Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBA
10 D I Ş H A B E R L E R [email protected]
KübaABD'yi
yargrtyor
• WASHINGTON (AA) -
Küba, ABD'yi 'Küba
halkına karşı işlediği
suçlardan dolayı' yargılıyor.
Başkent Havana'da görüİen
sembolik davada, Devlet
Başkanı Fidel Castro, 40
yıldır ülkesine ekonomik
ambargo uygulayan
Washington'dan, 181 milyar
dolar (75 katrilyon TL)
tazminat istedi. Amerikan
televızyonlarının haberine
göre, sembolik davada
Küba'yı temsil eden
Castro'nun avukatı Juan
Mendoza, ABD'nin,
'Küba'ya karşı uyguladığı
hastalık ölçüsünde
düşmanlıktan dolayı'
cezalandınlmasını istedi.
Çfeıdesel
telaketi: 152 iüü
• PEKfiS (AA) - Çin'in en
uzun nehri Yangçe boyunca,
23 Haziran-1 Temmuz
tarihleri arasında meydana
gelen yağışlar sırasında
yaşanan sel felaketi 152
kışinın ölümüne yol açtı.
Seller ülkenin kuzeybatı. orta
ve doğu kesimlerini etkisi
altına alırken doğudaki
Anhui eyaletinde 158 bin
300 kişi güvenli bölgelere
nakledildi. Anhui eyaleti,
geçen yıl yaşanan yüzyıhn
en büyük felaketınden en çok
etkilenen üç bölgeden
biriydi. Guangzhou Günlügü
gazetesınin haberine göre sel
şuanakadar 10 bin
kilometrekarelik alanı
etkiledi.
Irak, BM uzmamn
istemedi
• BAĞDAT (AA) - Irak,
BM'nin bölgede bulunan
mayın tarama uzmanmın geri
çekilmesini istedi. Irak resmi
haber ajansı INA, BM'nin
insani işler koordinatörü
Hans von Sponek'in dûn Irak
Dışişleri Bakanlığı'na
çağnldığı ve Yeni Zelandalı
uzmanın Irak'ı 72 saat içinde
terk etmesinin istendiğini
duyurdu. BM'nin uzmanı
ülkenin tartm alanlarına zarar
vermekle suçlanıyor.
Klerides'ten
BM'ye mektup
• LEFKOŞA(AA) -
Kıbns Rum yönetimi lideri
Glafkos Klerides. BM
Genel Sekreteri Kofi
Annan'a, "Kıbns
sorununun tek egemenlik,
tek uluslararası kişilik ve
tek vatandaşlık şeklinde
çözümünü
benimsediklenni" belirten
bir mektup gönderdi.
Klerides. mektubunda,
Kıbns sorunuyla ilgili
görüşmelerde KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş"a toplum lıderliği
dışında bir sıfat
venlmesine karşı olduğunu
bıldirdi.
Bin Ladin'i Köntez
ülkeleri besliyor
• KAHtRE (AA) -
ABD'nin bir numaralı
düşman ilan ettiği Suudi
terörist Usame Bin
Ladin'in, ABD'ye karşı
düzenlediği saldınlan
fınanse etmek için Suudi
Arabistan ve diğer Körfez
ülkelerindekı
işadamlanndan milyonlarca
dolar aldığı öne sürüldü.
Adlannın açıklanmasını
istemeyen kaynaklar, AP'ye
yaptıklan açıklamalarda,
Suudi yetkililerin, zekat ya
da sadaka adı altında
toplanan bağışlan ortaya
çıkanp, paranın transferini
durdurmadan önce Bin
Ladin'e 50 milyon dolardan
fazla para gittiğini öne
sürdüler.
Clinton'dan
Taliban'a
ambargo
• VVASHINGTON (AA) -
ABD Başkanı Bill Clinton.
Washington'un bütün
uyanlanna karşın, Suudi
terörist Usame Bin Ladin'e
destek ve sığınak vermeyi
sürdüren Afganistan'daki
Taliban yönetimine dün
geceden başlamak üzere
ekonomik ambargo ilan
etti. Beyaz Saray'dan
yapılan açıklamada,
ambargonun insani yardım
dışındaki bütün ekonomik
konulan kapsayacağı ve
Taliban'ın Usame Bin
Ladin konusundaki tavnnı
değişterene kadar süreceği
bildirildi.
ABD'li diplomat, çabalarının boşa çıkmasından sorumlu tuttuğu Denktaş'a yüklsnecek
Holbrooke'ım Kıbrıs ldııiVVASHINGTON/LEFKOŞA (AA) -
ABD'nin BM daimi temsilciliği görevine
başlamak için senatonun onayını bekleyen
ünlü diplomat Richard Holbrooke'un, işi-
nin başına geçtikten sonra Kıbns konusun-
da, "geçenyi obnlann intikamını almak üze-
re'' KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenktaş'a
yükleneceği ileri sürüldü.
Washington'daki diplomatik gözlemciler.
ABD'deki bazı başka yetkililerin tersine.
Kıbns sorununun ne kadar karmaşık ve çö-
zümü zor olduğu gerçeğinin, çofc zeki ve
yetenekli bir diplomat diye tanımlanan
Holbrooke tarafından görüldüğünü, Holb-
rooke'un Türk tarafının bırçok kaygısına da
hak verdiğini beliıttiler. Ancak diplomatik
kaynaklar, zeki olduğu kadar "apn ben-
• Diplomatik kaynaklar, ABD'nin BM daimi temsilcisi
olarak goreve başladıktan sonra Kıbns konusunda çok etkili
konuma gelecek olan Holbrooke'un, Denktaş'tan 'intikam
almaya' çalışacağını belirttiler.
merkezd" diye bilinen Holbrooke'un, ge-
çen yıl mayıs ayında ABD Başkanı BiH
Ctinton'ın özel temsilcisi sıfatıyla Kıbns'ta
başlatmak istediği taraflan uzlaştırma gi-
rişiminin, Denktaş taraftndan "torpBIendi-
ği" şeklinde bir saplantısı bulunduğunu sa-
vundular.
Söz konusu girişimde Denktaş, KKTC'nin
en azından varlığının bile kabul edilmedi-
ği bir ortamda Rumlar ile görüşeceği bir ko-
nusu olmadığıni bildirerek, Holbrooke'un
taraflan buluşturma çabasını boşa çıkart-
mıştı. Diplomatik kaynaklar, Bosna banşı-
nın miman sıfatıyla Kıbns sorununu çöz-
meye soyunan Holbrooke'un, girişiminde
başansız olunca kendisini küçük düşmüş his-
settiğini ve bu durumun faturasını KKTC
Cumhurbaşkanı'na yüklediğini belirttileT.
Kaynaklar, ABD'nin BM daimi temsil-
cisi olarak göreve başladıktan sonra Kıb-
ns konusunda çok etkili konuma gelecek
olan Holbrooke'un, bu durumun "intika-
mınıalmak" için şahsi çabasını Denktaş'a
yüklenmekte yoğunlaştıracağmın sanıldı-
ğını kaydettiler.
Devlet bazmda görüşme
Bu arada KKTC Dışişleri ve Savunma Ba-
kanı Tahsin Ertuğruktğlu, Kıbns Rum ke-
simi ile iki devlet bazında görüşmeye ha-
zır olduklannı söyledi.
Ertuğruloğlu, dün düzenlediği basın top-
lantısında, KKTC'nin devlet statüsü taıun-
madan, Rumlarla herhangi bir görüşme sü-
recine girmeyeceğini vurguladı. Türk tara-
finın politikasının ve yaklaşımının gayet
açık ve net olduğunu ifade eden Ertuğru-
loğlu, "Devietten devlete bazmda görüşme-
ve hazuTz" dedı
Türkiye-Yunanistan
İkili ilişkilerde
gizli diplomasi
• Eksusia gazetesi, Ismail Cem ve
Yorgo PapandreıTnun New York'tan
önce Bonn'da gizli bir görüşme
yaptıklannı öne sürdü.
ATİNA (AA) - Yuna-
nistan Dışişleri Bakam
Yorgo Papandreu ile Dı-
şişleri Bakanı tsmail
Cem'in 30 Haziran'da
New York'ta bir araya ge-
lişlennden önce gizli bır
görüşme yaptıklan öne
sürüldü.
Atina'da yayımlanan
Eksusia gazetesi, New
York görüşmesinin temel-
lerinin Cem ve Papandreu
tarafından 10 Haziran'da
Almanya'nın Köln ken-
tinde yapılan Batı Avru-
pa Birliği (BAB) toplan-
tısı sırasında yaptıklan
gizli görüşmede atıldığı-
nı iddia etti. Gazete, iki
bakanın uzun süren bu
gizli görüşme sırasında.
iki ülke arasında sorun
yaratabilecek nitelikte
açıklamalar yapmaktan
kaçınümasına karar ver-
diklenni ilen sürdü.
Bu arada, Atina'da ya-
yımlanan To Vima gaze-
tesi ise Türkiye ile Yuna-
nıstan arasında, yaz ayla-
nnda Ege'de askeri tatbi-
kat yapılmamasını öngö-
ren moratoryumun, bu yıl
Ankara'nın isteği üzeri-
ne kamuoyuna açıklan-
madığını öne sürdü.
Açıklama yok
Gazete, Atina ve Anka-
ra'nın NATO daimi tem-
silcileri aracılığıyla
Ege'de temmuz ve ağus-
tos aylannda askeri tat-
bikat yapılmaması konu-
sunda anlaştıklannı, an-
cak Türkiye'nin talebi
üzerine NATO Genel
Sekreterliği'nin resmi bir
açıklama yapmayacağı-
nı iddia etti.
Türkiye ve Yunanistan
arasında yaz aylannda uy-
gulanan moratoryum, ya-
sal çerçevesini 1988 yılın-
da dönemin dışişleri ba-
kanlan Mesut Yılmaz ve
Karofos Fapulyas tarafın-
dan imzalanan bir anlaş-
madan alıyor.
Hindistan:
Savaş
bitmedi
Hindistan tçişleri Bakanı
Lal Krishna Advani,
Pakistan'ın Hindistan'ı
aldatamayacağını ve
Keşmir'in kendi
denetimlerindeki bölgeye
sızan mücahitkrin
çıkanlması için askeri
operasyonlann süreceğini
söyiedL Advani,
"Pakistan'ın
uluslararası hukuk
alanında giderek tecrit
edilmesinden" ve
Hindistan askerierinin
stratejik Kaplan
Tepesi'ni ele
geçirmesinden sonra
birçok insanın savaşuı sona
erdiğine inandığuu, oysa
"Keşmir savaşının sona
ermediğinP söyledi
Advani, "Kargü'deki askeri
operasyon son Pakistanlı
işgalci bölgeden
çıkanlıncaya kadar devam
edecek" diye konuştu.
Bu arada, Pakistan'm
Hindistan'daki
Büyükejçüiği. ild
görevlisinin üç saatten fazla
gözamnda tutulduğunu ve
Hindistan gizli servis
görevlilerinin işkencesine
maruz kaküğını öne sürdü.
(Fotoğraf: REUTERS)
Boris Yeltsin ve Hafız Esad, Kremlin Sarayı'rida buluşarak askeri işbirliğini görüştü
Sııriye, Rusya'dan sflah alıyorDış Haberler Servisi - Rusya Devlet
Başkanı Boris Yeltsin ve Sunye Devlet
Başkanı Hafız Esad, dün Moskova'daki
Kremlm Sarayı 'nda bir araya gelerek Or-
tadoğu banş süreci ve askeri işbirliği ko-
nulannı ele aldılar.
Yeltsin. Kremlin'de Esad"ı karşılarken
"Hanz Esad,Ortadoğu'nun en sa>gın ki-
şisi, sayguı bir poütikacı ve Rusya'nın es-
ki dostudur" dedı.
Ağırlıklı olarak Ortadoğu banş süre-
ci ve askeri işbirliğinin ele almdığı ikili
görüşmenin ardından yapılan açıklama-
• Rusya Dışişleri Bakanı îgor Ivanov, "iki ülke lideri
çokkutuplu bir dünya düzeni yaratılmasından yanalar ve
bir ya da birden fazla gücün diktatörlüğüne izin
vermeyecekler" dedi.
da, liderlerin, dış güçlerin baskılanna
boyun eğmeme sözü verdikleri belirtil-
di. Rusya Dışişleri Bakanı tgor Ivanov,
yaptığı açıklamada, "tki ülke bderi çok-
kutuplu bir dünya düzeni yaratılmasın-
dan yanalar ve bir ya da birden fazla gü-
cün diktatörlüğüne izin vermeyecekler''
dedi. Bu açıklamanın Ortadoğu banş sü-
recinde başrol oynayan ABD'ye yönelik
olduğu belırtiliyor.
Sovyetler Birliği'nin 199 l'de yıkılma-
sından bu yana Rusya'ya ilk kez gelen
Esad'la Yeltsin'in görüşmesinin ardın-
dan heyetler arası görüşmelere geçildi.
Yeltsin, Lenin 'igömecek
1
Ru\\a Dc\let Başkanı Boris \eltsin. <;öıv\ siiıvsi dnlmadan
L öııce 1 enİM'iıı gümüldüğünii «örnıck htedijjiııi bdiıiti. Kııs
İ/\estia jja/etesinde>ayımlanan rüportajda Yeltsin.
KomiiııKt P;ırti'\ i feshetıtıek istetiis»i >olıındaki iddialan
vubııladı. Rus l>asını NeltMn"in KP">i feshwlenfk \c I tnin"i
• <;üıiK-ı\-k oluuımvısüi hal ilaııı i«;in /cnıin lıa/ııianıak
istediğiııi. lx)\lwo »t-lecfk ha/iraıula \apılacak ha>kanhk
seçiınierini ertılenıtvi planladı<;ını iddia etınişti. '
İ/vcstia'nın "l.enin gnmülccek mi" sorusıı karşısında
Veltsin'in "E\et. Ama ııi1
/ünıan? Asıl önemli olan o~ dctliği
İK'lirtilivoı. ^ıltsin. lA'iıin'in uönuilnu>M>k- ilgili çalışnıalaı
\ üriitmt'si için ö/el hir koıtıis>oıı kunıcaûım hildirdi.
Görüşmeler sonunda Sovyet dönemi-
nin iki eski müttefık ülkesi arasındaki iliş-
kilere yeni bir hız kazandınlmasına iliş-
kin bir dizi anlaşma imzalanacak.
Eski SSCB, Suriye'nin silah satın al-
dığı en önemli ülke durumunda bulunu-
yordu. Beyrut'taki Rus diplomatlan,
Moskova'nm Şam'a Mig-29 uçaklannın
yenilenmiş versiyonu olan Mig-29 SMT
savaş uçaklan satmayı tasarladığını be-
lirttiler.
Suriye'nin Rusya'dan tanksavar ve
uçaksavar sistemleri ve T-80 tanldan al-
mak istediği de bildirilirken bunun
Moskova'yla Washington'ın ilişkile-
rini gerginleştirebileceği kaydedili-
yor.
Şam, ABD'nin kara listesinde
ABD yasalan, Dışişleri Bakanlı-
ğı'nın terörü destekleyen ülkeler lis-
tesindeki herhangi bir ülkeye ölüm-
cül silah satan ülkelere yapılan yar-
dımlann askıya alınmasını öngörüyor.
ABD'nin Suriye'yi Ortadoğu ba-
nş sürecinin önde gelen aktörlerinden
biri olarak görmesine karşın Şam yö-
netimi ABD'nin kara listesinde yer alı-
yor. Şam'daki bir Rus diplomat. "Stra-
tejik ortaklanmızlaticaretyapmamj-
u engellev ecek her türtü baskryı kuu-
yoruz" dedi.
Görüşmelerde, Suriye'nin Rusya'ya
olan 12 milyar dolarlık borcunun gün-
deme getirilmesi bekJenmiyor.
Barak^uı zorlu sınavı yeni başhyor
• Yeni Başbakan
Ehud Barak, Savunma
Bakanlığı'nı ve geçici
olarak Tanm Bakanlığı
görevlerini de
üstlenecek.
Dış Haberler Servisi - Israil'in yeni
Başbakanı Ehud Barak dün bakanlar
kurulu listesini parlamentoya sundu.
Işçi Partisi lideri Barak'ın, parlamen-
toya açıkladığı bakanlar kurulu listesı-
ne göre Dışişleri Bakanlığı görevini
David Levi yürütecek. Levi, seçimler-
de yenilgiye uğrayan Benvamin Netan-
yahu hükümetinin de dışişleri bakanıydı. Bölgesel İşbir-
liği Bakanlığı'na atanan eski başbakan ve Işçi Partisi li-
deri Şimon Peres Ortadoğu banş anlaşmalannın ardında-
ki en önemli ısim.
Adalet Bakanı olarak atanan Yossi Beilin de Israil-Fi-
listin banş anlaşmalannın mimarlanndan biri.
lçişleri Bakanlığı'naysa eski Sanayi ve Ticaret Bakanı
Natan Şaranski getirildi. Başbakan Barak da Savunma Ba-
kanlığı'nı ve geçici olarak Tanm Bakanlığı
görevlerini yürütecek.
Barak, önceki gün Işçi Partisi merkez ku-
rulundayaptığı konuşmada, "Ortadoğu'da-
ki vüzyılhk anlaşmazhğa bir nokta koyurak
tsrâiingüvenliğinigüçlendireceğiz'' dedi. Ba-
rak, şu anda gerçekleşmesi olanaksız görü-
nenlerdahil verdiği bütün sözleri yerine ge-
tireceğini söyledi. Barak'ın hükümet programında, Filis-
tinlilerle vanlacak nihai statü anlaşmasımn halkoylama-
sına sunubnası, Suriye'yle banş görüşmelerinin başlatıl-
ması ve Güney Lübnan'daki Israil ordusunun çekilmesi
yönünde çalışmalar başlatılması gibi noktalar yer alıyor.
Barak, seçim kampanyası sırasında tsrail işgali altındaki
Golan Tepeleri'nin bir bölümünün güvenlik karşılığı Su-
riye'ye geri verilebileceğini söylemişti.
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
25. Ydnda Kıbrıs'ta
Barışı Bozan Senaryoiar
NATO'nun, (ve Amerika'nın) Kosova'da Arna-
vutları Miloşeviç'in elinden kurtarmak için yaptık-
lannı Türkiye 25 yıl önce Kıbns'ta gerçekleştirdi. Kıb-
ns Türklerini, 1963'ten beri sürmekte olan faşist (ve
Ortodoks) Rum soykınmından son anda kurtardı.
Hem de uluslararası anlaşmalardan doğan "ga-
rantöıiük hakkına" dayanarak. Kosova'daki gibi
"dayanaksız" bir yöntemle değil. NATO, Koso-
va'da haklı ise Türkiye 1974 müdahalesinde NA-
TO'dan çok daha fazla haklıdır. O zaman, Avrupa'nın
ve Amerika'nın yapamadığını, daha doğrusu yap-
mak istemediğini, Türkiye garantör ülke olarak
yapt. Türkiye'nin Amerika ve Avrupa tarafından "al-
kışlanması" gerekirdi.
Ama alkışlanmadı, aksine yerildi. Çünkü Kıbns
Adası için Avrupa, Amerika ve Yunanistan'ın "biç-
mek istediği elbise" farklıydı. Türkiye ise uluslara-
rası hukuk ve insanlık açısından haklı bir davranış-
la adaTürklerinin yok edilmesini engellemişti; ada-
da Türklerin de en az Rumlar kadar sosyal, kültü-
rel ve siyasal yerieri bulunduğunu savunmuştu.
Daha sonra Denktaş-Makaryos anlaşması ile
nüfus değişimi de "onaylanmıştı". Adada artık iki
ayn yönetim bütün oğeleri ile oluşmuştu. İki dev-
let vardı. Ve bugün Türk tarafı, özgürlüğünün ve ba-
ğımsızlığının 25. yılını kutlamaktaydı. Adaya barış
gelmişti. Rumlar adada, sırf dünya kamuoyunun
ilgisini çekmek için "düzmece sınırihlallerinde bu-
lunmadıklan sürece", adada yaprak bile kıpırda-
mryordu. Türkler ve Rumlar kendi taraflannda ve
kendi devletlerinin şemsiyesi altında özgürce ya-
şıyorlardı.
Ancak adadaki bu adil, dengeli ve banşçı yapı-
lanma Yunanistan'ın, Avrupa'nın ve Amerika'nın "ka-
falanndaki" düşüncelere uymuyordu. Üstelik Tür-
kiye de onlann kendisine biçtikleri elbiseyi giyme-
miş, hem ulusal çıkarlarını korumuş, hem de ada
Türklerinin azınlık durumuna düşmelerini ve yok ol-
malannı engellemişti. Oysa "güçlü dünya", ada-
da banş sağlanmış olsa da bunu kabullenemezdi.
Kararlan başkası veremezdi; neyin ne olacağı, kri-
tik bölgelerde sınırların nasıl çizileceğini onlar be-
lirtemelrydi. Rumlann hâkim olduğu bir ada isteni-
yorsa, bu öyle olmalıydı. Bu nedenle Türkiye ve
KKTC'ye neler yaptılar neler. Sen misin Türkleri ko-
ruyan, adada onlann da en az Rumlar kadar hak-
lan olduğunu savunan? Ambargolar uyguladılar, hak-
hukuk tanımadılar, orman kanunu yürüttüler.
Kimter ne yapmak istiyor?
1) Avrupa Birliği, adanın Rum ve Yunan deneti-
minde, AB'nin Doğu Akdeniz'deki stratejik bir uzan-
tısı olmasını istiyor. Türkiye'yi yarın da AB'nin içi-
ne almayacaklan için adada KKTC'nin, Türkiye'nin
bir uzantısının bulunmasını istemiyorlar. Eğer ile"-
de Türkiye'yi AB'ye alma niyetleri olsa ne deme-
leri gerekirdi: Adada iki devlet olsun; biraz bekle-
yelim, ileride Türkiye'yi AB'ye aldığım zaman
KKTC'yi ve Rum yönetimini de birlikte alınm; za-
ten AB'nin içine girdikten sonra federasyon olmuş,
olmamış hiç fark etmez; AB içinde iç içe yaşariar
demesi gerekmez miydi?
2) Amerika Ege'de ve Kıbns'ta, "ABD üzerinde-
kiRum ve Yunan ipoteğini" birtürlü kıramıyor. Tür-
kiye ile "ikili ilişkilerini" ne kadar geliştirse de işin
içine Yunan ve Rum çıkarlarının bulaştığı alanlar-
da, ağıriığını onlar tarafına kaydırmak zorunda ka-
lıyor.
Bu da "Kafkasya başka, Ege ve Kıbns başka"
diye çifte standart uygulayan bir yaklaşım oluyor,
Türkiye'nin değil, ABD'nin kendi iç sorunu, onun
çelişkisi.
3) Kerhen de olsa "yeni Batılı Rusya" 1990 son-
rasında elinedoladığı "Ortodoks kartını", Balkan-
lar*danAkdeniz'e uzatmak istiyor. Aynca kara" pa-
ralarını ve mafyasını Rum kesimine yığmış, Rum-
larla ortaklıklar kurmuş. Söz sahibi olup her işe
bulaşmak istiyor. öte yandan Kafkasya ve İç As-
ya'da, Türkiye ile çıkar çatışmasının bulunduğuna
inandığı için de Türkiye'yi Kıbns'ta sıkıştırmak ama-
cını güdüyor. Herkesin kendine göre bir hesabı var.
G-8'den Güvenlik Konseyi'ne yansıyan Kıbns
önerilerinin gerisindeyatan gerçekler bunlar. Öne-
riler sorun çözmeye değil, "adadayeni sorunlarya-
ratıp", müdahale ve yeni bir yapılanmanın kapıla-
nnı açmaya yönelik. Yoksa nasıl olurda "adada fe-
derasyon kurulsun, iki halk iç içe geçsin, 1963-1974
dönemi yeniden yaşansın" diyebilirlerdi? Önerile-
ri Kosova'da izledikleri politikaya da ters düşmek-
tedtr. Bunun da çok iyi farkındalar, ama bir dene-
yelim, bize zararı dokunmaz diye düşünüyorlar.
Türkiye tüm önerilere evet dese ne olur?
- Federasyon kuruldu diyelim, ada 24 saatte
AB'ye alınır.
- Ne güvence verilirse verilsin, adadaki Türk hal-
kı, AB içinde bir azınlık durumuna gelir. Aynen Ba-
tı Trakya'daki Türkler gibi.
- Türkiye, adadan tamamen soyutlanmış olur. Kıb-
ns'ın Türkiye için "Girit'ten, Midilli'den farkı kalmaz".
Ada, ABkanalı ile "Yunanistan'ınbirparçası"'olur.
AB'ye katılmış bir Kıbns federasyonu maskesi
altında oynanmak istenen oyun budur.
AB'nin ve bazı büyük ülkelerin senaryosunu yaz-
dıklan, ama oynatamayacakları oyun budur. One-
rilerin ve karariann uygulanabilirliği ve kabul edi-
lebiliriiği, bunlann içindeki "gerçeklik oranlanna"
bağlıdır. Bu senaryoda ise gerçekçi bir yaklaşım
bulunmuyor, gerçekçilik oranı "sıfırdır". Hukuk açı-
sından, insanlık açısından, uluslararası ilişkiler açı-
sından; ne tarafından bakılırsa bakılsın.
Onun için bu senaryo uygulanamaz. Biz bu oyun-
da yokuz. Isterseniz siz kendi aranızda oynayın.
İki taraf sonbaharda masaya oturacaklarsa iki dev-
let olarak, eşit koşullar altında otururlar ve ne
konuşacaklarsa konuşurlar. Kimsenin aklından
başka bir formül geçmesin.
İsraüli kadınlar Barak'ın kabinesini protesto etti.
İLAN
T.C.
ANKARA 22. ASLİYE HUKUK
HÂKtMLİĞt'NDEN
1999 198 E.
Davacı Nurettin Atila tarafından Elif Atilla aleyhine
şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açılmış,
davalı Elif Atilla'nuı adresi yapılan emniyet tahkikahna
rağmen meçhul kaldığından ışbu dava dilekçesinin adı
geçene ilanen tebliğine. duruşmanın 21.9.1999 günü saat
10.30'a bırakılmasına karar venlmiş, belirtilen günde
bizzat duruşmaya gelmesi veya kendisini bır vekille
temsil ettirmesi, dava dilekçesi ve duruşma günü yerine
kaım olmak üzere ilan olunur. 24.6.1999. Basın: 30426