Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BTEMMUZ 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sosyal güvenlik yasa tasansında uzlaşamayan taraflar önerilerini ayn ayn bakana sundular
Çahşan, iş güvencesi istiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
• Sosval güvenlik reformunda işçi ile iş-
vermin uzlaşamaması üzerine taraflar
önerilerini dün Çalışma ve Sosyal Gü-
venik Bakanı Yaşar Okuyan a ayn ay-
n verdiler. Türk-lş Genel Başkanı Bay-
ran MeraL iş güvencesinden vazgeç-
mebrinın mümkün olmadığını belirte-
rek. "Tek düşüncemiz çalışanlann hu-
zunuolmasKİır'' dedı. TISK Genel Baş-
kaa Refik Baydur, işçi ile işverenin an-
laşamadığmı anımsatarak. "Anlaşma-
mayı göze aldıkianna, dayatmaya gir-
dikİerine göre, berhaldeinisiyatifİ hükü-
mete devrettik demektir" dıye konuştu.
Türk-lş Genel Başkanı Meral, Çalış-
ma Bakanı Okuyan'ı ziyaret ederek,
Hak-lş ve DlSK'in de önerilerini içeren
ortak taslağı verdi. Meral, iş gûvenliği
ve kazanılmış haklann korunması konu-
sunda ısrarlı olduklannı yineleyerek.
"Çabşanlann işinden oiması hepimizi
ratutsız etmektedir. Bundan hükümet
de rahatsızlık duymaktadır. Tek düşün-
cemizçahşanlann huzurudur" dedı. Ta-
sarruf teş\ik fonunun ışsizlik sigortası-
na kaydınlmasına olumlu baktıklannı
belirten Meral. "Müktesep haklann bir
geçiş dönemi sağlanarak konınmasının
yaraıiı olacağuu düşünüyoruz" dıye ko-
nuştu. işverenin emeklilik yaşı için 58-
60 önerisini eleştiren Meral, "Bu ülke-
de buyaşta çalışan insanlaryok. Işveren-
le 46 madde görüştü. 40'ını oybirlifi ik
kabui ettik.4'ünde aıüaşamadık. Bunla-
ra hükümet uyar, uymaz başka bir so-
run" diye konuştu.
Okuyan. iki konuda hem sosyal taraf-
lann hem de yurttaşlann anlaştiğını be-
lirterek. "Birincisi sosyal güvenlik refor-
munun şartolduğu. tkindsiise sosyal gü-
venlik konusundaki zoriuklaruı daha da
artacağı \e Türkiye ekonomisine zarar
vereceği konusundaki endişe" dedı.
'Bugün ESK toplanacak'
Sosyal taraflann önenlerini uzman-
larla değerlendireceğini bildiren Oku-
yan, Başbakan Bülent Ecevit'in uygun
görmesi durumunda bugün ESK'nin
toplanabileceğini belirtti. ESK'de yapı-
lacak değerlendirmenin yararlı olacağı-
nı söyleyen Okuyan, taslağı yannki Ba-
kanlar Kurulu'nda tartışmaya açacakla-
nnı ve netleştireceklerinı bildirdi. Oku-
yan, tek taraflı dayatmalarla sonuç alı-
namayacağını, taraflar arasındamutlaka
uzlaşının sağlanacağını söyledi.
TİSK Genel Başkanı Baydur da ba-
kanlığa gelerek konfederasyonu ile TO-
BB ve TÜSlAD'ın ortak görüşünü ve
kendi önerilenni içeren iki taslağı Çalış-
ma Bakanfna sundu. Gazetecilerin
"Hükümetin dediği mi olacak?" sorusu-
na Baydur, "Anlaşmamayı göze aldıkla-
nna, dayatmaya girdiklerine göre, her-
hakk inisiyatiıi hükümete devrettik de-
mek"' karşılığını verdı.
Tûrk-lş Başkanlar Kurulu'nun dün
yayımlanan sonuç bildırgesinde. "tş gü-
vencesinin sağlanması ve işsizHk sigorta-
suun getirilmesi koşuhryia, yeni ise gire-
cekler için emeklilik yaşuıda gerekli es-
neklikgösterilecektir" denildi. Esneklik
sözcüğü önceki gûnkü kurul toplantı-
sında tartışmalara neden olmuştu. SSK
tlaç ve Tıbbi Malzeme Sanayi Müesse-
• Türk-lş Genel
Başkanı Bayrarn Meral,
iş güvencesinden
vazgeçmelerinin
mümkün olmadığuıı
belirterek "Tek
düşüncemiz çalışanlann
huzurlu olmasıdır" dedi.
TİSK Genel Başkanı
Refik Baydur, işçi ile
işverenin anlaşamadığmı
anımsatarak "Artık
inisiyatifİ hükümete
devrettik" diye konuştu.
si'ne yapılacak yatınmlarla daha verim-
li ve güçlü hale getirilmesi gerektiğine
dikkat çekilen bildiride, SSK doktorla-
nnın ve diğer sağlık personelinin atan-
dıklan mahalde çalıştınlması ve hasate-
nelerin gereksinim duyduğu malzeme-
araç-gerecin en kısa sürede sağlanması
istendi.
Sigortalılann kazanılmış haklannın
korunması koşuluyia emeklilikte, ka-
dınlar için 50, erkekler için 55 yaş ve ge-
çiş süreci konulannda taraflarca birkaç
yıl önce vanlmış uzlaşmamn korunma-
sı gerektiği vurgulandı. Konfederasyo-
nun çözüm önerilerinın dikkate alınma-
ması durumunda Başkanlar Kurulu'nun
olağanüstü toplanarak, bu olumsuz tavır
karşısında yapacağı eylemin biçimini ve
programını belirleyeceği belirtildi.
Hak-lş Başkanlar Kurulu sonuç bil-
dırgesinde de, tasanda sosyal güvenlik
kuruluşlanna kâr-zararmantığı ile bakı-
larak "sosyaldeviet" ilkesinin çignendi-
ği vurgulandı. tşçilerin oldu bittiye ve
dayatmaya boyun egmeyeceği belirtile-
rek, demokratik haklann sonuna kadar
ve kararlılıkla kullarulacağı kaydedildi.
DlSK'ten protesto eytemi
DtSK, Türk-lş ve KESK'e baglı işçi
ve memurlar, dün hükümetin özelleştir-
me politikalannı, sosyal güvenlik tasla-
ğını ve IMF'yi protesto etti. Enerji Ya-
pı-Yol Sen. Tüm Bel-Sen, Haber-Iş, Ba-
sın-lş, Petrol-lş ve Kristal-tş'e bağlı yak-
laşık 300 kışilik grup Taksim'deki Bo-
ğaziçi Elektrik Dağıtım Genel Müdür-
lüğü önünde toplandı. İşçi ve memur-
lar adına yapılan açıklamada halkın ve
ülkenin 'saülmakistendiği' vurgulandı.
Özgürlük ve Dayanışma Partisi
(ÖDP) Merkez Yönetim Kurulu üyele-
ri MasisKürkçügil, NecmiDemirve Es-
ra Koç "Sosyal güvenlik reformu ve
emektiKk yaşT konusunda görüşmeler-
de bulunmak üzere dün DİSK Genel
Sekreteri Murat Toknutk'ı ziyaret etti.
Kürkçügil, SSK sorununun "emekMHk
yaşı" sorununa indirgenemeyeceğini
ifade ederek, çok daha geniş kapsamlı
ele alınması gerektiğini söyledi.
Murat Tokmak da Türkiye'nin "geııç
eroekffler" ülkesi olarak gösterilmesi-
nın dogru olmadığını vurgulayan, "SSK
verüerine göre bir müyon 700 bin emek-
liden sadece yüzde l'i, yani 18 bini 401ı
yaşlarda" dedi.
DtSK'e üye işçiler, sosyal güvenlik
reformunu protesto etmek amacıyla iş-
yerlerinde çeşitli eylemler yaptılar.
Gebze Çayırova'da başta Türk Hen-
kel olmak üzere ilaç, lastik, metal, ge-
nel hizmetler işkolunda çalışan işçiler,
öğle yemeğinde bir araya gelerek refor-
mu protesto ettiler.
Türkiye Selüloz, Kâğıt ve Mamülle-
ri lşçileri Sendikası Genel Ba§kanı Er-
gin .Alsan ise yaptığı yazılı açıklamada,
kamuoyuna sosyal güvenlik reformu
adı altında sunulan tasannın reform de-
ğil, sosyal güvenhğin tasfıyesi oldugu-
nu belirtti. Limter-lş Sendikası Genel
Başkanı Kazun Bakış da. işsizlik sigor-
tası olmadan sosyal güvenlikte yaş tar-
tışmasına girilemeyeceğini söyledi. Eylemlere kaülan minilder dövizlerie aüelerine destek oldular. (ÖZKAN GÜVEN)
Okuyan: Önerileriaynen etmeyesöz vermedik
ANKARA (Cumhurryet Bürosu)- Ça-
lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar
Okuyan. sosyal taraflann uzlaşma sağla-
yaraİc getirecekleri öneri konusunda
"Hepsini aynen kabuledecegizdiyebir ta-
ahhüdûmüzyok' dedı. Okuyan, işçi ke-
siminin, yaşın yükseltilraesi için koşul
olarak öne sürdükleri "işszfik sigortası ve
İ;güvencea
n
düzenlemelerini ıkınci aşa-
ma olarak gördüklerini, ancak işvercn de
kabul ederse zamanlamanın öne çekile-
bileceğini bildirdi.
Okuyan, yaş konusunun tek başına an-
lam ifade etmediğini belirterek "Yanlış
bir şeyde patinaj yapüıyor. Bir sürü seçe-
nek içeren bir önerimiz var. Yaşı 100'e de
yüksetaeıuz bir şey çözülmez" dedi. Oku-
yan, ışçi-işveren kesıminm kendi arasm-
da uzlaşma sağlayamadığının anımsatıl-
ması ve bu noktada bakanlığm üstlene-
ceği rolün sorulması üzenne. "Birgörüş
bildjrme noktasında degiliz. Perşembe
gününe kadar bize süre taruyın dedfler.
Kendi aramızda uzlaşalım dedfler. Tanı-
dık Gebinler degerieııdireceğiz'' dedi.
Okuyan, sosyal taraflann bir noktada
uzlaşmaya varmalan durumunda öneri-
nin aynen kabul edilip edilmeyeceğine
ilışkin soruya ise "Degerkndireceğiz.
Hepsini aynen kabul «tecegfadhç bir ta-
ahhüdümüz yok" yanıtını verdi.
YaşarOkuyan, dün Avrupa Birligi An-
kara Temsilcısi Karen Foog ile de görüş-
tü. Foog, görüşmenin en önemli bölümü-
nün sosyal güvenlik olduğunu belirterek
yeni hükümetin bu konuda çok ilerleme
saglayacagına ınandığını söyledi. Oku-
yan ise bazı siyasüerin hâlâ sosyal güven-
lik konusunda siyasi popülizm ile dav-
randıklannı. buna bazı taraflann da ek-
lendiği suçlamasını yöneltirken bunlara
karşm halkın sosyal güvenlik reformu-
nun gerçekleştirilmesinden yana olduğu-
nu ileri sürdü. Reformu, halktan aldıkla-
n destek ile gerçekleştireceklerini söyle-
yen Okuyan, süre tanmmasına karşın şu
ana kadar gelen bilgılere göre sosyal ta-
raflann pek çok konuda uzlaşma sagla-
yamadıklaruun öğreniktiğıni kaydetti.
Türk-lş Genel Başkanı Bayram Me-
ral, ESK'nin toplanmasına işverenin ge-
rek olmadığını söylediğıııin anımsatıl-
ması üzerine, "Onlar gerekgönnüyorsa
toplanmasuı. Aniayfan 42 maddeyi Uçe
saymak yanhşür'' dedi. Hükümetin de iş
güvenhğine sıcak baktığını belirten Me-
ral, "Biz keyfi işten çdarmalan znrhşör-
dık. KademeB geçişe isveren önce 'evet'
dedi sonra 'hayır' dedL Bunu anlamakta
da güçlük çekiyornz" dıye konuştu.
Kuskulu ölüm
Uç polis
açığa
ahndı
; ÇANAKKALE (Cumhu-
riyet) - Çanakkale'nin Yeni-
ce ilçesinde, Mustafa Koca
adındaki kahvecının. önceki
gün gözaltına alındığı ilçe
Emniyet Amirliği nezaret-
hanesinde fenalaşnktan son-
ra hastaneye kaldınlırken
yolda ölmesi sonucu başla-
tılan soruşturmada İlçe Em-
niyet Amirliği'nde görevli 3
polis açığa ahndı. Koca'nın
cesedi dün akşam otopsi için
gönderildigi Bursa'dan geti-
rilerek toprağa verildi.
tzinli olarak önceki gün
Izmir'e giden Yenice Kay-
makamı Omer Liu da geliş-
meler karşısında ilçeye geri
döndü. Çanakkale Vali Yar-
dımcısı Halil Yavuz Kaya
ve Asayiş Şube Müdür Yar-
dımcısı Aykut Atmaca'nın
Yenice ilçesinde soruştur-
mayı sordürdügü bildirildi.
Çanakkale Valisi Meh-
met Seyman da Koca'nın
başını duvarlara vurarak
kendisıni öldürdüğünü iddia
etti. Seyman şunlan söyledi:
"Bu kişi Cumhuriyet
SavchğTnın talimatıyla önce
Yenice SağlıkOcağı"na alkol
muayenesi için sevk edilmiş.
Tekrar nezarethaneyegetiri-
len Koca. taşkınlık yapmaya
devam edip başını du\ariara
çarpmay^ başlayınca, görev-
li poüslerce \eniden Yenice
Sağlık Ocağı'na götürül-
müş. Yapılan kontrol sonra-
sında Çan Devlet Hastane-
si'ne sevk edilen kişi yolda
hayannı kaybetmiştir. Soruş-
rurma sürdürülüyor. lhma-
li olanlar\arsa gereken yapı-
lacaknr."
tstaııbul'da caza merhaba
İstanbul KüHür ve Sanat
Vakfi'nca (tKSV) düzenlenen
6. Uluslararası İstanbul Caz
Festivau, sah akşamı Esma
SuHan Yalısj'nda yapılan
törenle açridL Törende, festival
sponsoriuğunu üstknen
Garanti Bankasırun yam a n
festivale en yüksek katkıda
buhınan gösteri sponsorlan
Mkrrosoft Türkiye, Turkcdl
tktişnn Hizmetkri AŞ, Fuji
FilmTürkiye-RadyoOD-ğen
FM 95.9, Emirates, Garanti
Sigorta,GÖNveRocfae
Müstahzarlan Sanayi AŞ'ye
tKSV Yönetim Kurulu
Başkanı Şakir Eczaabaşı
tarafindan plakerleri
sunulduktan sonra, La Banda
Municipal de Santiago de Cuba
açıhşa kaülan konuklara bir
konser verdL 18 Temmuz'a dek
sürecek oian festivalde
konserler bu yıl Cemil Topuzlu
Açıkhav^ Tryatrosu, AKM
Büyük Salon ve Konser Salonu,
Roxy, Babylon ve Dulcinea'da
gerçekleşecek. Festivalin açıhş
töreninde yn alan La Banda
Municipal de Santiago de Cuba
bu akşam da saat 21JO'da
Açıkhava Tryatrosu'nda
müzikseverlerte buluşacak. 100
ydhk geçmişi olan grubun
repertuvannda bando
müziğinin yam sıra tspanya,
BrezUya, Porto Rko'dan ezgiler
ve FransK chansonlan var.
(UĞUR DEMİR)
Tüm dünyayı parselleyen şirketler, çalışmalannı çokuluslu ilaç firmalanyla yürütüyor
Avrupa ve ABD'de uluslararası gen avcıhğı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avru-
pa ve ABD'de genetik çalışmalan yapan la-
boratuvarlann, kanlannda bazı hastalıklar-
la ilgili genler taşıyan insan topluluklann-
dan kan örneklerini toplayarak, bunlan ilaç
üretimi amacıyla kullandıklan belirlendi.
Dünyanın çeşitli bölgelerinı inceleme altı-
na alan şirketler, bir toplumda belirli bir has-
talığı saptadıklarinda, insanlardan kan ya
da deri örnekleri alarak genetik inceleme-
lere başlıyorlar. Hemen hemen tüm dünya-
yı parselleyen şirketler, çalışmalannı ilaç
üreten çokuluslu şirketlerle ortak yürütü-
yorlar.
Tıp etikçileri, tüm dünyaya yayılan "gen
avcıhğmı", insanlardan nzalan aluımadan
kan toplandığını gerekçe göstererek "etik
dışı" olarak nitelendiriyorlar. DNA örnek-
leri toplamak için özellikle yalıtılmış top-
lumlan, kalıtımsal hastalıklann görüldüğü
geniş aileleri, geleneksel ve dini ilişkiler
içinde yaşayan, diğer ırklarla fazla kanşma-
mış toplumlan hedef seçen şirketler, insan-
lardan edindikleri genetik bilgilerin paten-
tini alarak, aynı insanlara para karşılığmda
satmakla suçlanıyorlar. Şirketlerin bu tür
• DNA örnekleri toplamak için özellikle yalıtılmış toplumlan, kalıtımsal
hastahklann görüldüğü geniş aileleri; geleneksel ve dini ilişkiler içinde
yaşayan, diğer ırklarla fazla kanşmamış toplumlan hedef seçen şirketler,
insanlardan edindikleri genetik bilgilerin patentini alarak aynı insanlara para
karşılığmda satmakla suçlanıyorlar.
genetik araşürmalar sonucunda kazandıkla-
n paranın milyonlarca dolar olduğu vurgu-
lanıyor. Bir başka deyişle, bu şirketler top-
lumlann genetik zaaflannı kullanarak para
kazanıyor. Örneğin, geniş bir ailede, bir has-
talığın kalıtsal olarak bulunduğunu belırle-
yen şirket, bu aileden aldığı DNA örnekle-
rinde hastalığa neden olan geni rahatlıkla
saptayabiliyor. Şirketin bu geni kullanarak
ilaç üretmesi daha kolay oluyor.
Dünyanın önde gelen şirketlerinden "Se-
quana". Kanadalı Mt. Sınai Hastanesi ile
birlikte Brezilya ve Çin'in kırsal kesiminde
yaşayan geniş ailelerde ve Şıli'de astım, di-
yabet ve şişmanlığa neden olan genlerin pe-
şine düşerken, "Genset" adlı şirket Arjan-
tin, Israil ve Çin'de merkezi sinir sistemi
hastalıklan, şizofreni ve prostat kanserine
neden olan genleri araştınyor. Italya'nın Li-
mone kasabasmda kolesterol ile baş edebi-
lecek bir gen saptayan Milan Üniversitesi,
çalışmalannı Isveçli "Pharmacia" şirketiy-
le sürdürürken, Fransız Pasteur Enstitüsü
Gabon'da AIDS'e neden olan virüsü durdu-
rabilecek bir gen üzerinde duruyor.
ABD'li genetik şirketleri de dünyanın çe-
şitli bölgelerinde gen avcılığına devam edi-
yorlar. Rockefeller Üniversitesi Mikronez-
ya'da, Columbia Üniversitesi Pakistan'da,
ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü Solomon
Adalan'nda ve Papua-Yeni Gine'de, Case
Western Üniversitesi Tibet'te genetik çahş-
malaryapıyor. Genetik çalışmalarda en çok
üzerinde durulan hastalıklar kanser türleri,
astım, diyabet (şeker) ve şizofreni olarak
belirirken, çalışmalann daha çok azgeliş-
miş ülkelerde yapdıyor olması dikkat çeki-
yor.
Tüm dünyada gen avcıhğı yapan şirket-
ler, ortaklannı, elde ettikleri bilgileri para-
ya çevirebilecek ilaç şirketlerinden seçiyor-
lar. ilaç şirketleri de kendilerine çok büyük
çıkarlar sağlayacak bu çalışmalan milyon-
larca dolarvererekdestekliyorlar. tzlanda'da
12 hastalığın geni ve alkolizm üzerinde ça-
lışan DeCode Genetics şirketinin arkasında
ünlü "Rocne" ilaç şirketi bulunurken, Gen-
set şirketinin şizofreni ve prostat kanseri
üzerinde yaptığı genetik araştırmayı 3 bü-
yük ilaç şirketi destekliyor. Human Geno-
me Sciences şirketinin arkasında 6, insanın
genetik yapısının veri tabanını çıkarmaya
çalışan Incyte şirketini arkasında ise arala-
nnda Bayer fırmasının da bulunduğu 8 dev
ilaç şirketi duruyor.
ilaç şirketleriyle ortak çalışarak tüm dün-
yadan gen toplayan şirketler bazı çalışma-
lannı tamamlamış ve patentlerini almış bu-
lunuyor.
Alzheimer, Parkinson, epilepsi gibi mer-
kezi sinir sistemi hastalıklan üzerinde yapı-
lan genetik çalışmalar sonucunda elde edi-
len ilaçlar satışa sunulmuş durumda. Sequ-
ana şirketi astun ilaçlanndan, Myriad şirke-
ti de beyin ve akciğer kanserine karşı geliş-
tirdiği ilaçlardan para kazanıyor.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Ocalan Sorunu
Öcalan Suriye'den çıkıp ülke ülke dotaşırken yaz-
dığım iki yazıda, "Inşallah bu sorun Türkiye dışında
çözûlür" demiştim. Fakat olmadı ve bu pis işi temiz-
lemek bize düştü.
Kimi korkulanm vardı, ama öcalan'ın "yargı süre-
ci", Türkiye açısından son derece başanlı geçti. Her
ne kadar, devlet güvenlik mahkemelerındeki asker
yargıçlan ayıklama sürecınde bir sure inat edıldıyse de
sonunda o konuda da atılması gereken adım atıldı. (Şu
adım, çok daha önce atılsaydı, kötü mü olurdu?..)
Yargılamayı gerçekJeştiren mahkeme çok başanlı
bir sınav verdi; ama Mudanya görüntüleri, zaman za-
man kontrolden çıktı. Bütün dünyanın gözü Mudan-
ya'da iken savunma avukatlanna saldırmak, arabala-
nnı tekmetemek acaba kime hizmet etti?
En ufak bir hukuk nosyonu olan insan bile, Öcalan
hakkında idamdan başka bir karar olasılığı olmadığı-
nı bilirken "müdahi!avukatlann" "şovlanna" negerek
vardı? Bunlar acaba kime gösteriş yapıyorlardı ve ki-
me hizmet edıyorlardı?
Şehit ailelerinin gösterilen de bıraz abartılı gibıme
geldi. O şehitler ki; onlara ve geride bıraktıklarına dök-
tüğüm gözyaşının haddi hesabı yok. Fakat zaten yüz-
de bir milyon haklı olduğumuz bir davada, bu kadar
gosteriye gerek yoktu gibime geliyor. "Dış dünya an-
lasın" diye yapılmışsa, bunlar boşuna çaba olur. Biz
ağzımızla kuş tutsak, anlamaz "dış dünyalılar*'...
Ve sonunda beklenen karar verildi. Şimdi ne oia-
cak?..
• • •
Gerek "Mudanya'nın planlayıcılan" ve gerekse
"medyantn bir bölümü", öyle bir hava yarattılar ve öy-
le bir gergınlik yarattılar ki; sağlıklı düşünmek çok zor-
laştı.
Geçen birkaç ayda, Anadolu'nun neresine gitsem
"Hocam, bu katili asacağız, değil mi" sorusuyla kar-
şılaştım. "Asarsak adamı kahraman yapanz" gibisin-
den yanıtlanm da, hemen hiç kimsenin hoşuna gitme-
di. Hele çok şehit veren birkaç il ve ilçede, böyle bir
yanıt, "Apocu olmak" anlamına geliyordu. Zira top-
lum buna şartlandınlmıştı.
•••
Peki şimdi ne olacak?
Türkiye'de hiç kimse, kolayına, "Apo'yu asacağız"
diyemez. Ama aynı biçimde, "Apo'yu asmamalıyız"
demek de kolay değil. Birkaç haftadır gerek siyaset-
çiterimiz, gerekse kimi köşe yazarianmtz çok zorda.
"Kıvirtıp duruyoriar..."
Kimi yayın organlannda "öcalan'ın asılmayacağı-
na dair söz verilmiş" gibisinden haberter okuyoruz.
Doğrusu buna da ihiimal vermryorum. Türkiye'de böy-
le bir söz vermeye, kimse cesaret edemez.
Fakat kendini "AvrupaJı" olarak görmek ve bunu ka-
bul ettirmek ısteyen bir üikenin, darağacı kurup adam
asması çok güç. Almanya'da Kızıkxdu mensuplan,
hapishanede aynı gece intihar ettiler. Pek kimsenin se-
sı çıkmadı. Benzer örnekleri çoğaltmak mümkün. Fa-
kat darağaçlan kurmak, başka bir şey.
Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi, Türkiye hakkın-
da bir sürü karar verdi. Ve maatesef, biz bunlara uy-
mak zorunda kaldık. Adamlann "çifte standart" uy-
guladıklannı bilmemize rağmen... Çünkü bu karaıia-
ra uyacağımıza dair imza vermişiz. Şimdi de bu adam-
lann kararianna, bir ölçüde uymak zorundayız^ ., _ı
Kim ne derse desin...
•••
1960 Devrimi sonrasında, Yassıada'da bir "Yüksek
Adalet Divanı" oluşturulmuştu. Yanlış konulann "da-
va konusu" edilmelerine rağmen, bu mahkeme adil
ve dürüst bir mahkemeydi. Kimileri bu mahkeme hak-
kında, hâlâ atıp tutarlar, ama o insanlann da kendile-
rince duygusal nedenleri vardır.
Bu mahkeme 15 kişi hakkında idam karan vermiş,
Milli Biriik Komrtesi; Celal Bayar'ın cezasını yaş had-
dinden dolayı, 11 kişinın karannı "oybirliği ile alınma-
dığı" gerekçesiyle müebbet hapse çevirmişti. Ancak
Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüş-
tü Zorlu'nun cezalan onaylanmıştı.
Başta Ismet Paşa ve ABD Ankara Büyükelçısı ol-
mak üzere birtakım ciddi isimler, cezanın uygulanma-
ması için çabalarken bir kısım sorumsuzlann, "Asa-
mazlar" gibi "Sıkıysa assınlar" gibi konuşmalan ve bu
türden konuşmalann yaygınlaşması, maatesef bu 3 ki-
şinin sonu oldu. Zira bu türden laflann sonunda, eğer
karar uygulanmasaydı, silahlı kuvvetler çok zora gi-
recekierdi.
Şimdi başta rtalya'nın başbakanı olmak üzere, ken-
dini bilmez kimi siyasetçilenn, "Merak etmeyin biz
öcalan'ı asbrtmayız" gibisinden konuşmalar yaptık-
lannı duyuyoruz. Bu adamlar, Öcalan'ın canıyla oynu-
yorlar. Eğer bu türden konuşmalar yoğunlaşırsa, Tür-
kiye egemen bir ülke olarak sert bir tutum takınabilir
ve bana sorarsanız, sonuna dek haklı olur.
Ama işimiz zor, hem de çok zor...
UNlCEF'in raporu
6
Kız çocuklann
eğitimi, gelişmeyi
hızlandınyor'
tstanbulHaberServisi-
UN1CEF (Birleşmiş Mil-
letler Çocuk Fonu) tarafin-
dan hazırlanan "Eğitim-
Dünya Çocuklannın Du-
ruımı 1999" başlıklı rapor-
da, insan haklanndan bin
kabul edilen eğitim görme
hakkının, gelişmekte olan
ülkelerde büyük önem ta-
şıdığı, bu ülielerde okul
çağmda olduklan halde
okula gidemeyen toplam
130 milyon çocuk bulun-
duğu bildirildi.
Dünyanın, 21. yüzyılın
eşiğinde bir eğitim devri-
minin yol aynmında oldu-
ğu belirtilen raporda, eği-
tim hakkının insan hakla-
nnın bölünmez bir parça-
sı olduğu görüşüne yer ve-
rildi. Raporda, çeşitli ül-
kelerdeki olumsuz koşul-
lar, örneklerle anlaüldı.
Raporda, dünyanın ken-
disi için belirlediği eğitim
hedeflerine ulaşılması için
son 10 yıl içinde bir dizi
ekonomık ve kaliteli yol
üzerinde dunılduğu ifade
edilerek
u
Bu yeni yotlann
zengin olsun, yoksul olsun
bütün ülketerdeki okuUa-
ra yarar sağlaması isteni-
yorsa, gerekli kaynaklann
ve siyasal iradenin de dev-
reye girmesi gerekmekte-
dir" görüşüne yer verildi.
Ulusal hükümetlerin te-
mel eğitimi güvenceye al-
makla ve bu konuda ge-
rekli bütün politika ve uy-
gulama değişikliklerini
gerçekleştirmekle yüküm-
lü olduğu ifade edilen ra-
porda, gelişmekte olan ül-
kelerin yoksulluklanm,
"herkes için eğmm"e ye-
terli kaynak ayırmamala-
nnın mazereti olarak gös-
terme eğiliminde oldukla-
n kaydedildi.
Raporda, kız çocuklann
eğitilmelerinin, insani ge-
lişmenin bütün alanlan
üzerinde etkisi olduğu ifa-
de edilerek "KH çocukla-
nnın eğitimi, çocuk ölüm-
lerini azaltip çocuklann
beslenme ve genet- sağlık
düzeylerini >ükseltmektE,
nüfus aruşını da yavaşlat-
maktadır" denildi.