18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8TEMMUZ 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA J j j J v U i ı U i f J J . / [email protected] 13 2000'de kamuya yatırım izni yok • EkoDomi Servisi - Başbakan Bülent Ecevit, kamu kuruluşlannın 2000 yılı programı kapsamında sunacaklan yatınm tekliflerinde. güvenlik ve zorunlu durumlar dışmda yeni projelere yer vermemelerini istedi. Bülent Ecevit'in, 2000 yılı programında yer alacak düzenleme. tedbir ve politikalara ilişkin genelgesi ile 2000 yılı yatınm programı hazırlama esaslan dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Ecevit"in genelgesinde, kamu kuruluşlannın "güvenlik ve zaruri haller dışında" yeni proje teklif etmemesi istendi. Genelgeye göre, 2000 yılı yatınm tahsislerinde, GAP başta olmak üzere eğitim, sağlık, enerji. sulama, içmesuyu, kanalizasyon ve antma sistemleri, turizm altyapısı, ulaştırma alt sektörleri arasında dengeyi sağlayıcı yatınmlar ile organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi sitesi yatınmlanna öncelik verilecek. YoksuHuk smn 323 milyon Hra • ANKARA (ANKA)- Türkiye Kamu-Sen, dört kişilik aile için yoksulluk sınınnın, haziran ayı itibanyla 323 milyon 325 bin liraya ulaştığını bildirdi. Sendikadan yapılan açıklamada, temel harcamalann 300 milyon lirayı aşmasına karşın. halen kamuda 87 milyon lira maaşla çalışanlar olduğuna işaret edildi. Sendikanın araştırmasına göre, haziran ayında dört kişilik aılenin asgari gıda harcaması 107.3 milyon liraya çıkarken temel gereksinımler için yapılması gereken aylık harcama tutan da yılın ilk yansında yüzde 31.4 artış gösterdi. Uuslararası su semineri başladı • İZMİR (AA) - Devlet Su Işleri Genel Müdûrlüğü Işletme ve Bakım Daire Başkanı Savaş Uşkay, Türkiye'nin su yönetiminin, pekçokülke içinörnek almacak nitelikte olduğunu söyledi. DSl'nin, Dokuz Eylül Üniversitesi. Alman Teknik Işbirliği Kuruluşu (GTZ) ve Uluslararası Su Yönetimi Enstitüsü (IWMI) işbirliğiyle düzenlediği 'Kısıtlı su koşullannda sürdürülebilir su yönetimi ve organizasyonlannın geliştirilmesı" konulu seminer tzmır'de başladı. Teşvflrteyeni model arayışı • ANKARA (AA) - Hazme Müsteşar Yardımcısı Ferhat Emıl, teşvık sistemine yeni model oluşturulmasına ilişkin önerilerin değerlendirilerek, daha sonra buna uygun bir altyapı oluşturulacagını söyledi. Hazine Müsteşarlığı ile TOBB tarafindan düzenlenen seri toplantılann ikinci bölümü Hazine'de başladı. Boğaz köprülepi para basıyor • İSTANBUL(AA)- Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinden yılın ilk 6 ayında elde edilen gelir, 16trilyon lirayı geçti. Karayollan 17. Bölge Müdûrlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, 1999 yılı Haziran ayı sonu itibanyla Boğaziçi Köprüsü'nden 7 triryon 666 milyar 276 milyon 500 bin lira, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden ise 8 trilyon 506 milyar 378 milyon 750 bin lira gelir elde edildi. HskobHdn zararlan DFİFye • ANKARA (ANKA)- Bakanlar Kurulu, Fiskobirlik'in 1996, 1997 ve 1998 yılı ürünü stoklannın yağlığa aynlması sonucu uğrayacağı zararlann, Destekleme ve Fiyat Istikrar Fonu'na (DFlF) olan kredi borçlanna mahsup edilmesini kararlaştırdı. Dahaönceki uygulamada Fiskobirlik'in uğradığı zararlar DFıF'den karşılanıyordu. Konuya ilişkin Bakanlar Kurulu'nun karan Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bakanlık, TCDD'nin çağdaş teknolojiye kavuşturulması için reform paketi hazırlıyor Deıtıir ağLar paslanmayacak• Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri, Kars-Tiflis bağlantısı, Boğaz tüp geçişi, Ankara-Istanbul sürat demiryolu ve yeni Ankara-Sıvas hattı gibi büyük projelerde inceleme çalışmalannın kısa sürede tamamlanarak ihaleye çıkılacağını belirtiyorlar. Ekonomi Servisi - En ucuz ve güvenli taşıma biçımi olduğu dünyaca kabul edilen, ancak Tür- kiye'de karayolundan yana ulaşım politikalanna kurban edilen de- miryollan artık paslanmaktan kurtuluyor. Cumhuriyetin kurul- duğu yıllarda önemli görevler üstlenen, daha sonraki yıllarda ise yatınm yapılmaması nede- niyle hızla gelişen demiryolu tek- nolojisine ayak uyduramayan Tür- kiye Cumhuriyeti Devlet Demir- yollan'nda (TCDD) kökJü bir re- forma gidilecek. Ulaştırma Ba- kanlığı, yıllardır ağlanrun pas tut- masına seyırci kalınan. daha son- ra da bütçenın kara deliklerinden bıri olmakla suçlanan TCDD ve demiryolu taşımacılığının verim- li çalışır hale getirilmesı. çağdaş teknolojinin olanaklanna kavuş- turulması için kapsamlı bir re- form paketi hazırlıyor Demir- yollannın "yenidengündemegel- mea", ülke taşımacılığında gere- ken yeri alması hedefleniyor. Ulaştırma Bakanlığı yetkilile- rinden edinilen bilgiye göre, gö- reve gelirgelmez demiryollanna öncelik veren Bakan Enis Ök- süz, önümüzdeki günlerde son biçimi verilecek reform paketmi kamuoyuna açıklayacak. Üzenn- de çalışmalar süren reform pake- Birlesik Tasımacılık calısanları ' Ulaştırma politikalan gözden geçirilmeli' tinde. lstanbul-Ankara sürat de- miryolu, Boğaz tüp geçişi, Kars- Tiflis demiryolu bağlantısı gibi de- vam edenlerin yanı sıra yeni bü- yük projelerin de yer alacağı be- lirtiliyor. Açıklanacakpaket, de- miryolu sektörüne yönelik idari ve yasal düzenlemeler, yeniden yapılanma ve yatınm projelerini içerecek. Ulaştırma Bakanlığı yetkilile- nnin verdiği bilgiye göre, Kars- Tiflis bağlantısı, Boğaz tüp geçi- şi, Ankara-Istanbul sürat demir- yolu ve yeni Ankara-Sıvas hattı gibi büyük projelerde inceleme çalışmalan kısa sürede tamamla- narak ihaleye çıkılacak. Bu pro- jelerin yap-işlet-devret ya da dış kredi ile yapılması öngörülüyor. Projeler tamamlandıgında, Tür- kiye hem Avrupa hem de Asya ül- keleri ile demiryolu bağlantısı ta- mamlanarak bir köprü ülke hali- ne gelecek. Kars-Tiflis bağlantisı Yapılması planlanan Kars-Tif- lis demiryolu bağlantısı, Asya ve Türk cumhuriyetleri ile olan yol- Ekonomi Servisi - Trilyon- larca lirayı bulan vergi bor- cuyla gündeme gelen ve yeni- den yapılandınlması yönünde çaba sarf edjlmeye başlanan TCDD'yi yeni yatınmlann kurtaracağı vurgulandı. Dünyada özellikle uzun me- safe ve yük taşımacılığında demiryollannın ağırlıkta ol- duğunu belirten Birleşik Tası- macılık Çalışanlan Sendika- sı (BTS) Genel Sekreteri Sü- leyman Yümaz, Türkiye'de ise bunun tersi bir durum yaşan- dığına dikkat çekti. Ydmaz, ulaştırma politikalannm göz- den geçiriîerek zaranyla gün- deme gelen TCDD'ye yatınm yapılması durumunda kaza- lann da önemli oranda düşe- ceğini ifade ederek "Fabrika- cu ve yük taşımacılığı açısmdan büyük önem taşıyor. Kars'tan Sı- vas'a kadar olan demiryolunun devamı niteliğinde yapılacak ye- ni Sıvas-Ankara hattının, Yozgat üzerinden gececeği için ulaşım sü- resıni kısaltacağı belirtiliyor. An- kara-Istanbul arasında yapılma- sı düşünülen, ancak yıllardır sü- rüncemede kalan sürat demiryo- lu ile iki metropol kentin arası 7 saatten 2.5 saate inecek. Aynca mevcut Ankara-Istanbul demir- yolunun da iyileştirilmesi öngö- rülüyor. Bu yıl içinde ihaleye çı- lann eUen çıkanlması kesin- Hkleçözüm ofanaz. Bunun ye- rine çağuı gereği donanırna kavuşturulması ve Vialatya fabrikası başta olmak üzere yatınmlann tamamlanması halinde kumm zaten zarar et- mez" dedi. -BorçlaralinmetT Demiryolunun en ekono- mik taşıma şekli olduğuna de- ğinen Yılmaz, TCDD'nin özelleştirme kapsamına alın- mak istendiğini ifade ederek "Zararın başuca nedeni ku- rumon devlet bankatan yeri- ne çok yüksek faizlerie özel bankalardan borçianmakzo- nmdabırakıknas.TünVnc'nfaı çıkartan için TCDD'nin borç- tarı sfluuneM" diye konuştu. kılması planlanan büyük projeler- den Boğaz tüp geçişi de Avrupa ve Asya'yı demiryolu ile birbi- rine bağlayacak. Dış kredi ile ya- pılması planlanan bu projenin in- şaat süresi 4 yıl, maliyeti de 1998 fiyatlanyla 650 milyon dolarola- rak tahmin ediliyor. tstanbul'da- ki banliyö hatlannın da iyileşti- rilerek Boğaz tüp geçişi ile bağ- lantısının sağlanacagı, böylece kentin trafık sorununa kalıcı bir çözüm getirileceği, mevcut Bo- ğaz köprülerinin yükünün hafif- leyeceği belirtiliyor. Rekabet Kurulu TEDAŞ'a şartlı izin ANKARA (AA) - Rekabet Ku- rulu. Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ'ye (TEDAŞ) ait dağıtım tesis- lerinin işletme hakkının özel sek- töre devir sözleşmelerine, şartlı olarak izin verdi. Kurul. imtiyaz sözleşmelerinden münhasırlığa dair ilgili maddenin çıkanlması- nı. bunun yerine alternatif temin kaynaklanna açık bir sistemin be- nimsenmesini ve belirlenecek alt ve üst limitler içinde fiyat serbes- tisi istiyor. Edinilen bilgiye göre, Rekabet Kurulu Başkanı Tamer Müftüoğ- lu imzasıyla. Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığı Enerji lşleri Ge- nel Müdürlüğü'ne, TEDAŞ'a ait sözleşmelere izin verildiğine iliş- kin yazı gönderildı. Yazıya göre, Rekabet Kuru- lu'nun 23 Haziran Perşembe gü- nü yaptığı toplannsında. TEDAŞ'a ait devir sözleşmeleri konusu ele alındı. Rekabet Kurulu'nun yazısın- da, Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanlığı'nm, mevzuatın değiştıril- mesınden ve teknik altyapının oluşturulmasından sonra kunılun öngördüğü her iki koşulun yeri- ne getirileceği konusundaki beya- nının esas alındığı belirtildi. Tartışmalarda işçi sendikalan ve işveren kesimi karşı karşıya geldi Uluslararası tahkime tepki büyüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Enerii- Yapı Yol Sen Genel Başkanı Cengiz Faydalı. uluslararası tahkime ilişkin hazırlıklan. *ül- kenin kavnaklannın kapalı kapdar ardında yapüan pazariıklaria çokuluslu şirketierin te- keİine sunulması" olarak değerlendirdi. Cengiz Faydalı, yaptığı yazılı açıklamada, tktidara sahip olanların halkın çıkarlannı gö- zetmediğini, IMF ve Dün- ya Bankası'nın dayatma- larına boyun eğdiklerini vurgulayarak "Bu aykın politikalan uygulamakta en cesur davranan hükü- met deenmillhetçi(!)olan 57. hükümet olacak" de- di. TEAŞ ve TEDAŞ'nin özelleştirilmesi yolunda bir engelin daha aşılması için "uluslararası tab- kün"in getirilmek isten- diğini belirten Faydalı, enerji yatınmlan için ya- bancı sermayeye gereksi- nim olmadığını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı- ğı'nın abartılı projeksi- yonlar sunarak yabancı sermayenin gerekliliğini savunduğunu kaydetti. Uluslararası tahkimin kabul edilmesi durumun- da halkın yargıya başvu- ru yolunun kesileceğini, yabancı sermayenin yatı- nm yaptığı sektörlerde sendıkal hak ve özgürlüklenn var olmayaca- ğını söyleyen Faydalı. "Özelleştinne Karşrü Platform* katılımcılanndan biri olarak özel- leştirme ve uluslararası tahkime karşı yapıla- cak hertürlü eyleme destek vereceklerini açık- ladı. Faydalı şöyle devam etti: "Yabana sermaye, hem yargıç.han sava hem de sa\ unma avukathğını üstlenecek. kendi le- Hatay Barosu Başkanı Nabi İnal 'JMF'tûn önerisikaygı verid' MEHMET ALİSOLAK ANTAKYA - Hatay Barosu Başka- nıNabi İnal, ûlkemizde "uluslararası tahknn"i yasalaştırma hazırlıklannın başlatılmasma tepki göstererek son günlerde ekonomiyi kurtarma amaay- la IMF'nın önerdıği önlemlerin de en- dişe verici olduğunu acıkladı. Hatay Barosu Yönetim Kurulu adı- na biraçıklama yapan Baro Başkanı Na- bi İnal, uluslararası tahkim konusunda anayasa değişikliğine gıdileceğine yö- nelik gelişmeleri dikkatle izledikleri- ni ve bundan endişe duyduklannı bil- dirdi^. înal şöyle konuştu: "LTkeye «bancı sermaye girecek di- ye, IMF ile ûlkenüz arasında aniaşma imzalanacak diye hükümranlık halda- ı en vazgeçilmca olan yargılama hakkmdanvazgeçmekyankş.Yankşol- duğu kadar gelecek kuşakkr için ona- nlması zor tehlikeler doğuracak oite- liktedir. Yabancı sermaye ile devlet ara- sındaki sorunlann çözüm yeri bagım- stz yaı guhr. Devlet ile özel yabancı şir- ketk'r arasındaki anlaşmazhklar ulus- lararası tahkim yoiuyla.yani kapalı ka- pdararkasında çözümlenemyekaUaşı- hrsa bffine ki bundan sadece Tflrkirye Cumhuriyeti Devleti zarariı çıkaıf Osmanlı Devletı'nin çöküş nedenle- rinden birinin kapitülasyonlar olduğu- na dikkat çeken Nabi tnal şöyle devam etti:u Hata> Barosu olarak. konu enine boyunairddenmeden, sakmcalı yanla- norta\akonulmadanbiroktubittiyege- tirüerek yeni bir kapitülasyonlar raace- rasuıa girilmemesi için herkesi görevç çağuiyoruz." hine kararlar oluşruracaknr. l'luslararası tah- kimin getirilebümesi için ana>asanın 47. mad- desi de değiştirilmek istenmektedir. Anmasa- ya' Kamu hızmeti kanunla kurulup kanunla kal- dırılır' hükmü eklenmek isteniyor. Kamu hiz- meti.yasalara konacak birkaçsözcükle tamm- lanacak ve sınırlanacak basit bir kavram de- Aynca nitefikieri gereği kamu hizrnetiolan alanlar yasa kurallanyla bu kapsam dışına çıkarıla- maz. Yorumlanyla buna karar verecek olan, yargı makamlandır. Yasama or- ganuun yetkisi, ban alanla- n kamu hizmetinden çıkar- mak değfl,yeni alanlan ka- mu hizmetine sokmak kin- dir" Türkiye tşveren Sendika- lan Konfederasyonu Baş- kanı Refik Baydur ise yap- tığı yazılı açıklamada, özel- leştırmede ve altyapı yatı- nmlannda yabancı serma- ye girişinin artürılabilme- si için uluslararası tahki- min koşul olduğunu söy- ledi. Tahkim yolunun Türk hukukuna kazandınlması ile yabancı sermayeden ge- rektiği ölçüde yararlanıla- bileceğini belirten Baydur, "Konfederasyon olarakbu konuda hüküinetin girişim- lerini bütünüyle destek- lemekteyizf dedi. IŞÇENİNEVREJNtNDEN ŞÜKRAN SONER Koyun Can, Kasap... Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'ın çenesine sıktığı kurşunun nedeni üze- rinde herkes işine gelen yorumu yapryor. Kendi adı- ma, değerleri olan bir insanın kendine aykırı gelen rollere düşmüş olmayı içine sindirememesi olarak algılıyorum. Ama galiba gerçek nedenden çok, kamuoyuna nasıl sunuldugu ve nasıl algılatıldığı önemli. Medya intihar girişimini borsadaki 'kara cuma' ile ilişkilen- dirdi. Borsayuppilerinin derdi ise bu olayla ilişkili ola- rak borsanın saygınlığının sarsılmış olması. Bir önceki hükümetin de bir skandalla gitmiş ol- duğunu unutmayanlar, senaryolannı bu işin kurca- lanması ile hükümetin dağılabileceği sonucuna ka- dar ulaştıracak şekilde yazıyorlar. Borsa, bütün bu olumsuzluklan satın alarak düşmeye devam ediyor. ••• Bu havada SSK, işçferin, çalışanlann emeklilik hak- lan, memur ücret artışlan ne olacak? Bugün top- lanması gündemde olan Ekonomik Sosyal Kon- sey'e işçi ve işveren kesimleri farklı metinlerle geli- yorlar. Karşılıklı açıklamalardaki sözler uçup gidiyor. Belleklerde kalan, olsa olsa emeklilik yaşı için he- men her haber ve açıklamada farklı olan rakamlar. Kamuoyu sanki bu farklı rakamlann bir ortasının bu- lunacağı, emeklilik yaşının şimdilik kesinleşmemiş rakamlara yüksettileceği izlenimini alıyor. Işçilerin, memurlann kimi ayn ayn, kimi ortakla- şa gerçekleştirdikleri eylemlerin de sonuç olarak gerek emeklilik yaşının yükseltilmesini 62'den biraz daha aşağıda bir yertere indirmeyi, gerekse memur maaş ücret artış oranını yükseltmeyi hedeflediği yargısına vanlryor. Medya, sokaktaki eylemi elbette yok sayamıyor. Sıradan haber olarak geçiştiriyor. Ama işçilerin, ka- mu çalışanlannın itiraz noktalannın kamuoyu gün- demine gelmemesi, IMF dayatması doğrultusunda hükümetin kotarmaya çalıştığı işlerin haksızlığının, yararsızlığının sorgulanmaması için elınden geleni yapıyor. Emeklilik yaşının yüksettilmesi ile SSK çöküşü- nün, parasal sıkıntılann ortadan kalkmayacağı sa- bit iken, bu gerçek atlanıyor. SSK'nin kurtanlmasın- da, bütçeye yükün azaltılmasında, özel sektörün yüzde 61 olan sigortasız, kaçak işçi çalıştırmasının, hükümetlerin SSK kaynaklannı kötü kullanmalan- nın önlenmesi gerektiği gerçekleri saklanıyor. IMF, Türkiye'deki ağırlıklı finans kurumlan serma- ye, hükümet bir yanda; ne kadar teslimiyetçi olur- larsa olsunlar koşullann dayatması ile işçi örgütle- rinin, Türk-lş, DİSK, Hak-lş, kamu sendikalan, ey- temlere katılan kamu çaltşanlan ve işçilerin diger yan- da, giderek farklı dillerden konuşmakta olduklan atlanıyor. Kasap et, koyun can derdine düştüğünden ola- cak, taraflann en sık bir araya gelip en fazla uzlaş- ma aradıklan noktalarda, uzlaşmazlık derinleşiyor. ••• Türkiye'de çok büyük bir ekonomik krizin yaşan- makta olduğunda, bu krizin öncekileri mumla ara- tacağında buluşmayan yok. Gelin görün ki, krizden ne anlaşılması gerektiğinden başlayın, almacak ön- lemlere uzanan halkada her kafadan bir ses çıkıyor. Kimilerinin tek derdi, IMF'nin içeriği bize pek açık- lanmayan son dayatmalannın gereklerinin eksiksiz yerine getirilmesi. Bu yolla yeni sıcak paranın gel- mesi. Kimi bizim de içinde olduğumuz dinozorlara göre, bu son istenenlerin kotanlması Türkiye için ge- riye dönüşü kolay olmayan bir büyük satış olacak. Uluslararası tahkim denilen, yargı bağımsızlığını tümden kaybettirecek yasal düzenlemeler, Türkiye'yi daha da ucuz emek cenneti yaptınmaya yönelik SSK yasası, kamu çalışanlan ücretlerinin aşağı çe- kilmesi, taban fiyatları politikası ile üreticinin yok- sullaştınlması ve diğer sıradaki yasalaria kararlar, hız- landınlmış özelleştirmeler... Bir bütün olarak sade- ce işçileri, kamu çalışanlannı, halkı daha fazla yok- sullaştınp ezmeyi hedeflemiyoriar. Dünya ve Türkiye'deki paranın, sermayenin kri- zinin bedetini halkayüklerken Türkiye'nin ekonomik, toplumsal dinamiklerinden, üretim potansiyelinden çok fazla şeyi alıp götürüyorlar. Ha bu arada, en yukandan birilerinin, en haksız ve vurgunculann tuz- lan kuru kalıyor. OZUR önceki gün sayfamızdayayımlanması gereken Sadullah Usumi'nin Çiftçi Dostu köşesi yerine Şükran Soner'in yazısı yanlışlıklatekraryayımlan- mıştır. Okurianmızdan özür dileriz. A.0NUK YAZARLAR I Prof. Dr. ERtNÇ YELDAN mb» Om^ıust - Yrd. Doç. Dr. AHMET H. KÖSEA**, Sosyal Güvenlik Sisteminin Yeniden Yapılandınlması için Öneriler Sistem, bu haliyle ulusal ekonominin için- de bulunduğu makro ekonomik dengesizliğin bir uzantısı olarak 21. yüzyıla sürdürülemez bo- yutlara varan açıklarla girmektedir. Hazine Müsteşarlığı 'nın ILO (1995) çalışmasına da- yanarak surdürdüğü projeksiyonlar, 2050 yı- lına kadar sadece SSK'nin açığmın milli geli- re oranının yüzde 1.2"den yüzde 7.5'e yükse- leceğini ve sistemin toplam açığmın yüzde 10.1 "e, birikimli açığının ise yüzde 316'ya de- ğin yükseleceğini öngörmektedir. Bir yandan ülkenin içinde bulunduğu tasarruf-yatınm den- gesizliği, diğer yandan da kamu kesiminin mevcut yüksek borçlanma gereği düşünülür- se, ulusal sosyal güvenlik sisteminin bir ifla- sın eşiğinde olduğu ve muhakkak yeniden ya- pılandınlarak. rasyonel bir birikim ve harca- ma sistemine dönüştürülmesi gerektiği hemen herkesin katıldığı bir gözlemdir. Ancak, siste- min yeniden yapılandınlması üzerine yapılan bilimsel çalışmalann sayısının genelde çok az olduğu; soruna siyası düzlemde taraf olan ke- simlerin çözüm önerilerinin ise son derece dar kapsamda kaldığı görülmektedir. Söz konusu tartışmalar konuyu genellikle bir aktüeryel denge hesabı boyutuna ındirgeyerek, sadece emeklilik yaşı ve prim oranlannın yükünün paylaşılması şeklinde sınırlandırmaktedır. Oy- sa, sadece emeklilik yaş sınınnın yükseltilme- sine yönelik düzenlemelerin nihai olarak prim ödeyen aktif sigortalılann sayısında reel bir artış getirmeyeceği, sisteme yönelik reformla- nn öncelikle istihdam güvencesi ve her çalı- şanın formel sigorta kapsamına alınmasından geçtiği yalın bir gerçektır. Sistemin yeniden ya- pılandınlması ancak kamu maliyesinin yeni- den dengeye oturtulması ve ulusal makro eko- nomik istikrann sağlanmasına yönelik geniş kap- samlı bir reform paketiyle sağlanabilecektir. Dolayısıyla, ulusal sosyal güvenlik sistemi- nin 'yeniden yapılandınlması', bir yandan ulu- sal makro ekonomik dengeleri yeniden oluş- turacak kapsamlı bir kamu maliyesi, para ve finans reformuyla. bir yandan da emek piya- salanndaki maıjinalleşme ve kayıt dışı, enfor- mel ekonomik ilişkilerin kayıtlı formel ekono- miye dahil edilmesini sağlayacak gerekli ya- sal düzenlemeler yoluyla topyekûn bir reform ve yapısal uyum sü- İeştiriiebilecektir. V%=& • Ulusal sosyal güvenlik sisteminin 'yeniden yapılandınlması', bir Bu anlamda. sosyal /ttvdÇS yandan ulusal makro ekonomik dengeleri yeniden oluşturacak güvenlik sisteminin I, v&^ kapsamlı bir kamu maliyesi reformuyla, emek piyasalanndaki kûnİJus^ir t0PyC i / [ i \ marjinalleşme ve kayıt dışı ilişkilerin ekonomiye dahil edilmesini zasyon ve^kono- Lo\ sağlayacak gerekli yasal düzenlemeler yoluyla topyekûn bir reform mikistikrarpaketi- {™Eş> ve yapısal uyum süreci içinde gerçekleştirilebilecektir. nin aynlmaz bir par- Birliği'nde ortalama yüzde 27.9, ABD'de yüz- de 29.5, Yunanistan'da yüzde 12.4, Portekiz'de yüzde 15.4, Fransa'da yüzde 19.6, tngiltere'de yüzde 55.1 ve Kanada'da yüzde 61.2 düzeyin- de bulunmaktadır; (II) SSK kavnaklannın değerlendirilmesi pi- yasa koşullannın gerçeklerine göre, siyasi mü- dahalelerden anndınlmış, özerk ve demokra- tik bir yapı içinde yürütülmelidir, (III) Kaçak işçi çalıştırmaya ve marjinalleş- meye yol açan tüm uygulamalann önüne ge- çilmeli ve sigorta kapsamı dışında kalan işgü- çası olarak değerlendirilmesi gereği açıktır. Burada, öncelikle böylesi bir yeniden yapılan- ma srratejisinin oluşturulmasma yönelik ola- rak düşünülen acil çözüm önerileri şöyle sıra- lanabilir: (I) Devlet. sosyal güvenliğin fınansmanına sistemli bir biçimde katılmalıdır. 'Sosyal dev- let' ve 'sosyal dayanışma' ilkeleri titizlikle ko- runarak hayata geçirilmeli ve yasada yapılacak değişikliklerle, devletin yükümlülükleri açık- ça belirlenmelidir. Sosyal güvenlik sistemlerine devlet katkısı birçok ülke için bir norm olarak değerlendiril- mekte ve söz konusu oran, örneğin Avrupa cü süratle formel kesime kazandınlmalıdır; (IV) Sağlık hizmetlerinin daha etkin sürdü- rülebilmesi için SSK'nin kendi ilaç, tıbbi araç ve malzeme üretimini gerçekleştirebileceği üretim birimlen kurulmalı ve ilaç ve tıbbi mal- zeme piyasalanndaki tekelleşmenin önüne ge- çilmeîidir; (V) SSK'nin finans açığmı kapatacak ve ak- tüeryel dengelerini ve sağlık hizmetlerini ye- niden işlevsel kılacak bir yeniden yapılandır- ma srratejisinin öncelikleri -hisse senedi piya- sasını geliştirme hedeflerinden ziyade- ILO sözleşmelerinde açıkça belirtilen 'bütün nüfiı- su her tehükeye karşı yeteıii koruma kapsamı- na almaya yönelik sosyal güvenlik' prensibinı sağlamaya yönelik olmalıdır. Bu anlamda Türkiye'nin ve birçok geliş- mekte olan ülkenin gerçeklerine en uygun ola- cak yapının, birden fazla amaca eşanlı olarak hizmet etmeye yönelik olarak kurulabilecek, esnek tarzda, bir 'üç ayakh sistem' olduğu dü- şünülebilir. Konuyla ilgili ekonomik yazında yoğun olarak tarhşdmış olan ve BLO (1995) bel- gelerinde de öne çıkanlan böylesi bir yapı as- gari olarak şu üç unsurdan oluşturulmalıdır. (a) en altta temel basamak olarak, doğrudan doğ- ruya kamu büt- çesinden vergi gelirleri yoluyla finanse edilen bir asgari geçimlik ayağı; (b) bunun üzerine inşa edi- lecek, edilen, kısmi fonlama- ya açık nitelikte bir ikinci ayak olan sosyal sigorta sistemi; (c) bu iki ayak sigorta kapsamının üstünde gönül- lü tasarruf birikimlerine dayanan ve devletin açık denetim ve düzenlemeleri altında işleye- cek özel sigorta/fon idaresi kurumlanna bıra- kılan tamamlayıcı ayak. Böylesi bir üçlü ayak yapısı, sistemdeki tüm gelir gruplannın ihtiyaçlannı en doğrudan kap- sayacak bir alternatif olarak düşünülmektedir. Bugün birçok ülkede sosyal güvenlik şemsi- yesi sadece ikinci ayak sigorta düzleminden oluş- maktadır. Önerilen sistemde ise, herhangi bir nedenle bu iki ayağın kapsamı dışında kalan nüfus, doğrudan doğruya genel bütçe gelirle- rinin güvencesiyle karşılanan birinci ayak te- mel geçimlik kapsamına girmektedir. Siste- min ilk ayağı devletin vergi gelirlerinden, ikin- ci ayağı ise zorunlu nitelikteki primlerden ve kısmi fonlama gelirlerinden finanse edilecek; ancak idere biçimi özerk olarak kamu tüzel ki- şiliğine sahip organlarca yürütülecektir. Üçün- cü öğe ise tamamlayıcı bağlamda devletin açık ve şeffaf düzenlemesi ve denetimi altında, özel ticari finans kuruluşlannın idaresinde hizmet verecektir. Temel felsefesi bu şekilde kurgulanan böy- lesi bir yeniden yapılandırma paketinin topye- kûn bir istikrar programı içinde anlam kaza- nacağı açıkür. Doğal olarak, işsizlik sigortası, aile yardımı, iş güvencesi ve emeklilik yaşının tespiti gibi öğeler ancak böyle bir paketin uy- gulanması halinde sisteme olumlu katkı yapa- bilecek tamamlayıcı unsurlar olabilecektir. Burada ana hatlanyla özetlenen sosyal gü- venlik modelinin ILO'nun sözleşmesinde ge- çen -ve altında Türkiye'nin de imzası bulu- nan- 'bütün nüfusu her tehükeye karşı yeterli koruma kapsamına almaya yönelik sosyal gü- venlik' prensibini sağlamaya yönelik olduğu özellikle belirtilmelidir. Sosyal güvenlik 'yapısal' reformlannın, sa- dece emeklilik yaşından ibaret kalacak sapta- malar veya 'Menkul Kıymefler Borsası'nı ge- Uştirmeye yönelik' düzenlemeler yerine, söz konusu prensibin temel felsefesini garanti al- tına alan ve devleti bu konuda sadece 'denet- leyid' değil, aynı zamanda 'sorumlu' tutan bir anlayışla hazırlanmasının, Türkiye ekonomi- sinin geleceği açısından çok daha gerçekçi bir çözüm olacağı unutulmamalıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle