Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 1999 PAZÂR
8 HABERLERÎN DEVAMI
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
nulacak son nokta, böylece beliriendi.
Ne ki, oyun henüz sona ermedi. Başbakan Ece-
vit, işçilerin duyarlı oldukları emeklilik yaşında ödün
vermeyeceğini açıkladı.
Bir aydâ iki günde bir yapılan akaryakıt zamlan ile
geri alınan memura yüzde 20 zammı iyileştirecek bir
adım atılmayacağı, Başbakan'ın tutumundan belli.
Hükümet, işverenler dışında hiçbir kesime ödün
vermeyi düşünmüyor.
Işveren dışındaki kesimlerden ödün almanın pe-
şinde...
Hükümetin Sosyal Güvenlik Yasası'nın komisyon
müzakerelerini önümüzdeki haftaya ertelemekteki
amacı; olanaklan zorlayarak işçiyle uzlaşma yolu aç-
mak değil.
Tam tersine; isteklerini geri çevirerek işçilere ders
vermekti.
Hükümet, bu hafta işçi kesimini doyuracakyeni bir
öneride bulunmaz, yasal engeller sıralanarak işçiler
zorda bırakılmazsa son silahlan genel grevin ger-
çekleşme şansı yüksek.
Ecevit, kuşkusuz Kızılay'daki mitingi izlerken "ge-
nel grevin veya iş yavaşlatmanın" kaç gün sürebile-
ceğini veya nasıl engelleneceğini hesaplıyordu.
Oysa, ekonomiyi canlandırmak amacıyla açıkla-
nan önlemler, hele Temizel'in vergi yasasındaki ana
ilkeleri tahrip eden kararlar, işçiye ve memura, haklı
okjuklan isteklerde sağlam bir dayanak oldu.
Türk-lş açıklanan düzenlemelerin "vergide büyük
tahhbata yol açacağını" söyiüyor.
Gazetelerdeki yorumların hemen hepsi yasadaki
değişikliklerın hem vergı yitmesine neden olacağını
hem de darda olan kimi büyük şirketleri kurtarmaya
' yarayacağını öne sürüyor.
Son olarak, Enis Berberoğlu da "ekonomik pa-
, ketin halktan aldığını zengine vereceğini" yazdı.
Bu yorumlarla, işçi ve memur örgütlerinin görüşü
örtüşüyor.
Bir-iki gün içinde ortaya çıkan manzaraya göre,
ekonomik önlemleri hükümetle iş çevreleri ve bu iki
çevrenin yalakalan beğeniyor, övüyor.
Bu görüntü, Türk-lş Başkanı Meral'i "Hükümet
' belli bir kesime böyle cömertçe davranırken, sıra
(
emekliye, memura, işçiye geldiği zaman bütün ka-
' pılan kapatıyor. Ülkenin yüzde 80'i sıkıntı içinde ya-
v
şarken, yüzde 20'sibu paketle bayram ediyor" diye
konuşmaya itiyor,
Oyle mi, böyle mi?
Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan'ın yanıtını, bilmem
duydunuz, okudunuz mu?
Hak arayan işçi ile memur kuruluşlannt popülizm
; yapmakla suçluyor! Iyi mi?
Hükümet karşı saldırıya geçiyor. İşçilerin 40 yıldır
istediği; iş güvencesı, işsizlik sigortası, kayıt dtşı ça-
lışanlann kayda alınması gibı konularda düzenleme-
ler getireceğıni duyuruyor.
Tabıi iktidar saldırısı, işçinin ateşini söndürmek için!
Diyelim ki, işçilerle memuriar haksız davalann pe-
şine düştü. İTO Başkanı Mehmet Yıldınm neden
sert konuşuyor? Hükümetin ekonomik paketi "kimi-
lerinden aldığı yanlış bilgilerte" hazırladığını söylü-
yor.
Paketi inceledikten sonra, Türkiye Seyahat Açen-
teleri Birliği Başkanı Talha Çamaş niçin "Turizmi
gözden çıkardılar" diyor?
ANAP Milletvekili Aydın Ayaydın muhalefet oteun
diye mi "pakette borsanın unutulduğuna" değini-
yor.
Pek fazla aşina olmadığı konulan içerdiği için pa-
ketle ilgili açıklamaları yazılı bir metinden okuyarak
yanlışlık yapmamaya özen gösteren Başbakan Ece-
vit ise işçiye gürlüyor.
âra, pakete yönelik eleştirilere gelince, sesi solu-
ğu çıkmıyor.
DİSK Başkanı Vahdettin Karabay, "Hükümet iş-
verenlerin talebini yerine getirdı" dedikten sonra ek-
liyor:
"Şimdi sıra işçilerin talebinde." •>-
Bu hafta öyle mi, yoksa böyle mi, göreceğiz!
Tahran'la sınırda asker pazarhğı
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - tran yöneti-
mi, yanlışlıkla sının geçen ve gözaltına alınan 2
Türk askerini dün de serbest bırakmadı. Türkiye
ve îran askeri makamlan, askerler için sınırda sı-
kı pazarlık yûrûttü. tran ile Türkiye arasında ya-
şanan sınırbunalımları sona ermiyor. tran'ın Türk
savaş uçaklannın hava sahasını ihlal ederek saldır-
dığı iddiasınm ardından, Türk birliklerinin sının
karadan çiğnediğini ve çatışmalann yaşandığını
öne sürmesi ilişkileri gerginleştirdi. Türk Dışişle-
ri Bakanlığı, iddialann doğru olmadığını, bir on-
başı ve bir erin sının yanlışlıkla geçtiklerini bil-
dirdi. Türk askerleri, persembe günü Îran devriye
birliklerince gözaltına alınmışlardı.
Türkiye, askerlerin bir an önce geri alınması
için îran makamlanyla temasa geçti. Cuma günü-
nün Iran'da resmi tatil olması nedeniyle dün sınır-
da iki ülke yerel askeri makamlan arasında sıkı pa-
zarlıklar yaşandı. Türkiye askerlerin bir an önce
verilmesini isterken tran, benzer olaylann yaşan-
maması için Türk askeri makamlannın gerekli ön-
lemleri almasını istedi. Tutuklandıklan belirtilen
askerler dün de serbest bırakılmadı.
Türkiye ile Îran Yüksek Güvenlik Komitesi.
ağustos ayının başında toplanacak. Türkiye, top-
lantıda. Kuzey Irak'tan kaçan PKX teröristlerinin
Îran topraklanna yerleşmesinin önlenmesini iste-
yecek.
İran basınmdan Türkiye'ye suçlama
tran'ın Türkiye ile gergın olan ilişkılerini tır-
mandırma kampanyasına katılan tran gazetelen,
Türkiye'ye ateş püskürdü. tran'da tngilizce ya-
yımlanan "Îran Daiiy ve "tran News" gazetelen,
iç politikada yaşadığı bunalımlar nedeniyle ilişki-
leri gergınleştirdıklerini iddia ettikleri Türkiye'ye
"gerekli dersin verilmesi zamarunın gektiğjni" yaz-
dılar. İran Daily gazetesi, "Ankara gerüimi yük-
setten tarafin uluslararası arenada mutiak mağlup
olacağını, Türk generalkr de oyuna başlamadan
önce karşı tarafin gücünü incetemeleri gerektiğini
bilmeleri gerekir'' ifadesine yer verdi. Gazete, Tür-
kiye'nin bölgesel politikasının komşulanyla geri-
lim üzerine kurduğunu, Yunanistan. tran, Irak, Su-
riye ve Ermenistan'la ilişkilerinin bunun bir kanı-
tı olduğunu öne sürerken "Bu politikanın gelişme-
sinin en önemli göstergesi. Ankara ile Tel-Aviv ara-
sındaoiuşturulan askeri işbirBguıin bölgeyesundu-
ğu tehdıtnr" dedi. "Irak'ın tran'a yönelik saldır-
gan rurumu ve Irak'ın bugünkü durumu Türki-
ye'ye ders otmahdır'' diye yazan tran Daily, "Bü-
lent Ecevit'in son açıklamaları. Türkjetlerinin sal-
dınian, Türk askerkrinin başansız tran'ı işgal gi-
rişimleri Türkiye've gerekli dersin veriimesi zama-
nının geldiğmi gösteriyor" rfadesine yer verdi.
Tahran Radyosu'nda yayımlanan yorumda ise
daha ılımlı bir tutum sergilendi. Radyo. Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel'ın El Ahram ve El Ha-
yat gazetelerine yayımlanan demecinde iddialan
reddettiğini kaydetti.
Demirel'in diğer Türk yetkılilerinden daha yu-
muşak olduğu görüşü di le getirilen yorumda, Ece-
vit'in tran'daki rejime ilişkin açıklamalan anım-
satılarak şöyle denildi: "Türkiye yetkilikrinin,
tran ve Türkiye'nm göz önünde bulundurmalan
ve bu ülkenin baa yetkililerinin ortaya çıkan şüp-
helerin giderilmesi için çaba göstermeleri uygun
olur. İran ve Türkhe'nin hassas durumunda, her-
hangi bir bahane ile iki ülkenin karşüıklı çıkarla-
nna zarar vereceği ve bu gerginlikten ve kanşık-
lıktan sadece tran ve Türldye'nin dûşmanlannın
faydalanacaklannı betirtmeye gerek yok."
Bir ıııület kaderine el koydu
• Baştarafı 1. Sayfada
hür ve bağımsız yaşamayı
kendısine 'şiar edinen' Türk
milletinin tarihi başanlann-
dan biri olduğunu ifade etti.
Birınci Dünya Savaşı'nın
ardından yaşanan süreçte
varlığına kastedilen Türk
milletinin kendi kaderine el
koyduğunu ve her yönüyle
örnek bir bağımsızlık müca-
delesi verdiğini vurgulayan
Demirel, böylece Türk ulu-
sunun, büyük Atatürk'ün
önderliğinde, tüm imkânsız-
lıklara rağmen muhteşem
bir destan yazarak Kurtuluş
Savaşı'nı kazandığını, çağ-
daş Türkiye Cumhuriyeti'ni
kurduğunu belirtti. TBMM
Başkanı Yıkhnm Akbuhıt
Lozan Antlaşması ile yaban-
cı ülkelere verilmiş olan ay-
ncahklann tümüyle ortadan
kaldınldığını vurgularken,
Başbakan Bülent Ecevit,
antlaşma ile bağunsızlık ve
toprak bütünlüğünün sağlam bir güvenceye ka-
vuştuğunu belirtti.
Kutiamalar
CHP tstanbul il ve ilçe örgütleri temsılcıleri,
Lozan Antlaşması'nm 76. yıldönümü nedeniyle
dün Maçka Parkı'ndakı Ismet tnönü Anıtı'na çe-
lenk koyarak saygı duruşunda bulundu. CHP ts-
tanbul tl Başkanı Mehmet Bölük, Lozan Antlaş-
ması ile uzun yıllar ülkenin "kanmı emen" kapi-
tülasyonlara son verilmesine karşın bugün Türki-
ye gibi ülkeleri emperyalizme tutsak edecek yeni
dünya düzenine uygun tahkim anlaşmalannın tar-
tışıldığını vurgulayarak, Lozan'ın bu ortamda da-
ha da büyük bir anlam kazandığını söyledi.
ADD tstanbul şubelerinin temsilcileri de dün
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk koyarak, Ata-
türk ve cumhuriyet şehitleri için saygı duruşunda
bulundular. ADD tstanbul Merkez Şube Başkanı
BUge Bilgiç, anıt önünde yaptığı açıklamada, Ba-
tılılann sermaye ve sömürü örgütleri olan Dünya
Bankası ve IMF gibi kuruluşlann, kalkınmasını
Ismet tnönü'nün tzmir Konak'taki doğduğu ev düzenlenen törenle müzc olarak açıl-
dı. Törene CHP lideri Altan Öymen, İzmir YalisL Vali Yardımcısı, İnönü'nün km, da-
madı ve çok sayıda yurttaş kabldı. (Fotoğraf: OZAN YAYMAN)
yeterince gerçekleştirememiş ülkelere sermaye ih-
racı yoluyla bu ülkeler üzerinde siyasi tahakküm
kurmak istediklenni vurguladı. Bilgiç şunlan söy-
ledi: "BanlılannTürkhe'yeuygularmavaçahştık-
lan bu dumm, Lozan Banş Antlaşması'> la elde et-
tiğimiz siyasal bağımsızlığımızın adım adım orta-
dan kaldınlması ve yeniden esaret belgesi olan
Sevr'in şartlannı yaratmaktadır. Uluslararası tah-
Idme ve benzeri anlaşmalara onay vermek veya
görmezden gehnek, Türk halkının iradeâni yok
saymaktırr
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD)
tarafından Lozan Antlaşmasf nın 76. yıldönümü
nedeniyle tnönü VakfTyla ortaklaşa düzenlenen
"Cumhuriyetin Temd İlkeleri ve tç Banş" konulu
söyleşi dün akşam Aya trini'de gerçekleştirıldi.
ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan.
Cumhuriyetin kuruluşu ve Lozan Antlaşması gi-
bi bir dizi gelişmeyle yoluna girdiğine inanılan
Cumhuriyetin temel ilkelerinin, günümüzde irti-
ca dayatmasıyla karşı karşıya olduğunu vurgula-
dı. Saylan özetle şöyle konuştu:
T-17TEMMHZ1999
Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı
6. Uluslararası istanbul Caz Festivali programında
12 Temmuz 1999 tarihinde yer alan
Marc Ribot y Los Cubanos Postizos / ;•...-
"Jazz en Clave" with Chucho Valdes ; "\\ "'
with special guest Michel Camilo
konserinin gerçekleştirilmesindeki değerli katkıfarı için
Garanti Sigorta' ya teşekkür eder.
GARANTI
SİGORTA
FESTttfAL SPOiSOBU KURUMSAL SPONSORLAR
KOÇBANK V
•Huupr
7 -17 TEMMH1S9S
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı
6. Uluslararası İstanbul Caz Festivali programında
15 Temmuz 1999 tarihinde yer alan
Kenny Garret Ouartet / Courtney Pine konserinin " '
gerçekleştirilmesindeki değerli katkıları için
Garanti Bankası'na teşekkür eder.
reSTTVAL SPONSCfiTJ KURUMSAL SPONSOHLAH ' *
RENADI2 Gjmt*rrywi
"Medis'te Kuran kurslan
yasa tasansı görüşülürken
dindarhk tardşmalan yapdı-
yor.Hepimizolup bitenieriiyi
aniamabyız. Komünizme
karşı Amerika ve Avrupa'run
Türk-tslam sentezi ovunlan-
na alet edüdik. Bu ülkeye kul-
luk bilincini geri getirmeye ça-
bşanlara karşı eleştirmenin
ötesinde hepimiz çözüm ara-
mahyız" dedi.
'Kurumlararası
banşzor'
Konuşmacılardan Marma-
ra Üniversitesi Hukuk Fakül-
tesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
lbrahim Kaboğhı. 1980'li yıl-
lardan bu yana Türkiye'de
Cumhuriyetin birleştirici te-
mel ilkelerinin kurumlar ara-
sında çatışma unsuruna dö-
nüştürüldüğünü belirterek
"Türkiye bir zıtuklar ülkesi
haline getirildi" dedi. Bu ça-
tışmanın, lıberal demokrası-
nin iki koşulundan ekonomik liberalizme geniş
olanaklar tanınırken siyasi liberalizmin baskı al-
tına alınmasından kaynaklandığını sa\-unan Ka-
boğlu, "Paraya sonsuzözgüıiüktanıyan, buna kar-
şıhk düşünceye özgürlük tanınıavan anlayışla Tür-
kiye'de kurumlar arası banşın sağlanması zordur"
diye konuştu. İç banşın sağlanmasında sürdürüle-
bilir gelişmenin belirleyici olduğunu kaydeden
Kaboğlu özetle şunlan söyledi:
"lluslararası tahkimle kamu imtiyazı vererek
çağuthğunzyabana sermaye,Cudi Dağı yada Kar-
dak kayahklan yerine Sakarya Ovasu Bergama.
Çamlıhemşin ya da Bursa'da yatınm yapacak.
Türkiye'de hâiâ baa bakanlar, insan haklannı Av-
nıpa Birfiği'ne girmenin ön koşulu saymayıp Av-
rupa Birttği'ni yalnızca ekonomik bir birlik sanı-
yor. Bu anlayışla iç banşı sağlamanın imkânı yok-
tur" görüşünü savundu.
ÇYDD Yönetim Kurulu Üyesi ve Mimar Sinan
Üniversitesi Atatürk İlkeleri Öğretim Görevlisi
Abdullah Kehale ise emperyalizmin Osmanlı'dan
bugüne kadar Türkiye'de etnik ve dinsel unsurla-
n kullanarak üniter yapıyı
bozmaya çalıştığını söyledi.
Kehale, MAI Anlaşması ve
uluslararası tahkimin Os-
manlı'nın kapirülasyonları-
nın günümüze revize edil-
mesi olduğunu kaydetti.
tnönü'nün evi müzc
KÜLTÜR • SANAT (0212) 293 89 78 (3 HATI
Borusan Kültürve
etl merı10.00-13.00
Atolye
Uğur Oe^ırmcnaodlu
5 D 4 İ H İ "
E 12.30-17:30
Vıdeodan Opera.
E ven*
"Un BâHo m Mâ^chera*
d) «37 dk)
29
N
i
10:00-12:30
Atöyç
Sonf» Bohtonder
28N
: 3
; E
!M
12:30 a Gostenm)
17:30» Gosterm»
Videodan Op«rı:
Verdı
1400-16.30
Atöiye
GaaSe*cuk
Şentr Ytlda
\S-12 vaj gnjbu,
12-30,-17:3(h>
Vkleodan Opera
•0tello"(M? dk)
M
i
77.30
01 Göslefim)
Vıdeodan
Opefa
Verdi
•La For»
De) Destmo"
(lBOdkJ
10:00-
13:00
Atölye.
E
E
»
'Kcntak!
S« <
BORUSAN Etkinlikler ücretsizdir.
ÖZGÜN BASKI RESİM SERGİSİ
MUSTAFA ASLIER, AYDINAYAN, FERRUHBAŞAĞA,
İBRAHİM ÇİFTÇİOĞLU, DEVRİM ERBİL, VEYSEL GÜNAY, ERGİN İNAN.
HAYATİ MİSMAN, GÛROL SÖZEN, FAHRİSÜMER,
SÜLEYMAN SAİM TEKCAN, HANEFİ YENER.
N e v z a t Metin'ın sanat yanetmenlığini üstlendiğı "Özgün Baskı Resım Sergisi'nde
12 ûnU Tüfk ressamının eserten yef ajmaktadır.
Sergi Süresi: 21 Temmuz 10 Ağustos 1999 Saat: 10:00-2200 ;
Yer: Prolilo Alışvenş Meıkezı Cemal Sahir Cad. Kat 1 No: 2628 Mecidiyekay ' •
Tfll: (0212)2164400/145
PROFİLO
ALIŞV1RIŞ <WİKRIC
MECİDİYEKÖY
YAZ KARMASI'99
25 Haziran-25 Eyivl
Abidin Dino
Eren Eyüboglu
Fikret Mualla
Mübin Orhon
Orhan Peker
Burfıan Uygur
Avni Arbaş
Ali Atmaca
GUIgUn Başarır
Burhan Dogançay
Turan Erol
Julide
Komet
Metin Talayman
Adnan Vannca
ADTİ6AN
ŞAKAYIK SOKAK NO: 54/1
NİŞANTASI / TEl : 247 90 81
Yıldönümü çerçevesinde,
Lozan Konferansı Türkiye
Delegasyonu Başkanı tsmet
İnönü'nün Konak'taki doğ-
duğu ev, düzenlenen törenle
müze olarak açıldı. tnö-
nü'nün doğduğu evde dü-
zenlenen törene CHP Genel
Başkanı Altan Öymen. İzmir
Valisi Kemal Nehrozoğiu,
Vali Yardımcısı Ramazan
Urgancıoğlu, İzmir Emniyet
Müdürii Hasan Yficesan,
Inönü Vakfi Başkanı ve ls-
met inönü'nün kızı Ozden
Toker ile gazeteci eşi Metin
Toker, Çağdaş Yaşamı Des-
tekleme Derneği (ÇYDD)
İzmir Şube Başkanı Asuman
Boyacıgiller de katıldı.
Nehrozoğiu. müze haline
getirilen evin anahtannı İnö-
nü'nün kızı Özden Toker'e
verdi. Törene evin bulundu-
ğu sokakta yer alan diğer ev
sahiplerinin de büyük ilgi
gösteTdiği gözlendi. Özden
Toker, törene gösterilen bü-
yük ilgi karşısında, "Umu-
yorum bugün burada ba-
bamla komşuluk yapmış ve
bugün hâlâ hayatta olan kişi-
ler de vanhr. Bu evi asıl sahip-
lenecek olan. bu sokakta ya-
şayan komşulanmızdır" de-
di.
ADD Izmir şubeleri de,
Konak Alanı'ndaki basın
toplantısının ardından Lozan
Konferansı Türkiye Dele-
gasyonu Başkanı Ismet Inö-
nü'nün Konak'ta doğduğu
eve giderek sivil toplum ör-
gütlerinin düzenlediği törene
katıldılar. Konak Alanı'nda
ADD üyeleri ve sivil toplum
kuruluşlannın da katıidığı
toplantıda Dernek Başkanı
Saadettin Dikkaya, 21. yüz-
yıla doğru giderken Türkiye
üzerine yeni oyunlar oynan-
dığını belirtti.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
B Baştarafı 1. Sayfada
tiler. Geçen ay solan çiçeklerin kurulan, kısa sü-
rede dikenleşen tırtıl aralarında kendilerine yer
bulmaya çalıştılar. Rüzgârla biıiikte pul pul kay-
boldular. Bir akşam üzeri yağan yağmurda son
kuru tanecikler de toprağa inerken kestanelere
dönüp, "sizin oluşumunuzun kökeninde biz va-
nz" dedilerse de, kâr etmedi!
Çiçek kurulanndan bazılan yapraklann göbeği-
ne sığındı. Kısa sürede fındık büyüklüğüne ulaşan
kestane meyvelerine can veren ince dallar rüzgâ-
nn beşiğinde sallanırken arada bir, "Eyy meyve-
ler, sizin oluşumunuz şu yapraklann göbeğindeki
çiçek kurulanna dayanıyor" diye seslendiler. Ama
kestaneler, "Ha, hı" deyip geçtiler, onlar için var-
sa yoksa kendi büyümeleri!
Kestaneler büyüdükçe açık yeşil görünümleri
daha da belirginleşti. Üzerlerindeki dikenler de on-
laria birlikte hemen delikanlılaştı. Öyle bir duruş-
lan var ki, her bir diken, değil o kestane meyvesi-
ni, ağacı ayakta tutuyor!
Haziran sonunda, ceviz büyüklüğüne ulaşan
meyvelerden birinin etrafındaki dikenleri sayayım
dedim, 50'de bıraktım. "Bu kestaneyi ben yarat-
tım, ağaca da katkım olmuştur" diyen dikenlerden
birine takıldım:
- Bu kadar havalı duruyorsun, ama bak senin gi-
bi en az "lOOtane var!
Duruşunu bozmadı:
- Haa, evet. Onlar da vari
Aklım fıkrim, dikenli yeşil örtünün içinde oluşan
meyvede. Şöyle kulağımı dayayıp içeriden ses ge-
lecek mi, dinleyeyim dedim. Dikenler, az kalsın
kulaktan edecekti. Kendi kendime takıldım:
- Bir orası kalmıştı!
Her bir dalda, 50'ye yakın doğum olmuştu. Ce-
viz büyüklüğüne ulaşıp hayatta kalanlann sayısı or-
talama 4-5 oldu. Yaşayanlar, kestaneleri taşıyan
küçük dalcığın att kısmındakilerdi. Uçtakilerin hiç-
biri yaşamadı. Dalın uç kısmı da meyvelerin düş-
mesinden sonra, soldu, çöpleşti. Belki başta, dü-
şen meyvelere sevinip, "Ohh daha rahat ederim,
taşımam " demişti. Ama, zamanla meyvesiz bölüm
işlevsizleşti, kuru bir "sap" kaldı geriye!
Damarları ırmağı, içe kıvnmlan vadiyi andıran
yapraklar, temmuz başında daha ağırbaşlı hale
geldiler. Onceleri her rüzgârda dalgalanır, deliş-
men sallanırlardı. Meyvelerin getirdiği tatlı yük, ka-
lınlaşan damarlar, onların rüzgârla dansının ritmi-
ni değiştirdi.
Bir yaprağın nesi vari
Ağacın altına girdim, gökyüzü görünmüyor. Dal-
lann etrafında iç içe üst üste örülü yapraklar, her
biri ayn dünya, gökyüzünün amnda adeta bir ga-
laksi oluşturmuş gibiydi. Bir yaprak kümesine do-
kunup seslendim:
- Bir yaprağın nesi var, bin yaprağın galaksisi var!
Bütün kış, çıplak güzellikleriyle ağacın tek un-
suru gibi duran dallar, yapraklann arasında yan
kaybolmuş haldeydi. Binlerce yaprağa can suyu
vermenin hazzıyla doluydular. Gerçi onlara kâlsa,
gökyüzünü de dallanyla ayakta tutuyortardı. Ama
olsun, bir şey işlevini sürdürüyorsa, bunu abartsa
bile hoş görmek gerekir, deyip birkaçına dokun-
dum.
Mart başında, çıplak dallann ucundan soyunup
çıkan, 15 güne kalmadan bütün ağacı giydiren to-
murcukların dış kabuklarının dipleri, yaprak grup-
lannın başlangıç yerinde çizgi çizgi duruyor. Her
biri, arkaik çağdan kalmış sütun temelleri gibi, ta-
rih ve hayat kokuyordu.
Temmuzun ikinci yarısından sonra bir akşam
alaca aydınlığı. Aniden yağmur bastırdı. Aklıma ilk
bizimkiler geldi. Acaba meyve yüzeyi, diken dip-
leri yağmurda nasıl olur?
Yapraklar için yağmur tanıdık, ama meyvelerbi-
raz saşırmış görünüyordu. Yanılmıyorsam, do-
ğumlanndan az sonra tanımışlardı. Hayal mayal
anımsıyor olsalar gerek. Su damlacıklan ayın yü-
zeyini andıran engebeli sırtlarında ince ince biri-
kipyeredüştü. Meyvelerden birine uzandım, avuç-
lanmın içine aldım. Nasıl heyecan vericiydi. Biraz-
cık sıkayım, daha iyi hissedeyim dedim, dikenler
uyardı, gevşettim. Meyve avuçlanmın içinde, ses-
lendim:
llahi kestaneler, bana daha neler öğreteceksiniz
neler!
Demek ki, insanın avuçlannın içinde hissettiği bir
şey, dokunamayacağı kadar uzak olabilirmiş!
Hikmet Çetinkaya'ya
ÇYDD Onur Ödiilii
Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği
(ÇYDD) Onur Ödülü,
laiklik ve Fethullah
Gülen konusunda
yaptığı araştırmalar ve
yazıları nedeniyle
gazetemizin Genel
Yayın Koordinatörü
Hikmet Çetinkaya'ya
verildi. Çetinkaya
adına ödülü
arkadaşımız Yusuf Ziya
Ay aldı. Bu yıl ilk kez
düzenlenen
"Geleneksel ÇYDD
Basın Ödülleri" dün
akşam Aya İrini'de
düzenlenen törenle
sahiplerini buldu.
"Türkiye'de laiklik,
demokrasi ve insan
haklarına dayalı
Cumhuriyet'in
yaşatılmasına ve çağdaş
bir toplumun
oluşmasına
haberleriyle katkıda
bulunan" gazetecileri
ödüllendirmeyi
amaçlayan ÇYDD
Basın Ödülleri
jürisinde, Milliyet
gazetesinden Melih
Aşık, Hürriyet
gazetesinden Zeynep
Atikkan, Cumhuriyet
gazetesinden Deniz
Som, ÇYDD Yönetim
Kurulu üyesi-gazeteci
Deniz Banoğlu ve
ÇYDD Genel Başkanı
Prof. Dr. Türkan
Saylan yer aldı. Jürinin
değerlendirmesi sonucu
"Halkın Parası Irticaya
Akıüldı" haberiyle
gazetemiz muhabiri
Ipek Yezdani'ye
Birincilik Ödülü,
"Fethullah Grubunun
Osmanlı hayali"
haberiyle Iskenderun
Ses Gazetesi muhabiri
Akın Bodur'a Jüri Özel
Ödülü, "MEB bunu
hep yapıyor" haberiyle
de Milliyet gazetesi
muhabiri Sibel
Kahraman Şen'e
Mansiyon verildi.
(UĞUR DEMlR)