Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tahkim karannın yürürlüğe girebilmesi için Türk yargısının denetimi de kaldınlıyor
Talıkmıde her şey serbestBANUSALMAN
ANKARA - Hükümetin üzerinde ça-
lışnğı "uluslararasıtahkimin''Türkıye'ye
yönelık uygulama şekli netleşiyor. Ongö-
rûlen sürece göre. ımtiyaz-sözleşmeleri-
nin Danıştay denetiminden çıkarilması-
nın yanı sıra uyuşmazhklann çözümün-
de uygulanacak hukuk kuralından belir-
lenecek hakemlere kadar tüm işlemler
serbest bırakıhyor. Kararlan kesin ve bağ-
layıcı olan tahkim düzenlemesinde itiraz
edilecek bir üst organ bulunmuyor. Ana-
yasal değişikliğin ardından yapılacak ya-
sal düzenlemeyle, Türk mahkemelerinin
1
tahkim karannın yürürlüğe girebilmesi
için kamu düzeni açısından yaptığı dene-
tim de kaldınlmak ısteniyor.
Tahkim, "Bir hak üzerinde ihtilafa düş-
müş olan ild tarafın anlaşarak. bir uyuş-
maztığın çözümÜBÜ özel ltişilere bırakma-
lanvçuyuşrnazhğınözel kişiler tarafindan
incefenip karara baglanmasT olarak ta-
nımlanıyor.
Türkiye'de şirketler arasmda yapılan
sözleşmeler açısından "uluslararas tah-
Idme" gidilmesi yasak değil. Ancak, ka-
mu hizmetıni korumaya yönelik olarak,
anayasayla "iıntiyaz sözteşmesT gerekti-
TÜSİAD'ın tahkim gerekcesi: Kâra dışarı cıkıs garantisi
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Hükümetin ulus-
lararası tahkime ilişkin anayasal degışiklik taslağını
hazırlamasında rol alan Türk Sanayici ve lşadamlan
Dernegi (TÜSİAD), bu düzenlemeyle yabancı yatı-
nmcılara "kinn (hşanya çıkışı için garanti verflmesi-
nfa" amaçlandığını belirtti.
TÜSİAD, 57. hükümetin uluslararası tahkimeprog-
rammda yer vererek, öncetikli yasalar kapsamında çı-
karmaya çalışmastnı "enerji sektörü açiandan umut
verici bir getişme olarak kabul ettiğnri" bıldirdi. Baş-
taenerji yatınmlanyla iîgili sorunlarnedeniyle tahkim
düzenlemesini desteklediğini kaydeden TÜSİAD, bu
konuda şu görüşleri savunuyon
, *Türkiye bu hızia buyürse 2030 yrima kadar, yAfaı
asgari yahuzcaeiektrikenerjisiicm 4.5m3yar dolar ya-
tmm yapmak gerekiyor. 43 mflyar dolan Türkiye'nin
ayırmasLhek devletin kayraka>Trnwsı çok güç.Çün-
kfi bu enerji yatınmian uzun vadeii yatınmlar. Kendi-
ni 10 yıl civannda ödüyor. Mesela Keban Barajı ken-
dfeni 16yridaödedLOnun içintahkimyoksa yabana y*-
bmuutorgrimiyor. Bizim hukuksfetemimize güvennri-
yorlar. Bati'da da bu böyle. Sizin keyfi uygutomanıza
tabiohnakisteairyortuf
TÜSİAD, "proje fînansmam*yla tahkim için fark-
lı bir gerekçeyi de şöyle ortaya koydu:
"Proje fmansınam, enerji yabrunbnrı için uygala-
nan bir modeL Projenin kendj kârnun projeyi karşda-
y-abiieceğfaıi göstermeoiz gerekryor Id, uhısiararası ku-
ruluştan kredi bulabiesiniz. Hiçbir yabaoa yaünmcı
keadi cebinden çıkanp vermryor. Onlar da bir finan-
sorbohryortar.Banunotabü^nesiiçfndesizmoüIkede
yapo^mzy^önrnınkânrundışany^çıkabileceğiniga-
raoti etmeniz ı»nn Bu da uhtslararası tahkim.'*
ren alanlarda, sözleşmelerin denetimi ve
uyuşmazlıklarda çözüm yeri olarak Da-
nıştay ortaya konuluyor.
Türkiye'nin mevcut hukuk sisteminde
tahkime gidilmesinin "yasak" olmadığı,
sorunun alınan tahkim kararlannın uygu-
lamaya girişınden kaynaklandığı belirtil-
di. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 10
Mart 1976 tarihli karanyla Paris Millet-
lerarası Ticaret Odası Hakem Divanı'nın
karannı "kamu düzeni" açısından uygu-
lanamaz bularak reddettiği anımsatılıyor.
Bu kapsamda, anayasal değişikliğin ar-
dından yasal düzenlemeye gidilerek, tah-
kim karannın Türkiye'nin iç hukuku gi-
bi, denetimden geçmeden doğrudan yü-
rürlüğe girmesi sağlanmaya çalışılıyor.
Böylece, karara uyulmaması gibi bir du-
rum söz konusu olamayacak. Tahkim ka-
ran Türk yargısının üstünde olacak ve yet-
ki devri gerçekleştirilmiş olacağı gibi, ka-
mu düzeni açısından da "denetim" orta-
dankalkacak.
Tahkimle ilgili yapılacak değişikliğin
de iki aşamadan oluşması bekleniyor. On-
celikle engellerin aşılması adına anayasa-
da imtiyaz sözleşmelerinde Damştay yet-
kisi kalduılacak. Ikınci aşamada ise yasal
düzenlemeyle tahkim kabul edilecek. tlk
aşama, Danıştay denetiminden çıkanl-
mazsa uluslararası hakeme gidilmesinin
anlamı kalmadığı gerekçesiyle yapıhyor.
Tahkim düzenlemesiyie, taraflar kendi
iradeleriyle hakemler ve hangi hukuk ku-
rallannın uygulanacaguu belirüyortar. Se-
çilen hakemler Türk olabileceği gibi, ya-
bancı da olabiliyor. Seçilen hukuk kura-
lı, herhangı bir devletin hukuk kuralı ola-
bileceği gibi, Çok Taraflı Yaönm Anlaş-
TGC'den meslek
flkelerine
\m/ <
uyum çagnsı
tstanbul Haber Servisi -
Türkiye Gazetecıler Cemı-
yeti (TGC) Yönetim Kurulu,
son günlerde bazı gazete ve
' televizyon kanallannda ba-
sına güveni ve saygınhğı ze-
deleyici yayınlara rastlandı-
ğını belirterek. gazetecilere
" meslek ilkelerine uyum
çağns" yaptı
TGC Yönetim Kuru-
lu'ndan yapılan yazılı açık-
lamada. meslek ilkelerinin
ıhmal edilmesinden kaynak-
lanan bu tür yayınlann, ce-
miyet tarafindan belirlenen
"Türkiye Gazetecileri Hak
ve Sorumluluk BUdirgesi"
çerçevesinde değerlendiril-
mesınin yararlı olacağı vur-
gulandı. Açıklamada, bazı
yayın kuruluşlannın ve ga-
zetecilerin başka kuruluşlar-
daki meslektaşlannı yayın-
lan nedeniyle eleştiri sının-
nı aşarak suçladıklannın,
hatta iftirada bulunduklan-
nın üzüntüyle gözlemlendi-
ği belirtilerek, "Kimigazete-
cilerin haber kaynağını açık-
tamaya zorianmasu kimi ga-
zetecilerin belgelere dayalı
yamt hakkına yine meslek-
taşlan tarafindan saygı gös-
terilmemesi kabul edilebilir
davranışlar degildir" denil-
di. Bazı yayın organlannda
da, toplumun bir bölümünün
manevi değerlerine karşı
eleştiri ve görüş bildirme sı-
nırlannı aşan şekilde konu-
şulması ve yayın yapılması-
nın yanlış olduğu dile geti-
rilen açıklamada, Türkiye
Gazetecilen Hak ve Sorum-
luluk Bildirgesi'nin ilgili
maddeleri kamuoyuna ve
gazetecilere yeniden anım-
satılarak. bu konularda daha
duyarlı olunması istendi. T-
GC'nin yeniden anımsatma
gereği duyduğu meslek ilke-
leri.şöyle:
r Hanrlıksoruşturması SH
rasında, soruşturmayı zaafa
uğratıcı, yönkndirici biçim-
de haber ve yorumdan kaçı-
nılmahdır. Yargüama süre-
cinde de haberler her türlü
öny-argıdan uzakve kesinlik-
k doğruluğundan emin olu-
narak sunulmaudır. Gazete-
ci, yargı sürecinde taraf ol-
mamaiıdır. Yargı kararı ke-
sinJeşmedikçe, bir sanık suç-
lu ilan edilmemelkiir. Haber-
lerde ve yorumlarda suçluy-
muş gibi degerlendinneler
vapılmamaMır.
- Gazeteci; çahntı, iftira,
hakaret, lekeleme, saptırma,
manipülasyon, söylenti, de-
dikodu ve dayanaksız suçla-
malardan kesinlikle uzak
durur.
- Gazeteci, yayımlanmış
her yanlışı en tea sürede dü-
zetonekle yükümlüdur.
- Gazeteci, kaynağını bil-
mediği bilgi ve haberleri ya-
yımlamaz. Kaynak açık ol-
madığında, yayımlamaya
karar verdiği durumlarda da
kamuoyuna gerekli uyanla-
n yapmak zorundadır.
- Gazeteci; bir ulusun, bir
topluluğun ve bireylerin V.ü\-
tiirel değerierini ve inançla-
nnı (veya inançsızfağını) doğ-
rudan saldın konusu yapa-
maz.
- Gazeteci, kaynaklann
gizliliği ilkesi uyannca, kay-
nağını açıklamaya ve tanıİc-
lık yapmaya zorlanamaz.
- Gazeteci sıfaünı taşuna-
yı hak eden herkes meslek il-
kelerine en yüksek seviyede
uymayı taahhüt eder.
Açıklamada, söz konusu
bildirgenin altında, 4 bine
yakın gazeteci ve basın ku-
nıluşunun imzasırun bulun-
duğu da vurgulandı.
Hazine'nin olumsuz tutumu
TürkiyeBilim ve Teknoloji
pıx)gnımına katılmıyvr
ANKARA (ANKA)-
Türkıye'nvn Avrupa
Birliği'nin önemli işbirliği
programlanna
kaülamadığı, bunun
AB'den çok, Hazine'nin
olumsuz tutumundan
kaynaklandığı bildirildi.
AB'nin en önemli işbirliği
programlanndan biri olan
ve Türkiye açısından büyük
önem taşıyan Bilim ve
Teknoloji Programı'na
Türkiye'nin katılırru,
Hazine'nin olumsuz
tutumu nedeniyle
gerçekleşemiyor. Konuya
yakın kaynaklar,
Türkiye'nin söz konusu
programa katılabilmesi için
dört yılda asgari 300
milyon ECU'luk bir
katkıda bulunması
gerektiğini belirttiler.
Ancak, Hazine "para yok"
gerekçesiyle bu kaynağı
sağlamaya yanaşmıyor.
Programa ülke katkılannın,
ulusal gelir ve nüfuslan
dikkate alınarak
hesaplandıgı belirtiliyor.
Aynı ka>Tiaklar, bilim ve
teknolojiye önem veren ve
AB- Akdeniz işbirliği
programına dahil olan tüm
ülkelerin Bilim ve
Teknoloji Programı'na
katıldıklannı belirterek
"Katdmayan bir tek
Türkiye kaldı" diye
yakındılar. Programa
katılan beş milyon nüfuslu
tsrail'in ise, söz konusu
dört yıllık dönemde 165
milyon ECU tutarında bir
katkıda bulunacagı
belirtiliyor.
Bu arada, Bilim ve
Teknoloji Programı için
gerekli olan paranın başka
yollardan sağlanması
olasüığı araştınhyor. Bu
çerçevede, AB Komisyonu
Türkiye Masası Şefı
Fabrizk) Barbasso ile geçen
hafta Ankara'da yapılan
görüşmelerde pararun
2000-2006 döneminde
uygulanacak "Meda-2"
programı kapsamında AB
tarafından sağlanmasımn
konuşulduğu ancak
konunun "havada" kaldığı
öğrenildi.
Minikler
yorgun
düştii
638.tarihi
Kırkpınar yağh
güreşvekûMr
etkinükkri
haftasında Edirne
75. Yü Üköğretim
Okulu öğrencileri
de gösteri sundu.
Minikler kendi
aralanrun gelmesi-
ni beklerken acak
havamn etldsiyle
yorgun düşünce
çarevi çimenlerin
üzerinde uyumakta
buklu.
TASARRUF MEVDUATISİGORTA FONU'NDAN
DUYURU23.06.1999 tarih ve 23734 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun ge-
çici 3. maddesi kapsamında, Müflis TYT Bank A.Ş., Müflis Marmara Bankası A.Ş. ve Müflis lmpex-
bank A.Ş. nezdinde, bu bankalann izinlerinin iptal edildiği tarih rtibariyie, sigorta kapsamında tasarruf
mevduatı bulunan gerçek kişilere, alacaklı oldukları rjanka şubelerinin bulunduğu illerdeki Türkiye
Cumhuriyeti Merkez Bankası şubelerince, aşağıda belirtilen esaslar çerçevesinde Fon'dan ödeme ya-
pılacaktır.
1 - Ödeme yapılacak kişiler aşağıda belirtilen belgelerin aslı ve birer fotokopisi ile birlikte ilgili Türkiye
Cumhuriyeti Merkez Bankası Şubesi'ne başvuracaklardır.
- Kimlik belgesi,
- Hesap cüzdanı,
- Ikametgâh ilmühaberi,
- Mirasçılık belgeleri (veraset ve intikal vergisi ilgililere ait olacaktır.)
2- Sigorta kapsamı dışındaki hesaplardan sigorta kapsamındaki hesaplara aktanlmak suretiyle açı-
lan hesaplar ile bölünmek suretiyle açılan tasarruf mevduatı hesabı sahiplerine yargı kararlan gereğin-
ce ödeme yapılamayacağından; bölünen hesap sahiplerinden Noter aracılığıyla alacaklan temlikna-
menin ibrazı halinde ana hesap sahiplerine ödeme yapılacaktır.
3- İlgili Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası şubelerindeki listelerde isimleri bulunmayan kişilerin;
a) Hesabının, Müflis Marmara Bankası A.Ş. şubeleri ile Müflis TYT Bank A.Ş. ve lmpexbank A.Ş.'nin
Istanbul'da bulunan şubelerinde bulunması halinde Bank Han No: 39 Kat: 4 80020 Şişhane İSTAN-
BUL adresindeki (Tel: 0212 251 93 52-53) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Fon Hukuk Müdürtüğü'ne,
b) Hesabının, Müflis TYT Bank A.Ş. ve Müflis lmpexbank A.Ş.'nin Istanbul ili dışındaki illerde bulu-
nan şubelerinde bulunması halinde Bankalar Caddesi No: 40 06100 Ulus ANKARA adresindeki (Tel:
0312 310 91 48 ve 0312 311 01 53) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Bankalar Tasfiye Müdürlüğü'ne,
başvurmalan gerekmektedir.
4- ödeme yapılacak mudiler, ilgili Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası şubelerince ibraz edilecek
taahhütnameyi imzalayacaklardır. Bu taahhütnameye yapıştınlmak üzere, ödeme yapılacak kişiler TL
810.000.- tutariı damga pulu getireceklerdir.
5- Vekil aracılığıyla paralarını tahsil etmek isteyen mudilerin, aşağıdaki örneğe uygun olarak noter
aracılığıyla düzenlenmiş bir vekâletnamenin ibrazını sağlamalan gerekmektedir.
6- ödemeler aşağıda belirtilen tarihlerde yapılacaktır. (Banka hesap numarasının belirtilmesi halin-
de, EFT ile istenilen bankaya havale de yapılabilecektir.)
Ödeme yapılacak kişinin adının ilk harfi Ödeme tarihi
A 12.07.1999
B-D 13.07.1999
E-F " ' • ~ ' • - • 14.07.1999
G-H . 15.07.1999
I-L . . . , . 16.07.1999
M • , ^ • "' *. ^ 19.07.1999
N-P ' . ': - •' 20.07.1999
R-S 21.07.1999
Ş-Ü , 22.07.1999
V-Z ' 23.07.1999
NOT: Yukarıdaki tabloda belirtilen tarihlerde başvurmayan veya bu süre içerisinde paralannı tahsil
edemeyen mudiler, tabloda yer alan en son tarihten sonraki günlerde de paralannı tahsil edebilecek-
lerdir.
VEKÂLETNAME ÖRNEĞl
4389 Sayılı Bankalar Kanunu'nun Geçici 3. maddesi kapsamında Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu'nca tarafıma ödenecek tutan tahsile ve Tasarruf Mevduatı sigorta Fonu'nu ibraya, şahsımı borç
ve yükümlülük attına sokacak taahhütname dahil her türlü belgeyi adıma imzalamaya
ili ilçesi nüfusuna kayıtlı oğlu/ktzı
doğumlu adresinde mukim vekil tayin ettim.
Isim Soyad . .
Imza . . • • • •
ması'na (MAI) kadar uzanacak çeşitli
uluslararası sözleşmeler de olabilecek.
Genellikle tahkimde bir devlet hukuku-
nun kabul edildiği belirtildi. Yani bir dev-
let tahkimde Türk hukukunu kabul edi-
yorsa, Türkiye de o devletin hukukunu
tahkimde uygulanabilir olarak kabul edi-
yor. Dünya Tıcaret örgütü (DTÖ) kapsa-
mında imzalattınlmaya çalışılan Çok Ta-
raflı Yaonm Anlaşması'nı onaylayan ül-
kelerin birbirlerinin hukukunu da kabul
etmiş sayılacağı belirtildi.
Tahkim heyeti olarak genellikle Pa-
ris'teki Milletlerarası Ticaret
Odası Hakem Divanı'nın ka-
bul edildiği öğrenildi. Ancak
böyle bir zorunluluk bulun-
muyor. Bu tahkim kurumu
dışında ABD'de de tahkim
heyetleri bulunuyor. Hakem
atamalannın bu kuruluşlara
da bırakılabüdiği kaydedil-
di.
Tahkim düzenlemesiyie,
yalnızca yabancı sermaye
değil, Türk şirketleri de ken-
di aralannda bu uygulamaya
başvurabiliyorlar. Bu du-
rumda Türk hukukunun kul-
lanılabılırlıginin zayıflaya-
cağına dikkat çekiliyor.
Özellikle Türk şirketleri, da-
valann uzun sürdüğü gerek-
çesiyle tahkim düzenlemesi-
ni istiyorlar.
Tahkimle, yabancı serma-
yenin Türk şirketlerle "ejt
muamefc" hakkı kazanacağı
belirtildi. Tahkimle çelişen
yaSalann da uygulama ola-
nağımn kalmayacağı savu-
nuldu. Tahkimin kabul edil-
mesinin ardından en az 5 yıl
süreyle bundan vazgeçile-
mediği, vazgeçilse bile tah-
kimin 15 yıl süreyle yürür-
lükte kaldığı belirtildi.
Sözleşmeye tahkim yer-
leştirildikten sonra, uyuş-
mazlığın çözümü için taraf-
lann kendi aralannda anla-
şıp tahkime gitmeleri gerek-
miyor. Tek taraflı olarak da
tahkime başvurulabiliyor.
Bu durumda, şirketin mem-
nun olmadığı bir uygulama
karşısında tahkime başvurup
bağlayıcı bir karar aldırma
olanağı da bulunuyor.
Devlet ile yatınmcı ara-
sındaki tahkim mekanizma-
sında, "devletin yatmm kar-
şüıgı tahkiıne gittiğini kayrt-
sız şartnz kabul etmek zo-
runda" olduğu belirtildi.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Dinci Mollalar mı,
Demokratçı Mollalar mı?
"Askeri demokrasi"...
Bir kısım Batılının dilinde, Türkiye'deki rejimin
adıdır bu. Bizim numaracı cumhuriyetçilerimiz de
bu tanımlamaya hep alkış tutariar. Ve Batılılann
düzenlediği toplantılarda sahneye çıkan bazı
"makbur (!) bilim adamlanmız, çok ciddi fetvalar
verirler:
- Bizim askerlerimizi bir on-on beş yıl tatile yol-
layabilsek, demokrasimiz tıkır tıkır işlemeye baş-
lardı...
Bu savlara ciddi bir yanıt, Amerikalı bir Türkiye
uzmanından geldi.
• • •
Nick Ludîngton'i birçok Türk gazeteci tanır.
Türkçeyi çok iyi bilir. Uzun yıllar Türkiye'de As-
sociated Press temsilcisi olarak bulundu. Carne-
gie Endowment Foundation'da da iki yıl Türk or-
dusu üzerinde araştırma yaptı.
Sayın Ludington, bir süre önce, M. Ali Kışlalı'nın
Radikal'deki köşesinde yayımlanan mektubunda,
çok ilginç bazı saptamalar yapıyor. Mektup Je-
remy Salt imzasıyla "Current Affairs"te yer alan
bir yorumdan yola çıkmış.
Söz konusu yorumda, Türkiye demokrasisinin
"çağdaş demokratik devletin genel olarak kabul
edilen ölçütlerine göre, oldukça geri kaldığı" sa-
vunuluyor. Neden olarak da, komutanlann Türki-
ye'de "neredeyse devlet üstü" bir denetim konu-
muna sahip bulunmaları gösteriliyor.
Jeremy Salt, laikliği korumak adına Erbakan'ın
başbakanlıktan düşürülmesini eleştiriyor. Ve 28
Şubat sürecini şöyle değerlendiriyor:
"Askerler, Türkiye'nin çok duyarlı demokratik
gelişimini engellediler..."
Buna ve benzer yaklaşımlara Nick Ludington'ın
-verdiği yanıt çok net:
"Salt, Türkiye'deki diğer birçok yorumcu gibi,
demokratik bir köktencidir. Tıpkı, Muhammed
Peygâmber'/'n getirdiği, tartışılmaz şeylehn dı-
şında ne yasa ne de hareketin olmazlığına inanan
ıranlı mollalar gibi.. Bu demokratik mollalar da,
Batı Avrupa veya ABD modeline uygun olmayan
demokrasileri kabule layık bulmuyoriar. Iranlı mol-
lalar gibi, onlar da hatalılar."
• • •
Ludington şu soruyu soruyor:
"Neden sosyal, ekonomik ve siyasal gelişme
sürecinde olan ülkeler, kendilerini daha fazla de~
mokrasiye götürecek ve bazı başka ülkelerde ol-
duğu gibi, anarşiye ve daha fazla diktatörlüğe
yol açmayacak en uygun yöntemi kendi başlan-
na bulamasınlar?"
Ve devam ediyor:
"Askeherin rolü, başansızlıklara ve siyasal güç-
lüklere karşın Tün\iye için laik demokrasinin güç-
lenmesi ve gelişme yolunda da devam etmesi için
bir güvencedine
Son değerlendirmesi ise şöyie:
"Generallerin etkisi, demokratik gelişme yolun-
daki Türkiye için en önemli engel değildir. önce
Türkiye'de sivil siyasetçilerin yolsuzluklan temiz-
lenmelidir. Onlara uzlaşmanın kaçınılmazlığı öğre-
tilmelidir. Diğer bir öncelik de polisin yeniden ya-
pılandınlmasına verilmelidir. Bir başka husus ise
anlatım özgürtüğünün genişletilmesidir. Böylece
terörist olmayan Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti için-
de, kültürel haklannı rahatça tartışabileceklerdir."
• • •
Biçim mi önemli, yoksa öz mü?
Kimin yaptığı mı önemli, yoksa ne yapıldığı mı?
Tarikatlan "siviltoplum" örgütü sayanlarmı hak-
lı, demokrasinin olanaklarını kullanarak demokra-
siyi yıkma hakkının olamayacağını savunanlar mı?
Erbakan'a, Tayyip'e, Fethullah'a "evet" demek
mi demokratlık? Yoksa sırtındaki üniformayı "ha-
yır" demeye engel saymamak mı?
Ve son bir soru:
Iran'daki köktendinci mollalar mı daha akılcı?
Yoksa bizdeki ve Batı'daki köktendemokratçı mol-
talarmı?
Iranlı molla nereye varmak istediğini ve varaca-
ğını çok iyi biliyor. Batı'nın mollalan da öyle... A-
ma bizimkiler ya cahiller, ya aymazlar ya da aptal!
FP Milletvekili Omer vehbi Hatipoğlu
^Türkiye'deki rejim zalim
9
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-FP Di-
yarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğ-
lu, Güneydoğu'da halkın askerlerin kendi-
lerine kötü davranması nedeniyle PKK'ye
destek verdiğini ileri sürerek "Kûrtsorunu
falan yok. Türkiye'de rejim sorunu var re-
jim. Zaüm bir rejim ve zafim rejimin uygu-
lamalanndandoğansorunlar
var"dedi.
Kanal D'de dün akşamki
"Arena" programında Akit
gazetesi yazan Abdurrah-
man Dih'pak, eski RP millet-
vekili Hasan Hüseyin Ceyian
ve FP Diyarbakır Milletveki-
li ÖmerVehbi Hatipoğlu nun
katıldığı, yurtdışında Kürt
kökenli yurttaşlara yönelik
gerçekleştirilen paneUn bant
kayıtlan yayınlandı. Hatipoğ-
lu, paneldeki konuşmasuıda,
Lozan Banş Anlaşmasrnuı,
Avnıpalı devletlerce "Türk-
Kürtortakdevleti'' kurulaca-
ğı sözü üzerine imzalandığı-
nı öne sürerek şu iddialarda
bulundu:
"Ismet Paşa Lozan'a gidi-
yor ve 'Kuracağımız yeni
devlet Türklerle Kürtlerin or-
tak devletidir. Biz aynı za-
manda Kürtlerin de temsilci-
yiz' der. Sonra Türkiye Cum-
huriyetiDevletJkurulur.'' Ha-
tipoğlu. devletin kurulması-
nın ardından ise "KemaBstle-
rin Kürt diye bir şey yoktur
dedUderini'' ileri sürdü. Gü-
neydoğu'da halkın PKK'yi
desteklediğini iddia eden Ha-
tipoğlu, bunun da "askerlerin
halka kötü muamelesinden
kaynaklandıgınj'' iddia ettı.
Hatipoğlu, TSK'nin PKK te-
rör örgütünü bitirmek isteme-
diği imasında bulundu. PKK terör örgütü-
nün "öcü" gibi gösterildiğini savunan Ha-
tipoğlu, "Kürt sorunu falan jok. Türkiye'de
rejim sorunu var rejim. Zalim bir rejim ve
zaüm rejimin uygulamalanndan doğan so-
runlar var. Askerlerin eziyetiyüzünden halK
PKK'vi destekJrvor" dedi.
AKİT YAZARINDAN TEPKİ
Dilipak ifade
vermeyi reddetti
İstantjul Haber Servia- Malatya DGM'de görülen
bir dava kapsamında talimatla ifadesirun alınması is-
teaen ve 13 gün önceki ilk duruşmada iddianameyi in-
cçîeyemediği gerekçesiyle ifade vermeyen Akit Ga-
zetesi yazan Abdurrahman Dilipak, Istanbul DGM'de
dün yapüan duruşmada da türbanh avukatı kabul edil-
medıği için ifade vermeyi reddetti.
Istanbul 2 No'îü DGM'deki talitnat duruşmasına,
davanın tutuksuz sanığı Abdurrahman Dilipak katıl-
dı. Aynı davanın sanığı olan AhmetTaşgetiren ise du-
ruşmaya kablmadı. Dilipak. Taşgetiren'in akrabalann-
dan 5 kişinin Bolu'da meydana gelen trafik kazasuı-
da yaşamını yitirmesi nedeniyle DGM'ye gelemedi-
ğini söyledi.
Mahkeme heyeti, Dilıpak'm türbanlı aMHkatı Gül-
den Sönmez'm vekil sıfatıyla duruşmaya katılamaya-
cagmı kararlaştırdı. Sönmez, bu karar üzerine izleyi-
ci strasma geçti. Bu durumda ifade vermeyi reddetti-
girıi bildıren Dilipak. kendisine barodan bir avukat te-
min etmesini istedi. Dilipak'ın talebini kabul eden
mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.
Malatya DGM'de, gazeteci-yazar Abdurrahman Di-
lipak ile o dönem Akit'te yazan gazeteci Ahmet Taş-
getiren hakkında, "Halkı, smıf, ırk, (fin, mezhep veya
bölge farklıhğı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tah-
rik etmek" suçundan 1 ile 3'er yıl arasında hapis ce-
zası ıstemiyle dava açılmıştı.