18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinf # Genel Yaym Koordinatörû Hikmet Çetinkaya # Yazuşleri Müdürü: lbrahim Yıldız 0 Sorumlu Müdür Fikret llkiz 9 Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara • Görsel Yonetmen Fikret Eser fstıhbarat Cengiz Yıldınm # Ekonomi: Özlem Yüzak • Kültür Handan Şenköken • Spor: Abdülkadir Yücelman # Makaleler: Sami Karaören • Duzeltme: Abdullah Yaacı • Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belgc: Edib« Buğra • Yıut Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkanı, Orhan Erinç. Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şükrın Soner, tbrahim Yridtz, Orfaan Burealı, Mustafa Balbav, HakanKıra. Ankara Temsılcısi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlüdar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat). Faks:4I95027»IzmırTemsücısi:SerdıırKızık, H.ZıyaBlv. 1352 S.2'3Tel:4411220, Faks:4419117 • Adana Temsücisi: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S. No:l Kat:l, Tel: 363 12 11. Faks: 363 12 15 Müessese Müdürü Üstön Akmea • Kı»rdınator Ahmrt Komlsan • Muha- Kbe Böknt Yener • Idare Hüjtyta Cörer* Bılgı-lşlem Naltnai •Btlgı- sayarSıstem Mûrfl>« ÇSer•Saaş. Faz&tKua MEDYA C: • Yöneüm Kurulu Başkam - Genel Müdür Gülbia Erdaran • Koordinator Rcha Iptman 9 Genel MüdürYardırocısr SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 51395 80-51384#^61,Faks: 5138463 )a\ımlavan \e Basan: >em Gun Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş Ttırkocagı Cad 39 41 Cagalogiu 34334 Isıanbul PK 246 - Sırkccı 34435 Isıanbul Tel Faks (0 212)513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 7TEMMUZ1999 Imsak: 3.328 Güneş: 5.32 Ögle: 13.16 Ikindi: 17.13 Akşam: 20.46 Yatsı: 22.37 2000 yıbnm erkek modası • Haber Merkeri-Ünlü Japon modacı Kenzo'nun 2000 yılı bahar-yaz koleksiyonu Paris'te tanıtıldı. Koleksiyonda transparan ve askeri giysiler dikkat çekti. BÜMED'den siyaset okulu • İstanbul Haber Servisi - Boğaziçi Üniversitesi Mezunlan Derneği, üniversitenin mezunlanna. dernek üyelerine ve öğrencilerine eğıtim verecek bir siyaset okulu açmayı planlıyor. Dernek başkanı Bülent Okandar yaptığı açıklamada, Siyasi Partiler Yasası'nın getirdiği hükümlerden dolayı herkesin siyasete giremediğini, bu konuyla ilgıli egitim veren herhangi bir okulun da bulunmadığını belirterek önümüzdeki güz döneminde siyasetin temel öğelerinin verileceği bir okul açmayı düşündüklerini belirtti. Yanfış bilinen Wler • ANKARA (ANKÂ)- Sinema Tarihçisi Ali özuyar, "Sinemanın Osmanhca Serüveni" adlı kitabında Türk sinema tarihıne ilişkin "ilk"lerin yanlış olduğunu ortaya attı. Özuyar, ilk Türk kadîn oyunculannın sanıldığı gibi "Ateşten Gömlek" filminde oynayan Bedia Muvahhit ve Neyyire Neyir değil, "Esrarengiz Şark" fılminde rol alan Nermin Hanım olduğunu belirtiyor. Özuyar'a göre ilk Türk fîlmi olarak bilinen "Ayastefanos'taki Rus Abidesi'nin Yıkılışı"nın ise çekılip çekilmedıği bile kuşku taşıyor. Özuyar, "Adı geçen filmın çekildiğine dair hiçbir resmi ya da gayri resmi belgenin olmayışı kuşkulanmızı büsbütün arttınyor" dedi. tupizmi • İZMIR(AA)-Ege Oniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Serdar Evren, bin yılın son güneş tutulmasını izlemek üzere 11 Ağustos'ta çok sayıda Egeli'nin Sinop, Diyarbakır ve Elazığ gibi tutulmanın tam olarak gerçekleşeceği, şehirlere gideceğini söyledi. Yaklaşıksaat 13.30'da başlayacak olan tutulma sırasında insanlann öğle vakti gökyüzünde yıldızlan bile görebileceğıni belırten Evren "Biz Izmir'de. üniversitenin Işıkkent Rasathanesınde bu konuda bir hazırlık yapmadık. Çünkü biz de bu olayı izlemek için Elazıg'a gideceğiz" dedi. Halkoyunian yarışması • BURSA (AA) - Bursa'nın kültür-sanat etkinliklerinde önemli payı bulunan, çok sayıda ülkenin balk danslannın aynı mekânda buluşmasını sağlayan 13. Altın Karagöz Halkoyunlan Yanşniası bugün başlıyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat ve Turizm Vakfi'nca (BKSTV) düzenlenen 38. Uluslararası Bursa Festivali'nin önemli etkinlıği olan yanşmaya Türkiye'nin yanı sıra 22 ülke katılıyor. îzmir Valiliği, tarihi eserleri kullanım hakkı ya da arazi takası yoluyla restore ettirmeyi planlıyor Korumada yap - kullan yöntenriASU3V1AN ABAaoĞLU tZMİR - tzmir'de devletin bütçesi yetmediği için onanlamayan ve yok olma tehlikesı ile karşı karşıya olan ta- rihi yapılarm kurtanlabilmesi amacıyla valilik, yeni yöntem arayışında. Tarihi binalan onaran kişi ve kuruluşlara, kar- şıhğında buralan ücretsiz kullanma hakkı ya da kamu arazisi ile takas ola- nagı saglanacağını açıklayan valilik, öncelikle Atatürk'ün kaldığı yapilan ele alıyor. izmir ve çevresinde tarihi eserlerin envanterini çıkarmaya yönelik bir ça- lışma başlatan valilik, diğer yandan da kentin tarihinde önemli yer tutan yapı- laruı onanlması amacıyla yeni biryön- tem geliştirdi. Devlete ya da özel kişi- lere ait bu yapılann onanmını, koruma kurulu denetiminde gerçekleştirecek kişi ve kuruluşlara, bu yapılan kullan- ma hakkı vereceklerini belirten Izmir VaJi Yardımcısı Mustafa Tamer, ayn- ca Takas Yönetmeliğf ni de uygula- maya koyacaklannı söyledi. Iznur'de yalıuzca Kültür Bakanlığı'nın elinde- ki tarihi binalann restorasyonu için 12 trilyon lira gerektiğine dikkat çeken Tamer, şu bilgileri verdi: -Tarihi binalann yok olup gftmesini önkmek için çareler anvoruz. Bu çare- lerin başta geleni, devietin ödenekayır- mas.Ancakdevletinobnakbnfkzb de- ğil. \eni vöntemJer bulmak gerekiyor. Ozel şahislar da mülkrvetindeki yapt- • Izmir Valiliği, devletin bütçesi yetmediğinden onanlamayan yapılar için bir proje geliştirdi. Tarihi binalan onaran kişi ve kuruluşlara, karşılığında buralan ücretsiz kullanma hakkı ya da kamu arazisi ile takas olanağı sağlanacak. Valiliğin projesinde öncelik, Atatürk'ün kaldığı yapılara verilecek. lan onaramryor. Biz çıkış yolu anyo- ruz. Buniardanbiritakasvolu HaziiK'ye ait bina ya da arsayı, şahıslann elinde- kitarihi binaiaria takas vapma\ı düşû- nfiyoruz. Bu binalar kamuva kazandı- rddıktan sonra onanlma>a çahşılacak. Diğeryandan kamuya almadan,şahts- larbunuonarmakistiyorlarsa, tarihi bi- na sahipteriileonanmı gerçekleştirecek özel kişiya da kunıluşiar arasında ara- Sıcakhava bunalttı Sıcak hava dalgası büdinkuzey yanmküre>i etkisi aJbna aldı. Boğucu sıcaktan bunalan insanlar, serinlemek için her yolu deniyor. ABD'nin Portsmouth kcntinde Pierce adasmda tatil yapan Denise McDonough, 2 yaşındaki oğiu Benjamin'in başını ıslatarak sıcaktan korumaya çaJışıyor (sağda). Türkiye'de sıcak hava dalğasından en çok etkilenen illerin başında AntaJya geüyor. Yüksek nem oranıyla insan üzerindeld etkisi daha da artan stcaklık şimdiden gölgede 39.dereceye ulaştı. Güneşli havalarda iyice artan ve vollann asfaibnı bifc eriten bunaltıcı sıcaklar, Antahahlar ve tatil için kente geien insanlara zor anlar yaşaüyor. Sıcaktan bunaJaniar kendilerini serin sulann aJüna aüyor (Kfiçök resim). Doktorlar, yurttaşlan, öğfe saatierinde dışan çıkmamalan için uyanyor. (Fotoğraflar: AP-AA) Trakya'da son 20 yıl içinde 4.5 milyon dekar arazi yok edildi 6 Tanm alaıılaıi SIT oLsıur ERDALÖZCAN ÇORLU-Trakya toprak- lanyla ilgili çalışmalar ya- pan Trakya Üniversitesi İe- kirdag Ziraat Fakültesi.De- kanı Prof. Dr. Hajri Tok, son 20 yıkbTrakya'da 13 milyon hektar tanm arazisinden 4.5 milyon dekannın yerleşim, turisrik ve sanayi tesisi ile • Trakya Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Hayri Tok, Trakya'daki tanm alanlannın hızla tükendiğine dikkat çekerek bu alanlann SİT ilan edilmesini istedi. ulaşım amaçlı olarak yok edildiğini söyledi. Bu böl- gedeki çayır ve mera alanla- nnın oranmın da yüzde 5'le- re kadar genledigıne dikkat çeken Tok. tanm arazileri- nin doğal SİT alanı ilan edil- mesı gerektigini bildirdi. Prof. Hayri Tok, Trakya bölgesinde Tekirdağ, Edir- ne ve Kırklareli il smırlan içerisinde kalan 1.9 milyon Fntma \fedisi Koruma Girişüni mahkeme karannı tuhun çalarak kadadL Fırtına özgür akacaktstaabul HaberServisi - Fırtına Vadisi üzerinde yapılması planlanan hidroelekt- riksantralı insaacmahkemekaranyladur- dunıldu. Karan hukukun zaferi olarak niteleyen Fırtına Vadisi Koruma Girişi- mı, tuium çalarak başanlannı kutladı. Fırtına Vadisi üzerinde yapılması plan- laoan ve yüriitülmesi halinde ıleride te- lafisi güç ya da olanaksız zararlaraneden olacagı anlaşılan hidroelektrik santralı Lnsaatı. Trabzon Bölge Idare Mahkeme- si tarafından 2577 saylı Idari Yargılama Kanunu'nun 4001 sayıh yasayla değişik 27. maddesi uyannca teminat aranmak- sızın durduruldu. 27 Nfayıs 1999 tarihin- de oybirliğiyle alınan karan, îstanbul Ba- rosu önünde dün tulum çalarak kutlayan FırtınaVadisi KorumaGirişimi,ÇevreBa- kaniıgı'na karşı açılan ve kazanılan da- vanın çok önemii olduğunu açıkladı. Girişim sözcülerinden Adnan Genç. kararm bölgedeki başka uygulamalara da ömek olacağuu vurgulayarak "Bu sonuç, başta Hentşinlüerolmak üzere, çevre gfr- nûBileri ve hukukun zaferidir. Olayın Biağdurianmo, bütün endemik türlerin. ttdmlerin,köknartann,kestane ağaçian- nın, alabahklann ve kuşjann teşekkurle- rini ve sdamlannı iletiyoruz'' dedi. Genç, 595 ağacınkesilmesi öngörülür- ken 200 ağacın fazladan kesildiğine hük- raeden mahkemenin, yatırımcı finnayı 8 mih/ar lira ödemeye mahkûm ettiğini ve buparanıntahsiledildiğini söyledi. Genç, biiirkişi raporunda da bölgede 15 bin ağa- cın telef oldugunun beHrtildiğine dikkat çekerek bu nedenle de müteahhit finna, OrmanBakanüğı Bölge Işletmesi ve Çev- re Bakanhğı aleyhine de tazminat davası açacaklannı açıkladı. Genç. hukuk zafe- rinin31 Temmuz'da birşenliklekutlana- cağını belirtti. ÇEDraporueksik Çamlıhemşin'in Fırtına Vadisiüzerin- de yapılmak istenen Diiek-Güroluk Hid- roelektrik Santralı'yla (HES) ilgili Trab- zon Idare Mahkemesi'nce verilen yürüt- meyi durdurma karanmn gerekçesi açık- iandı. Gerekçeii kararda, santralla ilgili ÇED raporunun eksîk olduğu ve belge- ye dayandınlmamış taahhütlerle mas- kelendiği, bölgenin cografi şartlanıun dikkate alınmadığı da belirtildi. hektararazinin yüzde 65' inin tanm alanı olduğunu, ancak bu alanlann hor kullanıldı- ğını söyledi. Tokşöylekonuş- tu: "Bölgedeki tanm alanla- nmn oranı 1-24 milyon bek- tardır. Bölge ulusal boyutta toprak varhğı olarak bir do- gal mmete sahiptir. Zin her fldeki 1,2 ve 3. sınrf arazüe- rin toplanu yüzde 75'e yvk- laşmaktadır. Ancak özeliik- Ieson25ik30yıllıkdönem içerisinde bölgedeki tanm alanlannın vanlış ve amaç dtşı kullanınu, bir yönü ile kuDanılan tanm alanlannın geri dönüşünısüz bir biciın- de azalmaana yol açmaktih dır.Diğeryönfi le tanm ahm- Unnda yorgunhık beürtOe- rinin betirgin düzeyde art- masına neden olunmuştur. Bunun sonucu olarak Trak- ya'da 13 milyon hektar ta- nm arazisinden 4.5 milyon dekan yerleşim. turistik ve sanayitesisi 3e ulaşım araaç- h olarak yok edflmiştjr." 'Onlem alınmaiT Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Hayri Tok, Trakya bölgesindeki tanm alanlannın yok edilmesinin nedenleri ve altnması gere- ken önlemleri de şöyle sıra- ladı: "Tanmarazüerininmo- neküttürtanm aJanlarmadö- nüşümü. ça\ır. mera alanfat- n ve ormanlann azjünıası, eğinıli yerierde tanm yapıl- ması ve uygun olmayan sü- rüm tekniklerinin kuOand- ması, uygun olmayan nitefik ve nfceİikte gübre kulland- maa gibifaktörkrtanm ahn- lannın yok ounasuıa yol aç- makradır Bufaktörler sonu- cunda arazilerde entrvon da artmaktadır. Toprakkirien- mekteve\erimlilik gürii azal- maktadır. Bu nedenletoprak yeniden tanımlanarak top- rakyasasıcıkarfmalıdır.Bun- dan da önemlisi sanavi fesis- lerinin çevresindeki tanm atanlan 'Tanmsal SİT' ala- nı ilan edilmelidir. Sanayi kuruluşlannın kuruhnasut- da gerekb'obn ÇED raporu, arazinin sana>he uygunlu- ğu belgesi Tekirdağ Ziraat Fakültesi toprak uzmanla- nnca veriuneödir." cüık yapma vulunu da deneyeceğiz.'' 'Amaç korumak' Amaçlannıri, tarihi yapılann resto- re edilerek yaşanmaya uygun duruma getirilmesi olduğunu kaydeden Vali Yardımcısı Tamer, "Temel espri; kim onanrsa onarsın, özel veya kamunun efande bulunsun önemlideğü,tarihiya- pdann kuttanhnasıdır. Burada 'yap- işlet-devret' yöntemi uygulanabilir ya da binayı onaran kuruluşlara ki- radan düşürmek gibi baklar sağla- nabilir" dıye konuştu. Bu yöntem çerçevesinde ilk uygula- manın Karşıyaka'daki Latife Hanım Köşkü için gerçekleştirildiğıni belir- ten Tamer, tarihi yapraın, sahiplerine Ha- zine'den bir yer verilmesi karşılığında takas edileceğini söyledi. Bayraldı'da- ki Yahya Paşa Köşkü'nün de sahiple- rine beiediyeden gösterilecek biryerkar- şılığında kamuya devredileceğini bil- diren Vali Yardımcısı Tamer, sözlerini şöyle sürdürdn: "Bunabenzerçahşnıa- tara de%amedeceğiz.Oturupödenekgel- mesini beklemek doğru değil. Üzerin- dedurduğumuzbir başka konuda Ata- türk Evleri. Atatürk Müzesi'nin ona- rmıısürihor.Mithatpasa Endüstri \ies- lekUs*^ıxk> Atatürk'ün kakhğıyer kü- tüphane haltae getirildi Özel Tûrk U- sesi'nin içindeki Uşakizade Köşkü, bü- yük bir kültür sitesi ohıyor. Inönü'nün evindeki onarun çahşmalan tamam- lanmak üzere. Selçuk'ta Atatürk'ün kaldığı bir evin restorasyonu için kesif ve röleve çahşmalan yaponyoruz. tz- mir'de daha pek çok tarihi bina var. Vakıflar, dernekler, meslek kuruluşla- n bina anyorlar, gebinler şu bina çok güzei, beğendik desinler, biz araa oU- lım. O binayı,yasal koşullan yerine ge- tinnek ka>dıy(a onarsuüar, kendfleri- ne tahsis edelün. Bürokratik işlemler- de de hızlandına oiuruz." EN ÇOK ZtYARETÇİ ALMANYA VE ROMAJKYA'DAN GELDİ Tıııist sayısı yüzde 30 azaldı ANKARA (Cumhuriyet Burosu) - 1999 Mayıs aymda Türkiye'yi ziyaret eden turist sayısı. geçen yüın aym dönemine oranla yüzde 30 azaJdı. Devlet lstaristik Enstitüsü (DİE) verilerine göre, mayıs aymda Türkıye'ye 690 bin 354 kişi geldi. 988 bin 110 kişinin geldiği 1998 'in aynı ayına göre turist sayısı yüzde 30.1 oramnda düştü. 1999'un Ocak-Mayıs aylannda Türkiye'yi ziyaret eden turist sayısı da 2 milyon 257 bin 168'e ulaştı. Ancak, geçen yılın aynı dönemine oranla turist sayısmda yüzde 20'lik bir azalış yaşandı. Turistlerin yüzde 60.7'si havayolu, yüzde 30'u karayolu, yüzde 8.2'si denizyolu, yüzde 1.1 'i demiryolu ulaşımını seçti. Mayıs ayı içinde en çok ziyaretçi gönderen ülke, 115 bin 591 kişiyle Almanya oldu. Almanya'yı 107 bin 214 kişiyle Ingiltere, 47 bin 126 kişiyle ABD ve 36 bin 69 kişiyle Romanya izledi. 1999 Ocak-Mayıs aylannda en çok ziyaretçi gönderen 10 ülke de şöyle sıralandı: "Abnanya (422 bin 904), Romanya (191 bin 44), lngütere (165 bin 207), ABD (121 bin 770), Iran (115 bin 581), Rusya Federasyonu (106 bin 991),Fransa(95bin363), Gürcistan (76 bin 331), Bulgaristan (75 bin 446), tsrafl (61 bin 603)." Ote yandan Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) tarafindan düzenlenen bilgilendirme toplantısı bugün Trabzon'da yapılacak. Sorunlara çözûm arayışı TÜRSAB Karadeniz Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Suat Gürkök, Zoriu Grand Hotel'de yapılacak toplantıda 1999 yılının genel değerlendirmesinin yapılacağını belirterek aynca 2000 yılının beklentileri açısından ülke geneliyle Karadeniz bölgesinde turizm sektörünün sorunlanmn ele alınacağını bildirdi. Toplantıya, TÜRSAB Başkanı Talha Çamaş ve yönetim kurulu üyeleri ile Karadeniz Bölgesi'ndeki seyahat acentelerinin temsilcileri katılacaklar. SÖYLEŞİ ATTİUİLHAN "...Hepsi SorumludurL" Olivier Roy'nın basit, fakat önemli bir 'tesbitV vardı; hemen, hatıriayacaksınız: 'Siyâsi Islâm' başansızdır, ortaya çıkalı, yaptığı bütün 'birtik' çağ- nlanboşaçıktı: Islâm tabanlı (lâik) ulus/devletler, yer- li yerinde duruyor 'Siyâsi Islâm'. Iran hâriç, hiçbir Müslüman ülkede 'tam iktidar' olamadı; Iran'da da - Libya, Sudan, Afganistan'da da - yeni bir 'top- lum' yaratamadı: radikal Islâm şöylemi, pratikte di- ni terminotojiyle ifade edilen, bir'Üçüncû Dünya' söy- lemidir ki, pek çok 'devrimci' kural ve kavramını, sosyalistlerden, ya da devrimci radikallerden yûrût- müştûr.' Dahası, Olivier Roy diyor ki: "... sryasal Islâm, arbk jeo/stratejik bir kumar değildir, olsa olsa, toplumsal bir olgudur. Tüm Müslüman dünyada, ulus/devletler, birtik çağnlanna ve Islâmcı ce- maatin gruplaşmasına, kolayca direniyoriar. (Bu- raya dikkat!) Kuşkusuz, kuzey/güney gerginlüde- ri, uzun süre 'kilrt sorun' olmaya devam edecek ve kolayca Islâmi renklere bürünebilecek, bir hınç duygusunu besleyecektir, fakat Islâm dev- rimi geride kalmıştır" (S/yasal Islâm'tn iflâsı s. 13. MetisYayınlan, 1994) _ — • . , . -,. 'Şeriat dönmüyor 1 , Vapılanma' kusuru var • > Oyledir de, Türkiye dahil, Müslüman tabanlı ül- kelerde, siyasal islâmın sebeb olduğu, -yoksa o sonuç mu?- 'bunaltm' neden sürüyor? Şu yaşa- dığımız, 'Fethullahçılık Olayı' bHe, yüzyılın ikinci ya- nsında, Türkiye'nin başına musallat olan, din köken- fi bir 'bunaJım' değil midir? ÖnceOlivier Ro/nm, onun aslında bir 'sonuç' olduğunu imâ eden, başka birtes- biti var ki, soruna eğilenlerin, mutlaka dikkatini çek- miştin ya da, çekmelidir: "... bunahm, rejimlerin, devletlerin, hatta ulus düşüncesinin bile 'meşruiyeti'nin zayıflığıdır. Otokratik rejimlerin sürmesi ve kabiieye bağlı, et- nik ve dinsel bölünmelerin ağıriığıdır. Nüfus ar- bşı, orta sınrflann yoksullaşması, diplomalılann işsizliği, kentli ama kötü kentleşmiş kitlelerin yükselişidir. Bunalım. aynı zamanda lâiklik, Mark- sizm ve milliyetçilik gibi 'modeller'in de bunalı- mıdır. Islâm'ın Dönüşü illüzyonu (yanılsaması) buradan geliyor..." (Aynı eser, aynı sayfa) Kısacası Olivier Roy diyor ki, ulus/deviet sürüyor, ama ne ulusal 'fikriyatı'm oluşturup güçlü talabilmiş; ne de, ulus/devtet'in 'yükselen' sosyal ve ekonomık sorunlanna, 'peçerf/'çözümlerbulabilmiştir. Gerçek- te olay, yâni 'Siyasal Islâm', Şeriat'ın dönüşünden çok; yanlışa düşülmüş, ya da 'Sistem'in baskısıyla terk edilmiş: Cumhuriyet'çı politikalann bıraktığı 'boşluğu', din kisvesine bürünmüş birtepkinin, dol- durmasından ibarettir. Çok merak ediyorum, Türki- ye'de aklı başında hangi Cumhuriyet'çi aydın, bu- na hayır diyebilir? Süreci, saftia safha, en ufak ay- nntılanna kadar, yaşamadık mı yahu? Müdafaa-i Hukuk Doktrini'ni (Kemalizm), çar- çur edeceğimize, rasyonel ve diyalektik bir uygula- maya geçirebilseydik; acaba üç çeyrek yüzyıl son- ra, hâlâ bunlan tartışır mıydık? Erbakan, Fethullah vs... Özal'ın uzantıstdır... Lâik, demokratik ve anti/emperyalist düzeyde, ne 'inönü Cumhuriyeti', gerçekten 'Kemalist'tir, ne 'Menderes/Bayar Cumhuriyeti'; ilkinin, 'totali- ter' flörtlerı biliniyor; ikincisi, 'Hür Dünya'nın gayr-ı meşrû çocuğudur: Kemalizm yerine^ 'Soğuk Sa- vaş'ın telkinlerine açık görünür; hete 'Ozal Cumhu- riyeti', Filipinier'deki Marcos Cumhuriyeti'nden, mahiyet itibariyle değil, sadece derece itibanylefark- lıdır. Hal bu olunca, 'siyasal Islâm'ın yerinı ve işle- vini, 'Özal Cumhuriyeti'nde 'doğrv okuyabilmek' için, sorunun kökünü, Müslümanlığın geri dönüşünde aramamalıyız; Olivier Roy'nın bu tür Müslüman ül- kelerde tesbit ettiği yetersizlikleri, Türkiye'nin han- gi telkinler'\e gıdermeye çalıştığına bakmalıyız: Na- sıl perşembenin geleceği çarsambadan belli idjyse; Özal'dan sonra, hem Erbakan'ın, hem de Fethul- lah'ın geleceği, o kadar belliydi. Türkiye'de 'Siyasal bfâm'ın güçlenmesi. SSCB'nin dağılışıyla aynı yıllara rastlıyor; bu bırtesadüf müdür? Yok canım! Rand Corporation'dan 'orta vâde tah- min uzmanı' ünlü Graham Fuller, tesadüf olamaya- cağını, elinizde tuttuğunuz bu gazetede çıkmış bir röportajında, yaklaşık on yıl kadar önce açıklama- mış mrydı? "...a/ Sovyetier'de, gidiş geliş, 50 milyon Müs- lüman Türk özgürlüğe, hiç değilse daha fazla özerkliğe kavuşacaktır; bağımsızlıklan bile gün- demdedir..." "...b/ Türkiye bu süreçte, demokratikleşme, ticari ve iktisadi serbestieşme açısından, gele- ceklerine ilham kaynağı olabilir..." "...c/ ABD, Soyyetler'in güney sınırlannda, ye- ni birçok ülkenin istikrarsızlık yaratacağından endişe duymaktadır..." "...d/ Türkiye, geçmişte Ortadoğu için bir mo- deldi, bugün de model olmaya devam ediyor. (Buraya dikkat!) Hete demokrasi ile Islâm'ı birara- da yaşatabilecek bir formül bulunursa, Iran ve Arapdünyasına büyük birentetektüel öncüök yap- mış olacaktr..." Amaç, çok açık belirtilmiştir Lâik Cumhuriyetien değil, 'demokrasiile Islâm'ın birarada yaşatılmasın- dan' söz ediliyor; doğrusu ya, uygulamada bunun ne aniama geleceği de, hayli açık olarak ortaya ko- nulmuştur "...a/ Islâm'ın 'otomatik bir tehdit' kabul edil- mesi yanlıştır. İnsanlar, Islâm din ve kürtürünün daha çok gözetilmesini, Islâm eğitiminin yay- gınlaşmasını istiyorlarsa, bu otomatik bir tehdit kabul edilmemeüdir..." "...b/Atatürk'ün düşünceleri, çağı için son de- rece güçlü düşüncelerdi, ama bugünün kendi- sine güven duyan güçlü Türkrye"si, Islâm'ın gün- lük hayattaki rolünü yeniden düşünebilmelidir..." "...c/Arbk Türkiye bu bakımdan kendisryle ba- nşmalıdır, eğer siz Islâm'a dayalı olduğunu söy- leyen siyasi partileri, daha fazla siyasileşmeye, parlamentoya katılmaya çekebilirseniz, tarbş- maya açık bir platform yaratabilirseniz, bu çok değerli olur" (Cumhuriyet, 26 Şubat 1990) Peki, uygulama nedir? Hâlâ tasfiye edemediğimiz 'ÖzalCumhuriyeti', yâni Mr. Fuller'in amaç ve uygulama bahsinde yaptığı iavsiyeler'm satın satınna benimsenmesi ve gerçekleştirilmesi!.. -ki, 28 Şubattan beri Cihet-i As- keriye ne vahim bir yanlış olduğuna, işaret edip du- ruyon ve tuhaftır, 'Soğuk Savaş' kalıntısı siyasi li- derier tarafından bu işaretler, nedense hayli gönül- süz karşılanıyor. Mr. Fuller'in arnacı ve uygulamasını gerekli bul- duğu her şey, anti'emperyalist, lâik ve demokratik Cumhuriyet'e (Kemalizm'e) açıkça karşıdır; bunu söytemış de, zaten; önerdiği 'demokrasi ile Isiâm'ın bir arada yaşatlarak, ticari ve iktisadi serbest- leşme açısından Türkiye'nin Islâm dünyasına - bu arada Asya Tûrk Cumhuriyetleri'ne- 'model oluşturması...' Şimdi, elinizi kalbinize koyup, öyle söyleyiniz: Si- yasi liderlerimiz, hangi taraftan yana görünüyor? An- ti / emperyalist, lâik ve demokratik Gâzi'nin Cum- huriyeti'nden yanaolsalar, Tıcâniler, Nakşibendîler, Fethullahçılar, Adnan Hocacılar, Halvetîter, Kaadirî- ler vb... Anadoiu toprağında pıtrak gibi bitebilir, iş bu vahim mertebeye gelir miydi? Hepsi sorumludur. httpj/ www. bikjiyayinevi. com. tr/aHhan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle