19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 1999 PERŞEMBE 14 [email protected] Füsun Akatlı, deneme ve eleştiri türünde az ürün verilmesini okur profiline bağlıyor Eklebiyatın zor yollarıııda..• Akatlı, "Gitgide hızlanan bir külrürsüzlesme süreci yaşıyoruz' diyor. AHSEN ERDOĞAN Füsun Akatb adının başında felsefeci, denemeci ve eleştirmen tanımlamalan yer ahyor. Aynca felsefe bocalığı, edebiyat ödülleri seçici kurulu üyeligi ve bir üniver- sitede tiyatro bölümü başkanlığı... Bütün bu nitelemeler otuz yıllık bir birikimin ürün- leri. Önemli edebiyat dergiierinde edebiyat sorunlan. Türkçenin kullanılışı ve felsefe üzerine yazılar. edebiyat eleştirileri, ince- lemeleri yazdı yıllarca Akatlı. Denemeden felsefeye, eleştiriden edebiyat kuramlanna dek geniş bir yelpazede kaleme alınmış do- kuz kitabı yayımlandı. Geçen yıldan bu yana da büyük ölçüde eski kitaplanndan derlediği, bir kısrru da da- ha önce hiç yayımlanmamış eleştiri yazıla- nnı ve denemelerini içeren dört kitabı ya- yımlandı: 'Acry|a.Se\gryle, Kahramanca-.' (denemeler), 'Öykülerde Dünyalar' (eleş- tiri yazılan). 'Zainanı Vaşatan Roman/Za- mana Direnen Şiir' (roman ve şiir üzerine eleştirel denemeler) ve 'Düşünce L fkunda Pupayelken" (edebiyat üzenne denemeler, denemeler üzerine yazılar). Boyut Yayınla- n tarafindan yayımlanan bu kitaplara eylül ayında bir de Akath'nın felsefe yazılannı içeren 'Sis Lambası' adlı kitap eklenecek. 1968'den bu yana verilen bir emeğin an- tolojisi niteliğindeki kitaplann yayımlanma- sı dolayısıyla Akatlı'yla konuştuk. 'Arz - talep dengesi kayboldu' - Son zamanlarda çeşitii ya/ılannızdan vesöv leşilerinizden. yazdıklannızın hiçbir işe yaramadığı inancında olduğunu/ sonucu çı- kıyordu. Yazdıklannızın bir derlemesi olan bu dizivi yavunlamak düşüncelerinizie çe- lişmiyor mu? • Füsun Akath'nın eleştiri yazılannı ve denemelerini içeren dört kitabı yayımlandı: 'Acıyla, Sevgiyle. Kahramanca...', 'Oykülerde Dünyalar', 'Zamanı Yaşatan Roman/ Zamana Direnen Şiir' ve 'Düşünce Ufkunda Pupayelken'. Bu kitaplara eylülde felsefe yazılannı içeren 'Sis Lambası' da eklenecek. AKATLI-Edebiyatortamımıza ilişkin ge- nel bir umutsuzluğun bir dışavurumuydu o. Türkıye'de gitgide hızlanan bir kültürsüz- leşme süreci yaşıyoruz. O nedenle edebi- yatla, felsefeyle, kültürsorunlanyla ilgili dü- şünen kişilerin düşüncelerini yazmalannın önemi olup olmadığını sorgulamaya başla- dım. Bir değerler sarsıntısı geçiriyoruz, maga- zinleşme, poplaşma gündemin birinci mad- desini öylesine işgal etti ki, bütün bunlann dışında kalan şeylenn herhangi bir önemi- nin kalmadığını, bir alıcısınında olmadığı- nı düşünüyorum. Edebiyatta arz talep den- gesi kayboldu. On beş-yirmı yıl önce ede- biyat dergileri, bir canlılık ortamının kay- nağıydılar. Yeni sayılan büyük bir merak- la beklenir, dergi çıktığında yenı bir tartış- ma ortamı oluşur. o dergide yazılanlar ilgi- li kişilerin gündemini işga! ederdi. Gitgide dergiler de canlılık ortamı yaratma işlevle- nni yitirdiler. - Felsefe eğitimi aidınız ve bu alanda üni- versitc hocaltğı yaptınız. Eleştirmen ve de- Çizgiroman kahramanı Teks 'in serüvenleri, büyük bir albüm şeklindeyayımlandı Yanm yüzyıllık büyük macera! CL MHL R CANBAZOĞLU Eylülün 3O'urıda 51. yaşgününü kut- layacak ünlü çizgiroman kahramanı Teks'in bir sürüveni kesintisiz, bütün ha- linde Oğlak Yayınlan tarafindan Büyük Macera adıyla yayımlandı. Uzun yıllar Türkiye "de alıştığımız küçük boyutlarda, 'Devamı gelecek sayıda* esprisiyle büyük bir okur yakalamayı başaran Teks'in 'Bü- yük Macera'sı. doğduğu ülke olan ttal- ya'da yayımlandığı gibi büyük boyutta 240 sayfadan oluşan *özd albüm'. Ondokuzuncu yüzyıhn sonlannda yaşamış Teks, çizgiroman âleminde sı- radışı biri; Vahşi Batı'da at süren ya da Amenka'nın çeşitii yörelerinde kötü adamlara karşı ıyilerin ya- nında yer alan. yasalan korumaya çabalayan bir- çok kahramandan farklı özellikler gösterdiği için her zaman özel bir okur ta- rafindan izleniyor. Buâle- min en 'sofcu' kahramanı kim deseler akla gelen ilk isim muhakkak Teks olu- yor. Çünkü hep savunmada kalan Teks, yalnız hak edeni öldüren, or- man işçisinin yanında yer alan. Kızılde- rililerin haklanna saygılı ve yerleşik sis- temle arası pek iyi olmayan bir kahraman. Teks'in özelliklerine ve öyküsüne bir göz atalım: Disiplini sevmeyen kanun adamı Italyan bavan Tea Bonelli 1948'de bir yayınevi kuruyor ve eski eşi Giovannj Lu- igi Bonelli'nin yazdığı öyküleri çizgiro- man halinde basmaya karar veriyor. Bu- nun için Milanolu çizer Aurelio Galep- pini'yle çalışmaya başlıyor. Teks'in adını Milano'daki dükkânlar- dan birinin vitrinindeki Tex Moda afişin- den esinlenerek koyan G. L. Bonelli, so- yadı olarak Killeryani 'caıri'yi uygun gö- rüyor kahramanına. Çünkü Teks ilk se- C/nlü çizgiroman kahramanı Teks'in 'Büyük Macera'sı, doğduğu ülke Italya'daki yayımlandığı gibi büyük boyutta 240 sayfadan oluşan 'özel albüm'. rüvenlerden birinde çiftli|i basıp baba- sını öldüren haydutlardan öç almak için çarpışıyor ve ehni kana buluyor. Ancak 'Killer' soyadının sevilmeye- ceğine karar verip son anda 'k' yerine *w' koyuluyor ve isim Teks VViller oluyor. Baş- langıçta bir haydut o; ancak kısa süre sonra ranger oluyor ve yasalan uygula- maya bashyor. Teks'in yakınlanna gelince; LJHtb: Teks'in ilk görüşte âşık olduğu. Navajo Kızılderililennden olan kansı. Lilith onu 'kötü' Navajolann elin- den son anda kurtanyor: çünkü rahibeler tarafin- dan yetiştirilmiş. ölüme karşı bir genç kadın o. Da- ha sonra kabilenin reisi olan babası Kızıl Ok'a Teks'le evlenmek istedı- ğini söylüyor ve muradı- na eriyor. Kit Carson: Teks'in en güvendiği dostu; Buffalo Bill gibi Vahşi Batı'nın efsanevi bir tipi. Carson. 30'lu yıllarda RinoAlber- tardbni tarafindan yara- tıldıktan sonra Teks'in se- rüvenlerine transfer ol- muş. Dinamit: tlk serüven- den beri hep Teks' in yanında birçok teh- likeyaşamış cesurve zeki birhayvan. Son bölümlere doğru emekliye aynldı. Kit VViller: Lilith'le Teks'in oğlu. Kı- zılderililer ona Küçük Şahin diyor. Atın üzerinde durmaya başladığı günden be- ri babasının yanında, korkusuzca sava- şıyor... Serüvenlerine hayduttipiyle başladık- tan sonra Arkansas Joe ve Kit Carson'un ardından üç yıldızla rangerliğe kabul ediliyor Teks. Rangerlarda resmi elbise zorunlulugu bulunmaması onu mutlu ediyor; çünkü disıplinin katı kurallan al- tında yaşayamıyor 'Hep kanun için sava- şacağun ama disiplin altına asla girmem' diyor. Kansı Lilith'in babası Kızü Ok'un ölümünden sonra Navajolann başına ge- çiyor. Kızılderililer ona G«ceKartah di- yor. Kansından öğrendiğine göre gece karanlığında siyah elbiseleriyle köy- den giderken kartala benzediğî için Na- vajolar ona bu adı vermişler. Aslında hep san gömleği ve mavi jean pan- talonla geziyor; doğduğu ilk yıllar- da tanınmamak için bazen siyah el- biseyi tercih etmiş. o kadar. Teks, Kızılderilileri Navajolann reisi ol- duğu için değil, beyazlar gibi insan olduklan için seviyor. Bazen onlan 'kanunsuz' diye nitelese bile Navajolann ABD hükümetiyle anlaşmalara uyduğunu savunu- yor. Trene büyük önem veriyor ve onu yağmacılardan ko- rumaya çabalıyor. Dostla- nyla bırlikte otellerde kal- mayı seviyor, ama saba- ha dek deliksiz bir uy- ku çektiğini hatır- lamıyor. Genel- likle düşmanla- nna karşı yatak- lanna kukla ya da yastık koyup geceyi elde ta- bancayla bek- leyerek ge- çiriyorlar. Teks ve dostlan hep aç geziyor. Tehlike için- deyken öğünleri aklına getirmiyorlar. ama se- rüven mutlu sona erin- ce ilk yaptıklan iş üç parmak kalınlığındaki biftek ve dağ gibi pata- tes kızartmasıyla kann- lannı doyurmak oluyor... Oğlak Yaymlan, Bü- yük Macera "nın kapa- ğına düştügü notta, ya- kında kahramanın Ka- nunsuz Topraklar ve Yı- lan lzi adlı serüvenleri- nin de çıkacağını belir- tiyor. nemeci kişiliğinizde feisefenin payı ve etkisi neoldu? AKATLI-Felsefe eğitimi aldığım yıllar- da, -hatta lise yıllanmda da- edebiyata il- gim vardı. Bu ilgi, edebiyat sorunlan üze- rinde yoğunlaşıyordu. Sorunlara yaklaşır- ken tek tek edebiyat eserlerinden yola çık- mayı seçtim. Genellemeler ve kuramsal yaklaşımlann yanı sıra, neler yapılmış, şu romanda ne ortaya konmuş, şu şiir bize ne getiriyor, biçimsel yapısı nedir, Türk şiir dünyası içerisindeki yeri nedir gibi sorula- ra da yanıt aradım. Feisefenin bana kazan- dırdığı çözümleyici, bütünleyici ve değer- lendirici bakış açısı bu sorulann yanıtlan- nı bulmamda yardımcı oldu. Doğrudan doğ- ruya felsefe kuramlanyla ve felsefe tari- hiyle ilgilenmekten çok, felsefeyi bir for- masyon, bir düşünme yöntemi, entelektü- el yapımı şekillendirmede bir araç olarak kul- landım. 'Şunu okumayın demek anlamsız' -Eleştirmenler genellikJe se\dikleri, ba- şanlı bulduklan yapıtlan değeriendiriyor- lar. Beğenmedikleri yapıtlar konusunda ise olabikliğince temkinli dâvTamyoriar. Siz ken- dinizi bu anlamda nasıi göriiyorsunuz? AKATLI - Bir süre önce, eleştırilerimde çok hoşgörülü olduğum söylenmişti bana. Neden bu kadar hoşgörülü davrandığım so- rulmuştu. Karşılık oiarak, bunun söz konu- su olmadığını ama saldırganlığın da anlam- sız olduğunu söylemiştim. Ben de kötü bul- duğum yapıtlar üzerine değil de sevdiğim yapıtlar üzerine yazmayı yeğliyorum. Çün- kü, zaten okumayan bir toplumda 'şunu da okumayın, bu çok kötü, şu rezalet' demenin biranlamı ohnadığını düşünüyorum. Yazıl- maya değer bulduğum kitaplan yeğliyo- m,^^—m^^ rum ki, bunlar da çoğun- lukla beğendiğim kitaplar oluyor. Aynca, etrafinda gerek- siz yere firtına kopanlan, birdenbire gündemi işgal eden. hak etmediği bir ilgi- ye kavuşan -ya da benim öyle düşündüğüm- bir ya- pıt varsa, onu da aynı sor- gulayicı bakışla masaya ya- tırmakta yarar olduğu kanı- sına vardjğım zamanlar ol- muştur. Bir de yapıö ne ka- dar beğenirsem beğeneyim, eğer bazı kusurlannı görü- yorsam, bu kusurlan da ay- nı açıklıkla ortaya koyan bir tavnm var. Tran Anh Hung yeni filmi 'Dikey Yaz' ın çekimlerini Vietnam'da tamamladı Amaç, alapgiden duyarlılığıyakalamak 'Bsikletçi'nin Nîetnam'da gösterilmesi yasaklanmışü. KültürServisi-Bısikletçı (Cyclo) filmiyle 1995 Venedik Film Festi- vali'nde Altın Aslan ödülünü kaza- nan Tran Anh Hung,yaklaşık dört buçuk >ıllıkbir sürenin ardından ka- mera karşısına gectı ve yeni filmi- nin çekimlerini tamamladı. Sanatçının A la Verticale de l't (Dikey Yaz) adlı fılminin çekim- lerini Vietnam'ın başkenti Hanoi'de tamamlayabilmiş olması büyük şans olarak görülüyor. Bisiklet- çi'nın Vietnam'daki sefalet ve şid- dete getirdiği gerçeküstü yorum Vietnamlı yetkililerden tepki gör- müş, filmin ülkede gösterilmesi yasaklanmıştı. Hugh ıse yanlış anlaşıldığını söy- lüyor: **\etkililer benim sinemamı yanlış anhyor. VTetnanılılar fılmde- ki şiddetin ülkelerinin imajını boz- duğunu düşundüler. Sonuçta yeni fllmimin çekbnleri için izin alabil- mem çok zor oUu." 36 yaşındaki yönetmen fılminin politik ya da ahlaki açıdan herhan- gi bir sakıncasmın olmadığını ka- nıtlamak için Hanoi'h yetkililere ay- larca dil döktü. Sonunda iznini al- dı ve geçen mayıs ayında çekim- lerine başladı. Ancak 62 gün süren çekimler boyunca sette Kültür Ba- kanlığı'ndan bir sansür yetkilisi bulundu ve bu kişi filmin orijinal senaryodan sapıp sapmadığını de- netledi. Yönetmen bir sansür me- muruyla birlikte film çekmenin nasıl bir tecriibe olduğunu değer- lendirirken "Vletnamda basuıızda bir sansür memuru olmadan film çekmenize olanak yok. Ben de bu ülkedefilmçekmeye devam etmek istiyorum. Yani başka şansım yok" diyor. 4.8 milyon dolara mal olan film. üç kız bir de erkek kardeşten olu- şan orta sınıf bir ailenin yaz döne- mınde geçen bir aylık yaşamlannı yansıtıyor. Kadın erkek ilişkileri- ni ele alırken mutluluk, sadakat ve ihanet temalannı irdeliyor. 'Fibnine öyle çok fazla olay sığ- dırmak isteyen bir yönetmen deği- Km' diyor Hung. 'tek amacını film boyunca akıp giden bir duyarulık yaratabilmek'. Fılmde Hugh'un Papaya ve Bi- sikletçi filmlerinde de rol alan eşi Tran Nu Yen Khe en genç kız kar- deşi canlandınyor. Nhu Huynh ve Le Khanh'ın da rol aldıklan filmin bütün oyunculan Vietnamlı. Yönet- menin kendisi ise yurtdışından ge- len komik bir fılm yapımcısını can- landınyor. Rolüne karşın gerçek hayatta sinemaya çok ciddi yakla- şıyor Hugh, en büyük amacı ise en azından yeni filmini ülkesinde gös- terime sokabilmek. ' *Gençken şiir yazdım' - Deneme ve eleştirinin edebiyatunızın en cıhz kal- mış türleri olduğunu söylü- yorsunuz. Nicelik açısın- dan bu kuşku götürmez ama nitelik açısından da aynı fikirde misiniz? " AKATLI - Hayır, ürün- lerin niteliğinin cılız oldu- ğunu düşünmüyorum. Çok güçlü kalemi olan dene- mecilerimiz, çok değerli eleştirilerini okuma fırsa- tmı bulduğumuz eleştir- menlerimiz olmuştur. An- cak bunlar okurun ilgisini en az çeken alanlar olduğu için -gene arz-talep kura- lırun edebiyata ve hayata yansımasının bir sonucu olsa gerek- edebiyatçılar da kimsenin okumadığı bir türe zaman ve emek harca- mak istemiyorlar. Roman ve şiir sürekli okuyucu bu- luyor, ama bir deneme ki- tabını kim eline alır da okur? Hele, okumadığı ki- taplan eleştıren yazılarla kim ilgilenir? Okur kadar, deneme ve eleştiri kitaplan basmak is- teyen yayınevlerinin sayı- sı da az. Bu durumu tersi- ne çeviren yazarlarımız- dan biri Salâh Birsel. En yetkin denemecilerimiz- den biri olan Birsel, gerçek- ten çok geniş ve alışılma- dık bir okuyucu kitlesine ulaşabildi. Zannediyorum dili çekici geldi. Ama bir ikinci ömekbulmak zor. - Edebiyatın diğer tüıie- rinde,örneğin romanda,şi- irde ürünler venneje ni- yetlendiniz mi hiç? AKATLI - Gençlik yıl- lanmda bir dosya oluşturu- cak kadar şiir yazmıştım. Sonra vazgeçtim şiirden. Bir kere de roman yazma- ya kalkıştım, yüz yirmin- ci sayfada bıraktım. Öyküde de birkaç dene- mem oldu ama bunlann hiçbirini günyüzüne çıkart- madım. Hatta kendim bile sonralan hiç okumadım. tnsan bu alanlarda yapılmış olanlan sürekli eleştirdik- ten sonra ortaya çıkmak- tanürküyordoğrusu. Dışa- nda durmak daha iyi ve güvenli. Bir romanıcının başka bir romancıyı, bir şairin di- ğer bir şairi eleştirmesi za- ten pek çok yanlış anlama- ya yol açıyor. Ancak bu iki etkinliği bir arada ustalık- la sürdüren edebiyatçıla- nmız da var. IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE İnanç da Seygi de Aklın Yolunu Memez' "Sevilmek mutluluk değildir. Her insan kendi kendini sever; ama mutluluk bir başkasını sev- mektir" diyor, 1877-1962 tarihleri arasında yaşa- yan ünlü Alman yazar ve şair Herman Hesse. Yırminci yüzyılı "eMeyen"yazarlann başında ge- lir Herman Hesse. Militarizme ve milliyetçiliğe kar- şı kararlı bir biçimde mücadele etmiş ve birçok ya- zı yazmıştır. 1946 yılında Boncuk Oyunu adlı benzersiz ro- manıyla Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan yazann, İkinci Dünya Savaşı sırasında yapıtlan Naziler ta- rafindan yakılmıştır. Herman Hesse, insancıllığı, banşseveriiği ve sor- gulayıcı yazar kimliğiyle her zaman tutuculann tep- kisini çekmiştir. Isviçre vatandaşlığını seçmesi de kuşkusuz ya- şam biçimine ilişkin bir göstergedir. Ölümünden sonra, yapıtlannda işlediği Doğu felsefesine ve yaşam biçimine ilişkin temalarla, özellikle Ingilizce konuşulan ülkelerde, gençlerin çok okuduğu, adeta "taptığı" bir yazar olmuştur. ••• Herman Hesse'nin "aforizmalan", İnanç da Sev- gi de Aklın Yolunu Izlemez adıyla AFA Yayınla- n'ndan iki hafta önce yayımlandı. Kitabı Türkçeye çeviren Kamuran Şipal. Titiz çevirmenliğinin yanı sıra bir edebiyatçı, hi- kâyeci de olan Kamuran Şipal, uzun bir zamandır kendini Hesse'ye adamış. Hesse'nin bütün yaprtlannı, özenli bir çalışmay- la Türkçe'ye kazandırmayı sürdürüyor. Romanla- n, hikâyeleri peş peşe özgün dilinden çevirerek Türk- çe'ye kazandınyor. • • • "Aforizmalar", daha çok Hesse'nin mektuplann- dan derienmiş. Politika, toplum, kültür, din, sanat, mutluluk, ölüm vb. konu ve sorunsallıklar üzerine yazdığı görüşleri içeriyor. Yaklaşık elli-altmış yıl önce kaleme alınan bu görüşler, bugün için de geçerliliğini koruması açı- sından önem taşıyor. Özellikle de politika ve politikacılar hakkında söyledikleri: "Dünyada hiçbir politikacı yoktur ki devrimi, sağduyuyu ve silahlann elden bırakılmasını canla başta savunmasın. Ancak, böyle birdavranışı düş- man taraftan bekier, kendisini bunun dışında tu- tar." "Gelecekte şimdikinden 'daha iyi' bir insanlığm var olacağını sanmıyor, insanlığm falan zamanda daha iyi, fılan zamanda daha kötü olduğuna inan- mıyorum. Insanlık nasılsa öyle kalmıştır hep. Ne varki, kimi dönemler yaşanmış, şeytansal güçler, cani ve psikopat kişilerin içine el altından sızmış, kimi dönemlerde ise söz konusu sızma açıktan açı- ğa ve büyük ölçüde gerçekleşip siyaset sahnesin- de boy göstererek bütün ulusları önüne katıp sü- rüklemiştir." l n .^ "Insanlann içinde savaş korkusunu besleyip bu- yütmek, savaşa ticaret ve kazanç gözüyle bakan- lann başvurduğu eski bir kumazlıktır." *•• Hesse'nin "aforizmalan" elli-altmış yıl öncesine ait. Kuşkusuz günümüz dünyası değişti; teknolo- ji, ekonomi. bilim bir başka boyutta, uluslararası ilişkiler de öyle. Ancak, Hesse'nin yaptığı birçok saptama, gü- nümüz için de geçerli ne yazık ki. öte yandan, Hesse'nin -ki birçok tepki de alsa- doğru ya da yanlışlığı bir yana; dünyayı, yaşamı, politikayı, dini vb. tartışması, sorgulayıcı bir akıl yü- rütmesi, hem öğretici hem de insana bakış zen- ginliği kazandınyor. Yalnızca Hesse tutkunlarına değil -herhalde on- lar kitaba çoktan ulaşmıştır- "kitap" ile ilgilenen tüm "Dünyada her şeyi taklit edebilir, sahtesini ya- pabilirsıniz, sevgiyihayır. Sevgiyi çalamaz, taklitede- mezsiniz. Kendini tümüyle karşıdakine verebilen kalptirsevgininyeri. Bütün sanatın kaynağı da bu- dur." 'Alttncı His'in gişe başarısı • Kültür Servisi - Başrolünü Bruce Willis'in üstlendiği 'Altıncı Hıs'(The Sixth Sense) adlı fılm, ABD'de gösterildiği üçüncü hafta 23.9 milyon dolarla haftanın en yüksek gelir getiren filmi oldu. Gösterime girdiği tarihten bu yana filmin bilet satışlanndan 107.5 milyon dolar elde edildi. En çok izlenenler listesinde AJtıncı His'i sırasıyla Eddie Murphy ve Steve Martin'in rol aldıklan 'Bowfinger\ Hugh Grant'ın oynadığı 'Mickey Blue Eyes' ve Richard Gere ile Julia Robers'ı yıllar sonra yeniden bir araya getiren "Runaway Bride' adlı filmler izledi. I Kültür Servisi - Dil Derneği tarafindan yayımlanan aylık dil ve yazrn dergisi Çağdaş Türk Dili Dergisi bu sayısını dil ve dil sorunlanna ayırdı. Dergide Ali Püsküllüoğlu'nun 'Yanlış Dolu Biz Sözlük" başlıklı incelemesi, Beşir Göğüş, Emin Özdemir, Sevgi Özel, Osman N. Poyrazoğlu, Ahmet Kocaman. Şükriye Ruhi, Doğan Hızlan, Ali Dündar, Orhan Velidedeoğlu. Ahmet Özdemir gibi yazarlann yazılan yer ahyor. Çağdaş Türk Dili Dergisi'ni almak isteyenler, 0312 425 83 60 no'lu telefona başvurabilirler. Galata-Tophane bölgesi vvorkshop'la incelenecek • Kulütrü Servisi -Viyana Teknik Üniversitesi Yüksek Yapı Enstitüsü ve Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir Planlamacılığı Enstitüsü'nün işbirliği ile mimar Prof. Helmut Rjchter'in yönetiminde, her iki üniversitenin öğrencilerinin katılımı ile gerçekleşecek bir workshop düzenlenecek. 13 - 22 Eylül tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi'nde düzenlenecek olan vvorkshop'ta Galata-Tophane bölgesi cevrecilik ve mimari açıdan incelenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle