28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8TEMMUZ1999 PERŞEMBE EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Çakırhan'ın Akyaka'sında... Uzunca bir süredir Gökova'dayım. Be)- li bir yaştan, hele birtakım tatsc rahatsız- lıklar bilmem nelerden sonra, kişi kendini güzel birçevrededuymak istiyor. Gökova, şimdilik Marmaris, Bodrum olmaktan uzak... Ama birkaç yıl sonra bir de bakacağız Gö- kova da, Akyaka da kişiliğinden kopmuş biryerolacak!.. Bodrum, nasıl Halikarnas Balıkçısı Ce- vat Şakir'in kurucusu olduğu bir yöre ise, Gökova da Nail Çakırhan tarafından gü- zellik kazandırılmış bir belde... Çakırhan'ın özelliklerini taşıyan evler gide gide azalı- yor. Kimileri o güzel yapılan yıkıp yerine çir- kin apart oteller, köşkler, villalar konduru- yor. Kısacası, yurdumuzun güzel yöreleri son on-on beş yılda çirkinleştirilme tutku- suna boyun eğmişse, korkanm Gökova da öyle olacak... Nail Çakırhan, şiirimizdeki adıyia, Nail V... Mimar Sinan gibi bir mimar, yani dip- lomasız mimar... Cemal Süreya'nın dize- terini anımsıyonjm: "Bütün mimartaryûk- sek I Bir sen alçak kaldın ey yüce Sinan". Işte Çakırhan da Öyle bir mimar. Agahan Odülü'nü kazanarak dünya ölçüsünde ün kazanmış bir sanat adamı... Şu günlerde çogu akşamlan birlikteyiz. Yaş doksana yaklaştı, ama o, hep günün içinde, sanatın yanı başında, yoğun anıla- nnın içinde... Benim ilkgençlik günlerimin şairi! Nâzım Hikmet'in arkadaşı; gence- cik yaşında onunla birlikte kitap çıkarmış bir şair... ömrü hep çalışmakla geçmiş, uzun yıllar önce şiiri bırakmış, kendini bir- birinden güzel yapılar kurmaya vermiş. "Daha Çok Onlar Yaşamalıydı" (Skala Ya- yıncılık) da Rasih Nuri lleri'nın önsözüy- le çıkan bu kitap, doksan yıllık bir çalışma- nın kanrtı ya da tanığı. lleri, önsözde şöy- le yazmış: "Beşinci Nail, Osmanlı sadrazamının damadı, komünist şair. Nail Vdiye birşi- irivar. Birvaryantı 'Nail V. kurşunadizilmiş- tir' ismiyle 1935te yayımlandı. Bu aslın- da bir hayat hikâyesi, belki bir özeleştiri: Ben anamdan beş defa doğmuşum. llkgel- diğim gün meydana, göz biryana kaçmış burunbiryana... Dindaroluyor. Milliyetçi. Ütopik. Anarşizan. Sosyalist." Nursel Duruel de şöyle yazıyor "Sade, alçakgönüllü birinsan Çakırhan, Gülüşûnde çocukışıltılan dolaşan Ulalı bir halkadamı. Evrensel bir aydın. Gûzelliğe açık herkese pay dağıtan bir şair-mimar. Hayalleri, yaratma gücü, üretme arzusu hiç tükenmeyen 88 yaşında bir delikanlı." "Gözüm/yigörmüyor, kutaklanmiyiduy- muyor" diyorsa da, ülkede, dünyada ne olup bitiyorsa hepsinı biliyori Geçmişi bugünle karşılaştınyor. Dünyanın gidişini hiç be- ğenmtyor, yannlann oldukça karanlık ola- cağını söylüyor... Kapitalizmin egemenligi insanlığı ergeç çökertecek, diyor. Yannla- ra umutla bakmak gerek, ama gerçekleri de görmelı, tehlikeleri önlemeli... Yetmiş yıllık sosyalist Çakırhan'ın dedikterini bir iyi- ce düşünmemeli mi? Bu tür üzücü konuşmalan batan güne- şin karşısında yapıyoruz. Yeniden içmeye başladı. Bir kaden, bot suiu... Eski günle- ri anımsıyor, Nâzım Hikmet'i, "Daha Çok Onlar Yaşamalıydr dartiği emek insanla- nnı, kendini bir güzel düşünceye kaptırmış olanlan... Nâzım Hikmet, bir süre aynlıktan sonra kavuştuğu ülkü arkadaşı Nail V. için ne yazmıştı: "Hoş geldin I kesilmiş birkolgibiI omuz başımızdaydı boşluğun I Hoş geldin lAy- nlık uzun sürdü I Özledik I Gözledik I Hoş geldin I Biz I Bıraktığın gibiyiz I Ustalaş- tık I biraz daha I taş kırmakta I dostu düş- mandan ayırmakta I Hoş geldin I Yerin hazır I Hoş geldin I Dinleyip diyecek çok I Fakat uzun söze vaktimiz yok I Yûrüye- lim." Bir mutluluk, Nail V. ile akşamüstleri "Yû- celen "in terasında güneşin battığı saatter- de bir kadeh rakı içmek... "Yaşamda her şeyparayla değil. Inanın bana, değil. Na- il Çakırhan olmasaydı Gökova'nın bu gü- zelbeldesi betonlaşacak, çirkinleşıpelden gkjecekti. Biradam neleryapmaz'diye ya- zan llhan Selçuk'la, Yücelen'i bir aıleevi gibi sevdiren Hamdi Yücet gibi dostlarta... Hedef Paylaşılıyorsa Vardır Bülent TANLA/Eski CHP Milletvekili G eçen aylarda ülkemızde yapılmış olan bir araştırma, halkın yüzde 90'ını aşan büyük kitlenin günü kurtarmak ve mevcudu korumak kaygısı içinde bulunduğunu gösternıişti. Bu araştırmanın bir başka sonucuna göre de m- sanlar problemlerle ugraşma, onlan olumlu, köldü çözümlere ulaştırma çabasına girmek ye- rine, ertelemeyi tercih ediyorlardı. Ortam güvensiz olarak niteleniyor, önce- likle gelecekle ilgili endişe ve belirsizlikler dile getiriliyor. çocuklar ve gençlerin gelecek- te topluma yararlı bir rol üstlenmelerini sağ- layacak doktorluk. mûhendislik gibi meslek- lere yönelmeleri yenne, para kimdeyse onu. "•la>- lay şekilde köşe dönenJeri, popöier (dşilikJeri" örnek aldıklan göriişünde birleşıyordu. Bu araştırma sonuçlanyla çaİaşan bir baş- ka gösterge de. Türkiye'de 12 milyann üzerin- de faiz geliri olan kişi sayısının 30 binin biraz üzerinde olması, bu sayıyı 60-100 bine çıkar- sak bile. geriye 64 milyon insanın kalmasıdır. Insanlanmız ellenndekileri kaptırmamak, mi- numumu korumak ıçıngösterdıkleri dikkat ve özeni, Türkiye'yi büyûtecek atılımlara yönel- temiyorlar. Türkiye'nin siyaset yapılanması ve parti modelleri zayıfve eskimiş birgörünüş veriyor. Halk, oy verme dışında siyasetten uzak kalı- yor, katılmıyor, siyasetçiden sadece kendi işi- nin çözüme kavuşturulması beklentisi içinde duruyor. Yanna dönük hedeflerle,projelerle il- gilenmiyor, onlara inanmıyor. ABD'de, Fransa'da, Japonya'daçıkarlar fârk- lı olsa da bütün toplumun üzerinde birleştiği ortak hedefler olduğunu biliyoruz. Bizde ne- den böyle değil? Birzamanlann "büyûk Tür- idye", "her mahaOede bir mifyoner" türünden slogan-proje kanşımı vaatleri, neden büyük taraftar toplamıyor? Bu belki de son derece sağ- lıkJı bir gelişme. Kamuoyunun böyle sözlere artık karnı tok. Çok daha ciddi, Türkiye'nin bütününü görebilen, tümünü aynı anda kavTa- yan, sorumlu ve gerçekleşebilir arayışlara ka- pınuzın kapalı olduğunu kimse söyleyemez. He- defımiz, sorunlan tek tek ele almak yerine, bir bütûn çerçeve içinde kavramak \e yapısal bir çözüm arayışına girmek olmalıdır. Türkiye'de bütün kurumlanyla devletin ve çeşitli sektörieriyle özel kesimin ne yaptıgjnı bilmez halde, gelişmeler karşısında çaresiz ve sorunlann üstesinden gelemeyecek durumda olduklannı söylemek dogru olmaz. Böyle he- def ve stratejiler elbette mevcuttur. Sûrekli bi- çimde üzerinde çalışıldıgını, değışen koşul- larda yenilendiklerini ve bir ölçüde kamuoyu- na da yansıtıldıklannı basm ve medyadan öğ- reniyoruz. Ancak halkın büyük çoğunlugu- nun bu hedef ve stratejileri yeterli düzeyde al- gıladığım, bu çalışmalann gereken destekle- re karşılarup, özveri ve özgüven içinde yann- lara birlikte yürümekte olduğumuzu söyleye- miyoruz. Tam tersine, her türden dürtüyü tep- kiyle karşılayan, hedef ve stratejiler içinde kendi yerini ve paymı göremeyen bir toplum olma yolunda olduğumuzu öne sürebiliriz. Göstermelik çabalann sergilendiği, iş olsun diye mesajlann verildigi, temel sorunlann çö- züleceğine olan inancın çok zayıfladığı bir or- tamı paylaşan insan kitlesinin, toplum olma ni- teiigi de büyük hasar görür. Ozellikle bu tanıda birleşiyor muyuz? Top- lumun kendi sorunlannın çözümüne kayıtsız- lık ve inançsızlık içinde baktığım gözleyebi- liyor muyuz? O takdirde ulusal strateji üzerin- de konuşma zamanmın da gelmiş olduğu dü- şüncesindeyiz. Ulusal strateji, eğitimden ada- lete, ekonomiden ülkenin yaşamsal dış sorun- lanna kadarberdüzeyde her kesimin kendi çı- kar ve çizgisini koruyarak ortak bir yann yü- rüyüşü üzerinde buluşması demektir Yanm inşa edebilmenin, yannlarda ayakta kalabılmenin, niye saklayahm söz sahibi ola- bilmenin başka yolu yoktur. Çabalanmızı bu temel hedef ve coşku eksikliği üzerine yoğun- laştınrsak bunalımlann aynı zamanda önem- li olanaklar demek olduğunu da görmekte ge- cikmeyiz. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Askar Akayev 1 Temmuz günü Türkiye'ye yaptığı ziyarette, ülkemizi "çoban vıldizj'' olarak gördüğünü söylemişri. Bu ıfadesinde son derece içten ol- duğuda muhakkakn. Düş kınklığına uğramasını ıster miyiz? Nissan Primera Special Editıon PRİMERA Otomatiğe bağla faturayı götür Nissan arabayı! Sony TV 104 ekran Otomatiğe bağta faturayı götür Sony televizyonu! Compaq bilgisayar Presaho 2292 Otomatiğe bağla faturayı götür Compaq bilgisayarı Turkcell tnturanızı otonıatik öJenıc talim.ıtı \eıvrck ödcyin, siipcr hcdiyt-lcrin sahibi olıın. r la/iran-kasım a\ laıı arasındaki 7'urkceil taturalannızı otomatik ödcme talimarıyla «ideyin, odcıne yaprığınız her tatura için ayrı bir şans kazanın. Ocak 200Ü'de yapılacak çekilişte hcdiyclerinize kavuşun. Kampanyaya katılmak için farııra ödt'mclcrinizi oronıarik ödcme talimatıyla Yapı Kredi, Pamukbank. İ1 } Bankası, Vakıfbank şubclcrindcn birine yapmanız gcrckli. Otomatik ödemc- talimatı başvurıılarmızı rurkcell Abone Mcrktvlcrinc dt- yapabilirsinız. ITURKCELL Türkiye'nin güvenilir, üdcr GSM opcratörü www.ru rkccll. com.tr Kamfnnyaya katâma fardan: 1) Turkcell abonelennın Haziran ve Kasun ayUn arasuuUki fsturalan ıçıo ahı ay boyunca yaptıklan otomatik ödemelerinin her bin ayn birer kaülma hakkı saglayacakor. Alo ayuı toaunda Turkcell tarafuıdan her ay ıçın bir adet (toplam aln adet) kaalıma lıstcsi olufturulacaktır. ÇekıUş bu lısttkr uzerinden jrapılacaktır. 2) 18 yajından kuçükler kampanyaya katüamazkr, kazansalar bûe hedıyderîni .l.^aTİar KDV hahç bütün verplcr lf»T3nan. amıt. 3) Kampanya 1.6.1999 - 30.11.1999 tanhlen arasında gpjatidu. 4) Çekih) 10.1.2000 tarihındc Tümer & Tümer Taıutım A.Ş. Büyükdcrc Cad. 52/2 Mcödiycköy lıcanbul adresındc, saar 10:30'da yapılacaktır. 5) Çcfcilif «onuçlan 13.1.2000 rarihınde Hürrıyet ve Akfaro gazetekrinde yayınİanacaktu. 6) Bu kampanya Milü Piyango tdaresi'nin B.07.I.MPİ.O.13.O0.02/ 1106-4888 sayı ve 25.5.1999 tarihli izniyle düzenlenmı^tır. 7) Bu kampanyaya Turkcell A.Ş. ve Tümer & Tümer Tanmm A^. ^»ln«nl«n ve akrabaJan kaoiamazlar, kazansalar bile hediyekruu alamaTİar 8) Asüler ıçın cum cvrakları tamamUnmı; halde son ba^vuru tarihı 28.1.2000, yedekler ıçın son bafvuru tarihı 14.2.2000'dir. 9) Asülerin hakkını kullanınaması durumunda sırası ıle yedek fanslıiıra geçüecektu. PENCERE İntihar GlPişimi?.. Gazeteierde kimi zaman kayıp ilanlan çtkar. Es- kiden bu tür duyurular daha aynntılı biçimde ya- zılırdı: Kayıp: "Yukanda fotoğrafı görûlen Hatice Uğuriu, geçen pazar günü evinden çıkmış, bir daha kendisindenhaberalınamamıştır. Görenlerin, bi- lenlerin Allah nzası için aşağıdaki adrese baş- vurmalan rica olunur." Kişiterin durup dururken kaybolmalan, yaşa- nan olgulardan biridir "sıradan vaka" sayılır; ama, daha beteri de olabilir. Nasıl? Diyelim ki yaşadığımız toplumda kimi kurum- lar kayboluyor, yok oluyor, yaşamdan siliniyor... Bir kayıp ilanı da biz verelim mi: "Namus birsüne önce kayıplana kanşmışür. Gö- renlerin, rastlayanlann, yerini bilenlerin insan- lık adına aşağıdaki adrese bildirmeleriricaolu- nur." • Birbirleriyte hısım akraba kavramlan var Ah- lak, namus, onur, dürüstlük vb. gibi erdemlerin bir toplumun yaşamından teker teker silinmele- ri neyin göstergesidir? Edepsizlik, yüzsüzlük, namussuzluk, yalana- lık, ikiyüzlülük, onursuzluk, ahlaksızlık "yükse- len değerier"e dönüşürse, bu gidişin sonu ne dur?.. Türkiye'de yaşanan çürümenin kokuşmuş- luğunda insanlığımızın yrtirilmesi aşamasına ge- lip dayanmadık mı? Siyasal yaşamda bir parti- nin liderine medyada ne deniyor: - Yalancı?.. Sanki hiçbir şey olmamış gibi o lider partisi- nin başında kalabiliyor, esip savurabiliyor. Dinci politikada ülke çapında şöhrete dönü- şen bir cemaat reisi, televizyon ekranında mü- rrtlerine buyuruyor: - Ikiyüzlü olun, yalan söyleyin, sahtecilik ya- pın!.. Takkeli ya da sanklı hocanın itiban kendi ke- siminde devam edebiliyor; suratına çarpı işare- ti çekilmiyor. Üçkâğıtçı, yalancı, ahlaksız, rezil takımının el üstende tutulduğu bir toplumun gelecegine kim umutla bakabilir?.. • Zifosla doldurulmuş gayya kuyusunda çırpı- nan Türkiye'de bir politikacının onuru yüzünden canına kıymaya kalkışması, yeni bir olaydır. Insanı hayvandan ayıran nedir? Konuşması mı?.. Gülmesi mi?.. Ahlak bilincine erişmesi mi?.. Namus diye bir kavramın farkında olması mı?.. Moral değerlerin dokusunda benliğinin oluşması mı?.. Her ne olursa olsun, insanın ki- şiliğine sahip çıkması, tarihsel süreçte bireyleş- menin temel kuralıdır. Demokrasiyi ancak üye- leri bireyleşen bir toplum kurabilir. Namus ya da onur adına intihar girişimi ülke- mizde çok görülen bir davranış biçimi değil... Çünkü namussuzun ya da onursuzun iktidar katlanna yerleştiği bir siyasal düzende yaşanan çok partili rejimi demokrasi sanmak aymazlı- ğında kulaç atıyoruz. Bu nedenle iktidar katla- nnda onur adına intihar girişimi, ne kadar olum- suz bir gerekçeden kaynaklanırsa kaynaklansın, insani boyutunda umudun ve saygının altını çiziyor. ORHAN KARAVEÜ'den önemli bir belgesel BİR ANKARA AİLESİNİN OYKUSU • Osmanlı'dan Kurtuluş Savaşı'na ve bugune 160 yıllık gerçek bir öykü. • Mustafa Kemal'le ilgili bilinmeyen anılar. • Seymenler ve Seymenlik. • Mehmet Akif İstiklal Marşı"nı nerede ve nasıl yazdı ve ılk kime okudu? • "Ankara" adı nereden geliyor? Atatürk'ün şaşırtıcı ve bilinmeyen tezi. • "Vatan" ve Tercüman" gazeteleri olaylannın 40 yıldır açıklanmamış "perde arkası". (1. hamnr/ 38 fotoğraf / 224 sayfalık bir anı / belgeselı GeneJ Dağıtım: ÖZGÜR YAYIN DAĞIT1M LTD. ŞTİ. Ankara Caddesi 31/2 - Istanbul Tel: (0212) 526 25 13 - 526 35 01 Faks: (0212)527 57 78 duLcLnea 08/07/99 S A A T : 2 5:0 0 Monotrans Proıect/ Dulcınea / Istanbul MahiMrt Yal*y FakrattiaArkıt UmrtÇailar Kontrbas > Soprano Saksafon Davul, vurmalı çalgılar Klarnet sampler-turn table- programing LIN« d u I c l n t ı y a p ı m M e » » l ı k Sok 20 B e y o f l l u l ı l ı n b u l t>l: 24S 10 39 / 4B / 71 t«l-faı. 249 55 70
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle