Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 1999 ÇARŞAMBA
14 kultur@cumhuriyet.com.tr
Ünlü besteci, Açıkhava'da babasmın klasikleriyle, kendi bestelerini yorumlayacaktı
Tbnur Selçuk'un konserî ertelendi
İptaJ edilen konserin yeni tarihi heniiz belli değil.
CUMHUR CANBAZOĞLU
Vitrinde daima otuz yıl önce ürettiği bugü-
nün pop klasikleri Aynlanlar İçin, Beyaz Gü-
vercin. Ispanyol MeyhanesL Bugün Yann Da-
ima. Inme. Karantinalı Despina oldu ama Ti-
murSelçuk müzik pazanna yansımamış, "me-
raklıa" dışında geniş kitlelere ulaşamamış bir-
çok yapıta hayat verdi bu sûre içinde.
Bu gece otuz iki yıla ulaşmış profesyonel mü-
zık serüverünin bir çeşit mini öyküsünü suna-
caktı Açıkhava Tiyatrosu'nda Timur Selçuk.
Konserin ilk yansında, Türk sanat musikisinin
ustalanndan olan babası Münir Nurettin Sel-
çuk'un 100. doğum yılını, onun bestelerini yo-
rumlayarak kutlayacak; ikinci yanda da kendi
yarattıklanndan örnekler verecekti.
Timur Selçuk (d. 1945), kırklı yaşlannı sü-
ren popüler mûziğimizin kısacık ömründe, ti-
raj anlamında, hiçbir zaman başrole soyunma-
mış, oyunun dışında kalmaya özen göstermiş
bir isım oldu. Söyleşilerde, kanyerinin ilk dö-
nemindeki aşk şarkılannı gençlik heyecanma,
iyimserliğine bağlayan sanatçı. daha sonra aka-
demik anlamda birçok türü denemişti.
32 yıllık maratonun ulaşûği nokta
1970'lerin ortalannda toplumun geniş kesi-
minde taraftar bulmuş sol görüşün müzıkteki
temsilcilerindenbiriydi Selçuk. Paris'ten 1975'te
kesin dönüş yapmış ve Ankara Sanat Tiyatro-
su'nda müzik yönetmenı olmuştu.
Tiyatro oyunlannı müziklemeye başlamıştı.
Bilgesu Erenus'un Nereye Payidar oyunu için
şazdığı besteler, 1977'de albümde toplanmış-
tı. Kendi besteleri Nereye Payidar, 16 Hazfran,
Türkiye İşçi Sınıfina Selam, Günşin Sofrasut-
da Söyienen Türkü, Eşeği Saldım Çayıra, Dire-
nişTürküsü.KeremGüney"ın MapusaneTür-
küsü(AldırmaGönüI). SarperOzsan'ın lMa-
yıs'ı gibi çalışmalarla bu albüm dönemin sim-
ge yapıtlanndan biri olmuştu. Ardından OD-
'u gece 20. yüzyılın farklı
dönemlerinde Türk müziğine
yön vermiş bir baba-oğlun çok
renkli fotoğrafı şekillenecekti;
ancak Doğu ile Batı arasında
yaşanan uzun serüven deprem
nedeniyle ertelendi.
TÜ'de verdiği konserlerin kayıtlan eldcn ele do-
laşmıştı.
Aynı yıl tstanbulOdaOrkestras'nı kurmuş-
tu. Bir yıl sonra AST için bu kez Uğur Mum-
cu'nun Sakuıcah Piyade'sinin müziklerini yaz-
dı.
Oyundan alınan Dönek Tflrküsü adlı beste,
45'lik olarak yayımlanmış, büyûk beğeni ka-
zanmıştı.
Bir de Çağdaş Müzik Merkezi diye bir okul
açrruştı. Kısa sürede burası, kartvizitlerine "Tî-
mur Selçuk'un öğrencia" yazmak isteyenlerle
doldu ve bu yuvadan piyasaya birçok şarkıcı,
müzisyen yetişti.
Seksenlere arabesk denen deneysel müziğin
zararlan konusunda toplumu uyararak girdi
Selçuk. Bu arada Eurovision Şarkı Yanşması,
her yıl alınan başansız sonuçtan sonra adeta mil-
li bir dava haline gelmişti. Bir süre orkestrala-
nn şefliğini yaparak bu davada yer alan ünlü
kompozitör, "O iş öyle yapıknaz, böyleyapıhr"
diyerek Bana Bana'yla 1989'da Türkiye'debi-
rinci oldu ve kızı Hazal'la deneyimli Vedat
Sakman'ı yanına alarak Türkiye'nin gururunu
kurtarmaya gitti. Sonuç yine hüsrandı.
Önce Istanbul Belediye Konservatuvan'nda,
sonra da altı yıl Paris'te EcoteNormaJedeMu-
sique'de üst düzeyde müzik eğitimi almış, pi-
yano, orkestra şefliği ve kompozisyon oku-
muştu. Babasının yapıtlannı, klasiklerini çok
seslendirerek evrensel tatlarda daha geniş kit-
lelere ulaştırabilirdi. Türlü eleştirilere karşın bu
yolda yürümeye başladı ve bugüne dek çeşitli
konserlerle yapıtlann çoksesli yorumlannı ta-
ze taze müzikseverlere ulaştırmayı başardı.
Tabii, medya için bu tip çalışmalann maga-
zinsel bir değeri olmadığından son dönemde di-
ne bağlılığıyla ilgili söyledikleri ya da babası-
nın yapıtlannı yeterince değerlendiremeyece-
ğine inandığı Hülya Avşar ile Gökhan Tepe'ye
çıkışlanyla gündeme getirildi Timur Selçuk.
Açıklamalanndan cımbızla toplanmış kelime-
lerin üzerine gidilerek gün kurtanldı. Bir ara
Pireli Şarkı'yı Italyanlardan çaldığı da yazıl-
mıştı...
Işte 32 yıllık maratonun ulaştığı nokta, artı-
sı eksisiyle böyle. Bu gece 20. yüzyılın farklı
dönemlerinde Türk müziğine yön vermiş bir ba-
ba-oğlun çok renkli fotoğrafi şekillenecekti
Açıkhava sahnesinde. Ancak Doğu ile Batı
arasında yaşanan uzun serüven deprem nede-
niyle ertelendi.
36. Altın Portakal Film Festivali Ulusal Yanşması 'nın seçici kurulu belli oldu
Sinemacılardan 'kosulsuz' destekKüttür Senisi - Altın Portakal Kültür
ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen
Antalya AJtın Portakal FUm FestivaH, bu
yıl otuz altıncı kez 'perde' diyecek. 1-5
Ekim günleri arasında düzenlenecek olan
festival. film yanşmalan, çizgi film gös-
terimlen, gezici smemalar, konserler,
ödül törenleri. söyleşiler. tartışmalar. ge-
ziler ve sergilerle yine Antalya'ya 'sine-
manın büyüsü'nü taşıyacak.
Ana sponsorluğunu Lider Şirketler
Grubu. diğer sponsorluklannı ise Top-
kapı Palace. Güneş Sigorta, Setkom, ve
Kanal D'nin üstlendiği festivalin prog-
ramını ve Ulusal Uzun Metrajlı Film Ya-
nşmasrnınjüri üyelerinı tanıtmak için
önceki gün Antalya Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı ve Altın Portakal Kültür ve
Sanat Vakfı (AKSV) yönetim kurulu
Başkanı Rekir Kumbuİ. Altın Portakal
Vakfı Yönetim Kurulu Başkanvekili Ta-
nk Duru. Yönetim Kurulu üyeleri Hü-
seyin Şanh ve ŞenerAkınalar. AKSV Ge-
nel Müdürii Mehmet BaJa ve Fesmal Ge-
nel Koordınatörü HalukÜnal tstanbul'da
bir araya geldiler. Ulusal Sinema Plat-
formu (ÇASOD, SODER, SESAM, Fl-
YAP, SİNESEN, FtLM-YÖN) üyeleri-
nin, film yönetmenlerinin ve oyuncula-
nn da katıldığı toplantıda yönetmen Ya-
vuzÖzkan, Sinema Platformu tarafından
hazırlanan dayanışmabıldirisini okudu.
"Dümamızı kuşatan enformasvona da-
yalı ucuz kültür anlayışL, insanlığın bügi-
• Ulusal
Sinema
Platformu, sanat
alanında çok
ciddi bir
bunalım
yaşandığmı
vurgulayarak bu
yıl film
festivalini
koşulsuz
destekleyeceğini
açıkladı.
ye ulaşmak konusundaki bütfin dina-
miklerini joketmistir" sözleriylebaşla-
yan bildın şöyle sürüyor: "Bu tehlikeyi
gören ve kültür- sanaü hayatın can da-
marlan olarak özümsemiş ülkeler art ar-
da ve hızla kendi külhırleriıü, dillerini
koruma ve sanatsal varaöcılığı teşvik ya-
salan çıkanyorlar. Ulkemizde de kültür-
sanat alanlannda cok ciddi bir bunalım
yaşanmaktadır. Biz Ulusal Sinema Plat-
formu olarak Antalya Film Festivali'ni bu
gerçeklikten yola çıkarak değerlendir-
mek isthoruz. 36 > ıldır kesintisi/ olarak
devam eden ve dönem dönem sinemanu-
za yarariar sağlayan Antalya Film Festi-
X 36.ANTALYA ALTSN PORTAKAL
FÎLM
L A K X {
nrıtıts. ı 1
vaH'ni koşulsuz olarak destekflyoruz ve
en önemlisi de daha nitelikö bir festival
olabilmesi için bütün gücümiizie çakşı-
yoruz."
Yanşacak fîlmler kesinleşmedi
Altm Portakal Film Festivali'nin Ulu-
sal Film Yanşması'na katılacak fılmle-
rin listesi henüz kesinlik kazanmadı. An-
cak en az yanşma fılmleri kadar merak
edilen bir diğer konu olan seçici kurul
belli oldu. Buna göre, seçici kurul Çol-
pan İlhan. Işıl Ozgentürk. Mine VargL
Necip Sancıoğlu, Fehmi Yaşar. Kutay
Köktürk. Ahmet Soner. Ünsal Oskay,
CahitBerkay ve Şener Akıncılar'dan olu-
şuyor.
25 Eylül-1 Ekim günlen arasında et-
kinlik gösterecek olan "gezki sinemalar'
festivalin coşkusunu çok önceden baş-
latacak. 1 Ekim günü ise Namık Kemal
Bulvan'ndan (Dokuma) başlayıp Antalya
Büyükşehir Belediye Binasf nda sona
erecek geleneksel kortej yürüyüşüyle
birlikte festival başlayacak. Aynı gün.
Topkapı Palace otelinde de Türk sinema-
smın usta oyuncu. yönetmen ve teknis-
yenlerinin katılacağı bir açılış resepsiyo-
nu gerçekleşecek. Ünlü yorumcu- bes-
teci Zülfii LJvaneli de açılış gününe Kon-
Locarno Film Festivali sonuclandı
Esen Işık'ın kısa
filmine iki ödül
Kültür Servisi - Bu
yıl 52.si düzenlenen
Locarno Film Festi-
vali'nin Altın Leopar
Ödülü'nü Helene An-
gel'in yönettiğı '81000
of a Man, Heart of a
Beast' (Insan Derisi,
Hayvan Yureği) adlı
filmle Fransa kazan-
dı. Film aynı zaman-
da 40 bin Isviçre
Frankı'nın da sahibi
oldu. Festivalin Gü-
müş Leopar Ödülü ise
Rus-Alman ortak ya-
pımı olan ValeriOgo-
rodnikovun yönettı-
ği 'Barrack' ve Fransız-ls-
viçre ortak yapımı olan 'La
\ie Ne Me Fah Pas Peur'a ve-
rildi. Locarno Film Festiva-
li'nin oyunculara verilen özel
ödül değerindeki Bronz Le-
opar Ödülü'nü Fransız oyun-
cu Vera Brioü' 1900 Madele-
ine', Serge Ria Boukine ise
'Peau D'Homme, Coeur De
Bete' fılmindeki rolüyle de-
ğer görüldü. Festivalin Jüri
Ozel Ödülü ise Mısırlı yönet-
men Yousri Nasrallan'ın yö-
nettiği 'TheCity' adlı filmin
oldu.
Festivalin FIPRESCI Jüri-
Işık'ın 'Babatnı HırsızJar Çaldrsı
SRG-SSR ödülü ve mansivon aldı.
si ise Çinli yönetmen Liu
Bingjian'ın 'Nannan .Nünü'
adlı filmini seçti ve Richard
Dindo'nun 'Genet a Chatila'
adlı filmini özel mansiyona
değer gördü.
Zeki Demirkubuz'un
'Cçüncü Sayfa' filmi festı-
valden ödülsüz dönerken,
Esen Işık 'Babamı HırsızJar
Çaldı' adlı kısa filmiyle Ya-
nnın Leoparlan kategorisin-
de verilen SRG-SSR ödülü-
nü bir Portekiz filmiyle pay-
laştı. tsviçre Sineması katego-
risinde de bir özel mansiyon-
la ödüllendirildi.
Yergidegizli 'balonlar'
• Can Yücel, Doğu'daki manzum
yergi geleneğinin yaşayan son
halkasıydı. Bu yanıyla Sadi'lerin,
Fuzuli'lerin soyağacında yer almalı.
SADETTtN DAVRAN
Can Yücei, "binyıhn son güneş rutulmasınr
göremedi. "Şiir göklerde uçan nazenin bir balon
değil; o balon çoktan patladı" demışti. "Benim
içm şiir. akıl ve heyecan meseiesidir. insan
beyninin yüzde 10 u bilinir, gerisi meçhul kıta.
Şiir beynin işlemeyen yüzde 90'ını harekete
geçirmektir." Böyle düşünüyordu.
Can Yücel öfkeli bir şairdi. Bu yanıyla
Sadi'lerin, Fuzuli'lerin soyağacında yer almalı.
Ama nefesi, kendisi ne derse desin "şürirün
nazenin balonunu" yeterince yukanlarda tutu.
Doğudakı manzum yergi geleneğinin yaşayan
son halkasıydı Can Yücel. Ama ne yaptıysa
şiirindeki naif baloncuklan gizleyemedi. Bütün
iyi muhalifler gibi Can Yücel de önce iktidan
tanıdı. Babası onu etkiledi. Erken yaşta şiire
başladı... Ama Can Yücel'in şiiri birden çok
sayıda düzlemde yol aldı. Can Yücel şiiri bir dil
olarak kullandı. Dili incelenmeli. Belki de bir
"hıgatçesi
r
yapılmalı. Can Yücel'den kalan
külliyat, Türk dilinin en kendine özgü
damarlanndan biri olarak incelenmeli. Yücel'in
ınişli yokuşlu, keskin virajlarla dolu Türkçesi
okuru nasıl rahat ettirir? Okurla Yücel nasıl olur
da kol kola girer? Can Yücel şiirin yanı sıra
çeviri ile de uğraştı, şiirine güncel politikayı
sokmuştu. Ama ne uzlaştı, ne de "damdan
dama
n
atladı.
Can Yücel. gerek şiiri gerekse kişilik özellikleri
göz önüne alındığmda, tekil bir kimlikti.
Yeterince tanındığıru sanmıyorum. "Şür seven
Türldye'' belki de onu bundan sonra tanıyacak.
Şiiri birden çok sayıda düzlemde yol aldk.
Türkiye Can Yücel'den sonra elbette şiirsiz
kalmayacak. Ama "Can Yûceb'izlik'' kolay
giderilecek bir eksiklik gibi görülmemeli.
Güneş tutulması pek sık görülmese de
galaksilerin milyarlarca yıllık yaşamlannda
sıradan sayılacak bir doğa olayı. Ama tutulmalar
hâlâ yanıtı bulunamayan bazı soru işaretleri
banndınyor. Bense tutulmanın yeryüzünde en
iyi izlenebildiği ülkenin Türkiye oluşuna
şaşahm mı şaşmayalım mı tereddütteyim.
yaalrı Açıkhava Tiyatrosu'nda vereceği
bir konserle katılacak.
Festivalin ikinci gününde ise ÇASOD
ve SODER ortaklaşa bir etkinlik düzen-
liyor. Etkinlikte Türk sinemasının ünlü
oyunculan müzik, şiir ve danstan örülü
bir program sunacaklar. Aynca bu yıl
ilk kez, Yıktanm Önal'ın anısına verile-
cek ödül de bu etkinlikte sahibini bula-
cak. Önal'ın Altm Portakal Film Festi-
vali'nde aldıği Altın Portakal Ödülü,
bundan böyle her yıl el değiştirecek. 3
Ekim'de de Konyaaltı Açıkhava Tiyat-
rosu'nda Hülya Avşar dinleyicileriyle
buluşacak.
*Yaşam Boyu Başan ÖdûUeri'
Sinemamızda son bir yılda üretilen
filmlerden on ikisinin katılımınm bek-
lendiği Ulusal Yanşma bölümünün ga-
lalan 2-5 Ekim günleri arasında AKM
Aspendos Salonu'nda buluşacak izley'i-
cilerle yapılacak. Yanşma fılmleri Pres-
tij, Plaza, Megapol, Oscar sinemalan ile
Kültür sinemalannda dönüşümlü olarak
günde beş seans gösterilecek.
Bu yıl Tûrker Inanoğlu. Cüne>1 Ar-
kın, Göksel Arsoy. Hayati Hamzaoğlu,
Cahit Berkay. Nedim Or>anı ve Osman
Şahin'e verilecek olan 'Alün Portakal
Yaşam Boyu Başan Ödülleri'nin töreni
3 Ekim günü Cam Piramit'te yapılacak.
Törenin sonunda Cahit Berkay 'Film
Mûzikleri Konseri'ni sunacak.
Akdenız 'e kıyısı olan ülkele-
""""^ rin en önemli filmlerim içeren
'Akdeniz Fümkri Panoramaa'
bu yıl îspanya, Fransa, Portekiz
ve Italya'dan toplam on filmi
buluşturacak Antalyalı izleyi-
ciyle. Bu yıl beşincisi yapılacak
olan ve neredeyse Ulusal Film
Yanşması kadar büyük bir çapa
ulaşan 'Uluslararası Kısa
Füm/Video Yanşması'nda ise
yirmi beş ülkeden altmış dört
film yanşacak. Festival süresin-
ce uluslararası jüri tarafından
değerlendirilecek olan filmlere
deneysel. canlandırma. belge-
sel, dramatik film ve dramatik
video dallannda ödüller verile-
cek. Aynca yirmi dört kısa fil-
min de gösterimi gerçekleşecek.
Antalya'nın varoşlannda ya-
şayanlara da ulaşmayı amaçla-
yan AKSV, festival süresince
çeşitli çevre semtlerinde çizgi
fihn gösterimleri düzenleyecek
ve açıkhava sinemalan kuracak.
Festivalin yelpazesini daha da
genişletme isteyen vakıf, 28
Eylül-5 Ekim günleri arasında
Antalya Kültür Merkezi (AKM)
Fuar Alanı'nda '1. Uluslarara-
sı Sanat, El Sanatlan ve Khap
Fuan'm düzenleyecek. Fuar. on
iki ülkeden toplam altmış kuru-
luş ve iki yüz sanatçıyı bir ara-
ya getirecek.
Festival 5 Ekim akşamı As-
pendos Antik Tiyatrosu'nda ya-
pılacak olan ödül töreniyle so-
na erecek. Ulusal Uzun Metraj-
lı Film Yanşması ve Uluslara-
rası Kısa Film/Video Yanşma-
sı'nın sonuçlanmn açıklanaca-
ğı törende Altın Portakal Hey-
kelcikleri de sahiplerini bula-
cak. Kapanış töreni Kanal D'den
naklen gösterilecek.
DEFNE GOLGESİ
TURGAY FİŞEKÇİ
Şairi Anlama
Şairlerimizin şiirleri kadar, şiir üstüne düşünce-
lerini açıkladıklan yazılan, söyleşilerinin de ilgi gör-
mesi sevindirici bir gelişme. Okurların, şiiıierin ar-
dındaki insanı da merak ettiklerini görüyoruz.
Edip Cansever'in söyleşilerinin ve üstüne yaa-
lan yazıların toplandığı kitap Gül Dönüyor Avu-
cumda birkaç baskı yaptı.
Cemal Süreya'nın yazılan hep ilgi gördü, görü-
yor.
Şu günlerde yayımlanan Şiirde Dûn Yok mu (Can
Yayınlan) kitabı ise Turgut Uyar üstüne yazılan
deneme, eleştiri yazılanyla ona yazılan şiirleri ve bir
de açıkoturumu bir araya getirmiş.
Turgut Uyar, daha ilk şiirleriyle ilgi uyandırmış, dö-
nemin en sözü geçen eleştirmeni Nurullah Ataç'ın
övgüsünü kazanmıştı. Ataç'ın 1952'de onu anla-
tırken kurduğu cümleler, şiir sanatının evrensel
doğrulannı anlatır gibi bugün de ışıldıyoriar:
"Şairin öyle akıllı olması gerektir, şiir bir akıl işi-
dir de onun için. Şair kendini duygulanna bıraka-
maz, düşünerek, neye yarayacağını bilerek çalışır,
ölçer, tartar da ner mısraını öyle yazar." (s.î 7)
Turgut Uyar, şiirimizde ustalıktan kaçan bir şair
olmasıyla özel bir önem taşır. Kendine özgü bir şi-
ir yolu bulup, yaşamı boyunca benzer şiir yazan
şairierden degildir o, hep farklı yollara girmeyi, bi-
linmedik yollann acemilikleri ile boguşmayı, ora-
lardan diri, yeni şiirier çıkarmayı denemiş ve ba-
şarmıştır.
Kitaptaki pek çok yazı, Turgut Uyar'ın şiirdeki bu
bitmeyen yolculuklanndan söz ediyor. Divan kita-
bındaki şiirleri Kemal Tahir, "Hiçbir toplum dağı-
lıp kûlleri havaya savrulmadıkça tarihine dönme-
mezlik, gelecek için ondan hız ve güç almamazlık
edemez." (s.36) diye selamlayarak gelenek tartış-
malarına kendi tarih görüşleriyle katılıyor.
Cemal Süreya, onun şiirdeki deneyim dolu se-
rüvenini şu son derece savlı sözlerle anlatıyor:
"Onun deneyiminin şiirimizdeki işlevi şiirinden de
önemlidir. Ahmet Muhip Dıranas, Ahmet Ham-
di Tanpınar ortaya çok güzel yapıtlar koymuş sa-
natçılardır, ama ne kendi günlerinde ne de daha
sonra bir işlevleri olmuştur. Buna karşılık Orhan
Veli'n/n büyük biryapıtı yoktur, ama büyük bir iş-
levi vardır. Turgut Uyar'da ise iki özelliği bir arada
görüyoruz: büyük bir yapıt ve büyük bir işlev."
(ss.70-71)
Kitapta çok sayıda önemli yazı var, burada her
birinden söz edebilme olanağı yok. Gerçek olan
şu: Bu yazılan okudukça Turgut Uyar'a daha dayak-
laşıyorsunuz, şiirterini biliyorsanız, okumuşsanız,
daha çok seviyor, yeniden okuma gereksinimi du-
yuyorsunuz; yok, okumamışsanız, hayatınızda
önemli bir eksiklik olduğunu aynmsıyorsunuz.
Kitabı yayıma hazırlayanlar bölümlere ayınrken,
yaklaşık 1950 sonrası doğumlulann yazılannı ayn
bir bölüm yaparak "Genç Kuşağın Gözünden"
adını vermişler. Bu ayrımın bence tek bir yararı ol-
muş, o da "genç kuşak" denilen yazarlar arasın-
dan son derece önemli şiirdeğeriendirmelerinin çık-
mış olması ,^-,
Bunu şunun için söyledim: Günümüzşiirinin için-
de bulunduğu karmaşık yapının aydınlanıp netle-
şebilmesi, daha çok eleştiriye bağlı.
Günümüz edebiyatı içinde de bu nitelikte önem-
li yazarlar var. Orhan Koçak'ın, Önder Otçu'nun
bu anlamda önlerinin açılması; yazdıklannın iyi de-
ğerlendirilip sunulması, üzerlerindetartışılması, ye-
ni çalışmalar için özendirilmeleri gerekiyor. Onla-
nn Turgut Uyar üstüne yazılannı okurken bu iki ya-
zann şiir dünyamızın gereksinim duyduğu tutartı,
yetke kişilikler olduğunu düşündüm.
Son olarak Turgut Uyar'ın, bu şiirlerinden yola çı-
karak şairlerimizi değerlendirdiği yazılannın toplan-
dığı Bir Şiirden adlı kitabının da yeni basımının İyi
Şeyler Yayınevi tarafından yapıldığını belirtelim:
"Şiir bir sanat olayı degildir. Bir yaşama çaba-
sıdırönce. Yaşadığımızatanıklıkeder. Her gün ye-
ni bir dünya içinde, her gün yeniden ve başka et-
kilerle duygulanan insan, her gün bunlan yeni bi-
çimlerle söylemelidir."
ÜPdün yapımı filmde Ömer Şerif
ya da Sean Connery oynayacak
• AMMAN (AFP) - Ürdün sinemasmda 1970'ten bu
yana ilk kez çekilen sinema filminde, Sultan
Abdülhamit'i Ömer Şerif ya da Sean Connery
canlandıracak. Osmanlı devleti zamanında yapılan,
Suriye ve Ürdün'ü Suudi Arabistan'a bağlayan Hicaz
demiryolunun kuruluşunu anlatan 'The Last of the
Slaves' (Kölelerin Sonuncusu) adlı filmin senaryosu
Adel Afana'ya ait. Hacılann Mekke ve Medine'ye
daha çabuk ulaşmasım sağlamak için Sultan
Abdülhamit'in emriyle yaptınlan ve yapımı 1900'den
1905'e kadar süren demiryolunda çalışan kölelerin
öyküsünü anlatan film, tümüyle Ingilizce olarak
çekilecek. Dünya Bankası'nın 1 milyon 250 bin
dolarhk destek verdiği filmin çekimleri ekim ayında
başlayacak. Çekimler Ürdün'ün yanı srra Türkiye ve
tran'da da gerçekleşecek.
Altm Koza Festivali'nde
sinema ve şiir yarışmaları
• Kültür Servisi - Altın Koza Kültür ve Sanat
Festivali kapsamında 'film öyküsü' ve 'şiir dosyası'
yanşmalan düzenleniyor. Sanatın eğitici gücünün
geniş kitlelere taşınması amacıyla düzenlenen
yanşmalarda konu seçimi serbest bırakılıyor. Ancak
yapıtlann daha önce yayımlanmamış ve başka bir
yanşmaya katılmamış olması gerekiyor. Fihn öyküsü
yanşmasında. en iyi film öyküsü dört yüz milyon;
Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Büyükşehir Belediyesi
Özel Ödülleri'ni kazanan yapıtlar iki yüzer milyon
lira alacak. Şiir dosyası yanşmasında, en iyi şiir
dosyası dört yüz milyon, Karacaoğlan. Dadaloğlu ve
büyük şehir belediyesi Özel Ödülleri'ni kazanan
dosyalar ise iki yüzeT milyon lira ödül alacak.
Aigai antik kenti sponsor bekiyor
• MANtSA (AA>- Manisa ilinin smırlan içindeki
Aigai antik kentindeki kazı ve restorasyon
çalışmalan için finansmana gereksinim duyuluyor.
Manisa Valisi Muzaffer Ecemiş, bugüne dek
Aigai'ye giden 5 kilometrelik yolun asfaltlandığını,
ancak büyük miktarda desteğe ihtiyaç duyduklannı
belirterek maddi destek ve sponsorluk
beklediklerini söyledi. Bünyesinde meclis binası,
agora, tiyatro, stadyum ve Demetler Tapınağı ile
yüzlerce su sanııcım bulunduran Aigai antik kenti,
Herodot'un kitaplannda en eski 12 Allois kentinden
biri olarak geçiyor. Helenistik çağda önemli bir
merkez haline gelen kent, MÖ 8. yüzyılda bu
topraklarda yaşanan medeniyeti ortaya koyuyor.