28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 1999 PAZÂR 8 HABERLERÎN DEVAMI GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada nulacak son nokta, böylece beliriendi. Ne ki, oyun henüz sona ermedi. Başbakan Ece- vit, işçilerin duyarlı oldukları emeklilik yaşında ödün vermeyeceğini açıkladı. Bir aydâ iki günde bir yapılan akaryakıt zamlan ile geri alınan memura yüzde 20 zammı iyileştirecek bir adım atılmayacağı, Başbakan'ın tutumundan belli. Hükümet, işverenler dışında hiçbir kesime ödün vermeyi düşünmüyor. Işveren dışındaki kesimlerden ödün almanın pe- şinde... Hükümetin Sosyal Güvenlik Yasası'nın komisyon müzakerelerini önümüzdeki haftaya ertelemekteki amacı; olanaklan zorlayarak işçiyle uzlaşma yolu aç- mak değil. Tam tersine; isteklerini geri çevirerek işçilere ders vermekti. Hükümet, bu hafta işçi kesimini doyuracakyeni bir öneride bulunmaz, yasal engeller sıralanarak işçiler zorda bırakılmazsa son silahlan genel grevin ger- çekleşme şansı yüksek. Ecevit, kuşkusuz Kızılay'daki mitingi izlerken "ge- nel grevin veya iş yavaşlatmanın" kaç gün sürebile- ceğini veya nasıl engelleneceğini hesaplıyordu. Oysa, ekonomiyi canlandırmak amacıyla açıkla- nan önlemler, hele Temizel'in vergi yasasındaki ana ilkeleri tahrip eden kararlar, işçiye ve memura, haklı okjuklan isteklerde sağlam bir dayanak oldu. Türk-lş açıklanan düzenlemelerin "vergide büyük tahhbata yol açacağını" söyiüyor. Gazetelerdeki yorumların hemen hepsi yasadaki değişikliklerın hem vergı yitmesine neden olacağını hem de darda olan kimi büyük şirketleri kurtarmaya ' yarayacağını öne sürüyor. Son olarak, Enis Berberoğlu da "ekonomik pa- , ketin halktan aldığını zengine vereceğini" yazdı. Bu yorumlarla, işçi ve memur örgütlerinin görüşü örtüşüyor. Bir-iki gün içinde ortaya çıkan manzaraya göre, ekonomik önlemleri hükümetle iş çevreleri ve bu iki çevrenin yalakalan beğeniyor, övüyor. Bu görüntü, Türk-lş Başkanı Meral'i "Hükümet ' belli bir kesime böyle cömertçe davranırken, sıra ( emekliye, memura, işçiye geldiği zaman bütün ka- ' pılan kapatıyor. Ülkenin yüzde 80'i sıkıntı içinde ya- v şarken, yüzde 20'sibu paketle bayram ediyor" diye konuşmaya itiyor, Oyle mi, böyle mi? Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan'ın yanıtını, bilmem duydunuz, okudunuz mu? Hak arayan işçi ile memur kuruluşlannt popülizm ; yapmakla suçluyor! Iyi mi? Hükümet karşı saldırıya geçiyor. İşçilerin 40 yıldır istediği; iş güvencesı, işsizlik sigortası, kayıt dtşı ça- lışanlann kayda alınması gibı konularda düzenleme- ler getireceğıni duyuruyor. Tabıi iktidar saldırısı, işçinin ateşini söndürmek için! Diyelim ki, işçilerle memuriar haksız davalann pe- şine düştü. İTO Başkanı Mehmet Yıldınm neden sert konuşuyor? Hükümetin ekonomik paketi "kimi- lerinden aldığı yanlış bilgilerte" hazırladığını söylü- yor. Paketi inceledikten sonra, Türkiye Seyahat Açen- teleri Birliği Başkanı Talha Çamaş niçin "Turizmi gözden çıkardılar" diyor? ANAP Milletvekili Aydın Ayaydın muhalefet oteun diye mi "pakette borsanın unutulduğuna" değini- yor. Pek fazla aşina olmadığı konulan içerdiği için pa- ketle ilgili açıklamaları yazılı bir metinden okuyarak yanlışlık yapmamaya özen gösteren Başbakan Ece- vit ise işçiye gürlüyor. âra, pakete yönelik eleştirilere gelince, sesi solu- ğu çıkmıyor. DİSK Başkanı Vahdettin Karabay, "Hükümet iş- verenlerin talebini yerine getirdı" dedikten sonra ek- liyor: "Şimdi sıra işçilerin talebinde." •>- Bu hafta öyle mi, yoksa böyle mi, göreceğiz! Tahran'la sınırda asker pazarhğı ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - tran yöneti- mi, yanlışlıkla sının geçen ve gözaltına alınan 2 Türk askerini dün de serbest bırakmadı. Türkiye ve îran askeri makamlan, askerler için sınırda sı- kı pazarlık yûrûttü. tran ile Türkiye arasında ya- şanan sınırbunalımları sona ermiyor. tran'ın Türk savaş uçaklannın hava sahasını ihlal ederek saldır- dığı iddiasınm ardından, Türk birliklerinin sının karadan çiğnediğini ve çatışmalann yaşandığını öne sürmesi ilişkileri gerginleştirdi. Türk Dışişle- ri Bakanlığı, iddialann doğru olmadığını, bir on- başı ve bir erin sının yanlışlıkla geçtiklerini bil- dirdi. Türk askerleri, persembe günü Îran devriye birliklerince gözaltına alınmışlardı. Türkiye, askerlerin bir an önce geri alınması için îran makamlanyla temasa geçti. Cuma günü- nün Iran'da resmi tatil olması nedeniyle dün sınır- da iki ülke yerel askeri makamlan arasında sıkı pa- zarlıklar yaşandı. Türkiye askerlerin bir an önce verilmesini isterken tran, benzer olaylann yaşan- maması için Türk askeri makamlannın gerekli ön- lemleri almasını istedi. Tutuklandıklan belirtilen askerler dün de serbest bırakılmadı. Türkiye ile Îran Yüksek Güvenlik Komitesi. ağustos ayının başında toplanacak. Türkiye, top- lantıda. Kuzey Irak'tan kaçan PKX teröristlerinin Îran topraklanna yerleşmesinin önlenmesini iste- yecek. İran basınmdan Türkiye'ye suçlama tran'ın Türkiye ile gergın olan ilişkılerini tır- mandırma kampanyasına katılan tran gazetelen, Türkiye'ye ateş püskürdü. tran'da tngilizce ya- yımlanan "Îran Daiiy ve "tran News" gazetelen, iç politikada yaşadığı bunalımlar nedeniyle ilişki- leri gergınleştirdıklerini iddia ettikleri Türkiye'ye "gerekli dersin verilmesi zamarunın gektiğjni" yaz- dılar. İran Daily gazetesi, "Ankara gerüimi yük- setten tarafin uluslararası arenada mutiak mağlup olacağını, Türk generalkr de oyuna başlamadan önce karşı tarafin gücünü incetemeleri gerektiğini bilmeleri gerekir'' ifadesine yer verdi. Gazete, Tür- kiye'nin bölgesel politikasının komşulanyla geri- lim üzerine kurduğunu, Yunanistan. tran, Irak, Su- riye ve Ermenistan'la ilişkilerinin bunun bir kanı- tı olduğunu öne sürerken "Bu politikanın gelişme- sinin en önemli göstergesi. Ankara ile Tel-Aviv ara- sındaoiuşturulan askeri işbirBguıin bölgeyesundu- ğu tehdıtnr" dedi. "Irak'ın tran'a yönelik saldır- gan rurumu ve Irak'ın bugünkü durumu Türki- ye'ye ders otmahdır'' diye yazan tran Daily, "Bü- lent Ecevit'in son açıklamaları. Türkjetlerinin sal- dınian, Türk askerkrinin başansız tran'ı işgal gi- rişimleri Türkiye've gerekli dersin veriimesi zama- nının geldiğmi gösteriyor" rfadesine yer verdi. Tahran Radyosu'nda yayımlanan yorumda ise daha ılımlı bir tutum sergilendi. Radyo. Cumhur- başkanı Süleyman Demirel'ın El Ahram ve El Ha- yat gazetelerine yayımlanan demecinde iddialan reddettiğini kaydetti. Demirel'in diğer Türk yetkılilerinden daha yu- muşak olduğu görüşü di le getirilen yorumda, Ece- vit'in tran'daki rejime ilişkin açıklamalan anım- satılarak şöyle denildi: "Türkiye yetkilikrinin, tran ve Türkiye'nm göz önünde bulundurmalan ve bu ülkenin baa yetkililerinin ortaya çıkan şüp- helerin giderilmesi için çaba göstermeleri uygun olur. İran ve Türkhe'nin hassas durumunda, her- hangi bir bahane ile iki ülkenin karşüıklı çıkarla- nna zarar vereceği ve bu gerginlikten ve kanşık- lıktan sadece tran ve Türldye'nin dûşmanlannın faydalanacaklannı betirtmeye gerek yok." Bir ıııület kaderine el koydu • Baştarafı 1. Sayfada hür ve bağımsız yaşamayı kendısine 'şiar edinen' Türk milletinin tarihi başanlann- dan biri olduğunu ifade etti. Birınci Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan süreçte varlığına kastedilen Türk milletinin kendi kaderine el koyduğunu ve her yönüyle örnek bir bağımsızlık müca- delesi verdiğini vurgulayan Demirel, böylece Türk ulu- sunun, büyük Atatürk'ün önderliğinde, tüm imkânsız- lıklara rağmen muhteşem bir destan yazarak Kurtuluş Savaşı'nı kazandığını, çağ- daş Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğunu belirtti. TBMM Başkanı Yıkhnm Akbuhıt Lozan Antlaşması ile yaban- cı ülkelere verilmiş olan ay- ncahklann tümüyle ortadan kaldınldığını vurgularken, Başbakan Bülent Ecevit, antlaşma ile bağunsızlık ve toprak bütünlüğünün sağlam bir güvenceye ka- vuştuğunu belirtti. Kutiamalar CHP tstanbul il ve ilçe örgütleri temsılcıleri, Lozan Antlaşması'nm 76. yıldönümü nedeniyle dün Maçka Parkı'ndakı Ismet tnönü Anıtı'na çe- lenk koyarak saygı duruşunda bulundu. CHP ts- tanbul tl Başkanı Mehmet Bölük, Lozan Antlaş- ması ile uzun yıllar ülkenin "kanmı emen" kapi- tülasyonlara son verilmesine karşın bugün Türki- ye gibi ülkeleri emperyalizme tutsak edecek yeni dünya düzenine uygun tahkim anlaşmalannın tar- tışıldığını vurgulayarak, Lozan'ın bu ortamda da- ha da büyük bir anlam kazandığını söyledi. ADD tstanbul şubelerinin temsilcileri de dün Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk koyarak, Ata- türk ve cumhuriyet şehitleri için saygı duruşunda bulundular. ADD tstanbul Merkez Şube Başkanı BUge Bilgiç, anıt önünde yaptığı açıklamada, Ba- tılılann sermaye ve sömürü örgütleri olan Dünya Bankası ve IMF gibi kuruluşlann, kalkınmasını Ismet tnönü'nün tzmir Konak'taki doğduğu ev düzenlenen törenle müzc olarak açıl- dı. Törene CHP lideri Altan Öymen, İzmir YalisL Vali Yardımcısı, İnönü'nün km, da- madı ve çok sayıda yurttaş kabldı. (Fotoğraf: OZAN YAYMAN) yeterince gerçekleştirememiş ülkelere sermaye ih- racı yoluyla bu ülkeler üzerinde siyasi tahakküm kurmak istediklenni vurguladı. Bilgiç şunlan söy- ledi: "BanlılannTürkhe'yeuygularmavaçahştık- lan bu dumm, Lozan Banş Antlaşması'> la elde et- tiğimiz siyasal bağımsızlığımızın adım adım orta- dan kaldınlması ve yeniden esaret belgesi olan Sevr'in şartlannı yaratmaktadır. Uluslararası tah- Idme ve benzeri anlaşmalara onay vermek veya görmezden gehnek, Türk halkının iradeâni yok saymaktırr Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) tarafından Lozan Antlaşmasf nın 76. yıldönümü nedeniyle tnönü VakfTyla ortaklaşa düzenlenen "Cumhuriyetin Temd İlkeleri ve tç Banş" konulu söyleşi dün akşam Aya trini'de gerçekleştirıldi. ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan. Cumhuriyetin kuruluşu ve Lozan Antlaşması gi- bi bir dizi gelişmeyle yoluna girdiğine inanılan Cumhuriyetin temel ilkelerinin, günümüzde irti- ca dayatmasıyla karşı karşıya olduğunu vurgula- dı. Saylan özetle şöyle konuştu: T-17TEMMHZ1999 Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı 6. Uluslararası istanbul Caz Festivali programında 12 Temmuz 1999 tarihinde yer alan Marc Ribot y Los Cubanos Postizos / ;•...- "Jazz en Clave" with Chucho Valdes ; "\\ "' with special guest Michel Camilo konserinin gerçekleştirilmesindeki değerli katkıfarı için Garanti Sigorta' ya teşekkür eder. GARANTI SİGORTA FESTttfAL SPOiSOBU KURUMSAL SPONSORLAR KOÇBANK V •Huupr 7 -17 TEMMH1S9S İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı 6. Uluslararası İstanbul Caz Festivali programında 15 Temmuz 1999 tarihinde yer alan Kenny Garret Ouartet / Courtney Pine konserinin " ' gerçekleştirilmesindeki değerli katkıları için Garanti Bankası'na teşekkür eder. reSTTVAL SPONSCfiTJ KURUMSAL SPONSOHLAH ' * RENADI2 Gjmt*rrywi "Medis'te Kuran kurslan yasa tasansı görüşülürken dindarhk tardşmalan yapdı- yor.Hepimizolup bitenieriiyi aniamabyız. Komünizme karşı Amerika ve Avrupa'run Türk-tslam sentezi ovunlan- na alet edüdik. Bu ülkeye kul- luk bilincini geri getirmeye ça- bşanlara karşı eleştirmenin ötesinde hepimiz çözüm ara- mahyız" dedi. 'Kurumlararası banşzor' Konuşmacılardan Marma- ra Üniversitesi Hukuk Fakül- tesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. lbrahim Kaboğhı. 1980'li yıl- lardan bu yana Türkiye'de Cumhuriyetin birleştirici te- mel ilkelerinin kurumlar ara- sında çatışma unsuruna dö- nüştürüldüğünü belirterek "Türkiye bir zıtuklar ülkesi haline getirildi" dedi. Bu ça- tışmanın, lıberal demokrası- nin iki koşulundan ekonomik liberalizme geniş olanaklar tanınırken siyasi liberalizmin baskı al- tına alınmasından kaynaklandığını sa\-unan Ka- boğlu, "Paraya sonsuzözgüıiüktanıyan, buna kar- şıhk düşünceye özgürlük tanınıavan anlayışla Tür- kiye'de kurumlar arası banşın sağlanması zordur" diye konuştu. İç banşın sağlanmasında sürdürüle- bilir gelişmenin belirleyici olduğunu kaydeden Kaboğlu özetle şunlan söyledi: "lluslararası tahkimle kamu imtiyazı vererek çağuthğunzyabana sermaye,Cudi Dağı yada Kar- dak kayahklan yerine Sakarya Ovasu Bergama. Çamlıhemşin ya da Bursa'da yatınm yapacak. Türkiye'de hâiâ baa bakanlar, insan haklannı Av- nıpa Birfiği'ne girmenin ön koşulu saymayıp Av- rupa Birttği'ni yalnızca ekonomik bir birlik sanı- yor. Bu anlayışla iç banşı sağlamanın imkânı yok- tur" görüşünü savundu. ÇYDD Yönetim Kurulu Üyesi ve Mimar Sinan Üniversitesi Atatürk İlkeleri Öğretim Görevlisi Abdullah Kehale ise emperyalizmin Osmanlı'dan bugüne kadar Türkiye'de etnik ve dinsel unsurla- n kullanarak üniter yapıyı bozmaya çalıştığını söyledi. Kehale, MAI Anlaşması ve uluslararası tahkimin Os- manlı'nın kapirülasyonları- nın günümüze revize edil- mesi olduğunu kaydetti. tnönü'nün evi müzc KÜLTÜR • SANAT (0212) 293 89 78 (3 HATI Borusan Kültürve etl merı10.00-13.00 Atolye Uğur Oe^ırmcnaodlu 5 D 4 İ H İ " E 12.30-17:30 Vıdeodan Opera. E ven* "Un BâHo m Mâ^chera* d) «37 dk) 29 N i 10:00-12:30 Atöyç Sonf» Bohtonder 28N : 3 ; E !M 12:30 a Gostenm) 17:30» Gosterm» Videodan Op«rı: Verdı 1400-16.30 Atöiye GaaSe*cuk Şentr Ytlda \S-12 vaj gnjbu, 12-30,-17:3(h> Vkleodan Opera •0tello"(M? dk) M i 77.30 01 Göslefim) Vıdeodan Opefa Verdi •La For» De) Destmo" (lBOdkJ 10:00- 13:00 Atölye. E E » 'Kcntak! S« < BORUSAN Etkinlikler ücretsizdir. ÖZGÜN BASKI RESİM SERGİSİ MUSTAFA ASLIER, AYDINAYAN, FERRUHBAŞAĞA, İBRAHİM ÇİFTÇİOĞLU, DEVRİM ERBİL, VEYSEL GÜNAY, ERGİN İNAN. HAYATİ MİSMAN, GÛROL SÖZEN, FAHRİSÜMER, SÜLEYMAN SAİM TEKCAN, HANEFİ YENER. N e v z a t Metin'ın sanat yanetmenlığini üstlendiğı "Özgün Baskı Resım Sergisi'nde 12 ûnU Tüfk ressamının eserten yef ajmaktadır. Sergi Süresi: 21 Temmuz 10 Ağustos 1999 Saat: 10:00-2200 ; Yer: Prolilo Alışvenş Meıkezı Cemal Sahir Cad. Kat 1 No: 2628 Mecidiyekay ' • Tfll: (0212)2164400/145 PROFİLO ALIŞV1RIŞ <WİKRIC MECİDİYEKÖY YAZ KARMASI'99 25 Haziran-25 Eyivl Abidin Dino Eren Eyüboglu Fikret Mualla Mübin Orhon Orhan Peker Burfıan Uygur Avni Arbaş Ali Atmaca GUIgUn Başarır Burhan Dogançay Turan Erol Julide Komet Metin Talayman Adnan Vannca ADTİ6AN ŞAKAYIK SOKAK NO: 54/1 NİŞANTASI / TEl : 247 90 81 Yıldönümü çerçevesinde, Lozan Konferansı Türkiye Delegasyonu Başkanı tsmet İnönü'nün Konak'taki doğ- duğu ev, düzenlenen törenle müze olarak açıldı. tnö- nü'nün doğduğu evde dü- zenlenen törene CHP Genel Başkanı Altan Öymen. İzmir Valisi Kemal Nehrozoğiu, Vali Yardımcısı Ramazan Urgancıoğlu, İzmir Emniyet Müdürii Hasan Yficesan, Inönü Vakfi Başkanı ve ls- met inönü'nün kızı Ozden Toker ile gazeteci eşi Metin Toker, Çağdaş Yaşamı Des- tekleme Derneği (ÇYDD) İzmir Şube Başkanı Asuman Boyacıgiller de katıldı. Nehrozoğiu. müze haline getirilen evin anahtannı İnö- nü'nün kızı Özden Toker'e verdi. Törene evin bulundu- ğu sokakta yer alan diğer ev sahiplerinin de büyük ilgi gösteTdiği gözlendi. Özden Toker, törene gösterilen bü- yük ilgi karşısında, "Umu- yorum bugün burada ba- bamla komşuluk yapmış ve bugün hâlâ hayatta olan kişi- ler de vanhr. Bu evi asıl sahip- lenecek olan. bu sokakta ya- şayan komşulanmızdır" de- di. ADD Izmir şubeleri de, Konak Alanı'ndaki basın toplantısının ardından Lozan Konferansı Türkiye Dele- gasyonu Başkanı Ismet Inö- nü'nün Konak'ta doğduğu eve giderek sivil toplum ör- gütlerinin düzenlediği törene katıldılar. Konak Alanı'nda ADD üyeleri ve sivil toplum kuruluşlannın da katıidığı toplantıda Dernek Başkanı Saadettin Dikkaya, 21. yüz- yıla doğru giderken Türkiye üzerine yeni oyunlar oynan- dığını belirtti. G U N D E M MUSTAFA BALBAY B Baştarafı 1. Sayfada tiler. Geçen ay solan çiçeklerin kurulan, kısa sü- rede dikenleşen tırtıl aralarında kendilerine yer bulmaya çalıştılar. Rüzgârla biıiikte pul pul kay- boldular. Bir akşam üzeri yağan yağmurda son kuru tanecikler de toprağa inerken kestanelere dönüp, "sizin oluşumunuzun kökeninde biz va- nz" dedilerse de, kâr etmedi! Çiçek kurulanndan bazılan yapraklann göbeği- ne sığındı. Kısa sürede fındık büyüklüğüne ulaşan kestane meyvelerine can veren ince dallar rüzgâ- nn beşiğinde sallanırken arada bir, "Eyy meyve- ler, sizin oluşumunuz şu yapraklann göbeğindeki çiçek kurulanna dayanıyor" diye seslendiler. Ama kestaneler, "Ha, hı" deyip geçtiler, onlar için var- sa yoksa kendi büyümeleri! Kestaneler büyüdükçe açık yeşil görünümleri daha da belirginleşti. Üzerlerindeki dikenler de on- laria birlikte hemen delikanlılaştı. Öyle bir duruş- lan var ki, her bir diken, değil o kestane meyvesi- ni, ağacı ayakta tutuyor! Haziran sonunda, ceviz büyüklüğüne ulaşan meyvelerden birinin etrafındaki dikenleri sayayım dedim, 50'de bıraktım. "Bu kestaneyi ben yarat- tım, ağaca da katkım olmuştur" diyen dikenlerden birine takıldım: - Bu kadar havalı duruyorsun, ama bak senin gi- bi en az "lOOtane var! Duruşunu bozmadı: - Haa, evet. Onlar da vari Aklım fıkrim, dikenli yeşil örtünün içinde oluşan meyvede. Şöyle kulağımı dayayıp içeriden ses ge- lecek mi, dinleyeyim dedim. Dikenler, az kalsın kulaktan edecekti. Kendi kendime takıldım: - Bir orası kalmıştı! Her bir dalda, 50'ye yakın doğum olmuştu. Ce- viz büyüklüğüne ulaşıp hayatta kalanlann sayısı or- talama 4-5 oldu. Yaşayanlar, kestaneleri taşıyan küçük dalcığın att kısmındakilerdi. Uçtakilerin hiç- biri yaşamadı. Dalın uç kısmı da meyvelerin düş- mesinden sonra, soldu, çöpleşti. Belki başta, dü- şen meyvelere sevinip, "Ohh daha rahat ederim, taşımam " demişti. Ama, zamanla meyvesiz bölüm işlevsizleşti, kuru bir "sap" kaldı geriye! Damarları ırmağı, içe kıvnmlan vadiyi andıran yapraklar, temmuz başında daha ağırbaşlı hale geldiler. Onceleri her rüzgârda dalgalanır, deliş- men sallanırlardı. Meyvelerin getirdiği tatlı yük, ka- lınlaşan damarlar, onların rüzgârla dansının ritmi- ni değiştirdi. Bir yaprağın nesi vari Ağacın altına girdim, gökyüzü görünmüyor. Dal- lann etrafında iç içe üst üste örülü yapraklar, her biri ayn dünya, gökyüzünün amnda adeta bir ga- laksi oluşturmuş gibiydi. Bir yaprak kümesine do- kunup seslendim: - Bir yaprağın nesi var, bin yaprağın galaksisi var! Bütün kış, çıplak güzellikleriyle ağacın tek un- suru gibi duran dallar, yapraklann arasında yan kaybolmuş haldeydi. Binlerce yaprağa can suyu vermenin hazzıyla doluydular. Gerçi onlara kâlsa, gökyüzünü de dallanyla ayakta tutuyortardı. Ama olsun, bir şey işlevini sürdürüyorsa, bunu abartsa bile hoş görmek gerekir, deyip birkaçına dokun- dum. Mart başında, çıplak dallann ucundan soyunup çıkan, 15 güne kalmadan bütün ağacı giydiren to- murcukların dış kabuklarının dipleri, yaprak grup- lannın başlangıç yerinde çizgi çizgi duruyor. Her biri, arkaik çağdan kalmış sütun temelleri gibi, ta- rih ve hayat kokuyordu. Temmuzun ikinci yarısından sonra bir akşam alaca aydınlığı. Aniden yağmur bastırdı. Aklıma ilk bizimkiler geldi. Acaba meyve yüzeyi, diken dip- leri yağmurda nasıl olur? Yapraklar için yağmur tanıdık, ama meyvelerbi- raz saşırmış görünüyordu. Yanılmıyorsam, do- ğumlanndan az sonra tanımışlardı. Hayal mayal anımsıyor olsalar gerek. Su damlacıklan ayın yü- zeyini andıran engebeli sırtlarında ince ince biri- kipyeredüştü. Meyvelerden birine uzandım, avuç- lanmın içine aldım. Nasıl heyecan vericiydi. Biraz- cık sıkayım, daha iyi hissedeyim dedim, dikenler uyardı, gevşettim. Meyve avuçlanmın içinde, ses- lendim: llahi kestaneler, bana daha neler öğreteceksiniz neler! Demek ki, insanın avuçlannın içinde hissettiği bir şey, dokunamayacağı kadar uzak olabilirmiş! Hikmet Çetinkaya'ya ÇYDD Onur Ödiilii Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Onur Ödülü, laiklik ve Fethullah Gülen konusunda yaptığı araştırmalar ve yazıları nedeniyle gazetemizin Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya'ya verildi. Çetinkaya adına ödülü arkadaşımız Yusuf Ziya Ay aldı. Bu yıl ilk kez düzenlenen "Geleneksel ÇYDD Basın Ödülleri" dün akşam Aya İrini'de düzenlenen törenle sahiplerini buldu. "Türkiye'de laiklik, demokrasi ve insan haklarına dayalı Cumhuriyet'in yaşatılmasına ve çağdaş bir toplumun oluşmasına haberleriyle katkıda bulunan" gazetecileri ödüllendirmeyi amaçlayan ÇYDD Basın Ödülleri jürisinde, Milliyet gazetesinden Melih Aşık, Hürriyet gazetesinden Zeynep Atikkan, Cumhuriyet gazetesinden Deniz Som, ÇYDD Yönetim Kurulu üyesi-gazeteci Deniz Banoğlu ve ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan yer aldı. Jürinin değerlendirmesi sonucu "Halkın Parası Irticaya Akıüldı" haberiyle gazetemiz muhabiri Ipek Yezdani'ye Birincilik Ödülü, "Fethullah Grubunun Osmanlı hayali" haberiyle Iskenderun Ses Gazetesi muhabiri Akın Bodur'a Jüri Özel Ödülü, "MEB bunu hep yapıyor" haberiyle de Milliyet gazetesi muhabiri Sibel Kahraman Şen'e Mansiyon verildi. (UĞUR DEMlR)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle