19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 AĞUSTOS1999 PAZARTESİ. CUMHURİYET SAYFA ALTERNATIF SPORLAR 17 Korfbol ise koy sepeteSEMRA DEMİRER (Spor eğitmeni) T iirkiye'de yeni yeni tanınmaya başlayan korfbol, erkek ve bayanlann aynı takımda beraber oynadıklan tek takrm sporu olma özellığıni taşıyor. Bunun yanı sıra, özellikle Avrupa"da çeşitli yaşlardaki insanlann ve aile fertlerinin de rekreatif amaçla bir arada o>-nayabildikJeri bir spor olarak göze çarpmaktadır. 1902 yılında Hoilandalı bir öğretmen tarafindan ortaya çıkanlan korfbol bir okul faaliyeti olmaktan çıkıp. gerçek anlamda uluslararası bir spor konumuna gelmiştir. 1970 yılında Uluslararası korfbol Federasyonu'nun 4 üyesi varken, 1992 yılına gelindiğinde 4 kıtada 30'dan fazla ülke, uluslararası federasyona üye olmuştu. Türkiye'de ilkkezl 995 yılında Korfbol sporunun yaygınlaşması için çalışan ErengülÖzer'ın Uluslararası Korfbol Federasyonu üyesı Raymond Fabri'yi ülkemize davet etmesi ile Marmara Üniversitesi ve Fevziye Mektepleri Vakfı Özel Işık Lisesi'nde korfbol başladı. 1996 yılında Özel Selım Pars Koleji de bu sporun öncüleri arasına katıldı. Resmi olmayan ilk uluslararası maç 1996 yılında Ermenistan ile Marmara Üniversitesi takımlan arasında oynandı. 1997 yılında Hollanda'da dûzenlenen tumuvaya katılan Selim Pars Koleji ve Marmara Üniversitesi, aynı yıl Uluslararası Korfbol Federasyonu tarafindan federasyon üyeliğine alındılar ve bu sporun Türkiye temsilcisi oldular. Nasıl oynanır? Bir korfbol takımı 4 bayan ve 4 erkek oyuncudan oluşur. 2 bayan, 2 erkek savunma, 2 bayan 2 erkek de hücum bölgesinde yer alır. Rakıp takımın da aynı şekilde dağılım yapması gerekir. Her oyuncunun belirli bir rakibi vardır. Oyuncu rakibini gölge gıbı takip etmelı, oyununa engel olmaya çalışmalıdır Korfbolda fiziksel temasa izin verilmez. Ancak pratikte bu zaman zaman gerçekleşmektedir. Topa sahip olan oyuncuyu korumak için, elindeki topa vurmak, çekmek. itmek kesinlikle yasaklanmıştır. Korfbolda defans yapıhrken atış yapmaya izin verilmez. Pota arka çizgide değil oyun alanı içinde yer almaktadır. Sayı elde etmek için çok farkı pozisyonlarda atış yapılabilir. Potanın etrafında 360 derecelik Korfbol sporu Türkiye'de de htda yavgınlaşma süreci içine gjrdi. açıdan atış yapma imkânı vardır. Korfbolun diğer önemli özelliklennden biri de takım çalışmasının gerekJi oluşudur. Bir oyuncunun tek başına oynamasını engellemek için çeşitli kurallar koyulmuştur. Örneğin aynı oyuncunun iki kere topa dokunma süresi içinde başka bir oyuncunun topa dokunması gerekmektedir. Kolektif oyunun amacı, potaya atış yapmanın mümkün olduğu bir pozisyon elde etmektir. Korfbol çok yönlülûk gerektiren bir spor dalıdır ve oyuncular hem hücumu hem de savunmayı başanyla yapmahdırlar. Çünkü oyuncular her iki sayıdan sonra saha ve görev değiştirirler. Yani hücumdakiler savunmaya, savunmadakiler de hücuma geçerler. Çeşitli ülkelerde yıllardır oynanan, Türkıye içinse yeni ve ilginç bir spor dalı olan korfbolun yapılacak turnuvalar ve çeşitli karşılaşmalarla spor dünyası içinde yerini alacağına ve sağlam bir temele oturacağına inanıyor, hepinizi bu keyifli sporun öncüleri olmaya davet ediyoruz. KORFBOLDAN HABERLER Korfbol sporunun Türkiye'deki ilk temsilcılennden olan Marmara Üniversitesi ve Özel Selim Pars Koleji 1996-97- 98-99 yıllannda yurtiçi ve yurtdışmda bazı turnuvalara katıldı ve bu sporun ülkemizde yaygınlaşması için çeşitli faaliyetlerde bulundu. özel Selim Pars Koleji'nde, üniversitelerin de katüdığı uluslararası bir turnuva dûzenlendi Marmara Üniversitesi ve Özel Selim Pars Koleji'nde Uluslararası Korfbol Federasyonu'nun (IKF) desteği ile dûzenlenen antrenöTİük ve hakemlik kurslanna katılanlann belgeleri verildi. Seminere katılan beden egitimi öğretmenleri, öğretim görevlileri bulunduklan eğitim kurumlannda korfbol sporunun gelişmesi için çeşitli çalışmalarda bulunuyorlar. Çim kayağının yaz keyfî başka ASLAN YILDIZ K ayakçılar, kış mevsiminin dışında yaz ve sonbaharda da kayak yapmayı hayal etmişler. Özellikle kardan uzak olan bölgelerde onlann bu arzusu, gün geçtikçe daha çok artmış, doğal kann sahip olduğu kayma standartlannı sağlayamaması nedeniyle yapay kar üzerindeki kayak da kendilerini tatmin etmemiş. Tüm bu arayışlar sonucunda bugünkü modern çim kayağının altyapısını oluşturan Alman Josef Kaiser. yaklaşık 30 yıl önce çimde de kaymaya olanak veren bir ekipman geliştirmeyi başarmış. Normal kayağı andıran, ancak biraz daha kısa olan bu spor aracı, bugün 80 cm boyunda, 13 cm yüksekliğinde, 6 cm genişliğindeki son haline gelmiş ve her şeyden önemlisi tekrarlanan hareketlerle çim üzerinde seri şekilde kaymayı sağlar durum oluşmuş. Bir çim kayağı, minyatür bir tank gibidir. Perçinlerle gûçlendirilmiş bir plastik bant, kayakçıyı yamaçtaki beklenmeyen düzensizliklerde dengeler ve yönlendirir. Bant, metal bir rayda dönen tekerlekler üzerinde hareket eder. Bu ray da bir platforma monte edihniştir. Platform üzerinde ise ayakkabı bağlamalan bulunmaktadır. Yuvarlanma duygusu Çim üzerinde ilk kez kayanlar, önce kayma yerine yuvarlanma duygusu hissederler. Ancak bu duygu değişikliği pek uzun sürmez ve V. kar kayakçılan için bu adaptasyon çok kolay olur. Hiç kar kayağı yapmayanlann biraz daha fazla güçlükleri olabilir. Bu nedenle çim kayağına ilk başlayanlar. bu yeni aletlerini nasıl kullanacaklannı tecrübeli eğitimcilerden öğrenmeliler. lyi bir başlangıç ile kişiler, çok kısa zamanda çim kayağından büyük zevk almaya başlar ve kış kayağına nazaran üstünlüklerini kısa zamanda fark ederler. Çim kayağı öğrenme tekniğı ise klasik kayağı öğrenme tekniğinin hemen hemen aynıdır. Çim kayağı pistleri Türkiye'de uluslararası standartlarda ve tescili yapılmış tek pist Bursa'da ve DSİ Demirtaş Baraj Gölü yanında yer almakta. Bunlardan slalom yanşlan pisti ortalama 22 derepe eğimli ve 392 metre uzunlukta, büyük slalom pisti ortalama 19 derece eğimli, 535 metre uzunluğu bulunmakta. Ülkemizde çim kayağının yapılmasına mekân olarak çeşitli imkânlar sunan bölge, Doğu Karadeniz'dir. Coğrafı yapısı nedeniyle doğal pıstler yönünden büyük bir zenginlığe sahip olan Doğu Karadeniz'i çim kayağı sporuna açmanın yüklüce işgücüne ve maddi masrafa yol açmayacağı yetkililerce belirtiliyor. Bu bölgede en ünlü kayak merkezi ise Zigana. Türkiye'deki tarihi Çim kayağını Türk sporculanyla buluşturan kişi. Bursa DSÎ NilüfersporKulübü Başkanı Erdem Saker"dir. 1985 yılüıda Macaristan Kayak Federasyonu'nun teknik ve eğitim desteğiyle çim kayağını Türkiye'ye tanıtmaya başladı. 1986 yılmda ise Macaristan Kayak Federasyonu'nun antrenörünün yardımıyla Keles Kocayayla'da DSİ Nilüfer Çim Kayağı Kampı kuruldu ve 25 sporcu yanşacak düzeye getirildi. 1987 yılında aynı eğitim programının yardımıyla çim kayağındaki sporcu sayısı 75'e çıkanldı. 1985 yıhndan itibaren Türkiye'de yapılmaya başlanan çim kayağında yaklaşık 75 sporcu mücadeie ediyor. Çim kayağı ve çevre Uluslararası Çim Kayağı Komitesi, "Çevreyi koruma ve zarar vermeme" ilkesini her zaman ön planda tuttuğu için büyük takdir topluyor. Çim kayağının çime basma parçalan olan paletler, çime en az zarar verecek dizaynda imal edilmekle birlikte FIS (Uluslararası Kayak Federasyonu) tarafindan tescil edildikten sonra üretimine izin veriliyor. Aynca çim kayağının yağlanmasında madeni yağlar değil bitkisel yağlan şart koymuş, bunlann kontrolü de özellikle FIS tarafindan yapılmakta. Hatta FIS, çevre konusunda öylesine duyarlı davranmakta ki yanşlarda kapı işaretlenmesinde kireç tozu yerine çevrede dağılabilen kereste tozu kullanılmasına özen gösteriyor. Kahveden kurtulamayan spor BİLARDO 2 bin SOOyıllık gelenekte biz de kürek salladık OSMAN ATAKAN TEKİN D ragon Boat'ian seneler önce bir TV fılmınde görmüştüm. Ejderha başlı, süslü püslü ince uzun bir tekne, içinde 20-30 kişilik kürek ekibi ve bu tekneyi yöneten bir drummer. Uzakdoğu ülkelerinin en popüler takım sporlanndan biri olan Dragon Boat yanşlannın kökü 2300 yıl öncesine, Çin"in Hunan eyaletindeki Milo nehrine uzanıyor. Tso krallığının başbakanı Qu Yuan bir savaşta kralmı kaybetmenin kaderiyle Milo nehrine atlayıp intihar ediyor. tntihan duyan yöre balıkçılan. Qu Yuan'ın cesedini bulmak, balıklann ve su yılanlannın cesede zarar vermesini önlemek amacıyla küreklerini hızla suya vurarak birbirleriyle yanşıyorlar. Teoriye göre. Dragon Boat yanşlan böyle doğuyor. Dragon, ağzından alevler saçan bir ejderha anlamına geliyor. Dünya çapında bir sporcu olması için on dört yıl emek verdiğim koltuk değnekli maratoncum Yavuz Şap ile Japonya 11. Uluslararası Dragon Boat Şampiyonası için Osaka'ya gıderken sahip olduğum bilgi seviyem ancak TV filminden hatırlayabildiklerim kadar idi. tstanbul'dan 15 saatlik bur uçuş sonrası Osaka'nm deniz üzerindeki Kansai (KIX) havaalanına indik. Bizi karşılayan organizasyon komitesi üyelerinin ileri teknoloji ürünü. uydu bağlantılı otomobiliyle, monitörden yol haritasını takip ederek Hotel Osaka Castle"a vardığımızda vakit gece yansına yaklaşıyordu. Dragon Boat konusunda hiçbir bilgisi olmayan ben, bir gün sonra kendimi Asya Dragon Boat Federasyonu (ADBF) lcra Kurulu toplantısında buldum. Talebim Japon, Çinli, Hong Konglu, Malezyalı, Myanmarlı ve Koreli üyeler tarafindan sıcak karşılanmış ve toplantıya gözlemci olarak kabul edilmıştim. Çok yeni bilgiler ve dostluklar edindiğim toplantıda benden, Türkiye Dragon Boat Federasyonu'nun kurulması ve ADBF'ye Yavuz Şap ve Osman Tekin, 2 bin 300 yıllık geçmişi bulunan Dragon Boat yanşlannda kürek sallarken üye olması konusunda istekte bulunduklannı ve tstanbul Boğazı'nda düzenlenecek bir şampiyonanın dünya çapında ses getireceğini söylediler. Japonya'nın en büyük festivallerinden biri olan Osaka / Tenjin Festivali kapsamındaki şampiyona için 24 Temmuz 1999 sabahı 09.30'da 1825 sporcu ve ADBF üyeleriyle birlikte Ogavva nehrinin Yodo-gawa bölgesinde toplandık. Şampiyonaya 24 erkek. 4 bayan ve 45 kanşık olmak üzere tam 73 takım kayıt yaptırmıştı. Japonya Dragon Boat Federasyonu Başkanı HajimeYuki'nin açış konuşmasından ve tanıtımlanndan sonra yanşîara geçildi. Gempatchi ve Sakuranomiya köprüleri arasında, renkli büyükçe balonlar ile 6 kulvarlı 500 metrelik bir parkur oluşturulmuştu. 12.49 metre boyunda, 1.15 metre eninde ve 250 kg. ağırlığındaki tahta / fiberglas teknelerin önünde " Dragon" başı, arkasında ise kuyruğu bulunuyordu. Kano tipi tahta kürekli bu teknelere çıplak ayakla biniliyor, iyi yüzemeyenler can yeleği takıyor ve her takım 20 kürekçi, 1 dümenci ve 1 drummer'dan (davulla tempo verip ekibi yöneten kişi) oluşuyordu. 4. serideki "Kinld Dragons" (Kinkli Ejderleri) isimli erkekler takımında yer alacağımız bildirilince biraz heyecanlandık. Dragon Boat Şampiyonası'nda yanşan ilk Türk sporculan olacaktık. Yavuz'u sağ tarafıma alıp "drummer" ın önündeki ilk sıraya oturdum. Arkamızda 18 tane daha kürekçimiz yer alıyordu. Birinci kulvarda yanşa başladık. Sonradan öğrendim ki, genel klasmanda ilk iki sırayı alan Tokyo Randu ve Yokohama Sahu takımlan bizim seride yer alıyormuş. İlk defa yanşmamıza rağmen başanlı olduğumuz kanısındayım. Yanşı dördüncü olarak tamamladık. Akşam seansında ise "Peiron" (Beyaz Ejder) isimli 10 erkek ve 10 bayan kürekçiden oluşan kanşık takımda yer aldık. Yavuz kürek çekerken ben "Drtım" ile yanş temposu verip ekibi yönettim. Bu seride daha iyi bir sonuç alıp yanşı üçüncü olarak tamamladık. Her ne kadar maratoncu da olsam, Beylerbeyi'nde doğup büyümüş bir Boğaz çocuğu olarak Dragon Boat'a uyum sağlamakta hiç zorlanmadım. Değişık bir ortamda çok güzel anlar yaşadık. Yeni dostlar ve yeni bilgiler edindik. Geniş bir kitleye Türkiye'yi ve Fenerbahçe formasını tanıttık. Günlük 2 milyon tirajlı Sankei Sport gazetesinde fotoğraflanmız yayımlandı. Bugüne kadar 5 kıta ve 17 ülkede maraton koşarak Türkiye'yi tanıtmanın yanı sıra, Japonya'da 'dragon Boat' yöneten ilk Türİc olmanın gururunu da yaşıyorum şimdi. ARİF KIZILYALIN spor. B ilardo kimine gj kimine göre k; köşelerine, sigara dumanının yofun olduğu barlara sıkışıp kalan zaman tüketme makinesi. Ne var ki spor dünyası, bir masa, ıstaka ve küçük toplarla oynanan bu branşı çok sevmiş ve benimsemiş. Üstelik bilardo, organizasyonlan, ünlü sporculan ve diğer etkinlikleri ile dünyanın en çok sevilen 7-8 sporundan biri... Türkiye'de ise en çok masa kahvelerde ve lokallerde var. Evet bilardonun spor olup olmadığı sorusunu biz Türkiye'nin bu alandaki en ünlü ismi Semih Saygmer'e sorduk. Sayısız Türkiye şampiyonluğunun yanı sıra profesyonel olarak yanştığı Hollanda'daki şampiyonluklan eklenmiş. Aynca Dünya Kupası ve Avrupa şampiyonluklan da Saygmer'in kariyerindeki en büyük başanlar. Yaşantısının büyük bölümünü bilardo masasının çevresinde geçiren ve bilardoya.'ciddi bir spor' gözü ile bakan Saygıner'in de en süyük sıkmtısı bu branşın spor olarak kabul edilmemesi. Ona göre aileler çocuklannı küçük yaşta korkmadan bilardo masasının başına göndermeli. Çünkü sporcu terbiyesi, disiplini ile bu işe başlayan bir genç ılerde çok ama çok büyük başanlara imza atabilir. Saygıner, sorulanrmzı yanıtlarken, her lafın başında, "Bilardo bir spor" diyor ve ekliyor, "Bilardo ile ben de lokallerde tanıştım. Ancak ilk günden itibaren bunu bir spor olarak gördüm. Zaten spor olarak görmesem bu kadar başanlı olamazdnn. Bir elinizde sigara, bir etinizde çay bardağı ile bilardo ovnayamazsınız". Saygıner, formunu yitirmemek için haftanın 6 günü çalıştığını, diğer 1 günde de kros yaptığını söylüyor. Ona göre her hareketın yüzlerce, binlerce kez tekrarlanması gerek ve bilardoda en önemli unsur da beynin bedenle bütünleşmesı. Topun nereye gideceğini hesaplayamazsanız fiziksel yeterlilik sizi başanya götürmez" diyen Saygıner'in görüşleri şöyle: "Mantik ve matematik çok önetnlL Türkiye'de geneJde 3 bant şampiyonalan düzenleniyor. Insanımız bu tür oyunu daha çok seviyor.Amerikan masalar da yok değil.Ama her işin asü, düşünerek hareket etmekten geKyor."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle