25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBA 10 D I Ş H A B E R L E R [email protected] KübaABD'yi yargrtyor • WASHINGTON (AA) - Küba, ABD'yi 'Küba halkına karşı işlediği suçlardan dolayı' yargılıyor. Başkent Havana'da görüİen sembolik davada, Devlet Başkanı Fidel Castro, 40 yıldır ülkesine ekonomik ambargo uygulayan Washington'dan, 181 milyar dolar (75 katrilyon TL) tazminat istedi. Amerikan televızyonlarının haberine göre, sembolik davada Küba'yı temsil eden Castro'nun avukatı Juan Mendoza, ABD'nin, 'Küba'ya karşı uyguladığı hastalık ölçüsünde düşmanlıktan dolayı' cezalandınlmasını istedi. Çfeıdesel telaketi: 152 iüü • PEKfiS (AA) - Çin'in en uzun nehri Yangçe boyunca, 23 Haziran-1 Temmuz tarihleri arasında meydana gelen yağışlar sırasında yaşanan sel felaketi 152 kışinın ölümüne yol açtı. Seller ülkenin kuzeybatı. orta ve doğu kesimlerini etkisi altına alırken doğudaki Anhui eyaletinde 158 bin 300 kişi güvenli bölgelere nakledildi. Anhui eyaleti, geçen yıl yaşanan yüzyıhn en büyük felaketınden en çok etkilenen üç bölgeden biriydi. Guangzhou Günlügü gazetesınin haberine göre sel şuanakadar 10 bin kilometrekarelik alanı etkiledi. Irak, BM uzmamn istemedi • BAĞDAT (AA) - Irak, BM'nin bölgede bulunan mayın tarama uzmanmın geri çekilmesini istedi. Irak resmi haber ajansı INA, BM'nin insani işler koordinatörü Hans von Sponek'in dûn Irak Dışişleri Bakanlığı'na çağnldığı ve Yeni Zelandalı uzmanın Irak'ı 72 saat içinde terk etmesinin istendiğini duyurdu. BM'nin uzmanı ülkenin tartm alanlarına zarar vermekle suçlanıyor. Klerides'ten BM'ye mektup • LEFKOŞA(AA) - Kıbns Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides. BM Genel Sekreteri Kofi Annan'a, "Kıbns sorununun tek egemenlik, tek uluslararası kişilik ve tek vatandaşlık şeklinde çözümünü benimsediklenni" belirten bir mektup gönderdi. Klerides. mektubunda, Kıbns sorunuyla ilgili görüşmelerde KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş"a toplum lıderliği dışında bir sıfat venlmesine karşı olduğunu bıldirdi. Bin Ladin'i Köntez ülkeleri besliyor • KAHtRE (AA) - ABD'nin bir numaralı düşman ilan ettiği Suudi terörist Usame Bin Ladin'in, ABD'ye karşı düzenlediği saldınlan fınanse etmek için Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerindekı işadamlanndan milyonlarca dolar aldığı öne sürüldü. Adlannın açıklanmasını istemeyen kaynaklar, AP'ye yaptıklan açıklamalarda, Suudi yetkililerin, zekat ya da sadaka adı altında toplanan bağışlan ortaya çıkanp, paranın transferini durdurmadan önce Bin Ladin'e 50 milyon dolardan fazla para gittiğini öne sürdüler. Clinton'dan Taliban'a ambargo • VVASHINGTON (AA) - ABD Başkanı Bill Clinton. Washington'un bütün uyanlanna karşın, Suudi terörist Usame Bin Ladin'e destek ve sığınak vermeyi sürdüren Afganistan'daki Taliban yönetimine dün geceden başlamak üzere ekonomik ambargo ilan etti. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, ambargonun insani yardım dışındaki bütün ekonomik konulan kapsayacağı ve Taliban'ın Usame Bin Ladin konusundaki tavnnı değişterene kadar süreceği bildirildi. ABD'li diplomat, çabalarının boşa çıkmasından sorumlu tuttuğu Denktaş'a yüklsnecek Holbrooke'ım Kıbrıs ldııiVVASHINGTON/LEFKOŞA (AA) - ABD'nin BM daimi temsilciliği görevine başlamak için senatonun onayını bekleyen ünlü diplomat Richard Holbrooke'un, işi- nin başına geçtikten sonra Kıbns konusun- da, "geçenyi obnlann intikamını almak üze- re'' KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenktaş'a yükleneceği ileri sürüldü. Washington'daki diplomatik gözlemciler. ABD'deki bazı başka yetkililerin tersine. Kıbns sorununun ne kadar karmaşık ve çö- zümü zor olduğu gerçeğinin, çofc zeki ve yetenekli bir diplomat diye tanımlanan Holbrooke tarafından görüldüğünü, Holb- rooke'un Türk tarafının bırçok kaygısına da hak verdiğini beliıttiler. Ancak diplomatik kaynaklar, zeki olduğu kadar "apn ben- • Diplomatik kaynaklar, ABD'nin BM daimi temsilcisi olarak goreve başladıktan sonra Kıbns konusunda çok etkili konuma gelecek olan Holbrooke'un, Denktaş'tan 'intikam almaya' çalışacağını belirttiler. merkezd" diye bilinen Holbrooke'un, ge- çen yıl mayıs ayında ABD Başkanı BiH Ctinton'ın özel temsilcisi sıfatıyla Kıbns'ta başlatmak istediği taraflan uzlaştırma gi- rişiminin, Denktaş taraftndan "torpBIendi- ği" şeklinde bir saplantısı bulunduğunu sa- vundular. Söz konusu girişimde Denktaş, KKTC'nin en azından varlığının bile kabul edilmedi- ği bir ortamda Rumlar ile görüşeceği bir ko- nusu olmadığıni bildirerek, Holbrooke'un taraflan buluşturma çabasını boşa çıkart- mıştı. Diplomatik kaynaklar, Bosna banşı- nın miman sıfatıyla Kıbns sorununu çöz- meye soyunan Holbrooke'un, girişiminde başansız olunca kendisini küçük düşmüş his- settiğini ve bu durumun faturasını KKTC Cumhurbaşkanı'na yüklediğini belirttileT. Kaynaklar, ABD'nin BM daimi temsil- cisi olarak göreve başladıktan sonra Kıb- ns konusunda çok etkili konuma gelecek olan Holbrooke'un, bu durumun "intika- mınıalmak" için şahsi çabasını Denktaş'a yüklenmekte yoğunlaştıracağmın sanıldı- ğını kaydettiler. Devlet bazmda görüşme Bu arada KKTC Dışişleri ve Savunma Ba- kanı Tahsin Ertuğruktğlu, Kıbns Rum ke- simi ile iki devlet bazında görüşmeye ha- zır olduklannı söyledi. Ertuğruloğlu, dün düzenlediği basın top- lantısında, KKTC'nin devlet statüsü taıun- madan, Rumlarla herhangi bir görüşme sü- recine girmeyeceğini vurguladı. Türk tara- finın politikasının ve yaklaşımının gayet açık ve net olduğunu ifade eden Ertuğru- loğlu, "Devietten devlete bazmda görüşme- ve hazuTz" dedı Türkiye-Yunanistan İkili ilişkilerde gizli diplomasi • Eksusia gazetesi, Ismail Cem ve Yorgo PapandreıTnun New York'tan önce Bonn'da gizli bir görüşme yaptıklannı öne sürdü. ATİNA (AA) - Yuna- nistan Dışişleri Bakam Yorgo Papandreu ile Dı- şişleri Bakanı tsmail Cem'in 30 Haziran'da New York'ta bir araya ge- lişlennden önce gizli bır görüşme yaptıklan öne sürüldü. Atina'da yayımlanan Eksusia gazetesi, New York görüşmesinin temel- lerinin Cem ve Papandreu tarafından 10 Haziran'da Almanya'nın Köln ken- tinde yapılan Batı Avru- pa Birliği (BAB) toplan- tısı sırasında yaptıklan gizli görüşmede atıldığı- nı iddia etti. Gazete, iki bakanın uzun süren bu gizli görüşme sırasında. iki ülke arasında sorun yaratabilecek nitelikte açıklamalar yapmaktan kaçınümasına karar ver- diklenni ilen sürdü. Bu arada, Atina'da ya- yımlanan To Vima gaze- tesi ise Türkiye ile Yuna- nıstan arasında, yaz ayla- nnda Ege'de askeri tatbi- kat yapılmamasını öngö- ren moratoryumun, bu yıl Ankara'nın isteği üzeri- ne kamuoyuna açıklan- madığını öne sürdü. Açıklama yok Gazete, Atina ve Anka- ra'nın NATO daimi tem- silcileri aracılığıyla Ege'de temmuz ve ağus- tos aylannda askeri tat- bikat yapılmaması konu- sunda anlaştıklannı, an- cak Türkiye'nin talebi üzerine NATO Genel Sekreterliği'nin resmi bir açıklama yapmayacağı- nı iddia etti. Türkiye ve Yunanistan arasında yaz aylannda uy- gulanan moratoryum, ya- sal çerçevesini 1988 yılın- da dönemin dışişleri ba- kanlan Mesut Yılmaz ve Karofos Fapulyas tarafın- dan imzalanan bir anlaş- madan alıyor. Hindistan: Savaş bitmedi Hindistan tçişleri Bakanı Lal Krishna Advani, Pakistan'ın Hindistan'ı aldatamayacağını ve Keşmir'in kendi denetimlerindeki bölgeye sızan mücahitkrin çıkanlması için askeri operasyonlann süreceğini söyiedL Advani, "Pakistan'ın uluslararası hukuk alanında giderek tecrit edilmesinden" ve Hindistan askerierinin stratejik Kaplan Tepesi'ni ele geçirmesinden sonra birçok insanın savaşuı sona erdiğine inandığuu, oysa "Keşmir savaşının sona ermediğinP söyledi Advani, "Kargü'deki askeri operasyon son Pakistanlı işgalci bölgeden çıkanlıncaya kadar devam edecek" diye konuştu. Bu arada, Pakistan'm Hindistan'daki Büyükejçüiği. ild görevlisinin üç saatten fazla gözamnda tutulduğunu ve Hindistan gizli servis görevlilerinin işkencesine maruz kaküğını öne sürdü. (Fotoğraf: REUTERS) Boris Yeltsin ve Hafız Esad, Kremlin Sarayı'rida buluşarak askeri işbirliğini görüştü Sııriye, Rusya'dan sflah alıyorDış Haberler Servisi - Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin ve Sunye Devlet Başkanı Hafız Esad, dün Moskova'daki Kremlm Sarayı 'nda bir araya gelerek Or- tadoğu banş süreci ve askeri işbirliği ko- nulannı ele aldılar. Yeltsin. Kremlin'de Esad"ı karşılarken "Hanz Esad,Ortadoğu'nun en sa>gın ki- şisi, sayguı bir poütikacı ve Rusya'nın es- ki dostudur" dedı. Ağırlıklı olarak Ortadoğu banş süre- ci ve askeri işbirliğinin ele almdığı ikili görüşmenin ardından yapılan açıklama- • Rusya Dışişleri Bakanı îgor Ivanov, "iki ülke lideri çokkutuplu bir dünya düzeni yaratılmasından yanalar ve bir ya da birden fazla gücün diktatörlüğüne izin vermeyecekler" dedi. da, liderlerin, dış güçlerin baskılanna boyun eğmeme sözü verdikleri belirtil- di. Rusya Dışişleri Bakanı tgor Ivanov, yaptığı açıklamada, "tki ülke bderi çok- kutuplu bir dünya düzeni yaratılmasın- dan yanalar ve bir ya da birden fazla gü- cün diktatörlüğüne izin vermeyecekler'' dedi. Bu açıklamanın Ortadoğu banş sü- recinde başrol oynayan ABD'ye yönelik olduğu belırtiliyor. Sovyetler Birliği'nin 199 l'de yıkılma- sından bu yana Rusya'ya ilk kez gelen Esad'la Yeltsin'in görüşmesinin ardın- dan heyetler arası görüşmelere geçildi. Yeltsin, Lenin 'igömecek 1 Ru\\a Dc\let Başkanı Boris \eltsin. <;öıv\ siiıvsi dnlmadan L öııce 1 enİM'iıı gümüldüğünii «örnıck htedijjiııi bdiıiti. Kııs İ/\estia jja/etesinde>ayımlanan rüportajda Yeltsin. KomiiııKt P;ırti'\ i feshetıtıek istetiis»i >olıındaki iddialan vubııladı. Rus l>asını NeltMn"in KP">i feshwlenfk \c I tnin"i • <;üıiK-ı\-k oluuımvısüi hal ilaııı i«;in /cnıin lıa/ııianıak istediğiııi. lx)\lwo »t-lecfk ha/iraıula \apılacak ha>kanhk seçiınierini ertılenıtvi planladı<;ını iddia etınişti. ' İ/vcstia'nın "l.enin gnmülccek mi" sorusıı karşısında Veltsin'in "E\et. Ama ııi1 /ünıan? Asıl önemli olan o~ dctliği İK'lirtilivoı. ^ıltsin. lA'iıin'in uönuilnu>M>k- ilgili çalışnıalaı \ üriitmt'si için ö/el hir koıtıis>oıı kunıcaûım hildirdi. Görüşmeler sonunda Sovyet dönemi- nin iki eski müttefık ülkesi arasındaki iliş- kilere yeni bir hız kazandınlmasına iliş- kin bir dizi anlaşma imzalanacak. Eski SSCB, Suriye'nin silah satın al- dığı en önemli ülke durumunda bulunu- yordu. Beyrut'taki Rus diplomatlan, Moskova'nm Şam'a Mig-29 uçaklannın yenilenmiş versiyonu olan Mig-29 SMT savaş uçaklan satmayı tasarladığını be- lirttiler. Suriye'nin Rusya'dan tanksavar ve uçaksavar sistemleri ve T-80 tanldan al- mak istediği de bildirilirken bunun Moskova'yla Washington'ın ilişkile- rini gerginleştirebileceği kaydedili- yor. Şam, ABD'nin kara listesinde ABD yasalan, Dışişleri Bakanlı- ğı'nın terörü destekleyen ülkeler lis- tesindeki herhangi bir ülkeye ölüm- cül silah satan ülkelere yapılan yar- dımlann askıya alınmasını öngörüyor. ABD'nin Suriye'yi Ortadoğu ba- nş sürecinin önde gelen aktörlerinden biri olarak görmesine karşın Şam yö- netimi ABD'nin kara listesinde yer alı- yor. Şam'daki bir Rus diplomat. "Stra- tejik ortaklanmızlaticaretyapmamj- u engellev ecek her türtü baskryı kuu- yoruz" dedi. Görüşmelerde, Suriye'nin Rusya'ya olan 12 milyar dolarlık borcunun gün- deme getirilmesi bekJenmiyor. Barak^uı zorlu sınavı yeni başhyor • Yeni Başbakan Ehud Barak, Savunma Bakanlığı'nı ve geçici olarak Tanm Bakanlığı görevlerini de üstlenecek. Dış Haberler Servisi - Israil'in yeni Başbakanı Ehud Barak dün bakanlar kurulu listesini parlamentoya sundu. Işçi Partisi lideri Barak'ın, parlamen- toya açıkladığı bakanlar kurulu listesı- ne göre Dışişleri Bakanlığı görevini David Levi yürütecek. Levi, seçimler- de yenilgiye uğrayan Benvamin Netan- yahu hükümetinin de dışişleri bakanıydı. Bölgesel İşbir- liği Bakanlığı'na atanan eski başbakan ve Işçi Partisi li- deri Şimon Peres Ortadoğu banş anlaşmalannın ardında- ki en önemli ısim. Adalet Bakanı olarak atanan Yossi Beilin de Israil-Fi- listin banş anlaşmalannın mimarlanndan biri. lçişleri Bakanlığı'naysa eski Sanayi ve Ticaret Bakanı Natan Şaranski getirildi. Başbakan Barak da Savunma Ba- kanlığı'nı ve geçici olarak Tanm Bakanlığı görevlerini yürütecek. Barak, önceki gün Işçi Partisi merkez ku- rulundayaptığı konuşmada, "Ortadoğu'da- ki vüzyılhk anlaşmazhğa bir nokta koyurak tsrâiingüvenliğinigüçlendireceğiz'' dedi. Ba- rak, şu anda gerçekleşmesi olanaksız görü- nenlerdahil verdiği bütün sözleri yerine ge- tireceğini söyledi. Barak'ın hükümet programında, Filis- tinlilerle vanlacak nihai statü anlaşmasımn halkoylama- sına sunubnası, Suriye'yle banş görüşmelerinin başlatıl- ması ve Güney Lübnan'daki Israil ordusunun çekilmesi yönünde çalışmalar başlatılması gibi noktalar yer alıyor. Barak, seçim kampanyası sırasında tsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nin bir bölümünün güvenlik karşılığı Su- riye'ye geri verilebileceğini söylemişti. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI 25. Ydnda Kıbrıs'ta Barışı Bozan Senaryoiar NATO'nun, (ve Amerika'nın) Kosova'da Arna- vutları Miloşeviç'in elinden kurtarmak için yaptık- lannı Türkiye 25 yıl önce Kıbns'ta gerçekleştirdi. Kıb- ns Türklerini, 1963'ten beri sürmekte olan faşist (ve Ortodoks) Rum soykınmından son anda kurtardı. Hem de uluslararası anlaşmalardan doğan "ga- rantöıiük hakkına" dayanarak. Kosova'daki gibi "dayanaksız" bir yöntemle değil. NATO, Koso- va'da haklı ise Türkiye 1974 müdahalesinde NA- TO'dan çok daha fazla haklıdır. O zaman, Avrupa'nın ve Amerika'nın yapamadığını, daha doğrusu yap- mak istemediğini, Türkiye garantör ülke olarak yapt. Türkiye'nin Amerika ve Avrupa tarafından "al- kışlanması" gerekirdi. Ama alkışlanmadı, aksine yerildi. Çünkü Kıbns Adası için Avrupa, Amerika ve Yunanistan'ın "biç- mek istediği elbise" farklıydı. Türkiye ise uluslara- rası hukuk ve insanlık açısından haklı bir davranış- la adaTürklerinin yok edilmesini engellemişti; ada- da Türklerin de en az Rumlar kadar sosyal, kültü- rel ve siyasal yerieri bulunduğunu savunmuştu. Daha sonra Denktaş-Makaryos anlaşması ile nüfus değişimi de "onaylanmıştı". Adada artık iki ayn yönetim bütün oğeleri ile oluşmuştu. İki dev- let vardı. Ve bugün Türk tarafı, özgürlüğünün ve ba- ğımsızlığının 25. yılını kutlamaktaydı. Adaya barış gelmişti. Rumlar adada, sırf dünya kamuoyunun ilgisini çekmek için "düzmece sınırihlallerinde bu- lunmadıklan sürece", adada yaprak bile kıpırda- mryordu. Türkler ve Rumlar kendi taraflannda ve kendi devletlerinin şemsiyesi altında özgürce ya- şıyorlardı. Ancak adadaki bu adil, dengeli ve banşçı yapı- lanma Yunanistan'ın, Avrupa'nın ve Amerika'nın "ka- falanndaki" düşüncelere uymuyordu. Üstelik Tür- kiye de onlann kendisine biçtikleri elbiseyi giyme- miş, hem ulusal çıkarlarını korumuş, hem de ada Türklerinin azınlık durumuna düşmelerini ve yok ol- malannı engellemişti. Oysa "güçlü dünya", ada- da banş sağlanmış olsa da bunu kabullenemezdi. Kararlan başkası veremezdi; neyin ne olacağı, kri- tik bölgelerde sınırların nasıl çizileceğini onlar be- lirtemelrydi. Rumlann hâkim olduğu bir ada isteni- yorsa, bu öyle olmalıydı. Bu nedenle Türkiye ve KKTC'ye neler yaptılar neler. Sen misin Türkleri ko- ruyan, adada onlann da en az Rumlar kadar hak- lan olduğunu savunan? Ambargolar uyguladılar, hak- hukuk tanımadılar, orman kanunu yürüttüler. Kimter ne yapmak istiyor? 1) Avrupa Birliği, adanın Rum ve Yunan deneti- minde, AB'nin Doğu Akdeniz'deki stratejik bir uzan- tısı olmasını istiyor. Türkiye'yi yarın da AB'nin içi- ne almayacaklan için adada KKTC'nin, Türkiye'nin bir uzantısının bulunmasını istemiyorlar. Eğer ile"- de Türkiye'yi AB'ye alma niyetleri olsa ne deme- leri gerekirdi: Adada iki devlet olsun; biraz bekle- yelim, ileride Türkiye'yi AB'ye aldığım zaman KKTC'yi ve Rum yönetimini de birlikte alınm; za- ten AB'nin içine girdikten sonra federasyon olmuş, olmamış hiç fark etmez; AB içinde iç içe yaşariar demesi gerekmez miydi? 2) Amerika Ege'de ve Kıbns'ta, "ABD üzerinde- kiRum ve Yunan ipoteğini" birtürlü kıramıyor. Tür- kiye ile "ikili ilişkilerini" ne kadar geliştirse de işin içine Yunan ve Rum çıkarlarının bulaştığı alanlar- da, ağıriığını onlar tarafına kaydırmak zorunda ka- lıyor. Bu da "Kafkasya başka, Ege ve Kıbns başka" diye çifte standart uygulayan bir yaklaşım oluyor, Türkiye'nin değil, ABD'nin kendi iç sorunu, onun çelişkisi. 3) Kerhen de olsa "yeni Batılı Rusya" 1990 son- rasında elinedoladığı "Ortodoks kartını", Balkan- lar*danAkdeniz'e uzatmak istiyor. Aynca kara" pa- ralarını ve mafyasını Rum kesimine yığmış, Rum- larla ortaklıklar kurmuş. Söz sahibi olup her işe bulaşmak istiyor. öte yandan Kafkasya ve İç As- ya'da, Türkiye ile çıkar çatışmasının bulunduğuna inandığı için de Türkiye'yi Kıbns'ta sıkıştırmak ama- cını güdüyor. Herkesin kendine göre bir hesabı var. G-8'den Güvenlik Konseyi'ne yansıyan Kıbns önerilerinin gerisindeyatan gerçekler bunlar. Öne- riler sorun çözmeye değil, "adadayeni sorunlarya- ratıp", müdahale ve yeni bir yapılanmanın kapıla- nnı açmaya yönelik. Yoksa nasıl olurda "adada fe- derasyon kurulsun, iki halk iç içe geçsin, 1963-1974 dönemi yeniden yaşansın" diyebilirlerdi? Önerile- ri Kosova'da izledikleri politikaya da ters düşmek- tedtr. Bunun da çok iyi farkındalar, ama bir dene- yelim, bize zararı dokunmaz diye düşünüyorlar. Türkiye tüm önerilere evet dese ne olur? - Federasyon kuruldu diyelim, ada 24 saatte AB'ye alınır. - Ne güvence verilirse verilsin, adadaki Türk hal- kı, AB içinde bir azınlık durumuna gelir. Aynen Ba- tı Trakya'daki Türkler gibi. - Türkiye, adadan tamamen soyutlanmış olur. Kıb- ns'ın Türkiye için "Girit'ten, Midilli'den farkı kalmaz". Ada, ABkanalı ile "Yunanistan'ınbirparçası"'olur. AB'ye katılmış bir Kıbns federasyonu maskesi altında oynanmak istenen oyun budur. AB'nin ve bazı büyük ülkelerin senaryosunu yaz- dıklan, ama oynatamayacakları oyun budur. One- rilerin ve karariann uygulanabilirliği ve kabul edi- lebiliriiği, bunlann içindeki "gerçeklik oranlanna" bağlıdır. Bu senaryoda ise gerçekçi bir yaklaşım bulunmuyor, gerçekçilik oranı "sıfırdır". Hukuk açı- sından, insanlık açısından, uluslararası ilişkiler açı- sından; ne tarafından bakılırsa bakılsın. Onun için bu senaryo uygulanamaz. Biz bu oyun- da yokuz. Isterseniz siz kendi aranızda oynayın. İki taraf sonbaharda masaya oturacaklarsa iki dev- let olarak, eşit koşullar altında otururlar ve ne konuşacaklarsa konuşurlar. Kimsenin aklından başka bir formül geçmesin. İsraüli kadınlar Barak'ın kabinesini protesto etti. İLAN T.C. ANKARA 22. ASLİYE HUKUK HÂKtMLİĞt'NDEN 1999 198 E. Davacı Nurettin Atila tarafından Elif Atilla aleyhine şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açılmış, davalı Elif Atilla'nuı adresi yapılan emniyet tahkikahna rağmen meçhul kaldığından ışbu dava dilekçesinin adı geçene ilanen tebliğine. duruşmanın 21.9.1999 günü saat 10.30'a bırakılmasına karar venlmiş, belirtilen günde bizzat duruşmaya gelmesi veya kendisini bır vekille temsil ettirmesi, dava dilekçesi ve duruşma günü yerine kaım olmak üzere ilan olunur. 24.6.1999. Basın: 30426
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle