Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBA
DP. Babuna
kampanyası
• İstanbul Haber Servisi -
Lösemı hastası Dr Oktar
Babuna, noterde
taahhütname imzalayarak
kampanyanın sürmesi için
gerekirse çıkacak tüm
borçlan "şahsi borcu"
olarak kabul edeceğinı ve
ödeyeceğini belirtti.
Babuna yaptığı
açıklamada, Kadıköy 7.
Noterliği'nde imzaladığı
taahhütnamede, ulusal
kemik iliği bankası
kurulması yönünde başta
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel olmak üzere
Başbakanlık.
Genelkurmay Başkanlıği,
lçişleri ve Dışişleri
bakanlıklannın da
katkılanyla dünyada eşi
benzeri görülmemiş bir
kampanya oluştugunu
bildirdi.
Samyer'de
trafik kazası:
1 olu
• İstanbul Haber Servisi -
Sanyer Hacıosman Bayın,
Bahçeköy yolu girişinde
dün saat 16.00 sıralannda,
MelihaÖğdem'in
kullandığı 34 SG 83
plakalı özel otomobil,
virajda kontrolden çıkarak
karşı yönden gelen Hasan
Eryaşar yönetimindeki 34
BAY 37 plakalı kamyonun
altına gırdı. Kazada,
otomobil sürücüsü
Öğdem, Şişli Etfal
Hastanesı'nde yapılan
tüm müdahalelere rağmen
kurtanlamadı. Yaralanan
Eryaşar ile Erkan Ertunç
Ögdem tedavî altına
alındılar
Özel uçak düstü:
2okJ
• L'ŞAK(AA)-Uşak'ta
özel bir uçağin düştüğü ve
içinde bulunan 2 kişinin
öldüğü bildırildi.
Isparta"dan gelmekte
olan Cesna-2 tipi özel
uçak, Uşak Havaalanı'na
inişe geçtiği sırada
havada yanmaya
başladı. Alevler içindeki
uçak. havaalanı
yakınlanndaki Şehit
Abdülkadır Kılavuz
Öğretmen Okulu bahçesi
civanna düştü. Uçakta
bulunan Uşaklı tanınmış
işadamı, Çağdaş
Mühendislik ve Çağdaş
Mermercilik Sanayii"nin
sahibi Aydın Turan (30) ve
yanında bulunan uçuş
eğitimi öğretmeni Davut
Serkan Özdemir (26)
yanarak öldüler.
İşçilerin toplu iş
sodemesi
• ANKARA (AA)-
Ankara Su ve
Kanalizasyon Idaresi
Genel Müdürlüğü'nde
(ASKİ) çahşan 2 bin 300
işçiyi kapsayan toplu iş
sözleşmesi. 7 Temmuz'da
ımzalanacak. ASKt Gene!
MüdürlüğiTnden yapılan
açıklamaya göre. 1 Mart
1999 tarihinde yürûrlüğe
giren ve 1 yıl süreyle
geçerlı olacak toplu iş
sözleşmesi ile işçilerin
ücretlerine yüzde 100
oranında zam yapılacak.
Zeytinburnu'nda
yangın
• İstanbul Haber Servisi -
Zeytinburnu'nda Topkapı
Özgüven Halk Pazan'nda
çıkan yangında 9 işyeri
kül oldu. Henüz
belirlenemeyen bir
nedenle çıkan yangın
büyük çapta maddi hasara
yol açtı.
G.Osmanpaşa'da
cinayet
• İstanbul Haber Servisi -
Gaziosmanpaşa Bolluca
Köyü'nde Aziz Kum ve
Halıl Şimşek (28) isimli
ıkı arkadaş arasında çıkan
tartışma cinayetle
sonuçlandı. Şimşek olay
yerinde ölürken K.um
gözaltına alındı.
. Bombadaki Lamba: Tolga'nın öyküsü-3 -
Benim zamanım da acelem de yokIŞIKKANSU
v e geçti. Bir iki sözcûk dışında
konuşarruyor. yûrürmûş gibi
yapabiliyordu. Sağ omuzu
düşüktü. ODTÜ'ye ziyarete gitti.
Prof. Dr. Bahattin Akşit. çay
ısmarladı, "5 dakika oCur, şimdi geüyorunı" dedi.
tşaretle "Tamam" demeye getirdi.
Akşit hoca az sonra. beyınsel tahribat üzerinde
uzman Doç. Dr. Ayşegül Fışıloğlu ile geri geldi. O
an, iki yıl sürecek zorlu uğraşın başladıgının
resmiydi. Konuşamayan, yazamayan, hatta
burnunu bile tanımlayamayan genç adamla,
inatçı ve özverili hekimin resmi.
1996 sonunda, konuşması yüzde 85'e çıkmışö!
Bumunun ucunun farkındaydı artık...
• • •
1994 yılbaşı tatilinde Türkiye'ye döndü. Annesi
ve babasına kavuşmuştu. Ayça'ya da- Evlenmek
istiyordu.
• • •
Bir yıl önce, 13 Haziran 1998"de evlendiler.
"Büyülü Fener" sınemasının sokağında
oturuyorlar. Tolga, Kafka'nın, James Joyce'un
fotoğraflan ile başbaşa şiirler yazıyor, yazacağı
romanın kurgusunu oluşturuyor. Odasındaki
Saatli Maanf Tak\ ımi'nden her gün bir sayfa
duşüyor:
"Benim zamanım da, acekm de yok. Zaman,
insanlanı göre bir şey. Evrende zaman yoktur kL"
" • • •
Ingiltere'ye geri dönecek. O akşam Istanbul'dan
uçagı kalkacak. Saat 18.30 arabasına bilet aldı.
• * •
Doktoru Bektaş Açıkgöz'ün dışında bütün
doktorlar 1994'te tanıyı koymuşlardı:
"Tolga sen konuşursun konuşmasuıa da, nutuk
atamazsm-." 1999"un mayıs avında Prof. Dr.
Ahmetİnam ile birlikte Gazi Üniversıtesrnde
250 kişiye "üetişiınsizlik" konusunda nutuk attı.
• • •
14 Ocak 1994, saat 20.30 sulan... Sigara içmek
için otobüsün ikinci katına çıktı.
Gökgürültüsü yanında halt etmiş, öyle bir
patlama...
• • •
"Höst demek istedim hayata, höst_"
Söyleşimiz üç saattir sürüyor. Açık pencereden
akasya ve dışbudak ağaçlannın hışırtısı
duyuluyor. Tolga, sözcükleri dinlendire
dinlendıre dillendıriyor:
"Hayat çok dddi Ciddiye almamız gerek,"
İÎTTİ
'îşkehce evrensel bir suçtıır'Yargıtay, Manisa davasında sanıkpolislerin cezasını bozarken işkencenin, uluslararası sözleşmelerle de yasaklandığın
vurguladı. lOpolis, her magdur için 5 olmak üzere toplam 70 'eryıl ağır hapis cezası istemiyleyeniden yargılanacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) -
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Manisa-
lı gençleTe işkence yapan 10 polis hak-
kmdaki beraat karannı bozma gerek-
çesınde. "işkencenin ulusal hukukta
olduğu gibi uluslararası sözleşmelerle
de vasaklandığınr \nrguladı. 14 gen-
ce işkence yapüklan belirlenen 10 po-
lis memuru, her mağdur ıçm 5 yıl ol-
mak üzere 70'er yıl ağır hapis cezası
istemiyle Manisa Ağır Ceza Mahkeme-
si'nde yeniden yargılanacak.
Kurul. polis memurlan Halil Emir,
RamazanKotak,MehmetEmtaDal, Le-
ventÖzves, Engin Erdoğan, Atflla Gür-
büz. Turgut DemiraL Fevzi Aydoğ, Tur-
gut Ozcan ve Musa Geçer'in, Mani-
sa'da 14 gence işkence yaptıklan ge-
rekçesiyle yargılandıklan davada, Ma-
nisa Ağır Ceza Mahkemesi'nin bera-
ata ilışkin dırenme karannı 7'ye karşı
17 üyenin oyu ile bozmuştu. Gerekçe-
li kararda, işkence ve kötü muamele-
nin ulusal hukukta olduğu gıbi ulusla-
rarası sözleşmelerle de yasaklandığı-
na işaret edilerek işkenceyi yasakla-
yan başta anayasa olmak üzere Türki-
ye'nin de onayladığı uluslararası söz-
leşmelerdeki düzenlemeler sıralandı.
Süreç anlaüklı
"Zaumane ve insani ounayan mu-
ameieler ile haysiyet kına hareketle-
rin" TCY'de tek tek sayılmadığı, uy-
gulayıcımn takdirine bırakıldığı belir-
tilen kararda. Sema Taşar, Ayşe Mine
Balkanh,Jale Kurt Aşkın Yeğin, Levent
Kıbç, Münire Apaj dın, Özgûr Zeybek,
Faruk Deniz, Abdullah Yûcel Kara-
kaş, AH Göktaş, Boran ŞenoL Mahir
Göktaş, Emrah Sait Erda ve Hüseyin
Korkut'un yasadışı bir örgütle ılgılı
yürütülen sonışturma kapsamında gö-
zaltına alınmalanna ilişkin süreç anla-
üldı.
Mağdurlann yakınlanna,- cumhun-
yet başsavcılığına verdikJeri ifadeler-
de işkenceye hedef olduklannı anlat-
öklan belirtilen kararda, eski CHP Iz-
mir Milletvekili Sabri Ergûl'ün terör-
le mücadele şube müdürlüğüne gitti-
ğinde "çığlık sesi duyduğu, gözü bağiı
yerde >atan çıplak çocukiargördüğü ve
bu manzara karşısında şokeotduğu" an-
latımlanna da yer verildi. Dönemin
Manisa Tabip Odası Başkanı Osman
Nuri Büyüker'in "mağduriar hakkın-
daki rapoıiann görevü adü tabiplerce
düzeniennıediğiner<
ilişkin ifadelennın
aktanldığı kararda, bir başka suctan
gözaltına alınan ve daha sonra serbest
bırakılan Gönül Gündüz, diğer tanık-
lar Erdoğan Kıbç v e Fulya Apa> dın' ın
mağdurlara işkence yapıldığına ılişbn
ıfadeleri bulunduğu kaydedildi.
Eyiemleri sıraladılar
Kararda mağdurlann, fotoğraflan
gösterilen sanıklann eylemlerini ay-
nnülanyla sıraladıklan belirtilerekîz-
mir Tabip Odası ve İstanbul Üniversi-
tesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlı-
ğı'nın raporlanna gönderme yapıldı.
Mağdurlar hakkında yasadışı örgüt
üyesi olmak suçundan lzmir DGM'de
açılan davada Abdullah Yücel Karakaş,
Hüseyin Korkut ve Boran Şenol'un be-
raatlanna, Mahir Göktaş hakkındaki
davanınm aynlmasına, diğer mağdur-
lann cezalandınlmasına ilişkin karann
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce eksik so-
ruşturma gerekçesiyle bozulduğu anım-
satılan kararda Mahir Göktaş, Ali Gök-
taş ve Faruk Denız hakkında Manisa
Ağır Ceza Mahkemesi 'nce "bina yak-
maktan" verilen beraat karannın da
Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce onandığı
kaydedildi.
Mağdurlar hakkında "duvarlara ya-
n yazmak. izinsiz pankart asmak ve
puDama \apmak" suçundan açılan da-
vada da Manisa Sulh Ceza Mahkeme-
si'nin beraat karan verdiğine dikkat çe-
kilen kararda şöyle devam edildi: "Ma-
nisa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mû-
Sıvas'tayaşamını
yiürenler anıldı
ANKARA (Cumhurryet Bürosu) -
Şeriatçılann 2 Temmuz 1993 günü Sıvas
Madımak Oteli'nde dü?enledikleri
katliamda yanarak yaşamını yitirenler
Ankara Karşıyaka Mezarhğı'ndaki mezarlan
başında anıldı.
Sıvas olaylannda ölenler için düzenlenen
etkinlikler, dün Karşıyaka Mezarlığı'nda
gerçekleşTJrilen anma ile sona erdi.
Törene, demokratik kitle örgütlerinden
temsilciler ve Sıvas'ta yaşamını yitirenlerin
yakınlan katıldı. Anma için mezarlığa gelen
yurttaşlar, bir dakikahk saygı duruşunda
bulundu. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği
(PS AKD) Genel Başkanı Necati Yümaz
yaptığı konuşmada, etİcinliklere katılan ve
destek veren herkese teşekkûr etti.
Sıvas'ta yaşamını yitirenlere yenilerinin
eklenmesini istemediklerini kaydeden
Yıhnaz, şeriatçı kalkışmayı unutmadıklanru,
mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.
Anma törenine katılanlar daha sonra Deniz
Gezmiş'in mezannı da ziyaret ederek çiçek
bıraktılar.
^ *K "&*&r 6
^-^ ^> v
- ^ . •
4
Kod Adı Hizlndlidı' Idtabı toplatıldıİstanbul Haber Servisi - tstanbul 3. Sulh Ceza
Mahkemesi Faik Bulut ile Cumhuriyet Yurt
Haberleri Müdürü Mehmet Faraç tarafindan
kaleme alınan "Kod Adı: Hizbullah, Türkiye
Hizbullahının Anatomisi" adlı kitabın
toplatılmasına karar \erdi. İHD, N'adire
Mater'in toplatılan "Mehmed'in Kıtabı"
isimli kitabını "okumalan tavsiyesiyie"
başbakan ve TBMM'deki parti genel
başkanlanna yolladı.
İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi, yazarlar
Mehmet Faraç ve Faik Bulut hakkında
cumhuriyeti ve emniyet güçlerini "tahkir ve
tezyif" etmek suçlanndan soruşturma açıldığı
gerekçesiyle "Kod Adı: Hizbullah'- adlı
kitabın 5680 sayılı yasanm ek 1 ve 2.
maddeleri uyannca toplatılmasını
kararlaştırdı.
Ozan Yayıncıhk tarafindan basılan ve 2.
baskısı yapılan kitap, Türkiye'de şeriatçı terör
örgütü Hizbullah'ı ele alan ilk inceleme
özelligını taşıyor. Kitapta, Hızbullah'ın çıkış
nedenleri, Güneydoğu, Akdeniz ve Marmara
bölgelerindeki yapılanması, örgüt liderleri,
üst düzey yöneticileri, eyiemleri ve stratejisi
anlatılıyor. Iran Hizbullahına da yer verilen
kitap, örgütün tetikçilerinin itiraflan ve
milletvekillerinin örgütle ilgili incelemelerini
de içeriyor.
Nadire Mater'in "Mehmed'in Kftabı" isimli
kitabının toplatılmasını kınayan ÎHD de
başbakan ve TBMM'deki parti genel
başkanlanna "okumalan tavsiyesiyie'' birer
tane gönderdi.
Insan Haklan Derneği İstanbul Şube Başkanı
Eren Keskin, şube binasında yaptığı
açıklamada, yasaklananın "Mehmed'in
Kitabt" değil, askerlerin düşünceleri
olduğunu belirterek "Bu khabı öncelikle,
Türldve'yi yönettiğini iddia edenkrin
okumasını öneriyoruz. O zaman gerçekleri
görebilir, savaşa sürdükleri gençleri
anlayabilirier'' dedi. Yaklaşık 2 ay önce çıkan
ve 4. baskısını yapöktan sonra toplatılan
kitaptaki anlatımlann, soyut kahramanlıklann
ardındaki somut insani anlattığını ifade eden
Keskin, "Türkiye'de bu topraklann en önemli
sorunu hakkında, resmi dûşünceden farkh bir
düşünce üretmek ve bunu ifade etmek yasak.
Örneğin 'savaş var' demek yasak olduğu gibi,
'banş' istemek de yasak" diye konuştu.
Banşçı düşüncelen ifade edenlerin karşısına,
Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi ya
da Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesinin
çiktığmı, kitaplann toplatılıp, konuşmalann
engellenip, radyo ve televizyonlann
susturulduğunu söyleyen Keskin şöyle devam
etti:
"Bu tophımun 'şehit', 'gazi' ya da 'en büyük
asker, bizim asker' olarak görmeje alıştjğı o
askerler, üniformamn ardındaki gerçek
duygulannı anlattılar ilk kez bu kitapta. Ve
sistem banşçı duygulara kapaiı okluğunu
gösterdi bir kez daha."
caddeŞubesi'ndegörevfi başkomiser. ko-
miser ve polis memuru olan sanıklann
yasadışı bir örgütk ilgili olarak yapbk-
lan soruşturmada gözaltınaalınan mag-
duriara. bflgi veitirafdde etmekiçingös-
lerini bağlayıp yflksek sesle müzik din-
letmek, çmiçıplaksoyarak basınçh su ak-
mak. ıslak battaniyeye sardıktan sonra
elektrik akunı vermek, erkeklerin ha-
yalannı sıkmak. makatlanndan cop
sokmak, kıziara dnset tadzde butunmak,
göğüslerini elle>ip sıkmak, zıplatmak,
ayakta tutmak ve duvara >aslâmak su-
retiyle beden gücünûn dayanama\aca-
ğı hareketJeri yapürmak. diğerferine
yapılan işkenceleri se> rettirmek, su ve
yiyecek vermemek, uyumalannı engel-
İemek. hakaret ve tehdit etmek gibi sü-
reklilik gösteren ısürap vericL bezdiri-
ci fiziki ve manevi ağır acı veren insan-
lık kişiliğini inciticL havsiyet kıncı ha-
reketlerdc bulunduklan, mağduıiann
aşamalarda değişmey en ve birbirini ta-
mamlavan anlatunlan, tanık beyanla-
n, hasta tabela ve gözlem kâğıtian. ra-
porlar ve tüm dosva kapsamı ile sabit
olmuştur. Sanıklann sabit olan eyiem-
leri işkence niteüğinde olup özel daire
bozma karanna uvulması gerekirken,
önceki hükümde direnilmesi usul ve ya-
sava av kındır. Direnme hükmünün bo-
zulmasına karar verilmelidir"
4 \il önce başlayan kâbus
Manisalı Ali Göktaş, Emrah Sait Er-
da, Aşkın Yeğin, Levent Kıhç, Faruk
Deniz, Mahir Göktaş, Hüseyin Kor-
kut, Boran Şenel, Jale Kurt, Münire
Apaydın. Ayşe Mine Balkanh, Sema Ta-
şar, Abdullah Yücel Karakaş ve Özgür
Zeybek isimli 14 genç, 26 Aralık
1995'te Manisa Emniyet Müdürlüğü Te-
rörle Mücadele Şubesi'nce gözaltına
alınmışlardı. Bu gençlerden 12'si da-
ha sonra lzmir DGM"de "Yasadışı ör-
gütüycsiohnakveörgütevardmıetmek"
suçundan yargılanmış ve 10'u toplam
76 yıl hapis cezasına çarptmlmıştı.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bu karan "ek-
sik soruşturma" gerekçesiyle bozmuş-
tu. Dairenin bozma gerekçeleri arasın-
da. "polislerin vsrgılandjgı işkence da-
vasının sonuçlanmasının beklenmesi
gereğine'' de dikkat çekilmışti.
Bu dava tzmir DGM'de devam edi-
yor. Bu gençlere Manisa Emniyet Mü-
dürlüğü'nde gözaltında bulunduklan sı-
rada işkence yapıldığı iddıasıyla baş-
latılan soruşturma sonucunda, 10 po-
lis memuru hakkında dava açılmıştı.
Manisa Ağır Ceza Mahkemesi,
TCY'nin "efrada kötü muamekvi" dü-
zenleyen 243. maddesine göre yargı-
lanan sanıklar hakkında "detü yetersiz-
liğinden" beraat karan vermişti. Bu
karann temyiz incelemesini yapan Yar-
gıtay 8. Ceza Dairesi, beraat karannı
oybirliğiyle bozmuştu.
Karar üzerine, Manisa Ağır Ceza
Mahkemesi, 10 polis hakkındaki bera-
at karannda direnmişti. Bu direnme
karannın mağdurlar ve Manisa Cum-
huriyet Başsavcılığı'nca temyiz edilme-
si üzerine, dosya Yargıtay Ceza Genel
Kurulu'na gelmişti.
SJFI&NOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR oralcalıslar(5 turk.net.
Yurtdışından dönünce, insani yoğun bir
gerilim sanyor. TV kanallarını açtığınızda
herkesin büyük bir öfkeyle karşısındakini
suçladığına tanık oluyorsunuz. Gündelik
hayat tam anlamıyla kavga üzerine kuru-
lu. Bunu yalnızca siyasi alanda görmüyo-
ruz, trafikten ticarete her alanda sorunlar
gürültü içinde ve çoğu zaman kavgayta çö-
zülüyor Herkes diğerine öfkeli.
Sabah evden arabayla çıktım. Tek yön-
lü yoldan giderken karşıdan bir araba gel-
di ve yol tıkandı. Arabayı kullanana ters yol-
da olduğunu söylemeye kalktığımda, kar-
şımda öfkeli biradamgördüm. Bağırarak,
"Sen biraz ileride bekleseydin geçecek-
tim" dedi. Adam öfkeli, bıraz daha ısrar
edersem kavga çıkacaktı. Yol verdim, bu
kez benim sinirlerim bozuldu.
Iç öfke ve gerilim, yaşamımızı öylesine
etkiliyor ki, neredeyse en küçük bir ayn-
lıkta birbirimizin gözünü oyacak hale ge-
liyoruz. Toplumsal gruplar birbirine kızıyor,
Öfkeyle Kalkan Bir Toplum...
futbol taraftarları kulüp yöneticisine, kar-
şı takımın taraftanna kızryor. Kızıyoruz, dö-
vüyoruz, bıçaklıyoruz, öldürüyoruz. öfke-
miz tam anlamıyla burnumuzda.
Iç gerilimimiz, kaçınılmaz olarak dış iliş-
kilerimize de yansıyor. Batı'ya da kızıyo-
ruz. Belki bazı noktalarda haklıyız. Onla-
nn bize karşı tavıriannda çoğu zaman hak-
sızlıklar, olumsuzluklar var. Ama biz Batı'ya
öfkeyle yaklaşıyoruz. Italya örneğinde ol-
duğu gibi, öfkeden portakal sandıklannı
çiğneyecek hale geliyoruz. Avrupalılar ise,
bize olan eleştiri ve kızgınlıklannı daha
farklı dile getiriyorlar. Söyleyeceklerini söy-
lüyoriar, ama öfkesiz ve sakin. Aynı yön-
temi biz bir türiü kullanamıyoruz, kullan-
masını beceremiyoruz.
Bu öfke ve gerilimden nasıl kurtulaca-
ğız? öncelikle bu öfkenin arkasında ne gi-
bi siyasi, toplumsal sorunlar yatıyor, bu-
nu saptamalıyız. Neden öfkeliyiz? Son yıl-
larda öfkemiz neden sürekli artış gösteri-
yor? Siyasi Islamın ve Kürt sorununun son
yıllarda gündelik yaşamımızı altüst ettiği
doğru. Ancak bunlann neden olmaktan çok
sonuç olduğunu görmek gerekiyor.
öfkelerin arkasında, sosyal değişimin,
yeni dönemin, yeni ilişkilerin yattığını dü-
şünmekten yanayım. Türkiye, hızlı kent-
leşmesi, hızla büyüyen ekonomisi, dışa
açılan işçileri ve işadamlarıyla bir sosyal
çözülme ve yeniden yapılanmanın sıkın-
tısını yaşıyor. Geçmiş, geleneksel ilişkile-
re dayalı aile yapısı çözülüyor, sosyal iliş-
kiler çözülüyor, yerine sağlıklı yeni bir şey
koyamamanın zorluğu, toplumda kimlik bu-
nalımına neden oluyor.
Türkiye, değişmenin zorlanmasını yaşı-
yor. Bu değişimin fazla kınp dökmeden ger-
çekleşmesini sağlamak, daha çok toplu-
ma yön veren güçlerin işi. Burada siyaset-
çiler, bilim dünyası, yargı, güvenlik gibi
güçlere büyük görev düşüyor. Daha da
önemlisi sivil toplum kuruiuşlan. Ancak, top-
luma yön veren odaklar siyasi kaygılarla
ve siyasi oportünizmleri nedeniyle gerili-
mi kışkırtıyorlar veya gerilimden güç alma-
ya çalışıyorlar. Sivil toplum örgütleri ise
ne yazık ki ülkemizde etkili değiller. Za-
ten, sivil bir güç gibi hareket etmekten
çok kamplaşmanın bir parçası olarak dav-
ranıyoriar. Gerilimin yüksek olduğu dö-
nemlerde en büyük zorluk, bu gerilimde
taraflardan birine bağlı olmamaktır. İBDA-
C'nin dergilerinden bırinin logosunun al-
tında, "Bi-taraf olan bertaraf olur" diye
yazıyordu. Yani tarafsız olan bertaraf edi-
lir diyordu. Aslında Türkiye'nin sorunlan ko-
nusunda tarafsız olmak mümkün mü? An-
cak, birbirimizi yok etmeye yönelerek ve
öfkeyi kışkırtarak sorunlan daha da azdı-
rabileceğimız gerçeğini görmek, tarafla-
rın her ikisini de kızdınyor.
öfkeli toplumların bir başka özelliği ise,
güçlü olan karşısında boyun eğmek. öl-
çülerini öfkesiyle ayarlayan toplumlar, ak-
lı, sağduyuyu bir yana ittikleri için kendi-
lerinden daha öfkeli ve daha güçlü olan-
la karşılaştıklarında teslimiyeti seçiyoriar.
Mahalle kabadayılannın. şehir kabadayı-
sı karşısında yaltaklanması tamamen böy-
le bir mantığın ürünü.
Sonuçta öfkeli birtoplumuz. Bunun be-
delini hem içeride, hem dışanda fazlasıy-
la ödüyoruz. Siyasetçilerin, sivil toplum
kuruluşlannın bu öfkeyi yatıştıracak bir
yaklaşım içine girmesi için, dahane kadar
felaket yaşamamız gerekiyor, doğrusu
merakediyorum...