23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 1999 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StRMEN Madenci Maltmut Sevgilı, lyi yazılmış anı kitaplarını keyifle okuyorum. On- lar tarihin tanıklarıdırlar. Orada nice tarihe geçmemiş kişilerin öyküleriy- le birlikte, bir .dönemin anatomisini yakalamak mümkündür. ,. Orhan Karaveli'nin "Bir Ankara Ailesinin Öy- küsü" adlı anılarını ise başka bir keyifle, bir so- lukta okudum. Anıları benim için çok ilginç ve keyifli kılan da, artık ancak üçü hayatta kalmış olan kahramanla- rın çoğunu tanımamdı. Karaveli aılesi ile tanışmam, 194O'lı yıllann so- nunda Galatasaray Lisesi'nin ilkokul bölümünün 3. sınıfında oldu. Dört kardeşin en ufağı olan Yılmaz, o yıl bizim sınıfa katıldı. Uyanık, zeki ve yazma yeteneği olan bir arkadaşımızdı. Dostluğumuz yıllar boyu sürdü. Ailenin bütün erkek çocukları Galatasaray'da okumuştu. Büyük ağabey Nihat da, ortanca Orhan da. Karaveliler ailecek okumaya yazmaya düşkün insanlardı. Ellili yıllarda Nihat ve Orhan Karaveli, Seksoloji dergisini çıkarmaya başlamışlardı. Bu olayı ve o dergiyi de anımsıyorum. Orhan Karaveli'nin kitabında dergınin öyküsü ve bu alan- da karşılaştıkları güçlükler de yer alıyor. Arkadaşımın sonradarî ikisiyle de tanışacağım ağabeylerınin, ellili yıllarda Vatan gazetesinin or- takları olduğunu da biliyordum da, öykünün ayrın- tı|annı bilmiyordum. Yılmaz ile arkadaşlığımız sırasında Fenerbahçe Stadı'nın karşısındaki sokaktaki evlerinegiderken, annesini de tanıdım. Sonra da babası Mahmut Karaveli yı Kısacası, bütün bireylerinitanıdığım, hemen he- men, yaşamlannın toplumu ilgilendiren belli başlı olaylannı bildiğim bir ailenin akıcı bir dille kaleme alınmış öyküsü, çocukluk ve yeni gençlik yıllanmız- dayaşadığımızkimi olayları yine deyeterince kav- rayamadığımızı gösterdi bana. Mahmut Amca, ya da aramızdaki deyimiyle Ma- denci Mahmut ile, ellili yıllann sonunda Mühür- dar'da Ak Apartmanı'nda oturduğu yıllarda tanış- mıştım. O yıllarda madencilik yapıyordu Yılmaz'ın baba- sı. Hepimizle konuşan, tek tek ilgılenen, sevecen bir adamdı. Ondan çekinmez, arkadaş gibi severdik. Ama doğrusu kitabı okuyana kadar, böylesine bir otodidak (kendi kendini yetiştirmiş) böylesine boyutlu ve ilginç bir adamı tanımış olduğumu hiç bilmedim. Meğer 1908 yılında zehirlenerek öldürülen sey- menbaşı yiğit Halil Efe'nin oğlu, daha yedi yaşın- da öksüz kalan Mahmut, bir anda okul sırasından aile reisliğine geçip, kimseden yardım istemeden, kimseden beş kuruş almadan anasını ve dört kar- deşini geçindirmek görevini üstlenmiş. Yedi yaşında bir çocuk, okuldan geliyor, baba- sının öldüğünü duyuyor. Ve gururlu seymenlerin gelenegine uygun olarak, dul kalan ana, ne kar- deşlerinden ne ahbaplardan yardım istiyor. Oğlu- nu çağırıyor karşısına ve: - Sen artık ailenin reisi oldun, okula şimdilik ara verecek ve yanndan tezi yok eve ekmek getirecek- sin, diyor. Yedi yaşında Mahmut meşrutiyet Ankara'sında gazete satarak eve ekmek götürüyor. Mahmut sonra ticarete atılacak, Atatürk hayra- nı bir işadamı olarak, üç erkek çocuğunu Galata- saray'da okutacak, yedi yaşına kadar gördüğü okulla, çocuklarında okuma alışkanlığını geliştire- cek, onlara Hugo'yu okutacak bir adam. Vehbi Koç, bir toplantıda, kendisini övmeleri üzerine, "Yok" demiş, "Ankara'nın yetiştirdiği en başarılı işadamı Mahmut'tun kimse onun elinden tutmadan o yedi yaşında gazete satarak başladı ve hep başanlı oldu." Evet Sevgili, Orhan Karaveli'nin yapıtında Mah- mut Amca'nın öyküsü çok sardı beni. Megerse bı- zimle candan dostluk eden, bize arkadaş gibi dav- ranan o adam, adsız bir kahramanmış da haberi- miz yokmuş. Nur içinde yatsın. Ketenci: CHP'nin savunam yok • Ahmet Güryüz Ketenci, CHP'nin temel sorununu, 'yeterli sayıda özgür üyeye sahip olmamak' olarak tanımladı. İstanbul Haber Servisi - Eski CHP İstanbul Millet\ r ekili Ahmet Gfiryûz Ketenci, CHP örgûtünün yeniden yapılanması gerektiğini belirterek "Orgütümüz yorgun ve yılgın. Partiyi içeriden dışandan herkes eleşririyor, ama partinin mutlaka sahibi, savunucusu olması gerekir'' dedi. Ketenci, üyelerin yeniden yazılmasının ve önseçimlerin tüm üyelerin katıhmıyla yapılmasının olumlu adım olduğunu belirterek "Partisine baglı. bilinçli. örgütlü, eylemci 200 bin iiye yeterüdir" diye konuştu. CHP'nin her kesimde acımasızca eleştirilmesinden yakınan Ketenci, "tlçe başkanmdan parti meclisi üyesine kadar herkes CHP'yi eJeştiriyor. Partinin savunam yok. Partiyi geçmişte Baykal hizbi yönetirdi, ama partiyi savunurlardı. Şartlar ve koşuliar ne olursa olsun, partiyi savunan kişiler olmalı- dedi. CHPnin temel sorununu, 'yeterli sayıda özgür üyeye sahip olmamak' olarak tanımlayan Ketenci, tüm partilerde görülen oligarşik yapılanmanm temel nedeninin Siyasi Partiler Yasası olduğunu kaydetti. Siyasi Partiler Yasası'nda gerekli değişiklikler yapılana dek üye kayıtlannda ilçe seçim kurullannın ya da ilçede belirlenmiş bir noterin kullanılabileceğini ifade eden Ketenci. "Ancak ve ancak, bilinçli ve istekli bir şekOde partiye üye olan. özgür partililerin oluşturduğu bir örgüt başarılı olabitir" dedi. Eski üyelen partiden kimsenin silemeyecegine dikkat çeken Ketenci, "Fakat belirli bir tarihe kadar kayıt yenilemeyen üyelerin seçme ve seçilme haklannı yhirecekleri duyurulur ve böy lelikle eski üyeler işievsiz hale getirilebilir" diye konuştu. Ketenci, ilçe kongrelerinin çok önemli olduğunu, iki gün sürecek ilçe kongrelerinin bir gününün seçime, bir gününün ise tartışmaya aynlmasının yararlı sonuçlar doğuracağını anlattı. Emekçilerin hükümete karşı kararlılığı sürecek. Koalisyon geleceğini tavnyla belirleyecek Hükiimet diişene kadar eylem• Hak-îş Genel Başkanı Salim Uslu, hükümetin pişkinliğini sürdürmesi durumunda gelecek günlerde de demokratik tepkilerinin süreceğini, hem de işin siyasi faturasımn çıkanlacağmı belirterek hükümeti istifaya zorlayacaklan mesajını verdi. tLHANTAŞÇI ANKARA - Emekçiler, uluslararası tahkımin yolunu açan ve Anayasa'ya özelleştirme kavramını sokan değişiklik- lerin; Sosyal Güvenlık Yasa Tasansı'nın emeklilik yaşını kadınlarda 58, erkekler- de 60"a çıkaran maddesinın de kabul edil- mesine karşı "eylem kararuhğınr sürdü- recek. DlSK Genel Başkanı Vahdettin Karabay, halk desteğinı kaybeden hükü- metin parlamentoda çok güçlü olmasının önemli olmadığını vurgulayarak "Millet- vekillerinin bile inanmadığı bir şeyi çıka- np nereye kadar götürecek lideıier? Gü- nün birinde muletvekilkri paüama nokta- sına gelecekler. Kapıkulu ohnaktan çıka- caklar" dedi. Emekçiler, önceki gün yurt genelinde yapılan 1 günlük iş bırakma eylemınin ardından hüküme- tin "ben yapüm oldu" politi- kasını sürdürmesinin siyasi faturasımn çıkanlacağına dikkat çekerlerken hüküme- ti istifaya zorlayacaklan me- sajı verdiler. DlSK Genel Başkanı Vah- dettin Karabay, hükümete geri adım attırmak için her türlü mücadeleye devam edeceklerini ve eylemlerin şiddetinin de arttınlacağını söyledi. Sosyal güvenlik yasası çı- kartılsa bile değiştirmek için her türlü eylemi yapacaklan- nı vurgulayan Karabay, "Ka- nun çıkarmak önemü degfl, tatbik edilmesi önemli. Bu kanunun uygulamas Türld- ye'de mümkün değiL Degil derken, tatbikedersiniz de in- sanlan mudu etmesi müm- kün degildir. Bu kanun emekü yapmamak üzere ya- pümış. Kimse emekli olma- yacak demektir. O zaman da ka\ ga daha da büyüyecektir" dedi. Türkıye koşullanna ya- sanın uymayacağına dikkat çeken Karabay. şunlan söy- ledi: "Bakaıun iddia ertiği gibi popülist politikalar degil, iç- ten gelen birduygu. Bu kanu- nun Türkiye'ye hizmetetme- yeceğine inanıyoruz. Halk desteğini kaybeden bir hükümetin parla- mentoda güçlü olması önemli değil. 18 Ni- san seçimlerinden güçlü olarak çıkan ko- alisyon iki ayda bütün primlerini yitirmiş- tir. Halkı daha da geriye götürecek uygu- lamalara girmiştir. Konuştuğumuz her millervekili çıkacak yasaya inanmadığını itirafediyor." Hak-lş Genel Başkanı Salim Uslu, hü- kümetin verilen mesajlan anlamaz ve umursamaz gözüktüğünü vurgulayarak hükümeti "pişldn" davranmakla suçladı. Maden işçilerinin yürüyüşünde döne- min başbakanı Yddınm Akbulut'un baş- bakan sorumluluğuyla bizzat işçilere gi- derek anlaşma ve uzlaşmanın gayretini gösterdiğini annnsatan Uslu, "EğerSayuı Başbakan da gerçekten uzlaşmadan ya- naysa Sayın Akbulut'un ortaya koyduğu olgun ve uzlaşmacı tavır bu iilkede yaşan- mış ve hafizalardan silinmemiştir. Geliş- miş Banlı ülkelerde sadece tahkimle çağ- daş olunmuyor. Siyasette de erdemli gele- nekler var. Çağdaş ülkelerin siyasetçile- rinde de erdem var. Eğer bu hükümetimiz bakımından bilinmiyorsa bile Türkiye'de örneği var. Yeter ki bu gelenekleri sürdûr- me isteği ve kararlılığı olsun" dedi. Gelecek günlerde de demokratik tepki- lerinin süreceğini, hem de işin siyasi fa- turasımn çıkanlacağmı belirten Uslu, hü- kümeti istifaya zorlayacaklan mesajını verdi. Ancak bunda belirleyici olanın hü- kümetin tavn olacağına da dikkat çekti. Toplumun olayı oldu' Uslu, yann Emek Platformu'nu oluştu- ran örgütlerin şube teşkilatlanmn toplana- cağım anımsatarak "Bu meselenin boyu- tu genel başkanlan aşmış, toplumun me- selesi olmuştur. Dolayısıyla bûndan sonra almacak karaıiann herkesin kanldıgı ve herkesi bağlayan karariar olması lazun. Bizde toplumsal tepkileryüz yılda birolur. Bir olur \ieniçeri Ocağı kapatüır. Bir olur Milü Mücadeleye başlanır" diye konuştu. Toplumsal olaylarda küçükten başla- nıp ileriye doğru eylemin tırmandınldığı- nı söyleyen Uslu, "Bu, uzun soluklu bir süreçtir, sünecin sonunda neler kazanıla- bilecegini görüyoruz,onun eoşkusuyla bir- likteliğin sürmesinden yanayız. Platfor- mun yapüğı ve yapması gerekenler 13 Ağustos'tan ibaret degildir. Bu işin 24 Temmuz'u da, 13 Ağustos'u da var. Yan- nı da olacak" dedi. Enerji YapıYol-Sen Genel Başkanı Cengiz Faydau. hükümetin meşruluğunu fıilen yitirdiğini belirterek, "Tamamen çokulustu şirketlerin, IMF'nin, ülkemiz- deki bazı bunlara uzantüı çıkar cevreleri- ne kulak asan, onlann takpterini yerine getirmeye çalısan bir parlamento ile kar- şı karşryayız" dedi. De\ let Planlama Teş- kilatı'nın (DPT) yapılması öngörülen ya- tınmlann Türkiye'nin istemlerini kat kat aşan yatınmlar olduğu uyansında bulun- duğunu söyleyen Faydalı, yap-işlet-devret modeliyle yapılan santralların üretimleri- ne alım garantisi verildığini anunsatn. KESK'ten protesto eykmi KESK üyesi bir grup, Kızılay'da sosyal güvenlik yasa tasansı ile uluslararası tah- kimi protesto etti. KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ahmet Ersun Genç yaptığı basın açıklamasında, ulusal bağımsızhğın yok edildiğini, ülke kay- naklannın uluslararası tekelci sermayeye peşkeş çekildiğini ve ulusal yargının da devTe dışı bırakıldığım vurguladı. Eyleme katılanlar daha sonra olaysız biçimde dağıldılar. Diyarbakır'ın Dağka- pı semtinde de KESK üyesi bir grup sos- yal güvenlik yasa tasansı ile uluslararası tahkimi protesto etti. Eğitim-Sen Diyarbakır Şube Sekreteri Muharrem Cebe sosyal güvenlik yasa ta- sansının IMF talimatlan doğrultusunda hazırlandığını ve mezarda emekliliği ge- tirdiğini söyledi. ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Yeni düzenleme gerekiyor Erbakan'ın genelgesi öğretmenüğe dönüşü engelliyor İstanbul Haber Servisi - REFAHYOL hükümetinin başbakanı Necmera'n Erba- kan döneminde yayımla- nan bir genelge nedeniyle, öğretmen açığımn yüksek sayıda oldugu ve 400 bin ögretmene gereksinim du- yulan Türkiye'de, belediye- lerde çahşan öğretmen İcö- kenli kişiler, istekli olmala- nna karşın öğretmenliğe atanamıyor. Geçen yılın bütçe tali- matnamesi de, belediyeler- de çahşan öğretmen for- masyonlu personelin okul- lara atanmasım aynı şekilde engelliyor. Mağdur durum- daki bu kişiler, Başbakanlı- ğın, yeni bir düzenlemeyle kendilerine öğretmen ola- rak atanma yolunu açması- Sosyal güvenlik tasansında değişiklik yapılmasını ve uzlaşma sağlanmasını istedi DSP'li Budak'tan 'koşulhı evet' Budak: Uzlaşma olmazsa olmaz. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Eskı DlSK Genel Başkanı, D- SP İstanbul Milletvekilı Rıdvan Budak. uzlaşma gerçekleşmezse sosyal güvenlik tasansına olum- suz oy vereceğini açıkladı. Budak, tasannın ardında ANAP zihniye- ti yattıgını savunurken "Partimiz- den bekknen. sosyai güvenlik ta- sansuun bu haliy le yasalaşmasını durdurması ve en kısa sürede ta- raflaruı uzlaşmasına day alıbirdü- zenlemeye olanak tanımasıdır" dedi. Budak, "Çağdaş sol elbette değişimcidir ama değişmeyen de- ğerieri de vardır" sözleriyle Baş- bakan Bülent Ecevh'e gönderme- de bulunurken, "İstifayı düşünü- yor musunuz" sorusuna. "Akhm ve mannğım partimde durmamı emrediyor" yanıtını verdi Budak. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın "Tasanya ash dokunulmasın" talimatı verdiği- ni, bunun "Asb uzlaşılmasın" an- lamına geldiğini söyledi. Emek Platformu ile hükümet arasmda arabuluculuk girişimin- den sonuç alamayan DSP İstan- bul Milletvekilı Budak. dün dü- zenlediği basın toplantısında sos- yal güvenlik yasasının çıkanlma- sı durumunda, toplumsal gergin- lığin daha da artacağmı ve yasa- nın önümüzdeki dönemin seçim malzemesi olacağını kaydetti. Budak, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Sorun emeklilik yaşına dü- ğfimlenmiş gibi gösteriliyor, tarnş- ma bilinçli olarak yaşa indirgeni- "SSK'ye triryonlarca borcu olanla- nn bu borcunu niçin tahsil etmi- yorsunuz? Sigortasız çahşnrmayi önlemek için ne öngörüyorsunuz" sorularını yöneltti. Budak, de- mokrasilerde tepkilerden ders çı- karmak gerektiğini vurgulayarak "Sokaktaki sesten korkmamak, 'sokak" diyerek meydanlan kü- çültmemek gerekir'' dedi. Budak, tasannın asıl tehlikesi- • Emek Platformu ile hükümet arasında arabuluculuk girişiminden sonuç alamayan DSP Milletvekili Budak, sosyal güvenlik yasasının çıkanlması durumunda, toplumsal gerginliğin daha da artacağını vurguladı. Budak, tasannın ardında ANAP zihniyeti yattıgını savundu. yor. Oysa hiç kimse bugünkü emeklilik yaşını savunmuyor. Sos- yal güvenfiğe devlet katkjsı gibi iş- çi ve işveren kuruluşlannın anlaş- üğı konular bile tasanda yer almı- yor, taraflarla diyalog kunılmuyor. Başından beri biknğini okumaya devam eden Sayın Bakan'ın tutu- mu büyük tepki çekiyor." Budak. Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Yaşar Okuyan'a nin sosyal devleti ortadan kaldıra- cak bir nitelik taşıması olduğunu, bunun ardında da ANAP zihrüye- tinin yattıgını söyledi. "12 Eylûl ürünü olan ANAP'm çağdaş bir aniayışa sahip olmadığını ve ilk se- çûnde tasfıye olacağuır savunan Budak, Başbakan Ecevit'in "degj- şüne'* yöneUk açıklamalanyla ilgi- li olarak da şu değerlendirmeleri yaptı: "Çağdaş solelbettedeğişimcidir, ama değişmeyen değerleri de var- dır. Sosyal adalet demokrasL öz- gürlükler, ekonomik alanda üreti- mi ve yabnmı öne çıkaran planh kalkmma, kamu hizmetkrinin ge- listirilmesi. bu değerier arasınday- er almaktadır. Bu değerleri zedele- yen politikalara karşı olmak çağ- daşhğın gereğidir. Demokratik re- jimi yaşatmak isriyorsak. sağın karşısında çağdaş solu etkin güç haline getirmek zorunday ız. Deği- şimi yakalamış, aklı ve mantıgı öne çıkaran , istihdanun gelişmesine katkı verecek yabancı yaünmlan reddetmeyen, ama ulusal çıkarlan gözü gibi koruyan, emeğin en yüce değer olduğuna inanan bir sol siy a- sete her zamankinden daha fazla ihtiyaçvanür. Oy lany la DSP'ye ik- tidar yolunu açan milyonlarca yurttaşuı ve halkuı DSP'den bek- lentisiiştetam da budur. Şimdi par- timizden beklenen, tasannın bu haüyte yasalaşünhnasını durdur- ması ve en kısa zamanda taraflann uzlaşmasına dayalı bir düzen- lemeye olanak tanımasıdır" nı istiyorlar. Laiklik karşıtı söz ve uy- gulamalanyla Türkiye'yi gerilimli birdöneme sürük- leyip Anayasa Mahkeme- si'nce kapatılan Refah Par- tisi'nin genel başkanı ve REFAHYOL hükümetinin başbakanı Necmettin Erba- kan imzasıyla yayımlanan bir genelge, öğretmenliğe dönüşün önünü tıkıyor. Erbakan'ın başbakanlıgı su^sında 2 Nisan 1997'de yayımlanan 383-6320 sayı- lı genelge, öğretmen olma- lanna karşın herhangi bir nedenle belediyelerde iş bulup çahşan kişilerin öğ- retmenliğe dönmelerini en- gelliyor. Belediye persone- li olmasına karşın öğret- menliğe dönmek isteyen yurttaşlann öğretmenlik yapmasını engelleyen ge- nelge. öğretmen açığımn kapatılamadığı Türkiye'de çelişkili bir durum yaratı- yor. Beledi>elere a\Ticaük Genelge, kurumlar ara- sında yapılacak naklen ata- malar ile belediyelerden be- lediyelere ya da belediyeler dışındaki diğer kurumlar- dan belediyelere yapılacak naklen atamalarda izin ko- şulu getirmiyor. Buna karşın aynı genel- ge, belediyelerden diğer ku- rumlara yapılacak naklen atamalar için Başbakan- lık'tan izin alınması koşulu- nu getiriyor. Bu durum, belediyelerde çalışmasına karşın öğret- menliğe dönmek isteyen öğretmenlik formasyonuna sahip kişilerin önünü kesi- yor. Resmi Gazete'nin 5 Ni- san 1998 tarih ve 23305 sa- yılı nüshasında yayımlanan Maliye Bakanhğı'nm 1998 Mali Yılı Bütçe Talimatna- mesi de, Milli Eğitim Ba- kanlığı ile birlikte diğer ka- mu kurumlanna personel naklini engelliyor. PKK'nin silahlı eylemlerinin yıldönümü nedeniyle güvenlik güçleri olası saldırılara karşı önlemlerini arttırdı Polis canlı bombalara karşı alarma geçtiADANA(CumhuriyetGüney Üleri Bü- rosu) - PKK'nin silahlı eylemlere başla- masmın yıldönümü olan 15 Ağustos do- layısıyla başta Güneydoğu olmak üzere bütün yurtta geniş güvenlik önlemleri alımrken teröristlerin olası intihar saldı- nlan ve yasadışı gösterilere karşı polis alarma geçirildi. 15 Ağustos 1984 tarihinde Eruh ve Şemdinli baskınlanyla adım duyuran ör- gütün, Abdullah Öcalan'ın "silahlan bı- rakm" çağnsma bu yıldönümünde uyup uymayacağı belirsızliğini korurken gü- venlik güçleri olası eylemlere karşı tüm bölgede kimlik kontrolü ve aramalan sıklaştırdı, önemli noktalarda korumala- n artırdı. PKK için "lojistik" destek bakımın- dan önemli illerden biri olduğu vurgula- nan Adana'da, özellikle Güneydoğulu yurttaşlann yoğun yaşadığı Anadolu, Hürriyet, Dağlıoğlu, Gülbahçesi. Yeşi- levler, Şakirpaşa, Tsmetpaşa, Denizli, Ye- nibey, Mutlu ve Barbaros mahallelerin- de sıkı tedbirler alımrken önemli kav- • PKK'nin 15 Ağustos 1984 yılında başladığı silahlı eylemlerin yıldönümü nedeniyle güvenlik güçleri olası eylemlere karşı tüm bölgede kimlik kontrolü ve aramalan sıklaştırdı, önemli noktalarda korumalan arttırdı. Kent merkezleri ve kırsal kesimde operasyonlara ağırhk verildi. şaklara da panzerler yerleştirildi. Güven- lik güçlerinin izinleri de geçici olarak kaldınldı. 15 Ağustos'un yaklaşması nedeniyle îçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Mü- dürlüğü aracılığıyla bütün yurttaki mü- dürlüklere gönderdiği talimatta, PKK'li teröristlerin gerçekleştirebilecekleri ola- sı intihar saldınlan, toplu katliamlar, as- keri ve emniyet birimlerine yönelik sal- dınlar ile yasadışı gösterilere karşı daha dikkatli olunmasmı istedi. Olkenin her- hangi bir kentinde intihar saldınsı dü- zenleyebilecekleri bilgileri alınan ve P- KK'nin Amanos Dağı'nda eğittiği terö- ristlerden 30'unun kod adlan ve açık kimliklerinin yer aldığı afışler, bütün yurtta halkın görebileceği yerlere asıldı. Hatay Emniyet Müdürlüğü'nün "Ara- nan PKK'li Terörisfler" başlığı altında "Lütfen y ukandaki fotoğraflan dikkat- le inceleyin. Dağlarunızda aç gezen bu te- röristlerin yiyecek bulabümek için şehir- lere inebileceklerini unutmaymız" sözle- rinin yer aldığı afişte, bir süre önce Ha- tay'da polislere yer gösterirken ma>ına basması sonucu yaşamını yitirdiği savla- nan "Eşrer kod adlı Rasim KayTa ile ge- çen ay Adana Emniyet Müdürlüğü ekip- lerince yakalanan "Berfin-Zozan" kod adlı Ruşen Tabana da bulunuyor. Ara- nan diğer PKK'li terönstler ise şunlar: "Ramazan Toptaş (San tbrahim), Em- rullah Dursun (Serhat), Mustafa Doğan (Rızgar), İbrahim Şengül (Bedrettin), Haydar Demirel (Bager), Mustafa Hamo (Nurhak), Hüseyin Acar (Dilşer), SeHm Gönenç (Yusuf), Salman Kurtalan (Pi- n»X Ferzande Çiçek (Ağit-Koçer), M.Ze- ki Turan (Hebat), M.Akif Devrim (Dok- tor-Cenk). Fikri Azgan (Fıkret-AhmetX Şirin Güneş (Şervan-Mervan), Haydar Demirel (Erdal), Kemal Kapıcı (Faik), ts- mail-soyadı bilinmiyor (ŞirhatXaçıkkim- Dkleri bflinmeyen Hıdır. Sema, Dijivar, Mahsun, DUgeş. Botan. Karker kod adh kişiler, tsmail Sert(Ahmet), Vahit-soyadı bflinmiyortCahitKMehmetCanGürkan (Reşo-Reştt)." Kırsal kesimde de PKK'lilere yönelik geniş kapsamh operasyonlar başlatıldı. Diyarbakır 2. Taktik Ana Jet Üssü'nden havalanan F-16'lar, PKK'nin yurtiçi kamplannın bulunduğu Cudi ve Gabar Dağlan'nı bombaladı. PKK'lilerin sınır dışına çekilmesi konusunda herhangi bir hareketliliğin gözlenmediğini kaydeden üst düzey askeri yetkililer, çok sayıda P- KK'linin daha önceden sınır dışına çık- mış olabileceğini kaydettiler. Türkiye-lran sımnnda bulunan Zag- ros, Kandil, Körkandil dağlan ile Kuzey Irak'taki Zeli, Süleymaniye, Haftanin bölgesi ve Zap, Gare Dağı, Dlana çevre- sinde konumlanan örgütün, 4 bin kadar silahlı gücünü Iran sımnnda tuttuğu öne sürülüyor. Aynca Tunceli ve Bingöl do- laylannda bulunan PKK'lilerin geri çe- kilme konusuna sıcak bakmadıklan be- lirtildi. 31 bin öldü Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nin 13. kuruluş yıldönümü dolayısıyla son ^yı- lın değerlendirmesini yapan Bölge Vali- si Aydm Arslan, teröristlerle yapılan mü- cadele sırasında 4 bin 947 güvenlik gö- revlisinin şehit olduğunu, aynı süre içe- risinde 4 bin 372 yurttaşın teröristlerin saldınsı sonucu yaşamım yitirdiğini, 22 bin 494 teröristin de öldürüldüğünü açık- lamıştı. Arslan, olağanüstü halin ilan edildiği 1987yıhndan 19Temmuz 1999 tarihıne kadar bölgede 602'si yaralı, 2 bin 797'si sağ, 2 bin 282'si de kendiliğin- den teslim olmak üzere toplam 5 bin 681 teröristin de etkisiz duruma getirildiğini söylemişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle