25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 1999 PAZARTESİ HABERLER Demirel'in temposu • ANKARA (Cumhuriyet) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. yoğun çalışma temposunu temmuz ayında da sürdürerek bini aşkın kabul gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Demirel, yurtiçi ve >ıırtdışı gezilennde ıse 22 bin 298 Tcilometre yol kat etti. Cumhurbaşkanı Demirel'in, temmuz ayı faaiiyetlerine ilışkın yapılan açıklamada, bu ay içerisınde 10 il ve 6 ülkede çeşıtli toplantı ve etkinliklere katıldıgı bildirildi. Bu sûre içerisinde Demirel'in. Türkiye'yi ziyaret eden Kırgızistan ve Romanya cumhurbaşkanlanna da ev sahipliği yaptıgı kaydedildi. Açıklamada, temmuz ayı içinde Demirel'in 1103 kabul gerçekleştirdigi. 10 sosyal etkmlige. birer sportif ve sanatsal faaliyete katıldıgı kaydedildi Cezaevi yapımı tıcdandırılıyop • ANKARA (ANKA) - Adalet Bakanlığı, yüksek güvenlikli cezaevlerini bir an önce yaşama geçirebilmek amacıyla, yapım ihalelerine katılmak isteyen fırmalara 23 Ağustos'a kadar başvuru yapmalan çagnsında bulundu. Adalet Bakanlığı. belli istekliler arasmdan zarfla fiyat ve teklif isteme usulü ile yapılacak ihalelerde degerlendirilmek üzere firmalar arasından önseçim yapılmasına karar verdi. Değişik yerlerde F tipi cezaevi, ziyaretçi bekleme yerlen, 2 adet lojman ve jandarma karakol binası inşa edilecek. Koguş sistemini terk etmek isteyen bakanlık, F tipi cezaevlerine geçerek hem isyanlan bastırmak hem de fîrar girişimlerini engellemeyi amaçlıyor. Trafik kazası: 8olu • KONYA(AA)- Konya'nın Kulu ilçesi yakmlannda meydana gelen trafik kazasında 8 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. Yaşar Erkuş yönetimindekı 27 G 8139 glakalı otomobıl, Arif Onal'ınkullandığıO6Z 0266 plakalı otomobille, hatalı sollama sonucu çarpıştı. Kazada Mikail Nergiz, Şakır Nergiz, Derya Erkuş, Cemile Erkuş, Mehmet Çakı, Resul Hikmet Gökçimen. Murat Çelen, Yaşar Erkuş olay yerinde hayatını kaybetti. bçi emeklileri • ANKARA (ANKA) - Türkiye Işçi Emeklilen Cemiyeti (TİEC) tarafindan hazırlanan raporda, devletin emekliye verdigi sözûn hiçbir zaman tutulmadığı belirtilirken tek gösterge tablosuna geçilmesi. emekli maaşlanndaki eşitsizligin giderilmesini saglayan Intibak Yasası'nm Meclis'ten çıkanlması istendi. Raporda, son dönemde sosyal güvenlik kuruluşlannın çöktüğü SSK, Bag-Kur ve Emekli Sandıgı'nın bugiin yasal görevlerini yapabilmeleri için bütçe kaynaklı ek fınansmana muhtaç duruma düşürüldügü anımsatıldı. Para cezalan • ANKARA (AA)-Para cezalannın arttınlmasına ilişkin "Türk Ceza Kanunu ile Cezalann tnfazı Hakkında Kanunda Değişikiik Yapılmasına Dair Kanun", Resmi Gazete'de yayımlanarak yüriirlöge girdi. Buna göre, agır para cezasının alt sının 60 milyon. üst sının 15 milyar lira olurken hafif para cezası 15 milyon liradan az, bir milyar 500 milyon liradan çok olamayacak. Hürriyeti baglayıcı cezanın para cezasma. para cezasının hürriyeti bağlayıcı cezaya çevrilmesi sırasında, kabahatlerde beher gün karşılıgı bir milyon ila 2 milyon hafif, cürümlerde ise 2 milyon ila 3 milyon lira hesabıyla agır para cezası esas ahnacak. Enerji YapıYol-Sen: Telif, patent, portföy, kültürel yatınmlan da kapsıyor 'Tahldm taııı kapitülasyon'ANKARA (CumhuriyetBürosu) - Enerji Yapı-Yol Sendikası. ulus- lararası tahkimın yalnız enerjı sek- töründeki yatınmlan değil. telif, patent, portföy, kültüre) yaürunla- n " da kapsadığına dikkat çekti. Enerji Yapı-Yol Sendikası, millet- vekillerine gönderdiği yazıyla, ulus- lararası tahkimin kapitülasyon ol- dugu, "yabancı sermayeye diken- siz gül bahçesj" yaratılmaya çalı- şıldıgı uyansında bulunarak, oy- nanan oyuna seyirci kalmamalan- nı istedi. Enerji Yapı-Yol Sen'in milletvekillerine gönderdiği yazı- da, uluslararası tahkimin neden olacagı sonuçlar şöyle anlatıldı: • Yabancı sermayeye şimdiye kadar konulan tüm ön koşullar kaJ- dınlacak. Yerli-yabancı yatınmcı arasında fark olamayacak. • Bu anlaşmayı imzalayan ülke- ler 5 yıl bu sistemden çıkamayacak. Çıkma karan verdigi andan itiba- ren 15 yıllık süre içerisinde veri- len taahhütlerı yerine getirmeye zorunludur. • Uluslararası tahkim sonucu yapılan yatınmlara karşı sendikal direnme oldugu zaman yabancı ya- önmlann çıkanna dokunan bu si- vil itaatsızlik olayında, devletler tazminat ödemeye mahkûm ola- cak. Devletler de tazminatı öde- memek için, ya sendikal hak ve özgürlükterini kulianan emekçile- re karşı şiddet uygulamayı tercih edecek ya da ödediği tazminatı va- tandaşın sırtına yüklemek zorun- da kalacak. • Uluslararası tahkim kuruluş- lan, bildiğimiz anlamda mahke- meler olmayıp, yabancı şirketle- rin atadıklan kişilerden oluşan ve kendi koydııklan kurallara göre ka- rar veren özel yapılardır. Yabancı sermaye hem yargı, hem savcı, hem de savunma avukatlığını üstlenerek ve kendi lehine kararlar oluştara- rak ülkemizi uluslararası mahkûm durumuna düşürecek. • Çıkanlacak yasayla kamu hiz- meti, yasayla belirleneceğinden, her yasa koyucunun ayn bir kamu hizmeti tanımı olacak. Kamu hiz- meti kavramu unutulacak. her tür- lü hizmet piyasa mah gibi ele ah- nacak. • Yabancı şirketlerin Türkiye'nin dogai kaynakJannı kullanarak (ter- mik, doğalgaz, hidrolik vb) ürettik- leri elektrigi, bu ülkenin vatandaş- lanna satma zorunlulugu olmaya- cak, şirket istediğı ülkeye satabi- lecek. • Elektrik, haberleşme, ulaşım gibi hizmetlerin birim fîyatlan do- lara endekslenecek ve bu hizmet- ler daha da pahalılaşacak. • Sivıl toplum örgütleri, birey- ler, tüketiciler şikâyetlerini tahkim kurullanna ıletemeyecekler. • Yabancı sermaye. sözleşme koşullannı yerine getirmeden ülke- mizi terk edip gittîgi zaman. ulus- lararası tahkimin karan olmadan o şirketin mallanna el konulamaya- cak. • Ulusal hukuka aykın olsa bi- le, tahkim kuruluşunun aldıgı ka- rarlara uyma zorunlulugu var. • Uluslararası tahkim sonucu yabancı şirketin faaliyetleri, o ül- kenin aleyhine sonuç dogursa bi- le, ülke kamulaştırma yapamaya- cak, yaptıgında savaş nedeni sayı- labilecek. • Sermayenin anayasası olarak tanımlanan Çok Tarafiı Yatınm Anlaşması'nın (MAI) en önemli maddesi hayatageçirilmiş olacak. Böylece ulusal yargı yerine, sö- mürge hukuku geçecek. Enerji Yapı-Yol Sen, uluslarara- sı tahkımle kapitülasyon arasında- kı benzerlikleri şöyle sjraladı: • Her iki anlaşmayla da yaban- cı sermayeye kolaylık sagianmak- ta. yabancı sermayenin ülkeye gir- mesiyle ilgili ön koşullar tamamen kaldınlmaktadır. • Kapitülasyonla Osmanlı mah- kemelerireddedilmiş ve yabancı ül- keler kendi mahkemelerini kur- muşlardır. Uluslararası tahkimie de Danıştay ve ulusal mahkemeler bir tarafa bırakılarak hukukçular- dan oluşmayan uluslararası tahkim (hakem) müessesesi oluşturulmak- tadır. • Kapitülasyonlar sonucunda, elektrik. haberleşme, demiryolla- n, tramvay, maden, havagazı sek- törü nasıl yabancı şirketlerin teke- line geçtiyse, uluslararası tahkim sonucunda. yap-işlet-devret, yap- işlet modeliyle enerji, haberleşme, maden sektörlerinde yapılan yaünmlarla bu sektörieryabancı şir- ketlerin tekeline geçecektır. TBMM'de bu hafta gorusulecek DSP ve MHP'de 'sessiz direniş' ANKARA (Cumhuri- yet Bûrosu)-TBMMGe- nel Kurulu'nda bu hafta kamu hizmetleriyle ilgili imtiyaz sözleşmelerinden dogan uyuşmazlıklann uluslararası tahkim yoluy- Ia çözülmesini öngören anayasa degişikliği öneri- si veemeklilik yaşını yiik- selten sosyal güvenlik ya- sa tasansı ele ahnacak. Tahkimie ilgili anayasa de- gişikligi önerisi konusun- da DSP ve MHP içinde "sessiz bir direniş" bulun- duğuna dikkat çekilirken. ilk oylamada referandum olasılıgının ortaya çıkma- sı durumunda ikinci tur görüşmeler yapılmayarak konunun dondurulabilece- gi bildirildi. TBMM, yoğun bir haf- taya başlryor. Anayasa de- gişikligi önerisi ve sosyal güvenlik yasa tasansını bu hafta çıkarmayı hedefle- yen hükümet ortakları, Meclis Danışma Kuru- lu'nu toplantıya çagırarak çalışma saatlerinin yeni- den düzenlenmesini isteye- cek. Iktıdar partileri TBMM Genel Kurulu'nun 14.00-24.00 saatleri ara- sında çalışması ve yann anayasa degişikligi öneri- sinin ilkoylamasının yapıl- masını, daha sonra da sos- yal güvenlik tasansına ge- çilmesini planlıyor. TBMM Genel Kurulu ça- lışmalannın hafta sonuna da sarkması bekleniyor. Anayasanın 47, 125 ve 155. maddeleri üzerinde değişikiikyapılmasını ön- gören önerinin ilk tur gö- rüşmelerinin yann yapıl- ması beklenirken hükümet ortaklan sıkıntılı bir sü- reçten geçiyor. MHP'de çok sayıda milletvekilinin öneriye karşı olduğu ve oylamaya katılmayabile- cegi, DSP'den bazı millet- vekillerinin de "hayır" oyu kullanmaya hazırlandıkla- n bildirildi. DSP'den aralannda Dı- şişleri Bakanı İsmailCem. Devlet Bakanlan Şükrü SinaGürdıleVlustafeYıl- (hz ve Ankara Milletveki- li Lluç Gürkan. Istanbul millenekilleri Tahir Kö- se, Rıd>an Budak. Yüce) Erdener, .AhmetTan, Bur- sa Milletvekili AliAraba- a ve Izmir Milletvekili Ha- san Metinin de bulundu- gu toplam 34 milletvekili- nin anayasa degişikligi önerisine imza vermedi- gine dikkat çekildi. Oyla- ma öncesinde DSP grubu toplanarak milletvekille- rinin ikna edilmeye çalışı- labileceği ögrenildi. DYPveFP'ninde deği- şikiik önergeleri dikkate alınmadıgı için öneriye muhalefet etmesi referan- dum olasılığını gündeme getirdi. 'Devlet korunmuyor' DYP Genel Başkanı Tansu ÇOIerhükümetin ha- zırladığı anayasa degişik- liğinde devletin korunma- dığını söyledi. FP'liler de çeşitli kaygılannı dile ge- tirdi. Öneri Anayasa Ko- misyonu'nda görüşülür- ken DYP'lilerin verdigi tahkime, ancak "yabana unsur içeren uyuşmazhk- tarda" gidilebilmesine iliş- kin önerge önce kabul edil- di, daha sonra yeniden ya- pılan görüşmeler sonunda ise reddedildi. FP Genel Başkan Yar- dımcısı V'eysel Candan, kartelleşme ve tekelleşme sorununu çözmeden tah- kimin olamayacağını belir- terek şunlan söyledr. madan,yaonmcılan ülke- ye nasıl getirebüiriz? thti- sas nuüıkemeieri kuruiabi- lir. TBMM nasıl ikili söz- leşmderi imzalıyor, onay- tnorsa. tahkimde de geti- rilen sözleşmeler TBMM onayından geçirilebflir.Ge- rek yeriL gerekse >abancı yaünmcılar için hukuk sis- temimizde düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Hükümetin anayasa degi- şikligi ise hem sağlıklı de- ğil hem de ihtiyaca cevap *erecek niteükte degildir." Enerji Bakanı Ersümer 'Tahkimi istemeyenler Türkiye'yi tanımıyor' TURHANNARLER ÇANAKKALE-Başba- kan Yardımcısı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, Uluslu- rarası Tahkim'i savTinarak, bu düzenlemelerin Türki- ye'de yatmmlan hızlandı- racagını, buna karşı çıkan- lann Türkiye'yi tanımadıgı- nı ve dünyayı bilmedikleri- ni öne sürdü. 8. Sardalye Festivali ne- deniyle Çanakkale'nin Ge- libolu ilçesindeki çeşitli et- kinlikleri izleyen Cumhur Ersümer, gazetecilerin soru- larını yanıtlarken, Türki- ye'riîn genç birnüftısa sahip oldugunu anımsatarak, "Hiiç kimse Türkiye'yi 21.yüzyıl- da çağdaşlaşmaktan, dün- ya ile entegre olmaktan ah- k»amayacaknr" dedi. Ener- ji Bakanı Ersümer, şunlan söyledi: "L'luslanırası Tah- kim.Türkiye'nin bağımsz- hğı ileilgili birkonuymuşgi- bigösterilhor.' Türkiye 'nin egemenlik haklanna gölge düşüyor. Türkiye'deki bazı imkânlar, yabancı ülkelere peşkeş çekilecek' gjbi iddi- alar iieri sürölüyor. Ashnda bunlan söyteyenler Türtd- ye'yi tanınuyoriar. Türid- ye'nin gücünü anlama>an- lann ileri sürdükleri iddi- alar bunlar." Ersümer, dün- yada 52 ülkenin Uluslarara- sı Tahkim anlaşması yaptı- gını. bu ülkelerin hiçbirin- de egemenlik hakkının yok olması gibi bir konu olma- dığını, Türkiye'nin de bu anlaşmayı yapması gerekti- gini savundu. Ersümer, "Bu maddeterin değiştirilmesi- ne karşı fikirtk olanlar da bulunacak&r Doğakbr. .Ama karşı çıkmalan değeıiendi- rip nitelendirdiğinizde, hiç- birinin teknik. ekonomikve hnkuki oünadığını. tama- men siyasi nedenierdenkar- şı çıkıldığını görüyvrum" dıye konuştu. Eski milletvekili Kemal Anadol, tahkime karşı çıktı 'Çevreeilerin îeksüahı hukuk eldengidiyor'tZMTR (Cumhuriyet Ege Bûrosu) - Türkiye deki çevre tüzük, yönetmelik ve mahkeme kararlannm öncelikli olarak bürokrat, teknokrat ve onlann yönlendirdiği siyasetçilerce çiğnendigi savunulurken, MAI anlaşmalan ve uluslararası tahkim uygulamasıyla da çevre hukuk mücadelesinin tamamen ortadan kaldınlacagı belirtildi. Izmir-Aliağa'da 1989yılmda 'yap-işlet-devret' modeliyle kurulması gündeme gelen termik santrala ilişkin kararnameyi 1989'da Danıştay'da dava açarak iptal edilmesini saglayanlar arasında bulunan eski CHP lzmir Miletvekiü Kemal Anadol, getirilmek istenen uluslararası tahkimie çevrenin korunmasına ilişkin yasal düzenlemelerin delinecegini vurguladı. Zaten Gökova Termik Santrah ile Rize- Çamlıhemşin'deki Fırtına Deresi Hidroelektrik Santralı'nın yer seçimi konusunda hükümet yetkilileri ve bürokratlann ulusal çıkariara aykın tutumuna dikkat çeken Anadol, çevreye zarar verecek yaünmlann ancak idari mahkemeler tarafindan engellendiğini belirtti. . tdari mahkemeler ve Danıştayca alınan çeşitli kararlan da ömek gösteren Kemal Anadol, bunlann ûlkemiz için yüzakı oldugunu vurgulayarak "tşte bu kararlan etkisiz haie getinnek ve ulusal yargımızı devre yargı sistemi içinde, çe>re hakkına duyariı ve hukukun üstünlüğü ilkesinden kav naklanan mahkeme kararian peş peşe su-aianryor. Bu kararlar dünya ölçeginde yüzümüzü agartryor." Anayasa değişikliginin gerçekleşmesi ve uluslararası tahkimin kabul edılmesi halinde ulusal yargının devre dışt kalacağına ve kamu bizmetlerine ilişkin uyuşmazlıklarda uluslararası tahkime gidilecegini belirten Kemai Anadol, *Bu engel ortadan kaOanca, ckkö bir ÇED raporu oimayaıı veyn ısmarlama raporlara dayanan çevre ve insan sağhgma zararh yabancı şirket yaünmlanna karşı yurttaşlann bireysd başvuru ve yarş haklan söz konusu olabikcek mi? Yoksa onlar da mı tahkim kurullanna gidecekkr? Gkkbihrierse bu ne kadarckküye alınabüecek? MAI u>-guiamasn la TC yurttaşlannın hukuksal güvencelerinden söz Atiağa Termik Santrah'nın yapunını engeUe>«nJerden eski CHP tzmir MiDetveküi Kemal AnadoL çevre konu- sundaidari malıkemekrinve Dan»ştay'ın verdiği karar- lann ülkenin yüzaJa olduğunu söyledi. dışı bırakmak için MAI sözteşroesujegerek doyuhıyor ve anayasa degişikligi yapılmak isteniyor" dedi. Anadol, konuya ilişkin şunlan söyledi: "Ülkemizde her gün artan bir çevre bilinci ohışuyor. Sadece gençler. kadınlar ve çevrecflerde değil, hava, su ve toprakla ilişkisi oian köylüJer. babkçıkr ve turizmcilerde yoğun bir duyariıbk görülüyor. Çevrecilerin tek siJahlan da hukuk, Onlar, kurafiarra önce devlet tarafindan uygulanmasnu istiyor. Türk sorulannın yanırianmasını istedi. Kemal Anadol, Ecevit, Bahçeii ve Yümaz'ın anayasayi hırsla değiştirmek istediklerine dikkat çekerek, ortaya atılan bu sorulara da anlamlı bir suskunlukla kulak tıkadıkJannı savundu. Öte yandan Yatagan, Yeniköy ve Kemerköy (Gökova) termik santrallannın çaJıştınlmaması konusunda Aydın Idare Mahkemesi'nce verilen ve Danıştay'ca da onaylanan kararlann uygulanmadıgını, Gökova Santrah *nın dönemin başbakanı Mesut Yılmaz tarafindan "deneme üremni'' adıyla korsan olarak çalıştınldıginı vurgulayan Kemal Anadol, "Şimdi sonı>'orum, bürokratlann ve siyasilerin hiçe saydığı iç hukukumuzu ve uluslararası sozleşmeteri, yabancı şirketier mi uygulayacak? Örneğin, Gökova Santrah'nı bir yabancı şirket ahrsa hiçbir yargı denetimi otmayacak. Llusai yargı yok saydacak" diye konuştu. CHP İlçe Başkanı, Gümüşyaka'daki iddialan gündeme getirdi 'SiKvri'de kıydar yagmalaınyor' BARIŞ DOSTER Silivri'nin Gümüşyaka köyünde kısa adı AKEV olan Asilsoy Eğitim ve Kültür Vakfi Başkanı OsmanAsil- soy tarafindan yaptınlmakta olan bi- na. CHP ile Asilsoy'u karşı karşıya getirdi. CHP, Asilsoy'un binayı, Ha- zine'ye ait yapılaşma ya- sagı olan kıyıyı kumla dol- durarak yaptığını, buna direnen CHP'li Gümüş- yaka Belde Başkanı Yıl- maz Fadıl'ı dö vdürdügü- nü vurgularken Asilsoy, yasadışı hiçbir şey yap- madıgmı ve Fadıl 'ın da 17 yıllık arkadaşı oldu- gunu söyledi. Gümüşyaka Köyü'ndeki kıyı yag- masmı gündeme getiren CHP Siliv- ri İlçe Başkanı Necmi Şimşek. Asil- soy'un kesinlikle yapılaşma yapıla- mayacak nitelikte olan, Hazine'ye ait kumsala bina yaptığını söyledi. Gümüşyaka'da bir yıldır kıyı yag- ması yaşandığını, ANAP'lı beledi- yenin göz yumması nedeniyle Asil- soy'un deniz kıyısını ve kumsal ala- nı ağaç dikmek, yol yapmak, karate salonu ve mescidi bulunan iki katlı bina inşa etmek için yagmaladığını belirten Şimşek. belediye yönetimi- nin duyarsız tavnnı bir dilekçeyle Içişleri Bakanlığı 'na bildirdigini ifâ- de etti. • CHP Silivri tlçe Başkanı Necmi Şimşek, Asilsoy Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Osman Asilsoy'un yaptırdığı binanın Hazine'ye ait arazide yapıldığını belirtti. Şimşek, yapılaşma yasağı olan kıyının da kumla doldurulduğunu iddia etti. Asilsoy ise yasadışı hiçbir şey yapmadığını söyledi. Şimşek, seçimler öncesinde Asil- soy'un çalışmalannı eleştiren CHP Gümüşyaka Belde Başkanı Yılmaz Fadıl'ın da. 24 Temmuz'da Asil- soy'un oglunun da aralannda bulun- duğu yaldaşık 20 kişi tarafindan bü- rosu basılarak dövüldüğünü kaydet- ti. Bu olayla ilgili olarak da Silivri Cumhuriyet Savcılıgı'na suç duyu- rusunda bulunacaklannı viirgulayan Şimşek şöyle konuştu: "Gümüşya- ka'da kenduerini.vasalardan üsrün gö- ren bu insanlar, adeta terör havası es- tirmekte ve kaba kuvveti egemen kıl- mak istemektedfaier. Gözü dönmüş bir kalabahk CHP belde başkaıunın bürosunu basabibnekte ve dövebilmektedir. Ge- rekü önJemleracilen akn- mazsa, köyde çok daha kötü olaylar yaşanabiBr." AKJEV Başkanı, işa- damı Asilsoy ise tüm id- dialan reddederek inşa- atmda yasadışı hiçbir yön bulunmadığını savundu. Vakfi aracılığıyla üni- versite ögrencilerine yardım ettigi- ni vurgulayan Osman Asilsoy, hak- kındaki tüm iddialann asılsız oldu- gunu öne sürdü ve "Yılmaz Fadıl çok eski bir dostum. Ailelerimiz, ba- balanmız dost Ona yanüs yapmam, bürosunu basbrmam, tartaklatmam söz konusu olamaz. Inşaadmız ta- mamen yasalara uygundur" dedi. BİZ BİZE. ERDAL ATABEK Kurnazlıkmı,Zekâ mı?.. 'Şarkkumazlığı', başkalannı yanıltarak, belli etme- den kandırarak istediğini elde etmeyi belirten bir de- yimdir 'Aklı var, ama fikriyok' deyimi de, düşünmeden ha- reket eden insanlann yaptıklan için kullanılır. 'Zekâ' sözcüğünü ise bir konuda, bir alanda, bir iş- te yapılması gerekeni, yapılması uygunzamanda, ya- pılması uygun yerde, sonucu başanlı olacak biçim- deyapma' anlamında kullanınz. Böyiedavranmayanlar'ato/»?', 'düşûkzekâlı', 'ze- kâ fukarası' olarak nitelendirilir. 'Kumazlık' ile 'zekâ' arasındaki fark 'zaman ölçe- ğinde' ortaya çıkar. 'Kumazlık'; zaman içinde ortaya çıkıp yapanı güç durumda btrakırken 'zekâ'; zaman içinde yapanın 'akıllı olduğunu' daha iyi kanıtlar. Kurnazlığı zekâ sanıp, zekâ yerine koyup ödüllen- diren kültürler hiçbir zaman kalıcı başanlara ulaşa- mazlar. Bu kültürler içinde yaşayan insanlar günü bir- lik yaşar, yüzeysel değertendirmelerte avunur, basit başanlarla hayatını sürdürür. Onun için de 'sayıya dayanan insan gücü'nün 'ev- rensdetkinlikalanında' hiçbirönemi yokken 'yetkin- liğe dayalı insan gücü' her alanda 'etkinliğini, ürete- ciliğini, yaratıcılığını' sürdürür. Çok yönlü bir zekâyı, problem çözümünde tanıya- biliriz: 1. Fark etme, (bunun için duyarlılık ve kabul ede- bilme gereklidir.) 2. Kavrama, ftıütünlük algısı ve cesaret gerektirir.) 3. Olabiliri ölçme (kendini ve koşullan ölçebilmeyi gerektirir.) 4. Olamazı ölçme, (günümüzü bilme, önceyi ve sonrayı hesaplama) 5. Uygunluk analizi, (kendini bilme, kişiliğini tanı- ma, değerler) 6. Veri degerlendirmesi, (analiz yetisi, objektrf tu- tum) 7. Yeni seçenekler sentezi, (pozitif düşünme, risk alabilme) 8. Seçenekler içinde karar verebilme, (cesaret, du- yanıklılık) 9. Verdiği kararla harekete geçebilme, fırade, en- gelli koşuculuk) 10. Sonucu ölçerek yararlanma (süreç ölçümü, de- neyim, gelecege aktanm) Bu 'On Adımda Zekâ' süreci iyi değeriendirildigi za- rnan hem 'akademikzekâ'nm hem 'duygusalzekâ'nvn bir sorunun çözümünde çok önemli rolleri olduğunu görebiliriz. Aynı zamanda okulda yapılan eğitimin, kitle iletişim araçlannın etkilerinin, insanlardan bek- lediklerimizin çeşitli yanlannı da görebiliriz. Problem, ister üzerimize saldıran bir köpekten ko- runma olsun, ister kazanmamız gereken bir sınav ol- sun, isterse gol atmaya hazırlanan bir futbolcu olsun, yapmamız gerekenlerin sırası bozulmaz. Değişen, bu sürecin hızıdır ve sürecin aşamalannı ne oranda kontrol edebildiğimizdir. Eğer bir insan: Fark ediyor, ama sorunun bütününü kavrayamıyor- sa çözümü bulamaz. Bulduğu çözüm doğru çözüm olmayacağı için de kendi dışında etkenlere yüklene- rek (şans, kader, filancanın suçu, fişmancanın kusu- ru) kendini rahatlatır. Eğer bir insan: Fark ediyor biitünü de kavnyor, ama 'olabilir-ola- maz sınırian'r» ölçemiyorsa başan oranını önemli öl- çüde düşürür. Sonra da neden başanlı olamadığını anlamakta zorluk çeker. Eğer bir insan: Kendine ait olması gereken 'düşünme ve yapma' işlevini bir otoriteye bırakmışsa (otoriter aile, otoriter eğitim, otoriter siyasal sistem, grup otoritesi gibi) o kişi 'yeni seçeneklerüretmeve seçenekleriçinde ka- rar verebilme, verdiği kararla harekete gçme' aşa- malannı yapamaz. Bu durumda o adımlarda da ne yapacağının kendisine söylenmesini bekler. Bir toplum için en önemli konu 'yetkin insan yetiş- tirmek'tir. Yetkin olmayan insan yetiştiren eğitimin de, meslek sahibi olmanın da, bir işte çalışmanın da 21. yüzyılda hiçbir önemi olmayacaktır. Onun için de her ülke gibi Türkiye'nin de en önem- li sorunu, 'aile, okul, çalışma ileilgili sistemlerinin' han- gi amaca yönelik çalıştığıdır Bilineni yinelemeye yö- nelik standart koruyculuk hedefi mi, yoksa eleştiren, tartşan, daha dogruyu bulmaya çalışan yetkin insan- örgütlü toplum hedefi mi? Bugünkü uygulamalar aslında pek değişmeden sürüp giderken en büyük kaybımız 'zekâsını çok yön- lü kullanabilen yetkin insanlar' olmaktadır. Bunun so- nucu 'günü birlik oyunlann kumazlan'nın çoğalma- sıdır ki bu durum bir toplum için en büyük tehlikedir. 'Yetkin insanlar' olmadan 'örgütlü fop/um'olamaya- cağının anlaşılması için daha çok zamanın geçmesi mi gerekiyor? Not: Hürriyet gazetesi yazan Serdar Turgırt'a te- şekkürediyorum. 'DeğişikAlanlarZekâsı' başlıklı ya- zıma gösterdiği ilgi, konuya duyduğu yakınlığı gös- teriyor. Bu konulann yaygınlaşması hepimizin gele- ceğini etkileyecektir. e-mail:erdalata(â cumhuriyet.com.tr Faks:0212-5130098 FP'li Veysel Candan 'TBMM Başkanı,' Yılmaz'ı koruyor' ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - FP Genel Baş- kan Yardımcısı veyselCan- dan, Kurtköy Havaalanı ihalesiyle ilgili olarak ANAP Genel Başkanı Me- sutYılmazhakkındaki Yü- ce Divan dosyasının oya- lanmasına tepki gösterdi. Candan, komisyon rapo- runu genel kurula indirme- yen TBMM Başkanı YAh- run Akbulut'un görevini ihmal ettigini ya da Mesut Yılmaz'ı koruma çabası içinde oldugunu söyledi. Candan, dün düzenledi- ğı basın toplantısında hü- kümetin af çıkannası du- rumunda kişilere karşı iş- lenmiş suçlarda duyariı ol- ması gerektigini belirtti. ANAP Genel Başkanı Me- sut Yılmaz'ın "Düsünce suçu tartışması Türkiye için olgunlaşmamıştır" açıklamasmı "bir U dönü- şü, bir krvirma'' olarak de- gerlendirdigini belirten Candan, "Düşüncesuçuol- gunlaşmadı diyerek. khap yazan,eseryazan, köşe ya- zan olan, makaJeyazan,şi- ir okuyan insanları, yani düşünce suçlulannı kap- sam dışı bırakmanın çok yannş olacağı kanaatinde- yim" diye konuştu. Candan, Türk Ceza Ya- sası'nın 312. maddesinde muglaklık veyoruma açık- lık bulundugunuanımsata- rak, böyle bir yasayla in- sanlan cezalandırmanın yanlış oldugunu savundu. Çıkar Amaçlı Suç Ör- gütleriyle Mücadele Yasa- sı'nın anayasaya aykın ol- dugunu savunan Candan, FP grubu tarafindan ge- rekli hazırlık yapıldıktan sonra Anayasa Mahkeme- si'ne başvurulacagını bil- dirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle