25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2AĞUST0S 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sulu tanmla birlikte GAP bölgesinin, uyuşturucu üretiminin de merkezi haline geldiği ortaya çıktı Esrarm adresi Güneydoğu ÖZCANGÜNEŞ ŞA1SXILRFA - Sulu tanm- la birlikte GAP bölgesinin, uyuşturucu üretiminin de mer- kezi hal ine geldiği ortaya çık- tı. Şanlıurfa'da son 3 ay için- de 8.4 milyar mark değennde 2 bın 800 ton esrar elde edile- bılecek 70 milyon kök dişi hıntkeneviri ele geçirildi. Ke- nevir yetıştiricilerinin PKK ile bağlantılı olduğu belirlendi. Devletin bölgenin kalkın- ması için milyarlarca dolar harcayarak yapımını sürdür- düğii GAP projesı kapsamın- da sulu tanmın başlamasıyla. bölgede "beyaz alnn" pamu- ğun yanı sıra esrann hammad- desı olarak bilinen hintkene- viri yetiştiriciliğinde de patla- ma yaşandı. Fırat kıyılannda Şanlıurfa'da son 3 ay içinde yapılan operasyonlarda 8.4 milyar mark değennde 2 bin 800 ton esrar elde edilebilecek 70 mihon kök dişi hintkeneviri ele geçirüdi. ve binlerce dönümlük pamuk tarlalannda- kı hintkeneviri iiretimi korkunç boyutla- ra ulaştı. Kenevir ekiminin özellikle DYP'Ii SedatBucak' ın seçim bölgesi olan ve Or- tadoğu-Avrupa uyuşturucu trafiğınde de adı gecen Si\ erek ile "YeşjT kod adlı Mah- mut Yddınm'ın ilişkıli olduğu Viranşehir ilçesinde yoğunlaştığı dikkat çekti. Jandarma "konıcuaşirederür egemen- liğindeki bölgede, uyuşturucu ticaretini ayakta tutan tacırlere karşı savaşmak içın terör timlenni de bu alanda görevlendirir- ken askerlenn bıtkıyi daha kolay tanıma- sı amacıyla özel eğitım programı başlat- tı. Narkotik timlerle. komandolann son 3 ayda bölgede gerçekleştirdiğı arazi arama- tarama çalışmalannda, her bir kökten 40 gram esrar elde edilen 70 milyon kök di- şi hintkeneviri ele geçirildî. Söküldükten sonra yakılarak imha edilen kenevirler- den 2 bin 800 ton esrar üretilebıleceği ve piyasa değerinın 8.4 milyar Alman Mar- kı olduğu öğrenıldi. Yakalanan kenev irler- le ilgili 163 sanıktan 48'inin tutuklandı- ğı,32 kişinin de halen arandığı bildirildi. Bölgede geçen yıl da 240 trilyon lira de- ğennde 42 milyon 739 bin 385 kök dişi hintkeneviri yakalandığı açıklandı. PKk bağlantılı Jandarma yetkilileri, esrar üretimine yönelık hintkeneviri ekiminin genelde kı- sa yoldan para kazanmak isteyen kişıler- ce yapıldığını, ancak bazı suç örgütlerinin bu kişilerle ilişkide olduğunu belirttiler. Ekimlerle ilgili örgütbağlantılanmn araş- ünldığını bildiren yetkililer, Harran Ova- sfnda pamuk tarlası kiralayan bazı Suruç- lulann bu işi PKK adına yaptıklannın be- lirlendiğini, Adana'da bir süre önce yaka- lanan Şirinler çetesinin de Harran'da hint- keneviri ekımi yaparak esrar ûretimine kanştığını söylediler. PKK'nin hintkene- viri eken bazı kişilerden haraç aldığı du- yumlannın geldiğıni ve Siverek'te tohum- lann tek elden çıktığını tespit ettiklerini anlatan yetkililer, örgüt bağlantısı üzerin- de duruyorlar. Yetkililer, Türkıye'de dişi hintkeneviri- nin yüzde 74'ünün ûretildiği Şanlıurfa'da, uyuşturucudan elde edilen gelirin yûksek olması ve yasalardaki boşluklar nedeniy- le hintkenevir yetiştiriciliğinin cazip hale geldiğıni öne sûrdüler. Kenevir ekiminin izne bağlı olduğunu, ancak 1991 yılından bu yana hıç kimsenin izin için başvurma- dığını vurgulayan yetkililer şunlan söyle- diler: "Kenevir ekeıüer çok düşük para ceza- lanyla serbest kalıyor. Yakalananlann tü- mii esrar yapımında kuDanılamadığından erkek kenevirieri sökmüşler. Öyle ki baa- lan pamuktan daha fazJa uzayan bitkryi sak- lamak için köklere tek tek taş bağhyor. Maalesef bu kişiler 2313 sayıh yasanm 'izinsiz kenevir ekmek' suçunu düzenk- yen 3. maddesinden yararlanarak kurtu- hıyorlar. Oysa aynı yasanın diğer madde- sinde bdirtikn 'uyuşturucu imal etmek için kenevır ekmek' suçundan yargdanma- lan gerekiyor. Bu madde hapis cezası ön- gördüğü için daha caydmcı olacaktir." Jandarma Genel Komutanlığı, yörede sürdürûlen uyuşturucu ile mücadeleden daha etkili sonuçlar alınması ve birimler arası koordinasyonu sağlamak amacıyla ni- san ayında Ceylanpınar'da "Kenevir eki- mi ve esrar kaçakçıkğT konulu bir setni- nerdüzenledi. llçe kaymakamlan. emnıyet müdürle- ri. ilçe tanm müdürlüğü yetkilileri ile hâ- kim ve savcılann katıldığı seminer etkili oldu ve öncekilerin aksine, hintkeneviri ek- mek suçundan yakalanan birçok kişi tu- tuklanarak cezaevine konuldu. zehirli panıgı bitti DİYARBAKIR(CumhuriyetBürosu)- 30 Temmuz gecesi Dıyafbakır'rn Bağlar semtm- deki birçok mahallede, yurttaşlann içtikleri sudan zehirlendikleri iddiasının ortayaatılma- sıyla çıkan ve çok sayıda insanın hastanele- re akın etmesine yol açan "zehirli su paniğT geçti. Hastanelerde önceki gün tedavi altına alınan 102 kişinin birçoğu taburcu edildi. Yet- kililer mide bulannsı, kann ağnsı ve kusma şikâyetiyle hastanelere yapılan başvurulann yok denecek dûzeye indiğini bildirdi. Diyarbakır'ın Bağlar semtindeki Yunu- semre, Seyrantepe, Kuruçesme, 5 Nisan ve daha birçok mahallesinde 30 Temmuz gece- si, ûç kişinin içtiği sudan zehirlendiği iddi- alan ortaya atılmış, bunun üzerine yurttaşlar devlet, SSK, çocuk ve Dicle Oniversitesi has- tanelerine aîun etmişlerdi. İçtikleri suyun zehirii olduguna ınanan bin- lerce kişi kann ağnsı, mide bulantısı kusma şikâyetiyle hastanelerebaşvuruda bulunmuş- tu. Önceki gün, hastanelere başvuranlardan 102 kişinin söz konusu şikâyetler nedeniyle mûşahade altına alındığımn ve hastalarda "A. gastroenterit" vakasına rastlandığının acıklan- mastnın ardından, bu hastalara gerekli teda- vilerin yapıldığı ve birçoğunun taburcu edil- diği bildirildi. Hastane yetkilileri dün itiba- nyla "su paniğ}* ile bağîantılı şikâyetlerle acil servislere başvurulann durma noktasına geldiğıni, mûnferit ishal ve amipli dizanteri şikâyetiyle, mevsim nonnallerinde başvuru- lar yaşandığını belirttiler. Bu arada yurttaş- lann panik nedeniyle girdilderi olumsuz psi- kolojiden etkilenerek sudan zehirlendikleri- ni ileri sürüp hastanelere yaptıklan başvuru sayısında yaşanan olağanüstü artışa bağlı ola- rak oluşturulan geçici intaniye servislerinin de iptal edıldiği, hastanelerin normal çalışma dûzenine geçtiği öğrenildi. Çıkan su paniğmin ardından valılik, emni- yetmüdürlüğü, büyükşehir belediye başkan- lığı, il sağlık, hıfeısıhha ve çevre müdûrîük- leri ile çevre sağlık müdürlüğü ekiplerinin ortak yürüttüğü çalışma sonrasında, olay ye- rinde yapılan incelemede, kınk bir kanali- zasyon borusundan sızan kirli suyun içme suyuna kanşnğının anlaşılmasının ve yurttaş- lann hastalığının nedeninin bu olduğunun saptanmasının ardından olayuı yaşandığı ma- hallenin sulannın kesilmesiyle başlatılan ka- nalizasyon bakım çalışmalan da sürüyor. Sulan kesilen mahallelerde, il çevre vak- fına ve özel şirketlere aıt araçlarla vatandaş- lann su ihtiyaçlannın karşılanmasına devam ediliyor. Bademler köyünde sinema güıüeri • Berlin Film Festivali'nde Altm Ayı ödüllü Susuz Yaz filminin çekildiği, ilk tiyatronun sahnelendiği, Anadolu'nun en aydınlık yerleşimlerinden Bademler'de bu kez de sinema günleri düzenleniyor. YUSUFÖZKAN İZMİR - Kardeşinin kan- sı HülyaKoçyiğit'e göz koyan kötü adam Erol Taş' ın cese- di, finalde su kanalında sürük- lenirken 36 yıl önce siyah be- yaz perdenin önündeki seyir- ciler, "Adalet yerini buldu" diyorlardı. Peki, ya insanlar Anadolu'nun birçok köyün- de olduğu gibi Bademler'de de toplumsal bir yara olan su kavgasının, adaletsizliğin, yoksullugun altındayatanger- çek nedenleri görüyorlarmıy- dı? İlk tiyatronun oynandığı, birçok aydın insanın yetişti- ği, seralanndarengârenkkes- me çiçeklerin ûretildiği Ba- demler köyünde, ilk kez dü- zenlenen sinema günlerinin heyecanı yaşanıyor. Yan fe- odal düzenin açmazlannda sıkışan insanlann çaresizli- ğinin anlatıldığı NecatiCuma- lı'nın eserinden uyarlanan "Susuz Yaz" filminin göste- rimiyle başlayan ve Erol Taş'a adanan etkinlığin ilk günün- de Hülya Koçyığit, insan ger- çeğıni temel alan filmlerin zamanla yok olmayacağına dikkat çekıyor. Modası geçmeyecek Adını. 1963 yılında Metin Erksan yönetmenliğinde çe- kilen "Susuz Yaz" filminin 1964 Berlin Film Festivali'nde aldığı "Altın Ayı" ödülüyle duyuran Bademler köyünde. şiir dinletileri ve tiyatro gös- terilerinin ardından şimdiler- de de ilk kez sinema günleri gerçekleştiriliyor. Başrolleri- ni Hülya Koçyığit ve Erol Taş'ın paylaştığı, köylülerin de rol aldığı Susuz Yaz'ın 30 Temmuz"da yapılan gösteri- miyle başlayan ve 6 Ağus- tos'a kadar sürecek etkinlık- le, Türkiye'de kültürel anlam- da yaşanan yozlaşma aşılma- ya çalışıhyor. Köylüler, yerlere serdikle- ri kilimlerin, hasırlann üzerin- de oturmuş, ellennde ayçe- kırdekleri. uzun yıllar çeşitlı oyunlar sahneledikleri ve ız- ledikleri tiyatro binasının du- vanna dikkatle bakıyorlardı. Güzel bir yaz akşamında, ti- yatronun beyaz badanalı du- vannda, yağlı boyayla yapıl- mış büyük boy Atatürkport- resinin hemen yanı başında oynuyor fılmler. Henüz 15.5 yaşındayken başrolünüoynadıgı ilk Filmi- nin Altın Ayı ödülünü alma- sıyla ünlenen Hülya Koçyiğit de sinema günlerinin gala ge- cesinin konuğuydu. Dostlannın yoğun ilgisiy- le karşılaşan ve köy muhtan MehmetOral'dan günün anı- sına birplaket alan Koçyiğit, "Susuz Yaz benim ilk filmim- di. O j-üzden Bademler'in be- nim için çok ayn bir anlamı var. Bu fılmin burada çevril- mesinden daha doğru bir şey olamazdı. Köjlüler 1933'ten beri tiyatro oynuyoıiar. Hep- si de roDertni çokdoğal oyna- dL Köy, filme sahip çıkn' di- yor. Filmi 3 yıl önce Paris'te yeniden seyrettiğinı kayde- den Koçyiğit, yine yıllar ön- ceki gibi heyecanlandığmı belirtirken filmin başanlı ol- masında, insanı ve onun ya- şamını en iyi şekilde yansıt- masmın yattığını \-urguluyor. Koçyiğit, "Teknolojideki ge- lişmelere karşuı sinema tek- niğiolarak çokgüzel bir film. Bu film dün de izlendi. bu- gûn de izleniyor, yann da ay- nı zevkte iztenecek" diye ko- nuşuyor. Etkinlik kapsamında 6 Ağustos'a dek saat 21.00 'de, Franco Zeffirelli'nin "Serçe, senaryosunu Ydmaz Güney' in yazdığı, ZeW Ökten'in yö- nettiği "Sürii" , Yunanlı yö- netmen GostoGavras'ın "Z", Zülfii LhMieB'nin "Yer De- mir Cök Bakır". Giuseppe Tomatore'nin "CennetSine- ması, AnfYıbnaz'ın yönetti- ği ve Yıldız Kenter. Ekrem Bora ile köy halkının yer al- dığı "Pembe Kadm" ve "The WaU-Duvar" filmleri izleyi- cilerin beğenisine sunuluyor. tzmir Devlet Senfoni Orkestrası ile Okav Temiz ve grubunun Antik Tiyatro da venüği konseri KüMr Bakanı tstemihan Talay da izkdi. Efes*te 'KuTgyden Güneye Yansımalar' OZANYAYMAN İZMİR - Efes Antik Tiyatro"da caz ve senfonik müziğin ılgınç birlikteliğı sahnelendı. tzmir Dev- let Senfoni Orkestrası (İZDSO) ile Oka> Temiz ve Grubunun "Kuzejden Gfineye Yansımalar'1 adlı konser dizisınin ılkı Efes Mtık Tiyatro'da kalaba- lık bir müziksever topluluğunun katılımıyla gerçek- leşti. Konseri izleyenler arasında Kültür Bakanı Is- temihan Tala> ve tzmir Valisi Kemal Nehrozoğhı da yer aldı. Kühür Bakanı tstemihan Talay, tZDSO'nun Tür- kiye'nin önde gelen sanat kurumlanndan birisi ol- duğunu ve dünyanın pek çok yerinde Türkiye'yi temsil ettigini belirterek orkestranın pek çok ilke imza atnğını ve Okay Temiz ile birlikte gerçekleş- tirilen konserin de bir sentez niteliği taşıdığını söy- ledi. Klasik Batı müziğiyle Türk ezgilerinin birlik- te yorumlanması tzmir'den sonra Bodrum. Antal- ya ve tstanbul'da da sürecek. "Kuzeyden Güneye Yansımalar" konserlerinin organizasyonunu üst- lenen İZDSO sanatçısı Numan Pekdemir de Tür- kiye'de kendinı sanatçı olarak tanımlayan bazı ki- şilerin her akşam televızyonda boy gösterdiği bir dönemde, gerçek müziği seyircileriyle buluşturan etkinliklerin büyük ilgi gördüğünü söyledi. Pekde- mir, konserlerin gelirlerinin Mehmetçik Vakfi ile Kosovalı mültecilere verileceğini belirtti. Mehmet- çik Vakfi Temsilcisi Türgay Demirgüç, konserin sponsorluğunu yapan Banvit AŞ'nin murahhas üyesi Viıral Gönerer'e konser öncesinde bir teşek- kür plaketi sundu. Konserde Okay Temiz'e, tbov Papazov, Georgi- yanev Ekovasiün. Hakan Alban, CengLz BaysaL LennartAberg.Aka> Temiz ile YammarThiameş- lik etti. Orkestrayı Erol Erdinç'in yönettiği konser- de Okay Temiz'in 12 bestesi ile Gershvvin'in "Cam- dkla" üvertürü seslendirildı. Şef Erol Erdinç, Okay Temiz'in oğlu için bestelediğı Tonınıy'e adlı eser- de Batı dini müziğiyle tasavvuf müziğinı birleştir- digini belirterek bunun bir banş eseri olduğunu söyledi. Bu eserde genç bir Mevtana semazeni de sema gösterisi sundu. Senegalh müzisyen Yam- mar Thiam *Tamadrums" adlı çalgısı ve dans gös- terisiyle seyircilerin büyük beğenisini topladı. 6 Rantçılar omıaıılaıi yok ediyor' SABİTÖZKESER AKÇATEKtR - Türkiye'nin en büyük yaylalanndan, Adana'nın Po- zantı ilçesine bağlı Akçatekir'de son yıllarda ağaç kathamının hızla arttı- ğı savlandı. Rant heveslilerinin "yay- la turizmi" adı altında ağaçlan kat- lederek yerleşim bölgesi açıldığım vurgulayan ÇETKO Başkanı Doç. Dr. Figen Doran. "Doğa harikasına sahip Akçatekir'de orman kaüiamıya- şanırken me\ cut yasalar ve önlemler ne vazık Id bu sorunu çözmek konu- sunda aciz kalmışür" dedi. Yaz sezonunda nüfusu 100 bini aşan ve ağaç katliamının en yoğun ya- şandığı yer olduğu belirtilen Akça- tekir'de Adana Çevre ve Tükerici Ko- ruma Demeği (ÇETKO), Orman Böl- ge Müdürlüğu'nünde katkılanyla bir panel düzenledi. Arzum Çay Bahçe- si'nde önceki akşam düzenlenen ve yöre halkının büyük ilgi gösterdiği pa- nelde konuşan Doç. Dr. Doran, Tür- kiye'nin hızla ormansızlaştınldığına dikkat çekerek "Akçatekir'de birta- kım çıkarcılar ve rant peşindekikr ormanlan yok ediyorlar" diye ko- nuştu. Doran şöyle devam etti:"Ül- kemizde bir tarihsel geçmişi oian or- mansKİaşma sorunu,sonyıllarda rant heveslilerinin "yayla turizmı' adı al- tında orman kıyımı ile yeni boyutla- ra ulaşnuştır. Bu durum karşısında ne yazık ki mevcut yasalar ve önlemler bu sorunu çözmek konusunda aciz kalnuşnr.Ormanlanmızm yokolma- sının zararlannı sizler. bizler, çocuk- lanmız çekiyor. Para hevesi orman önüneçıİonaktadır." Bu ağaçlan halk korur mu?' diye buraya geldik. Bu ormanı ne biz, ne orman bölge mü- dürlükleri ne de başka birfleri koru- vabiür. Ormanlanmızı ancak kendi halkı korur" Belediye Başkanı Hüseyin Sanas- lan ise 1994 yılında göreve geldıkle- rinde Orman Bölge Müdürlüğü'nden orman haritasını 4-5 kez ıstemeleri- ne karşın alamadıklanndan yakına- rak "Busorumı defalarca Orman Ba- kanhğı'na üettik.ancakbir somtçala- madık. Mülkiyet sorunu çözülmedi- ği sürece kafalardaki soru işaretieri hiçbir zaman bitmevecektir" dedı. AYDINLANMA EMRE KONGAR Temsili Demokrasi' Krizini Aşabilecek miyiz? (1) Türkiye'yi çözümlemeye çalışanlar, genellikle iki yöntem hatası yaparlar: Birinci yöntem hatası, her şeyi "iç dinamik" ile açıklamaya çalışmaktır. Bu hatayı yapanlar, grttikçe küreselleşen, yani küçülen, yani ülkeler arasırvdaki etkileşımi son de- rece artan dünyada, Türkiye'yi dış dünyadan yalı- tılmış olarak ele aldıklan için, çözümlemeleri mut- laka eksik kalır. ikinciyöntem hatası ise her şeyi "dış dinamiğe" bağlamaktır. Bu hatayı yapanlar da toplumumuzun tarihini, kendine özgü kültürel, sosyal ve ekonomik yapısı- nı ihmal ettikleri için, çözümlemeleri hiçbr zaman gerçeğe tam uygun olmaz. Aslında her iki hatanın yapılması da tek bir "ide- olojik" saplantıya bağlıdır: Tarihin akışını ve günce- lin belirlenişini, kendi inandığı tek bir ögeye bağlı saymak. Çekinmeden belirtelim: Bu sapma aslında "so- ğuk savaş döneminin" ürettiği bir yanltştı. Soğuk savaş bitti, sapmalar brtmedi tabii. Ben Türkiye'de demokrasi krizinin aşılıp aşıla- mayacağı irdelemesini yukanda açıkladıgım ne- denlerden dolayı, dış dinamik ve iç dinamik üzerin- de duran iki ayn yazıda ele almaya çalışacağım. • • • "Dış dinamik" ögeleri açısından, Türkiye'deki "temsili demokrasinin" yürümemesi için ortada çok ciddi bir siyasal baskı gözükmemektedir. Sovyetler Birliği çökmeden önce, Birleşik Ame- rika'nın dadestegiyle geliştirilen dinci-milliyetçi ide- olojinin ("Milliyetçi Cephe Hükümetleri"nâe oldu- ğu gibi siviller ya da 12 Mart ve 12 Eylül'de olduğu gibi askerler tarafından uygulamaya konulan) oto- riter ya da Islamcıların savunduğu totaliter model- leri artık dış dünyadan güçlü bir destek bulamaz. Çünkü Sovyetler çökünce, gerek Sovyetler'in yu- muşak karnını çevreleyen bir "Yeşil Kuşak ülkesi" olarak Türkiye'de, gerekse doğrudan Sovyetler Bir- liği'nin içinde protesto ideolojisi olarak "Siyasal Is- lam"\n desteklenmesinin fazla bir stratejik anlamı kalmamıştır. Yine de dış dünya açısından "temsili demokra- simize" yönelik birinci tehdit, Islam totalitarizmini ihraç etmek isteyen ve aralannda komşularımızın da bulunduğu bazı Islam ülkelerinden gelmektedir. Türkiye bunlan en azından şimdilik, "teşhis etmiş" görünmektedir. "Teşhis", "tedavinin" ilk adımı olduğundan, za- ten çok da güçlü olmayan bu dış etkinin tek başn na "temsili demokrasimizi" çökertmesı pek ola- naklı görünmemektedir. Dış dünyadan gelen ikinci etki, Türkiye'ye daya- tılan "IMF reçetelerinin", "demokratik sosyal hu- kuk devletinin" gereklerinden biri olan "seçmen desteği" çerçevesinde uygulanmasının çok zor ol- masından kaynaklanmaktadır. Birbaşka deyişle ülkenin içinde bulunduğu veuzun bir süre de çıkamayacağı anlaşılan "ekonomik dar boğaz" dolayısıyla, iktidann çare olarak gördüğü IMF reçetelerinin (ve bu arada uluslararası tahkım gibi aynı pakette yer alan başka bazı önlemlerin) uygu- lanması için demokrasinin bir süre "askıya alınma- sı" senaryosu, dış dünyanın "temsili demokrasi karşıtı" etkilerinden biri olarak görülebilir. Ama bu "senaryo" da özellikle "Milliyetçi Cep- he" ile 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde çok ağır bedeller ödenerek yaşanmış olduğundan millıyet- çiler ve dinciler de dahil ülkedeki hıçbır toplumsal gücün bu dış etkiye destek vereceğini düşünemi- yorum. Bu çerçevede, soğuk savaş sona erdiğinden be- ri, "dış dünyanın" Türkiye'deki "temsili demokra- sinin" askıya alınması yönünde "belirleyici" bir et- ki yaptığını söylemek çok güç. Üçüncü olarak dış dünyanın PKK saldırısına des- tek vererek, Sevr'i yeniden gündeme getirmek is- temesine dayalı "bölücü etki" ise özellikle ordunun başanlı operasyonlan ve dış politikadaki başarıla- nmız sayesinde en azından şimdilik "demokrasiden vazgeçmeyi" gerektirecek birtehdit boyutunda gö- rünmüyor. Üstelik günümüzde "dış dünyanın" demokrasi açı- sından tam tersine bir etkisi bile söz konusu. Bir yandan kendisi ile bütünleşmeyi uzun dö- nemli dış politikamızın bir parçası yapmış olduğu- muz Avrupa Birliği, Türkiye'de demokrasinin geliş- tirilmesini istiyor, öte yandan Amerika Birleşik Dev- letleri, kurduğu özel izleme birimi ile Türkiye'deki demokrasinin gelişmesini yakından gözlemliyor. Sonuç olarak "dış dünyanın" günümüzdeki "tem- sili demokrasi krizini" atlatmakta, en azından be- lirgin bir olumsuz role sahip olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. web sayfası: http://remzi.com.tr/yazar.html 'Zabıta koleji ve akademileri açılsın' tstanbul Haber Servisi- Türkiye Belediye Zabıtala- n Vakfi (TÜZAV) Genel Başkanı ŞinasiYalçm. bele- diye zabıtasının bırtakım insanlar tarafından çağdışı yöntemlerle yönetilmeye çalışıldığını söyledi. Yal- çın, zabıta koleji ve akade- milerinin açılmasını istedi. Her yıl 1 -7 ağustos tarih- leri arasında kutlanan "Za- bıta Haftaa" başladı. TÜ- ZAV Başkanı Şinasi Yal- çın, Zabıta Haftası ve Zabı- ta Teşkilaü'nın kuruluşu- nun 43. yıldönümü nede- niyle Şişli Belediye Başka- nı Mustafa Sangül ile bir- likte, Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk bıraktı. Arat özel defterini imzalayan Yal- çın, burada yaptığı konuş- mada, zabıtateşküaunınku- ruluşunun 43. yıldönümü- nü buruk ve hüzünlü bir şe- kilde kutladıklannı söyledi. 1 Ağustos 1956 yılında 1580 sayıh yasa uyannca bağımsız birmüdürlük ola- rak kurulan zabıta teşkila- tının bugün büyük sorunlar- la karşı karşıya bulunduğu- nu ifade eden Yalçın, zabı- talann, bazı yerel yönetici- lerin keyii uygulamalany- la mesleklerinden atıldığı- nı, haksız terfi ve tayinlere maruz kaldıklannı anlattı. Belediye zabıtasının birta- kım insanlar tarafindan çağ- dışı yöntemlerle yönetilme- ye çalışıldığını ifade eden Yalçın, şunlan söyledi: "Sa- kalh ve türbanh zabıta ya- ratma girişimi bunun so- mut bir önieğidir.Turk Si- lahlı Kuvvetleri'nden irti- cai faaliyeder nedeniyle an- lanlar.tstanbul Bü\ükşehir Belediyesi Zabıta Müdür- lüğü ne atanıyor.Buna iliş- kin tçişleri Bakanlığı'na ve \alilige başvuruda bulun- duk.Tüm buolumsuzgeliş- melererağmen, zabıta,çağ- daş, laik ve demokratik Cumhuriyet'in onurlu ve sayguı bir kuruluşu olmaya devamedecektir. Atatürk'ün çizdiğiyoldan bizi kim.se a>> ramavacak."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle