24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
BTEMMUZ 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sosyal güvenlik yasa tasansında uzlaşamayan taraflar önerilerini ayn ayn bakana sundular Çahşan, iş güvencesi istiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - • Sosval güvenlik reformunda işçi ile iş- vermin uzlaşamaması üzerine taraflar önerilerini dün Çalışma ve Sosyal Gü- venik Bakanı Yaşar Okuyan a ayn ay- n verdiler. Türk-lş Genel Başkanı Bay- ran MeraL iş güvencesinden vazgeç- mebrinın mümkün olmadığını belirte- rek. "Tek düşüncemiz çalışanlann hu- zunuolmasKİır'' dedı. TISK Genel Baş- kaa Refik Baydur, işçi ile işverenin an- laşamadığmı anımsatarak. "Anlaşma- mayı göze aldıkianna, dayatmaya gir- dikİerine göre, berhaldeinisiyatifİ hükü- mete devrettik demektir" dıye konuştu. Türk-lş Genel Başkanı Meral, Çalış- ma Bakanı Okuyan'ı ziyaret ederek, Hak-lş ve DlSK'in de önerilerini içeren ortak taslağı verdi. Meral, iş gûvenliği ve kazanılmış haklann korunması konu- sunda ısrarlı olduklannı yineleyerek. "Çabşanlann işinden oiması hepimizi ratutsız etmektedir. Bundan hükümet de rahatsızlık duymaktadır. Tek düşün- cemizçahşanlann huzurudur" dedı. Ta- sarruf teş\ik fonunun ışsizlik sigortası- na kaydınlmasına olumlu baktıklannı belirten Meral. "Müktesep haklann bir geçiş dönemi sağlanarak konınmasının yaraıiı olacağuu düşünüyoruz" dıye ko- nuştu. işverenin emeklilik yaşı için 58- 60 önerisini eleştiren Meral, "Bu ülke- de buyaşta çalışan insanlaryok. Işveren- le 46 madde görüştü. 40'ını oybirlifi ik kabui ettik.4'ünde aıüaşamadık. Bunla- ra hükümet uyar, uymaz başka bir so- run" diye konuştu. Okuyan. iki konuda hem sosyal taraf- lann hem de yurttaşlann anlaştiğını be- lirterek. "Birincisi sosyal güvenlik refor- munun şartolduğu. tkindsiise sosyal gü- venlik konusundaki zoriuklaruı daha da artacağı \e Türkiye ekonomisine zarar vereceği konusundaki endişe" dedı. 'Bugün ESK toplanacak' Sosyal taraflann önenlerini uzman- larla değerlendireceğini bildiren Oku- yan, Başbakan Bülent Ecevit'in uygun görmesi durumunda bugün ESK'nin toplanabileceğini belirtti. ESK'de yapı- lacak değerlendirmenin yararlı olacağı- nı söyleyen Okuyan, taslağı yannki Ba- kanlar Kurulu'nda tartışmaya açacakla- nnı ve netleştireceklerinı bildirdi. Oku- yan, tek taraflı dayatmalarla sonuç alı- namayacağını, taraflar arasındamutlaka uzlaşının sağlanacağını söyledi. TİSK Genel Başkanı Baydur da ba- kanlığa gelerek konfederasyonu ile TO- BB ve TÜSlAD'ın ortak görüşünü ve kendi önerilenni içeren iki taslağı Çalış- ma Bakanfna sundu. Gazetecilerin "Hükümetin dediği mi olacak?" sorusu- na Baydur, "Anlaşmamayı göze aldıkla- nna, dayatmaya girdiklerine göre, her- hakk inisiyatiıi hükümete devrettik de- mek"' karşılığını verdı. Tûrk-lş Başkanlar Kurulu'nun dün yayımlanan sonuç bildırgesinde. "tş gü- vencesinin sağlanması ve işsizHk sigorta- suun getirilmesi koşuhryia, yeni ise gire- cekler için emeklilik yaşuıda gerekli es- neklikgösterilecektir" denildi. Esneklik sözcüğü önceki gûnkü kurul toplantı- sında tartışmalara neden olmuştu. SSK tlaç ve Tıbbi Malzeme Sanayi Müesse- • Türk-lş Genel Başkanı Bayrarn Meral, iş güvencesinden vazgeçmelerinin mümkün olmadığuıı belirterek "Tek düşüncemiz çalışanlann huzurlu olmasıdır" dedi. TİSK Genel Başkanı Refik Baydur, işçi ile işverenin anlaşamadığmı anımsatarak "Artık inisiyatifİ hükümete devrettik" diye konuştu. si'ne yapılacak yatınmlarla daha verim- li ve güçlü hale getirilmesi gerektiğine dikkat çekilen bildiride, SSK doktorla- nnın ve diğer sağlık personelinin atan- dıklan mahalde çalıştınlması ve hasate- nelerin gereksinim duyduğu malzeme- araç-gerecin en kısa sürede sağlanması istendi. Sigortalılann kazanılmış haklannın korunması koşuluyia emeklilikte, ka- dınlar için 50, erkekler için 55 yaş ve ge- çiş süreci konulannda taraflarca birkaç yıl önce vanlmış uzlaşmamn korunma- sı gerektiği vurgulandı. Konfederasyo- nun çözüm önerilerinın dikkate alınma- ması durumunda Başkanlar Kurulu'nun olağanüstü toplanarak, bu olumsuz tavır karşısında yapacağı eylemin biçimini ve programını belirleyeceği belirtildi. Hak-lş Başkanlar Kurulu sonuç bil- dırgesinde de, tasanda sosyal güvenlik kuruluşlanna kâr-zararmantığı ile bakı- larak "sosyaldeviet" ilkesinin çignendi- ği vurgulandı. tşçilerin oldu bittiye ve dayatmaya boyun egmeyeceği belirtile- rek, demokratik haklann sonuna kadar ve kararlılıkla kullarulacağı kaydedildi. DlSK'ten protesto eytemi DtSK, Türk-lş ve KESK'e baglı işçi ve memurlar, dün hükümetin özelleştir- me politikalannı, sosyal güvenlik tasla- ğını ve IMF'yi protesto etti. Enerji Ya- pı-Yol Sen. Tüm Bel-Sen, Haber-Iş, Ba- sın-lş, Petrol-lş ve Kristal-tş'e bağlı yak- laşık 300 kışilik grup Taksim'deki Bo- ğaziçi Elektrik Dağıtım Genel Müdür- lüğü önünde toplandı. İşçi ve memur- lar adına yapılan açıklamada halkın ve ülkenin 'saülmakistendiği' vurgulandı. Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Merkez Yönetim Kurulu üyele- ri MasisKürkçügil, NecmiDemirve Es- ra Koç "Sosyal güvenlik reformu ve emektiKk yaşT konusunda görüşmeler- de bulunmak üzere dün DİSK Genel Sekreteri Murat Toknutk'ı ziyaret etti. Kürkçügil, SSK sorununun "emekMHk yaşı" sorununa indirgenemeyeceğini ifade ederek, çok daha geniş kapsamlı ele alınması gerektiğini söyledi. Murat Tokmak da Türkiye'nin "geııç eroekffler" ülkesi olarak gösterilmesi- nın dogru olmadığını vurgulayan, "SSK verüerine göre bir müyon 700 bin emek- liden sadece yüzde l'i, yani 18 bini 401ı yaşlarda" dedi. DtSK'e üye işçiler, sosyal güvenlik reformunu protesto etmek amacıyla iş- yerlerinde çeşitli eylemler yaptılar. Gebze Çayırova'da başta Türk Hen- kel olmak üzere ilaç, lastik, metal, ge- nel hizmetler işkolunda çalışan işçiler, öğle yemeğinde bir araya gelerek refor- mu protesto ettiler. Türkiye Selüloz, Kâğıt ve Mamülle- ri lşçileri Sendikası Genel Ba§kanı Er- gin .Alsan ise yaptığı yazılı açıklamada, kamuoyuna sosyal güvenlik reformu adı altında sunulan tasannın reform de- ğil, sosyal güvenhğin tasfıyesi oldugu- nu belirtti. Limter-lş Sendikası Genel Başkanı Kazun Bakış da. işsizlik sigor- tası olmadan sosyal güvenlikte yaş tar- tışmasına girilemeyeceğini söyledi. Eylemlere kaülan minilder dövizlerie aüelerine destek oldular. (ÖZKAN GÜVEN) Okuyan: Önerileriaynen etmeyesöz vermedik ANKARA (Cumhurryet Bürosu)- Ça- lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan. sosyal taraflann uzlaşma sağla- yaraİc getirecekleri öneri konusunda "Hepsini aynen kabuledecegizdiyebir ta- ahhüdûmüzyok' dedı. Okuyan, işçi ke- siminin, yaşın yükseltilraesi için koşul olarak öne sürdükleri "işszfik sigortası ve İ;güvencea n düzenlemelerini ıkınci aşa- ma olarak gördüklerini, ancak işvercn de kabul ederse zamanlamanın öne çekile- bileceğini bildirdi. Okuyan, yaş konusunun tek başına an- lam ifade etmediğini belirterek "Yanlış bir şeyde patinaj yapüıyor. Bir sürü seçe- nek içeren bir önerimiz var. Yaşı 100'e de yüksetaeıuz bir şey çözülmez" dedi. Oku- yan, ışçi-işveren kesıminm kendi arasm- da uzlaşma sağlayamadığının anımsatıl- ması ve bu noktada bakanlığm üstlene- ceği rolün sorulması üzenne. "Birgörüş bildjrme noktasında degiliz. Perşembe gününe kadar bize süre taruyın dedfler. Kendi aramızda uzlaşalım dedfler. Tanı- dık Gebinler degerieııdireceğiz'' dedi. Okuyan, sosyal taraflann bir noktada uzlaşmaya varmalan durumunda öneri- nin aynen kabul edilip edilmeyeceğine ilışkin soruya ise "Degerkndireceğiz. Hepsini aynen kabul «tecegfadhç bir ta- ahhüdümüz yok" yanıtını verdi. YaşarOkuyan, dün Avrupa Birligi An- kara Temsilcısi Karen Foog ile de görüş- tü. Foog, görüşmenin en önemli bölümü- nün sosyal güvenlik olduğunu belirterek yeni hükümetin bu konuda çok ilerleme saglayacagına ınandığını söyledi. Oku- yan ise bazı siyasüerin hâlâ sosyal güven- lik konusunda siyasi popülizm ile dav- randıklannı. buna bazı taraflann da ek- lendiği suçlamasını yöneltirken bunlara karşm halkın sosyal güvenlik reformu- nun gerçekleştirilmesinden yana olduğu- nu ileri sürdü. Reformu, halktan aldıkla- n destek ile gerçekleştireceklerini söyle- yen Okuyan, süre tanmmasına karşın şu ana kadar gelen bilgılere göre sosyal ta- raflann pek çok konuda uzlaşma sagla- yamadıklaruun öğreniktiğıni kaydetti. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Me- ral, ESK'nin toplanmasına işverenin ge- rek olmadığını söylediğıııin anımsatıl- ması üzerine, "Onlar gerekgönnüyorsa toplanmasuı. Aniayfan 42 maddeyi Uçe saymak yanhşür'' dedi. Hükümetin de iş güvenhğine sıcak baktığını belirten Me- ral, "Biz keyfi işten çdarmalan znrhşör- dık. KademeB geçişe isveren önce 'evet' dedi sonra 'hayır' dedL Bunu anlamakta da güçlük çekiyornz" dıye konuştu. Kuskulu ölüm Uç polis açığa ahndı ; ÇANAKKALE (Cumhu- riyet) - Çanakkale'nin Yeni- ce ilçesinde, Mustafa Koca adındaki kahvecının. önceki gün gözaltına alındığı ilçe Emniyet Amirliği nezaret- hanesinde fenalaşnktan son- ra hastaneye kaldınlırken yolda ölmesi sonucu başla- tılan soruşturmada İlçe Em- niyet Amirliği'nde görevli 3 polis açığa ahndı. Koca'nın cesedi dün akşam otopsi için gönderildigi Bursa'dan geti- rilerek toprağa verildi. tzinli olarak önceki gün Izmir'e giden Yenice Kay- makamı Omer Liu da geliş- meler karşısında ilçeye geri döndü. Çanakkale Vali Yar- dımcısı Halil Yavuz Kaya ve Asayiş Şube Müdür Yar- dımcısı Aykut Atmaca'nın Yenice ilçesinde soruştur- mayı sordürdügü bildirildi. Çanakkale Valisi Meh- met Seyman da Koca'nın başını duvarlara vurarak kendisıni öldürdüğünü iddia etti. Seyman şunlan söyledi: "Bu kişi Cumhuriyet SavchğTnın talimatıyla önce Yenice SağlıkOcağı"na alkol muayenesi için sevk edilmiş. Tekrar nezarethaneyegetiri- len Koca. taşkınlık yapmaya devam edip başını du\ariara çarpmay^ başlayınca, görev- li poüslerce \eniden Yenice Sağlık Ocağı'na götürül- müş. Yapılan kontrol sonra- sında Çan Devlet Hastane- si'ne sevk edilen kişi yolda hayannı kaybetmiştir. Soruş- rurma sürdürülüyor. lhma- li olanlar\arsa gereken yapı- lacaknr." tstaııbul'da caza merhaba İstanbul KüHür ve Sanat Vakfi'nca (tKSV) düzenlenen 6. Uluslararası İstanbul Caz Festivau, sah akşamı Esma SuHan Yalısj'nda yapılan törenle açridL Törende, festival sponsoriuğunu üstknen Garanti Bankasırun yam a n festivale en yüksek katkıda buhınan gösteri sponsorlan Mkrrosoft Türkiye, Turkcdl tktişnn Hizmetkri AŞ, Fuji FilmTürkiye-RadyoOD-ğen FM 95.9, Emirates, Garanti Sigorta,GÖNveRocfae Müstahzarlan Sanayi AŞ'ye tKSV Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczaabaşı tarafindan plakerleri sunulduktan sonra, La Banda Municipal de Santiago de Cuba açıhşa kaülan konuklara bir konser verdL 18 Temmuz'a dek sürecek oian festivalde konserler bu yıl Cemil Topuzlu Açıkhav^ Tryatrosu, AKM Büyük Salon ve Konser Salonu, Roxy, Babylon ve Dulcinea'da gerçekleşecek. Festivalin açıhş töreninde yn alan La Banda Municipal de Santiago de Cuba bu akşam da saat 21JO'da Açıkhava Tryatrosu'nda müzikseverlerte buluşacak. 100 ydhk geçmişi olan grubun repertuvannda bando müziğinin yam sıra tspanya, BrezUya, Porto Rko'dan ezgiler ve FransK chansonlan var. (UĞUR DEMİR) Tüm dünyayı parselleyen şirketler, çalışmalannı çokuluslu ilaç firmalanyla yürütüyor Avrupa ve ABD'de uluslararası gen avcıhğı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avru- pa ve ABD'de genetik çalışmalan yapan la- boratuvarlann, kanlannda bazı hastalıklar- la ilgili genler taşıyan insan topluluklann- dan kan örneklerini toplayarak, bunlan ilaç üretimi amacıyla kullandıklan belirlendi. Dünyanın çeşitli bölgelerinı inceleme altı- na alan şirketler, bir toplumda belirli bir has- talığı saptadıklarinda, insanlardan kan ya da deri örnekleri alarak genetik inceleme- lere başlıyorlar. Hemen hemen tüm dünya- yı parselleyen şirketler, çalışmalannı ilaç üreten çokuluslu şirketlerle ortak yürütü- yorlar. Tıp etikçileri, tüm dünyaya yayılan "gen avcıhğmı", insanlardan nzalan aluımadan kan toplandığını gerekçe göstererek "etik dışı" olarak nitelendiriyorlar. DNA örnek- leri toplamak için özellikle yalıtılmış top- lumlan, kalıtımsal hastalıklann görüldüğü geniş aileleri, geleneksel ve dini ilişkiler içinde yaşayan, diğer ırklarla fazla kanşma- mış toplumlan hedef seçen şirketler, insan- lardan edindikleri genetik bilgilerin paten- tini alarak, aynı insanlara para karşılığmda satmakla suçlanıyorlar. Şirketlerin bu tür • DNA örnekleri toplamak için özellikle yalıtılmış toplumlan, kalıtımsal hastahklann görüldüğü geniş aileleri; geleneksel ve dini ilişkiler içinde yaşayan, diğer ırklarla fazla kanşmamış toplumlan hedef seçen şirketler, insanlardan edindikleri genetik bilgilerin patentini alarak aynı insanlara para karşılığmda satmakla suçlanıyorlar. genetik araşürmalar sonucunda kazandıkla- n paranın milyonlarca dolar olduğu vurgu- lanıyor. Bir başka deyişle, bu şirketler top- lumlann genetik zaaflannı kullanarak para kazanıyor. Örneğin, geniş bir ailede, bir has- talığın kalıtsal olarak bulunduğunu belırle- yen şirket, bu aileden aldığı DNA örnekle- rinde hastalığa neden olan geni rahatlıkla saptayabiliyor. Şirketin bu geni kullanarak ilaç üretmesi daha kolay oluyor. Dünyanın önde gelen şirketlerinden "Se- quana". Kanadalı Mt. Sınai Hastanesi ile birlikte Brezilya ve Çin'in kırsal kesiminde yaşayan geniş ailelerde ve Şıli'de astım, di- yabet ve şişmanlığa neden olan genlerin pe- şine düşerken, "Genset" adlı şirket Arjan- tin, Israil ve Çin'de merkezi sinir sistemi hastalıklan, şizofreni ve prostat kanserine neden olan genleri araştınyor. Italya'nın Li- mone kasabasmda kolesterol ile baş edebi- lecek bir gen saptayan Milan Üniversitesi, çalışmalannı Isveçli "Pharmacia" şirketiy- le sürdürürken, Fransız Pasteur Enstitüsü Gabon'da AIDS'e neden olan virüsü durdu- rabilecek bir gen üzerinde duruyor. ABD'li genetik şirketleri de dünyanın çe- şitli bölgelerinde gen avcılığına devam edi- yorlar. Rockefeller Üniversitesi Mikronez- ya'da, Columbia Üniversitesi Pakistan'da, ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü Solomon Adalan'nda ve Papua-Yeni Gine'de, Case Western Üniversitesi Tibet'te genetik çahş- malaryapıyor. Genetik çalışmalarda en çok üzerinde durulan hastalıklar kanser türleri, astım, diyabet (şeker) ve şizofreni olarak belirirken, çalışmalann daha çok azgeliş- miş ülkelerde yapdıyor olması dikkat çeki- yor. Tüm dünyada gen avcıhğı yapan şirket- ler, ortaklannı, elde ettikleri bilgileri para- ya çevirebilecek ilaç şirketlerinden seçiyor- lar. ilaç şirketleri de kendilerine çok büyük çıkarlar sağlayacak bu çalışmalan milyon- larca dolarvererekdestekliyorlar. tzlanda'da 12 hastalığın geni ve alkolizm üzerinde ça- lışan DeCode Genetics şirketinin arkasında ünlü "Rocne" ilaç şirketi bulunurken, Gen- set şirketinin şizofreni ve prostat kanseri üzerinde yaptığı genetik araştırmayı 3 bü- yük ilaç şirketi destekliyor. Human Geno- me Sciences şirketinin arkasında 6, insanın genetik yapısının veri tabanını çıkarmaya çalışan Incyte şirketini arkasında ise arala- nnda Bayer fırmasının da bulunduğu 8 dev ilaç şirketi duruyor. ilaç şirketleriyle ortak çalışarak tüm dün- yadan gen toplayan şirketler bazı çalışma- lannı tamamlamış ve patentlerini almış bu- lunuyor. Alzheimer, Parkinson, epilepsi gibi mer- kezi sinir sistemi hastalıklan üzerinde yapı- lan genetik çalışmalar sonucunda elde edi- len ilaçlar satışa sunulmuş durumda. Sequ- ana şirketi astun ilaçlanndan, Myriad şirke- ti de beyin ve akciğer kanserine karşı geliş- tirdiği ilaçlardan para kazanıyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Ocalan Sorunu Öcalan Suriye'den çıkıp ülke ülke dotaşırken yaz- dığım iki yazıda, "Inşallah bu sorun Türkiye dışında çözûlür" demiştim. Fakat olmadı ve bu pis işi temiz- lemek bize düştü. Kimi korkulanm vardı, ama öcalan'ın "yargı süre- ci", Türkiye açısından son derece başanlı geçti. Her ne kadar, devlet güvenlik mahkemelerındeki asker yargıçlan ayıklama sürecınde bir sure inat edıldıyse de sonunda o konuda da atılması gereken adım atıldı. (Şu adım, çok daha önce atılsaydı, kötü mü olurdu?..) Yargılamayı gerçekJeştiren mahkeme çok başanlı bir sınav verdi; ama Mudanya görüntüleri, zaman za- man kontrolden çıktı. Bütün dünyanın gözü Mudan- ya'da iken savunma avukatlanna saldırmak, arabala- nnı tekmetemek acaba kime hizmet etti? En ufak bir hukuk nosyonu olan insan bile, Öcalan hakkında idamdan başka bir karar olasılığı olmadığı- nı bilirken "müdahi!avukatlann" "şovlanna" negerek vardı? Bunlar acaba kime gösteriş yapıyorlardı ve ki- me hizmet edıyorlardı? Şehit ailelerinin gösterilen de bıraz abartılı gibıme geldi. O şehitler ki; onlara ve geride bıraktıklarına dök- tüğüm gözyaşının haddi hesabı yok. Fakat zaten yüz- de bir milyon haklı olduğumuz bir davada, bu kadar gosteriye gerek yoktu gibime geliyor. "Dış dünya an- lasın" diye yapılmışsa, bunlar boşuna çaba olur. Biz ağzımızla kuş tutsak, anlamaz "dış dünyalılar*'... Ve sonunda beklenen karar verildi. Şimdi ne oia- cak?.. • • • Gerek "Mudanya'nın planlayıcılan" ve gerekse "medyantn bir bölümü", öyle bir hava yarattılar ve öy- le bir gergınlik yarattılar ki; sağlıklı düşünmek çok zor- laştı. Geçen birkaç ayda, Anadolu'nun neresine gitsem "Hocam, bu katili asacağız, değil mi" sorusuyla kar- şılaştım. "Asarsak adamı kahraman yapanz" gibisin- den yanıtlanm da, hemen hiç kimsenin hoşuna gitme- di. Hele çok şehit veren birkaç il ve ilçede, böyle bir yanıt, "Apocu olmak" anlamına geliyordu. Zira top- lum buna şartlandınlmıştı. ••• Peki şimdi ne olacak? Türkiye'de hiç kimse, kolayına, "Apo'yu asacağız" diyemez. Ama aynı biçimde, "Apo'yu asmamalıyız" demek de kolay değil. Birkaç haftadır gerek siyaset- çiterimiz, gerekse kimi köşe yazarianmtz çok zorda. "Kıvirtıp duruyoriar..." Kimi yayın organlannda "öcalan'ın asılmayacağı- na dair söz verilmiş" gibisinden haberter okuyoruz. Doğrusu buna da ihiimal vermryorum. Türkiye'de böy- le bir söz vermeye, kimse cesaret edemez. Fakat kendini "AvrupaJı" olarak görmek ve bunu ka- bul ettirmek ısteyen bir üikenin, darağacı kurup adam asması çok güç. Almanya'da Kızıkxdu mensuplan, hapishanede aynı gece intihar ettiler. Pek kimsenin se- sı çıkmadı. Benzer örnekleri çoğaltmak mümkün. Fa- kat darağaçlan kurmak, başka bir şey. Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi, Türkiye hakkın- da bir sürü karar verdi. Ve maatesef, biz bunlara uy- mak zorunda kaldık. Adamlann "çifte standart" uy- guladıklannı bilmemize rağmen... Çünkü bu karaıia- ra uyacağımıza dair imza vermişiz. Şimdi de bu adam- lann kararianna, bir ölçüde uymak zorundayız^ ., _ı Kim ne derse desin... ••• 1960 Devrimi sonrasında, Yassıada'da bir "Yüksek Adalet Divanı" oluşturulmuştu. Yanlış konulann "da- va konusu" edilmelerine rağmen, bu mahkeme adil ve dürüst bir mahkemeydi. Kimileri bu mahkeme hak- kında, hâlâ atıp tutarlar, ama o insanlann da kendile- rince duygusal nedenleri vardır. Bu mahkeme 15 kişi hakkında idam karan vermiş, Milli Biriik Komrtesi; Celal Bayar'ın cezasını yaş had- dinden dolayı, 11 kişinın karannı "oybirliği ile alınma- dığı" gerekçesiyle müebbet hapse çevirmişti. Ancak Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüş- tü Zorlu'nun cezalan onaylanmıştı. Başta Ismet Paşa ve ABD Ankara Büyükelçısı ol- mak üzere birtakım ciddi isimler, cezanın uygulanma- ması için çabalarken bir kısım sorumsuzlann, "Asa- mazlar" gibi "Sıkıysa assınlar" gibi konuşmalan ve bu türden konuşmalann yaygınlaşması, maatesef bu 3 ki- şinin sonu oldu. Zira bu türden laflann sonunda, eğer karar uygulanmasaydı, silahlı kuvvetler çok zora gi- recekierdi. Şimdi başta rtalya'nın başbakanı olmak üzere, ken- dini bilmez kimi siyasetçilenn, "Merak etmeyin biz öcalan'ı asbrtmayız" gibisinden konuşmalar yaptık- lannı duyuyoruz. Bu adamlar, Öcalan'ın canıyla oynu- yorlar. Eğer bu türden konuşmalar yoğunlaşırsa, Tür- kiye egemen bir ülke olarak sert bir tutum takınabilir ve bana sorarsanız, sonuna dek haklı olur. Ama işimiz zor, hem de çok zor... UNlCEF'in raporu 6 Kız çocuklann eğitimi, gelişmeyi hızlandınyor' tstanbulHaberServisi- UN1CEF (Birleşmiş Mil- letler Çocuk Fonu) tarafin- dan hazırlanan "Eğitim- Dünya Çocuklannın Du- ruımı 1999" başlıklı rapor- da, insan haklanndan bin kabul edilen eğitim görme hakkının, gelişmekte olan ülkelerde büyük önem ta- şıdığı, bu ülielerde okul çağmda olduklan halde okula gidemeyen toplam 130 milyon çocuk bulun- duğu bildirildi. Dünyanın, 21. yüzyılın eşiğinde bir eğitim devri- minin yol aynmında oldu- ğu belirtilen raporda, eği- tim hakkının insan hakla- nnın bölünmez bir parça- sı olduğu görüşüne yer ve- rildi. Raporda, çeşitli ül- kelerdeki olumsuz koşul- lar, örneklerle anlaüldı. Raporda, dünyanın ken- disi için belirlediği eğitim hedeflerine ulaşılması için son 10 yıl içinde bir dizi ekonomık ve kaliteli yol üzerinde dunılduğu ifade edilerek u Bu yeni yotlann zengin olsun, yoksul olsun bütün ülketerdeki okuUa- ra yarar sağlaması isteni- yorsa, gerekli kaynaklann ve siyasal iradenin de dev- reye girmesi gerekmekte- dir" görüşüne yer verildi. Ulusal hükümetlerin te- mel eğitimi güvenceye al- makla ve bu konuda ge- rekli bütün politika ve uy- gulama değişikliklerini gerçekleştirmekle yüküm- lü olduğu ifade edilen ra- porda, gelişmekte olan ül- kelerin yoksulluklanm, "herkes için eğmm"e ye- terli kaynak ayırmamala- nnın mazereti olarak gös- terme eğiliminde oldukla- n kaydedildi. Raporda, kız çocuklann eğitilmelerinin, insani ge- lişmenin bütün alanlan üzerinde etkisi olduğu ifa- de edilerek "KH çocukla- nnın eğitimi, çocuk ölüm- lerini azaltip çocuklann beslenme ve genet- sağlık düzeylerini >ükseltmektE, nüfus aruşını da yavaşlat- maktadır" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle