20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 1999 ÇARŞAMBA 14 [email protected] Ünlü besteci, Açıkhava'da babasmın klasikleriyle, kendi bestelerini yorumlayacaktı Tbnur Selçuk'un konserî ertelendi İptaJ edilen konserin yeni tarihi heniiz belli değil. CUMHUR CANBAZOĞLU Vitrinde daima otuz yıl önce ürettiği bugü- nün pop klasikleri Aynlanlar İçin, Beyaz Gü- vercin. Ispanyol MeyhanesL Bugün Yann Da- ima. Inme. Karantinalı Despina oldu ama Ti- murSelçuk müzik pazanna yansımamış, "me- raklıa" dışında geniş kitlelere ulaşamamış bir- çok yapıta hayat verdi bu sûre içinde. Bu gece otuz iki yıla ulaşmış profesyonel mü- zık serüverünin bir çeşit mini öyküsünü suna- caktı Açıkhava Tiyatrosu'nda Timur Selçuk. Konserin ilk yansında, Türk sanat musikisinin ustalanndan olan babası Münir Nurettin Sel- çuk'un 100. doğum yılını, onun bestelerini yo- rumlayarak kutlayacak; ikinci yanda da kendi yarattıklanndan örnekler verecekti. Timur Selçuk (d. 1945), kırklı yaşlannı sü- ren popüler mûziğimizin kısacık ömründe, ti- raj anlamında, hiçbir zaman başrole soyunma- mış, oyunun dışında kalmaya özen göstermiş bir isım oldu. Söyleşilerde, kanyerinin ilk dö- nemindeki aşk şarkılannı gençlik heyecanma, iyimserliğine bağlayan sanatçı. daha sonra aka- demik anlamda birçok türü denemişti. 32 yıllık maratonun ulaşûği nokta 1970'lerin ortalannda toplumun geniş kesi- minde taraftar bulmuş sol görüşün müzıkteki temsilcilerindenbiriydi Selçuk. Paris'ten 1975'te kesin dönüş yapmış ve Ankara Sanat Tiyatro- su'nda müzik yönetmenı olmuştu. Tiyatro oyunlannı müziklemeye başlamıştı. Bilgesu Erenus'un Nereye Payidar oyunu için şazdığı besteler, 1977'de albümde toplanmış- tı. Kendi besteleri Nereye Payidar, 16 Hazfran, Türkiye İşçi Sınıfina Selam, Günşin Sofrasut- da Söyienen Türkü, Eşeği Saldım Çayıra, Dire- nişTürküsü.KeremGüney"ın MapusaneTür- küsü(AldırmaGönüI). SarperOzsan'ın lMa- yıs'ı gibi çalışmalarla bu albüm dönemin sim- ge yapıtlanndan biri olmuştu. Ardından OD- 'u gece 20. yüzyılın farklı dönemlerinde Türk müziğine yön vermiş bir baba-oğlun çok renkli fotoğrafı şekillenecekti; ancak Doğu ile Batı arasında yaşanan uzun serüven deprem nedeniyle ertelendi. TÜ'de verdiği konserlerin kayıtlan eldcn ele do- laşmıştı. Aynı yıl tstanbulOdaOrkestras'nı kurmuş- tu. Bir yıl sonra AST için bu kez Uğur Mum- cu'nun Sakuıcah Piyade'sinin müziklerini yaz- dı. Oyundan alınan Dönek Tflrküsü adlı beste, 45'lik olarak yayımlanmış, büyûk beğeni ka- zanmıştı. Bir de Çağdaş Müzik Merkezi diye bir okul açrruştı. Kısa sürede burası, kartvizitlerine "Tî- mur Selçuk'un öğrencia" yazmak isteyenlerle doldu ve bu yuvadan piyasaya birçok şarkıcı, müzisyen yetişti. Seksenlere arabesk denen deneysel müziğin zararlan konusunda toplumu uyararak girdi Selçuk. Bu arada Eurovision Şarkı Yanşması, her yıl alınan başansız sonuçtan sonra adeta mil- li bir dava haline gelmişti. Bir süre orkestrala- nn şefliğini yaparak bu davada yer alan ünlü kompozitör, "O iş öyle yapıknaz, böyleyapıhr" diyerek Bana Bana'yla 1989'da Türkiye'debi- rinci oldu ve kızı Hazal'la deneyimli Vedat Sakman'ı yanına alarak Türkiye'nin gururunu kurtarmaya gitti. Sonuç yine hüsrandı. Önce Istanbul Belediye Konservatuvan'nda, sonra da altı yıl Paris'te EcoteNormaJedeMu- sique'de üst düzeyde müzik eğitimi almış, pi- yano, orkestra şefliği ve kompozisyon oku- muştu. Babasının yapıtlannı, klasiklerini çok seslendirerek evrensel tatlarda daha geniş kit- lelere ulaştırabilirdi. Türlü eleştirilere karşın bu yolda yürümeye başladı ve bugüne dek çeşitli konserlerle yapıtlann çoksesli yorumlannı ta- ze taze müzikseverlere ulaştırmayı başardı. Tabii, medya için bu tip çalışmalann maga- zinsel bir değeri olmadığından son dönemde di- ne bağlılığıyla ilgili söyledikleri ya da babası- nın yapıtlannı yeterince değerlendiremeyece- ğine inandığı Hülya Avşar ile Gökhan Tepe'ye çıkışlanyla gündeme getirildi Timur Selçuk. Açıklamalanndan cımbızla toplanmış kelime- lerin üzerine gidilerek gün kurtanldı. Bir ara Pireli Şarkı'yı Italyanlardan çaldığı da yazıl- mıştı... Işte 32 yıllık maratonun ulaştığı nokta, artı- sı eksisiyle böyle. Bu gece 20. yüzyılın farklı dönemlerinde Türk müziğine yön vermiş bir ba- ba-oğlun çok renkli fotoğrafi şekillenecekti Açıkhava sahnesinde. Ancak Doğu ile Batı arasında yaşanan uzun serüven deprem nede- niyle ertelendi. 36. Altın Portakal Film Festivali Ulusal Yanşması 'nın seçici kurulu belli oldu Sinemacılardan 'kosulsuz' destekKüttür Senisi - Altın Portakal Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen Antalya AJtın Portakal FUm FestivaH, bu yıl otuz altıncı kez 'perde' diyecek. 1-5 Ekim günleri arasında düzenlenecek olan festival. film yanşmalan, çizgi film gös- terimlen, gezici smemalar, konserler, ödül törenleri. söyleşiler. tartışmalar. ge- ziler ve sergilerle yine Antalya'ya 'sine- manın büyüsü'nü taşıyacak. Ana sponsorluğunu Lider Şirketler Grubu. diğer sponsorluklannı ise Top- kapı Palace. Güneş Sigorta, Setkom, ve Kanal D'nin üstlendiği festivalin prog- ramını ve Ulusal Uzun Metrajlı Film Ya- nşmasrnınjüri üyelerinı tanıtmak için önceki gün Antalya Büyükşehir Beledi- ye Başkanı ve Altın Portakal Kültür ve Sanat Vakfı (AKSV) yönetim kurulu Başkanı Rekir Kumbuİ. Altın Portakal Vakfı Yönetim Kurulu Başkanvekili Ta- nk Duru. Yönetim Kurulu üyeleri Hü- seyin Şanh ve ŞenerAkınalar. AKSV Ge- nel Müdürii Mehmet BaJa ve Fesmal Ge- nel Koordınatörü HalukÜnal tstanbul'da bir araya geldiler. Ulusal Sinema Plat- formu (ÇASOD, SODER, SESAM, Fl- YAP, SİNESEN, FtLM-YÖN) üyeleri- nin, film yönetmenlerinin ve oyuncula- nn da katıldığı toplantıda yönetmen Ya- vuzÖzkan, Sinema Platformu tarafından hazırlanan dayanışmabıldirisini okudu. "Dümamızı kuşatan enformasvona da- yalı ucuz kültür anlayışL, insanlığın bügi- • Ulusal Sinema Platformu, sanat alanında çok ciddi bir bunalım yaşandığmı vurgulayarak bu yıl film festivalini koşulsuz destekleyeceğini açıkladı. ye ulaşmak konusundaki bütfin dina- miklerini joketmistir" sözleriylebaşla- yan bildın şöyle sürüyor: "Bu tehlikeyi gören ve kültür- sanaü hayatın can da- marlan olarak özümsemiş ülkeler art ar- da ve hızla kendi külhırleriıü, dillerini koruma ve sanatsal varaöcılığı teşvik ya- salan çıkanyorlar. Ulkemizde de kültür- sanat alanlannda cok ciddi bir bunalım yaşanmaktadır. Biz Ulusal Sinema Plat- formu olarak Antalya Film Festivali'ni bu gerçeklikten yola çıkarak değerlendir- mek isthoruz. 36 > ıldır kesintisi/ olarak devam eden ve dönem dönem sinemanu- za yarariar sağlayan Antalya Film Festi- X 36.ANTALYA ALTSN PORTAKAL FÎLM L A K X { nrıtıts. ı 1 vaH'ni koşulsuz olarak destekflyoruz ve en önemlisi de daha nitelikö bir festival olabilmesi için bütün gücümiizie çakşı- yoruz." Yanşacak fîlmler kesinleşmedi Altm Portakal Film Festivali'nin Ulu- sal Film Yanşması'na katılacak fılmle- rin listesi henüz kesinlik kazanmadı. An- cak en az yanşma fılmleri kadar merak edilen bir diğer konu olan seçici kurul belli oldu. Buna göre, seçici kurul Çol- pan İlhan. Işıl Ozgentürk. Mine VargL Necip Sancıoğlu, Fehmi Yaşar. Kutay Köktürk. Ahmet Soner. Ünsal Oskay, CahitBerkay ve Şener Akıncılar'dan olu- şuyor. 25 Eylül-1 Ekim günlen arasında et- kinlik gösterecek olan "gezki sinemalar' festivalin coşkusunu çok önceden baş- latacak. 1 Ekim günü ise Namık Kemal Bulvan'ndan (Dokuma) başlayıp Antalya Büyükşehir Belediye Binasf nda sona erecek geleneksel kortej yürüyüşüyle birlikte festival başlayacak. Aynı gün. Topkapı Palace otelinde de Türk sinema- smın usta oyuncu. yönetmen ve teknis- yenlerinin katılacağı bir açılış resepsiyo- nu gerçekleşecek. Ünlü yorumcu- bes- teci Zülfii LJvaneli de açılış gününe Kon- Locarno Film Festivali sonuclandı Esen Işık'ın kısa filmine iki ödül Kültür Servisi - Bu yıl 52.si düzenlenen Locarno Film Festi- vali'nin Altın Leopar Ödülü'nü Helene An- gel'in yönettiğı '81000 of a Man, Heart of a Beast' (Insan Derisi, Hayvan Yureği) adlı filmle Fransa kazan- dı. Film aynı zaman- da 40 bin Isviçre Frankı'nın da sahibi oldu. Festivalin Gü- müş Leopar Ödülü ise Rus-Alman ortak ya- pımı olan ValeriOgo- rodnikovun yönettı- ği 'Barrack' ve Fransız-ls- viçre ortak yapımı olan 'La \ie Ne Me Fah Pas Peur'a ve- rildi. Locarno Film Festiva- li'nin oyunculara verilen özel ödül değerindeki Bronz Le- opar Ödülü'nü Fransız oyun- cu Vera Brioü' 1900 Madele- ine', Serge Ria Boukine ise 'Peau D'Homme, Coeur De Bete' fılmindeki rolüyle de- ğer görüldü. Festivalin Jüri Ozel Ödülü ise Mısırlı yönet- men Yousri Nasrallan'ın yö- nettiği 'TheCity' adlı filmin oldu. Festivalin FIPRESCI Jüri- Işık'ın 'Babatnı HırsızJar Çaldrsı SRG-SSR ödülü ve mansivon aldı. si ise Çinli yönetmen Liu Bingjian'ın 'Nannan .Nünü' adlı filmini seçti ve Richard Dindo'nun 'Genet a Chatila' adlı filmini özel mansiyona değer gördü. Zeki Demirkubuz'un 'Cçüncü Sayfa' filmi festı- valden ödülsüz dönerken, Esen Işık 'Babamı HırsızJar Çaldı' adlı kısa filmiyle Ya- nnın Leoparlan kategorisin- de verilen SRG-SSR ödülü- nü bir Portekiz filmiyle pay- laştı. tsviçre Sineması katego- risinde de bir özel mansiyon- la ödüllendirildi. Yergidegizli 'balonlar' • Can Yücel, Doğu'daki manzum yergi geleneğinin yaşayan son halkasıydı. Bu yanıyla Sadi'lerin, Fuzuli'lerin soyağacında yer almalı. SADETTtN DAVRAN Can Yücei, "binyıhn son güneş rutulmasınr göremedi. "Şiir göklerde uçan nazenin bir balon değil; o balon çoktan patladı" demışti. "Benim içm şiir. akıl ve heyecan meseiesidir. insan beyninin yüzde 10 u bilinir, gerisi meçhul kıta. Şiir beynin işlemeyen yüzde 90'ını harekete geçirmektir." Böyle düşünüyordu. Can Yücel öfkeli bir şairdi. Bu yanıyla Sadi'lerin, Fuzuli'lerin soyağacında yer almalı. Ama nefesi, kendisi ne derse desin "şürirün nazenin balonunu" yeterince yukanlarda tutu. Doğudakı manzum yergi geleneğinin yaşayan son halkasıydı Can Yücel. Ama ne yaptıysa şiirindeki naif baloncuklan gizleyemedi. Bütün iyi muhalifler gibi Can Yücel de önce iktidan tanıdı. Babası onu etkiledi. Erken yaşta şiire başladı... Ama Can Yücel'in şiiri birden çok sayıda düzlemde yol aldı. Can Yücel şiiri bir dil olarak kullandı. Dili incelenmeli. Belki de bir "hıgatçesi r yapılmalı. Can Yücel'den kalan külliyat, Türk dilinin en kendine özgü damarlanndan biri olarak incelenmeli. Yücel'in ınişli yokuşlu, keskin virajlarla dolu Türkçesi okuru nasıl rahat ettirir? Okurla Yücel nasıl olur da kol kola girer? Can Yücel şiirin yanı sıra çeviri ile de uğraştı, şiirine güncel politikayı sokmuştu. Ama ne uzlaştı, ne de "damdan dama n atladı. Can Yücel. gerek şiiri gerekse kişilik özellikleri göz önüne alındığmda, tekil bir kimlikti. Yeterince tanındığıru sanmıyorum. "Şür seven Türldye'' belki de onu bundan sonra tanıyacak. Şiiri birden çok sayıda düzlemde yol aldk. Türkiye Can Yücel'den sonra elbette şiirsiz kalmayacak. Ama "Can Yûceb'izlik'' kolay giderilecek bir eksiklik gibi görülmemeli. Güneş tutulması pek sık görülmese de galaksilerin milyarlarca yıllık yaşamlannda sıradan sayılacak bir doğa olayı. Ama tutulmalar hâlâ yanıtı bulunamayan bazı soru işaretleri banndınyor. Bense tutulmanın yeryüzünde en iyi izlenebildiği ülkenin Türkiye oluşuna şaşahm mı şaşmayalım mı tereddütteyim. yaalrı Açıkhava Tiyatrosu'nda vereceği bir konserle katılacak. Festivalin ikinci gününde ise ÇASOD ve SODER ortaklaşa bir etkinlik düzen- liyor. Etkinlikte Türk sinemasının ünlü oyunculan müzik, şiir ve danstan örülü bir program sunacaklar. Aynca bu yıl ilk kez, Yıktanm Önal'ın anısına verile- cek ödül de bu etkinlikte sahibini bula- cak. Önal'ın Altm Portakal Film Festi- vali'nde aldıği Altın Portakal Ödülü, bundan böyle her yıl el değiştirecek. 3 Ekim'de de Konyaaltı Açıkhava Tiyat- rosu'nda Hülya Avşar dinleyicileriyle buluşacak. *Yaşam Boyu Başan ÖdûUeri' Sinemamızda son bir yılda üretilen filmlerden on ikisinin katılımınm bek- lendiği Ulusal Yanşma bölümünün ga- lalan 2-5 Ekim günleri arasında AKM Aspendos Salonu'nda buluşacak izley'i- cilerle yapılacak. Yanşma fılmleri Pres- tij, Plaza, Megapol, Oscar sinemalan ile Kültür sinemalannda dönüşümlü olarak günde beş seans gösterilecek. Bu yıl Tûrker Inanoğlu. Cüne>1 Ar- kın, Göksel Arsoy. Hayati Hamzaoğlu, Cahit Berkay. Nedim Or>anı ve Osman Şahin'e verilecek olan 'Alün Portakal Yaşam Boyu Başan Ödülleri'nin töreni 3 Ekim günü Cam Piramit'te yapılacak. Törenin sonunda Cahit Berkay 'Film Mûzikleri Konseri'ni sunacak. Akdenız 'e kıyısı olan ülkele- """"^ rin en önemli filmlerim içeren 'Akdeniz Fümkri Panoramaa' bu yıl îspanya, Fransa, Portekiz ve Italya'dan toplam on filmi buluşturacak Antalyalı izleyi- ciyle. Bu yıl beşincisi yapılacak olan ve neredeyse Ulusal Film Yanşması kadar büyük bir çapa ulaşan 'Uluslararası Kısa Füm/Video Yanşması'nda ise yirmi beş ülkeden altmış dört film yanşacak. Festival süresin- ce uluslararası jüri tarafından değerlendirilecek olan filmlere deneysel. canlandırma. belge- sel, dramatik film ve dramatik video dallannda ödüller verile- cek. Aynca yirmi dört kısa fil- min de gösterimi gerçekleşecek. Antalya'nın varoşlannda ya- şayanlara da ulaşmayı amaçla- yan AKSV, festival süresince çeşitli çevre semtlerinde çizgi fihn gösterimleri düzenleyecek ve açıkhava sinemalan kuracak. Festivalin yelpazesini daha da genişletme isteyen vakıf, 28 Eylül-5 Ekim günleri arasında Antalya Kültür Merkezi (AKM) Fuar Alanı'nda '1. Uluslarara- sı Sanat, El Sanatlan ve Khap Fuan'm düzenleyecek. Fuar. on iki ülkeden toplam altmış kuru- luş ve iki yüz sanatçıyı bir ara- ya getirecek. Festival 5 Ekim akşamı As- pendos Antik Tiyatrosu'nda ya- pılacak olan ödül töreniyle so- na erecek. Ulusal Uzun Metraj- lı Film Yanşması ve Uluslara- rası Kısa Film/Video Yanşma- sı'nın sonuçlanmn açıklanaca- ğı törende Altın Portakal Hey- kelcikleri de sahiplerini bula- cak. Kapanış töreni Kanal D'den naklen gösterilecek. DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Şairi Anlama Şairlerimizin şiirleri kadar, şiir üstüne düşünce- lerini açıkladıklan yazılan, söyleşilerinin de ilgi gör- mesi sevindirici bir gelişme. Okurların, şiiıierin ar- dındaki insanı da merak ettiklerini görüyoruz. Edip Cansever'in söyleşilerinin ve üstüne yaa- lan yazıların toplandığı kitap Gül Dönüyor Avu- cumda birkaç baskı yaptı. Cemal Süreya'nın yazılan hep ilgi gördü, görü- yor. Şu günlerde yayımlanan Şiirde Dûn Yok mu (Can Yayınlan) kitabı ise Turgut Uyar üstüne yazılan deneme, eleştiri yazılanyla ona yazılan şiirleri ve bir de açıkoturumu bir araya getirmiş. Turgut Uyar, daha ilk şiirleriyle ilgi uyandırmış, dö- nemin en sözü geçen eleştirmeni Nurullah Ataç'ın övgüsünü kazanmıştı. Ataç'ın 1952'de onu anla- tırken kurduğu cümleler, şiir sanatının evrensel doğrulannı anlatır gibi bugün de ışıldıyoriar: "Şairin öyle akıllı olması gerektir, şiir bir akıl işi- dir de onun için. Şair kendini duygulanna bıraka- maz, düşünerek, neye yarayacağını bilerek çalışır, ölçer, tartar da ner mısraını öyle yazar." (s.î 7) Turgut Uyar, şiirimizde ustalıktan kaçan bir şair olmasıyla özel bir önem taşır. Kendine özgü bir şi- ir yolu bulup, yaşamı boyunca benzer şiir yazan şairierden degildir o, hep farklı yollara girmeyi, bi- linmedik yollann acemilikleri ile boguşmayı, ora- lardan diri, yeni şiirier çıkarmayı denemiş ve ba- şarmıştır. Kitaptaki pek çok yazı, Turgut Uyar'ın şiirdeki bu bitmeyen yolculuklanndan söz ediyor. Divan kita- bındaki şiirleri Kemal Tahir, "Hiçbir toplum dağı- lıp kûlleri havaya savrulmadıkça tarihine dönme- mezlik, gelecek için ondan hız ve güç almamazlık edemez." (s.36) diye selamlayarak gelenek tartış- malarına kendi tarih görüşleriyle katılıyor. Cemal Süreya, onun şiirdeki deneyim dolu se- rüvenini şu son derece savlı sözlerle anlatıyor: "Onun deneyiminin şiirimizdeki işlevi şiirinden de önemlidir. Ahmet Muhip Dıranas, Ahmet Ham- di Tanpınar ortaya çok güzel yapıtlar koymuş sa- natçılardır, ama ne kendi günlerinde ne de daha sonra bir işlevleri olmuştur. Buna karşılık Orhan Veli'n/n büyük biryapıtı yoktur, ama büyük bir iş- levi vardır. Turgut Uyar'da ise iki özelliği bir arada görüyoruz: büyük bir yapıt ve büyük bir işlev." (ss.70-71) Kitapta çok sayıda önemli yazı var, burada her birinden söz edebilme olanağı yok. Gerçek olan şu: Bu yazılan okudukça Turgut Uyar'a daha dayak- laşıyorsunuz, şiirterini biliyorsanız, okumuşsanız, daha çok seviyor, yeniden okuma gereksinimi du- yuyorsunuz; yok, okumamışsanız, hayatınızda önemli bir eksiklik olduğunu aynmsıyorsunuz. Kitabı yayıma hazırlayanlar bölümlere ayınrken, yaklaşık 1950 sonrası doğumlulann yazılannı ayn bir bölüm yaparak "Genç Kuşağın Gözünden" adını vermişler. Bu ayrımın bence tek bir yararı ol- muş, o da "genç kuşak" denilen yazarlar arasın- dan son derece önemli şiirdeğeriendirmelerinin çık- mış olması ,^-, Bunu şunun için söyledim: Günümüzşiirinin için- de bulunduğu karmaşık yapının aydınlanıp netle- şebilmesi, daha çok eleştiriye bağlı. Günümüz edebiyatı içinde de bu nitelikte önem- li yazarlar var. Orhan Koçak'ın, Önder Otçu'nun bu anlamda önlerinin açılması; yazdıklannın iyi de- ğerlendirilip sunulması, üzerlerindetartışılması, ye- ni çalışmalar için özendirilmeleri gerekiyor. Onla- nn Turgut Uyar üstüne yazılannı okurken bu iki ya- zann şiir dünyamızın gereksinim duyduğu tutartı, yetke kişilikler olduğunu düşündüm. Son olarak Turgut Uyar'ın, bu şiirlerinden yola çı- karak şairlerimizi değerlendirdiği yazılannın toplan- dığı Bir Şiirden adlı kitabının da yeni basımının İyi Şeyler Yayınevi tarafından yapıldığını belirtelim: "Şiir bir sanat olayı degildir. Bir yaşama çaba- sıdırönce. Yaşadığımızatanıklıkeder. Her gün ye- ni bir dünya içinde, her gün yeniden ve başka et- kilerle duygulanan insan, her gün bunlan yeni bi- çimlerle söylemelidir." ÜPdün yapımı filmde Ömer Şerif ya da Sean Connery oynayacak • AMMAN (AFP) - Ürdün sinemasmda 1970'ten bu yana ilk kez çekilen sinema filminde, Sultan Abdülhamit'i Ömer Şerif ya da Sean Connery canlandıracak. Osmanlı devleti zamanında yapılan, Suriye ve Ürdün'ü Suudi Arabistan'a bağlayan Hicaz demiryolunun kuruluşunu anlatan 'The Last of the Slaves' (Kölelerin Sonuncusu) adlı filmin senaryosu Adel Afana'ya ait. Hacılann Mekke ve Medine'ye daha çabuk ulaşmasım sağlamak için Sultan Abdülhamit'in emriyle yaptınlan ve yapımı 1900'den 1905'e kadar süren demiryolunda çalışan kölelerin öyküsünü anlatan film, tümüyle Ingilizce olarak çekilecek. Dünya Bankası'nın 1 milyon 250 bin dolarhk destek verdiği filmin çekimleri ekim ayında başlayacak. Çekimler Ürdün'ün yanı srra Türkiye ve tran'da da gerçekleşecek. Altm Koza Festivali'nde sinema ve şiir yarışmaları • Kültür Servisi - Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali kapsamında 'film öyküsü' ve 'şiir dosyası' yanşmalan düzenleniyor. Sanatın eğitici gücünün geniş kitlelere taşınması amacıyla düzenlenen yanşmalarda konu seçimi serbest bırakılıyor. Ancak yapıtlann daha önce yayımlanmamış ve başka bir yanşmaya katılmamış olması gerekiyor. Fihn öyküsü yanşmasında. en iyi film öyküsü dört yüz milyon; Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Büyükşehir Belediyesi Özel Ödülleri'ni kazanan yapıtlar iki yüzer milyon lira alacak. Şiir dosyası yanşmasında, en iyi şiir dosyası dört yüz milyon, Karacaoğlan. Dadaloğlu ve büyük şehir belediyesi Özel Ödülleri'ni kazanan dosyalar ise iki yüzeT milyon lira ödül alacak. Aigai antik kenti sponsor bekiyor • MANtSA (AA>- Manisa ilinin smırlan içindeki Aigai antik kentindeki kazı ve restorasyon çalışmalan için finansmana gereksinim duyuluyor. Manisa Valisi Muzaffer Ecemiş, bugüne dek Aigai'ye giden 5 kilometrelik yolun asfaltlandığını, ancak büyük miktarda desteğe ihtiyaç duyduklannı belirterek maddi destek ve sponsorluk beklediklerini söyledi. Bünyesinde meclis binası, agora, tiyatro, stadyum ve Demetler Tapınağı ile yüzlerce su sanııcım bulunduran Aigai antik kenti, Herodot'un kitaplannda en eski 12 Allois kentinden biri olarak geçiyor. Helenistik çağda önemli bir merkez haline gelen kent, MÖ 8. yüzyılda bu topraklarda yaşanan medeniyeti ortaya koyuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle