Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 1999 PAZARTESİ
HABERLER
Demirel'in
temposu
• ANKARA (Cumhuriyet)
- Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. yoğun çalışma
temposunu temmuz ayında
da sürdürerek bini aşkın
kabul gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Demirel,
yurtiçi ve >ıırtdışı
gezilennde ıse 22 bin 298
Tcilometre yol kat etti.
Cumhurbaşkanı Demirel'in,
temmuz ayı faaiiyetlerine
ilışkın yapılan açıklamada,
bu ay içerisınde 10 il ve 6
ülkede çeşıtli toplantı ve
etkinliklere katıldıgı
bildirildi. Bu sûre içerisinde
Demirel'in. Türkiye'yi
ziyaret eden Kırgızistan ve
Romanya
cumhurbaşkanlanna da ev
sahipliği yaptıgı kaydedildi.
Açıklamada, temmuz ayı
içinde Demirel'in 1103
kabul gerçekleştirdigi. 10
sosyal etkmlige. birer sportif
ve sanatsal faaliyete katıldıgı
kaydedildi
Cezaevi yapımı
tıcdandırılıyop
• ANKARA (ANKA) -
Adalet Bakanlığı, yüksek
güvenlikli cezaevlerini bir
an önce yaşama
geçirebilmek amacıyla,
yapım ihalelerine katılmak
isteyen fırmalara 23
Ağustos'a kadar başvuru
yapmalan çagnsında
bulundu. Adalet Bakanlığı.
belli istekliler arasmdan
zarfla fiyat ve teklif isteme
usulü ile yapılacak
ihalelerde degerlendirilmek
üzere firmalar arasından
önseçim yapılmasına karar
verdi. Değişik yerlerde F tipi
cezaevi, ziyaretçi bekleme
yerlen, 2 adet lojman ve
jandarma karakol binası inşa
edilecek. Koguş sistemini
terk etmek isteyen bakanlık,
F tipi cezaevlerine geçerek
hem isyanlan bastırmak hem
de fîrar girişimlerini
engellemeyi amaçlıyor.
Trafik kazası:
8olu
• KONYA(AA)-
Konya'nın Kulu ilçesi
yakmlannda meydana gelen
trafik kazasında 8 kişi öldü,
1 kişi yaralandı. Yaşar Erkuş
yönetimindekı 27 G 8139
glakalı otomobıl, Arif
Onal'ınkullandığıO6Z
0266 plakalı otomobille,
hatalı sollama sonucu
çarpıştı. Kazada Mikail
Nergiz, Şakır Nergiz, Derya
Erkuş, Cemile Erkuş,
Mehmet Çakı, Resul Hikmet
Gökçimen. Murat Çelen,
Yaşar Erkuş olay yerinde
hayatını kaybetti.
bçi emeklileri
• ANKARA (ANKA) -
Türkiye Işçi Emeklilen
Cemiyeti (TİEC) tarafindan
hazırlanan raporda, devletin
emekliye verdigi sözûn
hiçbir zaman tutulmadığı
belirtilirken tek gösterge
tablosuna geçilmesi. emekli
maaşlanndaki eşitsizligin
giderilmesini saglayan
Intibak Yasası'nm
Meclis'ten çıkanlması
istendi. Raporda, son
dönemde sosyal güvenlik
kuruluşlannın çöktüğü SSK,
Bag-Kur ve Emekli
Sandıgı'nın bugiin yasal
görevlerini yapabilmeleri
için bütçe kaynaklı ek
fınansmana muhtaç duruma
düşürüldügü anımsatıldı.
Para cezalan
• ANKARA (AA)-Para
cezalannın arttınlmasına
ilişkin "Türk Ceza Kanunu
ile Cezalann tnfazı
Hakkında Kanunda
Değişikiik Yapılmasına Dair
Kanun", Resmi Gazete'de
yayımlanarak yüriirlöge
girdi. Buna göre, agır para
cezasının alt sının 60
milyon. üst sının 15 milyar
lira olurken hafif para cezası
15 milyon liradan az, bir
milyar 500 milyon liradan
çok olamayacak. Hürriyeti
baglayıcı cezanın para
cezasma. para cezasının
hürriyeti bağlayıcı cezaya
çevrilmesi sırasında,
kabahatlerde beher gün
karşılıgı bir milyon ila 2
milyon hafif, cürümlerde ise
2 milyon ila 3 milyon lira
hesabıyla agır para cezası
esas ahnacak.
Enerji YapıYol-Sen: Telif, patent, portföy, kültürel yatınmlan da kapsıyor
'Tahldm taııı kapitülasyon'ANKARA (CumhuriyetBürosu)
- Enerji Yapı-Yol Sendikası. ulus-
lararası tahkimın yalnız enerjı sek-
töründeki yatınmlan değil. telif,
patent, portföy, kültüre) yaürunla-
n " da kapsadığına dikkat çekti.
Enerji Yapı-Yol Sendikası, millet-
vekillerine gönderdiği yazıyla, ulus-
lararası tahkimin kapitülasyon ol-
dugu, "yabancı sermayeye diken-
siz gül bahçesj" yaratılmaya çalı-
şıldıgı uyansında bulunarak, oy-
nanan oyuna seyirci kalmamalan-
nı istedi. Enerji Yapı-Yol Sen'in
milletvekillerine gönderdiği yazı-
da, uluslararası tahkimin neden
olacagı sonuçlar şöyle anlatıldı:
• Yabancı sermayeye şimdiye
kadar konulan tüm ön koşullar kaJ-
dınlacak. Yerli-yabancı yatınmcı
arasında fark olamayacak.
• Bu anlaşmayı imzalayan ülke-
ler 5 yıl bu sistemden çıkamayacak.
Çıkma karan verdigi andan itiba-
ren 15 yıllık süre içerisinde veri-
len taahhütlerı yerine getirmeye
zorunludur.
• Uluslararası tahkim sonucu
yapılan yatınmlara karşı sendikal
direnme oldugu zaman yabancı ya-
önmlann çıkanna dokunan bu si-
vil itaatsızlik olayında, devletler
tazminat ödemeye mahkûm ola-
cak. Devletler de tazminatı öde-
memek için, ya sendikal hak ve
özgürlükterini kulianan emekçile-
re karşı şiddet uygulamayı tercih
edecek ya da ödediği tazminatı va-
tandaşın sırtına yüklemek zorun-
da kalacak.
• Uluslararası tahkim kuruluş-
lan, bildiğimiz anlamda mahke-
meler olmayıp, yabancı şirketle-
rin atadıklan kişilerden oluşan ve
kendi koydııklan kurallara göre ka-
rar veren özel yapılardır. Yabancı
sermaye hem yargı, hem savcı, hem
de savunma avukatlığını üstlenerek
ve kendi lehine kararlar oluştara-
rak ülkemizi uluslararası mahkûm
durumuna düşürecek.
• Çıkanlacak yasayla kamu hiz-
meti, yasayla belirleneceğinden,
her yasa koyucunun ayn bir kamu
hizmeti tanımı olacak. Kamu hiz-
meti kavramu unutulacak. her tür-
lü hizmet piyasa mah gibi ele ah-
nacak.
• Yabancı şirketlerin Türkiye'nin
dogai kaynakJannı kullanarak (ter-
mik, doğalgaz, hidrolik vb) ürettik-
leri elektrigi, bu ülkenin vatandaş-
lanna satma zorunlulugu olmaya-
cak, şirket istediğı ülkeye satabi-
lecek.
• Elektrik, haberleşme, ulaşım
gibi hizmetlerin birim fîyatlan do-
lara endekslenecek ve bu hizmet-
ler daha da pahalılaşacak.
• Sivıl toplum örgütleri, birey-
ler, tüketiciler şikâyetlerini tahkim
kurullanna ıletemeyecekler.
• Yabancı sermaye. sözleşme
koşullannı yerine getirmeden ülke-
mizi terk edip gittîgi zaman. ulus-
lararası tahkimin karan olmadan o
şirketin mallanna el konulamaya-
cak.
• Ulusal hukuka aykın olsa bi-
le, tahkim kuruluşunun aldıgı ka-
rarlara uyma zorunlulugu var.
• Uluslararası tahkim sonucu
yabancı şirketin faaliyetleri, o ül-
kenin aleyhine sonuç dogursa bi-
le, ülke kamulaştırma yapamaya-
cak, yaptıgında savaş nedeni sayı-
labilecek.
• Sermayenin anayasası olarak
tanımlanan Çok Tarafiı Yatınm
Anlaşması'nın (MAI) en önemli
maddesi hayatageçirilmiş olacak.
Böylece ulusal yargı yerine, sö-
mürge hukuku geçecek.
Enerji Yapı-Yol Sen, uluslarara-
sı tahkımle kapitülasyon arasında-
kı benzerlikleri şöyle sjraladı:
• Her iki anlaşmayla da yaban-
cı sermayeye kolaylık sagianmak-
ta. yabancı sermayenin ülkeye gir-
mesiyle ilgili ön koşullar tamamen
kaldınlmaktadır.
• Kapitülasyonla Osmanlı mah-
kemelerireddedilmiş ve yabancı ül-
keler kendi mahkemelerini kur-
muşlardır. Uluslararası tahkimie
de Danıştay ve ulusal mahkemeler
bir tarafa bırakılarak hukukçular-
dan oluşmayan uluslararası tahkim
(hakem) müessesesi oluşturulmak-
tadır.
• Kapitülasyonlar sonucunda,
elektrik. haberleşme, demiryolla-
n, tramvay, maden, havagazı sek-
törü nasıl yabancı şirketlerin teke-
line geçtiyse, uluslararası tahkim
sonucunda. yap-işlet-devret, yap-
işlet modeliyle enerji, haberleşme,
maden sektörlerinde yapılan
yaünmlarla bu sektörieryabancı şir-
ketlerin tekeline geçecektır.
TBMM'de bu hafta gorusulecek
DSP ve MHP'de
'sessiz direniş'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bûrosu)-TBMMGe-
nel Kurulu'nda bu hafta
kamu hizmetleriyle ilgili
imtiyaz sözleşmelerinden
dogan uyuşmazlıklann
uluslararası tahkim yoluy-
Ia çözülmesini öngören
anayasa degişikliği öneri-
si veemeklilik yaşını yiik-
selten sosyal güvenlik ya-
sa tasansı ele ahnacak.
Tahkimie ilgili anayasa de-
gişikligi önerisi konusun-
da DSP ve MHP içinde
"sessiz bir direniş" bulun-
duğuna dikkat çekilirken.
ilk oylamada referandum
olasılıgının ortaya çıkma-
sı durumunda ikinci tur
görüşmeler yapılmayarak
konunun dondurulabilece-
gi bildirildi.
TBMM, yoğun bir haf-
taya başlryor. Anayasa de-
gişikligi önerisi ve sosyal
güvenlik yasa tasansını bu
hafta çıkarmayı hedefle-
yen hükümet ortakları,
Meclis Danışma Kuru-
lu'nu toplantıya çagırarak
çalışma saatlerinin yeni-
den düzenlenmesini isteye-
cek. Iktıdar partileri
TBMM Genel Kurulu'nun
14.00-24.00 saatleri ara-
sında çalışması ve yann
anayasa degişikligi öneri-
sinin ilkoylamasının yapıl-
masını, daha sonra da sos-
yal güvenlik tasansına ge-
çilmesini planlıyor.
TBMM Genel Kurulu ça-
lışmalannın hafta sonuna
da sarkması bekleniyor.
Anayasanın 47, 125 ve
155. maddeleri üzerinde
değişikiikyapılmasını ön-
gören önerinin ilk tur gö-
rüşmelerinin yann yapıl-
ması beklenirken hükümet
ortaklan sıkıntılı bir sü-
reçten geçiyor. MHP'de
çok sayıda milletvekilinin
öneriye karşı olduğu ve
oylamaya katılmayabile-
cegi, DSP'den bazı millet-
vekillerinin de "hayır" oyu
kullanmaya hazırlandıkla-
n bildirildi.
DSP'den aralannda Dı-
şişleri Bakanı İsmailCem.
Devlet Bakanlan Şükrü
SinaGürdıleVlustafeYıl-
(hz ve Ankara Milletveki-
li Lluç Gürkan. Istanbul
millenekilleri Tahir Kö-
se, Rıd>an Budak. Yüce)
Erdener, .AhmetTan, Bur-
sa Milletvekili AliAraba-
a ve Izmir Milletvekili Ha-
san Metinin de bulundu-
gu toplam 34 milletvekili-
nin anayasa degişikligi
önerisine imza vermedi-
gine dikkat çekildi. Oyla-
ma öncesinde DSP grubu
toplanarak milletvekille-
rinin ikna edilmeye çalışı-
labileceği ögrenildi.
DYPveFP'ninde deği-
şikiik önergeleri dikkate
alınmadıgı için öneriye
muhalefet etmesi referan-
dum olasılığını gündeme
getirdi.
'Devlet
korunmuyor'
DYP Genel Başkanı
Tansu ÇOIerhükümetin ha-
zırladığı anayasa degişik-
liğinde devletin korunma-
dığını söyledi. FP'liler de
çeşitli kaygılannı dile ge-
tirdi. Öneri Anayasa Ko-
misyonu'nda görüşülür-
ken DYP'lilerin verdigi
tahkime, ancak "yabana
unsur içeren uyuşmazhk-
tarda" gidilebilmesine iliş-
kin önerge önce kabul edil-
di, daha sonra yeniden ya-
pılan görüşmeler sonunda
ise reddedildi.
FP Genel Başkan Yar-
dımcısı V'eysel Candan,
kartelleşme ve tekelleşme
sorununu çözmeden tah-
kimin olamayacağını belir-
terek şunlan söyledr.
madan,yaonmcılan ülke-
ye nasıl getirebüiriz? thti-
sas nuüıkemeieri kuruiabi-
lir. TBMM nasıl ikili söz-
leşmderi imzalıyor, onay-
tnorsa. tahkimde de geti-
rilen sözleşmeler TBMM
onayından geçirilebflir.Ge-
rek yeriL gerekse >abancı
yaünmcılar için hukuk sis-
temimizde düzenlemeler
yapılması gerekmektedir.
Hükümetin anayasa degi-
şikligi ise hem sağlıklı de-
ğil hem de ihtiyaca cevap
*erecek niteükte degildir."
Enerji Bakanı Ersümer
'Tahkimi istemeyenler
Türkiye'yi tanımıyor'
TURHANNARLER
ÇANAKKALE-Başba-
kan Yardımcısı, Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı
Cumhur Ersümer, Uluslu-
rarası Tahkim'i savTinarak,
bu düzenlemelerin Türki-
ye'de yatmmlan hızlandı-
racagını, buna karşı çıkan-
lann Türkiye'yi tanımadıgı-
nı ve dünyayı bilmedikleri-
ni öne sürdü.
8. Sardalye Festivali ne-
deniyle Çanakkale'nin Ge-
libolu ilçesindeki çeşitli et-
kinlikleri izleyen Cumhur
Ersümer, gazetecilerin soru-
larını yanıtlarken, Türki-
ye'riîn genç birnüftısa sahip
oldugunu anımsatarak, "Hiiç
kimse Türkiye'yi 21.yüzyıl-
da çağdaşlaşmaktan, dün-
ya ile entegre olmaktan ah-
k»amayacaknr" dedi. Ener-
ji Bakanı Ersümer, şunlan
söyledi: "L'luslanırası Tah-
kim.Türkiye'nin bağımsz-
hğı ileilgili birkonuymuşgi-
bigösterilhor.' Türkiye 'nin
egemenlik haklanna gölge
düşüyor. Türkiye'deki bazı
imkânlar, yabancı ülkelere
peşkeş çekilecek' gjbi iddi-
alar iieri sürölüyor. Ashnda
bunlan söyteyenler Türtd-
ye'yi tanınuyoriar. Türid-
ye'nin gücünü anlama>an-
lann ileri sürdükleri iddi-
alar bunlar." Ersümer, dün-
yada 52 ülkenin Uluslarara-
sı Tahkim anlaşması yaptı-
gını. bu ülkelerin hiçbirin-
de egemenlik hakkının yok
olması gibi bir konu olma-
dığını, Türkiye'nin de bu
anlaşmayı yapması gerekti-
gini savundu. Ersümer, "Bu
maddeterin değiştirilmesi-
ne karşı fikirtk olanlar da
bulunacak&r Doğakbr. .Ama
karşı çıkmalan değeıiendi-
rip nitelendirdiğinizde, hiç-
birinin teknik. ekonomikve
hnkuki oünadığını. tama-
men siyasi nedenierdenkar-
şı çıkıldığını görüyvrum"
dıye konuştu.
Eski milletvekili Kemal Anadol, tahkime karşı çıktı
'Çevreeilerin îeksüahı
hukuk eldengidiyor'tZMTR (Cumhuriyet Ege Bûrosu) - Türkiye deki
çevre tüzük, yönetmelik ve mahkeme kararlannm
öncelikli olarak bürokrat, teknokrat ve onlann
yönlendirdiği siyasetçilerce çiğnendigi
savunulurken, MAI anlaşmalan ve uluslararası
tahkim uygulamasıyla da çevre hukuk
mücadelesinin tamamen ortadan kaldınlacagı
belirtildi.
Izmir-Aliağa'da 1989yılmda 'yap-işlet-devret'
modeliyle kurulması gündeme gelen termik santrala
ilişkin kararnameyi
1989'da Danıştay'da
dava açarak iptal
edilmesini saglayanlar
arasında bulunan eski
CHP lzmir Miletvekiü
Kemal Anadol,
getirilmek istenen
uluslararası tahkimie
çevrenin korunmasına
ilişkin yasal
düzenlemelerin
delinecegini vurguladı.
Zaten Gökova Termik
Santrah ile Rize-
Çamlıhemşin'deki
Fırtına Deresi
Hidroelektrik
Santralı'nın yer seçimi
konusunda hükümet
yetkilileri ve
bürokratlann ulusal
çıkariara aykın
tutumuna dikkat çeken
Anadol, çevreye zarar
verecek yaünmlann
ancak idari
mahkemeler tarafindan
engellendiğini belirtti.
. tdari mahkemeler ve
Danıştayca alınan
çeşitli kararlan da
ömek gösteren Kemal
Anadol, bunlann
ûlkemiz için yüzakı
oldugunu vurgulayarak
"tşte bu kararlan
etkisiz haie getinnek ve
ulusal yargımızı devre
yargı sistemi içinde, çe>re hakkına duyariı ve
hukukun üstünlüğü ilkesinden kav naklanan
mahkeme kararian peş peşe su-aianryor. Bu kararlar
dünya ölçeginde yüzümüzü agartryor."
Anayasa değişikliginin gerçekleşmesi ve
uluslararası tahkimin kabul edılmesi halinde ulusal
yargının devre dışt kalacağına ve kamu bizmetlerine
ilişkin uyuşmazlıklarda uluslararası tahkime
gidilecegini belirten Kemai Anadol, *Bu engel
ortadan kaOanca, ckkö bir ÇED raporu oimayaıı
veyn ısmarlama
raporlara dayanan
çevre ve insan sağhgma
zararh yabancı şirket
yaünmlanna karşı
yurttaşlann bireysd
başvuru ve yarş
haklan söz konusu
olabikcek mi? Yoksa
onlar da mı tahkim
kurullanna gidecekkr?
Gkkbihrierse bu ne
kadarckküye
alınabüecek? MAI
u>-guiamasn la TC
yurttaşlannın hukuksal
güvencelerinden söz
Atiağa Termik Santrah'nın yapunını engeUe>«nJerden
eski CHP tzmir MiDetveküi Kemal AnadoL çevre konu-
sundaidari malıkemekrinve Dan»ştay'ın verdiği karar-
lann ülkenin yüzaJa olduğunu söyledi.
dışı bırakmak için MAI sözteşroesujegerek
doyuhıyor ve anayasa degişikligi yapılmak isteniyor"
dedi. Anadol, konuya ilişkin şunlan söyledi:
"Ülkemizde her gün artan bir çevre bilinci ohışuyor.
Sadece gençler. kadınlar ve çevrecflerde değil, hava,
su ve toprakla ilişkisi oian köylüJer. babkçıkr ve
turizmcilerde yoğun bir duyariıbk görülüyor.
Çevrecilerin tek siJahlan da hukuk, Onlar, kurafiarra
önce devlet tarafindan uygulanmasnu istiyor. Türk
sorulannın
yanırianmasını istedi.
Kemal Anadol, Ecevit,
Bahçeii ve Yümaz'ın
anayasayi hırsla
değiştirmek
istediklerine dikkat
çekerek, ortaya atılan
bu sorulara da anlamlı
bir suskunlukla kulak
tıkadıkJannı savundu.
Öte yandan Yatagan,
Yeniköy ve Kemerköy
(Gökova) termik
santrallannın
çaJıştınlmaması
konusunda Aydın Idare
Mahkemesi'nce verilen
ve Danıştay'ca da
onaylanan kararlann
uygulanmadıgını,
Gökova Santrah *nın dönemin başbakanı Mesut
Yılmaz tarafindan "deneme üremni'' adıyla korsan
olarak çalıştınldıginı vurgulayan Kemal Anadol,
"Şimdi sonı>'orum, bürokratlann ve siyasilerin hiçe
saydığı iç hukukumuzu ve uluslararası sozleşmeteri,
yabancı şirketier mi uygulayacak? Örneğin, Gökova
Santrah'nı bir yabancı şirket ahrsa hiçbir yargı
denetimi otmayacak. Llusai yargı yok saydacak"
diye konuştu.
CHP İlçe Başkanı, Gümüşyaka'daki iddialan gündeme getirdi
'SiKvri'de kıydar yagmalaınyor'
BARIŞ DOSTER
Silivri'nin Gümüşyaka köyünde
kısa adı AKEV olan Asilsoy Eğitim
ve Kültür Vakfi Başkanı OsmanAsil-
soy tarafindan yaptınlmakta olan bi-
na. CHP ile Asilsoy'u karşı karşıya
getirdi. CHP, Asilsoy'un binayı, Ha-
zine'ye ait yapılaşma ya-
sagı olan kıyıyı kumla dol-
durarak yaptığını, buna
direnen CHP'li Gümüş-
yaka Belde Başkanı Yıl-
maz Fadıl'ı dö vdürdügü-
nü vurgularken Asilsoy,
yasadışı hiçbir şey yap-
madıgmı ve Fadıl 'ın da
17 yıllık arkadaşı oldu-
gunu söyledi.
Gümüşyaka Köyü'ndeki kıyı yag-
masmı gündeme getiren CHP Siliv-
ri İlçe Başkanı Necmi Şimşek. Asil-
soy'un kesinlikle yapılaşma yapıla-
mayacak nitelikte olan, Hazine'ye
ait kumsala bina yaptığını söyledi.
Gümüşyaka'da bir yıldır kıyı yag-
ması yaşandığını, ANAP'lı beledi-
yenin göz yumması nedeniyle Asil-
soy'un deniz kıyısını ve kumsal ala-
nı ağaç dikmek, yol yapmak, karate
salonu ve mescidi bulunan iki katlı
bina inşa etmek için yagmaladığını
belirten Şimşek. belediye yönetimi-
nin duyarsız tavnnı bir dilekçeyle
Içişleri Bakanlığı 'na bildirdigini ifâ-
de etti.
• CHP Silivri tlçe Başkanı Necmi Şimşek,
Asilsoy Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı
Osman Asilsoy'un yaptırdığı binanın
Hazine'ye ait arazide yapıldığını belirtti.
Şimşek, yapılaşma yasağı olan kıyının da
kumla doldurulduğunu iddia etti. Asilsoy ise
yasadışı hiçbir şey yapmadığını söyledi.
Şimşek, seçimler öncesinde Asil-
soy'un çalışmalannı eleştiren CHP
Gümüşyaka Belde Başkanı Yılmaz
Fadıl'ın da. 24 Temmuz'da Asil-
soy'un oglunun da aralannda bulun-
duğu yaldaşık 20 kişi tarafindan bü-
rosu basılarak dövüldüğünü kaydet-
ti.
Bu olayla ilgili olarak da Silivri
Cumhuriyet Savcılıgı'na suç duyu-
rusunda bulunacaklannı viirgulayan
Şimşek şöyle konuştu: "Gümüşya-
ka'da kenduerini.vasalardan üsrün gö-
ren bu insanlar, adeta terör havası es-
tirmekte ve kaba kuvveti egemen kıl-
mak istemektedfaier. Gözü dönmüş
bir kalabahk CHP belde başkaıunın
bürosunu basabibnekte
ve dövebilmektedir. Ge-
rekü önJemleracilen akn-
mazsa, köyde çok daha
kötü olaylar yaşanabiBr."
AKJEV Başkanı, işa-
damı Asilsoy ise tüm id-
dialan reddederek inşa-
atmda yasadışı hiçbir yön
bulunmadığını savundu.
Vakfi aracılığıyla üni-
versite ögrencilerine yardım ettigi-
ni vurgulayan Osman Asilsoy, hak-
kındaki tüm iddialann asılsız oldu-
gunu öne sürdü ve "Yılmaz Fadıl
çok eski bir dostum. Ailelerimiz, ba-
balanmız dost Ona yanüs yapmam,
bürosunu basbrmam, tartaklatmam
söz konusu olamaz. Inşaadmız ta-
mamen yasalara uygundur" dedi.
BİZ BİZE.
ERDAL ATABEK
Kurnazlıkmı,Zekâ mı?..
'Şarkkumazlığı', başkalannı yanıltarak, belli etme-
den kandırarak istediğini elde etmeyi belirten bir de-
yimdir
'Aklı var, ama fikriyok' deyimi de, düşünmeden ha-
reket eden insanlann yaptıklan için kullanılır.
'Zekâ' sözcüğünü ise bir konuda, bir alanda, bir iş-
te yapılması gerekeni, yapılması uygunzamanda, ya-
pılması uygun yerde, sonucu başanlı olacak biçim-
deyapma' anlamında kullanınz.
Böyiedavranmayanlar'ato/»?', 'düşûkzekâlı', 'ze-
kâ fukarası' olarak nitelendirilir.
'Kumazlık' ile 'zekâ' arasındaki fark 'zaman ölçe-
ğinde' ortaya çıkar. 'Kumazlık'; zaman içinde ortaya
çıkıp yapanı güç durumda btrakırken 'zekâ'; zaman
içinde yapanın 'akıllı olduğunu' daha iyi kanıtlar.
Kurnazlığı zekâ sanıp, zekâ yerine koyup ödüllen-
diren kültürler hiçbir zaman kalıcı başanlara ulaşa-
mazlar. Bu kültürler içinde yaşayan insanlar günü bir-
lik yaşar, yüzeysel değertendirmelerte avunur, basit
başanlarla hayatını sürdürür.
Onun için de 'sayıya dayanan insan gücü'nün 'ev-
rensdetkinlikalanında' hiçbirönemi yokken 'yetkin-
liğe dayalı insan gücü' her alanda 'etkinliğini, ürete-
ciliğini, yaratıcılığını' sürdürür.
Çok yönlü bir zekâyı, problem çözümünde tanıya-
biliriz:
1. Fark etme, (bunun için duyarlılık ve kabul ede-
bilme gereklidir.)
2. Kavrama, ftıütünlük algısı ve cesaret gerektirir.)
3. Olabiliri ölçme (kendini ve koşullan ölçebilmeyi
gerektirir.)
4. Olamazı ölçme, (günümüzü bilme, önceyi ve
sonrayı hesaplama)
5. Uygunluk analizi, (kendini bilme, kişiliğini tanı-
ma, değerler)
6. Veri degerlendirmesi, (analiz yetisi, objektrf tu-
tum)
7. Yeni seçenekler sentezi, (pozitif düşünme, risk
alabilme)
8. Seçenekler içinde karar verebilme, (cesaret, du-
yanıklılık)
9. Verdiği kararla harekete geçebilme, fırade, en-
gelli koşuculuk)
10. Sonucu ölçerek yararlanma (süreç ölçümü, de-
neyim, gelecege aktanm)
Bu 'On Adımda Zekâ' süreci iyi değeriendirildigi za-
rnan hem 'akademikzekâ'nm hem 'duygusalzekâ'nvn
bir sorunun çözümünde çok önemli rolleri olduğunu
görebiliriz. Aynı zamanda okulda yapılan eğitimin,
kitle iletişim araçlannın etkilerinin, insanlardan bek-
lediklerimizin çeşitli yanlannı da görebiliriz.
Problem, ister üzerimize saldıran bir köpekten ko-
runma olsun, ister kazanmamız gereken bir sınav ol-
sun, isterse gol atmaya hazırlanan bir futbolcu olsun,
yapmamız gerekenlerin sırası bozulmaz. Değişen,
bu sürecin hızıdır ve sürecin aşamalannı ne oranda
kontrol edebildiğimizdir.
Eğer bir insan:
Fark ediyor, ama sorunun bütününü kavrayamıyor-
sa çözümü bulamaz. Bulduğu çözüm doğru çözüm
olmayacağı için de kendi dışında etkenlere yüklene-
rek (şans, kader, filancanın suçu, fişmancanın kusu-
ru) kendini rahatlatır.
Eğer bir insan:
Fark ediyor biitünü de kavnyor, ama 'olabilir-ola-
maz sınırian'r» ölçemiyorsa başan oranını önemli öl-
çüde düşürür. Sonra da neden başanlı olamadığını
anlamakta zorluk çeker.
Eğer bir insan:
Kendine ait olması gereken 'düşünme ve yapma'
işlevini bir otoriteye bırakmışsa (otoriter aile, otoriter
eğitim, otoriter siyasal sistem, grup otoritesi gibi) o
kişi 'yeni seçeneklerüretmeve seçenekleriçinde ka-
rar verebilme, verdiği kararla harekete gçme' aşa-
malannı yapamaz. Bu durumda o adımlarda da ne
yapacağının kendisine söylenmesini bekler.
Bir toplum için en önemli konu 'yetkin insan yetiş-
tirmek'tir. Yetkin olmayan insan yetiştiren eğitimin
de, meslek sahibi olmanın da, bir işte çalışmanın da
21. yüzyılda hiçbir önemi olmayacaktır.
Onun için de her ülke gibi Türkiye'nin de en önem-
li sorunu, 'aile, okul, çalışma ileilgili sistemlerinin' han-
gi amaca yönelik çalıştığıdır Bilineni yinelemeye yö-
nelik standart koruyculuk hedefi mi, yoksa eleştiren,
tartşan, daha dogruyu bulmaya çalışan yetkin insan-
örgütlü toplum hedefi mi?
Bugünkü uygulamalar aslında pek değişmeden
sürüp giderken en büyük kaybımız 'zekâsını çok yön-
lü kullanabilen yetkin insanlar' olmaktadır. Bunun so-
nucu 'günü birlik oyunlann kumazlan'nın çoğalma-
sıdır ki bu durum bir toplum için en büyük tehlikedir.
'Yetkin insanlar' olmadan 'örgütlü fop/um'olamaya-
cağının anlaşılması için daha çok zamanın geçmesi
mi gerekiyor?
Not: Hürriyet gazetesi yazan Serdar Turgırt'a te-
şekkürediyorum. 'DeğişikAlanlarZekâsı' başlıklı ya-
zıma gösterdiği ilgi, konuya duyduğu yakınlığı gös-
teriyor. Bu konulann yaygınlaşması hepimizin gele-
ceğini etkileyecektir.
e-mail:erdalata(â cumhuriyet.com.tr
Faks:0212-5130098
FP'li Veysel Candan
'TBMM Başkanı,'
Yılmaz'ı koruyor'
ANKARA(Cumhuriyet
Bürosu) - FP Genel Baş-
kan Yardımcısı veyselCan-
dan, Kurtköy Havaalanı
ihalesiyle ilgili olarak
ANAP Genel Başkanı Me-
sutYılmazhakkındaki Yü-
ce Divan dosyasının oya-
lanmasına tepki gösterdi.
Candan, komisyon rapo-
runu genel kurula indirme-
yen TBMM Başkanı YAh-
run Akbulut'un görevini
ihmal ettigini ya da Mesut
Yılmaz'ı koruma çabası
içinde oldugunu söyledi.
Candan, dün düzenledi-
ğı basın toplantısında hü-
kümetin af çıkannası du-
rumunda kişilere karşı iş-
lenmiş suçlarda duyariı ol-
ması gerektigini belirtti.
ANAP Genel Başkanı Me-
sut Yılmaz'ın "Düsünce
suçu tartışması Türkiye
için olgunlaşmamıştır"
açıklamasmı "bir U dönü-
şü, bir krvirma'' olarak de-
gerlendirdigini belirten
Candan, "Düşüncesuçuol-
gunlaşmadı diyerek. khap
yazan,eseryazan, köşe ya-
zan olan, makaJeyazan,şi-
ir okuyan insanları, yani
düşünce suçlulannı kap-
sam dışı bırakmanın çok
yannş olacağı kanaatinde-
yim" diye konuştu.
Candan, Türk Ceza Ya-
sası'nın 312. maddesinde
muglaklık veyoruma açık-
lık bulundugunuanımsata-
rak, böyle bir yasayla in-
sanlan cezalandırmanın
yanlış oldugunu savundu.
Çıkar Amaçlı Suç Ör-
gütleriyle Mücadele Yasa-
sı'nın anayasaya aykın ol-
dugunu savunan Candan,
FP grubu tarafindan ge-
rekli hazırlık yapıldıktan
sonra Anayasa Mahkeme-
si'ne başvurulacagını bil-
dirdi.