Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 AĞUSTOS 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
Microsoft'a ırkçılık suçlaması' « _ _ _ . . . . . . . Ü =*=«- Mcmsoft
Mehmet§cumhuriyetcom.tr
enter
,net
MEHMET
SLCl
Mıcrosoft'un başı, masaüstü yayıncılık vazılımı
Publisher '98 nedeniyle derde girdi. ABD'de siyah
bir inşaat işçısı kuruluş hakkında şikâyette
bulundu. Işçi John Elijah'ın davayı açma nedeni,
Publisher '98"in clip-art arşivinde "nuymun"
sözcüğünü aradığında. karşısma çıkan resimler
arasında siyah bir çıftin fotoğrafının olması.
"Bu davayı. daha çok. büyük bir yazdım şirketinin
kalite kontrole önenı vermesi için açüm" dıyen
Elijah, 750 bin dolar tazminat istiyor. Microsoft
yetkililenyse. durumun farkına mayıs ayı başında
vardıklanru, kullanıcılannı haberdar etmenin yanı
sıra bir yama çıkardıklannı da söylüyor. Bunun
ötesınde, OfFıce 2000'le birlikte piyasaya çıkacak
olan Publisher 2000'de de böyle bir sorunun
olmadığım ekliyor. Yetkılilere göre, "sonın, dava
açılmadan önce çözülmüş durumda."
Hayvanat bahçesındekı ma\Tnun kafesinin
parmaklıklannın yanında poz vermiş olan siyah
çift resmi, aslında bu çıftm yazman resim arşivinde
yer alan bırçok fotoğrafindan yalnızca biri.
Arşivdeb görûntülerin her birinin arama
sonucunda rahat bulunabılmesi için anahtar
sözcükleri var. Yazılım. arama yapan bir
kullanıcının kullandığı anahtar sözcükle eşleşen
resimleri görüntülüyor.
Söz konusu fotoğraf için geçerlı olan anahtar
sözcüklerin arasında "adam" "kadın", "kişi",
"gereç" ve hatta "maymun kafesi" de var.
Dolayısıyla "maymun" anahtar sözcüğü
kullanılarak yapılan bir aramanın sonucunda
kullanıcı, maymun resimlennin yanı sıra maymunu
kafesinin vanında duran bu çiftin fotoğrafıyla da
karşılaşıyor. Bu arada şirketin tam da bu davanın
öncesınde, siyahlann tarihıne ve kültürüne ılişkın
birçoklu ortam (multirnedıa) ansiklopedisini piyasa
sürmüş olması ilginç bir rastlantı. Microsoft
Encarta Africana, CD- ROM'u, Afro-Amenkan
kültürüne dair birçok belge, makale, ses ve göriintü
kaydını içeriyor
SüperonIine sariat sitesiSuperonline VVorld, "Çağdaşve
Geleneksel Sanat" sitesini
http://www.superonline.com.'sanat
adresinde ve "Sahne SanatJan" sitesine
http:/'www.superonlıne.
cora'sahnesanatlan adresinde hizmete
açtı.
Resim, heykel gibi plastik sanatlan,
fotoğrafçılık gibi çağdaş sanatlan ve hat
sanatı gibi geleneksel sanatlan içeriğinde
toplayan Superonline'in "Çağdaşve
Geleneksel Sanat" sitesi. kapsamlı bir
sanat gündemi oluşturmaya amaçlıyor.
Fotoğraf sanatçısı Orhan Cem Çetin ve
ressam Hakan Akçura'nın köşelenne yer
veren sitede aynca "Sanat Forumu",
"ÖDüIlü Yanşma", "Sanat Galerisi" ve
"Fotoğrafçüığın İpuçlan" gıbı bölümler
yer alıyor.
Etkınlık haberleri, gündem takibi ve
içerik kalitesiyle sahne sanatlanna ilgi
duyanlara zengin bir içerik sunan "Sahne
Sanatlan" sıtesınde ise röportaj, kritik ve
makalelerin yanı sıra yurtdışı sezon ve
festival etkinliklenni merak edenler için
kaynaklar bulunuyor.
Bibliyografya, sözlük ve tarihsel
belgelerle kullanıcılan aydmlatma işlevi
de görecek sitede, forum, ödüllü yanşma
gibi hoş sürprizler de bulunuyor.
Portföy yarışmasıSuperonline
http://yanşma.
superonline.com/
Pbrtfoy
Yanşması/
adresinde açtığı
'portföy
yanşması' ile
katılan her
yanşmacıya 10
milyar TL
tutannda sanal
para veriyor ve
hisse senedinden
repoya, 6 değişik
finansal araca yatınm
yapıp, bilgi ve becerileri
geliştirebilme imkânı
sunuyor. Heray
tekrarlanan yanşma
çerçevesinde
yanşmacılar, 10 milyar
TL tutannda sanal parayı
istenilen yatınm aracına
(hisse senedi, yatınm
fonu, hazine bonosu,
repo, döviz, altın)
yatırarak ay sonunda en
yüksek portföy değerine
ulaşmaya çalışacaklar.
Bu değere ulaşanlar,
Hobim'den 1000 dolar
değerinde bir
bilgisayar
kazanacak.
Superonline ,
tarafmdan
geliştirilen
yanşma, bilgi
ve becerileri
kullanarak hem
altematif
yatınm
araçlarmı
gerçek ^
ortamdaymış
gibi test etme hem de
piyasalan en iyi şekilde
takip etme imkânı
sunuyor. Katılımın
ücretsiz olduğu her ay
yinelenen yanşma
sonucunda, Superonline
en başanlı yanşmacıya
çeşitli ödüller veriyor.
IP (INtemet Protocol): IP20 byte'lık bir veri
ıletışim protokolüdür. Internet üzerinde olan bi-
ten her şey bu protokolü esas alır. Yanı tüm ge-
çişleri, buprotokol üzerindedir. IP içerisinde pa-
ket sıra numarası, paket uzunluğu, fragmantas-
yon baskısı, paketin aktif olacagı süre, takıp eden
protokol tipı. kaynak IP, hedef IP gibi bölümler
banndınr.
TCP (Transmıssion Protocol): Intemet üze-
nnde kullanılan en yaygın protokol TCP proto-
kolüdür. Bu da tıpkı IP gibi 20 byte uzunluğun-
dadır. TCP, bağlantı kurulan host ıle bir oturum
açar, bunu yaparken önce karşı tarafa kendisi ıle
bilgi içeren bir paket yollar, bir session (oturum)
gerektiğını Synchronize Flag ile bildirir. Karşı ma-
kine bunu ahr ve kendısiyle ilgili bılgiyi. yine SYN
flagı ve ACK flagı ile karşıya yollar. Son olarak
ilk makine diğennden gelen bilgiyi ACK (ack-
nowledgement) eder ve iki makine arasında bir
session oluşur. Bağlantının kesilmesı de yine ay-
nı yöntemlerle ancak tek bir farkla olur bu fark
da SYN flagı venne FIN flagı kullanılmasıdır.
ICMP (Internet Control Messagıng Protocol):
Bu protokol tanıma ve mesajlaşma protokolüdür.
Bilgısayarlar arası data alış\eriş hızını ölçer ve
karşı bilgisavann hatta olup olmadığım kontrol
eder. UDP (User Datagram Protokol): Bağlan-
tısız ven iletisi için kullanılan birprotokoldür. Ya-
ni iki makine arasında bir session kurulması şart
değildir. Veri dogruluğu ve verinin yerine gidip
gitmediğınin kontrolünün önemli olmadığı bro-
adeast (yayın) programlannda kullanılır..
IGMP (Internet Group Management Proto-
col): IGMP- bilgisayar gruplan ile bilgi ahşve-
nşinde kullanılır. Bilgi özel bir IP No'suna gön-
derilir (D class) ve eğer buradaki data alınmak
istenirse sistemin bu adresten data almasını sağ-
lamamız gerekir. Birçok radyo istasyonu bu pro-
tokolü kullanır(multicasring). Routero adresten
data alması gerekriğini bilmez, IGMP ise Router'a
o adresten data almasını söyler, böylece mul-
ticast'ler alınmış olur.
t* i. ** ^~ "•"' • £^x**
ie Linke ıst
Lucent, Nexabit'i satın alıyor
Lucent Technologies, Nexabit Network firmasını
satm alıyor. Yüksek hızlı iletişim ağı elemanlan
alamnda bir lider olan Nexabıt, Lucent'ın IP
teknolojilerini güçlendirecek.
Lucent Technologies. en gelişmiş telekomünikasyon
teknolojilerini sunmak üzere şirket alımlannı
sürdürüyor. Ascend firmasının ardından Nexabit
Netvvorks'ü de satın alacağını duyuran Lucent, bu
anlaşma için yaklaşık 900 milyon dolar harcıyor.
Anlaşmanın 31 Temmuz tarihinde kesinleşmesi
bekleniyor. ~ "* ' '
Birleşmenin 1999 ve 2000 mali yıllan gelirlerini
etkilemeyeceği bildiriliyor.
Merkezi ABD'nin Marlborough kentinde bulunan
Nexabit Networks, înternet uygulamalan ve
paket teknolojisine dayalı iletişim ağlan için ultra
hızlı ve yüksek oranda güvenleri "süper anahtariar"
üretiyor.
Bu anahtarlar, saniyede bir trilyon bit ya da daha fazla
veri iletebiliyor.
GÖRUŞ
Dr. EMİN GÜRSES
Kafkasya, Petrol ve
Jeopolitik Strateji
Zamanın ABD Dışişleri Bakanı James Baker,
Ağustos 1990'da Körfez konusunda New York Ti-
mes'a verdiğı mülakatta şöyle diyordu: "Petrol
konuşuyonız. Anlıyor musun? Amerika'nın çıkar-
lan için hayatı olan petrol."
Körfez'den sonra şimdi sıra Hazar havzasında-
ki enerji kaynaklannın paylaşılmasına geldi. Böl-
gedekı petrol ve doğalgaz kaynaklannın paylaşı-
mı için içten içe bir bölgesel ve uluslararası yoğun
rekabet sürüyor. ABD'nin bu rekabette en önem-
li rakibi, bölgede en etkin ülke olan Rusya'dır. Ken-
di ekonomik sorunlanyla uğraşırken nedense özel-
likle Kafkasya'da karışıklıklardan bir türlü kurtula-
mayan Moskova, kendı kazdığı kuyuya düşmüş-
tür. Kafkasya'da etnık gruplan birbırine vurdura-
rak bölgeyı kontrol etmeyi deneyen Moskova, şim-
di o etnik gruplann kendisine karşı radikal çıkışla-
nnı kontrol edemez duruma düşmüştür.
Çeçenistan'da 1994-96 arasındaki çatışmalar-
da geri çekilmek zorunda kalan Moskova, şimdi
de Hazar Denizi kıyısındaki Dağıstan'ı kanştırma-
ya çalışan Vahabi gruplann şeriat devleti kurma ça-
balarına karşı durmaya çaiışmaktadır. Ocak
1997'deki Çeçenistan başkanlık seçimlennde kay-
beden Şamil Basayev gıbıler ise savaş ortamı-
nın liderleri olduğu için dış kışkırtmalara açıktırlar.
Bu defa da bolgede gergınlığı arttırmak için 2 mil-
yon nüfuslu 33 etnik grubun yaşadığı Dağıstan'ın
kanştınlması görevinı Vahabilerle birlikte üsttenmiş-
lerdir. Vahabilenn arkasında Suudi Arabistan des-
teği olduğu bilinmektedir. Suudi yönetiminin ya da
onlann taşeronlannın bu desteği veımek konu-
sunda tek başına karar aldıkları söylenemez. Su-
udi yönetiminin Londra ileyakın ilişkileri, bunun ar-
kasında VVashıngton'a kadar uzanan bir ilişkinin
olduğunu akla getinyor.
ABD, bölgede en önemli rakıp olarak gördüğü
Rusya'yı hem içeride Yeltsin'e destek vererek
dikkatleri sürekli başbakan değiştiren Yeltsin'in
karar ve uygulamalarına çekmekte, hem de Kaf-
kasya'da radikal gruplara dolaylı destek vererek
Rusya'nın bölgede başansız olduğu ve verilen ile
yetinmesi gerektiği konusunda mesaj iletmekte-
dir. Hazar Denizi'ndeuzun birkıyışeridineveAze-
ri petrolünün Rusya'ya ulaştınlmasında önemli bir
coğrafyaya sahip olması, Dağıstan'ın Rusya için
önemıni arttırmıştı. Bazı çevreler, Çeçenistan yo-
lunu kaybeden Rusya'nın Dağıstan yolunu dateh-
likeye sokarak Çeçenistan olayından yeterli me-
sajı almayan Rusya'ya ikinci bir mesaj veriyoriar.
Bu arada, Rusya'nın bölgedeki doğal müttefıki
olan Iran ise kendi iç sorunlanyta veTürkiye ile meş-
gul ediliyor.
Kafkasya'da petrol üretiminin 2002-2005 yılla-
rı arasında hızla artacağı ve bu üretim artışının
2022 yılına kadar süreceği hesaplanmıştır, Ba-
kû'deki uluslararası konsorsiyum tarafmdan. Pet-
rol fiyatlarının tekrar 20 dolann üzerine çıktığı şu
günlerde, Azerbaycan yönetimi petrol taşımasının
başlatılması için acele etmektedir. Bölgesel den-
geleri de gözeten Aliyev yönetimi, özellikle ABD
ve Ingiliz petrol şirketlerine aslan payını vererek ken-
di ülkesini olası Rusya tehdidıne karşı da güven-
ceye almayı başarmıştır.
Bir ülkeye bağımlı kalmamak için ABD yöneti-
mi petrol boru hatları konusunda bırkaç alterna-
tifi gündeme getirmıştir. Türkiye, Iran, Karadeniz
rotalan bunlann arasındadır. Hangisine öncelik ve-
rileceğine her ne kadar petrol şirketleri tarafmdan
karar verilecekse de Washington, kendi ulusal çı-
karlanna ve bölgesel ve uluslararası stratejik he-
saplarına uygun olana yeşil ışık yakacaktır. Kon-
sorsiyumun ilk başkanı olan Dr. Terry Adams'm
belirttiğine göre birkaç alternatifin aynı anda ger-
çekleştirilmesi 'Saf/'nın yararınadır.
200 milyar varile yaklaşan bir petrol rezervi ve
yenı keşfedilen yüz milyariarca metreküplük do-
galgaz rezervi ile Hazar havzası, fiyatlarda yüksel-
menin yaşanması ile uluslararası sermayenin iş-
tahını kabartmıştır. Azerbaycan'ın SOCAR şirketi
bu nedenle acele etmektedir. Rusya hattının sü-
rekli çatışmalar, anlaşmazlıklar nedeniyle verimli
olmadığım belirten SOCAR yönetimi, Gürcistan
üzerınden Karadeniz'e petrol taşımasının başla-
tılması için kolları sıvamıştır. Tren yoluyla Batum'a
ayda 400 bin metreküp petrol taşınabileceği be-
lirtilirken, Chevron ve Mobil şirketleri bu hattı ku|-
lanmaya başladılar. VVashington'ın amacı bölge pe -
rolünü kısa vadede uluslararası pazara sunmak d< -
ğil, uzun vadede bu enerji kaynaklarının ABD'ni ı
dünya hegemonyasını tehdit edebilecek ülkeleri ı
eline geçmesıni engellemektir.
Yaklaşık 2 milyar dolarlık 1.250 mil uzunluğur -
daki Bakû-Ceyhan hattı için ise Bechtel ve Gen< -
ral Electric'in oluşturduğu konsorsiyum bırinşa pli -
nı hazırlamışlardır. Nattk Aliyev'in en büyük dc -
ğalgaz pazan olarak nitelendirdiği Türkiye'de ht -
kümet, enerji yatırımlannda uluslararası sermay< -
nih istediği hukuki düzenlemeleri yaparak boı ı
hattmın yapımını üstlenen firmalann itirazları önür -
deki engelleri kaldırmıştır. Her açıdan verimli ola ı
Hazar havzası enerji kaynaklannın uluslararası h< -
gemonya yarışındaki önemini anlamadan, bölge -
de biriierinin ikide bir en umulmadık zamanlard i
sorunlan nedenortayaçıkardığını anlamakzorU -
MERİÇ VELİDEDEOĞLU
Ünlü yazar F. Kafka'nın dilimize
"Değişim" adıyla çevrilen bir yapıtı,
35-40 yıl önce ülkemizde geniş bir
tarttşma ortamı yaratmıştı. "Deği-
şim", "Başkalaşım", "Dönüşüm"
kavramları, yapıtın içeriğiyle birlikte
ele alınıp türlü çevrelerde irdeleniyor-
du. Kendine özgü biçemiyle bir in-
sanın bir gecede, bir böcek halini al-
masını anlatan Kafka'nın bu yapıtı-
nı okurken irkilmemek olanaksızdır.
insanın, canlılar evreninin en üstün
sınıfı olan "Omurgalılar Üst Şube-
sf'nden omurgasızlara, daha doğ-
rusu, "Eklembacaklılar"a inmesinin,
değişim mi, başkalaşım mı, dönü-
şüm mü olduğu konusunda -yanıl-
mıyorsam- tam bir uzlaşma sağla-
namamıştı...
Yıllar sonra "değişim" yine ülke-
ningündeminde... Başbakan: "Ben
değiştim!" d\yor; kimileri ise bu "de-
ğişim"öeğ\\, "başkalaşım"d\rdiyeyo
rum yapıyor. Ne var ki, Başbakan,
partisinin Meclis Gaıbu toplantılann-
daheray, "değişim"ininyeni biraşa-
masını kamuoyuna sunuyor. Bu su-
nuşun ağustosa ait olanı önceki aya
göre daha büyük bir yankı yaptı. Öy-
sa temmuz ayındaaçıklanan "deği-
şim verileri!"r\\ de tek tek ele alıp ir-
delemek gerekirdi.
Anımsanacağı gibi, geçen ayki
kendi Meclis Grubu'nda Başbakan
"takıyye"y\ hoşgörüyle karşılayan,
"takıyye"ye sevecen bir bakış açı-
sıyla yaklaşan bir konuşma yapmış,
böylece Fethullahçı kesimin laiklik ko-
nusunda yaptıklan "takıyye"y\ sa-
kıncalı görmediğini belirtmişti. (1)
Fethullahçı kesime arka çıkma uğ-
runa, Islamsal düzenin biredimi olan
"takıyye"ye karşı bu denli olumlu bir
tutum içine girmek, laik Türkiye Cum-
huriyeti'nin Başbakanı ile ne kerte-
de uyuşabilir? Hele "takıyye"ri\n ta-
rihsel konumu ve uygulamasını şöy-
le biranımsadığımızda, bu soru da-
ha da biranlam kazanmaktadır. Çün-
kü, Islamın doğuş sürecinde toplu-
Dönüşüm!..
mun ileri gelenlerince de kullanılan
"takıyye", bir avuç topluluktan dev-
letleşme aşamasına gelindiğinde ar-
tık yöneticilerin başvuımak zorunda
olduklan bir tutum olmaktan çıkmış-
tı.
Bu durum, "takıyye"r\\n ortadan
kalktığı anlamınagelmez kuşkusuz;
çünkü toplumun türlü çevrelerince
ve türlü oluşumlannca, özünden sap-
tırılmış bir biçimde kullanımı sürdü-
rülmüştür. Dahası, Islam olmayan-
lann da işine yarayıp benimsenmiş-
tir. Takıyyenin bu tür kullanımının ilk
örneklerinden biri şöyle anlatılır:
"İkinci Abbasi Halifesi Mansur
(753- 755), Bizans ile savaşmak üze-
re Harran'dan geçerken, uzun saç-
lan ve bedenlerine uygun dar elbi-
sesiyle kendisini karşılayan uyrukla-
nndan bazısının garip görünüşü kar-
şısında hayrete düşmüştü. Halife
kendilerine Hıristiyan, Yahudi veya
Zerdüşti mi olduklannı sorduğu za-
man, onlar bunlardan hiç birisi ol-
madıklan yanıtını verdiler. Bunun
üzerine Halife, Islam yönetimi altın-
da ancak 'ehl-i kitap'ten olanlara
hoşgörü gösterilebileceğini söyle-
di. Ama onlann verdiklehyanıtfardan
ve tutumlardan Halife, bir pagan
(putperest) topluluğu ile karşılaştı-
ğını anlamıştı. Mansur; bu toplulu-
ğa savaştan dönmesinden önce ki-
taplı dinlerden herhangi birini benim-
semelerini emretti, yoksa kendileri-
ni ölüm cezasına çarptıracağını bil-
dirdi. Bu durum karşısında topluluk
kara kara düşünürken bir fakih (Is-
lam hukukçusu), kendisine dolgun
bir ücret ödedikleri takdirde bu so-
rundan kurtulmanın yolunu göste-
receğini söyledi. Ücret ödendi, fa-
kih de onlara 'SabiT olduklannı söy-
lemelerini önerdi. Çünkü Sabiîler,
Kuran 'da 'kitap ehli' olanlarla bir tu-
tuluyordu; ama bunlann inançlan-
nın ne olduğu kesinlikle bilinmiyor-
du. Böylece bu pagan topluluğu ve
onları barındıran okulu, sabiîlerden
olduklannı söyleyip, içten içe ken-
di inançlannı sürdürdüler." (2)
Ne var ki bu "takıyye" uzun ömür-
lü olmaz; Abbasi yönetimi durumu
anlar ve bir süre sonra da bu pagan
okulunu kapatır.
"Takıyye"n\r\ Nahl Suresi'nde be-
lirtilen anlam ve doğrultudan - Islam
dininin büyük baskı altında olduğu
koşulundan - uzaklaşarak kullanı-
mına göz yumulması yönetimden
beklenemezdi. Başka bir deyişle
devlet "takıyye"n\r\ yanında olamaz-
dı!..
Ne var ki, açıkça devlete, rejime
karşı yapılan bir "takıyye"ye kol ka-
nat geren, dahası bundan bir umar
bekleyen Başbakanımız sayesinde
"takıyye", 21. yüzyıla girerken yeni
bir "statü" kazanmıştır; ulusumuza
"mübarefc" olsun!..
Öte yandan bu toplantıda Başba-
kan, cumahutbelerinin yıllarboyucte •
ğişmez söylemleri arasında yer ala
"açılıp-saçılma" konusunu dadeğe$-
lendirmişti. Başbakan'a göre, top]j-
lumun kimi kesiminin aşırı ölçüdş
örtünmesine, toplumun başka kesirrf
lerindeki açılıp saçılma yol açıyor; ay>-
nca bu açılıp saçılma başörtüsü SQ-
rununa da adeta dayanak oluyoİ;
onlara direnme fırsatı yaratıyor. Açt-
lıp saçılmanın ülkemizde ne gibi doj-
ğa felaketlerine neden olduğu kimi
din adamlarımızca bildik bileli anla-
tılır durur; şimdi buntar arasına top-
lumsal boyutlu bir neden daha el4-
lendi! Umanz, yakında yine ateşle-
necek gibi olan türban sorunu, Baş-
bakanın bu değerlendirmelerinden
alacağı katkıyla daha fazla alevlen-
mez.
(1) Cumhuriyet, 1 Temmuz 1999. ;
(2) De Lacy O 'Leary, Islam Düşüncesi
ve Tarihteki Yeri, Ank. 1959, tlahivat *
Fak. Yay. ' *