin olmamış olacaklar
kı "Ayak sesi bfle olmavacak" deni-
yor. Hepimiz yere çömelıyonız. Ana
cadde şimdi soluksuz Emre için. Öy-
le bir sessizlik ki sigara izmaritinin
yere düşerken çıkardığı sesi bile du-
yulabiliyorum. Ardından, yıne can-
la başla çalışma. Bır canlıyı yeniden
y aşama kazandırabilme mücadelesi.
Saat 18.30'da ekiplerin bir kısmm-
da hareketlilik başlıyor. Toparlana-
rak araçlanna binmeye ve uzaklaş-
maya başhyorlar. Gölcük Donan-
ma'da bir enkazın altında "yine bir
canbnınbulunduğuveona yardıma"
koştuklanm öğreniyoruz. Emre'nin
başında sivil savunma ekipleri, ikı
doktor ve Jandarma kaldı. Saatlerce
konuştuğumuz Doktor Abdurrah-
man Dönmezer, "Ashnda böylesiçok
daha iyi oldu. Fazla ekiple her kafa-
dansesçıkı>x»rveuerlemesağlananıı-
yordu" diye konuşuyor.
lçimızdeki umut kınntılan gıde-
rek azalsa da birkaç avuç insan hâlâ
bekliyoruz. Karanhk giderek çökü-
yor. Kurtarma ekıbinden bırine so-
ruyorum; "Umut\ı
arını Emre jçin?".
Yanıtı kısaoluyor: "L'mutherzaman
var. Hepimiz onun için burada değil
miyiz.''
İki güvercin... Biri beyaz biri gri...
Değirmendere'nln üst kesimlerinde deprem-
den büyiikölçüdezarargörmfiş 79ceset çikan
Körfez Apartmanı'nın çatısından aynlmıyor-
lar. Kendilerini besleyen, su veren, sevip okşa-
yan, kimbilir belki de onlarla konuşup umut-
lannt- hayal kınklıklannı anlatan 13 j'aşında-
ki Okta> isc artık >
>
aşaınıyor. Komşulan Ok-
taj'ın güvercinlerle kurduğu giizel ilişkiyi an-
laürken gözyaşlannı tutamı\flrlar. tki güver-
cin ise sanki Öktaygeri gelecekmişgibi e\in yı-
kıntılan arasında sevgili arkadaşlannı bekİe-
mekten vazgeçmiyor. (ARİF KJZILYALIN)
Izlenimler / SERDAR KIZIK
Sazlığa
bataklığa 5 katlı
binalar dikilmiş
• Gölcük'te bu bölge de Yalova"da en büyük
darbeyi alan Hacı Mehmet Ovası gibi bir
zamanlar batakhk ve sazhkmış. Yani merkezi
yönetim, yani yerel yönetimler. müteahhitler,
mühendis ve mimarlar ve konut sahipleri. bu,
bir zamanlar sazlık olan bölgeye 5-6 katlı
binalan dikivermişler. Şimdi de darbenin
adına "felaket" diyorlar. Vicdanlarını
rahatlatmak için olmalı...
GÖLCÜK-Ereğli-Yalova güzergâhında. el kaldı-
ran Amerikalı Terry Smith'i arabamıza aldık. Gaze-
teci olduğumuzu öğrendiğinde hemen sordu:
"Devlet gerekenleri yaptı mı?"
Yanıtı sonraya bırakarak kendisıni tanımaya çalış-
rık. Kriz masasında görevliymiş. Türkiye'ye gelen 2
bin Amerikan deniz piyadesinin organizasyonunda
çahşacak. Kocaeli Üniversitesi'nde uluslararası iliş-
kiler dersi veriyor. Yaklaşık 30 yılı aşkın Türkiye'de.
İlk geldiğinde Bektaşilik üzerine 1.5 yıl doktora yap-
mış. Ülkenin dört bir yanını gezmiş. Daha sonra as-
keriyede çalışmış, çeşitli kuruluşlarda dil öğretmen-
liği yapmış.
Bunun üzenne sorduk: " Eski Amerikan gönüDü-
lerinden misiniz?"
"Hayır" dedı. Yaklaşımlanyla birçok yurttaşımızı
utandıran Sağlık Bakanı'nın Ermenıstan ve Yunanis-
tan'dan gelen yardımlarla ilgili tutumunu anlaşılmaz
bulduğunu vurguladıktan sonra, baştaki sorusunu yi-
neledi:
"Sizce devlet görevini yupü mı?"
Ülkeyi yıllardır sağ ve ABD güdümündekı ıktidar-
lann yönettığini; cumhunyetle kurulan bağımsız ve
atılımcı devlet düzenınin bu ıktidarlarca kemirile ke-
mınle bugünkü noktaya getirildiğıni; son yıllarda ay-
yuka çıkan dın sömürüsüyle kadercı. felaketlen bile
doğal karşılayan bir toplum yaratıldığını, bundan ötü-
rü bugün ortahkta tt
Bu deprem, dinden imandan çı-
kanlara AUah'ın bir cezası" diyerek dolaşan ınsanla-
nn olduğunu anlattık. Ve halkı değil, bozuk düzeni
savunan iktidarlann görevini yapmadığını, zaten bu
bakış açısma sahip hangi parti ya da partiler hükü-
met olursa olsun tablonun değişmeyeceğini söyle-
dik. Şaşırmış gibiydi, bilmem anladı mı?
Az sonra o bizi şaşırttı:
"Bu Amerikan denizcileri niye depremin ikinci ya
da üçüncü gûnü yardıma gelmedi? Köpeklerlegeirmş-
ler. Neyi kurtaracaklar bilmiyorum. Enkaz kaldınr-
lar bundan sonra hcrhalde..."
Yardım \ e yapılanlar konusunda ilginç bir örnek
daha var elimizde. MHP Karamürsel örgütünün yö-
neticilerinden eski ocak başkanı Muharrem Polat'ın
değerlendirmesi durumu sergiliyor:
"Ben MHPTiyim. Her şe> yapıldı diyorlar. Birinci
gün neyse de 2. gün hatta 3. gün bile soran olmadı. Dev -
let Bahçeli geldi buraya. Ona da sorduk, hani hükü-
met, insanlar çaresiz, ne yaptınız diye. İnsanlann
umutlannı bile yıknlar_."
Karmaşa sürüyor
Depremden bir hafta sonra. Felakette değil. katli-
amda en büyük darbeyi alan Gölcük'te hâlâ binala-
nn yansından çoğuna dokunulmadı bile. Sokaklar ve
caddeleryıkıntılardan geçit vermiyor. Denizin yuttu-
ğu binalann ıçindeki cesetleri çıkarmaya çalışan iş
makineleri, kurtarayım derken sulann altına göm-
müş. Gönüllü organizasyonlar öne çıkıyor. Çok tar-
tışılan kuruluşlardan AKUT, bir bınada dinleme ya-
pıyor. Belediye binasına yaklaşık 300 metre uzaklık-
taki bu operasyonda, tek bir güvenlik görevlisı yok.
Kendi başlanna sokağın güvenliğini sağlayan gönül-
lüler, binayı dinlıyor. Bu bölge de, Yalova'da en bü-
yük darbeyi alan Hacı Mehmet Ovası gıbı bır zaman-
lar batakhk ve sazhkmış. Yani merkezi yönetim. ya-
ni yerel yönetimler, müteahhitler, mühendis ve mi-
marlar ve konut sahipleri. bu, bir zamanlar sazlık olan
bölgeye 5-6 katlı binalan dikivermişler. Şimdi de dar-
benin adına "felaket"diyorlar. Vicdanlannı rahatlat-
mak için olmalı...
Kime sorsanız. başta donanmayı göstererek "Göl-
cük artık bitti. Buralan iflah olmaz" diyor. Denizin
sokak ve limanı yuttuğu, yer yer tozdan görünmeyen
ilçede, askerler güvenliği sağlıyor, polisler ise daha
çok trafık düzeninde çalışıyor. Gönüllüler her geçen
gün dahadeneyim kazanarakyardım ediyor. Özellik-
le Değirmendere'de. örnek gösterilecek bir organızas-
yon söz konusu.
Çeşitli sivil örgütler, sağlık hızmetını ve yardım
dağıtım işini, bu koşullarda olabildığince düzenli
yürütüyorlar. Askerler çevrede güvenliği sağlıyor,
hekimlerin, eczacılann, mimarlann, mühendislerin
ve gönüllülerin oluşturduğu çeşitli sivil toplum örgüt-
leri ise kurulan kriz masalarından bir ölçüde bağım-
sız, yaralan sanyor.
İnsanlar sürekli tartışıyor. En azından bu düzenin
partilerine, ülkeyi bu noktaya getiren sağ iktidarlara
yönelik yeni değeTİendirmeler yapıhyor olmalı...